8 Aralık 2013 Pazar

DÜNYA 2011

Uluslararası Af Örgütü Macaristan'ı Uyardı 11/01/2011
Macaristan'ın AB dönem başkanlığını devralması üzerinde UAÖ arafından yapılan açıklamada Macar hükümetine insan hakları alanında çeşitli önerilerde bulunuldu. UAÖ açıklamasında özellikle ülkedeki Çingenelerin sorunları üzerinde duruldu.

Uluslarası Af Örgütü bu yıl Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralan Macaristan'ın devlet bakanı Justice Robert Repassy'e insan hakları ile ilgili bir dizi öneri sundu. Çingenelerin haklarının korunması başlığının en ön sıralarda yer aldığı açıklamada, ayrımcılığa karşı mücadele ile adalet, şeffaflık ve açıklığın güvence altına alınması gibi konulara değinildi. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Uluslarası Af Örgütü Avrupa Direktörü Nicolas Beger Macaristan'ın dönem başkanlığı süresince Orta ve Doğu Avrupa ülkerinde insan haklarının korunması noktasında kritik bir rol oynayabileceğine işaret etti.

Uluslararası Af Örgütü'nün açıklamasını değerlendiren Macaristan devlet bakanı Repassy dönem başkanlığı süresince Af Örgütünün uyarılarını dikkate alacaklarını vurguladı. Repassy bunun yanında suç mağdurlarının haklarını korumaya da odaklanacaklarını sözlerine ekledi.

Macaristan'ın dönem başkanlığı Avrupa Birliği içerisinde çeşitli tartışmalara neden oluyor. Almanya Hükümeti dışişlerinden sorumlu devlet bakanı Werner Boyer konuyla ilgili sert bir açıklama yaparak Macaristan'ın özellikle medya ve özgürlükler konusunda diğer ülkelere yol gösterme konumunda olmadığını ifade etmişti. Kimi AB temsilcileri Macaristan'ın dönem başkanlığı sürecinde dönem başkanlığı kurumunun bazı yetkilerinin kısıtlanmasını savunuyorlar.

Macaristan'daki ırkçı Jobbik partisiyle bağlantılı olduğu iddia edilen Magyar Garda isimli terör örgütünün Çingene aileleri hedef alan saldırıları geçmişte çok ciddi tartışmalara neden olmuştu. Çingenelere dönük terör eylemleri halen devam ederken diğer taraftan da ırkçı Jobbik partisi yaptığı çeşitli açıklamalarla Çingene toplumunu Macaristan'ın günah keçisi haline getirmeye çalışıyor. Bu şartlar altında Macaristan'ın dönem başkanlığının Avrupa Birliği'ne neler getirip neler götüreceği ciddi bir tartışma konusu.

Kaynak: http://www.politics.hu/


Yunanistan'da Tansiyon Yükseldi 17/01/2011
Atina'da 7 yaşındaki bir Çingene kızına çarpan motosikletli polis memurunun olay yerinden kaçması büyük bir gerilimin fitilini ateşledi. Olay sonrasında ağır bir biçimde yaralan küçük kız kaldırıldığı hastahanede hayatını kaybetti.

Olayın duyulmasından sonra başkent Atina'nın varoşlarında yaşayan Çingeneler, 5 Ocak'ta şehrin kuzeyinde bulunan Medini semtinde toplanmaya başladılar. Motosikletli polisin kıza çarptığı yere çiçek ve oyuncak koyan öfkeli kalabalık daha sonra çöp kutularını yola sürükleyerek ateşe verdiler. Yaşanan gerginlik sırasında yakından geçen demiryolu hattı yaklaşık 3 saat boyunca kullanılamadı. Olaylar gece boyunca sürerken ufak çaplı yaralanmalar oldu. İçişleri bakanlığından yapılan açıklamaya göre, küçük kıza çarpan 22 yaşındaki polis memuru yakalandı ve gözaltına alındı. Polis memurunun yakalandığı açıklamasının yapılmasından kısa bir süre sonra tansiyon düştü.

Olayların büyümesinde küçük kıza çarpan polis memurunun olay yerinden kaçmasının etkili olduğu düşünülüyor. Küçük kızın ailesi ve akrabaları ise yakalanan polis memurunun kasıtlı olarak kıza çarptığını ve geçmişte de polislerin sokaklarda çiçek satan veya dilenen Çingenelerin üzerine motosiklet sürdüklerini iddia ettiler.

Kaynak: www.zougla.gr

Balkanlarda ve Dünyada Roman Medeniyeti 25/01/2011
Balkanlarda ve Dünyada Roman Medeniyeti Kongresi 21-24 Eylül 2011 tarihlerinde Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenecek. Kongrede Roman Çingenelerinin medeniyet değerlerinin çok yönlü bir biçimde tartışılması ve araştırmacılar arasında bilgi alışverişinde bulunulması planlanıyor.

Romanlar Araştırma, Eğitim ve Sosyal Hizmet Merkezi "Romani Emancipaciya tarafından düzenlenen kongreye çok sayıda başka kuruluş da destek veriyor. Belgrad Roman Kültürü Müzesi, Üsküp Roman Folklorü ve Kültürü Derneği, Slovenya Romanlar Derneği, Zagrep'ten "Kali Sara" Roman Derneği ve Sofya'dan Roman Araştırmaları Derneği kongreye katkı sunan kurumlar arasında yer alıyor.

Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadic'in desteği ile düzenlenen etkinliğin önümüzdeki yıl da düzenleme komitesi tarafından belirlenecek bir başka Balkan ülkesinde, o ülkenin devlet başkanının desteğiyle tekrarlanması planlanıyor.

Belgrad'da düzenlenecek olan kongrede Sırpça, Romanes ve İngilizce dilleri kullanılacak. Kongrede sunum yapmak isteyenlerin en geç 10 Şubat 2011 tarihine kadar yapacakları sunumların özetlerini düzenleme komitesine ulaştırmaları gerekiyor.

Konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak ve sunum başvurusu için irtibat adresi:

centarzaedukacija@yahoo.com

HRW: AB ve ABD Çingenelere Kayıtsız 31/01/2011
2011'in ilk günlerinde Human Rights Watch ( İnsan Hakları Gözlem ) tarafından açıklanan bir rapora göre başta Çingeneler olmak üzere birçok dezavantajlı topluluk AB ve ABD'de ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalıyorlar. Devletler teorik olarak bu yaşananlara karşı çıksalar ve insan hakları ihlallerinin tekrarlanmaması için çalışmalar yürüttüklerini vurgulasalar da 2010 yılında bu alanda önemli mesafeler alındığını söylemek mümkün değil. 
Dünyadaki insan hakları ihlalleri hakkında araştırmalar yapan Brüksel merkezli kuruluş Human Rights Watch, 2010 yılını değerlendirdiği raporunda Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Çingenelere yönelik insan hakları ihlallerini engellemek için yeterince çaba göstermediklerini ifade etti vurguladı. 650 sayfalık rapora göre, AB ve ABD'de Çingenelerin yaşadıkları sorunların çözülebilmesi için yapıcı bir diyalog kurulamıyor. Yapılan girişimler ise uzun soluklu olamıyor.

Dünyanın çeşitli ülkelerindeki insan hakları ihlalleri hakkında düzenli olarak raporlar yayınlamalarına rağmen Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri kurumlarının kendi sınırları içindeki insan hakları ihlallerine karşı kayıtsızlıkları raporda vurgulanan bir başka nokta.

Raporun açıklandığı günlerde meydana gelen 2 olay ise raporda vurgulanan kayıtsızlığı gözler önüne seriyor. Olaylardan ilki 22 Ocak tarihinde Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da meydana geldi. 2008 yılında neo-naziler tarafından sırtından ve kasığından bıçaklanarak öldürülen bir Çingenenin ölüm yıldönümü için yapılan anma, 60 kadar ırkçı tarafından engellenmek istedi. Güvenlik güçlerinin kayıtsız kaldığı tacizler nedeniyle anma yapılamadı.

Diğer bir olay ise ABD'de yaşanmaya devam ediyor. 23 yaşındaki Romanyalı bir Çingene 2008 yılında yasal yolları kullanarak ABD'ye sığındı. Romanya'da Çingene ve eşcinsel olması nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan L.K, kurtuluş olarak ABD'yi seçti. Şimdi ise üzerinde sahte para bulunduğu iddiasıyla sınırdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Üzerinde bulunan paraların sahte olduğunun farkına varmadığını belirten L.K., Şubat ayındaki davanın sonucuna göre sınırdışı edilebilir. Kendini savunacak kadar İngilizce diline hakim olmayan ve avukat tutacak yeterli parası olmayan L.K.'ya, savunma hakkının kutsallığına önem veren ülkelerden birisi olan ABD tarafından Romence bilen bir avukat tutulmadı. L.K. 10 Şubat'a kadar Romence bilen bir avukat bulamazsa büyük ihtimalle, Çingene ve eşcinsel olduğu için birçok kez darp edildiği Romanya'ya geri gönderilecek.

Kaynak: http://www.hrw.org/

Foto-Öykü: Yoksullaşan Balkan Çingeneleri 07/02/2011
Foto-muhabiri Mersina Xhemaijli Kosova ve Arnavutluk'ta çektiği fotoğraflarla Balkan Çingenelerinin her geçen gün zorlaşan yaşamlarına dikkat çekiyor. Kosova ve Arnavutluk'ta yaşayan Çingeneler arasında işsizlik %90'lara ulaşmış durumda. Birbiri ardına gelen sosyal çalkantılar, etnik çatışmalar ve bir türlü bitmek bilmeyen ekonomik kriz Balkan coğrafyasında en çok Çingeneleri etkiliyor. Geleneksel mesleklerini büyük ölçüde kuşaklar önce kaybeden Balkan Çingeneleri geçinebilmek için en zor ve en düşük gelirli işlerde çalışmak zorundalar.

Arnavutluk'un başkenti Tiran ve Kosova'nın Başkenti Priştina'da çektiği fotoğraflarla Balkan Çingenelerinin yoksulluğun pençesindeki hayatlarına ışık tutan Xhemaijli sosyal fotoğrafçılık alanında gerçekleştirdiği çeşitli çalışmalarla tanınıyor. Xhemaijli 2010 yılının Aralık ayında Kosova'da gerçekleştirilen bir foto-muhabirlik projesi kapsamında The Press Institute adlı kuruluşun çalışmalarına katılmış. Xhemaijli'nin bu süreçte hazırladığı çalışmalarını yayınladığı The Press Institute'ün internet sitesinde Afrika, Doğu Avrupa, Amerika ve Asya'da hazırlanmış başarılı foto-belgesel örneklerine yer veriliyor.

İtalya'da Büyük Zulüm 14/02/2011
Yaşları 4 ile 11 arasında değişen 4 Çingene çocuğu yaşadıkları barakada çıkan yangında hayatlarını kaybetti. Son zamanlarda İtalya'daki kimi Çingene mahallelerinde duvarlarda nazi işaretleri ile beraber "Romanlar Dışarı" yazılarına rastlanılıyor.

Roma'nın dış mahallelerinden birinde bulunan göçmen Çingene kampında bulunan barakada çıkan yangın 4 Çingene çocuğunun hayatlarını kaybetmesine neden oldu. Anne babalarının yiyecek almaya gittiği sırada çıkan yangının kesin sebebi halen tespit edilemedi. Görgü tanıkları barakanın birden bire alev aldığını ve yangının nasıl başladığını göremediklerini ifade ediyorlar. Buna karşılık son zamanlarda Roma'daki kimi Çingene mahallelerinde duvarlara nazi işaretlerinin ve Çingene karşıtı sloganların yazılıyor olması olayın ırkçı bir terör eylemi olabileceği yönündeki şüpheleri arttırıyor.

İtalya'da yakın zamanda ülkeye gelmiş 100 binden fazla Roman Çingenesi bulunuyor. Sadece Roma'da Roman Çingenelerinin zor şartlar altında yaşadığı 100'den fazla mülteci kampı var.

Kaynak: BBC

AB Komisyonu Konut Sorununa El Attı 25/02/2011
Bulgaristan'ın AB fonlarından sorumlu devlet bakanı Tomislav Donchev'in açıklamasına göre Avrupa Komisyonu Çingenelere konut inşasını finanse etmeye dönük bir proje için Bulgaristan'ı pilot ülke olarak seçti. Bulgaristan'ın özel televizyon kanalı BTV'ye konuşan Donchev çok yakında Avrupa Birliği fonları ile Çingeneler için konut inşasına başlayacaklarını ifade etti.

Donchev'in açıklamasına göre yeni evlerin yapılacağı alanlar ve bu uygulamadan yararlanacak ailelerin belirlenmesi için çalışma başlatıldı. Avrupa Birliği fonları ile finanse edilecek proje kapsamında Çingenelerin mimar ve mühendislerin katkıları ile kendi evlerini kendilerinin inşa etmesi planlanıyor. 2011 yılında Avrupa fonlarından yaklaşık 1,5 milyar euroluk bir bütçenin Çingeneler için konut inşasına ayrılacağı ileri sürülüyor.

AB fonlarından sorumlu devlet bakanının açıklamasıyla umutlanan Bulgaristan Çingeneleri ise projenin en kısa sürede hayata geçmesini ve yaşadıkları konut probleminden kurtulmayı bekliyorlar.

Kaynak: http://www.sofiaecho.com/

Dünya Çingene Kadınlar Günü İçin İmza Kampanyası 07/03/2011
8-10 Ekim 2010 tarihlerinde İspanya'nın Barselona şehrinde düzenlenen "Uluslararası Çingene Kadınlar Kongresi" 8 Ekim tarihinin "Uluslararası Çingene Kadınlar Günü" olarak kabul edilmesi için imza kampanyası başlattı. Siz de destek olabilirsiniz!

2010 yılında Barselona'da toplanan "Uluslararası Çingene Kadınlar Kongresi" 300'den fazla Çingene kadınını biraraya getirmişti. Çingene kadınlarının dünyanın her yerinde karşı karşıya bulundukları sorunların masaya yatırıldığı kongrede yayınlanan ve 8 Ekim'in "Uluslararası Çingene Kadınlar Günü" olarak ilan edildiği bildiride şu sözlere yer verilmişti: "Kongreye adını veren bu "öteki kadınlar", genellikle diyalogların, tartışmaların ve nihayet farkındalığımızın dışında kalan Çingene kadınlarıdır. Bu kongrede üç yüzden fazla Çingene kadını bir araya geldi ve hayal ettikleri sosyal değişimin yolunu açacak bir harekete hayat verdi: 8 Ekim "Uluslararası Çingene Kadınları Günü " olarak dünyada kabul edilsin!"

8 Ekim'in Uluslararası Çingene Kadınlar Günü olarak ilan edilmesi için düzenlenen imze kampanyasına editörümüz ve sitemizin yazarlarından Ali Mezarcıoğlu da kampanya metnini imzalayarak destek verdi. Siz de 8 Ekim'in "Uluslararası Çingene Kadınlar Günü" olarak kabul edilmesini destekliyorsanız aşağıda linke tıklayarak imza kampanyasına katılabilirsiniz.

Kampanyaya katılmak için tıklayın
Not: Kampanyaya destek olmak için karşınıza gelen sayfanın en altına inin. Göreceğiniz formdaki ilk boşluğa isminizi yazın. İkinci boşluğa mail adresinizi yazın. Üçüncü boşluğa - işareti koyun. Dördüncü boşluğa yaşadığınız ili yazın. Beşinci boşluğa - işareti koyun. En alttaki büyük boşluğa destek mesajınızı yazın. Son olarak SIGN düğmesine tıklayarak destek mesajınızı yollayın. Bundan sonra gelen sayfada hiçbir işlem yapmadan sayfayı kapatın.

Irkçı Teröristler Mahalleyi Kuşattı 18/03/2011
Macaristan'ın Gyöngyöspata kasabasında bulunan Çingene mahallesi yaklaşık 1 Mart'tan beri ırkçı teröristlerin tehdidi altında. Kendilerine "Daha İyi Bir Gelecek İçin Sivil Güvenlik Birliği" adını veren terörist grup 6 Mart günü siyah askeri kıyafetler içerisinde Çingene mahallesine yürüyüş yaptı. Mahallenin etrafını saran grup üyeleri mahalle sakinleri üzerinde psikolojik baskı uygulamaya çalışıyorlar.

Irkçı parti Jobbik ve terör grubu Magyar Garda ile doğrudan bağlantılı olduğu ileri sürülen "Daha İyi Bir Gelecek İçin Sivil Güvenlik Birliği" oluşumunun üyeleri kamuoyunun gözünde sempati kazanabilmek için eylemlerini suça karşı yaptıklarını ileri sürüyorlar. Oysaki Magyar Garda ve bağlantılı grupların gerçek gündeminin ırkçı niyetlerle Çingene düşmanlığını yükseltmek olduğundan kimsenin şüphesi bulunmuyor.

Sayıları 2500 kişiye ulaşan ırkçı grubun mahalleye yürümesinden sonra mahalle sakinlerinin yaşadığı tehlike son bulmuş değil. Halen mahallenin etrafında konuşlanmış durumda bulunan ırkçı teröristler korku saçmaya devam ediyorlar. Geceleri havaya ateş açarak tedirginlik yaratan grup üyelerinin saldırgan tavırları nedeniyle çocuklar okula gitmeye çekiniyorlar.

Bu yıl Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı görevini yürüten Macaristan'da bu olayların yaşanması hem Avrupa ve Balkan Çingenelerinde hem de tüm duyarlı kamuoyunda büyük şaşkınlık yaratıyor. Konuyla ilgili açıklamada bulunan sitemizin editörü ve yazarımız Ali Mezarcıoğlu Macaristan'da yaşananları şu sözlerle değerlendirdi:

"Irkçı terör gruplarının laubali tavırlarına bakıp olayların münferit gelişmeler olduğu düşünülmemeli. Oldukça uzun zamandan beri ırkçı partiler ve ırkçı terör grupları Avrupa çapında organize oluyorlar. Avrupa'nın doğusunda ve batısında ırkçı birlikler oluşturuluyor, fitne masalarında Avrupa'nın geleceğini karartacak stratejiler geliştiriliyor. Öncelikli amaçları Çingeneleri Avrupa'nın en büyük sorunu gibi göstermek. Sıradan insanlarda büyük bir Çingene düşmanlığı yaratmak. Bu tepkiyi kullanarak da daha fazla güç elde etmek. Yeterince güçlendiklerinde ise sıra diğer toplumlara ve karşılarında duran herkese gelecek.

Avrupa'nın tüm duyarlı insanları ve başta biz Çingeneler, bu sürecin durdurulması için çaba harcamak zorundayız. Irkçılar Çingene düşmanlığı temelinde her geçen gün daha büyük ittifaklar kurarken Çingeneleri temsil eden kuruluşların dağınık ve paramparça halleri bizleri dehşete düşürüyor. Çingeneler seslerini daha güçlü duyurabilecekleri birlikler oluşturamadıkları müddetçe ırkçı teröristler mahallelerimize yürümekten, insanlarımızı tehdit etmekten ve Avrupa kamuoyunun gözünde Çingeneleri günah keçisi ilan etmekten çekinmeyeceklerdir. Şüphesiz ki bu süreçte sadece Çingenelerin değil tüm duyarlı yurttaşların sorumluluk alması gerekmektedir.

Bizler, Çingeneyiz.org ailesi olarak Gyöngyöspata'da yaşayan kardeşlerimizin acısını kendi acımız olarak kabul ediyoruz. İnsanlarımızı hedef alan ırkçı teröristleri lanetliyoruz!"

Kaynak: ERRC, RIS Network

Irkçılık Karşıtı Avrupa Networku'ndan İrlanda'ya Çağrı 01/04/2011
Irkçılık Karşıtı Avrupa Networku İrlanda temsilciliği İrlanda hükümetine ekonomik krize bağlı olarak yükselişe geçen ırkçılık temelli olaylara karşı halkı koruması için çağrıda bulundu. Irkçılık Karşıtı Avrupa Networku temsilcileri, Uluslararası Irkçılık Karşıtları Günü dolayısıyla yapılan bir etkinlikte yaşanan bir olayın durumun ciddiyetini çok net bir biçimde ortaya koyduğunu ifade ediyorlar.

Irkçılık Karşıtı Avrupa Networku'nun İrlanda editörü Catherine Lynch'in bildirdiğine göre etkinlik günü Romanlar ve bölgedeki diğer Çingene grupları çeşitli söz ve sloganlarla rahatsız edildiler. Lynch ırkçı eğilimlerin giderek yaygınlaştığını ve durumun görmezden gelindiği takdirde İrlanda için gerçek bir soruna dönüşebileceğini ifade ediyor.

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan yerel yöneticiler ise "ırkçılık" olarak adlandırılan olayların yaygınlaşmasını kalabalık göçmen gruplarının bölgeye yerleşmelerine ve yerel kültüre uyum sağlayamamalarına bağlıyorlar. Sözkonusu olaylardan göçmenleri sorumlu tutan kimi isimler de yok değil. Dublin Büyükşehir Belediye Başkanı Gerry Breen yaşanan olayları şu sözlerle değerlendiriyor: "Eğer sizin davranışlarınız da bir sorun yoksa kimsenin de sizinle bir problemi olmaz. Ama farklı olmanız size bizim kültürümüze, toplumumuza ve ülkemize saygısızlık yapma hakkını vermez."

Irkçı yükselişi göçmenlerin "saygısız" olduğunu iddia ettiği hareketlerine bağlayan Breen gibi yöneticilerin tavrının sorunun özünü görmezden olmak olduğunu ifade eden pek çok sivil toplum kuruluşu temsilcisi olaya bu şekilde yaklaşmanın sorunu daha da büyüteceğini ifade ediyorlar. Irkçı yükselişinin kurbanı konumundaki Çingene grupları ve diğer göçmenler ise gelişmeleri kaygı ve endişe ile izlemeye devam ediyorlar.

Kaynak: Irishtimes

Macaristan'da Neler Oluyor 04/04/2011
Macaristan'ın Gyöngyöspata bölgesinde ırkçı grupların Çingeneleri hedef alan hareketlerini ayrıntılı bir biçimde aktaran aşağıdaki haber "Çek RADYO 1" isimli radyo kanalında yayınlandıktan sonra Gwendon Albert'in çevirisi ile İngilizce olarak ROMEA isimli sitede yayınlanmıştır. Sözkonusu haberi konunun daha iyi anlaşılabilmesi için izleyicilerimizle paylaşıyoruz.

Türkçe Çeviri: Pelin Tünaydın

Irkçılar Macar Köyündeki Romanlara Dehşet Saçıyor

Ağır postalları, kara yelekleri ve beyaz gömlekleriyle her sabah köyü arşınlıyorlar. Karnaval geçidi değil bu; kendilerince bir "asayiş" tasavvurları olan ırkçı Macar Milli Muhafızların devriye gezmesi. Geçtiğimiz hafta Muhafızlar, yerel Romanlara dünyayı dar ettikleri, Macaristan'ın kuzeyindeki Gyöngyöspata köyünde "nizam"ı sağlamaya çalıştılar.

"Mecliste bana 'felaket turisti' olduğumu söylediler," diyor, "Daha İyi Bir Macaristan İçin" sloganlı, aşırı sağcı, radikal muhalefet partisi Jobbik'in başkanı Gábor Vona. Parti 15 Mart'ta Budapeşte'de Muhafızların Gyöngyöspata köyünü hedef almasına karar verdi. Vona "Orada onlarla birlikte olduğumu inkâr etmiyorum. Felaketi duydum, gördüm," dedi.

***

Bu satırların yazarı olan muhabirin Gyöngyöspata'da karşılaştığı ilk kişi Piroska'ydı; yaklaşık 35 yaşında, Roman mahallesinin merkezindeki bir evin yanında duran bir kadın. Köydeki Roman azınlık ayrı bir kesimde, Macar çoğunluğun ikamet ettiği konutlardan biraz daha derme çatma evlerde yaşıyor; ama ne kargaşa ne de sefalet var orada. En azından evler ve bahçeler söz konusu olduğunda her şey oldukça yerli yerinde.

Piroska bana "ONLAR"ın her sabah marşlarını söyleyerek burayı arşınladığını, geceleri de pencelerine projektör tuttuklarını söylüyor. Bütün bunlar, Piroska'nın ailesi köyün en düzgün ailelerinden sayılmasına rağmen gerçekleşiyor.

Peki kim "ONLAR"? Genellikle postal giyiyorlar, kimilerinde kamuflaj desenli kıyafet var, ama çoğunluğu siyah pantolon, beyaz gömlek ve arkasında "Daha güzel bir gelecek için" yazan siyah yelekler giyiyor. "Vatandaşları korumak" için kurdukları derneğin adı bu, ama aslında onlar Roman nüfusu korkutup yıldırmaya gelen bildik faşist muhafızlar.

Bu gruplardan birinin lideri olan Tamás Eszes, çok sayıda Romanın hırsızlık yaptığına ve geçimsiz olduklarına ilişkin şikâyetler üzerine sadece köyde neler olup bittiğini kendi gözleriyle görmek istediklerini iddia ediyor. O ve adamları çoktan köyü terk etmiş olmalıydılar, ama iddialara göre Macar nüfus kalmalarını talep etmiş. Eszes Roman olmayan halkın askerlerin nihayet çıka gelmesinden memnuniyet duyduğunu ileri sürüyor.

Piroska'ya yerel Macar halkın Muhafızlar hakkında ne düşündüğünü sorduğumda, hemşerilerinin bu konuda ikiye ayrıldığını söylüyor: Muhafızların gelmesinden memnun olanlar ve onlardan bıkmış olanlar. İnsanlar markete, doktora giderken, otobüs beklerken, nerede olurlarsa olsunlar, etrafta çok sayıda "Muhafızcı" bulunuyor.

"Abartmıyorum: Irkçılık bu," diye ısrar ediyor, Roman hakları ve özgürlüğü için mücadele veren tanınmış bir Macar sivil toplum kuruluşunun yöneticisi olan öfkeli Aladár Horváth. Etrafında yaklaşık 500 kişi var; yarısı Budapeşte'den çeşitli sivil toplum örgütlerinin üyeleri, diğer yarısı yerel Roman halkı.

Toplanmalarının amacı Muhafızların kendilerinde bu yetkiyi görmesi ve –herhangi bir suç işlendiğinde güç kullanmaya yetkili tek merci olan– polisin gerekli adımları atmamasına dikkat çekmek. Daha açık söyleyecek olursak, polis ancak iş Romanları –sözgelimi hırsızlık suçundan– takibe almaya gelince harekete geçiyor, ama yasadışı ırkçı bir birlik bir köyü iki hafta boyunca devriye gezdiğinde hiçbir şey yapmıyor.

Köydeki pansiyonun sahibi olan Magdolna Bernáth aktivistleri orada bir sene, ya da en azından haftanın üç gününü geçirmeye davet ediyor. "Bir iki saatliğine gelirlerse Gyöngyöspata köyündeki durumun gerçek yüzünü göremeyeceklerdir," diyor. Çözümün ne olduğu sorusuna cevabıysa basit: Herkes çalışmalı.

Karnını doyurmak istiyorsan para kazanmalısın – köyün işkadınının çözüm reçetesi bu. "Çingeneler"in çalışmak istemediğini söylemiyor; sadece, herkese yetecek kadar bedava ürün elde edilebilecek geniş ve verimli toprakların uzun süredir boş bırakıldığını belirtiyor.

Bu arada köydeki Roman çocuklar coşkuyla Macar şair Sándor Petőfi'nin eserini okuyorlar, çünkü yılın bu zamanlarında tüm ülkede 1848 devrimi kutlanıyor. Macaristan'da herkes, Roman çocuklar bile, şu dizeleri bilir:

"Macarların Tanrı'sı, Sana ant içeriz, Sana ant içeriz ki – artık köle olmayacağız!"

Arnavutluk Roman Gençlik Kongresi Düzenleniyor 15/04/2011
Bugün (15/04/2011) sabah 10.00'da başlayacak olan Arnavutluk Roman Gençlik Kongresi için çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, ülkenin önde Roman temsilcileri, Roman gençler ve konuya ilgili duyan çeşitli kuruluşların temsilcileri Tiran'daki Ulusal Tarih Müzesi'nde bir araya geliyorlar.

Kongrede başta genç Romanlar olmak üzere ülkede yaşayan tüm Roman Çingenelerinin sorunları ile ilgili tartışmalar yapılacak. Roman gençlerin üzerinde uzlaştığı çözüm önerileri ise değerlendirilmek üzere yetkililere sunulacak. Arnavutluk'ta yaşayan Roman Çingenelerinin sorunlarının çözümlenmesi için yürütülen bir dizi etkinliğin parçası olarak tasarlanan Roman Gençlik Kongresi, uluslarası haber ağı ERGO tarafından organize edilen "Avrupa'yı Romanlar İçin Daha Eşit Bir Yapın" isimli kampanya ile eşgüdümlü olarak yürütülüyor.

Arnavutluk'ta yaşayan Çingeneler başta istihdam ve eğitime ulaşmada yetersizlik olmak üzere çok çeşitli problemlerle karşı karşıyalar. Ülkede Romanların yanı sıra Jevgler ve Aşkali isimli Çingene grupları da yaşamlarını sürdürüyorlar.

Kaynak: Roma Active Albania

Çingene Çocuklarına "Özel" Sınıf 22/04/2011
Slovakya'nın Sariske Michalany Kasabası'ndaki bir ilkokul Çingene çocuklarını diğer öğrencilerden ayırdıkları özel sınıflar oluşturuyor. Sivil toplum kuruluşları okulun bu uygulamasına karşı hukuki süreç başlatmış durumdalar. Okul yönetimi ise sözkonusu ayrımın kökene göre değil öğrencilerin yeteneklerine göre yapıldığını iddia ediyor.

Çingene çocukları için oluşturulan özel sınıf uygulaması, kimi öğretmenler tarafından eğitim kalitesinin arttırılması gerekçesiyle savunuluyor. Bu görüşteki eğitimciler Çingene çocuklarının evlerinde rahat bir çalışma imkanına sahip olmadıkları için okulda daha fazla ilgiye ihtiyaç duyduklarını ileri sürüyorlar. Sözkonusu durumun her öğrenciyle bireysel olarak ilgilenmelerini gerektirdiğini, karma sınıflarda ise bunu yapma şanslarının olmadığını ifade eğitimcilere göre özel sınıflar Çingene çocukları için daha avantajlı.

Konuyu değerlendiren sivil toplum kuruluşları ise özel sınıf uygulamasının Çingenelerle Çingene olmayanlar arasındaki ayrımı derinleştirdiğini ileri sürüyorlar. Karardan rahatsızlıklarını dile getiren Slovakya'daki Çingene toplumunun önde gelen temsilcileri karma sınıflarda Çingene çocuklarının kendilerini geliştirmek için daha fazla motive olabildiklerini ifade ediyorlar. En büyük endişeleri ise uygulamanın savunulması için kullanılan parlak sözlere rağmen özel sınıflara alınan Çingene çocuklarının kendi kaderlerine terk edilmeleri.

Kaynak: Çek Haber Ajansı

Irkçı Teröristler Ev Taşladı 30/04/2011
Macaristan'ın Gyöngyöspata köyündeki Çingeneleri uzun bir süreden beri rahatsız eden ırkçı terör grupları bu kez köydeki evlerden birini taşladılar. Bunun üzerine mahalle sakinleri ile ırkçı teröristler arasında yaşanan gerginlik sonucu 4 kişi yaralandı. Polis müdahalesi ile yatıştırılan olaylar sonrası bölgede gerginlik devam ediyor.

Suç olaylarının artışını bahane ederek Çingene yerleşimine taciz amaçlı bir yürüyüş düzenleyen ırkçı terör grupları dünya çapında duyarlı kamuoyunun tepkisine yol açmıştı. Son olarak köyün yakınındaki bir arazinin ırkçı gruplar tarafından eğitim kampı olarak kullanılmak istenmesi bardağı taşıran son damla oldu. Bir köy evinin ırkçı gruplar tarafından taşlanması sonrasında ise uzun süreden beri devam eden gerginlik çatışmaya dönüştü.

Macar hükümeti ırkçı grupların kendilerini güvenlik güçlerinin yerine koyarak suçu önleme bahanesiyle Çingeneleri hedef almasını önleyecek kanun tasarıları hazırlıyor. Ülkedeki insan hakları kuruluşları ve Çingene toplumunun temsilcileri ise hükümeti yeterince hızlı davranmamakla eleştiriyorlar. Zira eli kanlı ırkçı teröristler ellerini kollarını sallayarak üniformaları ile Macaristan sokaklarında gezmeye devam ediyorlar.

Kaynak: BBC

Macaristan'da Bizi Öldürüyorlar 06/05/2011
Romanlar Birliği başkanı Juan de Dios Ramirez-Heredia kamuoyuna yaptığı açıklamada son dönemde Macaristan'da Çingeneleri hedefleyen ırkçı terörist saldırılara değindi. Ramirez açıklamasında durumun vehametini "Macaristan'da bizleri haşeratmışız gibi öldürüyorlar." sözleri ile ortaya koyuyor.

Ramirez açıklamasına İtalya ve Fransa'daki ayrımcı uygulamaları hatırlatarak başlıyor. Macaristan'daki durumun Batı Avrupa'daki örnekleri gölgede bırakarak Çingenelerin can güvenliğini tehdit etmeye başladığını vurgulayan Ramirez, tehlikenin artık alarm noktasına geldiğine işaret ediyor. Ramirez'e göre bugün yaşanan ırkçı terör saldırıları ile ırkçı parti Jobbik'in son seçimlerde %17'lik bir oy oranı ile 47 sandalye kazanması arasında önemli bir bağlantı var. Irkçı Jobbik partisi ideolojisini kendilerini Hitler'în dostları olarak tanımlayan Macar nazilerinden alıyor ve parti üyeleri Çingenelere dönük terör eylemlerini çoğu zaman açıktan destekliyorlar.

Ramirez açıklamasında son yıllarda 50'den fazla ırkçı terör saldırısının yaşandığını ve bu saldırılarda çok sayıda Çingenenin hayatını kaybettiğini hatırlatıyor. Son olarak Macaristan'ın doğusunda 2 Çingene kardeş ırkçı teröristler tarafından katledilmişti. Ramirez sözkonusu grupların şiddet eylemlerinin apaçık ortada olmasına rağmen parlamentodaki ırkçı Jobbik partisinin onlarla olan ilişkilerini gizlemeye çalışmadığını ifade ediyor. Hatta geçtiğimiz Mart ayında Jobbik Partisinin yöneticileri siyah üniformalar içindeki 1500 silahlı teröristin önünde cesaretlendirici bir konuşma yapabilecek kadar ileri gitmişler.

Ramirez'in açıklaması Balkanlarda yaygınlaşan ırkçı şiddet eylemlerinin uluslarası Çingene kuruluşlarının öncelikli gündemi haline geldiğini gösteriyor. Balkan Çingenelerinin ve duyarlı kamuoyunun ortak beklentisi ise AB kurumlarının konu ile ilgili acil somut önlemler alması.

Kosova'da Çingeneler İçin Konferans 13/05/2011
11 Mayıs 2011 tarihinde Kosova Priştina'da gerçekleştirilen ve Kosova'da yaşayan Çingene gruplarının sorunlarının tartışıldığı panelde, Çingenelerin sorunlarının Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde öncelikli olarak çözümlenmesi gerektiği ifade edildi. Konu ile ilgili değerlendirmede bulunan Avrupa Komisyonu Batı Balkanlar direktörü Pierre Mirel Kosova'da yaşayan Çingenelerin sağlık, eğitim, istihdam gibi alanlarda yaşadıkları sorunlara işaret etti. Başbakan yardımcısı Hayrettin Kuci ise Çingenelerin sağlıklı bir biçimde Kosova toplumu ile bütünleşmesinin Avrupa Birliği üyelik süreci için nasıl bir önem taşığının farkında olduklarını ifade etti.

Kosova'da Romanlar, Aşkaliler ve Mısırlılar olarak anılan Çingene toplulukları yaşamlarını sürdürüyorlar. Kendi organizasyonları içerisinde bir araya gelen bu Çingene grupları aynı mahallelerde yaşıyor ve benzer sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Romanlar Romanes dili konuşan ve en eski ataları Hindistan Çingenelerine dayanan bir Çingene grubu olarak tanımlanırken; Aşkaliler İran, Mısırlılar ise Mısır kökenli olduklarını ve Balkanlara çok erken tarihlerde göç ettiklerini ifade ediyorlar. Sanayi öncesinde dönemde geçimlerini Çingene Usulü Geçim Yolları ile karşılayan bu gruplar geçmişte Balkanların usta demircileri olarak tanınmışlar. Romanes konuşmayan Aşkali ve Mısırlı Çingene grupları yaygın olarak yerel dilleri kullanıyorlar.

Kaynak: Roma Daily News

Kosova'da Hıdrellez 16/05/2011
Balkanların hemen her yerinde olduğu gibi Hıdrellez kutlamaları Kosova'da da büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Müslüman Çingenelerin Hıdrellez ya da Ederlez, Ortodoks Hristiyan Çingenelerin ise Aziz George günü ya Djurdjevdan olarak andığı Hıdrellez Bayramı; dil, din ve kültür ayrımı olmaksızın tüm Balkan kültürleri tarafından sahipleniliyor. Hıdrellez Bayramının Osmanlı İmparatorluğu dönemin Balkanlarda yaygınlaştığına ve özellikle Balkan Çingeneleri tarafından Çingenelere özgü geleneklerle kutlandığına inanılmaktadır.

5 Mayıs akşamı en güzel giysilerini giyerek evlerinin önünde irili ufaklı kalabalıklar oluşturan Kosova Çingeneleri bayram coşkusunu doyasıya yaşadılar. Kosova'da Çingeneler arasında yaygın olan bir Hıdrellez geleneğine uygun olarak gençler etrafa dağılarak söğüt dallarını topladılar. Söğüt toplamaya gidenler birbirlerine geleneğe uygun olarak "Baxtalo Tumaro Vrbos" "Sizin söğüdünüz şanslı olsun" şeklinde seslendiler. Daha sonra toplanan bu dallarla geleneğe uygun olarak mahalledeki evlerin içi süslendi.

Kosova'da yapılan Hıdrellez kutlamalarında en yaygın olarak gerçekleştirilen adetlerden biri yıl boyunca aileye sağlık ve şans getireceği inancıyla koyun kesmektir. Bu yıl da 6 Mayıs sabahı erkenden kalkan Kosova Çingeneleri Hıdrellez Bayramı dolayısıyla bu geleneklerini yerine getirmeye çalıştılar. 6 Mayıs günü bir araya gelerek Markovac Mahallesi'nde toplanan çeşitli bölgelerden Çingene grupları Hıdrellez'i düğün coşkusu ile kutladılar. Balkan müziği eşliğinde gerçekleştirilen dans gösterileri Hıdrellez coşkusuna tanık olmak için gelen yabancıların gözlerini kamaştırdı.

Kaynak: ROMEA

Irkçılar Camiye Saldırdı 25/05/2011
Geçtiğimiz Cuma günü Sofya'nın Banyabaşı Camii'nde namaz kılan Müslüman halka bir grup ırkçı tarafından saldırıda bulunuldu. Müslüman azınlıklara ve Çingenelere karşı olan düşmanca tavırları ile tanınan Ataka Partisi'ne mensup ırkçılar camide yer kalmadığı için dışarıda namaz kılanların seccadelerini alıp sokak ortasında yaktılar. Irkçı grup daha sonra Cuma namazı için toplanan kalabalığa taşlı-sopalı saldırıda bulundu.

Bulgar güvenlik güçlerinin müdahalesine rağmen engellenemeyen ırkçıların camide Cuma namazı için toplananların üzerine sopalarla saldırmaları sonucu 1'i ağır olmak üzere toplam 10 kişi yaralandı. Olaylar sırasında camideki cemaatla ırkçılar arasında herhangi bir çatışmanın ortaya çıkmaması için başmüftülük yetkilileri camideki kalabalığı sakinleştirmeye çalıştılar. Bulgaristan'ın önde gelen insan hakları kurumlarından Bulgar Helsinki Komitesi camiye yapılan saldırıyı kınadı ve ırkçı grup hakkında suç duyurusunda bulundu.

Geçmişte özellikle Çingeneleri hedef alan ırkçı söylem ve saldırıları ile dikkat çeken Bulgaristan'daki ırkçı terörist yapılanmaların hedef büyüterek bütün müslüman azınlıklara yönelmeye başlamaları uzmanlar tarafından dikkat çekici bir gelişme olarak yorumlanıyor. Irkçı teröristlerin artık doğrudan doğruya kutsal mekanları hedef almaya başlamış olmaları Balkanlarda yaşanabilecek tehlikeli gelişmelerin habercisi olarak yorumlanıyor.

Kaynak: Ajanslardan derlenmiştir

Slovak Başbakan: Roman Meselesi Bir Avrupa Sorunudur 27/05/2011
Slovakya Başbakanı Ivan Gasparoviç bölgesel politikalardan sorumlu Avrupa Komisyoneri Johannes Hahn ile başkanlık sarayında bir toplantı gerçekleştirdi. Esas olarak bölgedeki Roman meselesinin değerlendirildiği toplantıda Gasparoviç konunun Slovakya sınırlarını aştığının ve Avrupa genelinde ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

Roman meselesinin tek başına herhangi bir Avrupa ülkesinin çözemeyeceği kadar karışık bir konu olduğunu ileri süren Gasparoviç Avrupa ülkelerinin bu konuda birlikte çalışması gerektiğini ifade etti. Konuyla ilgili genel bir çözümün ortaya konulamaması halinde herhangi bir gelişme yaşanması için nesillerin geçmesi gerekeceğini iddia eden Gasparoviç Romanların gönüllü katılımı olmaksızın uygulanacak çözümlerin de başarısız olacağını ifade etti.

Avrupa Komisyoneri Johannes Hann ise Slovakya'dan Roman eğitim programları için pay ayıran ilk ülke olduğu gerekçesiyle övgüyle söz ettiği konuşmasında eğitim görme imkanı bulan Romanların toplumlarının genelinden soyutlanmaması gerektiğinin altını çizdi. Eğitimli Romanların pozitif örnekler olarak toplumlarına ilham verebileceklerini ifade eden Hahn hali hazırda Romanların ancak yarıdan azının temel eğitimlerini tamamlayabildiğini ifade etti.

Pek çok Avrupa ülkesinde bürokrat ve devlet adamları bir Roman sorununun varlığından bahsetseler de çoğu uzman konunun aslında Romanların ve diğer Çingene gruplarının sorunu olarak ele alınması gerektiğini altını çiziyor. Zira Romanlar, Askaliler, Jevgler, Rudariler, Yenisheler, Quinquislar gibi Çingene gruplarına yönelik önyargılar azalmadığı gibi her geçen gün özellikle Balkanlarda yaygınlaşan ırkçı terör Çingenelerin can güvenliklerini de tehlikeye atıyor. Irkçı terör tehdidini ve Çingenelere dönük ayrımcılığı görmeksizin bir Roman sorunundan bahsetmenin meseleyi basite almak olacağını ifade eden uzmanlar konunun çok boyutlu olarak ele alınması gerektiğinin altını çiziyorlar.

Kaynak: http://www.prezident.sk

Macaristan Çingeneleri Ekonomik Çöküntünün Pençesinde 09/06/2011
Macaristan merkezli haber sitesi Caboodle'nin haberine göre Macaristan Çingeneleri ekonomik problemlerle karşı karşıyalar. Yakın dönemde gerçekleştirilen araştırmaların sonuçlarına göre Macaristan'daki Çingene ailelelerin %55'ine yakınında aileye düzenli gelir getiren olan hiçbir aile bireyi bulunmuyor. Ülkenin kuzey doğusundaki kimi yerlerde ise işsizlik %95 civarında.

Macaristan'da resmi rakamlara göre 750000 kişilik bir nüfusa sahip olan Çingeneler toplam nüfusun %7,5'unu oluşturuyorlar. Ülkedeki Çingenelerin önemli bir bölümü ülkenin kuzey ve doğu kesimlerinde yaşamakla beraber Hırvatistan sınırındaki güney batı bölgelerinde de önemli bir Çingene nüfusu yaşamını sürdürüyor. Ulusal Kaynaklar Bakanlığı Ulusal Aile ve Sosyal Politika Enstitüsü tarafından açıklanan rakamlara göre ülkedeki Çingene ailelerin çok önemli bir bölümünün düzenli bir gelir kaynağı bulunmuyor. Enstitünün verdiği bilgilere göre özellikle ülkenin kuzey doğusunda yaşayan Çingeneler arasında çok ciddi sağlık problemleri yaşanıyor.

Araştırmada yer alan bir diğer ilginç bilgi ise ülkedeki Çingeneler ve Çingene olmayanlar arasında gerilimin giderek yükselmekte oluşu. Bu açıdan en şanslı alanların nüfusu 5000'in altındaki köy yerleşimleri olduğu ve buralarda gerilimin nispeten daha düşük olduğu ifade ediliyor.

Kaynak: http://www.caboodle.hu/

Çingene Kampına Molotof Kokteyli Attılar 14/06/2011
Montpellier bölgesi yakınlarındaki Romanya Çingenelerinin yaşadığı bir kamp alanına kimliği belirsiz kişiler tarafından 2 adet molotof kokteyli atıldı. Şans eseri hiç kimsenin yaralanmadığı terörist saldırı gece 4.30-5 sularında gerçekleşti. Olay hakkında güvenlik güçlerine bilgi veren görgü tanıkları saldırgan grubun yaklaşık 6 kişi olduğunu ifade ettiler.

Park halindeki otomobil ve karavanların bulunduğu kamp alanına yapılan saldırıda Çingene ailelerin yaşamlarını sürdürdükleri bir grup araç ağır hasar gördü. Kampta yaşayan Çingene ailelerin Romanya'nın Bükreş şehrine 60 km uzaklıktaki bir Çingene köyünden gelerek bölgeye yerleştikleri ifade ediliyor.

Balkanların farklı bölgelerinde Çingeneleri hedef alan ırkçı terör saldırıları son yıllarda büyük bir yaygınlık kazanırken saldırıların giderek Batı Avrupa'ya da yayılmaya başladığı gözlemleniyor. Özellikle ekonomik şartlar ve ırkçı terörden kaçarak Batı Avrupa'da kendilerine bir kurtuluş umudu arayan Balkan Çingenelerinin burada yeniden ırkçı terörün hedefi olmaları tam bir trajedi olarak nitelendiriliyor.

Kaynak: ROMEA

Yeni Bir Utanç Duvarı 05/07/2011
Romanya'nın Baia Mare bölgesindeki Çingene yerleşiminin etrafına büyük bir duvar örülmesi ve Çingeneler için atık su arıtma tesisinin yakınlarında sözde sosyal konutlar inşa edilmesi projesi sivil toplum kuruluşları tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Romani Kris, Uluslararası Af Örgütü ve Sanse Egale derneği kararı protesto eden bir mektup yayınladı.

28 Haziran tarihinde Baia Mare belediye başkanı Catalin Chereches Çingenelerin Horea Caddesi'nde yaşadığı apartmanların etrafına 3 metre yüksekliğinde 100 metre uzunluğunda bir duvar öreceklerini açıkladı. Belediyeden yapılan açıklamaya göre duvarın korunması için polis ve jandarma ekiplerinden oluşan geniş bir güvenlik timi görev yapacak. Konu ile ilgili yorum yapan uzmanlar belediyenin projesinin Çingeneleri çevreden yalıtmaya çalıştığını vurguluyorlar. Çingene mahallesinin etrafına duvar örmeye çalışan zihniyetin Çingeneleri kontrol altına alınması gereken bir tehdit olarak gördüğü ise çok açık.

Romanya'da bu tip durumların çok sık yaşandığını vurgulayan sivil toplum kuruluşu temsilcilerine göre zorunlu tahliyeler, kötü konut koşulları, çevreden soyutlama ve açık ırçılık gibi çeşitli biçimlerde Romanya Çingenelerinin temel bir insan hakkı olan barınma hakları ihlal ediliyor. Yaşanan gelişmelerle ilgili kamuoyuna açık bir mektup yayınlayan Romani Kris, Uluslararası Af Örgütü ve Sanse Egale isimli sivil toplum kuruluşları Çingeneleri gettolara hapsedilmesi politikasının derhal terkedilmesi gerekliliğinin altını çiziyorlar.

Avrupa Romanlar Platformu Toplanıyor 12/07/2011
Avrupa Romanlar Platformu Brüksel'de 6. kez toplanıyor. Platformun amacı Roman Çingenelerinin Avrupa toplumu ile bütünleşmeleri sürecinde sağlıklı politikalar üretilmesi yönündeki çalışmalara devam edilmesi olarak tanımlanıyor. Toplantıda karar alma gücüne sahip olan yetkililer, Roman Çingenelerinin temsilcileri ve alanda çalışmaları bulunan araştırmacılar yer alacak.

Şimdiye kadar bu alanda yapılan başarılı çalışmalarla ilgili deneyimlerin katılımcılar arasında paylaşılmasının amaçlandığı toplantıda, Avrupa Birliği'nde yaşayan Roman Çingenelerinin durumlarının düzeltilmesi ile ilgili politikalar tartışılacak. 22 Kasım 2011 tarihinde gerçekleşecek olan toplantıya her düzeyde yoğun bir katılım olması bekleniyor.

Kaynak: http://pl2011.eu/en/content/vi-meeting-european-roma-platform

Leverkusen'de Çingene Evini Yaktılar 10/08/2011
Almanya'nın Leverkusen kentinde Çingenelerin yaşadığı bir ev ırkçı teröristler tarafından yakıldı. Çingene ailelerin yaşadığı binanın giriş katına yanıcı bir madde atılmasıyla çıkan yangında şans eseri herhangi bir yaralanma meydana gelmedi. Olay sırasında ırkçı teröristlerin yanıcı madde attığı daire tamamen yanarken itfaiye yangının diğer katlara sıçramasını engellemeyi başardı.

Konuyla ilgili basına açıklamada bulunan emniyet yetkilisi saldırının ırkçı teröristler tarafından yapılmış olma ihtimalinin üzerinde durduklarını ifade etti. Görgü tanıkları saldırıyı gerçekleştiren 4 kişiden ikisinin siyah giyimli ve dazlak olduklarını ifade ediyorlar. Çingene ailelerin yaşadığı binanın giriş katına yanıcı madde atan terörist grubun olay sonrasında küçük bir araçla bölgeden uzaklaştıkları ifade ediliyor.

Balkanlarda artık sıradan kabul edilmeye başlanan Çingenelere dönük ırkçı terör saldırılarının Batı Avrupa'nın büyükşehirlerine sıçramaya başlaması Avrupa'nın duyarlı kamuoyunda büyük bir endişenin ortaya çıkmasına neden oluyor. Sadece Çingenelerle sınırlı kalmayıp çok çeşitli kesimlere yönelen ırkçı terör saldırıları Avrupa'nın geleceği ile ilgili güçlü endişelerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Kaynak: Radikal

Londra'da Yıkım Var 23/08/2011
Londra'nın doğusundaki Essex bölgesindeki yerel yetkililer Dale Farm'da yaşayan İrlanda Çingenelerine 31 Ağustos'a kadar bölgeyi terk etmelerini aksi halde elektrik ve sularının kesileceğini belirttiler. Uluslararası Af Örgütü 86 Çingene aileyi evsiz bırakacaklarını ifade ettikleri tahliye sürecinin durdurulması için yerel yetkililere çağrıda bulundu.

Uluslararası Af Örgütü yöneticisi Jezerca Tigani bölgede yaşayan ailelere kalabilecekleri alternatif bir yer gösterilmeksizin yapılan tahliyenin yaklaşık 400 kişinin evsiz kalmasına neden olabileceğini ifade etti. Bölgede yaşayan pek çok İrlanda Çingenesi tahliyelerden sonra bir başka bölgede yaşama imkanı bulamayacaklarından endişe ediyorlar. Zira İrlanda Çingeneleri kendilerine dönük ayrımcılığın giderek yükseldiği kanısındalar.

İngiltere'nin önemli Çingene gruplarından biri olan İrlanda Çingeneleri Paveeler ülkedeki diğer Çingene grupları gibi eğitim, sağlık ve barınma alanında çeşitli problemler yaşıyorlar.

Kaynak: http://www.hrea.org

Roman Tarihi Müzesi 25/08/2011
Çek Cumhuriyeti'ndeki Roman Tarihi Müzesi, Roman Çingenelerinin ataları arasında bulunan farklı Çingene gruplarının yaşamlarından kesitleri sergiliyor. Müze Roman Çingenelerinin tarihine odaklanması ile kendi alanında bir ilk teşkil ediyor. Müzede yapılacak yeni düzenleme ile Roman Çingenelerinin tarihinin daha eski kesitlerinin yansıtılması hedefleniyor.

1989 yılında büyük bölümü daha önce Roman Çingeneleri Birliği'nin (1968) kurucuları arasında yer alan Çingene aydınları tarafından kurulan müzeye Eylül ayından itibaren yeni bölümler eklenecek. Yeni dönemde de Müze okul gruplarına, araştırmacılara ve kamuya açık olarak faaliyet yürütmeye devam edecek.

Müzenin yeni düzenlemesinde 350 metre karelik bir alana yayılmış 8 oda bulunacak. Bu odalarda Roman Çingenelerinin ataları arasında bulunan 10. yüzyılın Hindistan Çingenelerine ait çeşitli eşyalardan göçebe hayata ait çeşitli araçlara kadar çok çeşitli nesneler sergilenecek. Müzede bulunan her odada sergilenen eşyalara uygun bir atmosfer düzenlemesi yapılacak.

Kaynak: Çek Haber Ajansı

Wikileaks Belgelerinde Çingeneler 07/09/2011
Yayınladığı gizli diplomatik yazışmalarla çok ciddi tartışmalara yol açan wikileaks adlı internet sitesinin belgeleri arasında "Roma at Risk" adlı Çingenelerle ilgili bir bilgilendirme notu da bulunuyor. Budapeşte'deki Amerikan elçiliği yetkilileri tarafından hazırlanan notta Macaristan'daki ırkçılığın yükselişine ve ırkçı yükselişin öncelikli hedefinin Çingeneler olduğuna işaret ediliyor.

Wikileaks internet sitesi tarafından yayınlanan belgede Macaristan'da giderek güçlenen ırkçı akımların toplumun genelini etkilemeye başladığı ve özellikle Çingeneleri hedef alan ırkçı hoşgörüsüzlüğün her geçen gün biraz daha fazla geniş kitlelere mal olduğu vurgulanıyor. Belgede ayrıca yapılan son kamuoyu araştırmalarında Çingene karşıtı eğilimlere sahip olan yurttaşların toplam nüfusa oranının %39'a ulaştığı, kırsal alanlarda bu rakamın daha da yükseldiği ileri sürülüyor.

Belgede tartışılan bir başka nokta ise ırkçı yükseliş karşısında Çingenelerin çaresiz kalmalarının nedenleri. Irkçı propagandaya karşı kamuoyunun Çingeneler tarafından sağlıklı bir biçimde aydınlatılamaması belgede Çingene sivil toplum kuruluşlarının zayıf olmasına ve Çingene liderleri arasındaki kökleri geçmişe uzanan bölünmelere bağlanıyor.

Kaynak: Wikileaks-Roma Daily News

Irkçı Terörün Hedefi Çingeneler 16/09/2011
Çek Cumhuriyeti'nde ırkçı terörü destekleyen partilerin mensupları 3 ayrı şehirde nazi sembolleri ile yürüyüş yaptılar. Yürüyüşte kullanılan slogan ve söylemlerle Çingeneler doğrudan hedef alındı. Ekonomik sorunlara bağlı olarak yükselen suç oranları gerekçe gösterilerek Çingenelerin hedef tahtasına konulduğu yürüyüşlerde 21 ırkçı gözaltına alındı.

Irkçı eğilimli siyasi partilere mensup kişiler tarafından Çek Cumhuriyeti'nin Novy Bor, Varnsdorf ve Rumburk şehirlerinde gerçekleştirilen gösteri yürüyüşleri Çingene düşmanlığının gövde gösterisine dönüştü. Konu hakkında basın mensuplarını bilgilendiren yerel güvenlik güçleri gözaltına alınan 21 kişi arasında giysilerinde nazi sembolleri bulunan şahısların da yer aldığını ifade ettiler.

Varnsdorf şehrinde yapılan yürüyüş sırasında Çingene öğrencilerin kaldığı bir öğrenci yurduna saldırmak isteyen ırkçılar ancak güvenlik güçlerinin basınçlı su kullanarak yaptığı müdahale ile engellenebildi. Bu arada gösterilerin yaşandığı yerlerde sayıları birkaç yüzü bulan ırkçı gruplarla güvenlik güçleri arasında çatışmalar da yaşandı.

Uzun yıllardır Balkanlarda karşılaştığımız ırkçı terör hareketlerinin biçim değiştirmeye başlaması duyarlı kamuoyunda büyük bir endişe yaratıyor. Geçmişte küçük grupların saldırıları şeklinde yaşanan şiddet eylemleri yerini kalabalıkların Çingene karşıtı yürüyüşlerine bırakıyor. Irkçı terörün ekonomik sorunlarla birlikte artan suç oranlarını bahane ederek yükselmesi Balkanların geleceği için büyük bir endişe kaynağı durumunda.

Kaynak: http://www.focus-fen.net/index.php?id=n259229

Gümülcine Çingeneleri Evlerini İstiyor 26/09/2011
Yunanistan'ın Gümülcine şehrinde teneke evlerde yaşamlarını sürdüren yurttaşlar daha önce kendilerine söz verilen konutların bir an önce verilmesini talep ediyorlar. Yaklaşık 14 yıldır her seçim döneminde siyasetçiler tarafından yeniden verilen konut sözünün bir türlü tutulmaması Gümülcine Çingenelerini hayal kırıklığına uğratıyor.

Yaklaşık 1,5 yıl kadar önce Gümülcine'deki teneke evlerde yaşayan yurttaşlara Tuzcu Köy yakınlarında ev verileceği sözü verilmiş. Ne var ki Tuzcu Köy'de yaşayan vatandaşların karşı çıkması üzerine konu mahkemeye intikal ettirilmiş. Yaklaşık 17 ay önce Atina'da görülen davada Tuzcu Köy'ündeki arazilerin teneke evlerde yaşayan yurttaşlar için konut yapımına ayrılması ve Tuzcu Köy sakinlerine de 800000 euro değerinde bir ödeme yapılmasına karar verilmiş.

Mahkeme kararına göre Gümülcine Belediyesi'nin 18 ay içerisinde bu ödemeyi Tuzcu Köy sakinlerine yapması gerekiyor. Aksi halde teneke evlerde yaşayan yurttaşlar mahkeme kararıyla hak sahibi oldukları Tuzcu Köy'deki arazileri kaybetmiş olacaklar. Mahkeme kararının ilanından itibaren yaklaşık 17 ay geçmiş olmasına rağmen taahhüt edilen ödemenin gerçekleştirilmemiş olması Gümülcine Çingenelerini endişelendiriyor. Konu ile değerlendirme yapan kimi vatandaşlar ise sözkonusu paranın AB fonlarından belediye bütçesine aktarılmasına rağmen amaç dışı kullanıldığı iddiasını ileri sürüyorlar.

17 ay önce verilen mahkeme kararı ile daha iyi konutlarda yaşama şansını yakalayan Gümülcine Çingeneleri belediye yetkililerinin üzerlerine düşen yükümlülüğü bir an önce yerine getirmelerini bekliyorlar. Aksi halde yaşamlarını teneke evlerde sürdürmeye devam etmek zorunda kalacaklar.

Kaynak: Çingeneyiz Gümülcine

Fotoğraflar: Iakovos Hatzistavrou

Bulgaristan'da Tehlikeli Gerilim 27/09/2011
Katunitsa köyünde 19 yaşındaki bir Bulgar gencinin hayatını kaybettiği trafik kazasını bahane eden aralarında ırkçı holiganların da bulunduğu yaklaşık 2000 kişilik bir grup Çingene asıllı Kiril Rashkov'un evine saldırıda bulundu. Yaşanan olaylarda 16 yaşında bir genç kalp krizi geçirerek hayatını kaybederken aralarında polis memurlarının da bulunduğu 5 kişi yaralandı.

Yaygın medyadaki kanaatin aksine yaşanan olayların Kiril Rashkov'un adının karıştığı trafik kazasının etkisiyle kendiliğinden başlamış olduğu iddiası gerçeği yansıtmıyor. Arka planda ırkçı organizasyonların Çingeneleri hedef alan tertiplerinin yer aldığı kazadan sonra 1 saat gibi kısa bir zaman içerisinde toplanan saldırgan topluluğun hiç vakit kaybetmeden organize olmasından anlaşılıyor.

Katunitsa'da bir trafik kazasıyla başlayan gerilim giderek Çingene düşmanı ırkçı bir dalgaya dönüşüyor. Plovdiv'de sayıları binleri bulan ırkçı bir grup Adjissan isimli Çingene yerleşimini etrafını kuşattı. Güvenlik güçlerinin müdahalesi ile engellenen gerilim sırasında ırkçı grubun attığı "Çingeneler Defolsun" sloganları bölge halkında büyük bir endişenin ortaya çıkmasına neden oldu. Yaşanan gerilim sırasında bir grup ırkçı Cumaya Camisine taşlarla saldırdı. Yerel bir düğüne saldıran ırkçılar düğünde çalan müzisyenleri ağır bir biçimde darp ettiler. Irkçıların hedef aldığı Çingene çocukları ise güvenlik güçlerinin müdahelesi ile koruma altına alındılar.

Çingene karşıtı ırkçı yükselişin bir diğer adresi ise Çek Cumhuriyeti. Daha önce Macaristan'da olduğu gibi Çek Cumhuriyeti'nde de suçu önleme bahanesi altında Çingeneleri hedef alacak silahlı milis güçlerinin kurulmaya başlandığı ifade ediliyor. Her biri birer ırkçı terör hücresi gibi faaliyet gösteren milis yapıları kendi adaletlerini kendileri sağlamaya çalışırken aslında bulundukları ülkelerdeki adalet sistemlerinin temelini çökertmiş bulunuyorlar. Tüm bunlar yaşanırken Balkan Çingenelerinin ortak beklentisi yetkililerin soruna el koyması. Aksi halde çok tehlikeli bir sürecin başlayabileceği ifade ediliyor.

Kaynak: Çingeneyiz International Tarafından Ajanslardan Derlenmiştir

Slovak Çingenelerinden Protesto Gösterisi 07/10/2011
Bratislava'daki Başkanlık Sarayı önünde toplanan yaklaşık 200 kadar Slovakya Çingenesi hükümetin sosyal yardımlarda kısıtlamaya gitmeyi hedefleyen politikalarını protesto etti. Roman Birliği Partisi'nin bayraklarını taşıyan topluluk Slovakya'daki Çingenelerin karşılaştığı zor yaşam koşullarına işaret eden bir basın açıklaması okuduktan sonra sessizce dağıldı.

Slovak Başbakan Iveta Radicova'nın yoksullara dönük sosyal yardımların azaltılacağı açıklamasını protesto etmek amacıyla toplanan Slovak Çingeneleri yaşanan kriz koşullarında hayatta kalmanın giderek zorlaştığına ve sosyal yardımların azaltılmasına değil arttırılmasına gereksinim duyduklarını ifade ettiler. Protesto gösterisini organize eden Alojz Hlina ülkedeki Çingenelerin sorunlarına çözüm bulunmazsa daha geniş kapsamlı prostesto gösterilerinin gündeme gelebileceğini ifade etti.

Pek çok Balkan ülkesinde olduğu gibi Slovakya'da da işsizlik Çingeneler arasında genel ortalamanın çok üstünde bir yaygınlığa sahip. Bu koşullarda hayatta kalmak için tek güvence olan sosyal yardımlarda kısıtlamaya gidileceği söylentisi ülkedeki Çingeneler arasında infiale yol açıyor.

Kaynak: TASR Foto: http://www.france24.com/en/node/4933640

Hindistan Çingeneleri'ne Büyük Zulüm 13/10/2011
Bir Çingene aile kızlarının üst kastlara mensup bir kadının ayağına dokunduğu gerekçesiyle acımasızca dövüldü. 6 kişinin zorla evlerine girerek kendilerini darp ettiğini ifade eden Çingene ailenin mensupları olayla ilgili yasal kanalları zorlayacaklarını ifade ettiler. Hindistan'daki kast sistemine göre Çingenelerin Çingene olmayanlarla temas etmesi büyük bir suç.

Eylül ayında gerçekleşen korkunç saldırıda Roji isimli vatandaş, kayınvalidesi ve 3 kızı ciddi şekilde yaralandı. Ayrıca ailenin yaşamakta olduğu evde de ciddi hasar meydana geldi. Olayların Roji'nin Sujana isimli kızının kaza eseri üst kastlara mensup bir kadının ayağına temas etmesiyle başladığı ifade ediliyor. Kanunların yasaklamasına rağmen halk arasında halen devam eden kast ayrımcılığı Hindistan Çingenelerinin büyük sorunlar yaşamasına neden oluyor.

Dünya her yerinde Çingenelerle Çingene olmayanları birbirinden ayıran evrensel kast sisteminin izlerine rastlamak mümkün. Kimi yerlerde bu kast sistemi belli belirsiz bir hale bürünürken kimi yerlerde ise Hindistan'da olduğu gibi apaçık bir biçimde kendini gösteriyor.

Hindistan'da geleneksel Hindu inancına göre 4 temel kast bulunuyor ve bu kastlar mesleklere göre ayrılıyorlar. En üstten başlayarak sırasıyla Brahmanlar (din adamları), Kshatriyalar (askerler), Vaisyalar (tüccarlar), Sudralar (işçi ve uşaklar) Hindistan'ın üst kastlarını oluşturuyorlar. Avcılık ve toplayıcılıkla geçinen tabiat insanları ile göçebe zanaatçılıkla geçinen kabileler ve yerleşim merkezlerinde kasaplık, çöp toplayıcılığı, tuvalet temizleyiciliği gibi Hindu inancında kirli kabul edilen işleri yapmak zorunda kalan Hindistan Çingeneleri ise kast dışı kabul ediliyor ve Hinduizm tarafından dokunulmaz olarak ilan ediliyorlar.

Yaşanan korkunç ayrımcılığa rağmen Hindistan Çingeneleri kendi içlerinden yetiştirdikleri büyük bilim ve siyaset adamı Dr. Ambedkar'ın katkılarıyla Hindistan anayasasının yapılma sürecine önemli katkılarda bulunmuşlar ve Ambedkar'ın katkılarıyla kast sitemi Hindistan'da resmi olarak yasaklanmıştı.

Kaynak: The Himalayan Times

Çek Cumhuriyeti'nde Roman Partisi Tartışmaları 18/10/2011
Çek Cumhuriyeti'ndeki Çingene aydınları arasında son günlerde Çingenelerin sosyal sorunlarını ve diğer etnik gruplarla yaşanan gerilimleri çözmeye odaklanacak bir "Roman" partisinin kuruluşu tartışılıyor. Kimileri parti girişimini sorunları bir anda çözecek sihirli bir değnek olarak görürken kimileri ise geçmişte defalarca denenen "Roman" partisi kuruluşunun hüsranla sonuçlanacağını ileri sürüyorlar.

"Roman" partisi girişimine olumlu yaklaşanların genel iddiası böyle bir projenin olumlu bir atmosfer yaratacağı ve böylelikle toplumun genelinde Çingenelere dönük olumsuz havanın değiştirilebileceği yönünde. Buna karşılık parti girişimini eleştirenler geçmişte bu yöndeki deneyimlerin aile partileri ya da bölgesel oluşumların ötesine geçemediğini vurguluyorlar.

"Roman" partisi kuruluşu için öne sürülen temel gerekçe Çingenelerin karşılaştığı sosyal sorunların ve toplumda var olan Çingene karşıtı eğilimlerin aşılması olarak ileri sürülüyor. Ne var ki gerek Çingene karşıtı yükseliş gerekse Çingenelerin sosyal sorunları sadece Romanes konuşan Çingeneler olan Roman etnik grubunu hedef almıyor. Romanes konuşmayan diğer Çingene grupları da bu acılardan nasiplerini alıyorlar ve genel olarak tüm Çingene grupları aynı sosyal zeminden kaynaklanan sorunları paylaşıyorlar. Bu koşullarda bir sosyal sorunun "etnik" bir partinin kuruluşu ile nasıl çözümlenebileceği bir başka tartışma konusu durumunda.

Kaynak: Romove.cz

İşte Hindistan Çingeneleri 24/10/201
Hindistan çok sayıda farklı Çingene kavmine ev sahipliği yapan bir ülke. Farklı dilleri konuşan ve Hindistan'ın farklı coğrafyalarında yaşamlarını sürdüren bu kavimler ya ataları gibi göçebe zanaatçılığı devam ettiriyorlar ya da geleneksel meslekleri ortadan kalktığı için Gaco-Geben kavimlerinin tercih etmediği meslekleri yaparak hayatlarını devam ettiriyorlar.

Hindistan'da yaşayan farklı Çingene kavimleri arasında müzisyen Langhalar, dansçı ve yılan oynatıcı Saperalarında aralarında yer aldığı hayvan eğiticisi Natlar, geçimlerini muhtelif Çingene meslekleri ile sağlayan Banjaralar, ip ve hediyelik eşya imalatçısı Birhorlar, sepetçilik yapan Mahalis ve Korwalar, dokumacılık yapan Rabhaslar, düğün müzisyenliği ve davulculuk yapan Parayiarslar, ayakkabı tamirciliği yapan Sakkiliyarslar, demircilik-sepetçilik ve müzisyenlik yapan Kotaslar, sokak temizliğinde çalışan Valmikiler en çok bilinenleridir. Hindistan'da bunların dışında da çok sayıda Çingene grubu yaşamını sürdürmektedir.

Hindistan Çingenelerle Çingene olmayanlar arasındaki evrensel kast sisteminin en açık bir biçimde gözlenebildiği bir ülkedir. Hindistan'daki üst kastlar Çingene kavimlerinin önemli bir bölümünü kast dışı-dokunulmazlar olarak ilan ederler ve onlarla her türlü insani etkileşimi kısıtlama yoluna giderler. Dünyanın farklı bölgelerinde çoğunlukla üstü kapalı bir biçimde yaşanan evrensel kast sistemi Hindistan'da bütün çıplaklığı ile ortaya çıkar.

Hurafeler Her Yerde Bölüyor 26/10/2011
İnsanlığı Çingeneler ve Çingene olmayanlar olarak ikiye bölen, öz kardeşleri birbirine düşüren evrensel kast sisteminin en önemli dayanağını dünyanın her yerinde karşımıza çıkan hurafe niteliğindeki efsaneler oluşturuyor. Çingenelerin yaşadığı her bölgede gördüğümüz bu efsanelerin hepsi farklı şeylerden bahsediyor. Ortak noktaları ise Çingenelere karşı var olan önyargıları haklı göstermeleri.

Çingeneleri hedef alan efsanelerde genellikle hiçbir kaynağa dayanmaksızın tarihi bir olaydan bahsedilmektedir. Efsanelere göre Çingene kavimlerinin ataları bu olaylar sırasında bir hata yapmışlar, bu hatadan dolayı da tüm Çingene kavimlerinin üyeleri lanetlenmiştir. Hiç kimsenin atalarının hatalarından dolayı suçlanamayacağı gerçeği bir yana dünyanın her yanında anlatılan bu efsanelerin tamamı yalandır, temelsizdir. Delilsiz bir şekilde yayılarak insanlarımıza karşı mevcut olan önyargıları güçlendirmek için kullanılmaktadır.

Hindistan'da yaygın olarak anlatılan bir efsane Richi Çingenelerinin Hindu tanrılarından birine adak olarak adanmış bir hayvanı yediklerini ve bu yüzden lanetlendiklerini ileri sürer. Bu efsanenin bir benzeri Afganistan'da Jat Çingenelerinin haram gıdaları yedikleri için lanetlendiklerini iddia eder. Afrika'nın Nyamakalaw Çingenelerinin de yenilmesi yerel dinlerce yasaklamış etleri tükettiği ile ilgili efsaneler vardır. Doğu Türkistan'da Şii müslümanlar arasında anlatılan bir efsane Abdal Çingenelerinin yenilmesi yasak olan tavşan etinden beslendiklerini ve bu yüzden lanetlendiklerini ileri sürer. Hristiyan dünyasında yaygın olan bir efsane Hz. İsa'nın çarmığa gerildiği çivileri Çingenelerin yaptığını ve bu yüzden Çingenelerin lanetlendiğini iddia etmektedir. İslam ülkelerinde anlatılan bir başka efsane ise Çingenelerin Hz. İbrahim Nemrut tarafından ateşe atıldığı sırada zina yapmaya zorlanan Cin ve Gan adındaki iki kardeşin soyundan geldiklerini ve bu yüzden lanetlendiklerini varsayar.

Çingeneleri hedef alan böyle efsanelere dünyanın her bölgesinde rastlanması Çingenelerle Çingene olmayanları birbirinde ayıran evrensel kast sisteminin en önemli ispatlarından bir tanesidir. Çingene olmayanlar Çingenelere karşı olumsuz davranışlarını haklı gösterebilmek, vicdanlarının sesini susturabilmek için bu efsaneleri uydurmuşlardır. Bu efsaneler hiçbir kaynakta rastlanmayan tamamıyla uydurma niteliğindeki söylencelerdir. Ne Hz. İsa ne de Hz. İbrahim'le ilgili iddilar kaynaklara dayanmamaktadır. Yenilmesi yasak gıdalarla ilgili hurafeler ise tamamen putperestlik kalıntısı düşüncelerdir. Herhangi bir insanın şu veya bu kültür tarafından yenilmesi yasaklanmış bir maddeyi tüketmesinin onun soyundan gelenlerin lanetlenmesine neden olabileceği düşüncesi tamamen akla aykırıdır.

Çingenelerin yapması gereken yaşadıkları her yerde hurafelerin sahteliğini ortaya koymak olmalıdır. Evrensel kast sistemi insanlığı Çingeneler ve Çingene olmayanlar diye ikiye bölse de özünde insanlık tek ve büyük bir ailedir. İnsanlığı birbirinden ayıran kast duvarını yıkmanın ilk adımı o duvarın temelindeki hurafelerin gerçek yüzünü açığa çıkarmak olacaktır.

Çingene Adı Ne Kadar Eski 01/11/2011

"Zengin isen ya bey derler ya paşa
Fukara isen ya abdal derler ya çingen..."
Neşet Ertaş

İnsanlığı atalarının geçim şekli temelinde ikiye bölen evrensel kast sisteminin kurbanları olan kavimlerin Avrupa, Anadolu ve Orta Asya'daki en yaygın isimlerinden biri Çingene. Yaygın kanının aksine çoğunlukla gözden kaçırılan ve unutulmaya başlamış bazı kaynaklar Çingene adının kökeninin en az 2500 yıl öncesine kadar gidebileceğini ortaya koyuyor.

Milattan sonra 500-700 yılları arasında Orta Asya'da dikilen Orhun Anıtları'nın bir yüzünde Çıgany (Çıgani) ve yok-Çıgany kelimeleri gariban anlamında, Bey kelimesinin karşıtı olarak kullanılıyor. Sözkonusu dönemde garibanlık günümüzden farklı olarak bireysel değil toplumsal bir durumdu. Büyük hayvan sürüleri ya da tarım arazileri olan, savaşçı kabileler güçlü, varlıklı kabileler olarak kabul ediliyordu. Buna karşılık hayvan sürüleri, tarım arazileri ya da avcılık ve toplayıcılık yaptıkları orman alanları ellerinden alınmış olan kabileler gariban kabilelerdi.

Geçim için kendilerine başka hiçbir olanak bırakılmayan, toprakları, hayvan sürüleri ve orman arazileri olmayan gariban kabileler geçimlerini çeşitli zanaat ve hizmetleri diğer kabilelere sunarak onlardan gıda maddeleri alarak temin ediyorlardı. Konuya bu açıdan bakıldığında Orhun Anıtları'nda Çıgany kelimesinin gariban anlamına gelmesi ve bu sözcüğün bölgede tüm göçebe zanaatçı kavimleri kapsayan bir kavram olarak yaygınlaşması son derece anlaşılabilir hale gelmektedir. Günümüzde hem yok-Çıgany hem de Çıgany kelimeleri Çingene kavimleri için Macaristan başta olmak üzere çeşitli Balkan ülkelerinde kullanılmaya devam edilmektedir.

Konuyu daha da ilginç hale getiren bir başka bilgi ise tarihçi Heredot'un kitabında Sigynnae (Siginne) isimli bir halkın adını anmasıdır. Çingene adının Balkanlardaki kullanımına çok benzeyen bu sözcük Heredot'a göre Macaristan'ın geniş düzlüklerinde yaşayan demirci bir halkın adı olarak kullanılıyordu. Günümüzden yaklaşık 2800 yıl önce Balkanlar'da bulunan bu topluluğun tipik bir Çingene kavmi olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Heredot Sigynnae adının Avrupa'nın bazı bölgelerinde sadece tek bir halkın adı olarak kullanılmadığını, genel olarak çerçi anlamına geldiğini ifade etmektedir. Bu da kelimenin bugün olduğu gibi o gün de farklı Çingene kavimlerini kapsayan genel bir sözcük, evrensel bir kastın, Çingene evrensel milletinin adı olabileceğini gösterir.

Aynı sözcüğe, benzer bir kapsamda hem günümüzden 1500 yıl önce Orta Asya'da hem de günümüzden 2800 yıl önce Balkanlarda rastlamamız neyi göstermektedir? Çingene adı hem Balkan hem de Orta Asya medeniyetlerine kaynaklık yapan daha eski bir toplumun dilinden çıkmış olabilir mi? Gerçekte Çingene adı ne kadar eski? Bu sorunun yanıtını vermek çok güç. Ama şurası kesin ki evrensel kast sisteminin binlerce yıllık kurbanı olan kavimlerin Avrupa, Anadolu ve Orta Asya'daki ortak adı olan Çingene adının kökeni bütün gizemleriyle birlikte tarihin derinliklerinde saklanmaya devam ediyor.

Zorla Kısırlaştırılan Çingene Kadını Onur Mücadelesini Kazandı 11/11/2011
Slovakya'da bir devlet hastanesinde zorla kısırlaştırılan 20 yaşındaki Çingene kadını, verdiği onur mücadelesini kazandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Slovakya'yı Çingene kadınına 43000 £ değerinde tazminat ödemeye mahkum etti. Daha önce bazı başka Avrupa ülkelerinde de karşılaşılan zorla kısırlaştırma uygulamaları tüm dünya Çingeneleri tarafından lanetleniyor.

1980 doğumlu olan V. C. isimli Çingene kadını Sağlık Bakanlığı'nın kontrolünde olan Doğu Slovakya'daki bir devlet hastanesinde kısırlaştırıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi zorla kısırlaştırma uygulamasına tabi tutulan Çingene kadınının davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin temel maddelerinin ihlal edildiği gerekçesiyle Slovak devletini 43000 £ tazminat ödemeye mahkum etti. Sözkonusu olay Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin zorla kısırlaştırma uygulamaları ile ilgili ilk kararı olması nedeniyle örnek niteliği taşıyor.

Dünya Çingenelerinin ve insanlığın nefretini kazanan zorla kısırlaştırma uygulamaları 21. yy'da dahi etkisini koruyan ırkçı düşüncelerin yaygınlığını ortaya koyuyor. Nazi döneminden beri nüfus politikaları, zorla kısırlaştırma ve kitlesel kıyım yoluyla Çingeneleri soykırıma tabi tutmayı amaçlayan ırkçılar günümüzde de hiç umulmadık yerlerde ortaya çıkabiliyorlar.

Kaynak: http://www.humanrightseurope.org/2011/11/sterilised-roma-woman-wins-human-rights-appeal/

Eski Medeniyette Çingene İzleri 20/11/2011
Arkeolojik veriler insanlığın en eski medeniyetlerinden İndus Uygarlığı'nın kuruluş ve yayılmasında Çingenelerin önemli katkıları olduğunu ortaya koyuyor. İndus Medeniyeti'nin ortaya çıkardığı çeşitli zanaat ürünleri büyük ihtimalle Çingene kavimleri tarafından Mezopotamya ve Orta Doğu'nun çeşitli bölgelerine ulaştırılmış, medeniyet tohumları Çingeneler tarafından yeni topraklara ekilmişti.

Günümüzden yaklaşık 4500 yıl önce olgunluk dönemine ulaşan İndus Medeniyeti pek çok alanda zanaatın ve zanaatçıların önemli rol oynadığı bir uygarlıktı. Kimi arkeologlar İndus Medeniyeti'nin kuruluş ve yayılmasında Çingene kavimlerinin kritik bir rol oynadıklarını ifade etmektedirler. Başta metal işleme olmak üzere çeşitli zanaatların yaygınlaşmasında Çingene kavimlerinin Mezopotamya ve Orta Doğu'ya yönelik ticari yolculuklarının önemli bir rolü olduğuna inanılıyor.

İndus Medeniyeti ile Çingene kavimleri arasındaki bağlantının canlı ispatı Hindistan'ın Bengal bölgesinde yaşamlarını sürdüren Dhokra Çingenelerinin metal işleme sanatı. Özel bir teknikle çeşitli metallerden heykel yapmaya dayanan Dhokra sanatının incelikleri günümüzde yalnızca Dhokra Çingeneleri tarafından bilinmektedir. İndus Medeniyeti ile Çingene kavimlerinin bağlantısını ortaya koyan en önemli olgu ise Dhokra heykellerinin en eski örneklerine İndus Medeniyeti'nin önemli yerleşimlerinden Mohenjo Daro'daki kalıntılarda rastlanmış olması. Dhokra tekniği ile yapılmış olan İndus Medeniyeti'ne ait ünlü dans eden kız heykeli duruşu ile Çingene kadınlarının evrensel gücünü yansıtıyor.

Kaynak: Ali Mezarcıoğlu Çingenelerin Kitabı Cinius Yayınları

Uluslararası Toplum Çingeneleri Koruyamıyor 24/11/2011
"Roman Uzmanları Geçici Komitesi" isimli kuruluş tarafından İstanbul'da yapılan toplantıda Avrupa Romanlar ve Göçebeler Forumu tarafından Çingeneleri hedef alan ırkçı terörle ilgili bir açıklama yayınlandı. Açıklamada "uluslararası toplum yükselen Çingene karşıtlığına üzülmekle yetiniyor ve ardından yaşananları hiç yaşanmamış gibi unutuyor" ifadelerine yer verildi.

Avrupa Konseyi'ne yükselen Çingene karşıtlığına karşı verilmesi gereken mücadeleye öncelik verilmesi çağrısı yapılan açıklamada Çingene karşıtı zihniyetlerin giderek olağanlaştığına vurgu yapıldı. Açıklamada ekonomik kriz ve politik kargaşa dönemlerinde insanların bir günah keçisi arayışında olmalarının Çingene karşıtlığının yükselişini etkilediği ifade ediliyor.

ERTF açıklamasının aksine kimi uzmanlar Çingene karşıtı ırkçı terörün sadece ekonomik kriz ve politik kargaşadan kaynaklanan kendiliğinden tepkilerin bir sonucu olmadığını işaret ediyorlar. Irkçı terörün Çingeneleri Balkan coğrafyasında tecrit etmek ve dar alanlara sıkıştırmak gibi bir gizli gündemi olduğunu ileri süren uzmanlar Avrupa genelinde örgütlenen ırkçı terör yapıları ve siyasi partilerin Çingenelere karşı ilan edilmemiş bir plan üzerinde uzlaştıklarını iddia ediyor.

Kaynak: Human Rights Europe

Çingene Tarihinin Canlı Tanıkları: Batwa-Twa Çingeneleri 25/11/2011
İnsanlık tarihi boyunca hayvan sürüleri, toprakları ve avcılık-toplayıcılık yaptıkları orman alanları ellerinden alınan kavimler göçebe zanaatçılığı benimseyerek Çingene Evrensel Milleti'ne dahil oldular. Geçtiğimiz 60 yıl içerisinde doğal kaynaklarına el konulduğu için göçebe zanaatçılığı benimseyerek Çingene evrensel milletine dahil olan Twa-Batwa Çingeneleri bu sürecin canlı tanıkları.

Onlar Orta Afrika'nın en eski sakinleri. Bölgenin büyük yağmur ormanlarında binlerce yıl avcılık ve toplayıcılık yaparak geçimlerini sağlayan tabiat insanları olan Batwa-Twa'lar; Uganda, Kongo, Ruanda ve Burundi gibi ülkelerde yaşamlarını sürdürüyorlar. 1960'lardan itibaren binlerce yıl boyunca yaşadıkları uçsuz bucaksız ormanlardan bu bölgelerde doğal parklar inşa edileceği gerekçesiyle zorla çıkarıldılar. Bu şekilde temel geçim kaynaklarını kaybeden Batwa-Twa tabiat insanları hayatta kalabilmek için Çingene usulü geçim yollarını benimsemek zorunda kaldılar.

Çömlekçilik, sepetçilik, müzisyenlik ve dansçılık yaparak geçimlerini temin eden Batwa-Twa Çingeneleri Çingene Evrensel Milleti'ne dahil olan diğer kavimlerle benzer sorunlar yaşıyorlar. Eğitim, sağlık ve barınma konusunda çok ciddi sorunlarla yüzyüze olan Twa Çingeneleri yaşadıkları ülkelerde 2. sınıf vatandaş olarak görülmekten şikayetçi.

İnsanlık tarihi boyunca sayısız kavmin yaşadığı bir sürecin canlı tanıkları olan Twa-Batwa Çingenelerinin geçtiğiz 60 yıl içerisinde yaşadıkları Çingene Evrensel Milleti'nin tarihine de ışık tutuyor.

Kaynak: Ali Mezarcıoğlu Çingenelerin Kitabı Cinius Yayınları (Ali Mezarcıoğlu The Book of Gypsies Cinius Publishing Company)

Fotoğraflarla İtalya Çingeneleri 29/11/2011
Steed Gamero tarafından hazırlanan "İtalya Romanları" adlı fotoğraf çalışması ülkede yaşayan Roman Çingenelerinin günlük hayatlarına ve karşılaştıkları sorunlara ışık tutuyor. Mahallelerde ve Çingenelerin yaşadığı kamp alanlarında çekilen fotoğraflar yaşanan acıları bütün çıplaklığı ile yansıtırken izleyenlere Roman Çingenelerinin geleneklerini de tanıma imkanı sunuyor.

Bulgaristan'ın Çingene Nüfusu 2 Kat Arttı 01/12/2011

Bulgar Bilimler Akademisi'nin 1946-2011 yılları arasındaki süreci gösteren istatistiklerine göre Bulgaristan'ın Çingene nüfusu bu süre içinde 2 kat arttı. 1964 yılında toplam nüfusun %2.42'sini oluşturan Çingeneler 2011 yılında toplam nüfusun %4.9'unu oluşturuyor. Rakamlar sadece Romanes konuşan Çingeneleri yansıttığından gerçek oranın çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.

Bulgar Bilimler Akademisi tarafından paylaşılan bilgilere göre Çingenelerin doğum oranı ortalamanın üzerinde olmasına rağmen hastalık ve ölüm oranları da genel ortalamanın üzerinden bir seyir izliyor. Çingene nüfusunun artışı daha önce özellikle ülkedeki ırkçı çevreler tarafından bir sorun olarak ortaya konulmuştu. Çingenelerin karşı karşıya kaldığı sosyal problemleri çözmek yerine Çingene nüfusunun artışını kendileri için tehlike olarak göre ırkçı gruplar toplumdaki Çingene düşmanlığını daha da arttırmaya çalışıyor.

Konunun bir başka boyutu ise yayınlanan istatistiklerin sadece Romanes konuşan ve kendilerini Rom olarak tanımlayan Çingeneleri hesaba dahil ediyor olması. Oysaki Çingene yerleşimlerinde Romlarla birlikte yaşayan farklı Çingene grupları da bulunuyor. Tüm bu gruplar aynı acıları yaşadığı için karşı karşıya kaldıkları sorunlara da ortak çözümler bulunması gerekiyor. Çingenelerle ilgili çalışmalarda sadece Romanes konuşan grupların dikkate alınması konunun gerçek boyutlarının görülmesini engelliyor.

Kaynak: Focus-Fen

Çingene Meslekleri Unutulduğunda 02/12/2011

Sanayinin yaygınlaşması ile birlikte dünya genelindeki Çingene kavimlerinin geleneksel meslekleri ortadan kalkmaya başladı. Bu süreç günümüzde halen devam ediyor. Geleneksel mesleklerini yitiren Çingene kavimleri ise yaşamlarını sürdürebilmek için düşük gelirli ve içinde yaşadıkları toplumların diğer kesimleri tarafından tercih edilmeyen işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar.

Asıl meslekleri kalaycılık olan İrlanda'nın Paveeleri günümüzde hurda toplayıcılığı ve işportacılık yaparak geçiniyorlar. Bunun yanı sıra asfalt dökme işinde de genel olarak Paveeler çalışıyor. Asıl meslekleri nalbantlık ve bıçak bileyciliği olan Hollanda ve Belçika'nın Reizigerleri günümüzde ucuz tekstil ürünleri ve 2. el araba alım satımı ile ilgileniyorlar. Geleneksel meslekleri ahşap malzemeden çeşitli araçlar üretmek olan Balkanların Rudarileri günümüzde tarım işçiliği ve halı ticareti yapmaya başlamışlar. Türkiye'de yaşayan Roman Çingenelerinin arasında sepetçilik, kalaycılık, demircilik gibi mesleklerle uğraşanlar yeni şartlar altında mesleklerini icra edemedikleri için çiçekçilik, ayakkabı boyacılığı, inşaat işçiliği, taşımacılık, tarım işçiliği gibi mesleklerde çalışmaya başlamışlar.

Çingene Evrensel Milleti'ni oluşturan kavimlerin üyelerinin büyük çoğunluğu geçimlerini düşük gelirli ve içinde yaşadıkları toplumların diğer kesimleri tarafından tercih edilmeyen meslekleri yaparak sağlamak zorundalar. Buna karşılık az sayıdaki Çingene ise şansın ve önlerine çıkan her türlü engeli aşmalarını sağlayan azimlerinin yardımıyla doktorlar, mühendisler, politikacılar, bürokratlar ve sanatçılar olarak toplumdaki yerlerini alabilmişler. Çingenelere dönük önyargıların ortadan kaldırılması ise tüm Çingenelerin onlarla aynı kaderi paylaşmalarını mümkün kılacak.

Kaynak: Ali Mezarcıoğlu Çingenelerin Kitabı Cinius Yayınları

Fotoğraf: Kemal Elitaş

Çingene Evrensel Milleti Ne Demektir? 08/12/2011
Sitemizde yer alan haberlerde kullanılan Çingene Evrensel Milleti kavramının ne anlama geldiği sıklıkla tartışmalara neden oluyor. Evrensel Millet kavramı, gerçekte hem "ulus" hem de "kavim" kavramlarından farklı bir anlama geliyor. Evrensel Millet kavramı özünde dünyanın farklı yerlerinde yaşayan farklı dilleri konuşan Çingene kavimlerinin ortak acılarını ve umutlarını anlatıyor.

Siyasi bir kavram olan "ulus (millet)" bir devletin yurttaşı olarak sınırlarla belirli bir alanda yaşayan insan topluluklarının adıdır. Örneğin Türkiye'de yaşayan, anayasal haklara ve görevlere sahip yurttaşlar yine mevcut anayasaya göre Türk milletinin bir parçası olarak kabul edilirler. Kavim kavramı ise birbirleriyle ortak köken ve kültür bağı bulunan, genellikle aynı dili konuşan insan topluluklarını ifade eder. Ulusların bünyesinde birden fazla kavim bulunabilir. Bu kavimlerin üyeleri ait oldukları ulusun kanunlarından gelen haklara ve sorumluluklara sahip olabilirler.

Evrensel Millet kavramı ise hem ulus hem de kavim kavramından farklı bir anlama gelir. Sanayi öncesi dönemde sahip oldukları toprakları, hayvan sürüleri ve avcılık-toplayıcılık yaptıkları orman alanları ellerinden alındığı için göçebe zanaatçılıkla geçinmiş olan kavimler Çingene Evrensel Milleti'ni oluştururlar. Ataları geçimlerini esas olarak tarım ve büyük sürü sahipliği ile temin etmiş olan kavimler ise Gaco-Geben Evrensel Milleti'ni.

Evrensel Millet kavramı siyasi bir kavram değildir. Gaco-Geben veya Çingene Evrensel Milleti'ne mensup bir kişi, yaşadığı ülkede hakim konumdaki devletin vatandaşı ve o ülkede kanunlarla tanımlanmış ulusun parçası olabilir. Vatandaşlıktan kaynaklanan hak ve ödevleri parçası olduğu ulusun anayasası ile belirlenir. Çingene Evrensel Milleti'ne mensup olmak Türk vatandaşı bir Çingeneyi diğer vatandaşlardan hukuken ayırmaz. Diğer Türk vatandaşları hangi hak ve sorumluluklara sahipse bir Çingenede aynı hak ve sorumluluklara sahiptir.

Öyleyse Çingene Evrensel Milleti'ne mensup olmanın anlamı nedir? Çingene Evrensel Milleti'nin mensupları binlerce yıl boyunca aynı acıyı paylaşmışlardır. Sahip oldukları doğal kaynaklara el konulmuş, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaları çeşitli araçlarla engellenmiş, yerleşim birimlerinin en dış noktalarında yaşamaya zorlanmışlardır. Sanayi sonrası dönemde yabancılıktan kaynaklanan önyargıların etkisiyle büyük çoğunlukla düşük gelirli ve başkalarının yapmak istemediği işlerde çalışmak zorunda kalmışlardır. Çingene Evrensel Milleti'ni oluşturan kavimlerin en büyük ortak noktası bu mağduriyettir.

Çingene Evrensel Milleti'nin mensupları birbirleriyle binlerce yıllık mağduriyetin ve acıların telafi edilmesi için dayanışma içerisinde olabilirler ve olmalıdırlar. Çingene Evrensel Milleti'nin mensupları kendilerini en derin acılara mahkum eden küresel kast sistemini, önyargı duvarını ancak evrensel bir dayanışma içerisinde aşabilirler.
Kaynak: Ali Mezarcıoğlu Çingenelerin Kitabı Cinius Yayınları

Macaristan'da Kötü Şeyler Oluyor 12/12/2011
Macar hükümetinin "Roman sorunları başdanışmanı" Istvan Kamaras hükümetin Çingeneleri sefalete sürükleyen politikalarına ortak olmamak için ülkesini terk ettiğini açıkladı. Kendisi de Çingene olan Istvan Kamaras daha önce hükümete Çingene köylerindeki işsizliğin, sefaletin ve sosyal yardımlarının kesilmesinin açlık isyanlarına yol açabileceği uyarısı yaptığını ifade etti.

Macaristan hükümetinin küçük ortağı olan Hristiyan Demokrat Parti'nin lideri ve başbakan yardımcısı olan Zsolt Semjen'in "Roman sorunları başdanışmanı" olan Istvan Kamaras'ın açıklamaları Macaristan Çingenelerini zor günlerin beklediğinin habercisi. Aynı zamanda Çingenelerin sorunları ile ilgili bir enstitünün de başkanlığını yapan Kamaras daha önce yayınladığı araştırma ve raporları ile tanınıyordu.

Özellikle hükümetin Çingenelere dönük sosyal yardımları kesme politikalarını açlık isyanlarına yol açabileceği gerekçesiyle eleştiren Kamaras eleştirilerinin göz ardı edildiği ve kendisine susması yönünde baskı yapıldığı için Macaristan'ı terk etmek zorunda kaldığını ifade etti.

Kaynak: BBC

Korkunç İftira Acı Getirdi 14/12/2011
16 yaşındaki bir İtalyan kız çocuğunun 2 Çingene tarafından tecavüz edildiği iddiası üzerine toplanan bir grup, Çingene kampına saldırdı. Genç kızın erkek arkadaşıyla birlikte olduktan sonra ailesine karşı kendini savunmak için böyle bir öykü uydurduğu kısa sürede anlaşılsa da kampta hasar meydana gelmesi engellenemedi. Yaşanan olay ırkçı tehditin boyutlarını ortaya koyuyor.

Ailesinin evlenene kadar bekaretini koruması yönünde baskı yaptığı 16 yaşındaki italyan çocuk erkek arkadaşı ile birlikte olduktan sonra çareyi yaşadıkları semtin yakınlarındaki Çingenelere iftira atmakta buldu. Olayın duyulması üzerine sokaklara çıkan yüzlerce kişilik protestocu gruptan ayrılan yaklaşık 50 kişi Çingene kampına fiili saldırı bulundu. Yaşanabilecek olası bir katliamı güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesi engelledi.

Irkçı teröristlerin halkı Çingenelere karşı kışkırtmakta kullandığı en yaygın araç çeşitli suç olaylarından failleri başkası da olsa Çingeneleri sorumlu tutmak. Her türlü suç eyleminin yegane sorumlusunun Çingeneler olduğu yalanı sürekli tekrarlanarak Çingene düşmanlığı yükseltilmeye çalışılıyor. Irkçı teröristler bu şekilde kendi eylemlerine uygun bir düşmanlık zemini meydana getirmeye çalışıyorlar. Bu iftiralar karşısında Çingenelerin bıkıp usanmadan suçun bireysel bir konu olduğunu, bir topluma topyekün suçlu muamelesi yapılamayacağını ortaya koyması gerekiyor.

Kaynak: Guardian

İsmini Değiştirmediği İçin Katlettiler 15/12/2011
Dalit olarak bilinen Hindistan Çingenelerinden bir çocuk üst kasta mensup bir Hintli ile aynı ismi taşıdığı için katledildi. Radhaupur köyünde yaşanan olay Hindistan'ı birbirleriyle ilişkileri yasaklanmış 4 temel kasta ayıran ve Hindistan Çingenelerini kast dışı ilan ederek tamamen toplumdan soyutlayan kast sisteminin korkunçluğunu ortaya koyuyor.

Üst kasta mensup J. C ile bir dalit olan B. R. S'nin aynı ismi taşıyan çocukları vardı. Bir Hindistan Çingenesinin çocuklarının kendi çocukları ile aynı ismi taşımasını kabullenemeyen J. C bu nedenle daha önce defalarca B. R. S ve ailesini tehdit etmişti. 22 Kasım'da evinden çıkan B. R. S'nin Neeraj ismindeki oğlunun cansız bedeni ertesi gün bulunduğunda bu tehditlerin boş olmadığı da ortaya çıkmış oldu. 14 yaşındaki Neeraj'ın katledilmesi kast sisteminin Hindistan Çingenelerine yaptığı zulmü apaçık bir biçimde ortaya serdi.

Dünyanın hemen her yerinde insanlığı Çingeneler ve Gaco-Gebenler olarak ikiye bölen Evrensel Kast Sistemi Hindistan'da açıktan açığa ve oldukça sert bir biçimde uygulanıyor. Kendisi de bir Dalit olan Dr. Ambedkar'ın katkılarıyla hazırlanan Hindistan anayasası kast sistemini yasaklamış olsa da halk arasında kast sisteminden kaynaklanan ayrımlar son olayın da ortaya koyduğu gibi varlığını korumaya devam ediyor.

Kaynak: BBC

Çölün Çingene Doktorları: Sulubbalar 19/12/2011
Arap dünyasının hemen yer yerinde yaşamlarını sürdüren Sulubba Çingeneleri binlerce yıldır devasa çöllerde yollarını kaybedenleri, çölün zor koşullarına dayanamayarak sağlıklarını yitirenleri kurtarıyorlar. Onlar çölün Çingene doktorları. Sulubbalar Çingene Evrensel Milleti'ne mensup kavimlerin insanlık medeniyetine yaptığı katkıların en güzel bir örneğini oluşturuyorlar.

Çöl coğrafyasını ve çöldeki su kaynaklarını en ince ayrıntısına kadar bilen Sulubba Çingeneleri binlerce yıldır Bedevi çoban Gacolarına çöllerde rehberlik yapıyorlar. Aynı zamanda kalaycılık, müzisyenlik ve avcılık yaparak geçimlerini temin eden Sulubba Çingeneleri halk tıbbının en önemli ustaları arasında sayılıyorlar. Özellikle sanayi öncesi dönemde Çingene Evrensel Milleti'ne mensup kavimlerin önemli bir bölümü Gaco topluluklarının ihtiyaç duydukları sağlık hizmetini sağlıyorlardı. Bir anlamda modern tıbbın kurulmasından önce insanlığın ilk doktorları Çingene Evrensel Milleti'ne mensup kavimlerdi.

Çölde yolunu kaybeden bir italyan gezginin başına gelenler Sulubbalar yaptıkları işin önemini ortaya koyuyor. Carlo Guarmani adlı gezgin çölde hastalandıktan sonra kendini kaybediyor. Saatler sonra Sulubba Çingenelerine ait bir çadırda uyanan Guarmani Sulubba kadınları tarafından kendine özgü yöntemlerle tedavi ediliyor. Şüphesiz ki Guarmani Sulubbalar tarafından sağlığına kavuşturulmuş binlerce insandan sadece birisi. Ama bu örnek sayesinde Çölün Çingene doktorları Sulubbaların Çingene Evrensel Milleti'nin bir unsuru olarak yarattığı güzellikleri daha iyi anlayabiliyoruz.

Kaynak: Ali Mezarcıoğlu Çingenelerin Kitabı Cinius Yayınları

Foto: Antroscape

Kalo ile Bango'nun Hikayesi: Bir Dom Efsanesi 29/12/2011
Hindistan'ın Dom Çingeneleri arasında anlatıldığı ileri sürülen bir efsane Hindistan Çingenelerinin olduğu kadar dünyanın farklı bölgelerindeki Çingenelerin de tarihinin en önemli safhalarından birine ışık tutuyor. Acı ve onurun birlikte anlatıldığı efsane Tabiat İnsanlarının doğal kaynaklarına el konuması sonucu Çingene Evrensel Milleti'ne dönüşmelerini bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor.

Ali Mezarcıoğlu'nun Çingenelerin Kitabı isimli çalışmasına Türkçeleştirerek aldığı efsane daha önce Rombase isimli internet sitesinde Jullundur'da kayıt edildiği belirtilerek yayınlanmış. İşte Mezarcıoğlu'nun düzenlemesiyle o efsane:

Efsaneye göre Domların ormanlarda kurdukları büyük bir krallıkları vardır. Buradaki hayatları son derece zengin, mutlu ve huzurludur. Bütün ihtiyaçları tabiatta bulunmaktadır; neye ihtiyaç duyarlarsa duysunlar -odun, su, gıda maddeleri vb- hepsi yaşadıkları bölgede hazır bir biçimde kendilerine sunulduğundan savaşmaya hiç gerek görmemişlerdir. Bir orduları varsa da ordunun varlığının sebebi savaşmak değil, komşularına, Dom erkeklerinin ne kadar yakışıklı olduğunu göstermektir.

Bir gün Hindistan'ın her köşesine hakim olmak isteyen Brahmanlar (Yönetici din adamları kastı) gözü kara askerleri Ksathriyaları (savaşçı kast) ormanların derinliklerine yollarlar. Askerler burada zenginlik ve mutluluk içindeki Dom Krallığını bulunca bölgeyi işgal etmeye karar verirler. Bulabildikleri, zayıf gördükleri herkesi katlederler. Domlara ait ne varsa çalarlar. Hayatta kalabilen Domların bir bölümü ağaçların arasında saklanır, ormanın derinliklerine doğru ilerlerler. Bir bölümü ise Brahmanların kölesi haline gelir. Bir bölümü ise hiç bilinmeyen bölgelere doğru göç eder.

Sağ kalmayı başaran Kalo ve Bango isimli iki kardeş oldukça cesur insanlar olarak kendilerinden çalınan herşeyi çalanlardan geri çalarlar. Mücevherler, altınlar, sanat
eserleri, görkemli müzik aletleri ve kutsal anneye ait heykeller, hepsini geri alırlar. Bunlarla birlikte ormanın derinliklerine doğru ilerlerler. Kimsenin bugün dahi bilmediği
bir bölgede Dom hazinelerini ağaç kavuklarının altına gizlerler. Efsaneye göre Dom hazinelerinin yeri bugün dahi bir sırdır.

Ne yazık ki Kalo ve Bango Brahmanların adamları tarafından yakalanırlar. Brahman şefinin huzuruna çıkarılırlar. Brahmanlar Dom hazinelerinin yerlerini öğrenmek için kardeşleri en ağır işkencelerden geçirirler. Kalo ve Bango tek kelime dahi söylemezler. Bunun üzerine kardeşler kaynayan balmumunun içerisine atılır ve burada feci bir biçimde can verirler. Ne var ki Kalo ve Bango, kavimlerinin intikamını almak için geri dönerler.

Her gece geri dönerek Brahmanların rüyalarına girerler, onların yüreklerine korku salar, pek çoklarını uykularında boğarlar, yara bere içinde bırakır, onları avlarlar! Dom Krallığına el koyan yeni yöneticiler ne yapacaklarını bilemez. Korku içinde bekleşirlerken bir gece onlardan birinin rüyasında Kalo ve Bango belirir. İstekleri Domgau köyüne kendilerini ve Dom kavmini anlatan bir anıt dikilmesidir. Böylece Dom kavminin gelecek kuşakları bu bölgeye gelecekler ve Domların anıları unutulmayacak,
nesilden nesle aktarılacaktır.

Brahmanların bu isteği yerine getirmeleri üzerine Kalo ve Bango onları rahat bırakırlar. Kalo ve Bango'nun son sözü ise şudur; "İnsanlar Domlara da diğer insanlar gibi davranmayı öğrenene kadar dünyaya barış gelmeyecektir"
Kaynak: Ali Mezarcıoğlu Çingenelerin Kitabı Cinius Yayınları-ROMBASE

Foto: The Alternate


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder