6 Aralık 2013 Cuma

DÜNYA 2009

Üniversiteli Çingenelerin Dergisi: Amenca 07/01/2009
Slovakya'da üniversiteli Çingenelerin bir dergisi var. Beşinci sayısını Kasım ayının son günlerinde çıkaran dergi hem Çingene kültürünün tanıtıldığı ve sorunlarının çözümü için önerilerin geliştirildiği hem de Çingene gazeteci adaylarının tecrübe kazandığı bir platform olma özelliğini taşıyor. Dergi, ABD büyükelçiliğinin katkılarıyla okuyucularına ulaşıyor.
Çingene olmayan birçok öğrencinin de aktif bir biçimde çalıştığı dergi, hoşgörü kültürünün gelişmesinde önemli bir rol oynamayı amaçlıyor. Dergide çeşitli tartışma yazıları, Çingene kültür ve geleneklerini tanıtan makaleler ve Çingenelerin eğitim, iş yaşamı gibi alanlarda karşılaştıkları sorunlara ilişkin çözümlemeler yer alırken, Kasım ayında çıkan son sayıda ABD büyükelçisi Vincet Obsitnik ile yapılan bir röportaja yer verildi.
Kaynak: Roma Virtual Network



Çölün Teneke Mahallesi 10/01/2009
Batı Şeria'nın Nablus kentinde bir Çingene mahallesi. Bu mahallede 70 Çingene aile yaşıyor. İki yıl öncesine kadar şehrin dışındaki bir mezarlığın çevresinde çok zor koşullarda hayatta kalmaya çalışıyorlardı. Arazinin su bakınlarına karşı korunaksız olması nedeniyle birçok kez ani su baskınları yaşayan Domlar bunun dışında, içme suyu sorunu, işsizlik, konut ve sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyorlardı.
Dom Araştırma Merkezi'nin çalışmalarıyla Domlar, Nablus kenti içinde bir mahalleye taşındılar. Bu sayede ani su baskınlarından kurtulmuş oldular. Diğer taraftan susuzluk sorunu da yapılan su depolarıyla çözülürken, mahalleye sağlık ekipleri getirilerek Çingenelere tıbbi bakım sağlandı. Ayrıca ev içinde üretim yapabilecekleri ev içi üretim araçları sağlanarak ailelerin kendilerini geçindirebilecek konuma gelmeleri sağlandı.
Bu gelişmeler Domların yaşam standartlarını yükseltse de konutların gayri insani yapısı halen çözüme ulaştırılamadı. Dom mahallesindeki evler toprak zeminli ve dış cepheleri teneke, tahta ve plastikten oluşuyor. Dom Araştırma Merkezi bu sorunu çözebilmek için bir kampanya başlattı. Mahallenin şu anda bulunduğu yerde yeni bir mahalle yapılması planlanıyor ve bunun için 21 bin dolara ihtiyaç var.
Ortadoğu coğrafyasında Domlar olarak adlandırılan Çingenelere ülkemizde Güneydoğu Anadolu'da yaşıyorlar.



Nepal Çingenelerinin Sitesi: Nepaldalitinfo.net 10/01/2009
Kast sistemi nedeniyle insanlık dışı koşullar reva görülen Dalitler sitemize kimi zaman bir cinayet ya da tecavüz olayına kurban gidişleriyle, kimi zamansa eğitim, sağlık ya da konut konularindaki mağduriyetleriyle haber oluyorlar. Bu sefer ne bir cinayet ne de tecavüz haberi veriyoruz tam tersine güzel bir gelişmenin haberidir okuduğunuz. Kast dışı sayılmaları nedeniyle “dokunulmazlar” olarak nitelendirilen Dalitler, uzun zamandır seslerini internet siteleriyle dünyaya duyuruyorlar.
Geçtiğimiz günlerde sitemizin uluslararası haberleşme ağına yolladıkları mesajda, Nepal Çingeneleri, sitemizi düzenli olarak takip ettiklerini ve Dalitlerle, Türkiye'deki Çingenelerin birçok değeri ve sorunu paylaştıklarını belirttiler. Kendilerinin de göçebe zanaatçı atalardan geldiklerini belirten Nepaldalitinfo.net ekibi, yaşanan sorunların aşılması için birlikte çalışmayı teklif ettiler.Bundan böyle aramızdaki uzun mesafeye rağmen, internet sitelerimiz sayesinde Nepal Çingeneleri ve Türkiye Çingeneleri birlikte çalışma olanağı bulabilecekler. Cingeneyiz.org ve Nepaldalitinfo.net bundan böyle bilgi ve tecrübelerini birbirleriyle paylaşacaklar.
www.nepaldalitinfo.net adresinden ve sitemizin linkler bölümünden ulaşabileceğiniz Nepal Çingenelerinin sitesi, İngilizce ve Hintçe olarak yayın yapıyor. Siteden Dalitlerle ilgili güncel gelişmelere ulaşılabileceği gibi Dalitlerin tarih, kültür ve gelenekleri hakkında çeşitli çalışmaları da okunabilir.


Nepal'de Kurucu Meclis Dalitlerle Görüştü 15/01/2009
12-14 Aralık 2008 tarihinde Katmandu'da Nepal'in anayasasını hazırlamakla görevli 50 kişilik kurucu meclis üyeleri, Dalit sivil toplum örgütleriyle görüştü. Sivil toplum örgütleri, yazım aşamasında olan Nepal Anayasası'nda Dalitlerle ilgili ayrımcılığı ortadan kaldıracak düzenlemelerin yapılmasını istediler.
Dalit Sivil Toplum Örgütleri Federasyonu tarafından düzenlenen toplantıya siyasal partilerin temsilcileri de davet edildi. Federasyon Başkanı Ram Lal Bishwakarma, parti temsilcileri ve kurucu meclis üyelerini Dalitlerle ilgili herhangi bir çalışma yapmamalarından ötürü eleştirdi. “Birbirimize ayrımcılık yaparak hiçbir şey elde edemeyiz. Gelin birleşelim ve Dalitler için birşeyler yapalım” dedi. Bishwakarma ayrıca parti temsilcileri ve meclis üyelerine, Dalitlere yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması sağlayacak düzenlemeleri içeren bir taslak metin sundu. Metinde, Dalitlere toprak verilmesinden, bütün iş kollarında %20 oranında kontenjan açılmasına, eğitim, sağlık ve konut sorununa kadar birçok teklif bulunuyor.
Kurucu Meclis Başkanı Shubash Chondra ise yaptığı konuşmada, Dalitlerin karşılaştığı sorunların çözülmesi gerektiğini ve bunun bir ulusal sorun olduğunu dile getirdi. Anayasa yazım sürecinde mutlaka Dalitlere yer verileceğini, bu sürecin verimli geçmemesi halinde Nepal'in büyük bir şansı kaybedeceğini söyledi.
Kaynak: www.idsn.org



Çingene Mahallesinde Yangın 21/01/2009
Macaristan'ın Belgrad şehrinde 7 Ocak gecesi, barakalardan oluşan bir mahallede yangın çıktı.Kağıt, plastik gibi evsel atık toplayıcısı Çingenelerin yaşadığı mahallede, beş baraka kül oldu. Yoksulluktan odun ya da kömür alamayan mahalle sakinleri, yanabilecek herseyi yakarak ısınmaya çalışıyorlardı. Yetkililer, ateşe parfüm kutusu ya da pil gibi bir nesnesinin atılması sonucu alevlerin barakalara sıçradığını düşünüyorlar.
Belgrad'daki Gazela köprüsünün altında bulunan mahalle yirmi yıldır, alternatif bir yerleşim alanı yaratılmadığı için kaldırılamıyor. Elektrik ve suyu olmayan mahallenin sakinleri insanlık dışı koşullarda yaşamaya devam ederken, çocukların hiçbirisi ikamet adresleri olmadığı için okullara kabul edilmiyor


Irkçılar Genç Çingeneye Saldırdı 28/01/2009
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da, bir grup dazlak genç bir Çingeneye saldırdı. 18 Ocak günü meydana gelen olayda, metro istasyonunda bekleyen genç bir Çingeneye bir grup dazlak saldırdı. Evine gitmek üzere metro istasyonuna gelen genç, bir süre sonra etrafının bir grup ırkçı tarafından sarıldığını söyledi. İlk olarak sözlü tacizde bulunan ırkçılar daha sonra genci fena şekilde dövdüler.
Olaya şahit olan bir kişi, uzaktan çeşitli bağırışmalar duyduğunu daha sonra da yüzü kanlar içinde olan birisinin yardım istediğini söyledi. Olaydan sonra etraftakilerin yardımıyla hastaneye kaldırılan gencin hayati tehlikesi bulunmuyor. Polisler ise olayla ilgili soruşturma başlattı. Polis sözcüsü yaptığı açıklamada kentteki ırkçı grupların belirlendiğini ve hepsinin ifadesine başvurulacağını söyledi.
Kaynak: http://romea.cz/english/



Çiçekleri Irkçılara Ezdirmeyin 30/01/2009
1930 yılından kalma bir broşür, Saksonya Eyaleti’nin başkenti Dresden’i “sanatın, çiçeklerin ve resimlerin kenti” olarak tanımlamış. Kentin çiçekleri, İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde 13–15 Şubat 1945 tarihleri arasında ırkçı Hitler’e savaşın son dersini vermek üzere ezilmiş ve iki gün süren bombardıman sonucunda 135 bin insan hayatını kaybetmiş. Hem Hitler’in hem de Dresden’i ve dünyayı Hitler’den kurtarmak isteyenlerin acımadığı bu şehrin çiçekleri bugün yine ezilebilir. Bu sefer Dresden’in çiçekleri, ırkçılar tarafından ezilebilir. Dresden’in bombalarla kurtarılamayacağını göstermenin zamanıdır.
Her yıl Dresden Belediyesi tarafından düzenlenen anma etkinlikleri, 1998 yılından beri ırkçıların gövde gösterisi haline dönüşüyor. Irkçı sloganların atıldığı yürüyüşler kimi zaman ufak çaplı saldırılarla da sonuçlanabiliyor. 2006 ve 2007 yıllarında ırkçılık karşıtı sivil toplum örgütleri tarafından başarıyla engellenen yürüyüşler, 2008 yılında 6000 ırkçının katılımıyla gövde gösterisine dönüştü. Irkçılık karşıtlarının da karşı yürüyüş düzenlemesi nedeniyle çatışma ihtimali ortaya çıkmıştı. Irkçı grup, yürüyüşlerine son vermek bir tarafa sloganlar eşliğinde Dresden sokaklarını inletmişlerdi.
Bu yıl 13–14 Şubat’ta Hitler’in çocukları yine Dresden sokaklarında olacaklar. İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan yıkımı bahane eden ırkçılar bugüne kadar gerçekleştirilmiş en büyük yürüyüşü düzenlemeye çalışıyorlar. Avrupa’nın hemen hemen bütün ülkelerinden ırkçıların yürüyüşe katılması için çeşitli yayın organlarından duyurular yapılıyor. Bu yıl ırkçıların sayısının 6000’i geçmesi bekleniyor.
Irkçılık karşıtları ise bütün olanaklarını kullanarak, çiçeklerin bir daha ezilmemesi için dünya çapında eylem çağrısı yaptılar. Irkçılığın bombalarla engellenmediğini ve engellenemeyeceğini belirten Irkçılık karşıtı platform, bütün ırkçılık karşıtlarını 14 Şubat’ta Dresden’e çağırdı. En yüksek katılımlı ırkçılık karşıtı yürüyüşün düzenlenmesi planlanıyor. Biz de Cingeneyiz.org olarak, çiçeklerin bir daha ezilmemesi için gerekli duyuruları ve haberleri bu süreçte, sitemiz aracılığıyla Türkiye ve dünya kamuoyuna duyurmaya devam edeceğiz.


Umut-Göç-Hayal Kırıklığı 03/02/2009
Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de belediye ve Helsinki Diaconess Enstitüsü, Çingeneleri konu alan bir göç araştırması yapılıyor. Araştırma şimdiden, büyük umutlarla başlayan göç sürecinin Finlandiya'da hayal kırıklığıyla sonuçlandığını gösterdi. Araştırma şehirdeki Çingenelerle, yüzyüze görüşme yoluyla gerçekleştiriliyor. Şuana kadar 100 göçmen Çingeneyle görüşme yapıldı, araştırma 2009 yılına kadar sürdürülecek.
Diacones Enstitüsü'nden Sosyolog Marjatta Vesalainen ve belediyeden hemşire Tuomo Leinonen başkanlığında yürütülen araştırmada, şuana kadar Romanya'dan göçen Çingenelerle görüşüldü.Vesalainen yaptığı açıklamada Çingenelerin Finlandiya'ya iş bulma ümidiyle göç ettiklerini söyledi. Yaptıkları görüşmelerin hemen hemen hepsinde Çingenelerin, Finlandiya'ya gelirken yol paralarının bile olmadığını ve genelde 100 ya da 200 Euro borç alarak yollara düştükleri gerçeğiyle karşılaştıklarını söyleyen Vesalainen, Çingenelerin geldikleri ülkelerde müzisyenlik, işportacılık, çiçekcilik gibi işler yaptıklarını belirtti.
Daha iyi bir yaşam ümidiyle göç yollarına düşen Çingenelerin neredeyse tamamına yakınının Finlandiya'da iş bulamayarak, dilencilik yapmaya başladıklarını söyleyen Leinonen ise, son dönemde dünyayı etkileyen ekonomik kriz yüzünden önümüzdeki günlerde, Finlandiya sokaklarında daha fazla Çingene dilenciye rastlanabileceği saptamasında bulundu.



Irkçılar Zevk İçin İnsan Yaktılar 06/02/2009
İtalya'da başkent Roma yakınlarında saldırıya uğrayan Hintli göçmenin üç İtalyan tarafından sırf eğlence olsun diye yakıldığı ortaya çıktı.
Saldırganlardan birinin itirafı üzerine, üç İtalyan zanlı tutuklandı. Roma yakınındaki Nettuno istasyonunda bir bank üzerinde gecelediği sırada önce dövülen, sonra üzerine benzin dökülerek yakılan Singh Navte, hayati tehlikeyi atlatmasının ardından, hastanede açıklama yaptı.
Navte, "Beni öldürmek istiyorlardı. Üç kişi geldiler. Biri yüzüme sprey sıktı. Diğeri üzerime sıvı boşalttı. Ben kendilerince su döküp şaka yaptıklarını sandım. Üçüncü kişinin çakmağı ateşlemesiyle yanmaya başladım" dedi.
İşsiz ve parasız vaziyette olduğunu belirten 35 yaşındaki Hintli göçmen, Roma'nın merkez tren istasyonu Termini'de barınmasına izin verilmemesinin ardından, Nettuno tren istasyonunda gecelemek istediğini, oradaki ilk gününde de böyle bir saldırıya maruz kaldığını anlattı.
Aralarında 16 yaşında reşit olmayan bir kişinin de yer aldığı üç İtalyan, adam öldürmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı.
Saldırının faillerinin yakalanması, 16 yaşındaki F.S'nin jandarmaya yaptığı itiraf sayesinde mümkün oldu.
Diğer sanıklardan Gianluca C'nin 19, Francesco B'nin ise 28 yaşında olduğu açıklandı. F.S, jandarmaya verdiği ilk ifadede, Pazar gecesi sabaha karşı diskotek çıkışında eğlence arayışı için böyle bir iş yaptıklarını belirterek, "Çok içmiştik. Haşhaş da çekmiştik. Arabayla dolaşıyorduk. Dışarıda yatan birini arıyorduk. Yabancı olması şart da değildi. Rumen mi, zenci mi olmalı diye düşünmedik" dedi.
Hintli göçmeni önce hırpaladıklarını, ardından da bir benzin istasyonundan bir şişe benzin alarak geri döndüklerini anlatan F.S, "Heyecan verici bir macera olsun istemiştik. Ateşin ne kadar süreceğini merak ediyorduk. Ama söndürmeyi de düşünmüştük" diye konuştu.
İtalya'da ana muhalefeti temsil eden Demokrat Parti'nin Genel BaşkanıWalter Veltroni, olaydan sonra yaptığı açıklamada, "Bu canice hadise, yabancıdüşmanlığı içeren siyasi söylemlerin ve de ustaca oluşturulan kin ve korkuatmosferinin ürünüdür" dedi.
Meclis Başkanı Gianfranco Fini de saldırıyı, "ırkçı şiddet olayı" diye niteledi.


Çingene Müzesi Ziyaretçilerini Bekliyor 08/02/2009
Çek Cumhuriyeti'nde kurulan Çingene Kültürü Müzesi ziyaretçilerini bekliyor. 2005 yılında kapılarını açan müze uzun bir çalışmanın ürünü. Brno kentinin Çingene aydınları 1991 yılından beri böyle bir müzenin insanlığa kazandırılması için uğraşmışlar ve nihayet 2005 yılında müze kapılarını açmış.
Müzenin şu an ki müdürü olan Jana Horváthová ve arkadaşları “Çingeneleri kendilerinden başka en iyi kim anlatabilir?” sorusundan yola çıkarak bu müzeyi kurduklarını belirtiyorlar. Diğer taraftan yeni nesile geçmişte yaşanan acıları anlatmanın ve bu yolla onları bilinçlendirmenin en iyi yolunun, görsel yöntemleri kullanmaktan geçtiğini vurguluyorlar. Çek Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve Hollanda Devleti'nin mali destekleriyle büyük bir gelişme kaydedilğini söyleyen Horváthová, müzenin yeni materyallerin gelmesiyle zenginleşeceğini sözlerine ekledi.
Müzede, 1945 yılından itibaren günümüze kadar toplanmış birçok materyal ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Müzede çeşitli zanaat ürünleri, yerel kıyafetler ve gündelik eşyaların yanısıra Çekoslovakya dönemine ait belgeler, görüntüler ve fotograflar gibi birçok materyali görmek mümkün. Horváthová, müzedeki materyallerin ağırlıklı olarak Çek Cumhuriyeti sınırları içindeki Çingenelerin yaşamları hakkında bilgi verdiğini söyledi. Önümüzdeki yıldan itibaren devreye sokulacak yeni projeyle dünyanın çeşitli ülkelerden materyaller getirilecek. Bu sayede başka ülkelerin Çingeneleri hakkında ziyaretçilerin bilgilendirilmesi hedefleniyor.
Kaynak: http://www.rommuz.cz




Cenova Sokaklarında Çingene Avı 11/02/2009
Cenova sokakları büyük bir seferberliğe şahit oldu. 30 polis ve 2 nüfus planlamacısı, 4 kamyonetle Cenova sokaklarında Çingene aradılar. Gün boyu süren seferberlik hali akşam saatlerinde 27 Çingenenin kamyonetlere doldurulmasıyla sona erdi. 7 çocuk, 15 kadın ve 5 erkek Çingene dilencilik yaptıkları iddiasıyla kamyonetlere doldurularak, sınır dışı edildi. İsviçre sınırında serbest bırakılan Çingenelere 2 yıl süreyle ülkeye giriş yasağı verildi. Operasyonlarla Cenova sokakları dilencilerden ve müzisyenlerden “temizlenmiş” oldu.
Cenova'da faaliyet gösteren MeSemRom adlı sivil toplum örgütü yaptığı açıklamada bu tür operasyonların son iki yıldır sürekli tekrarlandığını belirtti. Uygulamanın, sadece Çingeneleri kapsaması nedeniyle ırkçı olduğunun altı çizilirken, anayasanın ihlal edildiği vurgulandı. İsviçre anayasalarına göre devlet, yoksulları korumak ve yardım etmekle yükümlü bulunuyor.


Avrupa'nın Bütün Irkçıları Birleşti 13/02/2009
Dresden, son yılların en büyük ırkçı gösterisine önümüzdeki günlerde ev sahipliği yapmak üzereyken, partileri aracılığıyla paramiliter ırkçı örgütlenmelere destek olan ırkçı siyasetçiler de 31 Ocak ve 1 Şubat 2009 tarihinde Viyana'da toplandılar. Avusturya aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisi'nin Avrupa Birliği çapında yaptığı davetle gerçekleştirilen toplantıya, Danimarka'dan Danimarka Halk Partisi, Belçika'dan ayrılıkçı Vlaams Belang partisi, Fransa'dan faşist Milliyetçi Cephe Partisi ve Bulgaristan'dan ırkçı ATAKA katıldı.
Toplantının amacı, Avrupa Birliği'nin temel antlaşması olarak sayılan Lizbon Antlaşması'na karşı “milliyetçi muhalefetin organize” edilmesi olarak açıklandı. Toplantı sonrasında bir açıklama yapan Avusturya Özgürlükçüler Partisi lideri Heinz-Christian Strache, toplantıya katılan partiler öncülüğünde Avrupa Parlamentosu'nda grup kurulmasına karar verildiğini söyledi. Strache, Avrupa'daki tüm milliyetçi partileri temsil edecek gruba "Avrupa Ulusları Birliği" adını vereceklerini, grubun halen 785 üyeli AP'de 44 sandalyeyle üçüncü büyük grup olacağını belirtti.
Lizbon Antlaşması, Avupa Birliği Anayasası'nın 2005 yılında Fransa ve Hollanda'da yapılan referandumlarla reddedilmesinden sonra bazı değişiklikler yapılarak anayasa yerine “temel metin” olarak gündeme getirilmişti. Üye devletlerin onayıyla 1 Ocak 2009 itibariyle yürürlüğe girmesi öngörülen antlaşma, İrlanda'nın referandumda reddetmesiyle uygulamaya konulamadı. Anlaşma, Avrupa Birliği'nin yeniden yapılandırılmasına yönelik oluşturulmuştu ve dış politika ve maliye politikalarının üye ülkelerin oy birliği esasına göre oluşturulmasına içeriyordu. Birçok maddeyi içeren antlaşma ile Avrupa Birliği'nin tek bir yasal kişilik haline getirilmesi isteniliyordu.
Kaynak: http://euobserver.com , www.euractivcom.tr


Dresden Rehberi 14/02/2009

Irkçılar, son yıllarda yaptıkları gibi 14 Şubat'ta yine 1945 yılında yaşanan trajediyi anma bahanesiyle toplanacaklar. Aylardır yapılan duyurularla Avrupa'daki ırkçılar Dresden'e çağrıldı. Sanat eserlerinin şehri Dresden yarın belki de Avrupa'nın gelmiş geçmiş en büyük ırkçı yürüyüşüne sahne olacak. Irkçılık karşıtları da “Sessizliğe Son” vermek için Avrupa çapında yaptıkları çağrı ile bu yürüyüşü engellemek için Dresden'de toplanacaklar. Türkiye'den de birçok ırkçılık karşıtının Dresden'e gitmesi bekleniyor. Bizler, çok istememize rağmen bu yürüyüşte yer alamayacağız ama gidenler için naçizane bir katkıyı kendimize görev bildik ve küçük bir Dresden Rehberi hazırladık. Öncelikle Dresden'in görünen yüzüne bir göz atalım;
Kuzeyin Floransa'sı Dresden şehrinde nereye giderseniz güzel sanatlarla karşılaşırsınız. Elbe nehrinin kenarındaki bu şehre haklı olarak “Elbe'nin Floransa'sı” da denir: İtalya'nın ünlü metropolü gibi Dresden de çok sayıda dünya çapında sanat eseri koleksiyonları barındırır. Bugüne dek ayakta kalmış olan sayısız muhteşem barok yapı, Güçlü August döneminin şanını ve ihtişamını taşımaktadır. II. Dünya Savaşının sonuna varılıyordu. Müttefiklerin genel komutanlığı, Rus birliklerinin doğudan ilerleyişini kolaylaştırmak amacıyla, Alman stratejik ve lojistik bölgelerini bombalamak ve Alman kuvvetlerine ikinci bir sorun vermek istiyordu. Bunu gerçekleştirmek üzere, hedefler seçildi. Hedefler arasında Berlin ve etrafındaki askeri muhimmat fabrikları dışında pek stratejik önemi olmayan tarihi Dresden şehri de vardı. 13 Şubat'ta başlayan saldırı, 15 Şubat'a kadar devam etti. Saldırı sona erdiğinde, Dresden tamamen yerle bir olmamıştı. Ancak, müttefiklerin kullandığı bombalar arasında Fosfor bombası da bulunmaktaydı. Bu yüzden, Dresden şehri bombalanma sona erdikten sonra günlerce yandı ve tahrip edildi. 28,410 binadan 24,866'ı yok oldu. Ayrıca, insan zayiatı inanılmazdı. Düşük tahminlere göre 35,000, yüksek tahminlere göre ise zayiatlar 135,000'i aşıyordu.”
Sanat şehri Dresden'in tabii ki bir de görünmeyen yüzü var. O görünmeyen yüzün büyük bir kısmını ise ırkçılık ve ırkçılığın beslendiği kaynaklar işgal ediyor. Saksonya Eyaleti'nin başkenti olan Dresden, Soğuk Savaş döneminde Doğu Almanya'nın bir parçası olmuş ve duvar yıkıldıktan sonra yaşanan istihdam olanakları tam olarak geliştirilememiş. Bunun sonucunda işsizlik oranı %18'e çıkmış ve yaşamakta olduğumuz finansal kriz nedeniyle bu oranın daha da yükseldiğini tahmin etmek hiç de zor değil. Dolayısıyla, özellikle gençler işsizlik sorunuyla karşı karşıyalar. Bu gençleri Dresden'e gittiğinizde, her sokakta birkaç tane rastlayacağınız internet cafelerde görebilirsiniz. Girdikleri sayfalara çaktırmadan bakın, muhtemelen ırkçı forumlar göreceksiniz çünkü şehirdeki genç ırkçıların sokağa çıkmadan önce buluştukları ilk yer ırkçı forumlar. Girdikleri forumlardan beslenen yeni yetme ırkçıları, internet cafelerden sonra kendilerini abilerine beğendirmek için façalarını düzeltme telaşı sarıyor. Dresden'de bu telaşı giderecek birçok mağaza bulunuyor. Çeşitli boy ve ebatlarda zincirlerin, muştaların, gaz bombalarının ve ufak çapta patlayıcıların satıldığı bu mağazaların sayısı Avrupa'nın birçok kentinden kat kat fazla.
Dresden'de olacağınız tarih haftasonuna denk geliyor dolayısıyla ulusal ve yerel futbol müsabakalarına rastlayabilirsiniz. Eğer şehirdeki stadyumların herhangi birisinin etrafından geçerseniz ve Almancanız da varsa stadyumdan yükselen ırkçı tezahüratları duyabilirsiniz. Eğer bu tezahüratları duyarsanız Dresden'li holiganların ilginç bir özelliğini öğreneceksiniz. Dresden'li holiganlar ister Alman ister yabancı olsun sahalarına gelen takımların hepsine “Çingeneler” diye bağırmayı çok seviyorlar. Hele hele o gün bir maçın sonuna denk gelirseniz ve o maç golsüz bitmişse ya da ırkçıların takımı yenilmişse iyi bir yere siper alın çünkü sinirli taraftarların her an saldırısına maruz kalabilirsiniz. Koyu tenli olanlarınız varsa, maçı kazanırlar diye ümit etmeyin çünkü yine tehlikede olacaksınız. Zira Dresden'in işsiz ama son moda giyinen ırkçıları koyu tenlilerden hiç hoşlanmıyorlar. Geçtiğimiz yıl koyu tenli olduğu için birçok insan, ırkçılar tarafından feci şekilde dövüldü.
Irkçılık karşıtları ise son derece iyi organize oluyorlar herhangi bir ırkçı saldırı ya da yürüş halinde hemen biraraya gelerek duruma müdahale ediyorlar. 14 Şubat günü sizi havaalanında karşılamak ve gösteri alanına götürmek için sabırsızlıkla bekliyorlar. Size ucuz otel bulacaklardır. Bulamazlarsa evlerinde misafir etmekten memnuniyet duyacaklardır.
Son olarak hava durumu: 14 ve 15 Şubat tarihlerinde hava -2 ile -5 derece arasında değişecek ve kar yağması bekleniyor. Aman sıkı giyinin



Çingeneleri Sokmayan Bara Ceza 18/02/2009

Macaristan’da Çingene asıllı gençlerin bara girmesine izin vermeyen güvenlik şirketine ceza verildi. Macaristan’
ın başkenti Budapeşte’deki bir alışveriş merkezinde hizmet veren bar ve buranın güvenliğini sağlayan güvenlik şirketi, Çingene asıllı gençlerin mekanlarına girmelerine izin vermedikleri gerekçesiyle mahkeme tarafından 4000 avro para cezasına çarptırıldı.
Nepszabadsag gazetesi, 2007 yılında bara sokulmayan Çingenelerin işletmeyi mahkemeye verdiğini yazdı. Davayı gören hakimin gençlerin sadece esmer olduğu için güvenlik görevlileri tarafından mekana sokulmadığını açıkladığı ve şikayette bulunan gençleri haklı bulduğu kaydedildi. Gençleri küçük düşürmekten dolayı işletmeye ve burayı koruyan güvenlik şirketine toplam 4000 avro para cezası verildi. Davanın benzer nitelikteki davalar için emsal teşkil edeceği ifade edildi.



Dresten'de Irkçılara Geçit Yok 21/02/2009

Geçtiğimiz cumartesi günü Saksonya Eyaleti'nin başkenti Dresden'de İkinci Dünya Savaşı'nda yaşanan trajedinin anma yürüyüşü yapıldı. Anma yürüyüşü ırkçı grupların taşkınlıklarına sahne oldu. Irkçılar şehrin bazı bölgelerinde polisle çatıştılar ve kamu mallarına zarar verdiler.
Ocak ayından itibaren yapılan çağrılar sonucunda Avrupa'nın değişik ülkelerinden ırkçılar Dresden'de toplandılar. Polisin yaptığı açıklamaya göre, İkinci Dünya Savaşından sonra yapılan en büyük ırkçı gösteride 6000 dolayında ırkçı vardı. Irkçılar şehrin değişik yerlerinde polisle karşı karşıya geldiler. Açtıkları pankartlarda Hitler'e ithafen, “Büyükbaba, sana teşekkür ederiz” ve “Hak edeni şereflendir” gibi cümlelerin yer alması dikkat çekti. Aşırı sağcı Milliyetçi Demokratik Parti başkan yardımcısı Holger Apfel, Dresden bombardımanını “benzersiz bir soykırım” olarak nitelerken ırkçılardan alkış aldı.
Irkçılık karşıtılarının sayısı ise 10 bin dolayındaydı. Güvenlik güçleri iki grubun çatışmasını önlemek için büyük çaba sarfettiler. Sokak aralarında yaşanan çatışmaları engelleyemeyen güvenlik güçleri yaptıkları açıklamada neo-nazilerin, 40 kişilik bir ırkçılık karşıtı gruba saldırdığını ve 2 kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Diğer taraftan ırkçı grubun yürüyüşüne engel olmak isteyen ırkçılık karşıtları, yollarını kesen güvenlik güçleriyle çatıştılar. Çatışmalarda ırkçılık karşıtı gruptan 86 kişi gözaltına alınırken 30 polis hafif şekilde yaralandı. Gösteriler sırasında yapılan konuşmalarda ise Avrupa'daki ırkçı yükselişin bir “paronoya” olmadığının altı çizildi. Sol Parti Başkanı Ulrich Wilken, “ırkçı şiddetin yükseldiğini ve acilen tedbir alınması gereltiğini” söyledi.


Macaristan'ın Ayıbı Magyar Garda 26/02/2009

Avrupa Birliği Parlamentosu'ndaki temsilcilerinin iki tanesi Çingene olan Macaristan, bu demokratik görüntüsüne kendi kendine büyük bir darbe vurdu. 27 Ocak günü kendilerine Macaristan'ın koruyucuları adını veren ırkçı bir grup başkent Budapeşte'de büyük bir yürüyüş gerçekleştirdi. Aşırı ırkçı Jobbik partisinin paramiliter kolu olan Magyar Garda, yürüyüşe tek tip kıyafetle katılıp, asker selamı vererek yürüdü.
3000 ırkçının katıldığı yürüyüş olaysız sonuçlanırken, yürüyüşün gerçekleştirileceği güzergah üzerinde yaşayan Çingeneler büyük tedirginlik yaşadılar. Çingeneler, yürüyüşün düzenleneceği gün çocuklarını yalnız bırakmayarak toplu bir şekilde okuldan aldılar. Çocuklarına yönelik olası saldırılardan korktuklarını belirten Macaristan Çingeneleri, belediyenin bu tür yürüyüşlere izin vermemesi gerektiğini belirttiler.



İtalya Nereye Gidiyor? 29/02/2009
Roma Belediyesi geçtiğimiz günlerde aldığı bir kararla şehrin çeşitli bölgelerinde kurulan göçmen kampları için yıkım kararı aldı. Bu kararın alınmasında, şehirde yaşanan kapkaç, tecavüz gibi suçların Çingeneler tarafından işlendiği iddiasının önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Belediye Başkanı Gianni Alemanno, yaptığı açıklamada 30 tane kampın yıkılacağını duyurdu. Şehrin çeşitli yerlerinde kurulmuş olan bu kamplarda ağırlıklı olarak Çingeneler yaşıyor.
Kamplarda yaşayan Çingeneler ise kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmediğinden şikayetçi. 1960'lı yıllarda kurulan Casilino 900 kampında yaşayan 44 yaşındaki But Nirsad, son iki yıldır sürekli olarak yeni bir yerleşim alanının yapılacağının söylendiğini fakat herhangi bir gelişmenin olmadığı belirtti. Yıkım kararının, Çingeneleri ülkeden göndermek için alındığını söyleyen Nirsad, kamptaki 200'ü çocuk 600 kişinin akıbeti konusunda şuana kadar açıklama yapılmadığını sözlerine ekledi. Fena isimli bir Çingene kadın ise hayatlarını katı atık toplayarak kazandıklarını söyledi. Çingene oldukları için çöplere bile yaklaştırılmadıklarını, kampın yıkılmasıyla birlikte şehirden uzaklatırılacaklarını bunun da toplayıcılık yapmalarını engelleyeceğini belirtti. Çocuklar ise Kampın elektiriklerinin belediye tarafından kesilmesinin ders çalışmalarını engellediğini söylediler.
2005 yılında Bosna'dan gelen göçmenler için yapılan Castel Romano kampında yaşayan 18 yaşındaki Tahir ise kampın şehre çok uzak olduğunu bunun da diğer insanlarla ilişki kurmalarını zorlaştırdığını düşünüyor. Ayrıca kampın etrafının demir parmaklıklarla çevrili olduğunu bu yüzden kendisini hapishanede gibi hissettiğini söyledi.. 22 yaşındaki Daniela ise İtalya'da doğduğunu, İtalyancasının çok iyi olduğunu ve İtalyan pasaportu olduğunu söyleyerek sözlerine başlıyor. Bütün bunlara rağmen Çingenelerin hala vatandaş sayılmadıklarını söyledi.
Kamplarda durum böyleyken, geçtiğimiz hafta şehir merkezindeki bir parkta 14 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz edilmesi üzerine alevlenen tartışmalarda Çingeneler birçok medya kuruluşu tarafından gündeme getirildi. Tecavüzcülerin Doğu Avrupalı ya da Kuzey Afrikalı göçmenlerden olabileceği iddiasına televizyonlarda yer verildikten sonra yapılan sokak röportajlarında halkın büyük çoğunluğu, faillerin Çingene olabileceğini dillendirdi. Diğer taraftan devlet bakanlarından bir tanesi yaptığı açıklamada faillerin hadım edilmesi gerektiğini, bu tür vakalarda rehabilitasyon programlarının faydalı olmayacağına inandığını söyledi. Göçmen karşıtı söylemlerin dile getirilebildiği Kuzey Ligi Partisi'nin üst düzey yetkilisi Roberto Calderoli suç ve yasadışı göçün önüne geçilebilmesi için gönüllü vatandaşlardan oluşan bir örgütün kurulması gerektiğini söyledi. İçişleri Bakanı Roberto Maroni'nin meclise sunduğu yasa tasarısında “riskli” bölgelerde güvenlik güçlerine yardımcı olacak gönüllü vatandaş birliklerinin oluşturulmasını öngörüyordu. 20 Şubat 2009 tarihinde bu tasarının kabul edildiği kamoyuna duyuruldu. Bundan sonra asıl sorun, riskli bölgelerin kime ve neye göre belirleneceği, bu bölgelerde Çingene nüfusunun olup olmayacağı ve bu gönüllü vatandaş birliklerine ırkçıların sirayet edip etmeyecekleri; bütün bunları zaman gösterecek.
Gönüllü vatandaş birlikleri kurula dursun, ırkçı gruplar açık açık Çingene düşmanlığı yapmaya başladılar bile. Forza Nuova adlı ırkçı grubun destekçileri, geçtiğimiz Cumartesi akşamı yaptıkları gösteride Çingene göçmenlerin ülkeden gönderilmesi ve kapıların Çingene göçmenlere kapatılması gerektiğini haykırdılar. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı yürüyüşü düzenleyen Roberto Fiore, ülkedeki suç oranlarının artmasından Çingenelerin sorumlu olduğunu ve Çingenelerin derhal sınırdışı edilmeleri gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği ülkeleri için geçerli olan Schengen Anlaşması'nın da yeniden düzenlenmesi gerektğini sözlerine ekledi.
Bir tarafta suç işleyenlerin hadım edilmesi gerektiğinin telaffuz edilmesi ve ülkede artan Çingene karşıtı gösterilerde ülkede artan suç oranlarını, yargısız infaz yapılarak Çingenelere yükleyen bir zihniyetin türemesi diğer tarafta ise ağırlıklı olarak Çingenelerin yaşadığı kampların kapatılması yönünde karar alan belediyeler, İtalya'daki Çingenelerin durumunu giderek kötüleştirirken ırkçı söylemlerin, “Çingenelerin hadım edilmesine” doğru evrilmesi işten bile değil. Görünen o ki, İtalya'nın, Schengen Anlaşması yeniden düzelemeyi teklif etmek yerine önce, kurucu üyelerinden olduğu Avrupa Birliği'nin temel ilkelerinden olan çok kültürlülüğü anlamaya çalışması ve 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan kötü tecrübeyi anlatan kitapları tozlu raflarından indirmesi gerekiyor.


Irkçı Yarışta Bayrak Macaristan'da 04/03/2009
24 Şubat tarihinde Macaristan'da yaşanan vahşet Avrupa'da ırkçılığın ne boyutlara vardığını gösterdi. Daha önce de benzer olayların yaşandığı ülkenin başkenti, Budapeşte'nin 40 kilometre yakınında bulunan Tatarszentgyorgy köyünde Çingene bir ailenin evine molotof kokteylli saldırı düzenlendi. Olayda 5 kişilik aileden 2 kişi hayatını kaybetti.
Gece geç bir saatte kimliği belirsiz kişiler, 3 çocuk ve ebeveylerinden oluşan ailenin evine molotof kokteyli attılar ve saldırı bununla sınırlı kalmadı. Yangından kaçmak isteyen Robert Csorba(27) ve 4 yaşındaki oğlu evden çıktıktan sonra silahlı saldırı sonucunda öldürüldü. Anne ve diğer 2 çocuk ise olay yerine kısa bir süre sonra ulaşan itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Yetkililer, annenin durumunun iyi olduğunu fakat 2 çocuğun ağır yaralandığını söylediler. Çocukların durumu halen ciddiyetini koruyor. Olayın ırkçılar tarafından gerçekleştirildiğine kesin gözle bakılırken, Çingenelere yönelik saldırıların artmasından endişe duyuluyordu. Endişelerin yersiz olmadığı, saldırının üstünden bir hafta dahi geçmeden anlaşıldı. Aynı köyde Çingenelerin yaşadığı başka bir eve daha molotof kokteylli saldırıda bulunuldu. Olayda herhangi bir can kaybı olmazken, ev sahiplerinin 1 hafta önce yaşanan olaydan korkarak, köyü terk ettikleri bildirildi.
Bu olaylar sonrasında dikkatler, daha önce aynı köyün yakınlarında Çingene karşıtı bir yürüyüş düzenleyen ırkçı parti Jobbik'e yöneldi. Sosyolog Angela Kocze, Jobbik partisinin ülkedeki suç oranlarının artışını Çingenelere bağladığını ve Çingenelere yönelik şiddet eylemlerinin arkasında büyük bir ihtimalle bu partinin olduğunu söyledi. Kocze, asıl önemli sorunun toplumun büyük bir kesiminin de Jobbik partisinin söylemlerine inanması olduğunu sözlerine ekledi. Kocze ayrıca ırkçı söylemlere toplumun büyük bir kesimince itibar edilmesinin altında, söylemlerin inandırıcılığının değil enflasyon ve işsizliğin artışı gibi sorunların bulunduğunun altını çizdi. Kamu denetçisi Erno Kallai ise yaptığı açıklamada, Çingeneler ile toplumun diğer kesimleri arasında adeta bir “soğuk savaş” olduğunu ve ülkede etnik çatışma tehlikesi olduğunu söyledi. Ülkenin Avrupa Parlamentosu'ndaki temsilcilerinden Victoria Mohacsi, olayı vahşet olarak nitelendirirken konuyu Avupa Birliği'ne taşıyacağını belirtti. Mohacsi yaptığı açıklamada Avrupa'nın hemen hemen bütün ülkelerinde Çingenelere yönelik ırkçı söylemlerin ve saldırıların arttığını ve bunların önüne geçilmediği takdirde Avrupa'nın daha birçok saldırıya gebe olduğunu söyledi. Mohacsi'nin açıklamalarından sonra Avrupa Birliği'nden de Macaristan'a uyarı geldi. Acilen tedbir alınması ve devletin Çingenelere yönelik yaklaşımının gözden geçirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Kaynak: www.budapesttimes.hu


Dalitler Devlet Memuru Olacak 07/03/2009
Hindistan'da ölü yakıcılığı, tuvalet temizleyiciliği gibi işler dışında çalışmalarına izin verilmeyen Dalitler artık Nepal'de kamu kurumlarında çalışabilecekler. Nepal devlet başkanı Dr. Ram Baran Yadav'ın 10 Şubat günü imzaladığı kararnameye göre Dalitlerin kamu kurumlarında çalışabilmelerini sağlamak üzere, %15'lik kota uygulanmasına geçildi.
Nepal Devleti, Dalitler gibi kötü koşullarda yaşayan ve geçmiş dönemlerde ayrımcılığa maruz kalan toplulukların istihdam sağlama yoluyla yaşam kalitelerinin arttırılması ve ayrımcılığın sona erdirilmesi amacıyla kamu kurumlarında %45 oranında kota uygulamasına geçti. Uygulamaya göre Dalitler, Madhesiler ve Janajatiler Nepal'deki toplam devlet memuru sayısının %45'ni oluşturacaklar. Dolayısıylan bundan böyle Nepal'deki devlet memurlarının %15'i Dalitler olacak.
Nepal'deki Dalitlerin sitesi, Nepaldalitinfo.net bu kararnameyi, kültürel ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik önemli bir adım olarak nitelendirdi. Siteden yapılan açıklamaya göre uygulanan bu olumlu ayrımcılık örneği Dalitlerin gelişimine önemli katkılar sağlayacak.


Kosova Çingene Çocukları Sınırdışı Etti 12/03/2009
Kosova, 40 Çingene çocuğu sınırdışı etti. Priştina kentinde yapılan operasyonlarda, yasadışı yollarla ülkeye giren Çingene çocuklar toplanarak Arnavutluk'a gönderildi. Yaşları 7-15 arasında değişen çocukların herhangi bir kimlik belgesi bulunamadı.
1998-1999 yıllarındaki savaştan sonra binlerce Çingene, Arnavutluk'tan Kosova'ya göç etti. Büyük bir kısmı çocuk ve gençlerden oluşan Çingene göçmenler, yasadışı yollardan ülkeye giriş yapıyorlar. Mendil, sigara satarak, dinlencilik ve müzisyenlik yaparak ve trafik ışıklarında araba camı silerek para kazanmaya çalışıyorlar.
Yetkililer yaptıkları açıklamada, Çingene çocukların Arnavutluk'tan, Kosova'daki sanayi bölgesi Kukes'e dilenmek üzere göç ettiklerini ve kimi çocukların ise bu güzergah üzerinde bulunan Priştina'da kaldıklarını söylediler.
Kaynak: http://balkaninsight.com


Macaristan Çingenelerine Ağlıyor 17/03/2009
Macaristan, Çingenelerine ağlıyor. Irkçı saldırı sonucunda hayatını kaybeden baba ve oğul Tatarszentgyorgy köyünde geçtiğimiz hafta yapılan törenle toprağa verildiler. Cenazeye ülkede bulunan Çingeneler, politikacılar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. 5000'den fazla kişinin katıldığı cenazede, dünyaca ünlü 100 kişiden oluşan Çingene Senfoni Orkestrası çalgılarıyla törene eşlik etti.
Başkent Budapeşte yakınlarında bulunan Tatarszentgyorgy Köyü'nde çoğunluğu Çingene olan 1900 kişinin oturuyor. Cenaze, köydeki bütün Çingeneleri biraraya getirdi. Hep birlikte ırkçılığa dur denilmesi çağrısı yapıldı. Köyde yaşayan Çingene bir çift, yaşanılanlara hala inanamadıklarını söylediler, göçmen olduklarını ve 20 yıldır bu köyde oturduklarını belirten çift, son 2 yıla kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını söylediler. Ülkenin doğusundaki Szolnok kentinden cenaze için gelen Peter Ignacz, 50, kendisinin de Çingene olduğunu ve her an ırkçı bir saldırıya uğramaktan korktuğunu söyledi. Ignacz, sadece kendisinin değil ülke genelinde Çingenelerin benzer korkuları yaşadığını sözlerine ekledi.
Cenazeden bir hafta sonra ise otopsi raporu kamuoyuna duyruldu. 9 Mart günü açıklanan rapora göre, ölümlerin sebebi barakada çıkan yangına bağlandı. Avrupa Parlamentosu vekillerinden Victorya Mohacsi ise otopsi raporuna tepki göstererek, olayın üstünün örtülmeye çalışıldığını söyledi. Mohacsi yaptığı açıklamada, ölen baba ve oğulun yangından kurtulup, evden çıkabildiklerini ve evden çıktıktan sonra silahlı saldırıya uğradıklarını belirtti. Bu yönde ifade veren şahitlerin olduğunu sözlerine ekleyen Mohacsi'ye göre ırkçı saldırının üstü kapatılmak isteniyor.
Kaynak: www.iht.com


Avrupa Parlamentosu Çingeneleri Gündeme Aldı 21/03/2009
Avrupa kıtasının göbeğinde, 3. dünya halkalarına özgü yokluk ve sefalet içinde yaşayan bir halk var: Çingeneler!”
Avrupa Parlamentosu’nun geçtiğimiz günlerde kabul ettiği Roman raporu, işte bu çarpıcı tespiti yapıyor.
Macar parlamenter Magda Kosane Kovacs tarafından hazırlanan ve AP İstihdam komisyonunda kabul edilen rapora ve ardından alınan karara göre Avrupa Birliği, Çingenelerin sosyal durumunu iyileştirmek için acil bir eylem planı hazırlamak zorunda.
Rapor Avrupa Birliği’nin en büyük azınlığı olan Çingenelerin, Soğuk Savaş’ın ardından Orta ve Doğu Avrupa’da yaşanan rejim değişikliklerinden en ciddi zararı gören toplumsal kesim olduğunu tespit ediyor.
Orta ve Doğu Avrupa’nın bazı ülkelerinde Çingeneler arasında işsizlik oranının % 80 hatta % 90’lara varmasının sosyal anlamda ne kadar büyük bir yıkıcı etki gösterdiğinin de ayrıntılarla saptandığı rapor çok önemli bir sonuca varıyor: Çingene sorunu tüm Avrupa Birliği’nin sorunudur.
Komisyonda kabul edilen karara göre Avrupa Parlamentosu, Şubat ayının ikinci yarısında Çingene sorununu acil olarak gündemine alıp görüşecek.

Kaynak: www.turkinfo.hu/


Bayan Başkan'dan Çingene Çocuklara Destek 26/03/2009
Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu'nun eşi Maria Basescu ülkedeki Çingene çocuklarının eğitimi için maddi kaynak sözü verdi. Romanya'nın azınlıklardan sorumlu bakanı Nicolae Paun ile görüşen Basescu, yaptığı açıklamada Çingene çocuklarının eğitimsizliğinin ülke için çok büyük bir sorun olduğunu söyledi. Basescu'ya göre, ülkedeki Çingene çocuklarının büyük bir bölümünün eğitim olanaklarından faydalanamaması ülkenin geleceği açısından büyük bir risk oluşturuyor ve bu sorunun aşılması sadece Çingenelerin değil toplumun bütün kesimlerinin yararına olacak. Ülkede yaklaşık 2 milyon Çingene bulunuyor. Bu rakamın büyük bir bölümünü oluşturan çocukların eğitimi için Bayan Başkan sivil toplum örgütlerini devreye sokacağını ve mutlaka maddi kaynak yaratılacağı sözünü verdi.
Çingene kadınlarının iş piyasalarına daha kolay girebilmesi için de gerekli adımların önümüzdeki günlerde atılacağını belirten Basescu, bu konuda Avrupa Birliği'nin desteğini alacaklarını söyledi. Bu doğrultuda, çocukların eğitimsizlikten, kadınlarınsa işsizlikten kurtarılması ve toplumda Çingenelere yönelik önyargıların üstesinden gelebilmek için Sosyal Diyalog programı devreye sokulacak. Böylece hem Çingenelerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi sağlanacak hem de ülkenin genç iş gücünün ülkeden göç etmesi engellenecek.
Kaynak: www.divers.ro



Ekonomik Krizle Irkçılık Yükselebilir 28/03/2009
Çek Cumhuriyeti Başbakanı Mirek Topolanek temsilciler meclisi toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, dünya çapında etkisini giderek arttırmaya başlayan finansal krizin, ırkçılığın yükselmesine neden olacağına dikkatleri çekti.
Topolanek, dünyanın çok önemli bir süreçten geçtiğini ve bu süreçte herkesin dikkatli olması gerektiğini söyleyerek, ırkçılığa karşı devletin gereken önlemleri alacağını ve ırkçılık karşıtı duyarlı sivil toplum örgütlerinin ve vatandaşların taşkınlıklara karşı duyarlı olmalarını ve çatışmalara mahal verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Topolanek, ırkçıların kanunların sivil topluma tanıdığı hakları sonuna kadar kullandıklarını ve şu ana kadar faili meçhul bazı saldırılar dışında kanunlar dışına çıkılmadığı söyleyerek, bu haliyle ırkçılarla mücadelenin çok zor olduğunu ifade etti. Buna rağmen, bundan sonra her türlü ırkçı gösteri, ırkçı ifade taşıyan bildiriye karşı anında müdahale edeceklerini söyledi. Özellikle İşçi Partisi'nin ülkedeki ırkçı grupları bünyesinde birleştirdiği yönünde güçlü delilleri olduğunu söyleyen Başbakan, Yüksek İdare Mahkemesi'ne bu partinin kapatılması için de çağrıda bulundu.
Diğer taraftan, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Slovakya'nın kurdukları bölgesel ittifak, Visegrad Dörtlüsü'nün ırkçı yükselişi gündeminin ilk maddesi haline getirdiğini söyleyen Topolanek, Avrupa Birliği ile de bu soruna karşı geliştirilecek tedbirler konusunda sürekli fikir teatisi içinde olduklarını da sözlerine ekledi.
Kaynak: www.romea.cz


Çingenelere, 1 Kilometrekare Yeter 01/04/2009
İngiltere'de, Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu geçtiğimiz günlerde tartışmalı bir rapor hazırladı. Rapora göre ülke genelinde yaşayan Romanlar ve gezginler için toplam olarak yaklaşık 1,5 kilometre karelik alanın yerleşim için yeterli olduğu savunuldu. Raporda, Romanlar ve göçebelerin biraraya getirilmesinin hem topluluklar arası ilişkileri geliştireceği hem de düzenli bir yerleşim sağlanacağı vurgusu yapıldı.
İngiliz Hükümeti'nin 2011 yılı hedefleri arasında Romanlar ve göçebelerin yerleşim sorunlarının çözümlenmesi bulunuyor. Bahsi geçen raporun da bu hedefin gerçekleştirilmesi doğrultusunda hazırlandığı belirtiliyor. Raporda Romanlar ve göçebelerin izinsiz olarak yerleştikleri alanlardan çıkartılması için 18 milyon Euro'nun harcandığını belirten Komisyon Başkanı Trevor Phillips, herkesin insani koşullarda yaşamaya hakkı olduğunu söylerken, şu an ki haliyle Roman ve göçebelerin yaşam koşullarının güvensiz ve sağlıksız olduğunu, çocukların ise eğitim olanaklarından tam anlamayla faydalanamadıklarını söyledi. Yaptıkları araştırmaya göre ülke genelinde belirlenecek toplam büyüklüğü yaklaşık 1,5 kilometre kare olan bölgelerde hem yerleşik Romanların hem de göçebelerin yerleşimi için yeterli olduğunun altını çizen Phillips, böylece hem sağlıklı koşullarda yaşam alanlarının yaratılacağını hem de izinsiz yerleşimlerin önüne geçilebileceğini vurguladı.
Kaynak: www.housingnews.co.uk



Radikal Çingeneler 04/04/2009
Çek Cumhuriyeti'nde son dönemlerde artan ırkçı saldırılara karşı Çingeneler boş durmuyor. Çek Çingeneler açtıkları internet sitesi ile hem seslerini duyurmak hem de saldırıların faillerinin bulunmasını sağlamak istiyorlar. ,
23 Mart 2009 tarihinde Çek Cumhuriyeti'nde bulunan medya kuruluşlarına yolladıkları basın açıklamasında Çek Çingeneler yeni bir internet sitesinin kurulduğunu ilan ettiler. Kendilerini “Radikal Çingeneler” olarak adlandıran genç Çingeneler, yaptıkları açıklamada son dönemde artan Çingene karşıtı saldırılara ve söylemlere karşı yeterli önlemlerin alınmadığını ve bu yüzden saldırıların giderek arttığı söylediler. Irkçı saldırıların ülke genelindeki Çingeneleri derinden etkilediğini ve bu duruma karşı şiddet içermeyen bir karşılık olarak internet sitelerini kurduklarını belirttiler. Sitenin, Çingenelere yönelik saldırıları izlemeye ve bu saldırıların engellenmesi için çalışmaya yönelik olacağının altını çizen Radikal Çingeneler, Çingenelerin artık sessiz kalmayacaklarını vurguladılar.
Halen yapım aşamasında olan sitede şimdilik sadece Çekce haberler bulunuyor. Site, önümüzdeki günlerde Çingenece ve İngilizce makale ve haberlere de yer verecek. Sitenin Çekce versiyonuna www.gypsyradical.com adresinden ulaşılabilir.
Kaynak: www.romea.cz.



UNESCO: Romani Tehdit Altında 06/04/2009
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 21 Şubat Dünya Anadili günü öncesinde yayımladığı "Tehlike Altındaki Diller Atlası"na göre, Türkiye'de aralarında Romani'nin de bulunduğu 15 dil tehlike altında. Tehlike altındaki diller atlasına göre üç dil, Ubıhça, Mlahso ve Kapadokya Yunancası zaten kayboldu. Çerkes dilleri ve Zazaca "güvensiz", 7 dil "kesinlikle", 3 dil "ciddi anlamda", "Hertevin" diliyse "son derece" tehlike altında. UNESCO'nun Türkiye'de dil koruma programı yok.
30'dan fazla dilbilimcinin çalışmalarıyla ortaya çıkan atlasa göre, kaybolma tehlikesi altında olan diller, “Son derece tehlikede olan diller”, “Ciddi anlamda tehlikede olan diller”, “Kesinlikle tehlikede olan diller” ve “Güvensiz durumda olan diller” olmak üzere sınıflandırıldı. Çingene dillerinden Romani, “kesinlikle tehlikede olanlar” başlığı altında verildi.
UNESCO bir dilin ne derece tehlike altında olduğunu sınıflandırmak için dokuz ölçüt kullanıyor:
· Dilin kuşaktan kuşağa aktarılması
· Dili konuşan kişi sayısı
· Dili konuşanların toplam nüfusa oranı
· Dilin kullanım alanlarında değişiklikler
· Yeni alanlara ve ortamlara dilin tepkisi
· Dilin öğrenilmesi, o dilde okuma yazma öğrenilmesi için gerekli materyallerin varlığı
· Devletlerin ve kurumların tutum ve politikaları, buna dilin resmi durumu ve kullanımı da dahil
· Toplumun bireylerinin kendi dillerine yönelik tutumu
· Dille ilgili varolan belgelerin miktarı ve niteliği.
Kaynak: bianet.org



İtalya Ayrımcılığa Devam Ediyor 11/04/2009
Milano Belediyesi 30 Mart günü, kentin kuzeyinden geçen Bacula otobanının altında yaşayan Çingeneleri zorla bulundukları yerden çıkarttı. 150 Çingenenin yaşadığı otoban altında, 70 tanesinin gidecek hiçbir yeri bulunmuyor. 80 kişi ise tahliye sonrasında geçici olsa da kalacak yer bulabildiler.
Tahliye sonrasında bazı aileler terkedilmiş binalara sığınırlarken, bir aile de şehrin evsizler için hazırlamış olduğu tesise kabul edildi. 70 kişinin ise akıbeti bilinmiyor. Tahliye sırasında çıkan ufak çaplı arbede, belediyenin Çingenelerle herhangi bir mutabakata varmadan bu işlemi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Tahliye edilen Çingeneler ise yerel gazetelere yaptıkları açıklamada belediyenin alternatif göstermeden tahliyeyi gerçekleştirdiğini belirttiler.

Çingeneler, tahliye öncesinde, elektriksiz ve susuz bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyorlardı. Çingeneler Bacula otobanı altına yerleşmeden önce yine aynı şehirde bulunan Bovisasca kampında yaşıyorlardı. 2008 Nisan ayında, yerleşim yerinin kaçak olması nedeniyle yine alternatifsiz bir tahliye işlemi gerçekleştirilmişti. Dolayısıyla, Bacula tahliyesi sonrasında benzer yerleşimlerin ve yaşam koşullarının başka yerlerde tekrar ortaya çıkmasını öngörmek zor değil.



Dünya Çingeneler Günü Kutlamaları 16/04/2009
8 Nisan Dünya Çingeneler günü başta Avrupa olmak üzere, bütün dünyada çeşitli etkinliklerle kutlandı. İlk kutlama etkinlikleri Makedonya’da gerçekleştirildi. Skopje kentinde 10 Nisan günü yapılan kutlamaların adresi şehrin kongre merkeziydi. Etkinlikler kapsamında yerel müzik gruplarının yanı sıra, dünyadaki ve Makedonya’daki Çingenelerin sorunlarının tartışıldığı bir panel düzenlendi. Panelin yanı sıra Makedonya Çingenelerinin kültürel özelliklerini yanısıtan geniş kapsamlı bir sergi açıldı.
Slovenya ise bu yıl en kapsamlı kutlamalara ev sahipliği yapıyor. Çingene günü büyük bir festivalle, Nisan ayı boyunca kutlanacak. 23 Nisan 2009 tarihine kadar her gün çeşitli etkinliklerin düzenleneceği festivalde ağırlıklı olarak müzik gruplarına yer verilecek. Konserler dışında en dikkat çekici etkinlik ise Slovenya Çingenelerinin dili hakkında yapılan araştırmaların sunulacağı bir toplantının yapılacak olması. Bu toplantının amacı Çingene dilinin korunması olarak belirtiliyor.
İsveç’te ise 2 günlük bir kutlama programı hazırlandı. Programda öne çıkan etkinlikler ise yine konserler oldu. Konserler dışında ise, 2. Dünya Savaşı sırasında katledilen Çingeneler için bir anma toplantısı düzenlendi. Diğer taraftan ülkedeki Çingenelerin karşılaştıkları eğitim, barınma ve istihdam sorunlarına yönelik konuşmalar yapıldı.
Avustralya’da ise Perth kentinde yayın yapan Radyo 6EBA, dünya Çingene günü münasebetiyle bir eğlence düzenledi. Radyo’nun sahibi Nikola Nikolich yaptığı açıklamada radyolarında çeşitli dillerde yayınlar yapıldığını ve bu dillerden bir tanesinin de Romani olduğunu belirtti ve önümüzdeki günlerde Romani yayınların yer alacağı bir televizyon kanalının açılacağının haberini verdi.
Amerika’da yapılan kutlamalara ise Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un yaptığı konuşma damgasını vurgu. Amerika Birleşik Devletleri tarihinde ilk kez bir dışişleri bakanı Dünya Çingeneler Günü’nü kutladı. Çingenelerin dünyanın bütün ülkelerinde eğitim, sağlık, barınma ve istihdam sorunlarıyla karşı karşıya kaldıklarını bunların yanında çeşitli boyutlarda ayrımcılık vakalarının yaşandığına dikkat çekti. Clinton, konuşmasında Çingenelerin dünyanın çok önemli bir rengi olduğunu vurguladı. Bu rengin solmaması için çeşitli tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Clinton, sorunların aşılabilmesi dünya çapındaki Amerikan elçilik ve konsolosluklarının etkin bir şekilde çalışacaklarının altını çizdi.



Almanya'da Irkçı Saldırılar Artıyor 18/04/2009
Göçmenleri hedef alan ırkçı saldırıların vardığı boyut, kaygı verici bir düzeye geldi. Özellikle Almanya gibi göçmenlerin yoğun yaşadığı ülkelerde, Neo-Nazi örgütlenmelerin saldırılarında ciddi bir artış var.
Almanya İçişleri Bakanlığı bu gerçeği çeşitli örneklerle ortaya koyuyor. Bakanlık, Sol Parti’nin soru önergesine verdiği yanıtta, geçen yıl “aşırı sağcılar” tarafından 737’si şiddet içerikli olmak üzere 14 bin saldırı gerçekleştirildiğini belirtti.
Özellikle 11 Eylül olayından sonra hayata geçirilen ırkçı politikalar ve yasalar, göçmenlere yönelik saldırıları da arttırdı. Avusturya, Fransa, İngiltere, Almanya, İsviçre ve bir kısım ülkede ırkçılık artarken Almanya’da NPD gibi faşist örgütlenmelerin de önü açıldı. 2. Dünya savaşından sonra yasaklanan faşist partiler yasallaşırken, parlamento seçimlerine dahi girmeyi başardılar.
Kaynak: www.durde.org


Yeni Zelanda'da Çingene Fuarının Tadı Kaçtı 21/04/2009
Yeni Zelanda'nın Invercargill kenti, her yıl Paskalya haftasında Çingene Fuarı'na ev sahipliği yapıyor. Ülkenin değişik kentlerinden gelen Çingeneler fuar vesilesiyle biraraya geliyor ve fuar kapsamında çeşitli etkinlikler yapılıyor. Bu yıl yapılan, fuar ülkenin değişik kentlerinden gelen Çingeneleri biraraya getirdi fakat Çingenelerin kamp yaptığı alanda meydana gelen tacizler fuarın renkli görüntülerine gölge düşürdü.
Toplam 30 karavanla fuara katılan yaklaşık 60 Çingene, konakladıkları alanda gece alkollü gençlerin tacizlerine maruz kaldılar. Alkollü gençler, Çingenelerin karavanlarına boş içki şişeleri attılar ve küfürler savurarak alandan kaçtılar. Helena ve Andre Beissel, karavanlarına şişe isabet eden Çingenelerden, yerel gazeteye verdikleri mülakatta, her yıl Çingene fuarına katıldıklarını ve hem para kazandıklarını hem de çok hoş vakit geçirdiklerini söylediler. Ülkenin hemen hemen her yerine gittiklerini belirten çift, Invercargill kentinin Çingenelere yaklaşım konusunda en kötü Yeni Zelanda kenti olduğunu söylediler. Falcılık yapan Helena Beissel hemen yanlarında kamp kuran Çingene ailenin de bisikletlerinin çalındığını söyledi. Organizasyondan sorumlu Gavin Mackenzie ise tacizleri ve hırsızlıkları kınadı ve olayların kente mal edilmemesi gerektiğini söyledi. “Saldırının 15-20 tane sarhoşun işi” olduğunu söyleyen Mackenzie gelecek yıl böyle şeylere izin vermeyeceklerini söyleyerek, Çingenelerden özür diledi.
Kaynak: www.stuff.co.nz



İtalya Çingenelerini Şimdi de Deprem Vurdu 23/04/2009
Son yıllarda ırkçı saldırılar ve ayrımcı uygulamalardan muzdarip olan İtalya Çingenelerini şimdi de deprem vurdu. 7 Nisan 2009 tarihinde gece yarısı meydana gelen depremden ülkenin kuzey kesimleri etkilendi.
Merkez üssü L'Aquila olan depremde 250'ye yakın ölü varken, 10-15 bin bina yıkıldı, yaklaşık 50 bin kişi evsiz kaldı. Depremin vurduğu bölgelere 16 sahra mutfağı ve toplam 14 bin 500 kişilik 20 çadır kampı kuruldu. Ayrıca otellerde 6 bin 500 yatak evsizler için ayrıldı. lk aşamada yardım çalışmalarına hükümet tarafından 40 milyon dolarlık bütçe ayrıldı. Grup Everyone yaptığı basın açıklamasında L'Aquila kentinde bulunan Çingenelerin yardımlara ulaşamadıklarını vurguladı.
Teneke barakalarda yaşayan Çingenelerin depremle birlikte, barakalarını da kaybettiklerini belirten Grup Everyone gönüllüleri, Çingenelerin yaşadıkları barakaların çok katlı olmamaları ve beton bloklardan oluşmamaları nedeniyle hayat kaybının çok az olmasının yüreklere su serptiğini söylediler. Bunun yanında Çingenelerin devlet yardımlarına ulaşma konusunda güçlük çektiklerini vurgulayan Everyone, yardım çalışmalarını tertip eden yetkililerin Çingeneleri “akbabalar” olarak nitelemesini büyük bir ayıp olarak nitelendirdi.



İngiltere Çingenelerinin Makus Talihi 27/04/2009
İngiltere'de geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırma raporuna göre ülkede yaşayan Çingeneler, dünyanın diğer coğrafyalarında yaşayanlar gibi, hayatları boyunca ırkçılık, ayrımcılık ve eşitsizliklere maruz kalıyorlar. Bristol Üniversitesi'nin katkılarıyla yapılan araştırmanın raporu, Sarah Cemlyn ve Margaret Greenfields tarafından kaleme alındı.
Sarah Cemlyn, araştırmanın eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik, toplumsal bütünleşme konularına yoğunlaşmış olsa da ortaya çıkan sonuçların bu sorunların ötesine geçtiğini söyledi. Çingenelerin yaşadıkları bütün bu sorunların sosyo-psikolojik sonuçları olduğunu belirten Cemlyn, bu sonuçların sadece Çingeneleri değil toplumun bütününü etkilediğini vurguladı. Medyanın rolüne de dikkat çeken Cemlyn, ırkçı ve ayrımcı yayınların toplumda Çingenelere yönelik düşmanca tavırların gelişmesine katkı yaptığını söyledi.
Araştırmanın öne çıkan bulguları şöyle :
l Yerleşik Çingenelerin konut ve gezgin Çingenelerin konaklama sorunlarının çözümlenememesi, eşitsizliklerin temelinde yatan ana etkeni oluşturuyor.
l Çingenelerin ortalama yaşam süreci İngiltere ortalamasının altında.
l Çingeneler ortalama bir İngiliz vatandaşından daha sağlıksız ve sağlık kurumlarına ulaşmada zorluklarla karşılaşıyorlar.
l Çingene çocukları ilköğretime ulaşma konusunda sorun yaşamazlarken, orta düzeyde eğitim alan Çingene çocuklarının sayısı çok az. Orta düzeyde eğitimi yarıda kesen çocukların büyük bir çoğunluğu ise eğitimlerini yarıda kesmelerinde eğitim kurumlarında karşılaştıkları ayrımcı uygulama ve davranışlar büyük rol oynuyor.
l İstihdam oranı çok düşük, yoksulluk oranı çok yüksek.
l İşsiz ve eğitim olanaklarından yoksun gençler arasında yüksek oranda madde bağımlılığı bulunuyor.
l İntihar oranları, İngiliz toplumunun diğer kesimlerine göre yüksek.
l Çocuklar tahliyeler, yıkımlar ve toplumun diğer kesimlerinin düşmanca tavırları nedeniyle psikolojik sorunlar yaşıyorlar.
l Çingeneler bulundukları yerlerdeki görece sağlıklı yaşam koşullarından tahliyeler ve yıkımlar nedeniyle uzaklaştırıldıkları için sağlıksız koşullarda kendi imkanlarıyla yaşamaya çalışıyorlar. Bu durum toplumla bütünleşmelerini engellerken, onları ırkçı saldırılara açık hale getiriyor.
l Bütün bu etkenler suç oranlarının artmasına ve adli suçlarından cezaevine girişlerin artmasına neden oluyor.
l Cezaevine giren Çingeneler, buralarda da ayrımcılığa ve ırkçı saldırılara uğramaya devam ediyorlar. Yaşanan travmalar intiharla sonuçlanabiliyor.
l Yaşanan sorunlar, Çingene kadınlarının ev içinde şiddete maruz kalmalarına sebep oluyor


Çingeneler Önyargıları Kırmak İstiyor 29/04/2009
Bazı Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca Çingene ciddi problemler yaşıyor. Yaşadıkları toplumlarda yüksek kademelerde çalışamıyor, toplumun geri kalanıyla güçlü bir diyalog kuramıyorlar. 55 yaşındaki Slobodan Savic, 90’lı yıllarda Sırp milliyetçiliğinden kaçarak Almanya’ya yerleşmiş bir Roman. Savic günümüzde Çingenelerin karşılaştığı zorlukların başında, toplum tarafından kabul görmemelerinin olduğunu söylüyor:
Benim çocuklarım ve diğer Çingeneler, Çingene olduklarını söylemekten utanıyorlar. “Çingene” tanımlaması artık bir aşağılama sözü halini aldı.” Savic, şu an yaşadığı Almanya’da da benzer yakıştırma ve alaycılıkla karşılaştıklarını belirtiyor:
İyi eğitim almış Çingeneler de var. Ancak buna rağmen toplum tarafından ayrımcılığa uğradıkları ya da kötü muameleye maruz bırakıldıkları oluyor. Bu davranışlar mevcut önyargılardan kaynaklanıyor.”
Önyargılarda medyanın rolü
Çingeneler, genellikle medyaya ya kötü yaşam koşulları nedeniyle ya da herhangi bir suç olayına karıştıklarında yansıyorlar. Ya da AB ülkelerine iltica etmeye çalışan Çingenelerin bu ülkelerde kalma ve sınır dışı edilme tartışmaları gündeme geliyor. Toplum içinde iyi bir iş ya da eğitim şansı yakalamak, hatta siyasete atılmak çoğu Çingene için bir hayal. Almanya’nın Weinheim kentindeki Freudenberg Vakfı’nın başkanı Christian Petry, Çingenelerin yaşadığı zorlukların aşılmasında toplumun geri kalanına da görev düştüğünü belirtiyor:
Biz Avrupa'daki Çingeneler hakkında konuşmaktan vazgeçmeliyiz. Zira önyargıları, aşağılamaları ve dışlanmaları bir kenara bırakmadan, onların topluma uyumundan bahsedemeyiz. Şuçtan, suç oranlarının yüksekliğinden bahsedelim. Ancak toplum tarafından aşağılama ya da mevcut düşmanlığın, Çingenelerin işlediği suçlardan kaynaklandığı yanılgısına kapılmayalım.”


Soğuk Sınıflar 03/04/2009
Liyuli çocukları eğitim için gerekli malzemelerin birçoğunun olmadığı soğuk sınıflarda eğitimlerini sürdürmeye çalışıyorlar. Buna rağmen okumak için ellerinden geleni yapan çocuklar ailelerinin sınırlı desteği sayesinde geleceğe umutla bakmaya çalışıyorlar.
Kırgızistan Çingeneleri olan Liyuliler, ülkenin ikinci büyük kenti olan Osh'un Jangi-Kyshtak bölgesinde yaşıyorlar. Yaklaşık 3300 Liyuli'nin yaşadığı bölgede sadece bir tane ilkokul var. 105 Numaralı okulda, eğitimlerini sürdürmeye çalışan 320 çocuk hayalini kurdukları mesleği yapabilmek için çalışıyorlar.8 yaşındaki Nefise ve sıra arkadaşı Azize bu öğrencilerden sadece iki tanesi. Nefise ileri doktor olmak istediğini, Azize ise öğretmen olmak istediğini belirtiyor. Her iki öğrenci de sınıflarının soğukluğundan çok okulda kütüphane olmamasıdan ve eğitim materyallerinin yetersizliğinden şikayetçiler. Nefise, Liyuli'ler içinden şimdiye kadar doktor, mühendis ya da öğretmen çıkmadığını söylüyor. Üniversiteye gidebilmek için ailesinin daha fazla parası olması gerektiğini söyleyen Nefise, şuanda sadece yaşamaya yetecek kadar gelir elde edebildiklerini belirtiyor.
Öğrencilerin ailelerinin büyük bir çoğunluğu katı atık toplayarak geçimlerini sağlamaya çalışırken, çocukların eğitimleri için ayırabildikleri maddi kaynak çok az. Buna rağmen bazı veliler, işlerinden arta kalan vakitlerde okula gelerek öğretmenlere yardımcı olmaya çalışıyorlar. Varolan materyallerin birçoğu Sovyetler Birliği döneminden kalma olduğu için hem güncel değil hem de Rusça. 1991 sonrasında doğan neslin Rusça öğrenememesi bu materyalleri kullanabilmelerini zorlaştırıyor. Bu sorunu aşabilmek için okul yönetimi, Rusya okuyabilen velilerin, öğretmenlere yardımcı olmalarını istemiş. Buna göre bazı veliler, müsait oldukları zamanlarda okula gelerek Rusça materyallerin öğrencilere aktarılmasında öğretmenlere yardım ediyorlar.
Jangi-Kyshtak, bölgesinde sadece bir tane okul var. İlkokuldan sonra öğrencilerin şehrin diğer bölgelerindeki okullara devam etmeleri gerekiyor. Bu duruma velilerin ekonomik koşullarının yetersizliği eklendiğinde birçok öğrencinin ilkokuldan sonra okulu bırakmakları gündeme geliyor. Dolayısıyla birçok Liyuli çocuğu ilkokulu bitirdikten sonra çalışmaya başlıyorlar.
Kaynak: www.tol.cz


Macaristan'da Irkçı Cinayetler Devam Ediyor 07/05/2009
Macaristan'da ırkçı cinayetler devam ediyor. Ocak ayından itibaren ırkçı cinayetlerden ölen Çingenelerin sayısı 5'i buldu. Son cinayet geçtiğimiz hafta Tiszalok kentinde işlendi. 54 yaşındaki Jeno Koka 27 Nisan günü tabancayla vurularak hayatını kaybetti.
54 yaşındaki Koka, çalıştığı fabrikadan evine dönerken ırkçılar tarafından başından vurularak öldürüldü. Olay yerinde hayatını kaybeden Koka, 2009 yılı itibariyle ırkçılar tarafından öldürülen beşinci Çingene oldu. Güvenlik güçlerinin olay yerinde yaptıkları incelemeler sonucunda elde ettikleri bulgular ile geçtiğimiz aylarda, evleri kundaklandıktan sonra tabancayla öldürülen baba ve oğulun katillerinin olay yerinde bıraktıkları izlerin uyuştuğu ortaya çıktı. Katillerin büyük bir olasılıkla siyah bir araba kullandıkları ve başkent Budapeşte'de yaşadıkları düşünülüyor. Ayrıca, Koka'nın başından tek kurşunla öldürülmüş olması, ırkçı saldırganların silahlı eğitim almış oldukları yönünde yorumlanıyor. Bütün bu bulgular, seri cinayetlerin arkasında örgütlü bir yapının bulunduğu ihtimalini güçlendirirken ülkenin Adalet Bakanı Tibor Draskovics, yaptığı açıklamada katillerin profesyonel olduklarını söyledi.
29 Nisan günü, yaklaşık 1000 kişinin katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi. Ülkede bulunan Çingene grupları ve politikacıların da olduğu cenaze töreninde, Koka'nın kayınpederi Gabor Toth konuşma yaptı. 84 yaşındaki Toth, tekerlekli sandalyeyle geldiği cenaze töreninde, 1944 yılında Naziler tarafında bir trenle Ukrayna'daki bir toplama kampına gönderildiğini ve Ruslar sayesinde kurtulduğunu söyledi. Bugün yaşananların kendisine, 1944 yılını hatırlattığını belirten Toth, o zaman da Çingene olduğumuz için öldürüldük bugün de öldürülüyoruz dedi.
Foto: AP/Bela Szandelszky



Avrupa'da Çingenelere yönelik ırkçı saldırılar devam ediyor. Aşırı sağ partilerle dolaylı yollardan bağlantılı ırkçı grupların gerçekleştirme olasılığı olan saldırı ve gösterilerle Avrupa'nın Çingene nüfusu tehdit altında.
2006 yazında İtalya'da bir Çingene kampının kundaklanmasıyla yükselmeye başlayan ırkçı şiddet, son 2 yılda kimi zaman eğitimli saldırganların gerçekleştirdiği kundaklamalar, silahlı saldırılar veya Çingene mahalleleri etrafında yapılan yürüyüşlerle kimi zamansa devlet kurumlarınca gerçekleştirilen parmak izi ya da pasaport damgası gibi uygulamalarla kendini göstermeye devam ediyor. Sistemli bir şekilde devam eden saldırılar ve bunlar karşısında devlet kurumlarının gerekli politikaları uygulamaya koyma noktasındaki güçsüzlüğü ise Çingenelerin kendilerini korumak amacıyla örgütlenmeye başlamasına neden oluyor. Bu durum Avrupa'yı, ateşlenmiş ve her geçen gün kısalan fitiliyle bir barut fıçısına dönüştürüyor.
27 Nisan günü Macaristan'da 54 yaşında Jeno Koka'nın tabancayla vurulmasının üzerinden 10 gün geçtikten sonra yeni bir saldırı daha gerçekleşti. Gece geç saatlerde, Çingene bir ailenin evine molotof kokteyli atıldı. Saldırıda 4 yaşında bir kız çocuğunun vücudunun çeşitli yerleri yandı. Ailenin verdiği ifadeye göre saldırganlar, “Çingenelere ölüm” diyerek evin önünde bağırdıktan sonra molotof kokteyli attılar. Siyah bir araba ile olay yerinden uzaklaşan saldırganlar halen bulunamıyorlar. Diğer taraftan olay sonrasında görgü tanıklarının verdikleri ifadelerin benzerlik taşıması, saldırıların muhtemelen aynı grup tarafından gerçekleştirildiğini gösteriyor. Bu noktada ister istemez, 27 Ocak günü 3000 ırkçının katılımıyla gerçekleşen yürüyüşe tek tip kıyafetle katılıp, asker selamı veren, aşırı sağcı Jobbik partisinin paramiliter kolu Magyar Garda'nın olaylarla ilgisinin olup olmadığı sorusu akla geliyor. Çek cumhuriyeti'nde de benzer kundaklama olayları geçtiğimiz kış boyunca sürdü. Son kundaklama sonrasında hastaneye kaldırılan 2 yaşındaki Natalka Sivakova adlı bir çocuk, hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Saldırılar, bütün dünyada endişe uyandırırken Çingeneler de düzenledikleri yürüyüşlerle olayları protesto ediyorlar. Geçmişteki protestolardan farklı olarak Çingeneler artık devlet kurumlarını göreve çağırmaktan vazgeçmeye eğilimliler. Koka'nın cenaze töreninde konuşan ülkenin Çingene liderlerinden Gyula Borsi'nin, “Çingenelerin örgütlendikleri” yönündeki ifadesi bu eğilimi gösteren söylemlerden sadece bir tanesi. Çek Cumhuriyeti'nde 1000 kişinin katıldığı gösterilerde ise “Dazlaklara ölüm” sloganlarının atılması ırkçı-Çingene çatışmasının her an başlayabileceğini gösteriyor.
Devlet kurumlarının yükselen şiddete yönelik tepkisi ise netlik kazanmış durumda değil. Kimi ülkeler uygulamalarıyla ırkçılar için uygun ortamlar hazırlarken kimileri ise ya sessiz kalmayı ya da cılız söylem ve uygulamalarla saldırıların önüne geçmeye çalışıyorlar. Avrupa Birliği ırkçı saldırıları kınayan açıklamalar yapmaktan ileri gidemezken, Macaristan Adalet Bakanı Tibor Draskovics, faillerin bulunabilmesi için Amerikan Fedaral Soruşturma Bürosu'ndan(FBI) yardım alınacağını açıkladı. Seçim kampanyasında Çingenelerle şeytanı özdeşleştiren Berlusconi'nin ülkesi İtalya'da halen 2 sene önce gerçekleştirilen ve 4 çocuğun yanarak öldüğü kamp kundaklamasının failleri bulunamadı. Bunun yanında Çingenelerin yerleşim yerleri zorla tahliye edilerek, kamplar teker teker kapatılıyor. Köprü altlarında ya da metruk binalarda hayatta kalmaya çalışan Çingeneler, olası ırkçı saldırıların kolay hedefleri haline geliyorlar. Slovakya'da ise geçtiğimiz günlerde bir gazateci, başkentteki bir karakolda Çingene çocuklarının maruz kaldığı fiziksel ve cinsel şiddetin görüntülerini açığa çıkarttı.
Kültürel ayrımcılık boyutuyla bütün Avrupa'da görülen Çingene karşıtlığı, kimi ülkelerde küresel ekonomik krizle birlikte ırkçı şiddete dönüşmüş vaziyette. Yukarıda belirtilen uygulama ve saldırıların, diğer Avrupa ülkelerine sıçramamasının hiçbir garantisi yok. Avrupa Birliği'nin acilen aşırı sağcı partilerin denetimi ve bağlantılı olabilecekleri ırkçı grupların dağıtılması için harekete geçmesi gerekiyor. Aksi takdirde saldırılar daha da şiddetlenebilir ve Çingenelerin de kendilerini korumak için karşılık vermesiyle Avrupa'nın bir çatışma ortamına sürüklenebilir.
Derleyen: Cingeneyiz Dış Haberler



İsviçre'de Pasaportlara Dilenci Damgası 19/05/2009
İsviçre'de Çingenelere dönük ayrımcı bir uygulamanın gerçekleştirildiği iddia edildi. Geçtiğimiz aylarda başkent Cenova sokaklarında Çingene avına çıkıp, gün boyunca sokaklarda Çingene dilencileri toplayan güvenlik güçleri, yüzün üstünde Çingeneyi sınırdışı etmişlerdi. Güvenlik güçlerinin, 1 Mayıs tarihinden itibaren hayata geçirdikleri pasaport damgalama işlemleri, 2. Dünya Savaşı dönemi faşizan uygulamalarını hatırlattı.
Cenova'da faaliyet gösteren Mesemrom adlı sivil toplum örgütünün ortaya çıkarttığı uygulama çerçevesinde, ülkeye giriş için vize başvurusunda bulunan Çingene kökenli göçmenlerin pasaportlarına, “Cenova polisince, dilenci kontrolü yapılmıştır” damgası vurulduğu anlaşıldı. Ülke çapında büyük yankı uyandıran olay sonrasında, Cenova polis şefi Monica Bonfanti uygulamanın sistematik olmadığını belirtti. Uygulamanın, görevlilerin disiplinsizce davranışı sonucu gerçekleştirildiğini söyleyen Bonfonti, sorumlulurın cezalandırılması için soruşturma başlatıldığını vurguladı.
Kaynak: www.20min.ch



Oscar Ödüllü Yıldızın Evini Belediye Yıktı 21/05/2009
Oscar ödüllü yıldızın evini belediye ekipleri yıktı

Hindistan'ın Mumbai kentinde belediye ekipleri, bu yıl Oscar ödüllerini silip süpüren 'Slumdog Millionaire' filminin çocuk yıldızı Azhuriddin Muhammed İsmail'in evini yıktı.
Ülkenin ticaret merkezi Mumbai'nin varoşlarında yaşayan İsmail, uyuduğu sırada polisin kendisine gelerek evi terk etmesini istediğini, bundan kısa bir süre sonra da evin yerle bir edildiğini bildirdi. Belediye ekipleri, İsmail'inki de dahil 30 gecekonduyu yıktı. 10 yaşındaki İsmail, "Bir polis beni bambu sopayla uyandırdı, çok korktum" dedi.
Mumbai'nin kenar mahallelerinden bir çocuğun yaşam öyküsünü anlatan 'Slumdog Millionaire', En İyi Yönetmen, En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Ses Miksajı, En İyi Kurgu, En İyi Müzik ve En İyi Orjinal Şarkı dallarında da Oscar almıştı. Film, 326 milyon dolar hasılat elde etmişti.
kaynak: Cihan Haber Ajansı



Irkçı Partiye Polis Baskını 25/05/2009
Almanya’da ırkçı söylemleri nedeniyle daha önce kapatılmanın eşiğinden dönen aşırı sağcı Ulusal Demokrat Parti (NPD), bu kez Türk karşıtı seçim afişleri nedeniyle baskına uğradı.
27 Eylül’de yapılacak genel seçimler için Westerwald bölgesinde birkaç gün önce asılan afişlerde, “Vatanınıza İyi Uçuşlar” yazısı altında, uçan bir halı üzerinde oturan Türk bir çift ile bir Afrikalının karikatürü yer alıyor.
Koblenz Savcılığı’nın bu afişlerin “Almanya’da yaşayan Türk, Arap ve Afrika kökenli insanların onuruna saldırı” niteliği taşıdığı ve halkı kışkırttığı gerekçesiyle soruşturma başlatması üzerine polis, önceki gün bölgedeki parti bürosuna baskın düzenledi. Baskında afişlere, bir bilgisayara ve birçok USB bellek aygıtına el konuldu. Polis, dün yaptığı çağrıda bu tür afişleri görenlerin derhal karakola haber vermesini istedi. Benzer afişler geçen yıl eylül ayında da asılmış, savcılık afişleri toplattıktan sonra, parti hakkında halkı kışkırttığı gerekçesiyle dava açmıştı. Ancak delil yetersizliği nedeniyle ceza alan olmamıştı. Alman yasalarına göre, afişleri asanların suçları ispat edilirse, para cezasının yanı sıra üç aydan beş yıla kadar hapis cezasına da çarptırılabilirler.
Kapatılması gündemde
İki eyalet meclisinde yer alan NPD’nin lideri Udo Voigt ve iki yardımcısı, 2006 Dünya Kupası’nda Alman Milli Takımı’nda yer alan siyahi futbolculara karşı çıkmış, bu amaçla siyahi oyuncu Patrick Owomoyela’ya hakaret eden bir afiş hazırlamıştı. Bu afiş nedeniyle Voigt halkı kışkırtmak ve hakaret etmek suçlarından 7 ay tecilli hapis cezasına çarptırılmıştı.
Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller, NPD hakkında kapatma davası açılmasını isterken, iktidardaki Hıristiyan Birlik partileri bu öneriye sıcak bakmıyor. Anayasa Mahkemesi‘nin 2003’te açtığı kapatma davasının başarısızlığa uğramasını gerekçe gösteren Hristiyan Birlik partileri, ikinci bir yenilginin partiyi güçlendirebileceğini ileri sürüyor. 2003 yılında NPD aleyhine dava açan Anayasa Mahkemesi, parti içine istihbarat elemanlarının bulunduğu ortaya çıkınca davayı durdurmuştu.



Çek Televizyonunda Irkçı Reklam 31/05/2009
Çek Cumhuriyeti’nde, aşırı sağ kanattan Ulusal Parti seçim kampanyasında kullandığı Çingene karşıtı söylem ile tepki çekti. Ülkedeki sivil toplum örgütleri ve Çingeneler olayı protesto etmek için sokaklara döküldüler. Yapılan gösterilere 1000’in üzerinde Çek vatandaşı katıldı.
Gelecek ay yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için Çek Cumhuriyeti’nde siyasal partiler seçim kampanyalarına başladılar. Bu kampanyaların önemli bir bölümünü kitle iletişim araçlarından yapılan reklâmlar oluşturuyor. Ulusal Parti’nin ulusal kanallardan “Çek Televizyonu” kanalına verdiği reklâm Çingene karşıtı söylemiyle ülkeyi karıştırdı. Reklâmda, Çingene görüntüleri eşliğinde “Çingene sorununda çözüm için hoşgörüye son” ifadeleri bulunuyor. Reklâmın yayınlanmasından sonra kanala birçok tepki telefonu gelirken, kanalın genel yayın yönetmeni Jiri Janecek, yaptığı açıklamada Ulusal Parti’nin reklâmının bir daha yayınlanmayacağını söyledi. Başbakan Jan Fischer ve İnsan Hakları Bakanı Michael Kocab reklamın kanunsuz olduğunu ve gerekli işlemlerin derhal başlatılacağını belirttiler.



Molotoflu Saldırılar Devam Ediyor 02/06/2009
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da Çingene bir ailenin evine 24 Mayıs gecesi molotflu saldırı düzenlendi. Saldırıda can kaybı olmazken, evde maddi hasar meydana geldi. Saldırıyla ilgili soruşturmalar devam ediyor.
Prag yakınlarındaki Zdiby Kasabası’nda 5 kişiden oluşan Çingene bir ailenin evine geçtiğimiz Pazar gecesi, iki tane Molotof kokteyli atıldı. Evin bir penceresi ve çıkış kapısı yakınına isabet eden Molotof kokteyllerini son anda fark eden aile canını zor kurtardı. Aile üyelerinden Martin Rybín, Çek televizyonuna verdiği röportajda, gece geç saatlerde bazı sesler duyduğunu ve zamanında diğer aile üyelerini uyandırmamış olsaydı kaçamayacaklarını söyledi. Rybin, ailenin çocuklarından birisinin fiziksel engelli olduğunu ve olay öncesinde şans eseri rutin kontrolleri gerçekleştirilmek üzere hastaneye kaldırıldığını belirtti. Hastaneye kaldırılmamış olsaydı küçük çocuğun belki de yanarak öleceğini söyleyen Rybin, saldırganların en yakın zamanda yakalanmasını istedi.
Ülkenin İnsan Hakları Bakanı Michael Kocáb, saldırıya uğrayan aileyi ziyaret etti. Kocab, 5 hafta önce gerçekleştirilen saldırıyı hatırlatarak, ırkçılardan şüphelendiklerini söyledi. Kocab, ayrıca maddi hasarın devlet tarafından karşılanacağını ve ailenin bu travmayı atlatabilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını sözlerine ekledi.
Kaynak : www.romea.cz.



Visegrad Dörtlüsü'nün Yeni Gündemi Çingeneler 04/06/2009
Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Slovakya'nın kurdukları bölgesel ittifak, Visegrad Dörtlüsü, 21 Mayıs tarihinde Varşova'da toplandı. Toplantıda, Avrupa Birliği ile bütünleşmenin boyutları değerlendirilirken, son dönemde artan ırkçılık için de fikir teatisinde bulunuldu. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada dörtlünün yeni gündemine Çingenelere yönelik ırkçı saldırıların önlenmesi eklendi.
Küresel mali kriz, rekabet, Avrupa Birliği'nin genişlemesi, küresel ısınma ve enerji güvenliği konularının değerlendirildiği toplantıya, AB dönem başkanlığını yürüten İsveç de katıldı. Gündem maddeleriyle ilgili görüşlerin paylaşıldığı toplantıya, Lizbon Antlaşması'nın geleceği hakkında tartışmalar damgasını vurdu. Toplantıda öne çıkan bir başka konu ise Çingenelere yönelik ırkçı saldırılar oldu. Bu konu, Temmuz ayında dörtlünün başkanlık görevini devralacak olan Macaristan için ayrı bir önem taşıyor. Son dönemde Macaristan'da artan ırkçı saldırılar, bölgesel ittifak üyelerinin konuya eğilmelerini gerektirdi. Visegrad Dörtlüsü dönem başkanlığı görevini yürütecek olan Macaristan'ın ırkçı saldırılarla gündeme gelmesini istemeyen üyeler Çingenelere yönelik saldırıların önlenmesi konusuna özel bir önem atfediyorlar.
Kaynak: Roma Daily News



Irkçılığa Karşı Futbol 09/06/2009
Romanya Futbol Federasyonu, ırkçılığa karşı minikler futbol turnuvası düzenliyor. 30 Mayıs günü yapılan basın açıklamasında Futbol Federasyonu, Çingene Politikaları Merkezi ile işbirliği halinde Avrupa’da yükselen ırkçılık tehlikesine dikkat çekmeyi amaçlayan ve 9-12 yaş grubu çocukların yer alacağı bir futbol turnuvası düzenleyeceklerini açıkladı.
Turnuvaya 20 tane futbol takımı katılırken, ülkenin ünlü futbolcuları ve önemli takımları turnuvanın tanıtımda aktif rol alıyorlar. UEFA’nın da desteklediği futbol turnuvası, Romanya’da Çingenelere yönelen ırkçılık ve ayrımcılığa dikkat çekmek amacıyla 2009 ve 2010’da düzenlenecek bir dizi etkinlikten sadece bir tanesini oluşturuyor.
Kaynak : Roma Daily News



İngiltere'de Polis Memurlarına Eğitim 11/06/2009
İngiltere’nin West Midlands bölgesine bağlı Worcestershire kasabasında polis memurlarına bölgede yaşayan gezginler ve Çingeneler hakkında eğitim verildi. Eğitimi gerçekleştiren ve kendisi de Çingene olan Richard O’Neill, 5 gün boyunca bölgede hizmet eden 150 polis memurunun Çingeneleri yeniden öğrendiklerini söyledi.
5 gün boyunca süren eğitimlerin amacı, bölgede yaşayan Çingeneler ile güvenlik güçleri arasında kimi zaman yanlış anlaşılmalardan doğan tatsız olayların tekrarlanmaması olarak belirtildi. Eğitimler boyunca İngiltere’de yaşayan yaklaşık 200 bin Çingenelerin yaşamları, gelenekleri ve duyarlılıkları hakkında bilgi verildi. Bunların yanı sıra Çingeneler hakkındaki ön yargıların ortadan kaldırılmasına yönelik atölye çalışmaları yapıldı. Gündelik yaşamda Çingeneleri tanımlamak için kullanılan birçok aşağılayıcı sözcüğün Çingeneler üzerindeki etkilerinden bahseden O’Neill, bu tür sözcüklerle başlayan diyalogların genellikle tatsız olayların başlangıcı olduğunu söyledi. O’Neill, bu tür eğitimlerin her ülkede yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
En alt düzeyde polis memurlarından baş komiserlere kadar her rütbeden polisin aldığı eğitimlerden, herkes memnun ayrıldı. Bölgede görev yapan komiserlerden Iain Bailey, görev yaptığı bölgede birçok Çingenenin bulunduğunu ve görev yaptığı süre içerisinde sürekli Çingenelerle karşılaştığını söyledi. Görevini iyi yapmak isteyen bir polis olduğunu söyleyen Bailey, bundan sonra Çingenelerle kuracağı ilişkilerin daha bilinçli olacağını belirtti.





Macar Irkçılar Avrupa Parlamentosu'nda 13/06/2009
Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan Avupa Parlamentosu(AP) seçimleri kıtada ırkçılığın yükselişini resmileştirdi. Birlik üyesi ülkelerde yapılan seçimlerde merkez ve sol partiler oy kaybederken, aşırı sağ partiler oylarını arttırdılar. Seçim sonuçları en çok Macaristan’da şok etkisi yarattı. Irkçı Jobbik Partisi geçerli oyların %15’ni alarak Avrupa Parlamentosu’na 3 temsilcisini gönderdi. Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla Jobbik’in binası bayram yerine dönerken, bina önünde toplanan kalabalığın “Macaristan Macarlarındır” sloganları atması, önümüzdeki günlerde Avrupa Parlamento’sunda ırkçı seslerin duyulacağının habercisi oldu.
Jobbik’in yükselişi ülkede şok etkisi yarattı çünkü hiçbir seçim analizinde partinin %15 gibi bir orana yaklaşabileceği düşünülmüyordu. İktidardaki Sosyalist Parti ise seçimlerde hezimete uğrayarak sadece 1 temsilcisini 736 sandalyenin bulunduğu Parlamento’ya yollayabilirken, merkez sağ Fidesz %56,3 oyla 22 sandalye kazandı. Böylece, bu partide yer alan Çingene parlamenterler Mohacsi ve Joraka, AP’deki yerlerini korudular. Diğer taraftan seçimlere MCF Roma partisi adı altında ve birçok sivil toplum örgütü desteğiyle giren Çingeneler ise kayda değer bir başarı sağlayamadılar. Çingeneler, % 0,47 oranında oy alarak AP’de bu parti çatısı altında temsil edilme olanağı yakalayamadılar.
Analistler, Jobbik’in yükselişini partinin paramiliter kanadı Magyar Garda’nın yaptığı seçim çalışmalarına bağladılar. Magyar Garda yani “Macaristan’ın Koruyucuları” geçtiğimiz aylarda, tek tip kıyafetlerle yaptıkları yürüyüşlerle ve bu yürüyüşlerde attıkları ırkçı sloganlarla gündemi meşgul etmişlerdi. Ayrıca Magyar Garda’nın, 2009 yılı itibariyle ırkçı saldırılar sonucu ölen 7 Çingenenin failleriyle doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Kaynak: ERIO



Viyana'da Çingene Filmleri Festivali 15/06/2009
Salzburg kentinde 9-12 Haziran tarihleri arasında uluslar arası Çingene Filmleri Festivali yapıldı. Çingenelerin gündelik yaşamlarını ve kültürlerini konu alan filmlerin gösterimine yoğun ilgi vardı.
Romanya, Sırbistan, Kosova, Bulgaristan, İsrail ve ABD’den 14 filmin gösterime girdiği festivalde, filmlerden sadece bir tanesinin yönetmeni Çingeneydi. Festivale Bulgaristan’dan katılan Ludmila Zhivkova’nın filmi izleyenlerden tam not aldı.
Film gösterimlerinin bittiği 12 Haziran günü, Çingene müzik grupları sahne alarak sinemaseverlere güzel anlar yaşatırken, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan soykırımda hayatını kaybeden 300 Salzburg’lu Çingene için de bir anma töreni düzenlendi.
Kaynak: Roma Virtual Network



Belarus'ta Bir Garip Sınav Sistemi 19/06/2009
Geçtiğimiz Pazar günü ülkemizde liseyi bitirme şansına sahip olan öğrenciler üniversiteye gidebilmek için üç saatlik zorlu bir sınava girmek zorunda kaldılar. Benzer sınav sistemleri başka ülkelerde de uygulanıyor. Bu ülkelerden bir tanesi de Beyaz Rusya(Belarus).
Beyaz Rusya’da da üniversite eğitimi almak isteyen öğrencilerin üniversite sınavında başarılı olmaları gerekiyor. Buraya kadar herşey “normal”görünse de işin içine Çingene öğrenciler girince ayrımcılığın üniversite yolunda da Çingeneleri yalnız bırakmadığı ortaya çıkıyor. Belarus’ta uygulanan sınav sistemi,, Çingene öğrencilerin daha başından yollarını kesiyor. Zaten yoksulluk nedeniyle Çingene öğrencilerin üniversite sınavına kadar gelebilmeleri çok zorken, bu aşamaya gelebilmiş öğrencilerin ise sınav başvuruları ilgili komisyon tarafından reddediliyor. İlgili komisyonun, red gerekçesi ise oldukta ilginç, öğrenciler için ayrılmış devlet kaynaklarının boşa gitmemesi! Avrupa Genç Çingeneler Federasyonu üyesi ve Avrupa Çingene Forumu Delegesi Kalinin Nicolas’ın verdiği bilgiye göre geçtiğimiz yıllarda reddedilen bir başvurunun öyküsü şöyle: Sınav için başvuran bir Çingene kız, “nasıl olsa birkaç yıl içinde evlenip okuldan ayrılacaksın, boşu boşuna kaynak israf etmeye gerek yok” denilerek sınava girmesi engellenmiş.
Önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği üyesi olması beklenen Belarus’da Çingene öğrencilerin üniversite eğitimi alması yolunda herhangi bir yasal engel olmamasına rağmen yapılan bu uygulama, Çingenelere yönelik ayrımcılığın sınır tanımayan bir göstergelerinden birisi olarak düzeltileceği günü bekliyor.
Kaynak: Avrupa Genç Çingeneler Federasyonu üyesi ve Avrupa Çingene Forumu Delegesi Kalinin Nicolas
roma.rights@gmail.com



Irkçılığa Karşı Işık Zinciri 22/06/2009
Üniversite öğrencisi Romy Grasgruber ile Maria Sofaly’nin Facebook adlı sosyal iletişim ağında kurdukları, "Es ist Zeit für eine Lichterkette" (Şimdi ışık zinciri kurmanın tam zamanı) adlı gruba kısa süre içinde 11 bin 269 kişi üye oldu.
İnternette www.lichterkette2009.blogspot.com adlı bir de sayfa hazırlayan Grasgruber ve Sofaly, ülkedeki yabancı nüfusu da dikkate alarak, sayfadaki duyuruları Almanca’nın yanı sıra Türkçe ve Hırvatça da yayımlıyor.
Irkçılık, yabancı düşmanlığı, islamofobi ve cinsel ayırımcılığa karşı birleşmek ve tepki göstermek için grup oluşturduklarını anlatan Grasgruber, Türkçe olarak internet sayfalarına da koydukları şu çağrıyı yapıyor:"2009 Avusturya: sokak başlarında kışkırtıcı afişlerin asıldığı, aşırı sağcı partiler ve bazı basın kuruluşlarının bilinçli yanlış bilgilendirme yaptığı, aşırı sağcılar ve Burschenschaftlerlerin (Hitler dönemindeki aşırı sağcı erkek grubu) devletin zirvesinde yüksek mevkiler edindiği, Nazi toplama kampları mağdurlarının fiili saldırılara uğradığı, olayların yaşandığı dönemde bir seçim kampanyası. Bunların hepsi normal mi? Normal. Kızmak ve öfkelenmek yetmiyor. Biz insanların rencide edilmesini ve aşağılanmasını normal görmüyoruz. Bu yüzden ortak bir adım atalım diyoruz. Saygı temelinde birlikte bir yaşam için. Tek boyutluluk içinde kapanıp kalmak yerine çoğulcu bir yaşam için. Vurdumduymazlık yerine medeni cesaret için. Propagandacı yalanlar yerine samimi bir tartışma için. Eylem için meşale bizden, haydi sen de gel."
Bir yandan üniversite eğitimini tamamlamaya çalışan Grasgruber, diğer yandan olanakları ölçüsünde aşırı sağcılara karşı protesto gösterileri hazırlamakla uğraşıyor. Facebook’ta kurduğu grup ve internet üzerinden yaptığı çağrıyla kısa sürede 3500 kişilik bir gösteri yapmış olmaktan çok mutlu olduğunu anlatan Grasgruber, "Parlamentoda 3. büyük parti olarak temsil edilen aşırı sağcı partinin düzenlediği cami karşıtı eyleme 700 kişinin katıldığını" anımsatarak, "Biz aşırı sağcılardan daha güçlü olacağız" dedi.
Gösteri masraflarını yapılan bağışlarla karşıladıklarını belirten Grasgruber, "ışık zinciri" mitingini ülke geneline yaymak ve değişik kentlerde organize etmek için çalışacaklarını bildirdi.



İrlanda'da Irkçı Gerilimi 24/06/2009
15 Haziran Pazartesi gecesi, Belfast'ta yaşayan Çingenelere yönelik ırkçı gösteriler düzenlendi. Bölgede bulunan Çingene yerleşimi yakınlarında düzenlenen gösterilerde, Çingenelerin evlerine taş ve şişe atıldı. Ölen ya da yaralananın olmadığı gösteriler sonrasında belediye, Çingeneleri belediyenin konukevine yerleştirmek zorunda kaldı.
Aralarında 5 günlük bir bebeğin de olduğu 100 Çingene, geçtiğimiz hafta yaşanan saldırılar sonrasında büyük bir korku yaşamaya başladılar. Olaylardan 2 gün sonra, tansiyonun daha fazla yükselmesini önlemek üzere, belediye Çingenelerin konukevine yerleştirilmelerine karar verdi. Çarşamba günü, polis eşliğinde konukevine yerleştirilen Çingenelerin burada ne kadar kalacakları konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown’nın da kınadığı olayları, kendilerine “Combat 18” adını veren paramiliter grubun gerçekleştirdiği düşünülüyor. Sinn Féin Partisi’nden bir temsilci olaylar üzerine yaptığı değerlendirmede, Belfast'ta son yıllarda sadece Çingenelerin değil bölgede bulunan göçmenlerin de ırkçı şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Combat 18 adlı paramiliter grubun İngiliz ırkçı gruplardan birisi olduğunu söyleyen temsilci, İrlanda’da bulunan yerel örgütlerin desteği olmadan Combat 18’in böyle bir saldırı gerçekleştiremeyeceğini söyledi.



AB Azınlıklar ve Ayrımcılık Anketi 30/06/2009
Geçen yıl gerçekleştirilen, AB Azınlıklar ve Ayrımcılık Anketine (EU-MIDIS) göre, Avrupa'da en yüksek seviyelerde ayrımcılığa Çingeneler maruz kalıyor. EU-MIDIS, ayrımcılık konusunu değerlendirmek amacıyla 27 AB üye ülkesinde yaşayan seçili azınlık ve göçmenlerden veri topladı. Yaklaşık 23 bin 500 kişiye uygulanan ankette, Çingenelerin yanı sıra Kuzey Afrika, Sahra Altı Afrika, Türkiye, eski Yugoslavya, Orta ve Doğu Avrupa ve Rusya'dan gelen göçmenlere de sorular yöneltildi. Anket soruları dokuz kategoriye yayıldı: istihdam, işyeri, ev satın alma veya kiralama, sağlık kurumları, sosyal yardım kurumları ve eğitim kurumlarındaki görevli personelle ilişkiler, kamu alanları, dükkanlara giriş, banka hesabı açma ve banka kredisi alma.
Anket sonuçları Çingenelerin, sayılan dokuz kategorinin hepsinde ayrımcılığa maruz kaldıklarını gösterdi. Ankete göre Çingeneler, en çok ayrımcılığı Macaristan (%62) ve Çek Cumhuriyeti'nde (%64) gördüklerini, en az ayrımcılığı ise Romanya (%25) ve Bulgaristan'da (%26) gördüklerini bildirdiler.


Romanya'ya Geri Döndüler 06/07/2009
Geçtiğimiz haftalarda, mahallelerine yapılan saldırılar nedeniyle koruma altına alınan İrlandalı göçmen Çingeneler, 26 Haziran’dan itibaren Romanya’ya geri dönmeye başladılar.
15 Haziran gecesi ırkçı bir grubun, Belfast'taki Çingene yerleşimine doğru yürüyüşe geçmesi ve ardından Çingenelerin evlerine taş ve şişelerle saldırmaları sonucu mahallede tansiyon yükselmişti. Yerel yöneticiler, Çingenelerin başka saldırılara hedef olmalarını engellemek amacıyla yaklaşık 100 kişiyi belediyenin konukevine yerleştirmişlerdi. Olayların kontrol altına alınmasından sonra, 26 Haziran'da aileler kendilerini güvende hissetmemeleri nedeniyle Romanya’ya geri dönmeye başladılar. İrlanda devletinin sağladığı uçak biletleriyle Romanya’ya geri dönen 65 Çingene kendilerini belirsiz bir geleceğin beklediğini söylediler.
İngiliz, The Guardian gazetesinin havaalanında konuştuğu Çingeneler, Belfast'ta yüksek ücretle iş bulabildiklerini ve aslında İrlanda’da yaşamaktan iki hafta önce ki saldırılara kadar memnun olduklarını belirttiler. Romanya’ya döndüklerinde burada aldıkları ücretin yarısını bile alamayacaklarını söyleyen Çingeneler, orada kendilerini belirsiz bir geleceğin beklediğini söylediler.
İrlanda devletinin, ırkçı saldırılara maruz kalan Çingeneleri bulundukları yerde koruma yoluna gitmeyip, ülkelerine geri göndermeye yönelik bir politika izlemesi ırkçıların ekmeğine yağ sürmek olarak algılandı. “Sizi burada istemiyoruz” diye slogan atan ırkçılar The Guardian gazetesinin bu haberini okuduklarında herhalde çok sevinmişlerdir. Önümüzdeki günlerde belki de İrlandalı ırkçılar, hükümetin Çingenelere bedava uçak bileti sağlayıp, “gereksiz” harcamalar yapmalarını protesto edecekler.
Kaynak : www.guardian.co.uk
Not: Haber ilk yayınlandığında olayın gerçekleştiği bölge Dublin olarak gösterilmiştir. Bu konuda bizi uyaran okurumuz Deniz Mermerci'ye teşekkür ediyor ve ilgili bilgi yanlışını düzeltiyoruz.



15 Irkçı Gözaltına Alındı 08/07/2009
Çek Cumhuriyeti’nin Most kentinde 15 Haziran tarihinde gerçekleştirilen ırkçı yürüyüş sonrasında taşkınlık yapan 15 kişi, yakalanarak adalete teslim edildi. Národní Odpor (milli direniş) adlı ırkçı örgütlenmenin üyeleri, evlerine yapılan baskınla gözaltına alındılar.
15 Haziran’da kentin tren garında toplanan 50 kadar ırkçı kentin merkezine doğru yürüyüş yapmak istedi. Üzerlerinde Nazi sembollerinin bulunduğu kıyafetler giyen ve gamalı haç olan bayraklar taşıyan grubun yürüyüşüne polis izin vermedi. Bunun üzerine dağılan ırkçılar akşama kadar kentin çeşitli bölgelerinde korsan gösteriler düzenleyip, kamu mallarına ve çeşitli dükkânlara zarar verdiler. Olaylar sonrasında yürütülen soruşturma sonucunda, gösterilere katılıp, taşkınlık yapan 15 ırkçı gözaltına alındı. Gözaltıların duyulması üzerine kentin faklı yerlerinde ırkçı gösteriler düzenlendi.
İfadeleri alınan ırkçıların 10 tanesinin Národní Odpor adlı örgütün aktif üyeleri oldukları anlaşıldı. Örgüte gelir sağlamak üzere konserler düzenleyen ırkçılar, yaptıkları organizasyonlardan elde edilen gelirle hem örgütün maddi ihtiyaçlarını karşıladıklarını hem de cezaevinde bulunan diğer örgüt üyelerine para gönderdiklerini söylediler.
Kaynak: www.romea.cz.


Macar Irkçılara Adalet Darbe Vurdu 13/07/2009
Budapeşte Temyiz Mahkemesi 2 Temmuz günü, ülkede Çingenelere yönelik birçok saldırıyla bağlantısı olan ırkçı örgüt Magyar Garda’nın dağıtılması yönündeki kararı onayladı. Yerel mahkeme 17 Aralık 2008 tarihinde, Macar Kültür ve Gelenekleri Derneği’nin paramiliter kolu Magyar Garda vasıtasıyla ülkede korku iklimi yarattığına hükmederek derneğin kapatılması yönünde karar vermişti. Dernek yetkilileri kararı kabul etmeyerek bir üst mahkemeye başvurmuşlardı.
Dernek ülkedeki göçmenlere ve özellikle Çingenelere karşı sert tutumuyla öne çıkmıştı. Son 1 yılda ülkede işlenen ırkçı cinayetlerde parmağı olduğu düşünülen fakat kanıtlanamayan örgüt, Çingenelerin diğer Macar vatandaşlarıyla eşit haklara sahip olmalarına şiddetle karşı çıkmışlardı. Ülkedeki Çingene yerleşimleri etrafında yürüyüşler düzenleyen ırkçı örgütlenme, ülkedeki Çingenelerin de kendilerini korumak için savunma grubu oluşturmalarını dahi gündeme getirmişti. Mahkeme kararında bu noktaya dikkat çekerek, “ülkedeki çatışmalara son vermek ve yeni çatışmaların olmasını engellemek” amacıyla kapatılmayı onayladı.
Ülkedeki tanımış Çingenelerden olan National Gypsy Authority adlı sivil toplum örgütünün başkanı olan Orban Kolompar, kapatma kararının ülkedeki Çingeneler ve Macaristan demokrasisi için büyük bir zafer olduğunu söyledi.
Kaynak : www.ejpress.org


Romanlar Network'u 10 yaşında 20/07/2009
19 Temmuz 1999 tarihinde Uluslararası Romanlar Birliği ve Avrupa Romanlar Bilgi Ofisi'nin katkılarıyla oluşturulan Romanlar Network'u 10 yaşında. Grup 10. yılında bünyesindeki mail grupları aracılığıyla Romanları birbirinden haberdar etmeye devam ediyor.
Romanlar Network'u, uluslararası Roman camiasını ve Romanlarla ilgilenen çeşitli sivil toplum kuruluşlarını Avrupa genelindeki Roman topluluklarının yaşadıkları deneyimlerden haberdar etmek amacıyla oluşturuldu. Özel bir insiyatif olarak kurulan grup çeşitli sivil kuruluşların desteğiyle giderek yaygınlaştı. Bünyesinde 15 Avrupa dilinde yayın yapan 32 mail grubunu barındıran Romanlar Network'u toplam 22000 email adresine ulaşabiliyor. Kurulduğu tarihten itibaren çeşitli Roman kurumlarına internet desteği veren Romanlar Nerworkunun editörlüğünü şu an itibarı ile Valery Novoselsky yürütüyor.


Uluslararası Romanlar Sağlık Konferansı 22/07/2009
11-12 Eylül 2009 tarihlerinde Safarik Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde uluslararası katılımlı bir konferans gerçekleştirilecek. Konferansta Roman toplumu ile ilgili temel sağlık problemleri ve çözüm yolları tartışılacak.

Beresova Anna, Foets Marleen, Koepsman Gernit gibi isimlerin yeraldığı konferansın bilim komitesine Asistan Prof J.P. Van Dijik başkanlık yapıyor. Konferansta esas olarak İngilizce kullanılacak buna karşılık sunumların bir bölümünün Slovak dilinde yapılması planlanıyor. Konuşmaların 15'er dakika ile sınırlandırılacağı konferansta temel masraflar düzenleme komitesi tarafından karşılanacak.

Konferans kapsamında, Romanların global boyutta karşılaştıkları sağlık problemleri; çeşitli sağlık kaynakları ve ilaçlara ulaşma güçlükleri; bu alanda çalışan stkların sağlık sorunlarının çözümüne katkıları gibi başlıklar ele alınacak.

Roman Gazeteciler Derneği Açıldı 24/07/2009
3 yıla ulaşan bir çalışma sürecinin sonunda Roman Gazeteciler Derneği kuruluşunu ilan etti. Derneğin kuruluşu Bağımsız Gazetecilik Merkezi ve Amera Romentza isimli sivil kuruluşlar tarafından desteklenen bir proje kapsamında gerçekleştiriliyor.

Derneğin kurucuları daha önce Romanya'daki çeşitli basın kuruluşlarında isim yapmış önemli gazeteciler. Bu alandaki deneyimlerini yeni kuşaklara aktarmak istiyorlar. Bu bağlamda derneğin temel amacının medya kuruluşlarının Roman toplumunu sağlıklı bir biçimde değerlendirmesi ve bunu yayın sürecine yansıtmasını sağlamak olduğu belirtiliyor. Önümüzdeki dönemde merkez medyada çalışan gazetecilere konu ile ilgili eğitimler verilecek ve Romanlar hakkındaki yaygın önyargıların aşılması sağlanacak. Diğer taraftan dernek yönetimi Roman kökenli gazetecilerin meslek yaşamlarında karşılaştıkları problemleri aşabilmeleri için bir dayanışma ağının oluşturulmasını planlıyor.

Önümüzdeki dönem Roman Gazeteciler Derneği'nin başkanlığını Cotidianul'da araştırmacı gazeteci olarak çalışan George Lakatus gerçekleştirecek. Baştan dernek başkanı Lakatus olmak üzere bütün dernek kurucuları derneğin amacına ulaşabilmesi için diğer Roman kuruluşlarıyla ortak hareket etmeleri gerektiğini belirtiyorlar.

Cingeneyiz.org olarak Roman Gazeteciler Derneği'ne başarılar diliyoruz.

Kaynak: Roma Virtual Network

Porrajmos Kurbanları Unutulmuyor 29/07/2009
Dünya genelindeki Roman kuruluşları tarafından organize edilen, 2 Ağustos Nazi Katliamı 'nın Roman Kurbanlarını Anma Günü büyük bir yaygınlık kazanıyor. Roman dilinde bu dönemde yaşanan acı olaylara verilen isim Porrajmos. Porrajmos'un tam kelime anlamı ise büyük acı.

Dünyanın dört bir yanındaki Roman kuruluşları kendi ülkelerinde çeşitli etkinlikler gerçekleştirecekler. Budapeşte, Viyana, Hamburg, Roma, Kumanova (Makedonya) şu ana etkinliklerin gerçekleştirileceğinin duyurulduğu şehirler arasında yer alıyor. Kampanyayı düzenleyenlerin genel beklentisi kısa bir zaman içerisinde ilginin artacağı yönünde. Biz de Cingeneyiz.org ailesi olarak 2 Ağustos 2009 saat 11-18 arası Radyo Çingene Porrajmos özel yayını ile bu anlamlı günü düzenleyelerin çabasına katkı sunmaya çalışacağız.

Porrajmos Nedir?

Dünyayı Porrajmos felaketine sürükleyen olayların başlangıçı 1935 Temmuz'unda Aryan ırktan gelenler ve diğerleri arasında her türlü evlilik ilişkisinin yasaklanması olarak düşünülmektedir. Bu olayı Irksal Temizlik ve Suç Biyolojisi Ünitesi'nin Robert Ritter başkanlığında kuruluşu izlemiştir. Ünite bir dizi genetik araştırma sonucunda Çingeneler ve Afrikalıların "insan olup olmadığını" anlamak gibi yüzkarası bir amaçla kurulmuş; gerçekleştireceği faaliyetlerle insanlığın alnına kara bir leke sürmüştür.

Bu ve benzeri sözde araştırma kuruluşları daha sonra gerçekleştirecekleri faaliyetlerde; Çingeneleri çoluk çocuk ayırmaksızın ölümcül deneylerde kullanmışlar, bazen silah geliştirme bazense ırk temizliği iddiası ile korkunç katliamlar gerçekleştirmişlerdir. Bu olayları izleyen zaman içerisinde Hitler'in toplama kamplarına kimilerine göre sayısı milyona varan Çingene götürülmüş, günahsız insanlar gaz odalarında katledilmişlerdir. Günümüzde hala balkanlarda kendisini nazi fikriyatının takipçisi olarak gören ırkçı-Çingene karşıtı akımların taraftar bulabilmesi ve geçtiğimiz birkaç yıl içinde kanlı cinayetler gerçekleştirebilmiş olması Porrajmos kurbanlarını anımsamanın ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor.

Rusçuk ve Giurgiu Çingeneleri Kitap Oldu 05/08/2009
Romanya'nın Giurgiu ve Bulgaristan'ın Rusçuk şehirlerinde yaşayan Romanların kültürleri, gelenekleri, yaşam tarzları bir proje kapsamında araştırılarak kitaplaştırıldı. Kitap Avrupa Birliği tarafından finanse edildi.

Kitap "Birlikte Bir Gelecek İçin" adını taşıyan AB projesi kapsamında gerçekleştirilen bir dizi araştırmanın sonucunda hazırlanmış. Yaygın dağıtıma verilmeyecek olan kitabın Romanya ve Bulgaristan'da karar alıcı konumda yer alan bireylere yollanması planlanıyor.

Proje koordinatörü Petra Serbanescu'nun bildirdiğine göre proje kapsamında 60 Roman aile ile Giurgiu'da, 40 Roman aile ile ise Rusçuk'ta görüşülmüş. Kitap Romanların yaşam öyküleri, gelenekleri, dini aidiyetleri gibi başlıkların yanı sıra diğer etnik gruplarla ilişkilerine de yer veriyor. Ayrıca ilgili proje kapsamında bir belgesel film çalışması ve bir fotoğraf sergisi hazırlanmış.

Kaynak: www.divers.ro

Slovak Romanlar Destek Arıyor 07/08/2009
Slovak Romanlar, son zamanlarda Çingene karşıtı bir kamuoyu oluşturmaya çalışan Slovak Birliği isimli ırkçı oluşuma karşı destek arıyorlar. En son bir Roman kadının öldürüldüğü olay sonrası endişeler daha da artmış.

Yerel Roman temsilcileri ortaya çıkan durum sonucunda çocuklarının dahi hayatlarından endişe eder bir hale geldiklerini belirtiyor. Zira Slovak Birliği gibi ırkçı oluşumlar genellikle aynı zamanda Çingenelere karşı açık terör eylemlerini savunuyorlar. Geçmişte yaşanan pek çok kundaklama olayının arkasında bu grupların olduğu biliniyor.

Slovak Romanlar tepkilerini dile getirmek amacıyla AB temsilcilerine ve Slovak Devlet Başkanı Ivan Gasparovic'e birer mektup ulaştırdılar. Devlet Başkanı Gasparovic 5 Ağustos'ta hoşgörüsüzlük ve ırkçı nefrete dönük tepkisini gösteren bir konuşma yaparak durumla daha yakında ilgilenmeye karar verdiğini belirtti.

Kaynak: www.spectator.sk

Macaristan'da Irkçı Cinayetler Devam Ediyor 11/08/2009
3 Ağustos gecesi Macaristan’ın doğusunda yer alan Kisléta köyünde Çingene bir ailenin evine ırkçılar saldırdı. Saldırı sırasında evde bulunan 45 yaşındaki Maria Balogh isimli bir kadın hayatını kaybederken, 13 yaşındaki kızı ise ağır yaralandı. Saldırının, 2. Dünya Savaşı sırasında öldürülen Çingeneler için yapılan anma etkinliklerinden 1 gün sonra gerçekleştirilmesi, olayın arkasında ırkçıların olduğu şüphesini güçlendirdi.

Avrupa Çingene Hakları Merkezi’nin raporlarına göre 2008 yılından bugüne kadar Macaristan’da Çingenelere yönelik 39 ırkçı saldırı düzenlendi. Son olayla birlikte saldırılarda öldürülen Çingenelerin sayısı 8’e yükselirken, binlerce avroluk maddi zarar meydana geldi. Daha önce gerçekleştirilen saldırıların failleri halen yakalanamazken, hemen hemen her saldırı sonrasında görüldüğü ve saldırganların kaçtıkları iddia edilen “siyah arabanın” kime ait olduğu da bulunamadı.

Macaristan’daki Çingeneler bu olaylar sonrasında büyük bir korku yaşıyorlar. Kolluk güçlerinin olası saldırıları önlemek üzere hiçbir tedbir almamaları ise bu korkuların artmasına neden oluyor. Ülkedeki sivil toplum örgütlerinin etkileri ise olaylar sonrasında yapılan basın açıklamaları ile sınırlı kaldığından, Çingeneler bir sonra ki saldırının ne zaman ve nerede olacağı korkuyla beklemeye devam ediyorlar.

Kaynak: www.amnestyusa.org

Macar Irkçılar Durmuyor 12/08/2009
6 Ağustos Perşembe günü Macaristan’ın başkenti Budapeşte yakınlarındaki Veroce kasabasında düzenlenen ırkçı festivalde olaylar çıktı. Festival kapsamında yapılan konserler sonrasında, alkolün de etkisiyle, yaşları 17–25 arasında değişen ırkçılar, yakınlarda bulunan Çingenelere saldırdılar. 4 Ağustos’ta başlayan festival, ırkçı Jobbik partisine yakın gençlik grupları tarafından organize edildi. Magyar Sziget (Macar Adası) ismiyle organize edilen festivale katılan gençlere “Beyaz Macaristan” ve “Çingenelere Ölüm” ifadelerinin bulunduğu tişörtler dağıtıldı.

Irkçı müzik gruplarının sahne aldığı festivalin 3. gününde ırkçılar, küçük bir çocuğu ve hamile bir kadını dövdüler. Kavga büyümeden önlenirken, saldırıya uğrayan Çingenelerin ciddi bir sağlık sorunu bulunmuyor. 10 Ağustos’a kadar devam eden festivalde benzer olayların yaşanmaması için güvenlik güçleri ek tedbirler aldılar.

Kaynak: http://www.caboodle.hu/nc/news

Çingeneler Geri Dönüyor 14/08/2009
Geçtiğimiz Haziran ayında Belfast'ta yaşanan saldırılar sonrasında Romanya'ya gitmek zorunda kalan Çingenelerin bir kısmı İrlanda'ya geri dönmeye başladı. Yol paraları devlet tarafından karşılanarak Romanya'ya gönderilen Çingeneler, çalışma şartlarının zorluğu, işsizlik gibi nedenlerden dolayı ülkelerine dönmek istemediklerini belirtmişlerdi.

Aradan geçen yaklaşık 2 aylık sürede, ülkelerine gönderilen 100 Çingenenin bir bölümü Belfast'a geri döndüler. Anne ve babalar iş aramaya girişirken çocuklar da yeni eğitim yılını beklemeye başladılar. Romanyalı Çingenelerin geri dönüşü ülkede kısa süreli bir şaşkınlık yaşatsa da açıklama yapan yetkililer her iki ülkenin de Avrupa Birliği üyesi olduğuna dikkat çekerek, bu tür insan hareketlerinin gayet doğal olduğunu söylediler. Belfast belediye başkanı Naomi Long, Çingenelerin geçmişte yaşanan acı olayların üstesinden gelerek Belfast'ta yeni bir hayat kurabilmelerini umduğunu söyledi.

Kaynak : http://news.bbc.co.uk

Dalit Öğrencilerden Büyük Yürüyüş 31/08/2009
Hindistan'ın bazı eyaletlerinde halen Dalit öğrenciler okullarının tuvaletlerini temizlemeye zorlanıyorlar. Hindistan'ın Gujarat eyaleti de bunlardan bir tanesi. Gelişmiş bir eyalet olmasına rağmen Dalitlere yönelik kimi uygulamalar bu gelişmişliğe gölge düşürüyor. Gujaratlı Dalit öğrenciler de bu uygulamayı protesto eden bir yürüyüş düzenlediler.

Gujarat'ın en büyük şehirlerinden birisi olan Ahmedabad geçtiğimiz hafta, Dalit öğrencilerin büyük yürüyüşüne sahne oldu. Öğrenciler okullarında kendilerine zorla tuvalet temizletildiğini belirterek bu uygulamayı protesto ettiler. Öğrenciler, yürüyüşün bitiş noktasında bir açıklama yapılarak bu uygulamanın sona erdirilmesini istediler. Öğrenciler, zaten okul dışında kalan zamanlarında çalışmak zorunda olduklarını ve kast dışı sayıldıkları için bulabildikleri işin tuvalet temizleyiciliğinden başka bir şey olmadığını söylediler. Okulda da bu işi yapmak zorunda kalmalarının onur kırıcı olduğunu belirten çocuklar, bu işi yapmak istemeyen bazı arkadaşlarının çeşitli bahanelerle okuldan atıldıklarını söylediler. Martin Macwan isimli bir aktivist ise bu uygulamanın aslında kanun dışı olduğunu fakat bazı okulların gizlice öğrencilere yaptırdıklarını söyledi.

Kaynak: http://timesofindia.indiatimes.com

fotograf: http://trikayaphotos.com

Eğlence Çıkışında Yakalandılar 02/09/2009
Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de geçtiğimiz aylarda işlenen Çingene cinayetleriyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Başkentin doğusunda yer alan Debrecen'de Çingenelere saldıran kişiler arasında oldukları tahmin edilen 4 kişi sabaha karşı bir eğlence mekanının çıkışında gözaltına alındılar.

Budapeşte polisinin verdiği bilgilere göre, yaşları 28 ile 42 arasında değişen şüphelilerin evlerinde yapılan aramada çeşitli silahlar ve saldırı planları bulundu. Emniyet Genel Müdürü Lt Gen Jozsef Bencze, “Macaristan tarihinin en büyük, en ciddi ve en karmaşık” olarak nitelendirdiği cinayetlerin çözümünde mesafe katedildiğini ve artık Macaristan'ın geceleri rahat uyuyabileceğini söyledi.

Geçtiğimiz yılın Temmuz ayından itibaren gerçekleştirilen saldırılarda 6 Çingene hayatını kaybetmişti. Son cinayet 18 gün içinde gerçekleştirilmiş ve 45 yaşındaki Mario Balogh adlı kadın ölürken, kızı ağır yaralanmıştı.

Kaynak: news.bbc.co.uk

Çingenelere Havuz Yasağı 07/09/2009
Roma'daki Hydromania havuzunun yöneticileri aynı zamanda İtalyan vatandaşı da olan iki Çingene ailenin çocuklarıyla birlikte havuza girmesine engel oldu. Açık Gazete'den Aslı Kayabal'ın haberine göre olaygeçtiğimiz hafta başkent Roma'da Valle Aürelia mevkiinde kurulu Hydromania'da meydana geldi.

Hydromania'nın yöneticisi Marcello Morelli pazar sabahı Roma'da 40 dereceye ulaşan sıcak nedeniyle havuzun sabah erken saatlerden itibaren dolduğunu anlattı. Morelli, Hydromania'ya çocuklarıyla birlikte gelen iki Çingene ailenin girişine izin vermemesine gerekçe olarak her iki ailenin bireylerinin hijyenik açıdan temiz olmamalarını, bu durumun başka müşteriler tarafından hoş karşılanamayacağını öne sürdü.

Pescara'da çocuklarıyla birlikte gelen ve Hydromania'ya giremeyen iki Çingene aile ile havuz yöneticisi arasındaki tartışma büyüyünce olay karakolda son buldu. Hydromania'da yaşanan tatsız olaya tanık olan Afrikalı İtalyanlar Derneği başkanı Sabrına İacobucci, semmtte güvenliği sağlamakla konumlandırılan askerlerden tartışma hakkında bilgi istedi,"Askerler Iacobucci'ye geçtiğimiz yıl aynı havuzda yöneticiler ile başka Çingene vatandaşlar arasında benzer bir tartışma yaşandığını, anlattı.

Oysa jandarmadan yapılan açıklamada her iki Çingene ailenin aynı zamanda İtalyan vatandaşı olduğu, çadırda değil Pescara'daki evlerinde yaşadıkları belirtildi. Jandarma Hydromania'daki yöneticilerin Çingene vatandaşları esmer oldukları gerekçesiyle dışladığını ve ayrımcılık yaptığını öne sürdü.

Kaynak: www.acikgazete.com

Madonna Yuhalandı 09/09/2009
Madonna 2009 yılı turnesi kapsamında Romanya'da verdiği konserde üzücü bir olayla karşılaştı. Konser sırasında, Çingenelerin yaşadığı ayrımcılığa karşı çıktığını ve bütün insanların eşit olduğunu belirten Madonna, kalabalık bir grup tarafından yuhalandı.

Madonna, 29 Ağustos'ta başkent Sofya'daki Vasil Levski Stadyumu'nda verdiği konser sırasında şarkısını yarıda keserek, başta Doğu Avrupa olmak üzere Avrupa'nın genelinde Çingenelerin ayrımcılığa uğradığını ve bunun insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. Bütün insanların eşit olduğunu belirten Madonna, büyük bir kalabalık tarafından yuhalandı. Konser sonrasında yaptığı açıklamada, Çingenelere yapılan ayrımcılığa karşı olduğunu ve böyle bir konuşma yapma gereği duyduğunu söyleyen Madonna, yaşanan olaydan dolayı üzüldüğünü sözlerine ekledi.

Sanatçıyla birlikte sahne alan Kolpakov Üçlüsü ise "Madonna, ilk kez Çingeneler yüzünden yuhalandı. Bundan üzüntü duyduk" şeklinde bir açıklama yaptı.

Kaynak: Roma Virtual Network

Belgrad'da Yıkım 11/09/2009
Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da bulunan bir Çingene mahallesi belediye ekipleri tarafından yıkıldı. Kendilerine yeni konutlar verilen ve çeşitli sosyal yardımlar yapılan Çingeneler, yıkıma itiraz etmediler. Belediye yetkilileri Çingeneleri mağdur etmediklerini ve daha insani koşullarda barınaklara yerleştirdiklerini söylediler.

Başkentte bulunan Gazela Köprüsü'nün altında bulunan teneke barakalar 31 Ağustos günü belediye tarafından yıkıldı. 114 aileden oluşan yaklaşık 500 kişilik Çingene topluluk, yıkımlara direnmedi. Belgrad'ın 13 farklı belediyesine dağıtılan Çingenelere geçici bir süreliğine eşyalı konteynırlar verildi. Belediye yetkileleri ailelerin önümüzdeki yıl içerisinde, yapımı süren konutlara yerleştireleceğini belirttiler. Geçici bir süre kalacakları konteynırların ise Gazela köprüsü altındaki barakalardan daha iyi şartlarda olduğu belirtilirken, Çingeneler ise suyu ve elektriği olan geçici konutlarına taşındıklarından dolayı memnun olduklarını söylediler. Diğer taraftan eğitim hayatlarına devam eden çocukların masrafları da bundan böyle belediye tarafından karşılanacak. Eğitim almayan çocuklar ise geçici konutların bulunduğu bölgelerdeki okullara kayıt ettirelecek.

Kaynak: Roma Daily News

New York Çingene Festivali 5 Yaşında 15/09/2009
Serdar İlhan ve Mehmet Dede tarafından organize edilen New York Çingene Festivali bu yıl 5. yaşını renkli bir programla kutluyor. 5 yıldır düzenli olarak gerçekleştirilen festival, dünyanın değişik coğrafyalarından Çingene müzisyenleri biraraya getiriyor.

Bu yıl 11-26 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek festivalde geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Çingene müziğinin değişik türleri seyircilerle buluşacak. Festivalde, Macaristan'dan “Little Cow”, Hindistan'dan “Rhythm of Rajasthan”, Romanya'dan “The Luminescent Orchestrii”, ABD'den “Hazmat Modine”, “Zlatne Uste”, “NY Gypsy All-Stars”, “Sway Machinery” isimli gruplar ve Frank London sahne alacak. Ülkemizden de İlhan Erşahin ve ünlü klarnet virtüözü Barbaros Erköse'nin katilacağı festivalin programına www.nygypsyfest.com adresinden ulaşılabilir.

Irkçı Saldırganlar Hapsedildi 17/09/2009
Rusya Federasyonu'nun güneyindeki federal bölge Volgagrad'da geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleştirilen ırkçı saldırının failleri hapis cezasına çarptırıldı. 18 Ağustos günü kararını açıklayan yerel mahkeme saldırıya karışan ırkçılara, 6 aydan 11 yıla kadar hapis cezaları verdi.

Geçtiğimiz Nisan ayında Volgagrad'da 9 göçebe Çingeneye, gece uyurlarken taş ve sopalarla saldıran 8 ırkçı, 2 Çingeneyi öldürmüş, yaşlı bir kadının çenesini kırmış ve 14 yaşında bir kızın ise beyin kanaması geçirmesine sebep olmuşlardı. Irkçı sloganlar atarak kaçan ırkçılar kısa bir süre sonra yakalanıp adalete teslim edildiler.

Mayıs ayından beri süren dava Ağustos ayında karara bağlandı.Saldırganlardan, grubun elebaşı olan birisine 11 yıl ağır hapis cezası verilirken, 6 saldırgana altışar ay hapis cezası verildi. 1 saldırgan ise olayın aydınlanması için ihbarda bulunduğu için serbest bırakıldı.

Kaynak: www.ucsj.org

Bu Fotoğrafa İyi Bakın 24/09/2009
İtalya'da kentlerde asayişi sağlamak üzere özel birlikler oluşturuldu. 3 senedir ülkede yükselen ırkçı eğilimler, şimdilik, bu görüntüyle doruk noktasına ulaşmış oldu. Son 1 yıldır birliklerin kurulması gündemdeyken ülkedeki sivil toplum örgütlerinin muhalefeti, bu düşüncenin hayata geçirilmesini önlemişti. Berlusconi hükümeti bu muhalefete kulağını tıkayarak özel birlikleri bazı kentlerde uygulamaya soktu. Ortaya atıldığı ilk günlerde bu fikri destekleyen Roma Belediye Başkanı ise pişman olduğunu yaptığı açıklama ile gösterdi.

“Ronde Nere” (Kara Kollular) adı verilen özel güvenlik görevlileri, Milano, Roma, Bologna gibi kentlerde görev yapmaya başladı. Güvenlik görevlilerin hem kılık-kıyafetleri, hem de vatandaşa karşı sert tutumları, İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında Mussolini iktidarının bekçiliğini yapan faşist askerlere benzetildi.

Halk görevlileri “ürkütücü” bulurken, İçişleri Bakanlığı’ndan bu uygulamanın sonlandırılması istendi. En sert resmi tepki ise Roma Belediye Başkanı Gianni Alemanno’dan geldi: “Uluorta gezen bu gibi yaratıkların güvenlik sağlayacaklarına, korkutucu olmalarından utanıyorum.”

Kaynak: www.anahaber.com

AB'ye Sokak Çocukları Çağrısı 28/09/2009
Avrupa Sokak Çocukları Federasyonu, Avrupa Birliği'ne yaptığı çağrıda birliğin yeni üyelerinden zengin ülkelere göçün, çocuklar için giderek daha trajik bir hal almaya başladığını belirtti. Yoksul birlik ülkelerinden Fransa, İspanya gibi zen gin ülkelere, ailelerinden bağımsız olarak göç edenlerinin yaşı 5 'e kadar düştü. Birlik ülkelerinde 150 bin ile 250 bin arasında sokak çocuğu bulunduğunun altı çizilirken, Çingene çocuklarının büyük bir bölümünün pasaportlarının olmaması nedeniyle net bir sayıya ulaşmanın zor olduğu belirtildi.

Budapeşte'de 22-23 Eylül günlerinde, Avrupa Sokak Çocukları Federasyonu tarafından düzenlenen toplantılara birliğin çeşitli ülkelerinden gelen 33 sivil toplum örgütünün temsilcileri katıldı. Federasyondan Reinhold Müller yaptığı konuşmada, zengin ülkelere göç eden çocukların hırsızlık ve fahişelik gibi işler yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Çocukların sadece kendi rızalarıyla ülkelerinden göç etmediklerini, suç örgütleri tarafından kaçırılıp zengin ülkelere getirildiklerini ve fahişelik ve dilenciliğe zorlandıklarını belirten Müller, Avrupa Birliği'ni acilen bu konu hakkında gerekli tedbirleri almaya çağırdı.

Öncelikli olarak hukuki reformların yapılması gerektiğini söyleyen Müller, insan kaçıran örgütler tarafından getirilen çocuklar yakalandıklarında adi suçlular kapsamına alınmaması gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği hukukunun insan kaçakçılığı gerçeği göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını öneren Müller, ülkeler arası ekonomik eşitsizliklere de dikkat çekti. “Doğu Avrupa'nın birliğe yeni üye olan yoksul ülkelerinde insanlar daha iyi hayat koşullarına sahip olmak için göç ediyorlar, ekonomik eşitsizlikler en alt düzeye düşürülebilirse göç yolları az da olsa kapanabilir”sözleriyle Müller, sorunun temelinde ekonomik eşitsizlik olduğunu belirtti.

Kaynak: http://www.theparliament.com

Çek Irkçılar Yine Saldırdı 30/09/2009
Moravian kentine bağlı Mikilov kasabasında Çingenelere ait bir eve molotof kokteylli saldırıda bulunuldu. Evde bulunan Çingene bir kadın ve 11 aylık bebek saldırıdan yara almadan kurtulurken evde ufak çaplı maddi hasar meydana geldi. Polis sözcüsü yaptığı açıklamada olayı ırkçı bir saldırı olarak nitelendirdi.

Saldırıda bebeğiyle birlikte evde olan Sandra Vajdikova, yaşları 20'yi geçmeyen 10-15 kişilik bir grubun, gece geç saatlerde ırkçı sloganlar atarak evlerinin çevresinde dolaştıklarını söyledi. Sarhoş olan grubun molotoflu saldırıyı gerçekleştirmeden önce eve içki şişeleri fırlattığını belirten Vajdikova, bir süre sonra gençlerden birisinin eve yaklaşarak, “Size bir süprizimiz var, Çingenelere ateş” diye bağırdığını söyledi. Daha sonra molotof kokteylini fırlatan genç, arkadaşlarıyla birlikte olay yerinden kaçtı. Molotofun ise camdan içeri girmeyip, evin duvarında kırılması kadın ve bebeğinin hayatını kurtardı. Saldırı sırasında evde olmayan Vajdikova'nın kardeşi Marcela Krištofová, molotofun eve girmemesinin büyük bir şans olduğunu söyledi. Aksi halde olacakları düşünmek bile istemediğini söyleyen Kristofova, bu tür saldırıların engellenmesini istedi.

Geçtiğimiz Nisan ayında benzer bir saldırı Vitkov kasabasında meydana gelmiş ve 2 yaşında bir çocuğun vücudunun %80'i yanmıştı. Küçük çocuk halen hastanede yaşam mücadelesi veriyor.

Kaynak : http://gypsytown.com

Yoksulluk Eski Adresine Döndü 02/10/2009
1999 yılında yaşanan Kosova savaşı sırasında ve sonrasında binlerce mülteci Almanya'ya sığınmışlardı. Aradan geçen 10 yıl yaraların sarılmasına yetmedi ama Almanya savaş zamanında kapılarını açtığı mültecileri ülkelerine geri göndermeye başladı. Ülkelerine geri gönderilen mültecilerin büyük bölümünü Çingeneler oluşturuyor. Büyük çoğunluğu Çingenelerden oluşan mülteciler geçtiğimiz günlerde Kosova ve Metohija'ya geri döndüler.

Savaş sonrasında yaklaşık 50 bin Kosovalı Çingene başta Almanya olmak üzere çeşitli Batı Avrupa ülkelerine sığındılar. Kosova Hükümeti ve Avrupa Birliği arasında yapılan anlaşma gereğince, 10 yıllık süreçte gittikleri ülkelerde vatandaşlık hakkı kazanamayan Çingenelerin, 2010 yılının sonuna kadar Kosova'ya geri gönderilmesi bekleniyor.

Priştina merkezli sivil toplum örgütleri bu geri dönüş anlaşmasının, sorunları çözmeyeceğini tam tersine Kosova'daki sosyal sorunları arttıracağı görüşündeler. Onlara göre geri dönüş anlaşması, sadece “yoksulluğu, işsizliği ve suç oranlarını” arttıracak.

Kaynak: Roma Daily News

Irkçı Magyar Garda Yine Sokaklarda 05/10/2009
Macaristan'da birçok ırkçı cinayetle bağlantısı olduğu iddia edilen ırkçı örgüt Magyar Garda geçtiğimiz cumartesi günü yine yürüyüşteydi. Yürüyüşün rotası ise yine bir Çingene mahallesi oldu. Yaklaşık 100 kişilik grup, Pest kentinin Kiskunlacháza ilçesindeki bir Çingene mahallesinde gösteri yaptı. Yürüyüş nedeniyle yaşanan gerginlik pazar günü akşam saatlerine kadar devam etti.

Yerel kaynaklarda, yürüşün Çingenelerle ırkçılar arasında yaşanan bir kavga sonra düzenlendiği belirtildi. Polisin, iki grup arasında çatışma çıkma ihtimalini gözönünde bulundurarak tedbir alması sayesinde, sözlü sataşmalar dışında taşkınlık yaşanmadı. Olay üzerine basın açıklaması yapan belediye başkanı József Répás, polisin acilen bu tür yürüyüşleri düzenleyen örgütlenmeleri ortaya çıkartması gerektiğini söyledi. Yaşanan olaylardan hükümeti sorumlu tutan Repas, bu tür ırkçı örgütlenmelerin hükümetin esnek tavırları nedeniyle rahat hareket edebildiklerini söyledi. Geçtiğimiz aylarda yaşanan ırkçı cinayetlerin faillerinin halen bulunamamasının sorumluluğunu hükümete yükledi. Irkçı Jobbik Partisi'nin başkanı Gabor Vona da olaylar sonrasında bir açıklama yaparak, Magyar Garda'nın geçtiğimiz aylarda yaşanan ırkçı cinayetlerle ilgisi olamayacağını söyledi. Çingenelere yapılan saldırıları Magyar Garda ile değil “ülkede iç savaş çıkartmak isteyen güçlerle” ilişkilendiren Vona da iktidara gelmeleri halinde bu tür olayların sona ereceğini söyledi.

Kaynak : www.politics.hu

Grambangla Unnayan Komitesi 08/10/2009
Güney Asya'da bulunan Bangladeş'te bulunan Çingeneler için çalışan bir sivil toplum örgütü Grambangla Unnayan Komitesi. 1993 yılında kurulan bu sivil toplum örgütü, 16 yıldır Bangladeş'teki Çingenelerin sorunlarını çözmek için çeşitli projeler geliştiriyor. Örgüt amacının yoksulluğun, açlığın, ayrımcılığın ve adaletsizliğin ortadan kaldırılması olduğunu belirtiyor.

Kurulduğu 1993 yılından beri ülkede bulunan Bede Çingeneleri için çeşitli sosyal projeler gerçekleştiren örgüt, ağırlıklı olarak sağlık ve tarımsal üretim alanlarına eğiliyor. Son 5 yılda gerçekleştirdiği projelerde Bede Çingenelerinin AIDS'e karşı bilgilendirilmesi ve yarı göçebe olan Bedelerin küçük çaplı tarımsal üretim yapabilmelerini sağlayacak eğitim çalışmaları ön plana çıkıyor.

Grambangla Unnayan Komitesi'nin “Nehir Çingeneleri” olarak da adlandırılan Bedeler için halen devam etmekte olan projeleri bulunuyor. Bu projelerde, Bede çocuklarının ilköğretim olanaklarına sahip olabilmeleri, Bedeler için çalıştıkları işlere uygun ve ucuz konut yapımı, verimli balık avlama tekniklerinin öğretimi amaçlanıyor.

Geçtiğimiz günlerde sitemizin uluslararası haber ağına eklenen Grambangla Unnayan Komitesi'nin çalışmalarına www.grambanglabd.org adresinden ulaşmak mümkün.

Kaynak: www.grambanglabd.org

Irkçı Şiddet Avusturya'ya Sıçradı 12/10/2009
Son 3 yıldır başta İtalya ve Macaristan olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinde Çingenelere yönelik ırkçı şiddet tırmanışa geçmişti. Bu saldırılara bir yenisi daha eklendi. Geçtiğimiz Ağustos ayında Fransa'dan Avusturya'ya gelen göçebe Çingeneler ırkçıların saldırısına uğradılar.

Viyana'da faaliyet gösteren Romano Centro isimli sivil toplum örgütünden Barbara Tiefenbacher verdiği bilgiye göre Fransız göçebe Çingeneler, 2 Ağutos 2009 gecesinde Avusturyafnın Tyrol bölgesinde saldırıya uğradı. Avusturya'nın küçük bir şehri olan Ainetfe 13 karavanla gelen Çingeneler, şehirde bir gece konaklayabilmek için belediyenin iznini istediler. Belediye, gruba geceyi geçirebilmeleri için kentte bulunan bir spor salonu yakınında alan gösterdi.

Aynı gece Çingenelerin konakladığı alanın yakınındaki spor salonunda, ‘Foxcocks’ adlı ırkçı bir rock grubu konser verdi. Konser sonrasında bir grup genç coplarla karavanlara saldırdı. Saldırı, polis olay yerine gelene kadar devam etti. Olaylar sonrasında Çingeneler Lienz şehri yakınlarında bir tren istasyonu yakınına yerleştirildiler. Belediye yetkillileri ve polis karavanlarda hiçbir ize rastlamadıklarını söyleyerek saldırıyı örtbas etmeye çalışırlarken, yerel bir muhabir 10 gün sonra bir yazı yazarak olayı ortaya çıkarttı.

Çek Irkçılar Yine Meydanlarda 15/10/2009
Çek Cumhuriyeti'nde ırkçılar meydanları doldurmaya devam ediyorlar. Ülkede Çingene nüfusunun yoğun olduğu Bohemya bölgesinde periyodik olarak eylem ve yürüyüşler düzenleyen ırkçıların son adresi Kladno kentiydi. Eylül ayının son pazar günü sayıları 200'ü geçen ırkçı Kladno kentinin meydanında toplandılar. Kendilerini “Bağımsız Milliyetçiler”olarak adlandıran gruba, İsveç ve Polonya'dan gelen ırkçılar da katıldı.

Irkçı ifadeler ve semboller içeren pankartlar taşıyan ırkçılar önce meydanda yapılan konuşmaları dinlediler. Daha sonra 2 kilometrelik bir güzergah üzerinde yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş sırasında çeşitli ırkçı sloganlar atan grubla, “Antifa” isimli içinde Çingenelerin de bulunduğu 30 kişilik bir ırkçılık karşıtı grup karşılaştı. Bu karşılaşmada sözlü sataşmalar yaşanırken, güvenlik güçleri grupları herhangi bir çatışma yaşanmaması için birbirinden uzak tutmaya çalıştılar. Irkçı grup bu sırada “hepiniz yanacaksınız” şeklinde slogan attı.

Yürüyüş güzergahı sonunda bir dizi konuşma daha yapıldı. Konuşma yapanlardan birisi de geçtiğimiz yıl Litvinov'da yapılan yürüyüşleri düzenleyen Jiri Bunda isimli “Bağımsız Milliyetçiler” grubunun başkanıydı. Çok kültürlülüğün Çek Cumhuriyeti'ne zarar verdiğini belirten Bunda, taraftarlarını “direnişe” çağırdı. Konuşmalar sonrasında yürüyüşe son verildi. Grup dağılırken, Antifa isimli grupla tekrar karşılaşan ırkçılar, Çingenelere saldırmak istediler. Polis 2 ırkçıyı gözaltına aldı.

Kaynak: www.romea.cz

Kafe Sahibi Özür Diledi 20/10/2009
Slovakya'da 5 Ekim günü bir ayrımcılık davasında karar verildi. Geçtiğimiz yıl, Kosice kentinde torunuyla birlikte bir kafeye gidip sipariş verip karşılığında “Çingenelere servis yapmıyoruz” cevabını alan Jan Danco hukuk mücadelesini kazandı.

Olay 14 Temmuz 2008 tarihinde yaşandı. Danco, torunuyla birlikte Piccollo isimli bir kafeye giderek birşeyler içmek istedi. Garsonu çağıran Danco, kahve sipariş etti. Siparişi alan garson kısa bir süre sonra dönüp, Çingenelere servis yapmadıklarını söyledi. Kafeden ayrılarak önce özel bir televizyon kanalına daha sonra da “İnsan Hakları Merkezi”adlı bir sivil toplum örgütüne başvurdu. Örgütün yönlendirmesiyle olay yargıya taşındı. Yaklaşık 1 yıl süren davanın sonucunda kafe sahibinin Danco'dan özür dilemesine ve manevi tazminat ödemesine karar verildi.

Verilen karardan dolayı mutlu olduğunu belirten Danco, yıllarca garson olarak çalıştığını ve hiçbir müşteriye renginden ya da diğer özelliklerinden dolayı ayrımcılık yapmadığını söyledi. Davayı kazanmış olmasının haklılığını kanıtladığını belirten Danco, bu tür olaylarla karşılaşanların mutlaka mücadele etmeleri gerektiğini söyledi.

Kaynak: Roma Daily News

Romanlar Hakkında Hiçbirşey Bilmiyoruz 22/10/2009
Romanya Ulusal Azınlıklar Araştırmaları Enstitüsü ülkedeki Çingeneler hakkında yaptığı 20 yıllık araştırmanın sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Enstitü Başkanı Horvath Istvan, araştırmaların sonuçlarını “ülkedeki Romanlar hakkında hiçbirşey bilmiyoruz” cümlesi ile özetledi. Istvan, 20 yıllık araştırmanın Çingeneler hakkındaki önyargıların ortaya çıkarılmasında etkili olabildiğini söyledi.

Araştırmanın sonuçları, 9-10 Ekim tarihlerinde yapılan bir konferansla açıklandı. Romanya, Macaristan, Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD'den katılan araştırmacılar amaçlarının Romanya'daki Çingeneler hakkındaki gerçek bilgilere ulaşmak olduğunu söylediler. Bu amaçla yapılan araştırmalarında karşılarına çıkan ilk sonuç, toplumun neredeyse tamamının Çingeneler hakkında önyargılardan öte bir bilgileri olmadığı yönünde. Yapılan araştırma, ülkedeki "Çingenelerin, 12-13 yaşlarında evlendikleri, sosyal yardımlardan faydalanmak için çok çocuk yaptıkları ve bu çocukları dilencilik, hırsızlık gibi işler yapmaya yönelttikleri" gibi önyargıların gerçekle bağdaşmadığını kanıtladı.

Müzisyenlerden, rahiplere kadar geniş bir kesimle görüşüldüğünü belirten araştırmacılar, Çingene dili, yapılan işler ve iş piyasasındaki durum, erken evlilik gibi konular hakkında bilgi edinmeye çalıştılar. Yapılan görüşmeler sonucunda Çingenelerin iş piyasalarına girişte, eğitim, sağlık, barınma gibi konularda yalnız kaldıkları sonucuna varıldı. Romanya'nın bu konularda Çingenelere yönelik olarak geliştirdiği herhangi bir proje bulunmuyor. Bu alanlarda kimi sivil toplum örgütleri çeşitli çalışmalar yürütse de devlet kurumlarının gündeminde bu konular bulunmuyor. Avrupa Birliği'nin ülkedeki Çingenelerin yaşam koşulları ve temel hakları konusundaki uyarılarının da etkili olmadığı net bir şekilde görülüyor. Sorunlara yönelik politikaların üretilmesi bir yana devlet de toplumun büyük bir çoğunluğunda bulunan önyargılarla Çingenelere yaklaşıyor.

Araştırmaya katılan bilim insanları, bütün bu kötü duruma rağmen son yıllarda kimi gelişmelerin de kaydedildiğini söylediler. Özellikle sivil toplum örgütlerinin projeleri, önyargıların silinmesi konusunda gelişme sağlayamasalar da eğitim ve istihdam alanlarında az da olsa yol alındı. Bilim insanları bu gelişmelerin yeterli olmadığının ve devletin sorunlar hakkında politika geliştirmesi gerektiğinin altını çizdiler.

Kaynak: www.divers.ro
Fotograf : Robin Hammond

Çingene Kadınlar Irkçılığa Karşı 27/10/2009
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag geçtiğimiz cumartesi günü Çingene kadınların ırkçılık karşıtı protestolarına sahne oldu. 100 Çingene kadının yanısıra çeşitli sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin de katıldığı kadın buluşmasında ırkçılık tehlikesine dikkat çekildi. Toplantıya katılan kadınlar, “ırkçılığa karşıyız” ve “çocuğunuzun ırkçıya dönüşmesine izin vermeyin” yazan pankartlar taşıdılar.

Slovo 21 adlı sivil toplum örgütünden Martina Horvathova'nın “ırkçılığa karşı hepimiz sesimizi yükseltmeliyiz, mevcut durum giderek daha kötü bir hal alıyor ve biz kadınlar bu durumdan rahatsızız” cümlesiyle başlayan konuşmasında, Horvathova ırkçılığın bir insanlıksuçu olduğunu ve kadınların bu tehlikeden daha çok etkilendiğini söyledi.

Geçtiğimiz Mayıs ayında Çingenelere düzenlenen ırkçı saldırılardan bu yana, ülke çapında düzenlenen 14. protesto gösterisi olan bu toplantı, aynı zamanda ülke çapında yürütülecek ırkçılık karşıtı bir kampanyanın da başlangıcı oldu. Ocak ayına kadar yürütülecek kampanyada bir imza kampanyası başlatıldı. İmza kampanyasının yanısıra çeşitli toplantı ve konserlerin de düzenlenmesi planlanıyor. Ülkenin İnsan Hakları ve Azınlıklar Bakanı olan Michael Kocab'da bu kampanyaya destek vereceğini açıkladı.

Kaynak: http://praguemonitor.com

Balkanlarda Bir İlk Çingene Müzesi 29/10/2009
Balkanların ilk Çingene müzesi 21 Ekim tarihinde Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da açıldı. Müzede sadece Sırbistan değil, eski Yugoslavya coğrafyasında yaşayan Çingenelerin tarihi ve kültürleriyle ilgili zengin bir materyal ziyaretçilerini bekliyor. Müze, 75 metrekarelik küçük bir apartman dairesinde kurulsa da barındırdığı zengin materyal alanın küçüklüğünü önemsiz kılıyor.

Müzenin müdürü Dragoljub Ackovic açılış günü yaptığı konuşmada müzenin Balkanlarda bir ilk olduğunu, bu sayede Çingenelere yönelik bilgi eksikliği ve önyargıların aşılmasında yardımcı olacağını söyledi. Çingenelerin tarihine ve kültürene yönelik bir müze kurma fikrinin yaklaşık 50 yıldır gündemde olduğunu söyleyen Ackovic, yazılı materyal ve kültürü simgeleyen araçların ancak biraraya getirilebildiğini belirtti. Şu anda binlerce sayfalık yazılı materyal araştırmacıların hizmetine sunulmuş durumda. Bunlar içinde 16. ve 19. yüzyıllarda Çingeneler hakkında yazılmış ilk kitaplar da bulunuyor. Bunlar dışında 20. yüzyıla ait çeşitli belgeler, Romani-Bulgarca-Almanca sözlükler de müzenin arşivinde korunmaya alınmış durumda. Müzede bulunan dikkat çekici bir eser ise belki de tarihin ilk Roman yazarı olan Gina Ranicic'in 19. yüzyılda yazdığı Romano Lil (Çingene Sesi) isimli 19. yüzyılda yazılmış kitap. Bu kitabın yazarı olan Ranicic aynı zamanda Romanların ilk kadın yazarı olma özelliğini taşıyor.

Osmanlı döneminden kalma belgelerin de bulunduğu müzede, 19. yüzyıl öncesinde Balkanlarda bulunan Çingene Mahalleleri ve buralarda yaşayan zanaatçılar hakkında bilgi edinmek mümkün. Belgelere göre Osmanlı Döneminde Sırbistan coğrafyasında bulunan Çingene Mahallelerinde demirci, şarkıcı, dansçı Çingenelerin yaşadığı anlaşılıyor.

Kaynak: http://www.ipsnews.net

Trende Tecavüz Girişimi 05/11/2009
Çingene kadınlarına cinsel tecavüzler Hindistan'ın olağan olaylarından birisi. Dokunulmazlar olarak kabul edilen Dalitlere tecavüz girişiminde bulunmak, dokunulabilirler arasında yaygın çünkü yakalanmadıkları sürece bu tür vakaların üzerine gidilmiyor. Bu "olağan" olaylardan birisi 30 Ekim tarihinde Madhya Pradesh eyaletinde yaşandı. Sanjay Soni isimli genç, bir Dalit kadınına tecavüze yeltendi.

Olay işçi taşıyan Sampark Kranti treninde meydana geldi. 24 yaşındaki Dalit işine giderken kullandığı bu trende tuvalete gitmek istedi. Genç kadını takip eden Sanjay Soni tuvalete girerek tecavüz etmeye yeltendi. Genç kadının bağırması üzerine tuvaletin kapısını kıran diğer yolcular Sanjay Soni'yi etkisiz hale getirdiler. Tren görevlilerinin kurtardığı Sanjay Soni ilk durakta indirilerek polise teslim edildi.

Kaynak: www.samaylive.com

Madonna'dan Çingene Çocuklarına Ayakkabı Desteği 09/11/2009
Dünyaca ünlü pop müzik sanatçısı Madonna, son yıllarda Çingenelere yönelik duyarlılığıyla öne çıkmaya başladı. 2008'de ünlü punk grubu Gogol Bordello ile aynı sahneyi paylaşan Madonna, bu yıl da dünya turnesine Kolpakov Üçlüsü ile çıktı. Turnenin Romanya ayağında Avrupa'da gelişen ırkçı eğilimlere ve Çingenelere yönelik ayrımcılığa dikkat çektiği için yuhalanan Madonna, ırkçılara söylemleri ve yaptığı işlerle cevap vermeye devam ediyor.

Romanya'da faaliyet gösteren Ovidiu Rom öncülüğünde, sivil toplum örgütlerinin işbirliğiyle düzenlenen kampanya çerçevesinde Çingene çocuklarının eğitimi için bir açık arttırma düzenlendi. Romanya ve dünyanın diğer yerlerindeki ünlü sanatçılardan açık arttırmada satılmak üzere herhangi bir eşyalarını göndermeleri istendi. Madonna da bu çağrıya uyarak açık arttırmaya kendisi için özel olarak tasarlanmış ayakkabılarını gönderdi. 16.600 dolara satılan ayakkabıların yanı sıra Oskar ödüllü oyuncu Vanessa Redgrave'in kolyesi de 8300 dolara satıldı. Açık arttırma sonucunda elde edilen gelirle Çingene çocuklarının eğitim araç gereçlerinin alınması planlanıyor.

Kaynak: Roma Daily News

Brüksel'de Uluslararası Konferans 11/11/2009
Avrupa Çingene Bilgi Merkezi ERIO, Avrupa'daki Çingenelerin toplumsal ve siyasal süreçlere aktif katılımının sağlanmasının yollarının tartışılacağı uluslararası bir toplantı düzenliyor. 11 Kasım'da Bürksel'de düzenlenecek olan konferans için, Avrupa çapında Çingenelerin sorunlarıyla ilgilenen sivil toplum örgütlerine açık davet yapıldı.

Avrupa Birliği'nin de desteklediği toplantıda, sivil toplum örgütleriyle Avrupa Birliği kurumlarının bir araya getirilmesi planlanıyor. Çingenelerin toplumsal ve siyasal süreçlere katılımı önündeki engellerin ve bu engellerin ortadan kaldırılma yollarının tartışılacağı toplantıda aynı zamanda, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelecek sivil toplum örgütleri temsilcileri arasında bilgi ve tecrübe paylaşımı hedefleniyor.

Kaynak: http://erionet.org

"Biz de Soykırıma Uğruyoruz" 13/11/2009
Bu ifade, İngiliz Çingenelerinden geliyor. İngiltere'nin doğusunda bulunan Essex bölgesinde yer alan Dale Farm'da yıllardır yapılan yıkımlar, bölgede yaşayan Çingeneler tarafından soykırım olarak nitelendirilmeye başlandı. Bu tavırlarını çeşitli platformalarda dile getiren İngiliz Çingeneleri 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü için yeni bir eylem yapmak için kolları sıvadılar.

Birleşmiş Milletler, 10 Aralık İnsan Hakları Günü çerçevesinde düzenlenecek olan 2. Dünya Savaşı soykırım sergisinde yer almak için başvuruda bulunan İngiliz Çingeneleri, Dale Farm yıkımlarının fotoğraflarını, Yahudi soykırım fotoğraflarıyla birlikte sergilemek istiyorlar. Dale Farm yetkililerinin başvurularının kabul edilmesi beklenmezken, Dale Farm Çingeneleri her halükarda 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde seslerini duyurmak için ellerinden geleni yapacaklarini söylediler.

Kaynak: www.aworldtowin.net

Casilino 700'de Yine Zorla Tahliye 17/11/2009
İtalya'nın başkenti Roma yakınlarında bulunan Casilino 700 isimli Çingene yerleşiminin zorla tahliye edilmesinden sonra, bölgedeki eski bir fabrikaya yerleşen Çingeneler buradan da zorla tahliye edildiler. 400 Çingenenin akıbeti belli değil.

Casilino 700, 90'lı yılların başında Bosna savaşından kaçan insanlar için İtalya'da devlet tarafından kurulmuş bir yerleşim bölgesiydi. Daha sonra ki yıllarda bölgedeki Çingene nüfusu giderek arttı. 2008 yılına kadar varlığını sürdüren yerleşim bölgesinin alternatifi oluşturulmadan yıkımına karar verildi. Bölgede yaşayan 600 Çingene ise zorla yapılan tahliyeden sonra sokakta kaldı. Bunlardan yaklaşık 200 tanesinin İtalya'yı terk ettiği tahmin ediliyor. Bölgede kalan 400 Çingene ise yakınlarda bulunan eski bir fabrikanın etrafına kurdukları barakalarda yaşamları sürdürmeye çalışıyorlardı.

Roma Belediyesi, 12 Kasım günü fabrika çevresindeki barakaların da yıkımına başladı. Yine herhangi bir alternatif yerleşim alanı gösterilmeden yapılan yıkımlara 150 tane de polis gönderildi. Buldukları son yerleşim alanını da kaybeden Çingenelerden bazıları polisle çatıştı. Çıkan olaylar sonucunda 20 Çingene gözaltına alındı. Yıkımlar sonrasında Roma Belediyesi, Çingenelere geçici olarak belediye misafirhanesinin açılacağı yönünde bir açıklama yaptı.

Çevredeki okullarda okuyan 100 kadar çocuğun ve ailelerinin artık yaşayabilecekleri bir yer bulunmuyor. Bu durum çocukların eğitimlerine devam etmelerini zorlaştırırken, aileler sivil toplum örgütlerinin kendilerine destek olmalarını istediler.

Everyone isimli sivil toplum örgütünün konuştuğu bir polis memuru ise yıkımların utanç verici olduğunu zaten zor koşullarda yaşayan insanlara suçlu muamelesi yapıldığını söylerken, halen belediye yetkililerinden kalıcı yerleşim alanı hakkında bir açıklama gelmedi. .

Fotograf: Mihai Romanciuc
Kaynak: www.everyonegroup.com

Çingene Aday Slovakya Bölgesel Meclisinde 23/11/2009
14 Kasım tarihinde Slovakya'da yapılan bölgesel seçimlerde Çingene bir aday meclis üyeliğine seçildi. Birçok Çingene adayın bölgesel meclislere girebilmek için yarıştığı seçimlerde sadece bir aday ipi göğüsleyebildi. Presov Bölge Meclisi'ne Miroslav Dano isimli Çingene, bölge meclisinin tek Çingene üyesi oldu.

Çoğunluğu, iktidarda bulunan Smer-SD Partisi'nin adaylarının kazandığı seçimlerde “Çingene Koalisyon Partisi” Miroslav Dano isimli adayını bölgesel meclise gönderebildi. Dano kayıtlı seçmenlerin %26'sının sandığa gittiği seçimlerde 2491 oy aldı. Çingene Koasliyonu Partisi'nin yanısıra “Slovakya Çingene Girişimi” isimli oluşum da diğer bölgelerde seçimlere katıldı fakat hiçbir aday temsilci olabilecek kadar oy alamadı.

Kaynak: www.romea.cz

Fotoğraflarla Laco Drom 25/11/2009
Fotograf sanatçısı Joakim Eskildsen, Çingenelerin yaşadığı farklı coğrafyalarda çektiği yüzlerce fotografi Almanya'da sergilemeye başladı. Fotgraflar 10 Ocak 2010'a kadar Emden Kunsthalle Müzesi'nde sergilenecek. Eşi Cia Rinna ile Finlandiya, Fransa, Hindistan, Macaristan, Romanya, Rusya ve Yunanistan'da yaşayan Çingenelerin günlük yaşamlarını fotoğraflayan Eskildsen, alışılmışın dışında keyifli ve süprizli bir yolu bizlerle paylaşıyor. Ayrıca, sergilenen fotograflar, Çingenelerle yapılan görüşmelerin dökümüyle birlikte kitaplaştırıldı.

2000 yılında 4 aylık bir proje olarak planladıkları bu projeyi 2007'da bitirebilen Eskildsen ve Rinna, seyahatlerinin ilk durağı olan Macaristan'ın Hevesaranyos bölgesindeki Çingenelerin yaşamlarını fotoğraflamaya başladılar. Karşılarındaki süprizli dünya karşısında 4 ay boyunca Macaristan'da kaldılar ve bu yolculuğu sadece Avrupa ile sınırlandırmamaya karar verdiler. Yollar Hindistan'a kadar uzadı. Gittikleri ülkelerde Çingenelerin yaşadığı yerlerde kaldılar, Çingenelerin kaldığı çadırlarda, evlerde kaldılar, onlarla birlikte yiyip içtiler ve eğlendiler.

Bu yolculuğu alışılmadık karelerle zenginleştiren Eskildsen, Alman Der Spiegel dergisine verdiği mülakatta, köylerde, kentlerin arka sokaklarında, çöplüklerde, teneke ve çadır kentlerde 7 yıl boyunca fotograf çekmenin yanısıra derinlemesine görüşmeler de yaptıklarını söyledi. Eskildsen, klişe görüntüler çekmektense “gerçek anları” yakalamanın fotografçılık anlayışıyla uyuştuğunu ve bunun için de konuşmanın ve dokunmanın gerektiğini belirtti. Kitaplarında yer alan konuşmaların Çingenelere yönelik önyargıların kırılmasında etkili olmasını uman Eskildsen, 7 yıllık gezi boyunca yaptığı her görüşmede Çingenelerin farklı bir özelliğini keşfettiğini belirtti.

Avrupa'da büyük bir çifte standart olduğunu söyleyen Eskildsen, görüştüğü Çingenelerin hemen hemen hepsinin haklarını bildiklerini fakat maruz kaldıkları ayrımcılık ve şiddet karşısında çaresiz kaldıklarını belirtti. Kadın-erkek ilişkileri konusuna da değinen Eskildsen, Çingeneler arasındaki kadın erkek eşitliği ve kadının güçlü konumu karşısında çoğu zaman şaşkınlıklarını gizleyemediğini sözlerine ekledi.

The Roma Journeys başlığıyla 2008 yılında kitaplaştırılan fotograf ve görüşmeler, Alman Fotograf Sanatçıları Akademisi tarafından ödüllendirilirken, 2008 Amilcare Ponchelli Yılın Fotograf Kitabı ödülünü kazandı. Eskildsen'in fotograflarına internet sitesinden ulaşmak mümkün.

Kaynak: www.joakimeskildsen.com ve www.spiegel.de

Evsiz Annelerin Çağrısı 26/11/2009
İngiliz Çingeneleri Dale Farm'daki yıkımlarla mücadele etmeye devam ediyorlar. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde geniş çaplı protestoların yapılması beklenen İngiltere'de, Çingeneler dünyaya çağrı yaparak destek arıyorlar. Geçtiğimiz günlerde, Dale Farm yıkımları sırasında çekilen fotografları soykırım sergisinde kullanmak üzere başvuruda bulunan Çingeneler şimdi de Evsiz Anneler Çağrısı'nı yayınladılar.

Çingeneyiz.org olarak yapılan çağırıyı destekliyor, metni yayınlıyoruz:

“Biz istenmeyenler yıllar boyunca, güvenli bir eve sahip olmak için çaresizce dolaştık durduk. Topluluğumuz ancak bu barakalarda bir yaşam kurabildi. Şimdi buranın yeşil alan olduğunu ve evlerimizin plansız olduğunu söylüyorlar. Çocuklarımız ve torunlarımız için kurduğumuz evlerimizi yıkmak istiyorlar. Zorunlu tahliyeler ve yıkımlarla karşılaşan bir hamile anne olarak, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde gerçekleştireceğimiz protestoya katılmanızı istiyorum.”

kaynak: www.wombles.org.uk

Dom Çingenelerinin Yeni Sitesi 01/12/2009
Orta Doğu'nun pek çok bölgesinde yaşamlarını sürdüren Dom Çingeneleri Kudüs'te hatırı sayılır bir nüfusa sahipler. Kudüs'ün Dom Çingeneleri 1999 yılından beri kurdukları Kudüs Dom Topluluğu ile kültürlerini geliştirmeye çalışıyorlar. Kudüs Dom Topluluğu'nun kurucusu Amoun Sleem toplumunu oldukça iyi tanıyan, ihtiyaçları ve temel sorunları hakkında bilgi sahibi olan bir Çingene. Dom Çingenelerinin yaşadığı yoksulluk ve ayrımcılık hakkında birinci ağızdan bilgi sahibi olması Amoun Sleem'in çalışmalarını temel meseleler üzerinde yoğuşlaştırmasına imkan sağlıyor.

2005 yılında Kudüs Dom Topluluğu Doğu Kudüs'te bir toplum merkezi açtı. Burada Dom çocukları için etüt sınıfları bulunuyor. Ayrıca mesleki eğitim kurslarının da bulunduğu toplum merkezinde insan hakları eğitimleri de veriliyor. Dom Toplum Merkezi bünyesinde geleneksel Çingene zanaatları üretiliyor ve bu ürünlerin satışından elde edilen gelir kurum masraflarının karşılanması için kullanılıyor.

Kudüs Dom Topluluğu hem Dom kültürünü hem de kurumsal faaliyetlerini anlattıkları web sitelerini yenilediler. Tasarım ve içerik olarak öncekinden daha gelişkin olan sitede küçük bir tur atarak Dom Çingenelerinin kültürü hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak mümkün.

Siteye girmek için www.wix.com/ domarisociety/ domari-society- website

Çingenelere Karşı Irkçı Birlik 03/12/2009
Avrupa Birliği içerisinde geçtiğimiz ay yeni bir ırkçı birlik kuruldu. Birlik kuruluşunu, Çingenelere karşı birçok saldırının düzenlendiği Macaristan'da ilan etti. Macaristan'da Çingenelere yapılan saldırıların azmettiricisi olduğu düşünülen Jobbik Partisi geçtiğimiz ay Avrupa'da ırkçı hareketler arasında bir birlik kurulduğunu 24 Ekim 2009 tarihinde ilan etti. Yapılan açıklamada ise son dönemde İngiliz Çingenelerinin yaşadığı Dale Farm'ın yıkım kararına imza atan İngiliz Milliyetçi Parti'nin destek mesajı okundu.

Birliğin kuruluş ilanından sonra 12 Kasım günü İngiltere Milliyetçi Parti (BNP) birliğe resmen katıldığını ilan etti ve birliğin liderliğini aldı. Kuruluşun üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen, İspanya'dan Milliyetçi Cephe, Fransa'dan Milliyetçi Cephe, İtalya'dan Üçrenkli Alev ve İsveç'ten Milli Demokrat partileri katıldı. Bu katılımlarla birlikte Avrupa'daki Çingene karşıtı blogun İngiltere'den Macaristan'a kadar uzandı. Birlik, Avrupa Birliği Parlamentosu'nda grup kurmayı amaçlıyor. Grubun kurulması ve Avrupa Birliği'nin partilere sağladığı maddi destekten faydalanabilmek için en az 7 üye ülkeden 25 vekilin olması gerekiyor. Şu anda birlik 6 parti ve 8 vekilden oluşuyor.

Birlik içindeki partilerin Çingeneler açısından en önemli ortak noktası göç ve istihdam konularındaki “yabancı” karşıtı konumları. Avrupa Birliği'nin temel hareket noktası olan Avrupalı kimliğinin oluşturulması sürecinde “yabancı” vurgusu yapmaya devam eden partiler, özellikle yeni birliğin yeni üyelerinden gelen göçü engellemek istiyorlar. Göçmenlerin suç oranlarını arttırdığını, ülkelerinde bulunan göçmenlerin herhangi bir suç işlediklerinde sınırdışı edilmeleri gerektiğini parti programlarında belirtiyorlar.

Vatandaşlık konusunda ırkçı vurgulara sahip partiler, beyaz tenli olmayan kişilerin kendi milliyetlerine ait olamayacaklarını vurguluyorlar. Bu konudaki tavrını net bir şekilde ifade eden İngiliz Milliyetçi Parti'de tanımlamaya “uymayan” yöneticilerin bulunması dikkat çekiyor. Kökenleri Ermenistan, Türkiye ve hatta Jamaika'ya dayanan parti yöneticileri ve üyeleri bulunuyor.

Ambedkar Anıldı 08/12/2009
Hindistan Çingene topluluklarının efsanevi lideri B.R. Ambedkar, ölümünün 53. yıldönümünde anıldı. Uttar Pradesh eyaletinin başkenti Lucknow'da gerçekleştirilen anma törenine binlerce Dalit Çingenesi katıldı. Bahujan Samaj Partisi'nin düzenlediği anma etkinliklerinde parti başkanı, eyalet başbakanı Mayavati bir konuşma yaparak, Ambedkar'ın Dalitler için öneminden bahsetti.

Ambedkar'ın ölüm yıldönümü olan 6 Aralık günü yapılan anma, Lucknow'daki heykeli önünde gerçekleştirildi. Bahujan Samaj Partisi, anma etkinlikleri için Hindistan'ın birçok eyaletinden Dalitlerin Lucknow'a ücretsiz bir şekilde gelebilmesini sağladı. Anma etkinlikleri aynı zamanda ülkenin birçok yerinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerini de biraraya getirdi.

B.R. Ambedkar, 1891 yılında Dalit bir ailenin 14. çocuğu olarak dünyaya geldi ve bütün hayatı boyunca kast ayrımcılığına karşı mücadele etti. Hindistan'ın üniversite eğitimi alabilmiş ilk Çingenesi olan Ambedkar, hukuk alanında lisans, antropoloji, ekonomi ve siyaset bilimi alanlarında doktora yaptı. 1907 yılında üniversiteye girmeyi başaran Ambedkar, üniversitedeki ilk günlerinden itibaren ülkedeki kast ayrımcılığına karşı yürüşler düzenleyerek ve çeşitli dergiler çıkartarak mücadele etmeye başladı. 1919 yılında hazırlanan Hindistan'ın ilk anayasası için yapılan çalışmalara hükümet tarafından davet edilen Ambedkar, anayasada kast ayrımcılığı ve yoksulluk üzerine yapılan düzenlemelerde etkin bir şekilde çalıştı. ABD ve İngiltere'deki üniversitelerden burslar kazanarak doktora eğitimlerini tamamlayan Ambedkar ülkesine dönerek 1927 yılından itibaren kast ayrımcılığı, Dalitlerin ibadethanelere girebilmeleri ve su hakkı üzerine aktif bir şekilde çalışmaya ve kitlesel eylemler düzenlemeye başladı. Bu süreçte anayasa çalışmaları için de Dalitlerin taleplerini belirten metinler yazdı. 1936 yılında Bağımsız İşçi Partisi'ni kuran Ambedkar, 1947 yılında ülkenin ilk Adalet Bakanı oldu.

İstek Çalmayan Şarkıcı Öldürüldü 09/12/2009
4 Aralık günü Hindistan'ın Uttar Pradesh eyaletinde bulunan Lucknow'da Dalit bir müzisyen öldürüldü. Bir sokak düğününe çağrılan Dalit müzisyenlerden trompetçi Ram Prakash Saanwle, çok gürültülü çaldığı ve istenilen parçaları çalmadığı gerekçesiyle köylülerin saldırısına uğradı.

Lucknow'un 300 km. Uzağında bulunan Nagar Köyü'ne çağrılan 5 kişilik Dalit müzik grubunun trompetçisi, düğün başladıktan bir süre sonra yapılan istekleri çalmadığı gerekçesiyle sözlü saldırıya uğradı. Daha sonra sopalarla müzik grubuna saldıran köylüler, trompetçinin çok kötü çaldığını ve yapılan istekleri çalmadığını söylediler.

Polis, trompetçi Saanwle hastaneye kaldırıldığında sırtında derin bir kurşun yarası olduğunu ve yolda hayatını kaybettiğini söyledi. Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini belirten güvenlik güçleri, 1 kişinin de gözaltına alındığını söylediler.

Kaynak: www.thaindian.com

Çingene Kadınlar Toplanıyor 15/12/2009
Avrupalı Çingene kadınlar 11-12 Ocak 2010 tarihinde Yunanistan'ın başkenti Atina'da ikinci kez toplanacaklar. Avrupa Konseyi'nin düzenlediği toplantıya, Yunanistan İçişleri Bakanlığı, Yunanistan Belediyeleri Çingeneler Ağı ve Uluslararası Çingene Kadınlar Ağı destek veriyor.

2007 yılında İsveç'te gerçekleştirilen ilk toplantıda Çingene kadınlar toplantıyı, 2 yılda bir Avrupa Birliği ülkelerinden birisinde yapmayı kararlaştırmışlardı. Bu sayede hem toplantının yapıldığı ülkeye özel sorunlar hem de Çingene kadınların Avrupa çapında karşılaştıkları sorunların tartışılması hedeflenmişti.

Bu yıl yapılacak toplantının gündem konuları arasında zorla kısırlaştırma, erken evlilik, medyada Çingene kadınlarına yönelik aşağılayıcı ifadeler ve önyargılar bulunuyor. Bu önyargılardan kurtulmanın yollarının aranacağı toplantılara Avrupa ülkelerinde yaşayan birçok Çingene kadının ilgi göstermesi bekleniyor.

Kadın sivil toplum örgütleri de toplantının düzenlenmesinde aktif olarak yer alıyorlar. RomNet, adlı sivil toplum örgütü de toplantının Yunanistan ayağının organizasyonunda yer alıyor.

Kaynak: www.rom.net.gr

Çingene Kız Hastaneden Çıktı 23/12/2009
Geçtiğimiz Nisan ayında Çek Cumhuriyeti'nin Vitkov kentinde, ırkçıların molotof kokteylli saldırısı sonucu vücudunun %80'i yanan iki yaşındaki Natalka Sivakova hastaneden çıktı. Tedaviye cevap vererek büyük bir mucize yaratan Sivakova'nın annesi Anna Sivakova doktorlara minnettar olduğunu söyledi.

Nisan ayında ırkçıların saldırdığı evden ölü olarak çıkartılan Natalka Sivakova, hastanede tekrar hayata döndürülmüştü. Vücudunun %80'i yanan Sivakova'ya 8 ay boyunca vücudunun yanmayan yerlerinden deri transferi yapıldı. Sivakova'nın tedavisinden sorumlu olan doktor Michal Kadlcik, 2 yaşındaki bir çocuğun böyle ağır yanıklarla hayatta kalmasının bir mucize olduğunu söyledi. Minik Natalka'nın inatla yaşama tutunduğunu söyleyen doktor, ellerinden gelen herşeyi yaptıklarını belirtti. Anna Sivakova ise doktorlara minnettar olduğunu söyledi. Kızından hiçbir zaman umudunu kesmediğini belirten Sivakova, kızına iyi bir hayat sunabilmek elinden gelen herseyi yapacağını kaydetti. Bu güzel gelişmenin yanı sıra, Vitkov Belediyesi aileye eski evlerinin yakınlarında, yeni bir ev hediye etti.

Çek güvenlik güçleri ise saldırıyı gerçekleştirdiği sanılan 4 ırkçıyı geçtiğimiz aylarda yakalayarak adalete teslim etmişti. Zanlılar en az 12 en fazla 15 yıl hapis cazası ile yargılanmaya devam ediliyorlar.

Kaynak: www.javno.com

Çingene Kadınları Etnografya Müzesi 24/12/2009
İspanya'da faaliyet gösteren Çingene kadınların kurduğu sivil toplum örgütü Granada Romi, kadınlara yönelik ilk etnografya müzesini kurdu. İspanya'daki Çingene feminist hareketinin de oluşumunda liderlik yapan Granada Romi, müzenin Çingene kültürünün tanıtılması ve kaybolmaması için kurulduğunu açıkladı.

Granada kentinin yakınlarındaki, Sacromonte bölgesinde bulunan tarihi Çingene yerleşimlerinin restorasyonu kapsamında kurulan müzede, Çingenelerin kullandığı geçmişten günümüze kadar gelen araç, gereç ve kıyafetler sergileniyor. Gitano, olarak adlandırılan İspanya Çingeneleri hakkında belge ve kitapların da sergilendiği müzede aynı zamanda Çingene sanatçıların eserlerini de bulmak mümkün. Müzede, Ünlü Çingene heykeltraş Luis Heredia eserleri, eski kitap ve belgeler bulunuyor.


Geçtiğimiz günlerde ziyaretçilere açılan müze, 8 ana bölümden oluşuyor. Bu bölümler genel olarak Çingene kadını teması çerçevesinde şekillendirildi. “Çingene Tarihi” odasında Hindistan'dan 12. yüzyıldan başlayıp 1422 yılına kadar süren göçü simgeleyen tablolar, araç ve gereçler bulunuyor. “Çingene Kadını” odası ise İspanya tarihinde Çingene kadınlar ve feminist harekete ayrıldı. “Sergi Odası” ise dileyen Çingene sanatçıların eserlerini sergilemeleri için boş bırakıldı. “Sanat ve Edebiyat” bölümünde İspanya'nın tanınmış Çingene sanatçılarının eserlerini bulmak mümkün. Hali hazırda, Ataulfo Barroso Jiménez, Rafael Fernández Santiago, Rafael Fernández Marín, Juan de Dios Ramírez Heredia, Luís Heredia Amaya, José Antonio Platón García, Judea Heredia Heredia, Ceferino Jiménez Malla, Curro Albaizín, Antonio Torres Fernández, José Heredia Maya'nın eserleri ziyaretçilere açılmış durumda. Müzenin bir başka bölümü olan “Egzoterik Oda” da Çingenelere yüzlerce yıldır yaptıkları işlerin ve sıradan insanların Çingene denildiğinde akıllarına gelen imgelerin cisimleştirildiği objeler bulunuyor. Bu bölümde tarot kartları, sarkaçlar, “sihirli” küreler ve muskaları görmek mümkün. “İlaç odası”nda ise geleneksel Çingene ilaçlarının tarifleri ve bunları simgeleyen resimler bulunuyor. “Müzik Odası” ise ziyaretçileri Çingene müziğinin değişik örnekleri ve tabii ki İspanya Çingenelerinin geleneksel müziği olan Flamenko'da güzel bir gezintiye çıkartıyor. Müzenin son bölümü olan “Çingene Karavanı” ise bir at arabası olarak dizayn edilmiş ve içerisinde Çingenelerin gündelik hayatta kullandıkları araçlar ve kıyafetler bulunuyor.

Kaynak: www.mujeresromi.org

Irak'ta Çingene Olmak 29/12/2009
Savaşın alt üst ettiği ve halen istikrarın sağlanamadığı Irak'ta Çingeneler, Saddam Hüseyin dönemini dahi arar hale geldiler. Irak Çingeneleri Kawliya'lar, Bağdat'ın 180 km güneyinde eski mahallelerinin yıkıntıları içinde, elektriksiz ve susuz barakalarda yaşamaya çalışıyorlar. Diğer taraftan, bölgeyi kontrol eden Mehdi ordusu, Çingeneleri “ahlaksızlıkla” suçlayıp çalışmalarına engel oluyor. Dolayısıyla işgal öncesinde müzisyenlik yapan Çingeneler şimdilerde işsizler. Bütün bu kötü koşullar Çingenelerin bölgeden göç etmesine neden oldu. İşgal öncesinde 450 Çingene ailenin yaşadığı bölgede göçler sonrasında 120 aile kalmış durumda. Ülkede ise 60 bin dolayında Çingenenin yaşadığı tahmin ediliyor.

2003 öncesinde çalışmalarına engel olunmayan Çingeneler, düğünlerde müzisyenlik yapıyorlardı. Aralarında ülke çapında üne sahip olan şarkıcı ve müzisyenlerin bulunduğu Kawliya'lar 2004 yılından itibaren mesleklerini icra edemiyorlar. Bölgeyi kontrol altında tutan Mukteda El-Sadr'ın Mehdi Ordusu 2004 yılında, bölgeye din görevlileri ve dini cd ve videolar gönderdi. Mehdi Ordusunun istediği yaşam düzenini benimsemeyen Çingeneler “ahlaksızlıkla” suçlandı. Bir süre sonra ise ordu, Kawliyaların yaşadığı mahalleyi yerle bir etti. 150 evin yerle bir edildiği 2004 yılından beri Çingeneler, elektrik ve suyu olmayan barakalarda yaşamaya çalışıyorlar.

Yıkılan evinin olduğu yere bir baraka yapan Ragnab Hannumi Allawi, “köpeklerden bile daha kötü” yaşadıklarını söylüyor. Mehdi Ordusunun Çingenelerin düğünlerde çalmalarını engellediğini söyleyen Allawi, artık yapabildikleri tek işin dilencilik olduğunu belirtti. Artık Irak'ta sanata ve sanatçıya yer olmadığını üzülerek belirten Allawi, “sanatın olmadığı bir ülkenin nasıl olacağını” soruyor haklı olarak. Diğer taraftan Mehdi Ordusunun bölgedeki esnafı tehdit ederek, Çingenelere satış yapmalarını engellediğini söyleyen Allawi, umutsuz bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını kaydetti.

Kaynak : www.montrealgazette.com

Slovakya Duvarı 30/12/2009
Tarih, insanların birbirlerinden ayıran binlerce söylem ve nesnelerle doludur. Ayrımcılık kimi zaman insanların ağızlarından bir çırpıda dökülüverir kimi zamansa yapılan işlerle kendini gösterir. İnsanları birbirinden ayıran duvarlar inşa etmek de insanları bölen somut eylemlerden bir tanesidir. İnsanlar arasına duvar örmenin binlerce yıllık geçmişi vardır ve halen de duvarlar örülmeye devam etmektedir. Duvarları yapanın amacı bölmek değil güvenliktir. Yapanlara sorarsanız tarihin ünlü duvarları insanları bölmek amacıyla değil güvenlik kaygılarıyla yapılmıştır. Duvarların arkasında kalanlardan hep korkulmuştur. Korkanlarsa duvarlar sayesinde kendilerini güvende hissederler.

Duvarları yaptıranlar için, daha güvenli bir yaşam bölünerek sağlanabilir ancak. Çingenelerse binlerce yıldır sessizce bölünmeden de yaşanılabileceğini içindeki bütün renkleri barış içinde bir arada tutarak gösteriyor. Binlerce yıldır ayrımlardan nasibini alan Çingeneler, Slovakya'da duvarlardan da nasibini aldı. Ostrovany adlı bir kasabada Çingenelerle Çingene olmayanlar arasına güvenlik kaygılarıyla bir duvar inşa edildi.

Ostrovany'de inşa edilen duvar, 150 metre uzunluğunda 2 metre yüksekliğinde ve 13 bin Euro'ya mal oldu. Kasabanın belediye başkanı Cyril Revak, Çingeneleri hırsızlıkla suçlayarak, duvarın bahçelerden meyve, sebze ve hayvan çalınmasını engellemek için yapıldığını söyledi. Yani yine temel kaygı güvenlik. Revak'a göre yapılan sadece bir çit, bu çit 150 metre uzunluğunda ve 2 metre yüksekliğindeki dünyanın ilk çiti olsa gerek!

Duvarın arkasında kalan Çingeneler ise işsizlikten şikayetçiler. Çocukların bahçelerden meyve çaldıklarını fakat hiç kimsenin hayvanları çalmadığını söyleyen mahalleli yapılan ayrımcılıktan dolayı şikayet ettiler. Teneke ve plastikle kaplanmış barakalarda yaşayan Çingeneler, duvar yerine konut istediklerini söylediler. Ayda 150 Euro ile yaşamaya çalıştıklarını söyleyen mahalleliler, belediye başkanından duvar yerine iş istediklerini vurguluyorlar.

Kasabadan, duvarla ayrılan Çingene mahallesindeki evlerin büyük bir çoğunluğunda elektirik ve su bulunmuyor. Ülkenin diğer bölgelerindeki Çingene mahallelerinde de benzer sorunlar var. Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Çingeneler içinde Slovakya Çingeneleri en kötü koşullara sahip olanlar. Altyapı sorunlarının yanısıra, işsizlik de Çingenelerin yaşamlarını zorlaştırıyor. 5,4 milyonluk Slovakya'da resmi rakamlara göre 89 bin, resmi olmayan rakamlara göre 350 bin Çingene yaşıyor.

Kaynak: www.telegraph.co.uk / CNN International









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder