İtalya
Çingeneleri Sınırdışı Ediyor 01/01/2008
Geçtiğimiz
Ağustos ayında, bir Çingene yerleşimine yapılan kundaklamadan
sonra dikkatleri üzerine çeken İtalya, yeni bir olayla yine
gündemde. Ülkeye göç eden Romanya vatandaşları, sınırdışı
edilmeye başlandı. Yaklaşık 500 kişi ülkelerine gönderilirken,
bu sayının önümüzdeki günlerde 1200 kişiye ulaşması
bekleniyor. Ayrıca bu insanların büyük bir bölümünü
Çingeneler oluşturuyor.
Özellikle
Romanya’nın Avrupa Birliği’ne girişinden sonra büyük
çoğunluğunu Çingenelerin oluşturduğu Romanya vatandaşları
İtalya’ya göç etmeye başladılar. Bu duruma hazırlıksız
yakalanan İtalya, ülkenin yeni sakinlerinin istihdam ve yerleşim
gibi sorunları karşılayamadı. Bu duruma Avrupa’da yükselen
milliyetçilik de eklenince, hem yerleşik İtalyan vatandaşları
hem de göçmenler zor günler yaşamaya başladılar. İtalyan
Hükümetinin bu durum karşısında uygulamaları ise sorunun kısa
vadede üstesinden gelemeyeceğini göstermiş oldu.
Kaynak:
United Press International
Hindistan'da
Baraka Yangını 01/01/2008
Hindistan’ın
Bihar eyaletinde bulunan Budhgariya köyünde Dalitlerin yaşadığı
bir barakada yangın çıktı. Geçtiğimiz cumayı cumartesiye
bağlayan gecede yaşanan olayda, 6 kişilik aile feci şekilde can
verdi. 4 çocuk ve 2 yetişkinin yaşamını yitirdiği olayda,
polisin verdiği bilgiye göre, yangının, sobadan sıçrayan
kıvılcımlar nedeniyle ya da sobanın devrilmesi sonucu çıktığı
sanılıyor. Hastanenin basına verdiği bilgiye göre, 6 kişilik
ailenin, 5 mensubu hastaneye ulaştığında çoktan ölmüştü. Bir
kişinin durumu ise ağırdı ve yapılan bütün müdahalelere
rağmen kurtarılamadı.
Kış
aylarında, Dalit aileler ısınmak için kurumuş inek dışkılarını
toplayarak, yakacak olarak kullanıyorlar.
Kaynak:
http://www.earthtimes.org
Dalit
Aşçıyı Kovdular 03/01/2008
Geçtiğimiz
günlerde haberini yaptığımız, Hindistan’ın
Bibipur okulundaki yemek boykotunda yeni bir gelişme oldu.
Lucknow’daki okulun aşçısının bir Dalit kadını olması
sebebiyle, üst kast mensubu öğrenciler, yemeklerin sağlıklı
olmadığını iddia etmiş ve aşçı Kumari Rawat’ın
işten çıkarılmasını talep etmişlerdi. Talepleri yerine
getirilene kadar yemekleri boykot edeceklerini açıklayan öğrenciler
nihayet istediklerini elde ettiler. Kumari Rawat işten çıkarıldı.
Yemek
boykotları başladıktan sonra okul müdürü, okullarında kast
sistemine bağlı ayrımcılığın olamayacağını belirtmiş,
aşçının ancak hijyen koşullarına uymadığı kanıtlanırsa
işine son verileceğini açıklamıştı. Diğer taraftan çeşitli
sivil toplum örgütleri okula gitmiş ve yemekhane ve yemeklerde
incelemeler yapmışlardı. Yapılan incelemeler sonucunda Rawat’ın
hijyen koşullarına uyduğu ve yemeklerin de lezzetli olduğunu
açıklamışlardı. Bu açıklamalara rağmen Rawat’ın
işine geçtiğimiz günlerde son verildi. Sivil toplum örgütleri
olay üzerine imza kampanyası başlattılar. Eğitim Bakanlığı
olaydan haberdar edildi fakat şu ana kadar Bakanlıktan herhangi bir
açıklama gelmedi.
Kaynak:
www.indianexpress.com
Sofya'da
Irkçı Fesat Kan Döktü 06/01/2008
Bulgaristan’da
geçtiğimiz Cuma günü yine ırkçı bir saldırı yaşandı.
Başkent Sofya’da bir Çingene gence saldıran 20 yaşındaki
ırkçıya, olay mahallinden geçmekte olan Avusturalyalı turist
genç müdahale etti. Olay sonrasında turist genç gözaltına
alındı.
Çıkan
arbedede ırkçı saldırgan ölürken, saldırıya uğrayan Çingene
genç ağır yaralandı. Olay sonrasında Freeman, cinayet
suçlamasıyla gözaltına alındı. Mahkemeye çıkartılan Freeman,
olayın Çingene gence karşı yapılan ırkçı bir saldırı
olduğunu ve bu saldırıya engel olmak için müdahale ettiğini
söyledi. Duruşmadan herhangi bir karar çıkmazken, Freeman’ın
tutukluluk hali devam ediyor. Bir sonraki duruşma 8 Ocak günü
yapılacak.
Kaynak:
www.abc.net.au
Yılbaşı
Gecesi Irkçı Saldırı 07/01/2008
Slovakya’nın
başkenti Bratislava, 2007’nin son günü ırkçı bir saldırıya
sahne oldu. Yılbaşı kutlamaları sırasında 4 ırkçı, eğlenen
Çingenelere saldırdı. Kutlamaları terk etmelerini isteyen
ırkçılar, bu isteklerini kabul etmeyen Çingenelere önce çeşitli
hakaretler yağdırdılar. Daha sonra Çingenelere saldırarak
yaralanmalarına sebep oldular. Olaydan sonra yakalanan ırkçılardan
3 tanesi, polisin yaptığı açıklamaya göre Çek Cumhuriyeti’nde
gerçekleştirdikleri benzeri saldırılardan dolayı daha önce
yargılanmış ve hapse girmişler.
Diğer
taraftan sayıları 30’u bulan başka bir ırkçı grup ise Svidnik
kentinde, Çingene bir ailenin evlerine saldırarak camlarını
kırdı. Olayda herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmazken,
binada maddi hasar meydana geldi. Binanın duvarlarına Çingeneleri
aşağılayan sözler ve ırkçı sloganlar yazan grubun yakalanması
için güvenlik güçleri araştırmalarına devam ediyorlar.
Kaynak:
www.romea.cz
Dalit
Aşçı Davası Kapandı 08/01/2008
Lucknow
kentindeki bir okulda, Dalit aşçının yaptığı yemekleri,
hijyenik olmadığı gerekçesiyle protesto eden öğrenciler öğlen
yemeklerini boykot etmeye başlamışlardı. Bunun üzerine okul
yönetimi Dalit aşçının görevine son vermiş ve sivil toplum
örgütlerinin çalışmaları sayesinde olay, Eğitim Bakanlığı’na
taşınmış ve olayla ilgili soruşturma başlamıştı. Olayı
araştıran komisyon geçtiğimiz günlerde, incelemelerini
tamamladı. Komisyonun hazırladığı rapora göre, Dalit aşçının
yaptığı yemekler hijyenik koşullarına uyulmadan hazırlanmış
ve olay herhangi bir kasta bağlı ayrımcılık vakası değil. Bu
sonuçla araştırma tamamlandı ve dosya kapanmış oldu.
Olay
ortaya çıktığında sivil toplum örgütleri okulda incelemelerde
bulunmuş ve Dalit aşçının hijyen koşullarına uyduğunu,
yemeklerinse lezzetli olduğunu belirtmişlerdi. Çeşitli
öğrencilerle de konuşan görevliler, bazı öğrencilerin bu
protestoyu ailelerinin istekleri doğrultusunda gerçekleştirdiklerini
belirtmişlerdi. Dalit aşçı şu anda işsiz.
Kaynak:
www.expressindia.com
İtalya'da
Kundaklama Olayları Devam Ediyor 09/01/2008
İtalya,
Çingenelerin karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak son
dönemde hem hükümet politikalarıyla hem de ırkçı saldırılarla
gündeme gelmeye devam ediyor. Sitemizden sizlere daha önce
duyurduğumuz bir olaya benzer başka bir facia daha yaşandı
geçtiğimiz günlerde.
Grup
Everyone’nin yaptığı habere göre, başkent Roma’da bulunan
Mira Lanza deposunda 4 Ocak 2008 tarihinde, gece yarısı yangın
çıktı. Terkedilmiş depoda, 100 tanesi çocuk olmak üzere 250
Çingene yaşıyordu. Yangın sonrasında barakalar tamamen yandı,
Çingeneler ise belediye tarafından, muhtemelen fazla
kalamayacakları, önceden fuar alanı olarak hizmet veren büyük
çadırlara taşındılar.
Depoda
yaşayan Çingenelerin ifadelerine göre, yangın aynı anda birkaç
farklı yerde çıktı ve hemen baraklara sıçradı. Neyse ki,
yangını erken fark eden Çingeneler hemen barakalarını
boşalttılar ve herhangi bir can kaybı olmadı. Yetkililerden
alınan bilgiye göre alevler, soba ya da ısınmak için yakılmış
herhangi bir şeyden sıçramış alevlerden çok Molotof kokteyli
atılması sonucu çıkan alevlere benziyor. Yangının aynı anda
birden fazla yerde sıçraması da buna eklendiğinde, olayın ırkçı
bir saldırı olduğu açığa çıkıyor.
Kaynak:
www.everyonegroup.com
Aşk
Kast Tanımaz 10/01/2008
Hindistan
Çingeneleri dokunulmazdır. Üst kastlara göre onlar
lanetlenmişlerdir, onların yaşadıkları yerde yaşamaz, onlara
lağımları temizlettirir veya ölülerini yaktırırlar. 4 Ocak
2008’de Hindistan gazetelerinden duyurulan bir haber
dokunulmazlığın nasıl algılandığını gözler önüne serdi.
Rajasthan’da 19 yaşındaki üst kast mensubu genç kız, bir Dalit
gence aşık oldu ve onunla evlendi. Poonam isimli genç kızın
ifadelerine göre, bu durumu öğrenen ailesi bir Dalitle evlenmenin
onursuzluk olduğu gerekçesiyle evliliğe karşı çıktılar ve onu
bölgedeki Tibbi kanalına atarak, ölüme terk ettiler. Şans eseri
boğulmayan genç kızı, kanal çevresindeki Dalitler kurtardı.
Polisler, cinayete teşebbüs suçlamasıyla genç kızın babasını
ve diğer akrabalarını arıyor.
Kaynak:
www.ibnlive.com
Rahip
Çingeneyi Dövdü 14/01/2008
Hindistan’ın
Çingenelere yönelik saldırıların çok fazla olduğu Uttar
Pradesh eyaletinin, Kampur bölgesi geçtiğimiz günlerde yine
Dalitlere yönelik şiddete sahne oldu. Bu olay, Hindistan’daki
kast sisteminin hayatının bütün hücrelerinde varolduğunun en
önemli göstergelerinden bir tanesi. Sudhir Naga isimli genç,
ibadet etmek için bölgedeki ibadethaneye girmek isteyince, ilk önce
rahibin küfürlerine daha sonra da fiziksel şiddetine maruz kaldı.
Olay sonucunda yaralanan Dalit genç hastaneye kaldırılırken,
polis, rahibin yargılanıp yargılanmayacağı konusunda herhangi
bir açıklama yapmadı.
Kaynak:
www.hindu.com
Irkçı
Yürüyüş Yasaklandı 18/01/2008
Yeni
yılın ilk haftasında sizlere duyurduğumuz, Çek Cumhuriyeti’nin
Plzen kentinde ırkçıların 19 Ocak günü yapmayı planladıkları
silahlı yürüyüşe belediyeden yasak geldi. Belediye başkanı
Pavel Roedl gazetecilere yaptığı açıklamada, yürüyüşün
ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve kentte
yaşayan herkesin bu yürüyüşten rahatsız olduğunu belirtti.
Yürüyüş
ülkedeki, Musevilerin, ikinci dünya savaşı sırasında kentten
alınıp Musevi gettolarına götürülmelerinin yıl dönümü
anmalarıyla çakışacaktı. Irkçı gruba Almanya’dan birçok
ırkçının da katılacağı bilgisi kent sakinlerini rahatsız
etmişti. Diğer taraftan kentteki anarşist gruplar da ırkçıların
yürüyüşünü protesto etmek amacıyla başka bir yürüyüş
yapacaklarını daha önceden ilan etmişlerdi. Böyle bir ortamda,
ırkçı yürüyüşün çatışmalara dönüşebileceği ihtimali,
geçtiğimiz hafta belediyeyi harekete geçirdi ve yürüyüş iptal
edildi. Irkçı gruplar ise yürüyüşün yasaklanmasının ardından
kendilerine ait internet sitelerinde, 26 Ocak 2007 tarihinde başka
bir yürüyüş düzenleyeceklerini belirttiler.
Kaynak:
www.romea.cz
Nazi
Soykırım Arşivi 20/01/2008
2.
Dünya Savaşı sırasında soykırıma uğrayan Çingene ve
Musevilerle ilgili binlerce belgeyi kapsayan arşiv, Amerika Birleşik
Devletleri Soykırım Müzesi’nde araştırmacılara açıldı.
Araştırmacılara açılan belgelerin büyük bir çoğunluğu
Almanya’dan getirildi. Müzenin daha önce bünyesinde bulundurduğu
materyallere yenilerinin eklenmesiyle, müze dünyanın en fazla
soykırım belgesinin bulunduğu yer oldu.
Arşivde
soykırıma uğrayan Çingenelerle ilgili birçok belge olduğu
açıkça dile getirilmese de müze yönetimi tarafından yapılan şu
açıklamayla kesinleşti: “Belgelerin yarısından çoğu Musevi
olmayan unsurlarla ilgili.”
Kaynak:
www.jta.org
Encümen
Üyesinden Irkçı Teklif 21/01/2008
İtalya’da
1900’lerin ortalarına kadar Çingenelerin sadece otobüslerin arka
koltuklarında oturmalarına izin verildiği bir dönem
bulunmaktadır. Daha sonra geçerliliğini yitiren bu uygulama
geçtiğimiz günlerde, belediye meclisinde verilen bir önergeyle
tekrar ve daha bir sert bir biçimde geri getirilmeye çalışıldı.
Öneriyi sunan meclis üyesinin ise Komünist Parti PRC üyesi olması
da ilginç bir noktaydı.
Roma
belediyesi encümen üyelerinden Lucio Conte, belediye meclisinde
Çingeneler ile diğer öğrencilerin okul otobüslerinin ayrılmasını
öngören ırkçı bir teklif de bulundu. Bu teklife sağ görüşlü
temsilciler de destek verdi. Conte’ye göre önerisinin temelinde
ırkçılık değil, öğrenciler arasında çıkan anlaşmazlıklar
sonucu ailelerin durumu kendilerine bildirmeleri var. Belediye
başkanı Walter Veltroni ise öneriye şiddetle karşı çıkarak,
“eğer öğrenciler eşitse ve aynı otobüslerle gitmeye devam
edeceklerdir, böyle bir ayrımın yapılamaz” dedi. Irkçı
tekliften sonra Komünist Parti Başkanı Massimiliano Smeriglio,
Conte’yi protesto ederek, istifasını istedi. Conte ise bu
çağrıdan sonra istifa etti.
Kaynak:
www.idebate.org
Çek
Polisler Ayrımcılığa Karşı Eğitildi 22/01/2008
Çek
Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da Avrupa Birliği fonlarıyla
desteklenen ve 15 gün süren bir proje kapsamında 1000’den fazla
polise, sivil toplum örgütleri gönüllülerince ayrımcılık
eğitimi verildi. Eğitim çalışmasının amacı polislerin,
ülkedeki Çingeneler gibi toplumca dışlanmış grupların
dünyalarını anlayabilmeleriydi. Eğitimler süresince polislerle,
ülkede bulunan Vietnamlı, Ukraynalı gibi birçok göçmen ile
Çingeneler konuşturuldu. Bu insanların yaşam koşulları,
karşılaştıkları sorunlar gibi konularda polisler
bilgilendirildi.
İçişleri
Bakanı İvan Langer, bu proje sayesinde polislerin toplumca
dışlanmış gruplara yaklaşımında büyük gelişmeler
kaydedileceğini ve ileride polis akademilerinde okutulacak
derslerden birisinin ayrımcılığı önleme ve Çingeneler ve
göçmenleri anlamaya yönelik olacağını söyledi.
Kaynak:
www.praguemonitor.com
Yasağa
Rağmen Toplandılar 25/01/2008
Slovakya’nın
Bratislava kentinde, daha önce Çingene bir ailenin evine saldırarak
evin duvarlarına ırkçı semboller çizen ve aile üyelerini
öldürmeye kast eden ırkçılar, polislerce yapılan takip
sonucunda yakandılar. Evlerinde birçok ırkçı yayın ve bayrak
bulunan gençler sorguya alındılar. Yaşları 16 ile 25 arasında
değişen saldırganların verdikleri ifadelerde, olay günü alkollü
oldukları ve alkolün etkisiyle böyle bir şeye kalkıştıklarını
belirttiler. Saldırganların, 2 yıl hapis cezası ile
yargılanacakları gelen bilgiler arasında.
Kaynak:
www.romea.cz
Washington
Post: Tanrı'nın Çocukları 26/01/2008
Amerikan
gazetesi Washington Post, Hindistan Çingeneleri, Dalitler hakkında
bir makale yayınladı. Makalede Dalitlerin, kast sistemi içindeki
konumlanışları ve ekonomik durumları hakkında kapsamlı
bilgilere yer verildi. Hindistan’ın
kast sistemine dayalı ayrımcılığı yasal olarak yasaklamasına
rağmen, Dalitlerin ayrımcılığa maruz kaldıklarının altı
çizilen makalede birçok Dalitin, sağlıksız koşullarda yaşadığı
ve az kazandıran fakat zor işlerde çalıştıkları konusunda
bilgiler verilmiş. Mahatma Ghandi’nin “tanrının çocukları”
olarak nitelendirdiği Dalitlerin Hindistan toplam nüfusunun
%16’sını temsil ettiği ve bu nüfusun kentlerde %36’sının,
kırda ise %38’nin yoksulluk sınırı altında yaşadığı gibi
bilgilere yer verilmiş.
Kaynak:
www.washingtonpost.com
Türk
Vekile Irkçılardan Tehdit Yağıyor 26/01/2008
Berlin
Eyalet Parlamentosu Yeşiller Milletvekili Özcan Mutlu bir Alman tv
kanalında, Almanya'nın burada yaşayan Türklerin de vatanı
olduğunu söyledi. Bu sözü hazmedemeyen ırkçılardan Mutlu'ya
tehdit mektupları yağıyor.
Katıldığı
programda yaptığı konuşma ilgili olarak Özcan Mutlu, "Geçtiğimiz
hafta Almanya'nın birinci kanalı ARD'de Hessen Eyalet Başbakanı
Roland Koch'la birlikte seçimle ilgili, özellikle de gençlerin
arasındaki yaygın şiddet eylemleriyle ilgili bir programa
katıldım. Program çok sayıda insan tarafından izlenmiş.
Yapımcılar 4 milyon insanın izlediğini söyledi.
Ben
bu programda sayın Koch'a, yaptığı propaganda ile toplumu
böldüğünü ve yabancı düşmanlığını körüklediğini ve
özellikle burada doğmuş ve büyümüş olan gençlere saldırganca
hitap ederek onları yabancılaştırdığını söyledim. 40 yıl
boyunca birisine yabancısınız derseniz o kişi sonunda kendini
yabancı hisseder.
Bu
politikaların verimli olmadığını, toplumsal uyuma teşvik
etmediğini tam tersine uyumsuzluğa yol açtığını savundum.
Kendisine göçmenleri ve gençleri günah keçisi olarak gösterip
seçim malzemesi yapmamasını söyledim. Ardından üç gün içinde
internetteki misafir defterime 300 mesaj bırakıldı. 500 kadar da
nefret ve kin içeren e-posta aldım. Misafir defterimdeki notlarda
da bu tarz ifadeler vardı. Irkçılardan gelen mesajlar vardı. Ben
programda Almanya'dan 'Almanya bizim de vatanımız' diye söz
etmiştim" dedi.
Özcan
Mutlu kendisine ulaşan tehdit dolu mektupları savcılığa
ulaştırdı. Mutlu yaşanan durumun vahametini şu sözlerle
vurguluyor: " Sayın Koch yaptığı seçim propagandasında
ucuz hesaplarla kendi seçimini garantiye almak için Türkleri,
göçmenleri ve Müslümanları hedef göstererek Nazi hayaletlerinin
tekrar hortlamasına yol açıyor."
Bizler
de Cingeneyiz.org ailesi olarak, daha önce yaptığımız çeşitli
haberlerde Hitler'in ruhunun canlandırılmaya çalışıldığını
defalarca vurgulamıştık. Yaşanan olay gösteriyor ki yükselen
ırkçılığın hedefinde sadece Çingeneler değil çok daha geniş
toplumsal kesimler var. Bugün özellikle Balkanlarda Çingenelere
fiziksel olarak yönelen ırkçı teröristlerin saldırıları yarın
diğer toplumsal gruplara da yönelebilir.
Özcan
Mutlu'ya geçmiş olsun diyoruz. Alman devlet kurumlarının
görevlerini layıkıyla yerine getirerek telafisi mümkün olmayan
vahim olayların yaşanmasını engelleyeceği ümidindeyiz.
Çingenelerin
Katili: Yoksulluk 29/01/2008
Yoksulluk,
Çingene bir ailenin sonunu hazırladı. Hindistan’ın
Bhubaneswar kentinde, 5 kişilik bir Dalit ailesi böcek ilacı
içerek intihar etti. Ölen Dalitlerin komşuları, ailenin çok
yoksul olduğunu ve aile içinde sürekli tartışmaların
yaşandığını söylediler. Olayın meydana geldiği geçtiğimiz
Çarşamba günü de yine bir tartışma çıkmış ve baba evi
terkmiş. Babanın evi terk etmesinden sonra 45 yaşındaki anne ve
yaşları 4 ile 20 arasında değişen 4 kızı böcek ilacı
içtiler. Olayın anlaşılması sonucu hastaneye kaldırılan aile,
bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Kaynak:
www.expressindia.com
Fransa'da
Göçmenler Eylemde 30/01/2008
Geçtiğimiz
hafta Fransa genelinde sayıları 8000’e yaklaşan göçmenler
hükümetin, yasadışı göçmenleri sınırdışı edip, 18 aya
kadar ülkeye girişlerini yasaklayan kararına karşı protesto
gösterileri düzenlediler. En büyük gösteri, başkent Paris’te
yaklaşık 3500 kişi ile düzenlendi. Gösterilerde, Fransa’nın
aldığı bu kararın hiçbir yasal dayanağı olmadığı ve insan
haklarına aykırı olduğu belirtildi. Bu düzenlemenin, hiçbir suç
işlememiş fakat kaçak çalışmak zorunda kalan birçok insanın
işlerini kaybetmelerine ve ailelerinden ayrılmalarına sebep
olacağı belirtildi. Geçtiğimiz aylarda 120 Çingene sınırdışı
edilmiş ve 3 aylığına Fransa’ya girişleri yasaklanmıştı.
Kaynak:
www.expatica.com
Soykırımın
Tanığı Trenler 31/01/2008
Almanya’nın
başkenti Berlin’de 2. Dünya Savaşı sırasında katledilen
Çingeneler ve Musevilerin anısına, ilginç bir sergi açıldı.
Serginin konusu, Almanya’nın insanları toplama kamplarına
gönderirken kullandığı trenler. 1942 ile 1944 yılları arasında,
resmi rakamlara göre 500 bin Çingene ve 3 milyon Musevi, bu
trenlerle ölüm kamplarına gönderildiler. Sergide, bu dönemlerden
kalma fotoğraflar ve Alman Demiryolu işletmelerinden toplanan
belgeler sergileniyor. Ayrıca sergi kapsamında 2.Dünya Savaşı
sırasında öldürülen Çingeneler hakkında da bir konferans
düzenlendi.
Berlin’deki Potsdamer Platz meydanında açılan
sergi, önümüzdeki günlerde Almanya’nın büyük tren garlarına
taşınmaya başlanacak. 1 sene boyunca sürecek etkinlikler, gelecek
yıl Nuremberg’de yapılacak törenle sona erecek. Fotoğraf ve
belgeler, Nuremberg’de kalıcı olarak sergilenecekler.
Kaynak:
www.canada.com
Django'nun
İzinde 01/02/2008
Caz
müziğin en önemli isimlerinden Django Reinhardt, çocukluğunda
yaşadıkları karavanın yanması sonucu kolları ve bacakları
ciddi şekilde yanmış ve sol elinin yüzük parmağını ve serçe
parmağını kullanamaz hale gelmişti. Doktorların bir daha gitar
çalamayacağını söylemesine rağmen gitar çalmaktan vazgeçmemiş
ve dünyanın sayılı caz gitaristlerinin arasına girmişti.
Şimdi
ondan aldığı ilhamla, sayılı caz gitaristleri arasında
gösterilen başka bir Çingene gitarist Biréli Lagrène, geçtiğimiz
Ekim ayında çıkarttığı Gypsy Project(Çingene Projesi) isimli
albümle kendisinden bahsettirmeye devam ediyor.
Kendisiyle
yapılan röportajlarda, müziğinde Reinhardt’tan etkilenmelerin
olduğunu ve onun kendisi için bir kahraman olduğunu belirten
Lagrene, son albümünü Çingenelere adadığını söyledi.
Kaynak:
www.popmatters.com
Yangında
Kundaklama Şüphesi 06/02/2008
Almanya'nın
Ludwigshafen kentinde gerçekleşen ve 10 Türk vatandaşının
hayatını kaybettiği yangınla ilgili kundaklama şüphesi büyüyor.
Yangından yaralı olarak kurtulan vatandaşlarımızın ve görgü
tanıklarının ifadeleri halen incelenmekte.
Olayın
gerçekleştiği bölgenin daha önce Türk düşmanı neo-nazi
gruplar tarafından toplanma yeri olarak kullanıldığı bilgisi ve
yanan evin yakınındaki bir duvarda ırkçı sloganların yazılmış
bulunması, saldırının ırkçı gruplar tarafından
gerçekleştirilmiş bir eylem olması ihtimalini güçlendiriyor.
Daha
önce de Solingen'de meydana gelen acı olayda çok sayıda
vatandaşımız hayatını kaybetmişti. O dönem de kamuoyunun
ilgisi büyük ölçüde neo-nazi grupların üzerinde toplanmıştı.
Berlin'e
Soykırım Anıtı 08/02/2008
Alman
Kültür Bakanı Bernd Neumann, 29 Ocak günü düzenlediği basın
toplantısında, Berlin’e 2. Dünya Savaşı sırasında soykırıma
uğrayan Çingeneler anısına bir soykırım anıtı yapılacağını
duyurdu.2. Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında en az 500 bin
Çingenenin öldürüldüğünü, bu acı gerçeğin unutulmaması ve
gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini belirtti.
Günümüzde
Avrupa’da 12 milyon Çingenenin yaşadığını belirten bakan,
Çingenelerin Avrupa’nın bütün ülkelerinde bulunduğunun ve
önemli sorunlarının olduğunun altını çizdi. Anıt, Musevi bir
heykeltıraş olan Dani Karavan’a yaptırılacak ve anıtta İtalyan
şair, Santino Spinelli’nin bir şiiri yer alacak.
Kaynak:
www.earthtimes.org
Dalit
Kadın Hapse Atıldı 11/02/2008
Hindistan
Jalandar’da bir Dalit(Hindistan Çingenesi) kadını işlemediğini
iddia ettiği bir suç yüzünden cezaevinde. Geçtiğimiz Mayıs
ayında işlenen bir cinayetten dolayı hapse atılan Dalit kadın,
kocası Sukhwinder Singh’in, hukuk mücadelesine rağmen halen
cezaevinde bulunuyor. Cinayetin işlendiği gün, Dalit kadının
başka bir köye kardeşlerini ziyarete gittiğini anlatan kocası,
asıl katilin üst kast mensuplarından olduğuna ve cinayetin
karısının üzerine atıldığını düşünüyor. Cezaevine
yollanan talihsiz kadının 3 yaşında bir çocuğu bulunuyor.
Manisha
Kumari adlı kadının öldürüldüğü sırada evde, akrabalarının
bulunduğunu öğrendiğini söyleyen talihsiz koca, akrabaların
cinayetle ilgili olarak verdikleri ifadelerin yalan olduğunu
söyledi. Singh, adalet bakanlığına defalarca başvurduğunu fakat
herhangi bir sonuç elde edemediğini belirtirken, dosyaya bakan
polis memurlarının Kumari’nin ailesiyle yakın ilişkileri
bulunduğunu da iddia etti.
Kaynak:
www.expressindia.com
Acı
Günleri Anımsamak 13/02/2008
27
Ocak Dünya Soykırımı Hatırlama Günü etkinlikleri kapsamında
24 Ocak’ta, Stockholm’de 2. Dünya Savaşı sırasında öldürülen
Çingeneleri anlatan bir sergi açıldı. Sergi, İsveç için bir
ilk olma özelliği de taşıyor çünkü ülkede daha önce
Çingeneler konusunda böyle bir etkinlik gerçekleştirilmemişti.
Etkinlik kapsamında birçok panel ve söyleşi düzenlendi. Birçok
sivil toplum örgütü ve politikacının katıldığı
etkinliklerde, herkes böyle trajedinin bir daha yaşanmaması için
insanlığa büyük görevler düştüğünün altını çizdi.
Kaynak:
Roma Virtual Network
İrlanda'da
Saldırı 15/02/2008
5
Şubat 2007 gecesi Belfast’ta İrlandalı bir Çingene hamile
karısı ve çocuğunun önünde fena şekilde dövülerek öldürüldü.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırı birkaç kişi
tarafından demir çubuklarla gerçekleştirildi. Polisin yaptığı
açıklamaya göre saldırı, aileler arasındaki bir anlaşmazlık
sonucu meydana geldi. Yerel politikacı Alex Attwood olayı,
“Belfast’taki Çingeneleri şaşırtan ve derinden etkileyen”
bir saldırı olarak nitelerken, bölgedeki Çingeneler arasında
ölümle sonuçlanan anlaşmazlıklara çok az rastlanıldığını
belirtti.
Batı
Belfast’ta yaklaşık 1000 kadar Çingene yaşıyor ve bu bölgede
Çingenelere, karavanlarda yaşamlarından dolayı “travellers”
yani “gezgin” deniliyor.
Kaynak:
A.P
Çingeneler
Helsinki'de de Yoksul 23/02/2008
Çingeneler,
yıllık kişi başına gelirin yaklaşık 40 bin dolar olduğu
Finlandiya’da da yoksulluk içinde yaşıyorlar. Geçtiğimiz
günlerde Helsingin Sanomat adlı dergide Kimmo Oksanen imzasıyla,
ülkenin başkenti Helsinki’de yaşayan göçmen Çingenelere yer
verildi.
Bulgaristan’ın
AB üyesi olmasından sonra Finlandiya’ya göç eden Çingeneler,
Helsinki’de yoksulluk sınırının çok altında dilencilik
yaparak yaşamaya çalışıyorlar. Köprü altlarında yaptıkları
barakalarda yaşam mücadelesi veren Çingeneler ülkelerine geri
dönecek paraları olmadığı için çaresiz bir şekilde
yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Oksanen’in
görüştüğü Çingeneler, bir köprü altına kurdukları 3
çadırda 11 kişi yaşıyorlar. Çöpten topladıkları yiyeceklerle
karınlarını doyuran Çingeneler kimi zaman köprü altına geri
döndüklerinde çadırlarını bulamadıklarını çünkü plastik
toplayan diğer yoksullar tarafından çalındığını
belirtiyorlar. Kimi zamansa polislerin kendilerine yiyecek getirip,
ülkelerine geri gitmelerini tavsiye ettiklerini söyleyen
Çingeneler, geri dönecek paraları olmadığını belirtiyorlar.
Kaynak:
http://www.hs.fi/english
Macaristan'da
Irkçılık Karşıtı Düzenleme 05/03/2008
Macaristan
parlamentosu, 18 Şubat 2008 tarihinde ırkçı ifadeler
içeren
konuşmalar yapan kişilerin 2 yıl hapis cezası ile
yargılanmalarını
öngören yeni bir yasal düzenleme yaptı.
Yeni yasal düzenlemeye göre
ülkedeki etnik, dini ve sosyal
gruplar hakkında yapılan konuşmalarda
aşağılayıcı ifade,
küfür, hakaret içeren konuşmalar yanında, Nazi sembolü
gibi
sembollerin de kullanılması halinde cezai yaptırımlar
uygulanacak. Daha
önce 3 kez gündeme gelip, parlamentodan
geçmesine rağmen Anayasa
Mahkemesi tarafından “ifade
özgürlüğü” kapsamında değerlendirilip
yasalaşamayan
düzenleme, ülkedeki ırkçı grupların eylemlerinin arttığı
son
günlerde tekrar gündeme alındı ve kabul edildi.
Kaynak:
www.eurojewcong.org
Doğu
Avrupa'da Neo-Nazizmin Yükselişi 15/03/2008
2008-01-23
DPA
http://www.earthtim
es.org/articles/ show/177204, neo-nazism- on-the-rise- in-eastern-
europe--feature. html
Prag/Moskova
- Hitler’in Almanya’da iktidara gelişinden yetmiş beş yıl
sonra, nazi ideolojisinin olumsuz etkileri, eski Doğu Bloku ülkeleri
başta olmak üzere Avrupa’nın her yerinde, ırkçı saldırıların
artışı ile kendisini gösteriyor.
Neo-Nazi aktivitelerinin en
yaygın bir biçimde görüldüğü ülkelerden biri olan Rusya’da
insan hakları aktivistleri 70.000 civarı dazlak olduğunu tahmin
ediyorlar. Ksenofobi (Yabancı düşmanlığı) üzerine araştırma
yapan Sova kuruluşunun merkez başkanı Galina Kozhevnikova, ırkçı
grupların “daha da güçlendiğini” belirtti. Sova adlı
kuruluştan alınan bilgiye göre, ırkçı saldırılarda geçtiğimiz
yıl 68 kişi hayatını kaybetti ve 565 kişi yaralandı. Diğer
yıllara oranla saldırılarda %20-25 civarı artış oldu. Afrika
kökenli ve diğer yabancı öğrenciler tehlike teşkil eden
günlerde, örneğin Hitler’in doğum gününün arifesinde,
yurtlarından ayrılmamaları için uyarıldı.
Kimi
hukukcular ırkçı saldırılar için öngörülen yasal cezaların
yeterince caydırıcı olmadığından yakınıyorlar. Rusya İç
İşleri Bakanlığı 19 Ocakta yayınladığı raporla birlikte,
“Aşırı milliyetçilik hissinin artması” ile ilgili uyarıda
bulundu. Raporda Rus gençlerinin %15’ten fazlasının kendisini
aşırı milliyetçilikle özdeşleştirdiği belirtildi.
Estonya,
Litvanya, Letonya gibi Baltık cumhuriyetlerinde neo-Nazi grupları
genelde merkez politikalardan dışlanıyorlar. Buna karşılık bazı
etkinliklerde ilgiyi üzerlerine çekmeyi başarabiliyorlar. Örneğin
Mart’ta Letonyalı ırkçılar Sovyetlere karşı İkinci Dünya
Savaşı’nda savaşan Latvian Waffen SS’i (Letonya Silahlı
Kuvvetleri’ni) andılar. Ukrayna da ırkçılıkla ilişkili
olaylardan nasibini aldı. Kasım ayında Zaporizhia’da, neo-Nazi
dazlaklar ve mühendislik okuyan Hint öğrenciler yumruk yumruğa
kavga ettiler.
Ukrayna’da
milliyetçi ve ksenofobik gerilimler genelde oldukça sınırlı
gözüküyor. Buna rağmen, eski Sovyet şehirlerinin bir çoğunda
ırkçı gruplar aktif. Bu grupların çoğu üyesi işsiz ergenler
veya dar gelirli ailelerin genç erkek bireyleri.
Ukrayna’da
etnik gruplara karşı olan şiddet seyrek ama süreklilik arz
ediyor. Genelde Museviler ve Müslüman Tatarlar hedef oluyor. Yakın
zamanda ise Asya’lı ve Afrika’lı yabancılara karşı
gerçekleştirilen şiddet eylemlerinde artış görülüyor.
Avrupa
Birliği’nin diğer yeni üyelerinde de ırkçı aktivitelerde
artış oldu. Geçen Kasım ayında Doğu Slovak şehri olan
Kosice’de üç ırkçı, 16 yaşındaki, koyu tenli, Slovak ve Küba
asıllı kızı, Nazi sloganları atarak dövdü. Slovakya’da
Romanlar’a ve yabancı öğrencilere karşı olan ırkçı
saldırılar nadir değil. 2006 polis kayıtlarına geçen 188
ırkçılık temalı suç işlenmiş, bu sayı 2005 yılında 121’di.
Aktivistler bazı mağdurların saldırıları bildirmediğini
ekliyorlar.
Çek milli istihbaratına göre Çek Cumhuriyeti’nde
sayıları 3000-5000 olarak kabul edilen ırkçı radikaller,
liderlikten ve politik destekten yoksun, önemsiz taraftar grupları
olarak değerlendiriliyorlar. Siyasal bilimci Miroslav Mares
Deutsche-Presse-Agentur’a (dpa) “Çek’leri farklı yapan şey
bu ülkede partinin( ırkçı ) etkili olmayışı.Irkçılar burada
politik olarak tecrit edilmiş.” diye belirtti. Almanya ile
kıyaslandığında Çek Cumhuriyet’inde ırkçı eğilimlerin “çok
zayıf” olduğunu ileri süren Mares bu durumun nedenini Çek
Cumhuriyeti’nde ırkçı eğilimi temsil edebilecek bir partinin
olmayışı olarak açıkladı. Küçük bir parti, kışkırtıcı
hareketlerle manşet olmaya çalışsa da, hala toplumdan rağbet
görmüyor.
Buna
rağmen, son zamanlarda ırkçı eğilimler taşıyan bazı Çek’ler,
kasabalarda düzenledikleri protestolarla, daha fazla görünür
olmaya başladılar. Mares “Bu kişiler Almanya’nın NPD’sini
kurucu bir örnek alarak kabul ediyorlar ve sokaklardan kendilerine
taraftar bulmak istiyorlar” dedi. 28 yaşındaki radikal bir ırkçı
“ Biz bu sisteme karşıyız. Bu düzene karşıyız” diyerek
protesto amaçlarını dile getirdi. Bu tür aktiviteler sadece
Museviler ve insan hakları savunucuları tarafından değil, ayrıca
farklı görüşlerden siyasetçiler ve halk tarafından da
kınanıyorlar.
Prag’da
400 neo-Nazi 10 Kasım’da –Kristallnacht (Cam Kırığı Gecesi)
katliamının yıldönümünde- şehrin tarihi Musevi semtinde,
izinsiz gösteri için buluştuklarında, 1000’den fazla kişi kötü
hava şartları altında toplandı.
Mares
“Aşırı sağcı grupların Çek toplumunda, güçlü, tarihsel
bir geleneği yok” düşüncesini savunuyor. “Irkçı partiler
halkı etkilemiyorlar. Gerçek güç düzeneklerine girme şansları
yok. Çoğunluk onları tasvip etmiyor” dedi.
Polonya’da,
Katolik-milliyetçi, Polonya Aile Ligi (LPR) partisinin gençlik kolu
all-Poland Youth, neo-Nazi gruplara yakınlıkla suçlanıyor. Grup
anti-gay protestoları ile ünlü.
Macaristan
Başbakanının, yalan söylediğini itiraf ettiği kasetin açığa
çıkmasıyla, 2006’nın Eylül ayında futbol holiganları ve
ırkçılar Macaristan Televizyonu’na saldırıda bulundular. Bu
olaydan sonra Macaristan’da da belirgin olarak ırkçı politik
eğilimlerde yükselme görüldü. Şiddet olayları 5 hafta boyunca
düşük yoğunluklu olarak devam etti. Her halükarda ırkçı
gruplar daha görünür oldular.
Bu süreçte bazı ırkçı
saldılar yaşandı. Özellikle eşcinsel hakları töreninde,
dazlaklar göstericilere çürük yumurta fırlattılar. En
endişelendirici gelişme ise geçen Ağustos ayında ırkçı Jobbik
partisinin üniformalı kolu olan Magya Garda’nın ( paramiliter
bir yapı ) kurulması idi. Musevi grupları ve devlet yetkilileri
1940 Macaristan’ındaki
faşistler gibi siyah üniforma giyen grup hakkında
rahatsızlıklarını dile getirdiler. Bu grubun arması, İkinci
Dünya Savaşı’nda kısa süreliğine iktidarda bulunan, binlerce
Musevi’nin katliamından sorumlu olduğu kabul edilen,
Macaristan’ın
Nazi bağlantılı Arrow Cross partisi tarafından kullanılan bir
Orta Çağ bayrağının değiştirilmiş şekli. Sayıları şu an
altı yüzü aşan grubun yasaklanması için girişimde bulunuldu.
Grup özellikle Macaristan’da yaşayan Çingenelere karşı
saldırgan tavırları ile dikkat çekiyor. Grubun 260 üyesi,
Romanlar tarafından Macarlar’a karşı gerçekleştirildiğini
iddia ettikleri şiddet eylemlerini protesto amacıyla Budapeşte
yakınındaki Çingene mahallesinden geçerek yürüyüş yaptılar.
Ne
yazıkki Batı Avrupa’nın oturmuş demokrasileri de neo-Nazi
saldırılarına karşı bağışıklık kazanmış değil. Kıtanın
genelinde görüntü hemen hemen aynı: ırkçılar, işsizler,
eğitimsiz gençler ve göçmenlere karşı tepki duyanlar arasında
taraftar topluyorlar. Yine de bu eğilimleri siyasi arenada temsil
eden partilerin büyük çaplı bir destek bulması ihtimali zayıf
görünüyor
Kostarika'da
Irkçı Uygulama 19/03/2008
Orta
Amerika ülkesi Kosta Rika şu günlerde ırkçı bir uygulamaya
sahne oluyor. Hükümet, ülkeye Çingenelerin ve Hippi
“görünüşlülerin” girişini yasakladı. Bu garip uygulama bir
gezginin, Amerika Birleşik Devletleri'nden Kosta Rika'ya gitmek
üzere telefonla uçak bileti almak istemesiyle ortaya çıktı. Hava
yolları görevlisiyle telefonda görüşen gezgin, uçak bileti ve
ülkeye girişle ilgili bazı sorular sordu ve kendisi için uygun
tarih ve fiyattan biletini ayırtmak istedi. Bu sırada görevlinin
sorduğu soru ile şaşkına döndü çünkü telefondaki görevli
gezgine, Çingene ya da hippi görünüşlü olup olmadığını
sordu. Hükümetin aldığı karara göre Çingenelerin ve hippi
görünüşlü olanların ülkeye girişlerinin yasaklanmıştı.
Böyle
ırkçı bir uygulamanın doğruluğuna inanamayarak, konuyla ilgili
internet kaynaklarından yaptığımız araştırma sonunda gerçekten
böyle bir uygulamanın olduğunu öğrendik.
Kaynak:
www.romea.c
Romanya'da
Düğün Kavgası 21/03/2008
Romanya'nın
başkenti Bükreş'te bir Çingene düğünü sonrasında kavga
çıktı. Yaklaşık 200 kişinin karıştığı olaylar, Çingene
toplumunun önemli bir sorunu olan erken yaşta evlilik sebebiyle
çıktı. Gelinin 12, damadın 14 yaşında olduğu çocuk çiftin
düğünleri sırasında aileler arasında çıkan anlaşmazlık,
taşlı sopalı kavgaya dönüştü. Yerel gazetelerin haberlerine
göre, olaylar sırasında 12 kişi yaralanırken düğün iptal
edildi. Olayların, erkek tarafının evlilikten vazgeçmesi
sebebiyle çıktığı sanılıyor.
Romanya
yasalarına göre evlilik yaşı on sekizken, ailelerin izniyle
gençler 16 yaşında evlenebiliyor. Ülkede yaşayan Çingeneler
arasında ise erken evlilik çok yaygın, ülkenin Avrupa Birliği'ne
girmesinden sonra erken evliliklerin önlenmesi üzerine çeşitli
çalışmalar yapılsa da, son yaşanan olaylar bu konuda önemli bir
gelişmenin kaydedilemediğini gösteriyor.
Kaynak:
www.iht.com
Hindistan'da
Kast Kavgası 23/03/2008
Hindistan'ın
başkenti Yeni Delhi yakınlarındaki Nivari köyünün Çingene
kökenli muhtarı, kastlar arası çatışmada öldürüldü ve evi
saldırganlarca yakıldı.
Köyde düzenlenen kültürel bir
eğlence sonrasında, eğlencede Dalitlerin kültürel özellliklerine
daha fazla yer verildiği gerekçesiyle ortaya çıkan tatsız
olaylarda birçok insan yaralandı, köyün muhtarı çıkan
olaylarda linç edildi, hızını alamayan saldırganlar muhtarın
evini de yaktılar. Güvenlik kuvvetlerinin zorlukla bastırdığı
olaylar sonrasında köy savaş alanına dönerken, öldürülen
muhtarın failleri halen yakalanamadı.
Kaynak:
www.thaindian.com
Letonya'da
Irkçı Saldırılar 31/03/2008
Avrupa'nın
birçok ülkesinde olduğu gibi Baltık ülkelerinden Letonya'nın
başkenti Riga'da Çingenelere yönelik ırkçı saldırılar
artıyor. 4 Mart 2008 tarihinde, Telegraf adlı gazetede çıkan
habere göre, 2 Çingene kadına saldırıp, tecavüz etmeye kalkışan
ırkçı saldırganlar yakalandı. Gazetede çıkan habere göre,
Çingeneler buna benzer birçok olay yaşamasına rağmen güvenlik
kuvvetlerinden korktukları için olayları polise bildirmiyorlar.
Yerel kaynaklara göre ülkede geçtiğimiz aylarda, Çingenelerin
yaşadığı bir ev ırkçılar tarafında kundaklandı ve ülkedeki
birçok Çingene mahallesindeki sokaklara ırkçı sloganlar yazıldı.
Başka bir olayda ise 13 yaşındaki bir Çingene kız yine
ırkçıların saldırısına uğrayıp ağır yaralanırken, olayın
faiileri halen yakalanamadı.
Kaynak:
www.idebate.org
Sulukule
Fransa'da 02/03/2008
Fransa’nın
La Courneuve şehri, 8 Nisan Uluslararası Dünya Roman Günü
kapsamında gerçekleştirilecek bir dizi etkinlikle Avrupalı
Romanlara ev sahipliği yapacak. Fransa’daki ‘Romanların Sesi’
isimli derneğin öncülüğünde gerçekleştirilecek etkinlikler
arasında, kentsel dönüşüm projesi nedeniyle yıkılmakta olan
Sulukule’ye ilişkin fotoğraflarıyla Deniz Ersoy’un da bir
sergisi bulunuyor. Festivalde ayrıca Malki Tsigani’nin ‘Çocukların
Bakışları’ başlığı altında topladığı fotoğrafları da
sergilenecek. Açılışları 8 Nisan günü yapılacak sergiler
esnasında Ramic Kardeşler’in piyano, Armando Pandel’in ise
keman ile katılacağı ‘Çingeneler’ adlı bir de klasik müzik
dinletisi yer alacak.
Şanslıyız
06/04/2008
25
Mart'ta Romanya'da Çingeneleri konu alan bir belgeselin ilk
gösterimi yapıldı. Belgeselin adı, “Me sem baxtalo” yani
“Şanslıyım”.
Belgesel, Romanya'da yaşayan Çingenelerle yapılmış röportajları
içeriyor ve Romanya'nın farklı köşelerinden Çingenelerin renkli
ve zor yaşamlarını gösteren zengin bir çalışma olarak
karşımıza çıkıyor.
Belgesel,
birisi Çingene Nicu Dumitru, diğeri Romen Toma Peiu iki yeni mezun
olmuş gazetecinin gözlemleri ve görüşmeleri üzerine
kurgulanmış. 10 gün boyunca Romanya'nın değişik bölgelerindeki
Çingene yerleşimlerindeki insanlarla konuşan gazeteciler,
gözlemleri ve yaptıkları röportajlarla belgeseli hazırlamışlar.
Genç gazetecilere göre Çingenelerin en önemli sorunları eğitim,
sağlık ve alt yapı hizmetlerine ulaşamamak. Belgeselin önemli
bir diğer özelliği ise belgeseli çekenlerin gençler olması. Yol
boyunca gördükleri Çingenelerle görüşmek dışında herhangi
bir kurgusu olmayan belgeselin, Çingenelerin yaşam koşulları
hakkında daha sağlıklı bilgiler verdiğini düşünmek mümkün.
Kaynak:
www.divers.ro
Hindistan'da
Şüpheli Yangın 10/04/2008
27
Mart günü Faizabad'da Hindistan Çingeneleri Dalitlerin oturduğu
mahallede sebebi henüz anlaşılamayan bir yangın çıktı.
Barakalardan birinde başlayan yangın, rüzgarın etkisi ve
itfaiyenin geç kalması sebebiyle kısa sürede bütün mahalleye
sıçradı. Yaklaşık 80 evin kullanılamaz hale geldiği yangında
şans eseri can kaybı olmadı.Yangının, çıkış nedeni tam
olarak tespit edilemezken kundaklamadan şüpheleniliyor.
8
Nisan Dünya Çingene günü çeşitli etkinliklerle kutlandı.
Ulaşabildiğimiz etkinlikleri sizlerle paylaşıyoruz. Yunanistan’da
etkinlikler kapsamında 6-7-8 Nisan 2008 tarihleri arasında Çingene
Müzik Festivali yapıldı. Yunanistan çingeneleri, geleneksel
Rebetika ve flamenko ezgilerini birleştirerek güzel bir etkinliğe
imza attılar. Avustralya Çingeneleri, Queensland’deki North QLD
Müzesi’nde Çingene kültürünü ve tarihini anlatan bir etkinlik
gerçekleştirdi. Çingenelerin yaşam tarzları, müzikleri,
Avusturalya’daki Çingenelerin gelenekleri ve meslekleri ile dünya
Çingene tarihinde yaşanan soykırımları konu alan çeşitli
konuşmalar yapıldı. Etkinlikler kapsamında 2. Dünya Savaşı’nda
çekilmiş soykırım fotoğraflarının olduğu bir sergi de açıldı.
Moldava’da ise başkent Chisinau’da yaklaşık 200 Çingene’nin
katıldığı bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşte eğitim,
sağlık, konut, işsizlik ve bunlara bağlı olarak oluşan kötü
yaşam koşulları protesto edildi. Yapılan konuşmalarda ayrımcılık
politikalarının terk edilmesi ve Çingenelerin yaşam koşullarının
düzeltilmesi gerektiği vurgulandı. Gürcistan Çingeneleri de
geniş kapsamlı bir toplantı organize ederek ülkedeki Çingenelerin
sorunlarını masaya yatırdı. Sırbistan’ın
başkenti Belgrat’ta da benzer bir toplantı düzenlenerek,
Balkanlar’da Çingenelerin sorunları ve yükselen ırkçılık
hakkında çeşitli konuşmalar yapıldı. Toplantılar sonrasında
ise müzik dinletisi ve sergi açılışları yapıldı. Bir başka
Balkan ülkesi Arnavutluk ise ülkenin çeşitli kentlerinden gelen
Çingeneler ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla geniş
kapsamlı bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantının diğer
toplantılardan farkı ise Çingene çocuklarına da yer vermesiydi.
Çocukların sorunları da masaya yatırıldı. Çingene çocuklara
eğitim için gerekli araç ve gereç yardımları yapılan
etkinliklerde, çocukların oluşturduğu müzik grupları sahne
aldı.
Romanya'da
İnsani Kentsel Dönüşüm 23/04/2008
Romanya’nın
Oradea kentinde kentsel dönüşümün, sivil toplum örgütleri ve
belediye işbirliği ile nasıl insani bir şekilde yapılabileceği
gösterildi. Yaklaşık 650 kişinin yaşadığı ve 93 evin yer
aldığı, 40 yıl önce inşa edilmiş ve şu anda harabe durumunda
olan mahallede, Habitat Derneği ve Oradea Belediyesi işbirliği ile
başlayan çalışmaların iki yıl içerisinde tamamlanması
öngörülüyor.
Projenin uygulama alanı Çingeneler, sivil
toplum örgütleri ve belediye işbirliği ile belirlendi. Yapılacak
konutlar da yine aynı şekilde Çingenelerin yaşam ve çalışma
koşulları gözönünde bulundurularak projelendirildi. 20 yıllık
ödeme planı çıkarılan konutların fiyatı 15 bin Euro yani
yaklaşık 30 bin YTL.
Kaynak:
www.divers.ro
Dhoad
Gipsy Yollarda 01/04/2008
Rajastan’lı
Çingene müzik grubu Dhoad Gypsy Avrupa turnesine çıktı. Turne
kapsamında, 1 Mayıs’ta Fransa’da, 2 Mayıs’ta İspanya’da
sahneye çıkacak. 2001 yılında kurulan müzik grubu bugüne kadar
Asya, Avrupa, Amerika kıtalarında, 35 ülkede 500 konser verdi.
Müziklerinde genellikle Çingene ezgileriyle, Hindistan mitolojisini
anlatan Dhoad Gypsy, Hindistan’daki çeşitli Çingene gruplarının
geleneksel şarkıları ve danslarına da yer veriyor. Ayrıca grup,
kurulduğu günden bugüne kadar Hindistan sinemasına birçok film
müziği yaptı.
Kaynak:
http://www.dhoad.com/
Trende
Doğurdu 05/05/2008
Hindistan’ın
Utar Pradesh eyaletinde bulunan Kanpur kentinde 24 Nisan günü bir
Hindistan Çingenesi, hastaneye kabul edilmediği için trende doğum
yapmak zorunda kaldı. Guddi Devi isimli Dalit kadın kocasıyla
birlikte yakınlarının düğününden dönerken, trende doğum
sancıları başladı. İlk durakta trenden inen çift, en yakın
hastaneye gittiler fakat hastane yönetimi doğumun gerçekleşmesi
için bir miktar para talep etti. Parayı ödeyemeyeceklerini
belirtmeleri üzerine hastaneden çıkartıldı. Bunun üzerine
tekrar trene binen Devi, trende yolcuların yardımıyla bir erkek
çocuk dünyaya getirdi.
Olay sonrasında Devi ve kocası Vijay
Kumar sağlık bakanlığına, hastane personeli hakkında şikayette
bulundu.
Benzer
bir olay ise yine aynı kentte bulunan Kanpur Tıp Fakültesi
hastanesinde meydana geldi. Maya Devi adındaki Dalit kadın doğum
sancılarının başlamasıyla arkadaşları tarafından hastaneye
getirildi. Doktorların dokunmak istemedikleri Dalit kadın koridorda
doğum yaptıktan sonra komaya girdi. Bebek ise kısa bir süre sonra
öldü. Olayı öğrenen, kadın doğum bölümü başkanı Kiran
Pandey, hastaneye gelerek, Dalit kadının yoğun bakım ünitesine
alınmasını sağlarken, görevini yapmayan doktorlar hakkında
soruşturma başlattı.
Kaynak:
www.expressindia.com, www.dailymail.co.uk
Çingene
Kampına Irkçılar Saldırdı 18/05/2008
İtalya’da,
son yıllarda suç oranının artması kamuoyunda, büyük bir
çoğunluğunun Çingene olduğu Doğu Avrupalı göçmenlerin
İtalya’ya gelmesine bağlanırken, başbakan Silvio Berlusconi’nin
seçim kampanyası sırasında, suçluları ve Çingeneleri “şeytanın
ordusu” olarak nitelemesi gibi etkenler Çingene karşıtı ırkçı
saldırıların artmasına neden oluyor. İşlenen herhangi bir suçun
faili, yargılama sürecine bakılmadan ırkçılar tarafından
belirleniyor.
İtalyan
ırkçıları, hiç kimsenin yargı kararı olmadan suçlu ilan
edilemeyeceği gerçeğini bir kez daha görmezden geldiler. Yargısız
infazın bu sefer ki karşılığı da birçok Çingenenin yaşadığı
kampın yakılması oldu. Napoli kenti yakınlarında bulunan
Ponticelli banliyösündeki iki Çingene kampı, önce kalabalık bir
grup tarafından taşlandı daha sonra ateşe verildi. Olaylar 12
Mayıs günü başladı ve 2 gün boyunca sürdü.
Vatikan’ın
itidal çağrısı yapmasına neden olan olaylar, İtalyan polisinin
aldığı tedbirler sayesinde sona erdi. AFP’nin haberine göre,
olay bir Çingenenin, küçük bir kız çocuğunu kaçırmaya
çalıştığı iddiası üzerine patlak verdi. Çocuğun annesinin
iddiasına göre 16 yaşında bir Çingene kız evlerine gizlice
girip, çocuğunu kaçırdı ve kaçmaya çalıştığı sırada
yakalandı. Olayın duyulması üzerine kentin yakınlarında bulunan
Çingene kampına doğru yürüyüşe geçen İtalyanlar, kampa taş
ve molotof kokteylleriyle saldırdılar. Aynı yerleşim bölgesi,
bir Çingenenin motosikletle 2 kadına çarpması sonucu 1999 yılında
ırkçılar tarafından yerle bir edilmişti.
Kaynak:
www.romea.cz
Sofya'da
Çingene Mahallesi Yıkıldı 22/05/2008
Bulgaristan’ın
başkenti Sofya’nın Mladost bölgesinde bulunan ve kaçak
yapılardan oluşan Çingene mahallesi, belediyenin aldığı kararla
8 Mayıs’ta yıkıldı. Mahalle sakinleri yıkımdan bir gün önce
olaysız bir şekilde mahalleyi boşalttı. Büyük bir çoğunluğunun
toplayıcılık yaparak yaşamlarını kazandığı mahalle
sakinlerinin taşınabileceği yeni bir alan gösterilmezken,
belediyeden yapılan açıklamaya göre evsiz kalan 100 Çingeneye ev
bulabilmeleri için maddi yardım yapılacak.
Belediye
başkanı Petko Dyulgerov yıkımdan iki gün önce konuk olduğu bir
radyo programında, mahalle hakkında şunları söyledi: Mahalle
belediye arazisi üzerine kaçak olarak kurulmuştur. Kaçak
yapılaşmaya izin veremeyiz. Diğer taraftan, bu mahallede yaşayan
Çingenelerin, bölgedeki birçok hırsızlık olayına
karıştıklarını tespit ettik. Bölge çevresinde yaşayan
insanlardan Çingenelerin hırsızlık yaptıklarına dair birçok
şikayet alıyoruz.
Kaynak:
www.novinite.com
Khamoro
10 Yaşında 28/05/2008
Her
yıl Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da düzenlenen Khamoro
Çingene Festivali bu yıl onuncu kez dünyanın değişik
ülkelerinden gelen Çingeneleri bir araya getiriyor. Festival her
yıl olduğu gibi SLOVO 21 isimli sivil toplum örgütünün çabaları
ile gerçekleştiriliyor.
Bu
yıl 25–31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan
festival, dünyanın birçok ülkesinden gelen Çingene sanatçıları
bir araya getirecek. Festivale Çek Cumhuriyeti, Fransa, Hollanda,
İspanya, Makedonya, Sırbistan ve Ukrayna’dan Çingene sanatçılar
katılıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli panel ve
söyleşiler, konserler ve film gösterimleri düzenlenecek.
Festival
25 Mayıs’ta sanatçıların gerçekleştirdiği festival yürüyüşü
ile başladı. Prag sakinleri festivale büyük ilgi gösterirken,
Prag sokakları renkli görüntülere sahne oldu. İlk performans Çek
Cumhuriyeti’nden Çingene rep grubu Le Čhavendar a Guločar’ın
verdiği konserle başlarken, festival 31 Mayıs günü Esma
Redzepova’nın konseri ile sona erecek.
Kaynak:
www.khamoro.cz
Çingene
Güzellik Yarışması 01/06/2008
Her
yıl gerçekleştirilen ve tartışmalara sebep olan Çingene
Güzellik Yarışması, 15 Temmuz 2008 tarihinde Makedonya’nın
başkenti Skopje’de gerçekleştirilecek. Yarışmaya başvurular
başlarken Çingene Kadınlar Ağı bir bildiri yayınlayarak
yarışmayı protesto etti. Bildiride, güzellik yarışmalarının
sadece Çingene kadınlarını değil diğer kadınları da
aşağılayan ve metalaştıran organizasyonlar olduğu belirtildi.
Günümüzde güzelliğin ırkçı ve cinsiyetçi bir mantıkla
tanımlandığına dikkat çeken kadınlar, Çingenelerin eğitim,
konut, sağlık gibi sorunlarının görmezden gelinerek böyle
organizasyonlarla Çingene kadınının değersizleştirilmesine
karşı çıkılması gerektiğini belirttiler.
Kaynak:
Roma Virtual Network
İtalya'daki
Irkçılar Ekonomist'e Haber Oldu 07/06/2008
Haftalık
haber dergisi İngiliz The Economist son sayısında geçtiğimiz
günlerde İtalya’da Çingenelere karşı yaşanan ırkçı
saldırılara yer verdi. “Roma Romanlara Karşı” başlığı ile
verilen haberde İtalyan hükümetinin göçmen karşıtı
politikalarından bahsediliyor. Haberde İtalyanların bu konuda
Avrupa Komisyonu ile karşı karşıya gelme durumunun olduğu
belirtiliyor. Bunun iki nedeni var. İlki, İtalyanların yeterli
parası ve sağlıklı bir evi olmayanları Avrupa vatandaşı olarak
görmemeleri. İkincisi ise yaklaşık 50 bin Çingeneyi suç
oranlarının yükselmesinden sorumlu tutmaları.
Şaban
Bajromoviç'i Kaybettik 11/06/2008
Çingene
müziği önemli bir ismini yitirdi. Müzisyen, söz yazarı, şair
ve aktör Saban Bajramovic 8 Haziran’da Hırvatistan’ın
Nis kentinde bir hastanede hayata gözlerini yumdu. Bir yıl önce
geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılan Bajramovic,
Pazar günü geçirdiği kalp krizine yenik düştü.
1936
yılında doğan Bajramovic, askerlikten firar ettiği için
yargılanıp beş yıl altı ay hapis cezası aldı. Gönderildiği
hapishanede bir Çingene orkestrası kuran Bajramovic, hapisten
çıktıktan sonra müzikle hayatını kazanmaya başladı. İlk
albümünü 1964 yılında yaptı ve müzik hayatına 20 albüm
sığdırdı. Crna Mamba isimli orkestrasıyla 50 yıl boyunca
dünyayı dolaşan Bajramovic, "Maruska", "Kamerav",
"Vasilica", "Neverna Zena", "Ederlezi
Avela", "Djelem, Djelem" gibi hafızalara kazınan
Çingene şarkılarına imza attı.
Bajramovic
aynı zamanda aktör olarak birçok filmde oynadı. Oynadığı ilk
film, hapishane yıllarını anlatan 1987 yapımı Andjeo
Cuvar(Hapishane Meleği) son film ise 1997 yapımı Ciganska Magija
(Çingene Büyüsü) oldu. Ayrıca ünlü yönetmen Goran Bregovic,
birçok filminde Bajramovic’in şarkılarını kullandı.
Kaynak:
www.javno.com
Çingeneler
Roma Sokaklarında 15/06/2008
8
Haziran’da Roma sokakları belki de tarihinin en büyük Çingene
eylemine tanık oldu. Son dönemde yaşanan ırkçı saldırıları
ve ayrımcı politikaları protesto etmek amacıyla 3000 Çingene,
Roma sokaklarındaydılar. “Katliamları Durdurun”, “Irkçılığa
Hayır” ve “Yabancı Düşmanlığına Hayır” yazan
pankartların taşındığı miting aynı zamanda renkli görüntülere
de sahne oldu. Çingene müzisyenler gösteriye katılarak, yaşanan
sıkıntıları, acıları neşeli ezgilerle haykırdılar.
Gösterilerde
İtalya’da yaklaşık 150 bin Çingene yaşadığı ve bunların 70
bin kadarının aynı zamanda İtalyan vatandaşı olduğunun altı
çizildi ve eşit vatandaşlık haklarına vurgu yapıldı.
İtalya’nın Çingene vatandaşlarından birisi olan ünlü
müzisyen ve Trieste Üniversitesi Çingene Kürsüsü’nün başkanı
Profesör Santino Spinelli, “600 yıldır ilk defa Çingenelerin
haklarını kazanmak için bir araya geldiğini ve bugünün Çingene
tarihinde önemli bir gün” olduğunu belirtti. Gösteriye katılan
Gina isimli Çingene de, tarihin unutulmaması gerektiğini yoksa
tarihin tekerrür edebileceğini söyledi.
Kaynak:
www.iht.com
İtalyalı
Romanlara Romanya'dan Destek Geldi 21/06/2008
Romanya’nın
başkenti Bükreş’te İtalya’da yaşanan ırkçı saldırılar
protesto edildi. 3 Haziran 2008 tarihinde, 70 sivil toplum örgütünün
katılımıyla, İtalyan büyükelçiliğinin önünde
gerçekleştirilen gösteriler basın açıklaması yapılarak sona
erdi.
Basın
açıklamasında, İtalya’da Çingenelerin ırkçı politikalara ve
saldırılara maruz kaldığı hükümetin bu konuda hiçbir tedbir
almadığının altı çizildi. Herhangi bir tedbir alınmaması
halinde hem ırkçı saldırıların artacağına hem de suç
oranlarının yükseleceğine dikkat çeken göstericiler İtalyan
hükümetinin derhal ırkçılıkla mücadele etmeye başlamasını
istediler.
Kaynak:
Romanian_Roma@yahoogroups.com
Barışa
Hasret Bir Halk : Roman-Sinti 27/06/2008
Avrupa’da
en çok aşağılanıp horlanan halk Sinti – Romanlar.
Strasbourg’ta Avrupa Konseyince hazırlanan bir rapor bu sonucu
ortaya koymaktadır.
Sinti – Romanlar, yüzlerce yıldır
Avrupa’da yaşamaktadırlar; fakat buna rağmen onları, neredeyse
hiçbir yer kabul etmemektedir. Bu nedenle Romanlar iş
bulamamaktadırlar; çocukları eğitimden ve mselek edinme şansından
yoksundurlar. Bu bir kısır döngü olarak sürüp gitmektedir.
Avrupa
Parlamentosu üyelerinden Liva Jaroka – Macaristanlı Roman Avrupa
Parlamentosu üyesi – şu açıklamada bulunmaktadır: “ Avrupa
ortalamasına göre Romanlar 10 yıl daha az yaşamaktadırlar.
Romanların %90’ı
işsizdir. Bu ağır sorunu “tipik bir Roman problemi” olarak bir
kenara iterek, Roman örgütlerine havale edemezsiniz. Bizzat
hükümetlerin kendileri soruna el atmak zorundalar. Soruna Avrupa
Birliği düzeyinde çözüm aranmak zorundadır.”
Daha
bir ay önce azınlıkları hedef alan saldırılarda görüldüğü
gibi İtalya’nın Napoli kentinde Romanlara karşı nefret doruk
noktaya çıkarıldı. Dışlananlara yardım elini uzatan “Communita
di Sant Egido“ adlı yardım kuruluşunun sözcüsü Mario
Marazziti şu açıklamada bulundu: “Son yıllarda İtalya’da
Romanların durumu tamamen kötüleşti. Holocaust (Başta Hitler
Almanya’sı olmak üzere, Faşist rejimlerin Yahudilere ve Sinti –
Romanlara karşı yapmış oldukları soykırım), imha kampları
adeta bile bile unutuldu. Romanlar, İtalya’da meydana gelen her
türlü kötülüğün anası ve sorumluları haline getirildiler.”
Yurtları
olmamış, hiçbir halka karşı savaşmamış bu halk (Sinti –
Roman halkı), bir türlü huzur ve barış ortamı bulamamaktadır.
Kaynak:
http://www.euronews.net/de/article/25/06/2008/europe-s-roma-most-discriminated-in-the-union/
Almancadan
tercüme: Ali Ertem
İngiltere
Çingeneleri Irkçılığa Karşı Birleşiyor 01/07/2008
İngiltere
Çingeneleri Avrupa’da yükselen ırkçılığa ve ülkelerindeki
ayrımcı politikalara karşı bütün Çingene örgütlenmelerinin
birleşmesini teklif eden bir bildirge yayınladı. Ülkenin en büyük
Çingene yerleşimi olan Dale Farm’da bir araya gelen Çingeneler,
Çingene Konseyi ve Çingene Federasyonu’nun birleşmesini
umduklarını belirttiler.
Güney
İngiltere Çingene ve İrlanda Gezgin Ağı Başkanı John Johnson,
Çingene Konseyi ve Federasyonu’nun birlikte hareket etmesi
gerektiğinin altını çizerken başka bir dernek başkanı olan Joe
Jones birlikte hareket etmenin ötesinde Konsey ve 56 yerel dernekten
oluşan Federasyonun birleşmesini teklif etti.
Kaynak:
Roma Daily News
İsveç
Parlamentosu'nda Irkçılık Tartışması 03/07/2008
İsveç
Parlamentosu’nda, İtalya’da yaşanan ırkçı saldırılar
hakkında muhalefetten Siv Holman, Devlet bakanı Cecilia Malmström’e
olaylarla ilgili herhangi bir girişimde bulunup bulunmayacaklarını
sordu. İsveç Parlamentosu internet sitesinde görüntüleri
yayınlanan konuşmaları aynen aktarıyoruz:
Siv
Holman:
İsveç`te yasayan Çingenelerin, İtalya`da ki hemşerilerinin,
maruz kaldıkları baskı ve eziyete karşı düzenlenledikleri bir
protesto gösterisinden geliyorum. İtalya’da baskı altında
yaşamak zorunda kalan Çingenelerin karşılaştıkları ırkçı
saldırılar çok önemli. Çingenelerin maruz kaldığı ayrımcılık
ve sosyal hayatta eşit haklarla yer almamaları
Silvio
Berlusconi tarafından da desteklendi.
Bayan Cecilia, AB çatısı
altında ve AB insan hakları çerçevesinde, Çingenelere karşı
yapılan insanlık suçu hakkında Berlusconi ile görüşme yapacak
mısınız?
Cecilia
Malmström:
Bu çok önemli konuyu içeren sorunuz için teşekkür ederim. Ben
de olayları büyük bir şaşkınlıkla izledim. İtalya’nın
Çingenelere karşı olan bu tutumu tabii ki AB çatısı altında
kabul edemeyeceğimiz gibi bu tutum AB insan hakları, azınlık
hakları ve demokrasi yönetmeliklerine de ters düşüyor. Ayrıca
İtalya`da baskı ve eziyet altında bırakılan Çingenelerin çoğu
Avrupa Birliği vatandaşıdır. Bununla birlikte İtalya`da
yaşamlarını sürdürmeye hakları vardır. İtalya hükümetinde
ki kişiler şu anda AB çalışmalarına ve çabalarına zıt düşen
açıklamalarda bulunuyorlar. Biz bunu tabii ki olumlu
karşılamıyoruz.
Çeviri
için Buket Kocabay’a teşekkür ederiz.
İtalya
Boğazına Kadar Irkçılığa Battı 07/07/2008
İtalyan
İç İşleri Bakanlığı, İtalya’da yaşayan bütün
Çingenelerin, çocuklar da dahil olmak üzere parmak izlerinin
alınıp fişleneceğini duyurdu. Reşit olmayanların korunması
için böyle faşizan bir uygulamaya başvuracağını açıklayan
bakan Roberto Maroni, Avrupa Birliği, Unicef, Yahudi Cemaati ve
birçok sivil toplum örgüt tarafından protesto edilse de
projesinde ısrar ediyor.
İtalya’daki
Çingenelerin çok kötü şartlarda yaşadığını söyleyen
Maroni, özellikle Çingene çocukların dilendirildiğini ya da
hırsızlar tarafından kullandığını ve çocukların
korunabilmesi için böyle bir uygulamanın gerekli olduğunu
belirtti. Bu durum Maroni’nin gerçeği gördüğünü ancak
çözümde saçmaladığını gösteriyor. GrupEveryone, Maroni’nin
bu tavrını “ırkçı
demogoji” olarak nitelerken projenin çocuk haklarını hiçe
saydığını belirterek uluslar arası bir dayanışmanın şart
olduğunun altını çizdi. Benzer açıklamalar yapan sivil toplum
örgütleri, uygulamaya karşı uluslar arası imza kampanyası
başlattılar. Aşağıdaki linke girerek imza kampanyasına
katılabilirsiniz.
Dalit
Kadınlar Görünmez Vatandaşlar 16/07/2008
Dokunulmaz
ve toplumdan dışlananlar olarak Dalit kadınlar, kasta dayalı
ayrımcılığa sürekli maruz kalmaktalar. Önde gelen iki Dalit ve
kadın hakları savunucusu grup tarafından hazırlanan rapora göre,
hem kadın olarak cinsiyet ayrımcılığıyla yüzleşiyorlar, hem
de sınıf ayrımcılığıyla yüzleşmek zorunda kalıyorlar.
Dalit
Hakları Merkezi ve Kadınların Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Hakları Programının, Dalitlerin Jaipur ve Dausa bölgelerinde
yaşadıkları beş yerleşkede gerçekleştirdikleri saha
araştırması, dalit kadınların yüzleştikleri “dışlanma ve
ezilme”yi ortaya koydu. Rapora göre ; “Dalit kadınlar ülkenin
vatandaşları olarak, toplumun en dibine itilmiş, yoksullaştırılmış
ve görünmez kılınmışlardır.“
Meclis sözcüsü
Sumitra Singh; dalit aktivistler, akademisyenler ve toplum
liderleriyle raporla ilgili görüşürken, eğitim hakkının,
toprak ve yaşam kaynaklarına ulaşma haklarının, bağımsızlık
kazanıldığından beri, yani 60 yıldır “sistematik olarak inkar
edildiği”ni ve bunun da dalit kadınların tüm sosyo-ekonomik ve
politik alanlardan dışlanması sonucunu doğurduğunu itiraf etti.
Singh, özellikle dalitlerin yoğun olarak yaşadıkları
bölgelerdeki dalit kadınlara, kendilerine sağlık hizmetleri,
yiyecek ve diğer temel hizmetlerin sağlanması için hükümetin
üzerinde baskı oluşturmaları yönünde çağrıda bulundu.
“Eğitime girişin sağlanması, dalit kadınların haklarına
sahip çıkmalarının ve yaşam koşullarını iyileştirmelerinin
önünü açacaktır” diye ekledi.
39 sayfalık rapor,
eyaletteki tüm dalit topluluklarının dokunulmazlık ve
ayrımcılıktan mustarip olduklarını açıklıyor. Beş bölgeyi
ziyaret eden soruşturma ekipleri dalitlerin, toplumun genelinin
yaşadığı yerlerden kopuk, gecekondu benzeri yapılarda
yaşadıklarını tespit etti.
CDR başkanı P. L.
Mimroth, bu bölgede yaşayan dalitlerin eyalet programlarından,
düzenlemelerden ve haklarından haberdar olmadıklarını söyledi.
Dolayısıyla, bu kaynaklara erişimleri mümkün olmayan dalit kadın
ve erkekler, devlet memurlarına ve uygulamalarına karşı
ilgisizler.
Saha araştırmaları
Jhalana Doongri Kachchi Basti, Jaipur; Bagarion Ki Dhani, Pachala;
Kadwa Ka Bas, Dudu’daki (hepsi Jaipur bölgesinde) ve Raigar
Mohalla, Gudalia; ve Raigar Basti, Dausa şehirlerindeki (Dausa
bölgesinde) Dalitleri kapsadı.
.
PWESCR’den
Preeti Darooka’nın belirttiğine göre dalit kadınların
yerleşebildikleri yerler sadece başkaları tarafından tercih
edilmeyen yerler olmakta. “Araştırma açığa çıkarmaktadır
ki, dalitlere dair çok sayıdaki yasaya ve düzenlemeye rağmen,
dalit kadınların gün içinde yüzleştikleri zorluğu ortadan
kaldırmaya yönelik pek bir şey yapılabilmiş değil.”
Rapor, eyalet
yönetiminden, dalit kadınların, hayatlarının her aşamasında
karşılaştıkları ayrımcılığı deşifre edecek bir gözlem
sisteminin kurulmasını talep etmekte. Ayrıca, hak ihlalleriyle
ilgili şikayetleri giderecek bir mekanizma kurulmalı ve dalit
kadınlar, sahip oldukları yasal haklarla ilgili
bilgilendirilmeliler.
Rapor, ayrıca,
dalit kadınların, neredeyse gelenekselleşmiş bir şekilde,
toplumdan dışlanmasını normal karşılayan zihniyette “radikal
değişimler” gerçekleştirilmesi ihtiyacının da altını
çizmekte. Buna göre, hükümet dalit çocukların ayrımcılığa
uğramadan eğitim alabilmelerini garanti altına almak durumunda.
Fransa da
Çingeneleri Fişlemiş 25/07/2008
İtalyan
hükümetinin günümüzde uygulamaya koymaya çalıştığı,
Çingenelerin parmakizlerini alarak fişleme işlemi 1912–1970
yılları arasında Fransa’da da uygulanmış. Bir çeşit nüfus
kağıdı olarak değerlendirilebilecek cüzdanda Çingenelerin doğum
tarih ve yerleri aile bilgileri, fotoğraf ve parmak izleri
bulunuyordu. O dönemden kalan bir cüzdanın fotoğrafını sizlerle
paylaşıyoruz.
Kaynak:
http://www.a-part-entiere.org
Tecavüz
Mağduru Kız İntihar Etti 30/07/2008
Hindistan’ın
Ghaziabad kentinde, komşuları tarafından tecavüz edilen 13
yaşındaki Dalit kız kendisini yakarak intihar etti. Ölen Dalit
kızın ailesinin verdiği ifadeye göre, yakınlarda bulunan
komşularının evine ödünç pantolon almak için giden genç kız,
komşularının oğlu ve bir arkadaşı tarafından tecavüze uğradı.
Evine dönüp olanları ailesine anlatan talihsiz kız, anne ve
babasının tecavüzcüleri yakalamak üzere evden ayrılmaları
nedeniyle yalnız kaldı. Yaşadığı olayı gururuna yediremeyen
Dalit kız kendisini ateşe vererek intihar etti. Ağır yaralı
olarak hastaneye yetiştirilen talihsiz kız bütün müdahalelere
rağmen kurtarılamadı.
Kaynak:
http://sify.com/news
Çingene
Çocuklara Vatandaşlık Hakkı 04/08/2008
Gerçekleştirdiği
çeşitli eylemlerle AB çevreleri ve sivil toplum kuruluşları
tarafından eleştirilen İtalyan Hükümeti yeni bir uygulamaya imza
atmaya hazırlanıyor. Ülke genelinde yaşayan bütün Çingene
çocuklara vatandaşlık hakkı verilecek. İçişleri Bakanı
Roberto Maroni, 21 Temmuz 2008 tarihinde yaptığı açıklamada
İtalya’da doğan bütün Çingene çocuklarına “insani”
vatandaşlık hakkı tanınacağını belirtti. Ülke genelinde
yaşayan Çingenelerin çok kötü koşullarda yaşadıklarını ve
buralarda doğan çocukların büyük bir bölümünün nüfus
kağıtlarının olmadığını söyleyen Maroni “insani”
vatandaşlığın ne olduğu hakkında herhangi bir bilgi vermedi.
Daha
önce bütün Çingenelerin parmak izlerinin “güvenlik”
nedeniyle kaydedileceğini kamuoyuna duyuran Maroni’nin “insani”
vatandaşlığının ne kadar insani olacağını önümüzdeki dönem
gösterecek.
Kaynak:
www.ansa.it
Avrupa
Parlamentosu Irkçılığı Mahkum Etti 12/08/2008
Almanca'dan
çeviri: Ali Ertem
Avrupa
Parlamentosu İtalya’da Romanların parmak izleri alınarak
fişlenmesi planını “ırkçı
ayrımcılık” olarak mahkûm etti. Parlamento aldığı bir
kararla, Roma’daki muhafazakâr hükümetin halk temsilciliğinin,
Romanların parmak izleri alınarak fişlenmesinin derhal
durdurulmasını talep etmektedir. Karar metni 220 “ret” oyuna
karşın, 336 “kabul” oyu ile onaylanmıştır. 77 parlamenter
ise çekimser oy kullanmıştır. Karara karşı bütün
muhafazakarlar ve Hıristiyan Demokratlar “ret” oyu
kullanmışlardır.
İtalya
hükümeti ise, ırkçılık suçlamasını alışılmadık sertlikte
ifadelerle reddetti. İtalya Avrupa Birliği Bakanı Anderea Ronchi,
ırkçılığa karşı çıkan kararı, bir Avrupa Birliği kurumunun
“en kötü tavrı” olduğunu ileri sürdü. İtalya dışişleri
Bakanı Franco Frattini, kararı önyargıya dayanan “politik bir
karar” olarak niteledi. Liga-Nord partisinden İtalya İçişleri
Bakanı Roberto Maroni ise, kararı “hayretle” karşıladığını
ve hükümetin parmak izli fişleme planını “sonuna kadar
sürdüreceğini” belirtti. Maroni Roman çocukların parmak izleri
ile fişlenmesindeki amacının onları “korumak” olduğunu,
örneğin dilenmek yerine okula gönderilmelerini amaçladığı öne
sürdü.
Kararın
alınmasından bir gün önce 120 Avrupa Parlamentosu temsilcisi,
fişlemeyi protesto amacı ile parmak izlerini aldırarak muhafazakâr
İtalya Hükümeti Başkanı Silvio Berlusconi’ye göndermişlerdir.
Fransalı Avrupa Birliği Adalet Komiseri Jacques Barrot, İtalya’dan
soruna ilişkin bilgi vermesini rica ettiğini ve kendi bakış
açısındansa, fişleme planının “riskli” olduğunu
belirtmiştir.
İtalyan
hükümetinin, suç oranlarının düşürülmesi ve suçsuz
kişilerin suçlanmaması gerekçesiyle ülke genelinde Çingenelerin
parmak izlerinin kayıt altına almak istemesi büyük bir yürüyüşle
protesto edildi. Başkent Roma’da yüzlerce kişinin katıldığı
yürüyüş renkli görüntülere de sahne olurken, birçok Çingene
ve sivil toplum örgütü, girişimin insan haklarına aykırı
olduğunu belirtti.
Hükümetin
bu uygulaması Avrupa Birliği parlamentosundaki çeşitli gruplar
tarafından da protesto edilirken, İtalyan Hükümeti’ne konuyla
ilgili olarak, bu ayın sonuna kadar cevaplaması için soru
önergeleri verildi.
Kaynak:
www.canada.com
Çek
Çingeneler Irkçı Siteye Karşı 20/08/2008
Çek
Cumhuriyeti Parlamentosu Çingene Sorunları Komisyonu Başkanı ve
Çingene Derneği Dzeno Başkanı İvan Vesely, aşırı ırkçı
Milliyetçi Parti’nin internet sitesinin kapatılması için
hükümete başvuruda bulundu. Sitede Çingeneleri aşağılayıcı
ifadelerin bulunması nedeniyle böyle bir başvuru yaptığını
söyleyen Vesely, partinin de sitedeki ifadeler nedeniyle
cezalandırılması gerektiğini belirtti. Vesely, ayrıca
Bohemya’nın batısında Çingenelere yönelik saldırıların
arttığını, çocukların okula yalnız gidemediklerini ve
mahallelerin korunması için Çingenelerin nöbet tuttuklarını
belirtti. Irkçı partinin askeri kıyafetler giyen ve bıçak
taşıyan paramiliter gruplar da örgütlediğini söyleyen Vesely,
hükümeti acilen tedbir alması için uyardı.
Kaynak:
www.romea.cz
Brüksel'de
Çingene Zirvesi 24/08/2008
16
Eylül 2008 tarihinde Brüksel’de geniş katılımlı bir toplantı
düzenlenecek. Toplantıya Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel
Barroso ve Fransa Komisyonu başkanlık edecek. Toplantıda yaklaşık
350 temsilcinin bir araya gelmesi bekleniyor. Toplantı, Avrupa
Birliği üyesi ülkelerin temsilcileri ile sivil toplum örgütlerini
bir araya getirmesi itibariyle büyük bir önem arz ediyor.
Özellikle son dönemde yaşanan saldırı, fişleme gibi ırkçı
uygulamaların gündeme gelmesinin beklendiği toplantıda
Çingenelerin, üye ülkelerdeki bütünleşme sorunlarının yanı
sıra eğitim, sağlık, konut, istihdam gibi konular hakkında
değerlendirmeler yapılacak.
Irkçılardan
Saçma Teklif 28/08/2008
Daha
önce birçok kez saldırıları ya da yürüyüşleriyle haber
yaptığımız Çek ırkçılar bu sefer de son dönemde yaptıkları
saçma bir teklifle gündemi işgal ediyorlar. Milliyetçi Parti,
hazırladığı 150 sayfalık raporu kamuoyu ile paylaştı. “Çek
Topraklarındaki Çingene Sorununa Çözüm” başlığı taşıyan
rapora göre, parti 2010 yılındaki seçimlerde işbaşına gelirse
Çingeneleri Hindistan’a sürme planları yapıyor. Irkçılar daha
da ileri giderek ülkedeki Çingeneleri öldürmek istemediklerini
hatta onlardan toprak satın almak istediklerini bile belirtmişler.
Alman faşistlerin Yahudileri öldürdüğünü fakat kendilerinin
böyle bir amaçları olmadığını belirten ırkçılar
Çingenelerden toprak satın alıp, ülkeden kovacak kadar değer
veriyorlar. Parlamento Çingene Komisyonu başkanı İvan Vesely,
Çingenelerin 500 yıldan beri Çek topraklarında yaşadığını
belirterek, raporu sert bir dille kınadı. Konunun Avrupa Birliği
tarafından da dikkatle incelenmesi ve gerekli uyarıların partiye
yapılmasının gerektiğini belirtti.
Irkçı
Uygulamaya Tepkiler Sürüyor 02/09/2008
İtalya
İçişleri Bakanı Roberto Maroni Roman çocukların parmak izlerini
almak istiyor. Bakanın, İtalya medyasına yansıyan açıklamasına
göre, başkent Roma’dan başlamak üzere, Romanların belli
yoğunlukta yaşadıkları Milano, Napoli ve güney kentlerinde
fişleme işlemine başlanacaktır.
Federalist
Liga Nord Partisinden tanınmış politikacı Maroni şöyle diyor:
“Mesele fişleme değil, etnik bir sayımdır. Biz hükümet
olarak, sıkça dilenci olarak kullanılan Roman çocukları korumak
istiyoruz. Biz, İtalya’da ikamet iznine sahip olanların insani
yaşam koşullardan faydalanmasını sağlamak istiyoruz. İtalya’da
ikamet iznine sahip olmayanlarınsa, sınır dışı edilmesini
istiyoruz”.
Bu
açıklamadan sonra İçişleri Bakanı sert eleştirilere hedef
oldu. Önceki hükümet döneminin “Rifondazione Comunista“
Partisinden Sosyal İşler Bakanı Paolo Ferrero, Maroni’yi, faşist
yöntemlere başvurmakla suçlamaktadır. “Parmak izlerimin
alınması için bende sıraya gireceğim“ demektedir.
Maroni,
İtalya Yahudi Cemaati başkanı Amos Luzzatto’nun da, sert
eleştirilerine maruz kaldı. Amos Luzzatto, „Roman çocukların
parmak izlerinin alınması, bir etnik diskrimine etme yöntemidir.
Bu nedenle hiç bir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir. Hiç
kimsenin, Roman çocukları, potansiyel hırsız ve ya adi suçlu
göstermeye hakkı yoktur. Çocukları diskrimine bazda fişlemek
kanunlara aykırıdır.“ demektedir.
Milano’da
baraka gettolarda yaşayan bütün Romanların sayımına Milano
Polis şefi Gina Valerio Lombardi başkanlığında başlanmıştır.
Lombardi, illegal olarak “Lombardi Başkenti” çevresinde meydana
gelmiş olan baraka yerleşim birimin tamamını boşaltmak
istemektedir. İtalyan vatandaşı, ya da İtalya’da ikamet iznine
sahip olan Romanlara legal yerleşim alanlarına girebilmeleri için
bir izin belgesinin tanzim edilmesi gerekli görülmektedir.
Tahminlere
göre İtalya’da, ekseriyeti Romanya’dan, bir kısmı da eski
Yugoslavya’dan gelmiş olan, çoğunluğu İtalyan vatandaşı 150
000 Roman yaşamaktadır. Napoli’de, geçtiğimiz Mayıs ayında
Roman yerleşim alanlarına karşı bir saldırı düzenlenmiştir.
Bu saldırılar, bir İtalyan bebeği, güya kaçırmaya kalkışan
Roman kadına ilişkin, bir takım haberlerin yayılması üzerine
baş göstermiştir. Berlusconi hükümeti Roma’da, Milano’da ve
İtalya’nın diger büyük kentlerinde, izinsiz kurulan Roman
yerleşim alanlarının yıktırılıp dağıtılması için özel
komserler görevlendirmiştir.
Almancadan çevri: Ali Ertem
Mayavati
Başbakanlığa Hazırlanıyor 09/09/2008
Hindistan’ın
Çingene politikacısı Mayavati, ülkenin başbakanı olmak
istediğini belirtti. Ülkenin En büyük eyaletlerinden Utar
Pradesh’in başkanı olan kadın politikacı, “Pradesh gibi
önemli bir eyaletin dört kez ve hiç kimsenin desteği olmadan
başkanı seçilebiliyorsam, neden ülkenin başbakanı olamayayım?”
diyerek başbakanlığa hazırlandığını göstermiş oldu.
Kendisiyle yapılan bir röportajda bu sözleri dile getiren
Mayavati, “bu cümlelerimi duyan üst kast mensubu politikacıların,
düşüncelerimin gerçekleşmesinin imkansız olduğunu
söyleyeceklerdir çünkü onlar, bir kadının hele hele bir Dalit
kadının bu kadar yükselebileceğini kabul edemezler ama ben bunu
gerçekleştirebilirim” dedi.
“Dokunulmazlar” olarak
adlandırılan Hindistan Çingeneleri Dalitlerin, 1956 yılında
yaşamını yitiren politik lideri Doktor Ambedkar’dan sonra en
önemli temsilcisi olan Mayavati’nin arzusunu gerçekleştirebilmesi
halinde ülkedeki Çingenelerin karşılaştıkları ayrımcılığın
büyük darbe yiyeceği düşünülüyor.
Kaynak
: www.thestatesman.net
Avrupalı
Genç Çingeneler Buluşuyor 16/09/2008
Fransa’nın
Strazburg kenti, 7-14 Eylül 2008 tarihleri arasında Avrupalı Genç
Çingenelere ev sahipliği yaptı. Avrupa’nın değişik
ülkelerinden gelecek gençler, Çingenelerin hayatın birçok
aşamasında karşılaştığı ayrımcılık ve temsil sorununa
karşı stratejiler üretmek üzere bir araya geldiler. Bir hafta
boyunca, Çingene gençlerin toplumsal hayata katkıları,
hükümetlerin gençlik politikalarının üretiminde rol sahibi
olabilme gibi çeşitli konularda toplantılar düzenlendi. Çingene
gençlerin sorunları hem ülkeler bazında hem de Avrupa Birliği
bazında ele alındı. Katılımcılar, ayrıca sorunlarının çözümü
konusunda diğer aktörlerle ilişkilerinin nasıl olabileceği
konusunda stratejiler geliştirmeye çalıştılar.
Kaynak:
www.caleidoscop.org.ro
AB
Çingeneler İçin Girişim İstedi 19/09/2008
Avrupa
Komisyonu yoksulluk ve ayrımcılıkla karşı karşıya olan
milyonlarca Çingenenin durumunu iyileştirmek üzere kıta genelinde
bir girişim yapılması çağrısında bulundu.
Komisyon
Başkanı Jose Manuel Barroso, Çingene toplumunun büyük bölümünün
21. yüzyılın Avrupası için kabul edilemez koşullarda yaşadığını
söyledi. Barroso, bu kesimin diğer Avrupa vatandaşlarından daha
fazla sıkıntı çektiğini kaydetti. Barroso bu açıklamayı
Çingene toplumundan ve hükümetlerden 400 temsilcinin katılımıyla
Brüksel'de düzenlenen bir toplantıda yaptı.
Komisyon
Çingenelerin hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar, sağlıksız,
işsiz ve eğitimsiz bir yaşam sürmek zorunda kaldıklarını
kaydediyor. Komisyona göre "Çingene" yaftası bu halkın
mensuplarının kemikleşmiş bir ayrımcılıkla yüzleşmesine yol
açıyor.
Geçtiğimiz
aylarda İtalya'nın Çingenelerin parmak izlerini bir veri tabanında
toplama planı Avrupa Parlamentosu ve insan hakları gruplarınca
kınanmıştı.
İtalya'nın sağ kanat hükümeti, bu
uygulamanın suç oranlarını azaltıp sokaklarda dilenciliğe
zorlanan çocukların okumasını sağlayacağını savunuyordu.
İtalya'da 150 bin kadar Çingenenin yaşadığı tahmin ediliyor.
Brüksel'deki konferans, bu kesimin ihtiyaçlarını ve çözüm
olanaklarını tartışmak üzere düzenlendi. Bu açıdan da, konu
hakkında AB kapsamındaki ilk büyük girişim oldu.
Avrupa
Komisyonu 2000-2006 arasında Çingenelere destek sağlamaya yönelik
projelere 275 milyon euro harcadı. Bu kesimin de dahil edildiği
'dezavantajlı toplum kesimleri' başlıklı girşimlere ise aynı
dönemde bir milyar euro daha ayrıldı.
Kaynak:
BBC news
Fransa'da Yıkım
27/09/2008
Fransa’nın
başkenti Paris’in varoşlarından olan Saint-Ouen’de 28 Ağustos
2008 tarihinde belediye tarafından yıkım gerçekleştirildi.
Yaşayanların birçoğunu Çingenelerin oluşturduğu varoşlarda
gerçekleştirilen yıkımlarda herhangi bir olay yaşanmadı. Bu
durumun sebebi bölgede yaşayan Çingeneler için yıkımlardan önce
sosyal entegrasyon projesi hazırlanmış olmasıydı. Proje
kapsamında, Çingeneler Paris Belediyesi tarafından tahsis edilen
bir alanda bulunan karavanlara yerleştirildiler.
Yeni
evlerinde mutlu olduklarını belirten Çingeneler, Saint-Quen’de
derme çatma barakalarda, sağlıksız koşullarda yaşadıklarını
ve bu yüzden daha önce birçok yeni doğmuş çocuğun öldüğünü
belirttiler. Ayrıca yaşadıkları bölgede, elektrik ve su
bulunmadığını bunların yanı sıra çocuklarını da okullara
kaydettiremediklerini söylediler. Çoğunluğunu Doğu Avrupa’dan
göçen Çingenelerin oluşturduğu topluluk artık elektrik ve suyun
bulunduğu yeni alana önümüzdeki günlerde tamamen yerleşmiş
olacaklar.
Kaynak:
www.france24.com
Jess
Hurd'un Objektifinden İtalya Çingeneleri 04/09/2008
İngiliz
fotoğrafçı Jess Hurd İtalya’da geçtiğimiz aylarda kundaklanan
İtalya’nın Napoli kenti yakınlarındaki Çingene kampına
giderek kalanları fotoğrafladı. Büyük ölçüde kül olan kampta
halen Çingeneler büyük sıkıntılar içerisinde yaşamakta. Diğer
taraftan İtalyan hükümeti, daha önce bütün göçmenlerin parmak
izini almak üzere harekete geçmesinden sonra aldığı yeni kararla
900 adet askeri, kentlerde polisin güvenliği sağlamasına yardımcı
olmak üzere görevlendirdi. İtalyan hükümetinin, bu kararlarla da
kalmayarak, ülkenin birçok kentinde bulunan Çingene kamplarının
önümüzdeki dönemde yıkılacağını ve Çingeneler için
“Dayanışma Kampları” adı verilen kamplar yapılmasını ve
Çingenelerin bu kamplara yerleştirilmesini planlıyor.
Mario
Maya Hayata Gözlerini Yumdu 10/10/2008
Ünlü
flamenko sanatçısı Mario Maya 28 Eylül günü Fransa'da hayata
gözlerini yumdu. 1937 yılında İspanya'da bir Çingene ailenin
çocuğu olarak dünyaya gelen Maya, küçük yaşlardan itibaren
Sacromonte's Zambras adlı flamenko dans grubunda dans etmeye
başladı. Hayatı boyunca sayısız gösteriye imza atan ve birçok
ödül alan Maya, birçok ülkede flamenko sevenlerle buluştu.
Maya'nın ayrıca koreografilerini kendisinin yaptığı birçok
gösterisi bulunuyor. Bunlar arasında “Camelamos
Naquerar”(Sesimizi Duyurmak İstiyoruz) ve “Ay! Hando” gibi
Çingenelerin yaşadıkları ayrımcılıkları konu alan gösterileri
de bulunmakta.
Kaynak:
Roma Daily News
Dalit
Kuruluşları Birleşmeli 14/10/2008
Hindistan
devlet eski bakanlarından Ramanath Rai, Bantwal kentinde yaptığın
konuşmada, ülkede faaliyet gösteren bütün Dalit sivil toplum
örgütlerinin biraraya gelmesi gerektiğini söyledi. 3 Ekim 2008
tarihinde, yeni bir Dalit sivil toplum örgütünün açılışında
konuşan ve kendisi de bir Dalit olan Rai, ayrımcılıkla mücadele
etmek için bütün Dalit kuruluşlarının bir çatı altında
toplanarak mücadele etmelerini gerektiğini söyledi. Rai
konuşmasında, her kuruluşun kendisine göre farklı bakış
açıları olabileceğini ve bu durumun da gayet doğal olduğunu
söyledi. Bütün farklı bakış açılarına rağmen önemli ve
bütün örgütlerce kabul edilen gerçekliğin ise Dalitlerin
şiddetli bir ayrımcılıkla karşı karşıya oldukları ve bu orta
payda üzerinde kuruluşların bir çatı altında birleşmeleri
gerektiğinin altını çizen Rai, ancak bu şekilde kalıcı
çözümlerin üretilebileceğini söyledi.
Hindistan'daki
kast sistemine dayalı ayrımcılık, kimi eyaletlerde kanuni
düzenlemelerle tamamen yasaklandı kimilerinde ise Dalitler halen
“dokunulmazlar” olarak yer almakta. Diğer taraftan ayrımcılığın
yasaklandığı eyaletlerde dahi birçok saldırı, tecavüz vakası
meydana gelmekte. Dolayısıyla kanuni düzenlemelerin, gündelik
hayata yansıtılamadığı bir gerçek. Bu noktada, Dalit hakları
adına çalışan sivil toplum örgütlerine önemli görevler
düşüyor. Rai'nin bu çağrısı, hakların elde edilmesi ve
ayrımcılığın ortadan kaldırılması bağlamında büyük bir
önem arz ediyor.
Kaynak:
www.daijiworld.com
Katil
Alevler 17/10/2008
Hindistan'da
yaşayan Dalit Çingeneleri üzerine yaptığımız haberlerin bir
çoğunda Dalit toplumunu hedef alan vahşi cinayetler ya da
tecavüzler konu ediliyor. Genellikle üst kastlardan gelen
Hintlilerin faili olduğu bu cinayetler, kimi zaman silahla kimi
zamansa kurbanı canlı canlı gömerek kimi zamansa bir Dalit'in
yakılması gibi vahşice yöntemlerle geçekleştiriliyor.
Geçtiğimiz
günlerde haber kaynaklarımızdan birisinde gördüğümüz başlık,
Hindistan'da yaşanan bu olayları çağrıştırmıştı. Başlıkta
“Çingene çocuk yanarak öldü” yazıyordu. Bu sefer haber
Avrupa'nın göbeğinden geliyordu. İtalya'nın otomotiv ve moda
sektörleri sayesinde zenginleşmiş Milano kentindeki bir varoşta,
Romanya'dan göçen Çingene bir ailenin barakasında çıkan
yangında 13 yaşında bir çocuk feci şekilde can vermişti.
Elektriği ve
herhangi bir ısıtma sistemi olmayan barakada, aile soğuktan
korunmak için tenekelerden yaptıkları sobayı kullanıyordu.
Katliamın ilk faili işte bu teneke sobaydı. Aydınlanmak için
kullanılan mum ise son cinayetin suç ortağı oldu. 13 yaşındaki
çocuk uyuduğu sırada üzerine düşen mum, kısa sürede yorganın
tutuşmasına sebep oldu. Küçük çocuk feci şekilde yandı.
İtfaiye olay yerine geldiğinde ise küçük çocuk çoktan ölmüş,
ailesi ise ağır yaralı olarak kurtulmuştu.
Bu durumu bir kaza
olarak mı algılamalı? Diğer taraftan Hindistan'da
karşılaştığımız, Dalit Çingenelerini kast dışı oldukları
için öldüren zihniyetin kibarlaştırılmış bir versiyonu ile
karşı karşıya olduğumuzu inkar edebilir miyiz? Bir kibrit çakıp
tutuşturmakla sefaletin içinde yavaş yavaş kavurmak birbirinden
çok da farklı olmasa gerek.
Kaynak:
www.everyonegroup.com
Romanya'dan
Sosyal Konut Projesi 21/10/2008
Romanya
hükümetinden 1 Ekim'de yapılan açıklamaya göre Çingeneler için
300 sosyal konutun yapımını kapsayan bir proje önümüzdeki
günlerde hayata geçirilecek. “Çingenelere Sosyal Konut”
başlığı altında gerçekleştirilecek proje kapsamında
Çingeneler için ülkenin değişik yerlerinde toplam sayısı üç
yüz olan, sosyal konutlar inşa edilecek.
Projede
ilk olarak, ülke genelinde sosyal konutlara en fazla ihtiyaç
duyulan sekiz bölge belirlendi. Bu bölgelerde öncelik Çingenelere
verilmek koşuluyla, düşük gelir gruplarındaki Romanya
vatandaşlarına çok düşük ödeme koşullarıyla sosyal konutlar
yapılacak. Hükümetin yaptığı açıklamaya göre, sosyal konut
projeleri bütçe elverdiği sürece önümüzdeki yıllarda ülke
geneline yayılacak.
Kaynak:
www.divers.ro
Olsa
Olsa Çingenedir 25/10/2008
Geçtiğimiz
günlerde, dünyanın değişik ülkelerindeki Çingenelerin yaşam
koşulları, yaşadıkları ayrımcılık vakaları ve kültür sanat
etkinlikleri hakkında çeşitli iletilerin gönderildiği
Uluslararası elektronik posta ağında değişik bir ileti
dikkatimizi çekti. Bu ileti aslında, hepimize tanıdık gelen,
değişik şekillerde ve koşullarda karşımıza çıkan ön
yargıların ve sebep oldukları uygulamaların somut örneklerinden
bir tanesiydi. İletiyi yollayan Jeanne Gamonet isimli bir Fransız
Çingenesiydi ve iletisini, mutlaka bu duruma bir tepki vermeliyiz
diye bitiriyordu.
Gamonet,
geçtiğimiz günlerde Fransa'da yaşanan bir tecavüz girişimini
anlatmış. 60 yaşlarında bir Fransız kadın, evine dönerken
saldırıya uğramış ve kendisine tecavüz edilmek istenmiş.
Kadının bağırmasıyla birlikte, saldırgan amacını
gerçekleştirmeden olay yerinden uzaklaşmış. Polise giden yaşlı
kadın ise, ifadesinde saldırganı teşhis edemediğini belirtmiş
ve olay yerine giden polis de, herhangi bir görgü tanığına
ulaşamamış. Olay daha sonra basına yansımış ve birkaç gün
sonra, Fransız ulusal gazetelerinden bir tanesinde olayla ilgili bir
haber yayınlanmış. Yapılan haberde, tecavüzcünün, mağdur
tarafından teşhis edilemediği ve herhangi bir görgü tanığı
olmadığı halde, zanlının Çingene olabileceği belirtilmiş!
Suçlu
konumda olan kişinin ait olduğu sosyal grubun isminin haberin
öznesi haline getirilmesi gazetecilik ilkelerine aykırıdır.
Hiçbir kimsenin ya da kurumun yaşanan münferit olayları, zaten
çok zor koşullarda yaşayan Çingene toplumunun bütününe mal
etmeye hakkı yoktur. Herhangi bir teşhis ve görgü tanığı
olmamasına rağmen suçlu “olsa olsa Çingenedir” gibi önyargı
ve suçlamaların ne gibi toplumsal olaylara neden olduğunu
yaptığımız haberlerde defalarca gösterdik. Geçtiğimiz aylarda
İtalya'da bir çocuk kaçırma vakasının hiçbir kanıt olmaksızın
Çingenelere mal edildiğini ve galeyana gelen halkın Çingene
kampını yaktığını belirten bir habere yer vermiştik. Yine
İtalya'da suçla mücadele etmek için, ülkedeki bütün
Çingenelerin zan altında bırakıldığını ve hepsine potansiyel
suçlu muamelesi yapılarak yaşlı genç demeden bütün
Çingenelerin parmak izlerinin alınarak fişlendiğini haber
yapmıştık. Basına haber yaparken büyük sorumluluklar düşmekte,
günümüzde önemli bir etki alanına sahip medya, duyurduğu
haberlerin ne gibi sonuçlar ortaya çıkartabileceğini düşünerek
görevini yerine getirmelidir.
Savaştan
Kalanlar 8/11/2008
Kosova'da
1999 yılında yaşanan savaştan sonra geri de karmakarışık bir
bölge ve mülteci durumuna düşmüş birçok insan kaldı.
Kosova'nın geçtiğimiz aylarda bağımsızlığını ilan etmesiyle
geri dönüşler başladı fakat bu sefer de Müslümanlar
topluluklar ile Sırplar arasında yer yer çatışmalar yaşanmaya
başladı. Birleşmiş Milletler bu çatışmaları durdurmaya
çalışırken, kurşun zehirlenmesi sorunu mülteci kamplarında
yaşayan insanları tehdit ediyor.
1999
yılında en fazla 90 gün kalmaları planlanarak Mitrovica kampına
yerleştirilen Çingeneler, şimdiye kadar ne kendi topraklarına
dönebildiler ne de yeni bir mülteci kampı yerleştirilmeleri
sağlandı. Sırp ve Arnavut halkları arasında bölünmüş olan
Kosova şehri Mitrovica'nın kuzeyinde bulunan mülteci kampında
yaşayan Roman Çingeneleri hem geri dönememenin hem de kurşun
zehirlenmesinin acılarını yaşıyorlar. Bölgede bulunan kurşun
kalhanesi artık kullanılmasa da çevre yüksek oranda zehirli
kurşunla kirlenmiş durumda. Özellikle çocuklarda görülen
hastalık nedeniyle, hafıza kaybı, sürekli olarak kusma, dişlerde
kurşun birikmesi, yürüme ve konuşma yetilerinde kayıplar
görülüyor. Birçok çocuk ya doğmadan ya da altı yaşına
gelmeden ölüyor.
Kampta bulunan 500
Çingene çocukta görülen kurşun zehirlenmesi nedeniyle Birleşmiş
Milletler geç de olsa harekete geçti. 17 Kasım tarihinde
İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılacak toplantı ile mülteci
kampında yaşayan çocukların tedavisi ve kampın yerinin
değiştirilmesi konusunda gerekli kararların alınması
öngörülüyor.
Kaynak:
www.setimes.com
Fotoğraf: AFP
Irkçı
Uygulama, Irkçı Karar 12/11/2008
1997
yılında bir Çingene kadınının kendi rızası dışında, ikinci
çocuğunu doğurduktan sonra kısırlaştırılması üzerine, yerel
mahkeme işlemi gerçekleştiren hastahaneyi tazminat ödemeye mahkum
etmişti. Hastane avukatlarının başvurusu üzerine konuyu yeniden
görüşen bir üst mahkeme önceki kararı bozdu.
Iveta
Cervenakova, 11 yıl önce ikinci çocuğunu doğurduktan sonra,
kendi rızası olmadan kısırlaştırıldı. 2003 yılında konuyu
mahkemeye taşıyan Cervenakova, hukuk mücadelesini 12 Ekim 2008
tarihinde kazandı. İlk derece mahkemesi, hastanenin yaklaşık 30
bin Euro tazminat ödemesine ve Cervenakova'dan özür dilemesine
karar verdi. Hastane avukatları ise kararı bir üst mahkemeye
taşıdı. Geçtiğimiz çarşamba günü yapılan oturumda tazminat
ödeme cezasının bozulması yönünde hüküm verdi. Çek
kanunlarına herhangi bir olay meydana geldikten sonra 3 yıl
içerisinde mahkemeye intikal etmesi gerekiyor. Üst mahkeme bu
maddeden yola çıkarak olayın, mahkemeye intikalinin geç kalması
nedeniyle kararı bozdu. Bu karar hukukçular arasında tartışmaya
neden olurken, birçok avukat bahsi geçen maddenin bu olayda
uygulanmama yolunun açık olduğunu söylediler. Cervenakova'nın bu
karardan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurması
bekleniyor.
Ülkedeki
sivil toplum örgütlerine göre kişinin rızası dışında
kısırlaştırılması da yeni bir durum değil. Çek
Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını kazandığı 1989 yılından
önce ki süreçte de Çingene nüfusunun kontrol edilebilmesi
amacıyla uygulamanın yaygın olduğu belirtilirken yaklaşık 250
bin Çingene kadının habersiz bir şekilde kısırlaştırıldığı
düşünülüyor.
Kaynak:
AP
Yine
Irkçı Saldırı 15/11/2008
Macaristan'ın
kuzey doğusunda bulunan Nagycsecs köyünde 3 Kasım pazartesi günü
bir ırkçı saldırı yaşandı. Yaşları 43 ve 40 olan Çingene
bir çift tabanca ile öldürüldü ve sonrasında evleri yakıldı.
Çingene hakları savunucusu ve politikacı Viktoria Mohacsi'nin
yaptığı açıklamaya göre Macaristan güvenlik güçleri
öldürülen çiftin Çingene olmadığını belirtse de kendisi de
bir Çingene olan Mohacsi, olayın meydana geldiği yerde
Çingenelerin yaşadığını ve köydeki Çingene olanlar ile
olmayanların yaşadıkları yerler arasında uzun bir mesafe
olduğunu söyledi.
Aynı
zamanda Macaristan'ın Avupa Konseyi'ndeki temsilcilerinden birisi
olan Mohacsi, İçişleri Bakanlığını sürekli olarak ülkede
ırkçılığın son yıllarda yükseldiği ve gerekli tedbirlerin
alınması gerektiği yönünde uyardığını fakat uyarılarının
dikkate alınmadığını söyledi. Mohacsi durumu birçok kez Avrupa
Konseyi'nde de dile getirmişti.
Kaynak:
Reuters
Bu
Sefer Saldıramadılar 19/11/2008
16
Kasım günü Çek Cumhuriyeti'nin eski adıyla Bohemya olan Usti nad
Labem kentinde bulunan Litvinov kasabasında ırkçılarla polis
arasında çatışma yaşandı. Kasabada bulunan Çingene mahallesine
saldırmak üzere yürüyüşe geçen 500 kişilik gruba polis
müdahale etti. Grubun önünü kesen polis, dağılmaları yönünde
yaptığı anonslara direnen ırkçı grubu dağıtmak üzere
harekete geçti. Taş ve sopalarla polise direnen ırkçılar,
Çingene mahallesine giremediler. Böylece Çingenelerle ırkçılar
arasında yaşanabilecek olası çatışma, polis müdahalesi
sayesinde engellenmiş oldu. Çatışmalar sırasında yedisi polis
olmak üzere on dört kişi yaralanırken, bir polis arabası da
ırkçılar tarafından ateşe verildi.Yaklaşık bin polisin görev
yaptığı olaylarda on beş ırkçı gözaltına alındı.
Kaynak:
news.bbc.co.uk
Romanya'da
Sosyal Konut Toplantısı 22/11/2008
Avrupa
Birliği'nin, Romanya'ya Çingelerin konut sorununu iyileştirmesi
için hibe ettiği 300 milyon Euro, 2009 yılı itibariyle devlet
kasasına girmiş olacak. Hibe, ülkede yapılacak sosyal konutlar
için kullanılacak. Sosyal konutların yapımına başlanmadan sivil
toplum örgütleri ve ilgili devlet kurumları arasında 28 ve 29
Ekim başkent Bükreş'te tarihlerinde bir toplantı yapıldı. Sivil
toplum örgütleri, projenin ülkedeki Çingene gerçekliği ile
uyuşmadığını savundular. İlk olarak Romanya Ulusal Çingene
Ajansı'nın verileri sunuldu. Sivil toplum örgütleri ve
akademisyenler bu verilerden ve projenin uygulanma aşamaları
hakkında düşüncelerini belirttiler. Ajansın hazırladığı
rapora göre:
*Ülkedeki
Çingenelerin %31'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor,
*%43'ü
kerpiç evlerde yaşıyor,
* Evlerin %36'sı 1990 yılından önce
yapılmış,
*Evlerin %17 tek odadan, % 42'si iki odadan, evlerin
% 59' nda mutfak aynı zamanda oda olarak kullanılıyor,
*Evlerin
% 87'sinde doğal gaz, %13'ünde elektirik, % 85'inde atık su
sistemi yok ve % 85'i soba ile ısıtılıyor,
*Evlerin % 10'nunda
tuvalet bulunmuyor, % 81'inde tuvaletler evlerin bahçelerinde
bulunuyor,
*Evlerin sadece %13'ünde içme suyu
bulunuyor,
*Evlerin %24.7'sinin tapusu bulunmuyor, varolan
tapuların ise sadece % 4'ü Avrupa Birliği'ne giriş sonrası
değişen mevzuatla uyumlu.
Sosyolog
Nicolae Gheorghe, veriler dikkate alındığında sosyal konut
projesinin bu sorunları aşmaya odaklanmadığını ayrıca projenin
Romanya genelini kapsamadığını ve uygulamanın sadece yerel
otoritelerin insiyatifine bırakılmasının zaman ve kaynak israfina
sebep olacağını belirtti. Gheorghe'ye benzer bir şekilde, sivil
toplum örgütü Ruhama temsilcisi Marian Daragiu ise ayrılan
kaynakların kullanımının merkezi otoriteye değil yerel
yönetimlere bırakılmasının zararlı olduğunu çünkü yerel
yönetimlerin Çingene sorunlarına eğilmediğini söyledi. Kalkınma
Bakanlığı Konut Politikaları sorumlusu Bogdan Suditu'da
eleştirileri kabul ederek, yerel yönetimlerin merkezi yönetim
tarafından zorlanmadığı takdirde hiçbir gelişmenin
kaydedilemeyeceğinin altını çizdi. Devlet Bakanı Victor Giosan
ise projenin gerçekleştirilebilmesi için merkezi yönetimin
gerekli tedbirleri alacağını ve merkezi yönetimin buradaki
görevinin yerel yönetimlerle koordinasyonu sağlamak olduğunu
belirtti. Sivil toplum örgütleri temsilcileri ve akademisyenler ise
bu söylemin yeterli olmadığını ve proje kaynaklarının
kullanımı konusunda kontrolün merkezi yönetimde olması
gerektiğinin altını çizdiler.
Kaynak: www.divers.ro
Macaristan
El Bombalı Saldırıyla Sarsıldı 27/11/2008
12
Kasım günü AB ülkesi Macaristan'ın, başkent Budapeşte'nin 250
km güneyinde bulunan Pecs kentinde Çingenelere yönelik bir saldırı
meydana geldi. Bu saldırıyı diğerlerinden ayıran ise daha
vahşice olmasıydı. Saldırı akıllara durgunluk verecek bir
yöntemle gerçekleştirildi. Bir Çingene ailenin evine el bombası
atıldı. Meydana gelen patlamayla ev savaş alanına dönerken, anne
ve baba öldü iki çocuk ise ağır yaralandı. Polis sözcüsü
Peter Zsobrak yaptığı açıklamada saldırının ırkçılar
tarafından yapılmış olabileceği ihtimali üzerinde durduklarını
fakat şu ana kadar bu savlarını destekleyecek herhangi bir kanıta
ulaşamadıklarını belirtti. Zsobrak, olayın polis teşkilatı
bünyesinde özel bir bölüm tarafından araştırıldığını da
sözlerine ekledi.
Olay
ülke çapında büyük yankı uyandırırken, etnik grupların
haklarından sorumlu kamu denetçisi Erno Kallai yaptığı
açıklamada, olayın ırkçı bir saldırı olup olmadığı
konusunda bir karara varabilmek için erken olduğunu fakat
saldırının şekli ve hedef aldığı insanların Çingeneler
olması nedeniyle ırkçı saldırı ihtimalini arttırdığını
söyledi. Kallai, son dönemde ülkede yaşanan ırkçı saldırıların
kaygı verici olduğunu, Çingenelerin tarihten gelen önyargılar
nedeniyle hedef konumuna geldiğini söyledi.
Ülkede
faaliyet gösteren düşünce kuruluşlarından Political Capital ,
geçtiğimiz Ekim ayında yayınladığı bildiride, ülkenin en
ciddi sorununun Çingene olmayanların Çingenelere karşı
önyargıları ve ırkçı saldırılar olduğu belirtilmişti.
Kaynak:
Reuters
Mohacsi
Avrupa'yı Uyardı 10/12/2008
Avrupa
Parlamentosu'nun Çingene vekili Viktoria Mohacsi, 26 Kasım günü
son dönemde yükselen ırkçı dalgaya karşı tedbir alınması ve
derhal harekete geçilmesi için vekilleri uyardı. Avrupalı
parlamenterleri ırkçı saldırıları kimlerin
gerçekleştirdiklerini ve bu kişilerin rahat hareket
edebilmelerinin nedenleri düşünmeye çağıran Macaristan
temsilcisi Mohacsi, son 1 yılda ırkçı saldırılarında büyük
bir artış olduğuna işaret etti.
Irkçıların
her an yeni bir saldırı gerçekleştirebileceklerini ifade eden
Mohacsi, Avrupa'nın çeşitli ülkerinde faaliyet gösteren aşırı
milliyetçi partilerin bu grupların örgütlenmesine katkı
sağladıklarını söyledi. İtalya, Çek Cumhuriyeti gibi son
dönemde ırkçı saldırıların gerçekleştiği ülkelerde,
hükümetlerin büyük zaafları olduğunu ve gerekli tedbirleri
almadıklarını ve bu durumun yeni saldırılara zemin
hazırladığının altını çizdi.
Ekonomik krizin
Avrupa'daki Çingenelere üzerindeki etkilerine değinen Macaristan
temsilcisi, zaten kötü koşullarda hayatta kalmayan çalışan
Çingenelerin krizle birlikte yaşamlarının daha da zorlaştığını
sözlerine ekledi. Mohacsi son olarak, hem ırkçı saldırılara son
verilmesi hem de ekonomik ve toplumsal bütünleşmenin sağlanması
için Avrupa Birliği'nin geniş kapsamlı bir Çingene stratejisi
oluşturması gerektiğini belirtti.
Kaynak:
www.javno.com
Göçebelik
Bitti Göçmenlik Başladı 16/12/2008
Slovakya
Çingeneleri arasında göçebelik tamamiyle ortadan kalktı.
Çekoslavakya'nın dağılmasından önce ki dönemde Çingene
nüfusunun denetlenebilmesi amacıyla devlet, 1950 yılında aldığı
bir kararla göçebe Çingenelerin hareket etmesini
yasaklamıştı.Çekoslavakya dağılmasına rağmen bahsi geçen
kanun ancak dört yıl önce kaldırıldı fakat Çingeneler göçebe
yaşam tarzına geri dönmediler. Artık onlar için göçmenlik
dönemi başladı.
Trnava
Üniversitesi öğretim üyesi Rene Luzina, göçebeliği yasaklayan
kanunun, Çingenelerin sadece küçük bir bölümü etkilediğini
çünkü o dönemde zaten ülkedeki Çingenelerin büyük bir
bölümünün yerleşikleştiğini söyledi. O dönemde bölgede
yaşayan Çingenelerin %10 ila12'sinin bir kısmının tarımla
uğraştıkları için mevsimlik olarak göçtüklerini bir kısmının
ise zanaatları gereği sürekli hareket halinde olduklarını, bahsi
geçen kanunla birlikte bu Çingenelerin bulundukları yerlere
yerleştirildiğini kaydetti. Günümüzde geleneksel zanaatların
kaybolmasıyla artık göçebe yaşama geri dönülmesi gibi bir
durumun sözkonusu olamayacağını belirten Luzina, Çingenelerin
hayatın artık yeni bir dönemin, göçmenlik döneminin başladığını
ifade etti.
Günümüzde birçok
Çingene daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için çeşitli
ülkelere göçmen olarak gidiyorlar. Artık, Çingeneler göçebe
değil göçmenler. Ülkenin 2004 yılında Avrupa Birliği'ne
girmesiyle birlikte birçok Çingene Avrupa'nın değişik
bölgelerine, daha iyi bir yaşam hayaliyle yerleşti. Avrupa Birliği
üyeliği öncesinde de Çingenelerin büyük bir bölümü Kanada'ya
yerleşmişti.
Kaynak:
www.romea.cz
Duyun
Bu Çığlığı: Dikhen Ande İtalia
Avrupa'da
son 2 yılda Çingenelere yönelik birçok ırkçı saldırı meydana
geldi. Avrupa, yaşadığı soykırım gerçeğinden ders almamış
olacak ki şu ana kadar herhangi bir somut tedbir alınmadı.
Avrupa'nın çeşitli bölgelerinde yaşayan Çingeneler her an yeni
bir saldırının endişesiyle hayatlarına devam ediyorlar. Hal
böyleyken, İrlandalı genç bir Çingene bu tehlikeli gidişatı
anlatan bir şarkı yazdı. Kerieva, şarkısında yükselen
ırkçılığa karşı genç Çingeneleri melodileriyle uyarıyor.
Kerieva,
34 yaşında bir keman virtüözü, kökenleri Manuşlara(Fransız
Çingenesi) ve İngiliz Çingenelerine dayanıyor. Aynı zamanda
Avrupa'nın değişik ülkelerini dolaşarak Çingenelerin
sorunlarının aşılmasına yönelik çalışmalara katılıyor.
İnsan hakları üzerine yüksek lisans eğitimini tamamlamış olan
Kerieva, “Dikhen Ande Italia”(İtalya'ya Bakın) adlı şarkısıyla
ırkçı saldırılara karşı Çingeneleri uyanık olmaya çağırıyor.
Aşağıdaki linke tıklayarak dinleyebileceğiniz şarkının
sözleri şöyle:
http://www.blog.travellerstimes.org.uk/wp-content/uploads/2008/11/dikhen-ande-italia-6-oct.mp3
İtalya'ya
Bakın
Çingeneler dinleyin bu mesaj size,
Gözlerinizi açın,
etrafınıza bakın
Duyuyor musunuz?
Sesimizi kesmek,
çocuklarımızı almak için
Bıçaklarını
bileyliyorlar...
Çingeneler dinleyin,
60 yıl sonra yeniden
uyandılar,
Avrupa'yı fethediyorlar,
İtalya'ya bakın!
Genç
Çingeneler uyanın ve kalkın yerlerinizden.
Kendinizle gurur
duymanın ve dur demenin vaktidir...
Uluslararası
Çingene Yazarlar Birliği 25/12/2008
Finlandiya,
Çingene dili ve kültürü için çok önemli bir kuruluşa ev
sahipliği yapıyor. Uluslar arası Çingene Yazarlar Birliği (IRWA)
2002 yılında Finlandiya'nın Karjaa kentinde kuruldu.
Birliğin
kuruluş amacı internet sitesinden yapılan açıklamaya göre
Çingene edebiyatının, dünya edebiyatının önemli bir zenginliği
olduğunu göstermek ve Çingene dilinin gelişmesine katkıda
bulunmak olarak belirtiliyor. IRWA, amacının ayrıca dünyanın her
yerinde bulunan Çingene yazarlarla iletişim kurmak ve kendi
dillerinde yazmış oldukları eserleri biraraya getirmek olduğunu
belirtiyor.
Birlik, 2000 yılında
Veijo Baltzar, Irka Cederberg ve Mariella Mehr'in bir Çingene
kütüphanesi kurma fikrinden yola çıkılarak yeşerdi. Bu fikir,
2001 yılında Almanya'nın Köln kentinde 20 Avrupa ülkesinden
gelen Çingene yazarların katılımıyla yazarlar birliğine
dönüştü. Birlik 2002 yılında resmen kuruldu ve kurulur kurulmaz
Romani Kitaplığı adıyla bir projeye imza atıldı. Projenin
kapsamında Romani dilinde yazılan eserleri biraraya getirerek,
Çingene kültürünün tanınması ve gelecek nesillere aktarılması
amaçlandı.
Halen faaliyetlerine
devam eden birlik, Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen
eserlerin toparlanması, Romani'ye çevrilmesi ve basılması için
çalışıyor. Bu yolla, Çingene kültürünün tanıtılması ve
Çingenelerin yaşam koşullarının anlaşılması amaçlanıyor.
Kaynak:
www.romaniwriters.com
2.
Dünya Savaşı'nın Acıları Unutulmuyor 29/12/2008
21
Aralık günü Belin'de 2. Dünya Savaşı sırasında soykırıma
uğrayan Çingeneler için anma töreni düzenlendi. Naziler
tarafından katledilen yaklaşık beş yüz bin (500.000) Çingene
için yapılan törenlerde konuşan, Çingene Merkez Konseyi başkanı
Romani Roze, soykırımın hatırlanması için büyük bir anıtın
yapılacağını belirtti.
Soykırıma
uğrayan Çingeneler için yapımına başlanan anıtın 2009 yılı
içinde tamamlanması bekleniyor. Anıt, Belin'de bulunan Tiergarten
Parkı'nda bulunacak. Yaklaşık 16 senedir yapımı gündemde
bulunan fakat bir türlü tamamlanamayan anıtın 2009 yılında
bitirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Kaynak:
www.romaworld.ro
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder