6 Aralık 2013 Cuma

DÜNYA 2008

İtalya Çingeneleri Sınırdışı Ediyor 01/01/2008
Geçtiğimiz Ağustos ayında, bir Çingene yerleşimine yapılan kundaklamadan sonra dikkatleri üzerine çeken İtalya, yeni bir olayla yine gündemde. Ülkeye göç eden Romanya vatandaşları, sınırdışı edilmeye başlandı. Yaklaşık 500 kişi ülkelerine gönderilirken, bu sayının önümüzdeki günlerde 1200 kişiye ulaşması bekleniyor. Ayrıca bu insanların büyük bir bölümünü Çingeneler oluşturuyor.
Özellikle Romanya’nın Avrupa Birliği’ne girişinden sonra büyük çoğunluğunu Çingenelerin oluşturduğu Romanya vatandaşları İtalya’ya göç etmeye başladılar. Bu duruma hazırlıksız yakalanan İtalya, ülkenin yeni sakinlerinin istihdam ve yerleşim gibi sorunları karşılayamadı. Bu duruma Avrupa’da yükselen milliyetçilik de eklenince, hem yerleşik İtalyan vatandaşları hem de göçmenler zor günler yaşamaya başladılar. İtalyan Hükümetinin bu durum karşısında uygulamaları ise sorunun kısa vadede üstesinden gelemeyeceğini göstermiş oldu.
Kaynak: United Press International



Hindistan'da Baraka Yangını 01/01/2008
Hindistan’ın Bihar eyaletinde bulunan Budhgariya köyünde Dalitlerin yaşadığı bir barakada yangın çıktı. Geçtiğimiz cumayı cumartesiye bağlayan gecede yaşanan olayda, 6 kişilik aile feci şekilde can verdi. 4 çocuk ve 2 yetişkinin yaşamını yitirdiği olayda, polisin verdiği bilgiye göre, yangının, sobadan sıçrayan kıvılcımlar nedeniyle ya da sobanın devrilmesi sonucu çıktığı sanılıyor. Hastanenin basına verdiği bilgiye göre, 6 kişilik ailenin, 5 mensubu hastaneye ulaştığında çoktan ölmüştü. Bir kişinin durumu ise ağırdı ve yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Kış aylarında, Dalit aileler ısınmak için kurumuş inek dışkılarını toplayarak, yakacak olarak kullanıyorlar.


Dalit Aşçıyı Kovdular 03/01/2008
Geçtiğimiz günlerde haberini yaptığımız, Hindistan’ın Bibipur okulundaki yemek boykotunda yeni bir gelişme oldu. Lucknow’daki okulun aşçısının bir Dalit kadını olması sebebiyle, üst kast mensubu öğrenciler, yemeklerin sağlıklı olmadığını iddia etmiş ve aşçı Kumari Rawat’ın işten çıkarılmasını talep etmişlerdi. Talepleri yerine getirilene kadar yemekleri boykot edeceklerini açıklayan öğrenciler nihayet istediklerini elde ettiler. Kumari Rawat işten çıkarıldı.
Yemek boykotları başladıktan sonra okul müdürü, okullarında kast sistemine bağlı ayrımcılığın olamayacağını belirtmiş, aşçının ancak hijyen koşullarına uymadığı kanıtlanırsa işine son verileceğini açıklamıştı. Diğer taraftan çeşitli sivil toplum örgütleri okula gitmiş ve yemekhane ve yemeklerde incelemeler yapmışlardı. Yapılan incelemeler sonucunda Rawat’ın hijyen koşullarına uyduğu ve yemeklerin de lezzetli olduğunu açıklamışlardı. Bu açıklamalara rağmen Rawat’ın işine geçtiğimiz günlerde son verildi. Sivil toplum örgütleri olay üzerine imza kampanyası başlattılar. Eğitim Bakanlığı olaydan haberdar edildi fakat şu ana kadar Bakanlıktan herhangi bir açıklama gelmedi.
Kaynak: www.indianexpress.com



Sofya'da Irkçı Fesat Kan Döktü 06/01/2008
Bulgaristan’da geçtiğimiz Cuma günü yine ırkçı bir saldırı yaşandı. Başkent Sofya’da bir Çingene gence saldıran 20 yaşındaki ırkçıya, olay mahallinden geçmekte olan Avusturalyalı turist genç müdahale etti. Olay sonrasında turist genç gözaltına alındı.
Çıkan arbedede ırkçı saldırgan ölürken, saldırıya uğrayan Çingene genç ağır yaralandı. Olay sonrasında Freeman, cinayet suçlamasıyla gözaltına alındı. Mahkemeye çıkartılan Freeman, olayın Çingene gence karşı yapılan ırkçı bir saldırı olduğunu ve bu saldırıya engel olmak için müdahale ettiğini söyledi. Duruşmadan herhangi bir karar çıkmazken, Freeman’ın tutukluluk hali devam ediyor. Bir sonraki duruşma 8 Ocak günü yapılacak.



Yılbaşı Gecesi Irkçı Saldırı 07/01/2008
Slovakya’nın başkenti Bratislava, 2007’nin son günü ırkçı bir saldırıya sahne oldu. Yılbaşı kutlamaları sırasında 4 ırkçı, eğlenen Çingenelere saldırdı. Kutlamaları terk etmelerini isteyen ırkçılar, bu isteklerini kabul etmeyen Çingenelere önce çeşitli hakaretler yağdırdılar. Daha sonra Çingenelere saldırarak yaralanmalarına sebep oldular. Olaydan sonra yakalanan ırkçılardan 3 tanesi, polisin yaptığı açıklamaya göre Çek Cumhuriyeti’nde gerçekleştirdikleri benzeri saldırılardan dolayı daha önce yargılanmış ve hapse girmişler.
Diğer taraftan sayıları 30’u bulan başka bir ırkçı grup ise Svidnik kentinde, Çingene bir ailenin evlerine saldırarak camlarını kırdı. Olayda herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmazken, binada maddi hasar meydana geldi. Binanın duvarlarına Çingeneleri aşağılayan sözler ve ırkçı sloganlar yazan grubun yakalanması için güvenlik güçleri araştırmalarına devam ediyorlar.
Kaynak: www.romea.cz


Dalit Aşçı Davası Kapandı 08/01/2008
Lucknow kentindeki bir okulda, Dalit aşçının yaptığı yemekleri, hijyenik olmadığı gerekçesiyle protesto eden öğrenciler öğlen yemeklerini boykot etmeye başlamışlardı. Bunun üzerine okul yönetimi Dalit aşçının görevine son vermiş ve sivil toplum örgütlerinin çalışmaları sayesinde olay, Eğitim Bakanlığı’na taşınmış ve olayla ilgili soruşturma başlamıştı. Olayı araştıran komisyon geçtiğimiz günlerde, incelemelerini tamamladı. Komisyonun hazırladığı rapora göre, Dalit aşçının yaptığı yemekler hijyenik koşullarına uyulmadan hazırlanmış ve olay herhangi bir kasta bağlı ayrımcılık vakası değil. Bu sonuçla araştırma tamamlandı ve dosya kapanmış oldu.
Olay ortaya çıktığında sivil toplum örgütleri okulda incelemelerde bulunmuş ve Dalit aşçının hijyen koşullarına uyduğunu, yemeklerinse lezzetli olduğunu belirtmişlerdi. Çeşitli öğrencilerle de konuşan görevliler, bazı öğrencilerin bu protestoyu ailelerinin istekleri doğrultusunda gerçekleştirdiklerini belirtmişlerdi. Dalit aşçı şu anda işsiz.



İtalya'da Kundaklama Olayları Devam Ediyor 09/01/2008
İtalya, Çingenelerin karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak son dönemde hem hükümet politikalarıyla hem de ırkçı saldırılarla gündeme gelmeye devam ediyor. Sitemizden sizlere daha önce duyurduğumuz bir olaya benzer başka bir facia daha yaşandı geçtiğimiz günlerde.
Grup Everyone’nin yaptığı habere göre, başkent Roma’da bulunan Mira Lanza deposunda 4 Ocak 2008 tarihinde, gece yarısı yangın çıktı. Terkedilmiş depoda, 100 tanesi çocuk olmak üzere 250 Çingene yaşıyordu. Yangın sonrasında barakalar tamamen yandı, Çingeneler ise belediye tarafından, muhtemelen fazla kalamayacakları, önceden fuar alanı olarak hizmet veren büyük çadırlara taşındılar.
Depoda yaşayan Çingenelerin ifadelerine göre, yangın aynı anda birkaç farklı yerde çıktı ve hemen baraklara sıçradı. Neyse ki, yangını erken fark eden Çingeneler hemen barakalarını boşalttılar ve herhangi bir can kaybı olmadı. Yetkililerden alınan bilgiye göre alevler, soba ya da ısınmak için yakılmış herhangi bir şeyden sıçramış alevlerden çok Molotof kokteyli atılması sonucu çıkan alevlere benziyor. Yangının aynı anda birden fazla yerde sıçraması da buna eklendiğinde, olayın ırkçı bir saldırı olduğu açığa çıkıyor.



Aşk Kast Tanımaz 10/01/2008
Hindistan Çingeneleri dokunulmazdır. Üst kastlara göre onlar lanetlenmişlerdir, onların yaşadıkları yerde yaşamaz, onlara lağımları temizlettirir veya ölülerini yaktırırlar. 4 Ocak 2008’de Hindistan gazetelerinden duyurulan bir haber dokunulmazlığın nasıl algılandığını gözler önüne serdi. Rajasthan’da 19 yaşındaki üst kast mensubu genç kız, bir Dalit gence aşık oldu ve onunla evlendi. Poonam isimli genç kızın ifadelerine göre, bu durumu öğrenen ailesi bir Dalitle evlenmenin onursuzluk olduğu gerekçesiyle evliliğe karşı çıktılar ve onu bölgedeki Tibbi kanalına atarak, ölüme terk ettiler. Şans eseri boğulmayan genç kızı, kanal çevresindeki Dalitler kurtardı. Polisler, cinayete teşebbüs suçlamasıyla genç kızın babasını ve diğer akrabalarını arıyor.



Rahip Çingeneyi Dövdü 14/01/2008
Hindistan’ın Çingenelere yönelik saldırıların çok fazla olduğu Uttar Pradesh eyaletinin, Kampur bölgesi geçtiğimiz günlerde yine Dalitlere yönelik şiddete sahne oldu. Bu olay, Hindistan’daki kast sisteminin hayatının bütün hücrelerinde varolduğunun en önemli göstergelerinden bir tanesi. Sudhir Naga isimli genç, ibadet etmek için bölgedeki ibadethaneye girmek isteyince, ilk önce rahibin küfürlerine daha sonra da fiziksel şiddetine maruz kaldı. Olay sonucunda yaralanan Dalit genç hastaneye kaldırılırken, polis, rahibin yargılanıp yargılanmayacağı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı.
Kaynak: www.hindu.com



Irkçı Yürüyüş Yasaklandı 18/01/2008
Yeni yılın ilk haftasında sizlere duyurduğumuz, Çek Cumhuriyeti’nin Plzen kentinde ırkçıların 19 Ocak günü yapmayı planladıkları silahlı yürüyüşe belediyeden yasak geldi. Belediye başkanı Pavel Roedl gazetecilere yaptığı açıklamada, yürüyüşün ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve kentte yaşayan herkesin bu yürüyüşten rahatsız olduğunu belirtti.
Yürüyüş ülkedeki, Musevilerin, ikinci dünya savaşı sırasında kentten alınıp Musevi gettolarına götürülmelerinin yıl dönümü anmalarıyla çakışacaktı. Irkçı gruba Almanya’dan birçok ırkçının da katılacağı bilgisi kent sakinlerini rahatsız etmişti. Diğer taraftan kentteki anarşist gruplar da ırkçıların yürüyüşünü protesto etmek amacıyla başka bir yürüyüş yapacaklarını daha önceden ilan etmişlerdi. Böyle bir ortamda, ırkçı yürüyüşün çatışmalara dönüşebileceği ihtimali, geçtiğimiz hafta belediyeyi harekete geçirdi ve yürüyüş iptal edildi. Irkçı gruplar ise yürüyüşün yasaklanmasının ardından kendilerine ait internet sitelerinde, 26 Ocak 2007 tarihinde başka bir yürüyüş düzenleyeceklerini belirttiler.
Kaynak: www.romea.cz



Nazi Soykırım Arşivi 20/01/2008
2. Dünya Savaşı sırasında soykırıma uğrayan Çingene ve Musevilerle ilgili binlerce belgeyi kapsayan arşiv, Amerika Birleşik Devletleri Soykırım Müzesi’nde araştırmacılara açıldı. Araştırmacılara açılan belgelerin büyük bir çoğunluğu Almanya’dan getirildi. Müzenin daha önce bünyesinde bulundurduğu materyallere yenilerinin eklenmesiyle, müze dünyanın en fazla soykırım belgesinin bulunduğu yer oldu.
Arşivde soykırıma uğrayan Çingenelerle ilgili birçok belge olduğu açıkça dile getirilmese de müze yönetimi tarafından yapılan şu açıklamayla kesinleşti: “Belgelerin yarısından çoğu Musevi olmayan unsurlarla ilgili.”
Kaynak: www.jta.org


Encümen Üyesinden Irkçı Teklif 21/01/2008
İtalya’da 1900’lerin ortalarına kadar Çingenelerin sadece otobüslerin arka koltuklarında oturmalarına izin verildiği bir dönem bulunmaktadır. Daha sonra geçerliliğini yitiren bu uygulama geçtiğimiz günlerde, belediye meclisinde verilen bir önergeyle tekrar ve daha bir sert bir biçimde geri getirilmeye çalışıldı. Öneriyi sunan meclis üyesinin ise Komünist Parti PRC üyesi olması da ilginç bir noktaydı.
Roma belediyesi encümen üyelerinden Lucio Conte, belediye meclisinde Çingeneler ile diğer öğrencilerin okul otobüslerinin ayrılmasını öngören ırkçı bir teklif de bulundu. Bu teklife sağ görüşlü temsilciler de destek verdi. Conte’ye göre önerisinin temelinde ırkçılık değil, öğrenciler arasında çıkan anlaşmazlıklar sonucu ailelerin durumu kendilerine bildirmeleri var. Belediye başkanı Walter Veltroni ise öneriye şiddetle karşı çıkarak, “eğer öğrenciler eşitse ve aynı otobüslerle gitmeye devam edeceklerdir, böyle bir ayrımın yapılamaz” dedi. Irkçı tekliften sonra Komünist Parti Başkanı Massimiliano Smeriglio, Conte’yi protesto ederek, istifasını istedi. Conte ise bu çağrıdan sonra istifa etti.
Kaynak: www.idebate.org



Çek Polisler Ayrımcılığa Karşı Eğitildi 22/01/2008
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen ve 15 gün süren bir proje kapsamında 1000’den fazla polise, sivil toplum örgütleri gönüllülerince ayrımcılık eğitimi verildi. Eğitim çalışmasının amacı polislerin, ülkedeki Çingeneler gibi toplumca dışlanmış grupların dünyalarını anlayabilmeleriydi. Eğitimler süresince polislerle, ülkede bulunan Vietnamlı, Ukraynalı gibi birçok göçmen ile Çingeneler konuşturuldu. Bu insanların yaşam koşulları, karşılaştıkları sorunlar gibi konularda polisler bilgilendirildi.
İçişleri Bakanı İvan Langer, bu proje sayesinde polislerin toplumca dışlanmış gruplara yaklaşımında büyük gelişmeler kaydedileceğini ve ileride polis akademilerinde okutulacak derslerden birisinin ayrımcılığı önleme ve Çingeneler ve göçmenleri anlamaya yönelik olacağını söyledi.
Kaynak: www.praguemonitor.com



Yasağa Rağmen Toplandılar 25/01/2008
Slovakya’nın Bratislava kentinde, daha önce Çingene bir ailenin evine saldırarak evin duvarlarına ırkçı semboller çizen ve aile üyelerini öldürmeye kast eden ırkçılar, polislerce yapılan takip sonucunda yakandılar. Evlerinde birçok ırkçı yayın ve bayrak bulunan gençler sorguya alındılar. Yaşları 16 ile 25 arasında değişen saldırganların verdikleri ifadelerde, olay günü alkollü oldukları ve alkolün etkisiyle böyle bir şeye kalkıştıklarını belirttiler. Saldırganların, 2 yıl hapis cezası ile yargılanacakları gelen bilgiler arasında.
Kaynak: www.romea.cz



Washington Post: Tanrı'nın Çocukları 26/01/2008
Amerikan gazetesi Washington Post, Hindistan Çingeneleri, Dalitler hakkında bir makale yayınladı. Makalede Dalitlerin, kast sistemi içindeki konumlanışları ve ekonomik durumları hakkında kapsamlı bilgilere yer verildi. Hindistan’ın kast sistemine dayalı ayrımcılığı yasal olarak yasaklamasına rağmen, Dalitlerin ayrımcılığa maruz kaldıklarının altı çizilen makalede birçok Dalitin, sağlıksız koşullarda yaşadığı ve az kazandıran fakat zor işlerde çalıştıkları konusunda bilgiler verilmiş. Mahatma Ghandi’nin “tanrının çocukları” olarak nitelendirdiği Dalitlerin Hindistan toplam nüfusunun %16’sını temsil ettiği ve bu nüfusun kentlerde %36’sının, kırda ise %38’nin yoksulluk sınırı altında yaşadığı gibi bilgilere yer verilmiş.



Türk Vekile Irkçılardan Tehdit Yağıyor 26/01/2008
Berlin Eyalet Parlamentosu Yeşiller Milletvekili Özcan Mutlu bir Alman tv kanalında, Almanya'nın burada yaşayan Türklerin de vatanı olduğunu söyledi. Bu sözü hazmedemeyen ırkçılardan Mutlu'ya tehdit mektupları yağıyor.
Katıldığı programda yaptığı konuşma ilgili olarak Özcan Mutlu, "Geçtiğimiz hafta Almanya'nın birinci kanalı ARD'de Hessen Eyalet Başbakanı Roland Koch'la birlikte seçimle ilgili, özellikle de gençlerin arasındaki yaygın şiddet eylemleriyle ilgili bir programa katıldım. Program çok sayıda insan tarafından izlenmiş. Yapımcılar 4 milyon insanın izlediğini söyledi.
Ben bu programda sayın Koch'a, yaptığı propaganda ile toplumu böldüğünü ve yabancı düşmanlığını körüklediğini ve özellikle burada doğmuş ve büyümüş olan gençlere saldırganca hitap ederek onları yabancılaştırdığını söyledim. 40 yıl boyunca birisine yabancısınız derseniz o kişi sonunda kendini yabancı hisseder.
Bu politikaların verimli olmadığını, toplumsal uyuma teşvik etmediğini tam tersine uyumsuzluğa yol açtığını savundum. Kendisine göçmenleri ve gençleri günah keçisi olarak gösterip seçim malzemesi yapmamasını söyledim. Ardından üç gün içinde internetteki misafir defterime 300 mesaj bırakıldı. 500 kadar da nefret ve kin içeren e-posta aldım. Misafir defterimdeki notlarda da bu tarz ifadeler vardı. Irkçılardan gelen mesajlar vardı. Ben programda Almanya'dan 'Almanya bizim de vatanımız' diye söz etmiştim" dedi.
Özcan Mutlu kendisine ulaşan tehdit dolu mektupları savcılığa ulaştırdı. Mutlu yaşanan durumun vahametini şu sözlerle vurguluyor: " Sayın Koch yaptığı seçim propagandasında ucuz hesaplarla kendi seçimini garantiye almak için Türkleri, göçmenleri ve Müslümanları hedef göstererek Nazi hayaletlerinin tekrar hortlamasına yol açıyor."
Bizler de Cingeneyiz.org ailesi olarak, daha önce yaptığımız çeşitli haberlerde Hitler'in ruhunun canlandırılmaya çalışıldığını defalarca vurgulamıştık. Yaşanan olay gösteriyor ki yükselen ırkçılığın hedefinde sadece Çingeneler değil çok daha geniş toplumsal kesimler var. Bugün özellikle Balkanlarda Çingenelere fiziksel olarak yönelen ırkçı teröristlerin saldırıları yarın diğer toplumsal gruplara da yönelebilir.
Özcan Mutlu'ya geçmiş olsun diyoruz. Alman devlet kurumlarının görevlerini layıkıyla yerine getirerek telafisi mümkün olmayan vahim olayların yaşanmasını engelleyeceği ümidindeyiz.



Çingenelerin Katili: Yoksulluk 29/01/2008

Yoksulluk, Çingene bir ailenin sonunu hazırladı. Hindistan’ın Bhubaneswar kentinde, 5 kişilik bir Dalit ailesi böcek ilacı içerek intihar etti. Ölen Dalitlerin komşuları, ailenin çok yoksul olduğunu ve aile içinde sürekli tartışmaların yaşandığını söylediler. Olayın meydana geldiği geçtiğimiz Çarşamba günü de yine bir tartışma çıkmış ve baba evi terkmiş. Babanın evi terk etmesinden sonra 45 yaşındaki anne ve yaşları 4 ile 20 arasında değişen 4 kızı böcek ilacı içtiler. Olayın anlaşılması sonucu hastaneye kaldırılan aile, bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı.




Fransa'da Göçmenler Eylemde 30/01/2008

Geçtiğimiz hafta Fransa genelinde sayıları 8000’e yaklaşan göçmenler hükümetin, yasadışı göçmenleri sınırdışı edip, 18 aya kadar ülkeye girişlerini yasaklayan kararına karşı protesto gösterileri düzenlediler. En büyük gösteri, başkent Paris’te yaklaşık 3500 kişi ile düzenlendi. Gösterilerde, Fransa’nın aldığı bu kararın hiçbir yasal dayanağı olmadığı ve insan haklarına aykırı olduğu belirtildi. Bu düzenlemenin, hiçbir suç işlememiş fakat kaçak çalışmak zorunda kalan birçok insanın işlerini kaybetmelerine ve ailelerinden ayrılmalarına sebep olacağı belirtildi. Geçtiğimiz aylarda 120 Çingene sınırdışı edilmiş ve 3 aylığına Fransa’ya girişleri yasaklanmıştı.



Soykırımın Tanığı Trenler 31/01/2008

Almanya’nın başkenti Berlin’de 2. Dünya Savaşı sırasında katledilen Çingeneler ve Musevilerin anısına, ilginç bir sergi açıldı. Serginin konusu, Almanya’nın insanları toplama kamplarına gönderirken kullandığı trenler. 1942 ile 1944 yılları arasında, resmi rakamlara göre 500 bin Çingene ve 3 milyon Musevi, bu trenlerle ölüm kamplarına gönderildiler. Sergide, bu dönemlerden kalma fotoğraflar ve Alman Demiryolu işletmelerinden toplanan belgeler sergileniyor. Ayrıca sergi kapsamında 2.Dünya Savaşı sırasında öldürülen Çingeneler hakkında da bir konferans düzenlendi. 
Berlin’deki Potsdamer Platz meydanında açılan sergi, önümüzdeki günlerde Almanya’nın büyük tren garlarına taşınmaya başlanacak. 1 sene boyunca sürecek etkinlikler, gelecek yıl Nuremberg’de yapılacak törenle sona erecek. Fotoğraf ve belgeler, Nuremberg’de kalıcı olarak sergilenecekler.




Django'nun İzinde 01/02/2008
Caz müziğin en önemli isimlerinden Django Reinhardt, çocukluğunda yaşadıkları karavanın yanması sonucu kolları ve bacakları ciddi şekilde yanmış ve sol elinin yüzük parmağını ve serçe parmağını kullanamaz hale gelmişti. Doktorların bir daha gitar çalamayacağını söylemesine rağmen gitar çalmaktan vazgeçmemiş ve dünyanın sayılı caz gitaristlerinin arasına girmişti.
Şimdi ondan aldığı ilhamla, sayılı caz gitaristleri arasında gösterilen başka bir Çingene gitarist Biréli Lagrène, geçtiğimiz Ekim ayında çıkarttığı Gypsy Project(Çingene Projesi) isimli albümle kendisinden bahsettirmeye devam ediyor.
Kendisiyle yapılan röportajlarda, müziğinde Reinhardt’tan etkilenmelerin olduğunu ve onun kendisi için bir kahraman olduğunu belirten Lagrene, son albümünü Çingenelere adadığını söyledi.


Yangında Kundaklama Şüphesi 06/02/2008
Almanya'nın Ludwigshafen kentinde gerçekleşen ve 10 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği yangınla ilgili kundaklama şüphesi büyüyor. Yangından yaralı olarak kurtulan vatandaşlarımızın ve görgü tanıklarının ifadeleri halen incelenmekte.
Olayın gerçekleştiği bölgenin daha önce Türk düşmanı neo-nazi gruplar tarafından toplanma yeri olarak kullanıldığı bilgisi ve yanan evin yakınındaki bir duvarda ırkçı sloganların yazılmış bulunması, saldırının ırkçı gruplar tarafından gerçekleştirilmiş bir eylem olması ihtimalini güçlendiriyor.
Daha önce de Solingen'de meydana gelen acı olayda çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetmişti. O dönem de kamuoyunun ilgisi büyük ölçüde neo-nazi grupların üzerinde toplanmıştı.



Berlin'e Soykırım Anıtı 08/02/2008
Alman Kültür Bakanı Bernd Neumann, 29 Ocak günü düzenlediği basın toplantısında, Berlin’e 2. Dünya Savaşı sırasında soykırıma uğrayan Çingeneler anısına bir soykırım anıtı yapılacağını duyurdu.2. Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında en az 500 bin Çingenenin öldürüldüğünü, bu acı gerçeğin unutulmaması ve gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini belirtti.
Günümüzde Avrupa’da 12 milyon Çingenenin yaşadığını belirten bakan, Çingenelerin Avrupa’nın bütün ülkelerinde bulunduğunun ve önemli sorunlarının olduğunun altını çizdi. Anıt, Musevi bir heykeltıraş olan Dani Karavan’a yaptırılacak ve anıtta İtalyan şair, Santino Spinelli’nin bir şiiri yer alacak.


Dalit Kadın Hapse Atıldı 11/02/2008
Hindistan Jalandar’da bir Dalit(Hindistan Çingenesi) kadını işlemediğini iddia ettiği bir suç yüzünden cezaevinde. Geçtiğimiz Mayıs ayında işlenen bir cinayetten dolayı hapse atılan Dalit kadın, kocası Sukhwinder Singh’in, hukuk mücadelesine rağmen halen cezaevinde bulunuyor. Cinayetin işlendiği gün, Dalit kadının başka bir köye kardeşlerini ziyarete gittiğini anlatan kocası, asıl katilin üst kast mensuplarından olduğuna ve cinayetin karısının üzerine atıldığını düşünüyor. Cezaevine yollanan talihsiz kadının 3 yaşında bir çocuğu bulunuyor.
Manisha Kumari adlı kadının öldürüldüğü sırada evde, akrabalarının bulunduğunu öğrendiğini söyleyen talihsiz koca, akrabaların cinayetle ilgili olarak verdikleri ifadelerin yalan olduğunu söyledi. Singh, adalet bakanlığına defalarca başvurduğunu fakat herhangi bir sonuç elde edemediğini belirtirken, dosyaya bakan polis memurlarının Kumari’nin ailesiyle yakın ilişkileri bulunduğunu da iddia etti.



Acı Günleri Anımsamak 13/02/2008
27 Ocak Dünya Soykırımı Hatırlama Günü etkinlikleri kapsamında 24 Ocak’ta, Stockholm’de 2. Dünya Savaşı sırasında öldürülen Çingeneleri anlatan bir sergi açıldı. Sergi, İsveç için bir ilk olma özelliği de taşıyor çünkü ülkede daha önce Çingeneler konusunda böyle bir etkinlik gerçekleştirilmemişti. Etkinlik kapsamında birçok panel ve söyleşi düzenlendi. Birçok sivil toplum örgütü ve politikacının katıldığı etkinliklerde, herkes böyle trajedinin bir daha yaşanmaması için insanlığa büyük görevler düştüğünün altını çizdi.
Kaynak: Roma Virtual Network



İrlanda'da Saldırı 15/02/2008
5 Şubat 2007 gecesi Belfast’ta İrlandalı bir Çingene hamile karısı ve çocuğunun önünde fena şekilde dövülerek öldürüldü. Görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırı birkaç kişi tarafından demir çubuklarla gerçekleştirildi. Polisin yaptığı açıklamaya göre saldırı, aileler arasındaki bir anlaşmazlık sonucu meydana geldi. Yerel politikacı Alex Attwood olayı, “Belfast’taki Çingeneleri şaşırtan ve derinden etkileyen” bir saldırı olarak nitelerken, bölgedeki Çingeneler arasında ölümle sonuçlanan anlaşmazlıklara çok az rastlanıldığını belirtti.
Batı Belfast’ta yaklaşık 1000 kadar Çingene yaşıyor ve bu bölgede Çingenelere, karavanlarda yaşamlarından dolayı “travellers” yani “gezgin” deniliyor.
Kaynak: A.P



Çingeneler Helsinki'de de Yoksul 23/02/2008
Çingeneler, yıllık kişi başına gelirin yaklaşık 40 bin dolar olduğu Finlandiya’da da yoksulluk içinde yaşıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Helsingin Sanomat adlı dergide Kimmo Oksanen imzasıyla, ülkenin başkenti Helsinki’de yaşayan göçmen Çingenelere yer verildi.
Bulgaristan’ın AB üyesi olmasından sonra Finlandiya’ya göç eden Çingeneler, Helsinki’de yoksulluk sınırının çok altında dilencilik yaparak yaşamaya çalışıyorlar. Köprü altlarında yaptıkları barakalarda yaşam mücadelesi veren Çingeneler ülkelerine geri dönecek paraları olmadığı için çaresiz bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Oksanen’in görüştüğü Çingeneler, bir köprü altına kurdukları 3 çadırda 11 kişi yaşıyorlar. Çöpten topladıkları yiyeceklerle karınlarını doyuran Çingeneler kimi zaman köprü altına geri döndüklerinde çadırlarını bulamadıklarını çünkü plastik toplayan diğer yoksullar tarafından çalındığını belirtiyorlar. Kimi zamansa polislerin kendilerine yiyecek getirip, ülkelerine geri gitmelerini tavsiye ettiklerini söyleyen Çingeneler, geri dönecek paraları olmadığını belirtiyorlar.



Macaristan'da Irkçılık Karşıtı Düzenleme 05/03/2008

Macaristan parlamentosu, 18 Şubat 2008 tarihinde ırkçı ifadeler içeren
konuşmalar yapan kişilerin 2 yıl hapis cezası ile yargılanmalarını
öngören yeni bir yasal düzenleme yaptı. Yeni yasal düzenlemeye göre
ülkedeki etnik, dini ve sosyal gruplar hakkında yapılan konuşmalarda
aşağılayıcı ifade, küfür, hakaret içeren konuşmalar yanında, Nazi sembolü gibi
sembollerin de kullanılması halinde cezai yaptırımlar uygulanacak. Daha
önce 3 kez gündeme gelip, parlamentodan geçmesine rağmen Anayasa
Mahkemesi tarafından “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilip
yasalaşamayan düzenleme, ülkedeki ırkçı grupların eylemlerinin arttığı son
günlerde tekrar gündeme alındı ve kabul edildi.




Doğu Avrupa'da Neo-Nazizmin Yükselişi 15/03/2008

2008-01-23
DPA

http://www.earthtim es.org/articles/ show/177204, neo-nazism- on-the-rise- in-eastern- europe--feature. html
Prag/Moskova - Hitler’in Almanya’da iktidara gelişinden yetmiş beş yıl sonra, nazi ideolojisinin olumsuz etkileri, eski Doğu Bloku ülkeleri başta olmak üzere Avrupa’nın her yerinde, ırkçı saldırıların artışı ile kendisini gösteriyor. 
Neo-Nazi aktivitelerinin en yaygın bir biçimde görüldüğü ülkelerden biri olan Rusya’da insan hakları aktivistleri 70.000 civarı dazlak olduğunu tahmin ediyorlar. Ksenofobi (Yabancı düşmanlığı) üzerine araştırma yapan Sova kuruluşunun merkez başkanı Galina Kozhevnikova, ırkçı grupların “daha da güçlendiğini” belirtti. Sova adlı kuruluştan alınan bilgiye göre, ırkçı saldırılarda geçtiğimiz yıl 68 kişi hayatını kaybetti ve 565 kişi yaralandı. Diğer yıllara oranla saldırılarda %20-25 civarı artış oldu. Afrika kökenli ve diğer yabancı öğrenciler tehlike teşkil eden günlerde, örneğin Hitler’in doğum gününün arifesinde, yurtlarından ayrılmamaları için uyarıldı.

Kimi hukukcular ırkçı saldırılar için öngörülen yasal cezaların yeterince caydırıcı olmadığından yakınıyorlar. Rusya İç İşleri Bakanlığı 19 Ocakta yayınladığı raporla birlikte, “Aşırı milliyetçilik hissinin artması” ile ilgili uyarıda bulundu. Raporda Rus gençlerinin %15’ten fazlasının kendisini aşırı milliyetçilikle özdeşleştirdiği belirtildi.
Estonya, Litvanya, Letonya gibi Baltık cumhuriyetlerinde neo-Nazi grupları genelde merkez politikalardan dışlanıyorlar. Buna karşılık bazı etkinliklerde ilgiyi üzerlerine çekmeyi başarabiliyorlar. Örneğin Mart’ta Letonyalı ırkçılar Sovyetlere karşı İkinci Dünya Savaşı’nda savaşan Latvian Waffen SS’i (Letonya Silahlı Kuvvetleri’ni) andılar. Ukrayna da ırkçılıkla ilişkili olaylardan nasibini aldı. Kasım ayında Zaporizhia’da, neo-Nazi dazlaklar ve mühendislik okuyan Hint öğrenciler yumruk yumruğa kavga ettiler.
Ukrayna’da milliyetçi ve ksenofobik gerilimler genelde oldukça sınırlı gözüküyor. Buna rağmen, eski Sovyet şehirlerinin bir çoğunda ırkçı gruplar aktif. Bu grupların çoğu üyesi işsiz ergenler veya dar gelirli ailelerin genç erkek bireyleri.
Ukrayna’da etnik gruplara karşı olan şiddet seyrek ama süreklilik arz ediyor. Genelde Museviler ve Müslüman Tatarlar hedef oluyor. Yakın zamanda ise Asya’lı ve Afrika’lı yabancılara karşı gerçekleştirilen şiddet eylemlerinde artış görülüyor.

Avrupa Birliği’nin diğer yeni üyelerinde de ırkçı aktivitelerde artış oldu. Geçen Kasım ayında Doğu Slovak şehri olan Kosice’de üç ırkçı, 16 yaşındaki, koyu tenli, Slovak ve Küba asıllı kızı, Nazi sloganları atarak dövdü. Slovakya’da Romanlar’a ve yabancı öğrencilere karşı olan ırkçı saldırılar nadir değil. 2006 polis kayıtlarına geçen 188 ırkçılık temalı suç işlenmiş, bu sayı 2005 yılında 121’di. Aktivistler bazı mağdurların saldırıları bildirmediğini ekliyorlar. 
Çek milli istihbaratına göre Çek Cumhuriyeti’nde sayıları 3000-5000 olarak kabul edilen ırkçı radikaller, liderlikten ve politik destekten yoksun, önemsiz taraftar grupları olarak değerlendiriliyorlar. Siyasal bilimci Miroslav Mares Deutsche-Presse-Agentur’a (dpa) “Çek’leri farklı yapan şey bu ülkede partinin( ırkçı ) etkili olmayışı.Irkçılar burada politik olarak tecrit edilmiş.” diye belirtti. Almanya ile kıyaslandığında Çek Cumhuriyet’inde ırkçı eğilimlerin “çok zayıf” olduğunu ileri süren Mares bu durumun nedenini Çek Cumhuriyeti’nde ırkçı eğilimi temsil edebilecek bir partinin olmayışı olarak açıkladı. Küçük bir parti, kışkırtıcı hareketlerle manşet olmaya çalışsa da, hala toplumdan rağbet görmüyor.

Buna rağmen, son zamanlarda ırkçı eğilimler taşıyan bazı Çek’ler, kasabalarda düzenledikleri protestolarla, daha fazla görünür olmaya başladılar. Mares “Bu kişiler Almanya’nın NPD’sini kurucu bir örnek alarak kabul ediyorlar ve sokaklardan kendilerine taraftar bulmak istiyorlar” dedi. 28 yaşındaki radikal bir ırkçı “ Biz bu sisteme karşıyız. Bu düzene karşıyız” diyerek protesto amaçlarını dile getirdi. Bu tür aktiviteler sadece Museviler ve insan hakları savunucuları tarafından değil, ayrıca farklı görüşlerden siyasetçiler ve halk tarafından da kınanıyorlar.
Prag’da 400 neo-Nazi 10 Kasım’da –Kristallnacht (Cam Kırığı Gecesi) katliamının yıldönümünde- şehrin tarihi Musevi semtinde, izinsiz gösteri için buluştuklarında, 1000’den fazla kişi kötü hava şartları altında toplandı.
Mares “Aşırı sağcı grupların Çek toplumunda, güçlü, tarihsel bir geleneği yok” düşüncesini savunuyor. “Irkçı partiler halkı etkilemiyorlar. Gerçek güç düzeneklerine girme şansları yok. Çoğunluk onları tasvip etmiyor” dedi. 
Polonya’da, Katolik-milliyetçi, Polonya Aile Ligi (LPR) partisinin gençlik kolu all-Poland Youth, neo-Nazi gruplara yakınlıkla suçlanıyor. Grup anti-gay protestoları ile ünlü.

Macaristan Başbakanının, yalan söylediğini itiraf ettiği kasetin açığa çıkmasıyla, 2006’nın Eylül ayında futbol holiganları ve ırkçılar Macaristan Televizyonu’na saldırıda bulundular. Bu olaydan sonra Macaristan’da da belirgin olarak ırkçı politik eğilimlerde yükselme görüldü. Şiddet olayları 5 hafta boyunca düşük yoğunluklu olarak devam etti. Her halükarda ırkçı gruplar daha görünür oldular.
Bu süreçte bazı ırkçı saldılar yaşandı. Özellikle eşcinsel hakları töreninde, dazlaklar göstericilere çürük yumurta fırlattılar. En endişelendirici gelişme ise geçen Ağustos ayında ırkçı Jobbik partisinin üniformalı kolu olan Magya Garda’nın ( paramiliter bir yapı ) kurulması idi. Musevi grupları ve devlet yetkilileri 1940 Macaristan’ındaki faşistler gibi siyah üniforma giyen grup hakkında rahatsızlıklarını dile getirdiler. Bu grubun arması, İkinci Dünya Savaşı’nda kısa süreliğine iktidarda bulunan, binlerce Musevi’nin katliamından sorumlu olduğu kabul edilen, Macaristan’ın Nazi bağlantılı Arrow Cross partisi tarafından kullanılan bir Orta Çağ bayrağının değiştirilmiş şekli. Sayıları şu an altı yüzü aşan grubun yasaklanması için girişimde bulunuldu. Grup özellikle Macaristan’da yaşayan Çingenelere karşı saldırgan tavırları ile dikkat çekiyor. Grubun 260 üyesi, Romanlar tarafından Macarlar’a karşı gerçekleştirildiğini iddia ettikleri şiddet eylemlerini protesto amacıyla Budapeşte yakınındaki Çingene mahallesinden geçerek yürüyüş yaptılar.

Ne yazıkki Batı Avrupa’nın oturmuş demokrasileri de neo-Nazi saldırılarına karşı bağışıklık kazanmış değil. Kıtanın genelinde görüntü hemen hemen aynı: ırkçılar, işsizler, eğitimsiz gençler ve göçmenlere karşı tepki duyanlar arasında taraftar topluyorlar. Yine de bu eğilimleri siyasi arenada temsil eden partilerin büyük çaplı bir destek bulması ihtimali zayıf görünüyor



Kostarika'da Irkçı Uygulama 19/03/2008
Orta Amerika ülkesi Kosta Rika şu günlerde ırkçı bir uygulamaya sahne oluyor. Hükümet, ülkeye Çingenelerin ve Hippi “görünüşlülerin” girişini yasakladı. Bu garip uygulama bir gezginin, Amerika Birleşik Devletleri'nden Kosta Rika'ya gitmek üzere telefonla uçak bileti almak istemesiyle ortaya çıktı. Hava yolları görevlisiyle telefonda görüşen gezgin, uçak bileti ve ülkeye girişle ilgili bazı sorular sordu ve kendisi için uygun tarih ve fiyattan biletini ayırtmak istedi. Bu sırada görevlinin sorduğu soru ile şaşkına döndü çünkü telefondaki görevli gezgine, Çingene ya da hippi görünüşlü olup olmadığını sordu. Hükümetin aldığı karara göre Çingenelerin ve hippi görünüşlü olanların ülkeye girişlerinin yasaklanmıştı.
Böyle ırkçı bir uygulamanın doğruluğuna inanamayarak, konuyla ilgili internet kaynaklarından yaptığımız araştırma sonunda gerçekten böyle bir uygulamanın olduğunu öğrendik.
Kaynak: www.romea.c



Romanya'da Düğün Kavgası 21/03/2008
Romanya'nın başkenti Bükreş'te bir Çingene düğünü sonrasında kavga çıktı. Yaklaşık 200 kişinin karıştığı olaylar, Çingene toplumunun önemli bir sorunu olan erken yaşta evlilik sebebiyle çıktı. Gelinin 12, damadın 14 yaşında olduğu çocuk çiftin düğünleri sırasında aileler arasında çıkan anlaşmazlık, taşlı sopalı kavgaya dönüştü. Yerel gazetelerin haberlerine göre, olaylar sırasında 12 kişi yaralanırken düğün iptal edildi. Olayların, erkek tarafının evlilikten vazgeçmesi sebebiyle çıktığı sanılıyor.
Romanya yasalarına göre evlilik yaşı on sekizken, ailelerin izniyle gençler 16 yaşında evlenebiliyor. Ülkede yaşayan Çingeneler arasında ise erken evlilik çok yaygın, ülkenin Avrupa Birliği'ne girmesinden sonra erken evliliklerin önlenmesi üzerine çeşitli çalışmalar yapılsa da, son yaşanan olaylar bu konuda önemli bir gelişmenin kaydedilemediğini gösteriyor.
Kaynak: www.iht.com



Hindistan'da Kast Kavgası 23/03/2008
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi yakınlarındaki Nivari köyünün Çingene kökenli muhtarı, kastlar arası çatışmada öldürüldü ve evi saldırganlarca yakıldı. 
Köyde düzenlenen kültürel bir eğlence sonrasında, eğlencede Dalitlerin kültürel özellliklerine daha fazla yer verildiği gerekçesiyle ortaya çıkan tatsız olaylarda birçok insan yaralandı, köyün muhtarı çıkan olaylarda linç edildi, hızını alamayan saldırganlar muhtarın evini de yaktılar. Güvenlik kuvvetlerinin zorlukla bastırdığı olaylar sonrasında köy savaş alanına dönerken, öldürülen muhtarın failleri halen yakalanamadı.







Letonya'da Irkçı Saldırılar 31/03/2008
Avrupa'nın birçok ülkesinde olduğu gibi Baltık ülkelerinden Letonya'nın başkenti Riga'da Çingenelere yönelik ırkçı saldırılar artıyor. 4 Mart 2008 tarihinde, Telegraf adlı gazetede çıkan habere göre, 2 Çingene kadına saldırıp, tecavüz etmeye kalkışan ırkçı saldırganlar yakalandı. Gazetede çıkan habere göre, Çingeneler buna benzer birçok olay yaşamasına rağmen güvenlik kuvvetlerinden korktukları için olayları polise bildirmiyorlar. Yerel kaynaklara göre ülkede geçtiğimiz aylarda, Çingenelerin yaşadığı bir ev ırkçılar tarafında kundaklandı ve ülkedeki birçok Çingene mahallesindeki sokaklara ırkçı sloganlar yazıldı. Başka bir olayda ise 13 yaşındaki bir Çingene kız yine ırkçıların saldırısına uğrayıp ağır yaralanırken, olayın faiileri halen yakalanamadı.
Kaynak: www.idebate.org


Sulukule Fransa'da 02/03/2008
Fransa’nın La Courneuve şehri, 8 Nisan Uluslararası Dünya Roman Günü kapsamında gerçekleştirilecek bir dizi etkinlikle Avrupalı Romanlara ev sahipliği yapacak. Fransa’daki ‘Romanların Sesi’ isimli derneğin öncülüğünde gerçekleştirilecek etkinlikler arasında, kentsel dönüşüm projesi nedeniyle yıkılmakta olan Sulukule’ye ilişkin fotoğraflarıyla Deniz Ersoy’un da bir sergisi bulunuyor. Festivalde ayrıca Malki Tsigani’nin ‘Çocukların Bakışları’ başlığı altında topladığı fotoğrafları da sergilenecek. Açılışları 8 Nisan günü yapılacak sergiler esnasında Ramic Kardeşler’in piyano, Armando Pandel’in ise keman ile katılacağı ‘Çingeneler’ adlı bir de klasik müzik dinletisi yer alacak.


Şanslıyız 06/04/2008
25 Mart'ta Romanya'da Çingeneleri konu alan bir belgeselin ilk gösterimi yapıldı. Belgeselin adı, “Me sem baxtalo” yani “Şanslıyım”. Belgesel, Romanya'da yaşayan Çingenelerle yapılmış röportajları içeriyor ve Romanya'nın farklı köşelerinden Çingenelerin renkli ve zor yaşamlarını gösteren zengin bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor.
Belgesel, birisi Çingene Nicu Dumitru, diğeri Romen Toma Peiu iki yeni mezun olmuş gazetecinin gözlemleri ve görüşmeleri üzerine kurgulanmış. 10 gün boyunca Romanya'nın değişik bölgelerindeki Çingene yerleşimlerindeki insanlarla konuşan gazeteciler, gözlemleri ve yaptıkları röportajlarla belgeseli hazırlamışlar. Genç gazetecilere göre Çingenelerin en önemli sorunları eğitim, sağlık ve alt yapı hizmetlerine ulaşamamak. Belgeselin önemli bir diğer özelliği ise belgeseli çekenlerin gençler olması. Yol boyunca gördükleri Çingenelerle görüşmek dışında herhangi bir kurgusu olmayan belgeselin, Çingenelerin yaşam koşulları hakkında daha sağlıklı bilgiler verdiğini düşünmek mümkün.
Kaynak: www.divers.ro


Hindistan'da Şüpheli Yangın 10/04/2008
27 Mart günü Faizabad'da Hindistan Çingeneleri Dalitlerin oturduğu mahallede sebebi henüz anlaşılamayan bir yangın çıktı. Barakalardan birinde başlayan yangın, rüzgarın etkisi ve itfaiyenin geç kalması sebebiyle kısa sürede bütün mahalleye sıçradı. Yaklaşık 80 evin kullanılamaz hale geldiği yangında şans eseri can kaybı olmadı.Yangının, çıkış nedeni tam olarak tespit edilemezken kundaklamadan şüpheleniliyor.






8 Nisan Dünya Çingene günü çeşitli etkinliklerle kutlandı. Ulaşabildiğimiz etkinlikleri sizlerle paylaşıyoruz. Yunanistan’da etkinlikler kapsamında 6-7-8 Nisan 2008 tarihleri arasında Çingene Müzik Festivali yapıldı. Yunanistan çingeneleri, geleneksel Rebetika ve flamenko ezgilerini birleştirerek güzel bir etkinliğe imza attılar. Avustralya Çingeneleri, Queensland’deki North QLD Müzesi’nde Çingene kültürünü ve tarihini anlatan bir etkinlik gerçekleştirdi. Çingenelerin yaşam tarzları, müzikleri, Avusturalya’daki Çingenelerin gelenekleri ve meslekleri ile dünya Çingene tarihinde yaşanan soykırımları konu alan çeşitli konuşmalar yapıldı. Etkinlikler kapsamında 2. Dünya Savaşı’nda çekilmiş soykırım fotoğraflarının olduğu bir sergi de açıldı. Moldava’da ise başkent Chisinau’da yaklaşık 200 Çingene’nin katıldığı bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşte eğitim, sağlık, konut, işsizlik ve bunlara bağlı olarak oluşan kötü yaşam koşulları protesto edildi. Yapılan konuşmalarda ayrımcılık politikalarının terk edilmesi ve Çingenelerin yaşam koşullarının düzeltilmesi gerektiği vurgulandı. Gürcistan Çingeneleri de geniş kapsamlı bir toplantı organize ederek ülkedeki Çingenelerin sorunlarını masaya yatırdı. Sırbistan’ın başkenti Belgrat’ta da benzer bir toplantı düzenlenerek, Balkanlar’da Çingenelerin sorunları ve yükselen ırkçılık hakkında çeşitli konuşmalar yapıldı. Toplantılar sonrasında ise müzik dinletisi ve sergi açılışları yapıldı. Bir başka Balkan ülkesi Arnavutluk ise ülkenin çeşitli kentlerinden gelen Çingeneler ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla geniş kapsamlı bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantının diğer toplantılardan farkı ise Çingene çocuklarına da yer vermesiydi. Çocukların sorunları da masaya yatırıldı. Çingene çocuklara eğitim için gerekli araç ve gereç yardımları yapılan etkinliklerde, çocukların oluşturduğu müzik grupları sahne aldı.



Romanya'da İnsani Kentsel Dönüşüm 23/04/2008
Romanya’nın Oradea kentinde kentsel dönüşümün, sivil toplum örgütleri ve belediye işbirliği ile nasıl insani bir şekilde yapılabileceği gösterildi. Yaklaşık 650 kişinin yaşadığı ve 93 evin yer aldığı, 40 yıl önce inşa edilmiş ve şu anda harabe durumunda olan mahallede, Habitat Derneği ve Oradea Belediyesi işbirliği ile başlayan çalışmaların iki yıl içerisinde tamamlanması öngörülüyor. 
Projenin uygulama alanı Çingeneler, sivil toplum örgütleri ve belediye işbirliği ile belirlendi. Yapılacak konutlar da yine aynı şekilde Çingenelerin yaşam ve çalışma koşulları gözönünde bulundurularak projelendirildi. 20 yıllık ödeme planı çıkarılan konutların fiyatı 15 bin Euro yani yaklaşık 30 bin YTL.

Kaynak: www.divers.ro



Dhoad Gipsy Yollarda 01/04/2008
Rajastan’lı Çingene müzik grubu Dhoad Gypsy Avrupa turnesine çıktı. Turne kapsamında, 1 Mayıs’ta Fransa’da, 2 Mayıs’ta İspanya’da sahneye çıkacak. 2001 yılında kurulan müzik grubu bugüne kadar Asya, Avrupa, Amerika kıtalarında, 35 ülkede 500 konser verdi. Müziklerinde genellikle Çingene ezgileriyle, Hindistan mitolojisini anlatan Dhoad Gypsy, Hindistan’daki çeşitli Çingene gruplarının geleneksel şarkıları ve danslarına da yer veriyor. Ayrıca grup, kurulduğu günden bugüne kadar Hindistan sinemasına birçok film müziği yaptı.
Kaynak: http://www.dhoad.com/






Trende Doğurdu 05/05/2008
Hindistan’ın Utar Pradesh eyaletinde bulunan Kanpur kentinde 24 Nisan günü bir Hindistan Çingenesi, hastaneye kabul edilmediği için trende doğum yapmak zorunda kaldı. Guddi Devi isimli Dalit kadın kocasıyla birlikte yakınlarının düğününden dönerken, trende doğum sancıları başladı. İlk durakta trenden inen çift, en yakın hastaneye gittiler fakat hastane yönetimi doğumun gerçekleşmesi için bir miktar para talep etti. Parayı ödeyemeyeceklerini belirtmeleri üzerine hastaneden çıkartıldı. Bunun üzerine tekrar trene binen Devi, trende yolcuların yardımıyla bir erkek çocuk dünyaya getirdi. 
Olay sonrasında Devi ve kocası Vijay Kumar sağlık bakanlığına, hastane personeli hakkında şikayette bulundu.

Benzer bir olay ise yine aynı kentte bulunan Kanpur Tıp Fakültesi hastanesinde meydana geldi. Maya Devi adındaki Dalit kadın doğum sancılarının başlamasıyla arkadaşları tarafından hastaneye getirildi. Doktorların dokunmak istemedikleri Dalit kadın koridorda doğum yaptıktan sonra komaya girdi. Bebek ise kısa bir süre sonra öldü. Olayı öğrenen, kadın doğum bölümü başkanı Kiran Pandey, hastaneye gelerek, Dalit kadının yoğun bakım ünitesine alınmasını sağlarken, görevini yapmayan doktorlar hakkında soruşturma başlattı.
Kaynak: www.expressindia.com, www.dailymail.co.uk



Çingene Kampına Irkçılar Saldırdı 18/05/2008
İtalya’da, son yıllarda suç oranının artması kamuoyunda, büyük bir çoğunluğunun Çingene olduğu Doğu Avrupalı göçmenlerin İtalya’ya gelmesine bağlanırken, başbakan Silvio Berlusconi’nin seçim kampanyası sırasında, suçluları ve Çingeneleri “şeytanın ordusu” olarak nitelemesi gibi etkenler Çingene karşıtı ırkçı saldırıların artmasına neden oluyor. İşlenen herhangi bir suçun faili, yargılama sürecine bakılmadan ırkçılar tarafından belirleniyor.
İtalyan ırkçıları, hiç kimsenin yargı kararı olmadan suçlu ilan edilemeyeceği gerçeğini bir kez daha görmezden geldiler. Yargısız infazın bu sefer ki karşılığı da birçok Çingenenin yaşadığı kampın yakılması oldu. Napoli kenti yakınlarında bulunan Ponticelli banliyösündeki iki Çingene kampı, önce kalabalık bir grup tarafından taşlandı daha sonra ateşe verildi. Olaylar 12 Mayıs günü başladı ve 2 gün boyunca sürdü.
Vatikan’ın itidal çağrısı yapmasına neden olan olaylar, İtalyan polisinin aldığı tedbirler sayesinde sona erdi. AFP’nin haberine göre, olay bir Çingenenin, küçük bir kız çocuğunu kaçırmaya çalıştığı iddiası üzerine patlak verdi. Çocuğun annesinin iddiasına göre 16 yaşında bir Çingene kız evlerine gizlice girip, çocuğunu kaçırdı ve kaçmaya çalıştığı sırada yakalandı. Olayın duyulması üzerine kentin yakınlarında bulunan Çingene kampına doğru yürüyüşe geçen İtalyanlar, kampa taş ve molotof kokteylleriyle saldırdılar. Aynı yerleşim bölgesi, bir Çingenenin motosikletle 2 kadına çarpması sonucu 1999 yılında ırkçılar tarafından yerle bir edilmişti.
Kaynak: www.romea.cz



Sofya'da Çingene Mahallesi Yıkıldı 22/05/2008
Bulgaristan’ın başkenti Sofya’nın Mladost bölgesinde bulunan ve kaçak yapılardan oluşan Çingene mahallesi, belediyenin aldığı kararla 8 Mayıs’ta yıkıldı. Mahalle sakinleri yıkımdan bir gün önce olaysız bir şekilde mahalleyi boşalttı. Büyük bir çoğunluğunun toplayıcılık yaparak yaşamlarını kazandığı mahalle sakinlerinin taşınabileceği yeni bir alan gösterilmezken, belediyeden yapılan açıklamaya göre evsiz kalan 100 Çingeneye ev bulabilmeleri için maddi yardım yapılacak.
Belediye başkanı Petko Dyulgerov yıkımdan iki gün önce konuk olduğu bir radyo programında, mahalle hakkında şunları söyledi: Mahalle belediye arazisi üzerine kaçak olarak kurulmuştur. Kaçak yapılaşmaya izin veremeyiz. Diğer taraftan, bu mahallede yaşayan Çingenelerin, bölgedeki birçok hırsızlık olayına karıştıklarını tespit ettik. Bölge çevresinde yaşayan insanlardan Çingenelerin hırsızlık yaptıklarına dair birçok şikayet alıyoruz.



Khamoro 10 Yaşında 28/05/2008
Her yıl Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da düzenlenen Khamoro Çingene Festivali bu yıl onuncu kez dünyanın değişik ülkelerinden gelen Çingeneleri bir araya getiriyor. Festival her yıl olduğu gibi SLOVO 21 isimli sivil toplum örgütünün çabaları ile gerçekleştiriliyor.
Bu yıl 25–31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan festival, dünyanın birçok ülkesinden gelen Çingene sanatçıları bir araya getirecek. Festivale Çek Cumhuriyeti, Fransa, Hollanda, İspanya, Makedonya, Sırbistan ve Ukrayna’dan Çingene sanatçılar katılıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli panel ve söyleşiler, konserler ve film gösterimleri düzenlenecek.
Festival 25 Mayıs’ta sanatçıların gerçekleştirdiği festival yürüyüşü ile başladı. Prag sakinleri festivale büyük ilgi gösterirken, Prag sokakları renkli görüntülere sahne oldu. İlk performans Çek Cumhuriyeti’nden Çingene rep grubu Le Čhavendar a Guločar’ın verdiği konserle başlarken, festival 31 Mayıs günü Esma Redzepova’nın konseri ile sona erecek.
Kaynak: www.khamoro.cz






Çingene Güzellik Yarışması 01/06/2008
Her yıl gerçekleştirilen ve tartışmalara sebep olan Çingene Güzellik Yarışması, 15 Temmuz 2008 tarihinde Makedonya’nın başkenti Skopje’de gerçekleştirilecek. Yarışmaya başvurular başlarken Çingene Kadınlar Ağı bir bildiri yayınlayarak yarışmayı protesto etti. Bildiride, güzellik yarışmalarının sadece Çingene kadınlarını değil diğer kadınları da aşağılayan ve metalaştıran organizasyonlar olduğu belirtildi. Günümüzde güzelliğin ırkçı ve cinsiyetçi bir mantıkla tanımlandığına dikkat çeken kadınlar, Çingenelerin eğitim, konut, sağlık gibi sorunlarının görmezden gelinerek böyle organizasyonlarla Çingene kadınının değersizleştirilmesine karşı çıkılması gerektiğini belirttiler.
Kaynak: Roma Virtual Network



İtalya'daki Irkçılar Ekonomist'e Haber Oldu 07/06/2008
Haftalık haber dergisi İngiliz The Economist son sayısında geçtiğimiz günlerde İtalya’da Çingenelere karşı yaşanan ırkçı saldırılara yer verdi. “Roma Romanlara Karşı” başlığı ile verilen haberde İtalyan hükümetinin göçmen karşıtı politikalarından bahsediliyor. Haberde İtalyanların bu konuda Avrupa Komisyonu ile karşı karşıya gelme durumunun olduğu belirtiliyor. Bunun iki nedeni var. İlki, İtalyanların yeterli parası ve sağlıklı bir evi olmayanları Avrupa vatandaşı olarak görmemeleri. İkincisi ise yaklaşık 50 bin Çingeneyi suç oranlarının yükselmesinden sorumlu tutmaları.



Şaban Bajromoviç'i Kaybettik 11/06/2008
Çingene müziği önemli bir ismini yitirdi. Müzisyen, söz yazarı, şair ve aktör Saban Bajramovic 8 Haziran’da Hırvatistan’ın Nis kentinde bir hastanede hayata gözlerini yumdu. Bir yıl önce geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılan Bajramovic, Pazar günü geçirdiği kalp krizine yenik düştü.
1936 yılında doğan Bajramovic, askerlikten firar ettiği için yargılanıp beş yıl altı ay hapis cezası aldı. Gönderildiği hapishanede bir Çingene orkestrası kuran Bajramovic, hapisten çıktıktan sonra müzikle hayatını kazanmaya başladı. İlk albümünü 1964 yılında yaptı ve müzik hayatına 20 albüm sığdırdı. Crna Mamba isimli orkestrasıyla 50 yıl boyunca dünyayı dolaşan Bajramovic, "Maruska", "Kamerav", "Vasilica", "Neverna Zena", "Ederlezi Avela", "Djelem, Djelem" gibi hafızalara kazınan Çingene şarkılarına imza attı.
Bajramovic aynı zamanda aktör olarak birçok filmde oynadı. Oynadığı ilk film, hapishane yıllarını anlatan 1987 yapımı Andjeo Cuvar(Hapishane Meleği) son film ise 1997 yapımı Ciganska Magija (Çingene Büyüsü) oldu. Ayrıca ünlü yönetmen Goran Bregovic, birçok filminde Bajramovic’in şarkılarını kullandı.
Kaynak: www.javno.com






Çingeneler Roma Sokaklarında 15/06/2008
8 Haziran’da Roma sokakları belki de tarihinin en büyük Çingene eylemine tanık oldu. Son dönemde yaşanan ırkçı saldırıları ve ayrımcı politikaları protesto etmek amacıyla 3000 Çingene, Roma sokaklarındaydılar. “Katliamları Durdurun”, “Irkçılığa Hayır” ve “Yabancı Düşmanlığına Hayır” yazan pankartların taşındığı miting aynı zamanda renkli görüntülere de sahne oldu. Çingene müzisyenler gösteriye katılarak, yaşanan sıkıntıları, acıları neşeli ezgilerle haykırdılar.
Gösterilerde İtalya’da yaklaşık 150 bin Çingene yaşadığı ve bunların 70 bin kadarının aynı zamanda İtalyan vatandaşı olduğunun altı çizildi ve eşit vatandaşlık haklarına vurgu yapıldı. İtalya’nın Çingene vatandaşlarından birisi olan ünlü müzisyen ve Trieste Üniversitesi Çingene Kürsüsü’nün başkanı Profesör Santino Spinelli, “600 yıldır ilk defa Çingenelerin haklarını kazanmak için bir araya geldiğini ve bugünün Çingene tarihinde önemli bir gün” olduğunu belirtti. Gösteriye katılan Gina isimli Çingene de, tarihin unutulmaması gerektiğini yoksa tarihin tekerrür edebileceğini söyledi.
Kaynak: www.iht.com






İtalyalı Romanlara Romanya'dan Destek Geldi 21/06/2008
Romanya’nın başkenti Bükreş’te İtalya’da yaşanan ırkçı saldırılar protesto edildi. 3 Haziran 2008 tarihinde, 70 sivil toplum örgütünün katılımıyla, İtalyan büyükelçiliğinin önünde gerçekleştirilen gösteriler basın açıklaması yapılarak sona erdi.
Basın açıklamasında, İtalya’da Çingenelerin ırkçı politikalara ve saldırılara maruz kaldığı hükümetin bu konuda hiçbir tedbir almadığının altı çizildi. Herhangi bir tedbir alınmaması halinde hem ırkçı saldırıların artacağına hem de suç oranlarının yükseleceğine dikkat çeken göstericiler İtalyan hükümetinin derhal ırkçılıkla mücadele etmeye başlamasını istediler.
Kaynak: Romanian_Roma@yahoogroups.com



Barışa Hasret Bir Halk : Roman-Sinti 27/06/2008
Avrupa’da en çok aşağılanıp horlanan halk Sinti – Romanlar. Strasbourg’ta Avrupa Konseyince hazırlanan bir rapor bu sonucu ortaya koymaktadır. 
Sinti – Romanlar, yüzlerce yıldır Avrupa’da yaşamaktadırlar; fakat buna rağmen onları, neredeyse hiçbir yer kabul etmemektedir. Bu nedenle Romanlar iş bulamamaktadırlar; çocukları eğitimden ve mselek edinme şansından yoksundurlar. Bu bir kısır döngü olarak sürüp gitmektedir.

Avrupa Parlamentosu üyelerinden Liva Jaroka – Macaristanlı Roman Avrupa Parlamentosu üyesi – şu açıklamada bulunmaktadır: “ Avrupa ortalamasına göre Romanlar 10 yıl daha az yaşamaktadırlar. Romanların %90’ı işsizdir. Bu ağır sorunu “tipik bir Roman problemi” olarak bir kenara iterek, Roman örgütlerine havale edemezsiniz. Bizzat hükümetlerin kendileri soruna el atmak zorundalar. Soruna Avrupa Birliği düzeyinde çözüm aranmak zorundadır.”
Daha bir ay önce azınlıkları hedef alan saldırılarda görüldüğü gibi İtalya’nın Napoli kentinde Romanlara karşı nefret doruk noktaya çıkarıldı. Dışlananlara yardım elini uzatan “Communita di Sant Egido“ adlı yardım kuruluşunun sözcüsü Mario Marazziti şu açıklamada bulundu: “Son yıllarda İtalya’da Romanların durumu tamamen kötüleşti. Holocaust (Başta Hitler Almanya’sı olmak üzere, Faşist rejimlerin Yahudilere ve Sinti – Romanlara karşı yapmış oldukları soykırım), imha kampları adeta bile bile unutuldu. Romanlar, İtalya’da meydana gelen her türlü kötülüğün anası ve sorumluları haline getirildiler.”
Yurtları olmamış, hiçbir halka karşı savaşmamış bu halk (Sinti – Roman halkı), bir türlü huzur ve barış ortamı bulamamaktadır.
Kaynak: http://www.euronews.net/de/article/25/06/2008/europe-s-roma-most-discriminated-in-the-union/
Almancadan tercüme: Ali Ertem



İngiltere Çingeneleri Irkçılığa Karşı Birleşiyor 01/07/2008
İngiltere Çingeneleri Avrupa’da yükselen ırkçılığa ve ülkelerindeki ayrımcı politikalara karşı bütün Çingene örgütlenmelerinin birleşmesini teklif eden bir bildirge yayınladı. Ülkenin en büyük Çingene yerleşimi olan Dale Farm’da bir araya gelen Çingeneler, Çingene Konseyi ve Çingene Federasyonu’nun birleşmesini umduklarını belirttiler.
Güney İngiltere Çingene ve İrlanda Gezgin Ağı Başkanı John Johnson, Çingene Konseyi ve Federasyonu’nun birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizerken başka bir dernek başkanı olan Joe Jones birlikte hareket etmenin ötesinde Konsey ve 56 yerel dernekten oluşan Federasyonun birleşmesini teklif etti.
Kaynak: Roma Daily News



İsveç Parlamentosu'nda Irkçılık Tartışması 03/07/2008
İsveç Parlamentosu’nda, İtalya’da yaşanan ırkçı saldırılar hakkında muhalefetten Siv Holman, Devlet bakanı Cecilia Malmström’e olaylarla ilgili herhangi bir girişimde bulunup bulunmayacaklarını sordu. İsveç Parlamentosu internet sitesinde görüntüleri yayınlanan konuşmaları aynen aktarıyoruz:
Siv Holman: İsveç`te yasayan Çingenelerin, İtalya`da ki hemşerilerinin, maruz kaldıkları baskı ve eziyete karşı düzenlenledikleri bir protesto gösterisinden geliyorum. İtalya’da baskı altında yaşamak zorunda kalan Çingenelerin karşılaştıkları ırkçı saldırılar çok önemli. Çingenelerin maruz kaldığı ayrımcılık ve sosyal hayatta eşit haklarla yer almamaları 
Silvio Berlusconi tarafından da desteklendi. 
Bayan Cecilia, AB çatısı altında ve AB insan hakları çerçevesinde, Çingenelere karşı yapılan insanlık suçu hakkında Berlusconi ile görüşme yapacak mısınız?

Cecilia Malmström: Bu çok önemli konuyu içeren sorunuz için teşekkür ederim. Ben de olayları büyük bir şaşkınlıkla izledim. İtalya’nın Çingenelere karşı olan bu tutumu tabii ki AB çatısı altında kabul edemeyeceğimiz gibi bu tutum AB insan hakları, azınlık hakları ve demokrasi yönetmeliklerine de ters düşüyor. Ayrıca İtalya`da baskı ve eziyet altında bırakılan Çingenelerin çoğu Avrupa Birliği vatandaşıdır. Bununla birlikte İtalya`da yaşamlarını sürdürmeye hakları vardır. İtalya hükümetinde ki kişiler şu anda AB çalışmalarına ve çabalarına zıt düşen açıklamalarda bulunuyorlar. Biz bunu tabii ki olumlu karşılamıyoruz.
Çeviri için Buket Kocabay’a teşekkür ederiz.



İtalya Boğazına Kadar Irkçılığa Battı 07/07/2008
İtalyan İç İşleri Bakanlığı, İtalya’da yaşayan bütün Çingenelerin, çocuklar da dahil olmak üzere parmak izlerinin alınıp fişleneceğini duyurdu. Reşit olmayanların korunması için böyle faşizan bir uygulamaya başvuracağını açıklayan bakan Roberto Maroni, Avrupa Birliği, Unicef, Yahudi Cemaati ve birçok sivil toplum örgüt tarafından protesto edilse de projesinde ısrar ediyor.
İtalya’daki Çingenelerin çok kötü şartlarda yaşadığını söyleyen Maroni, özellikle Çingene çocukların dilendirildiğini ya da hırsızlar tarafından kullandığını ve çocukların korunabilmesi için böyle bir uygulamanın gerekli olduğunu belirtti. Bu durum Maroni’nin gerçeği gördüğünü ancak çözümde saçmaladığını gösteriyor. GrupEveryone, Maroni’nin bu tavrını “ırkçı demogoji” olarak nitelerken projenin çocuk haklarını hiçe saydığını belirterek uluslar arası bir dayanışmanın şart olduğunun altını çizdi. Benzer açıklamalar yapan sivil toplum örgütleri, uygulamaya karşı uluslar arası imza kampanyası başlattılar. Aşağıdaki linke girerek imza kampanyasına katılabilirsiniz.



Dalit Kadınlar Görünmez Vatandaşlar 16/07/2008
Dokunulmaz ve toplumdan dışlananlar olarak Dalit kadınlar, kasta dayalı ayrımcılığa sürekli maruz kalmaktalar. Önde gelen iki Dalit ve kadın hakları savunucusu grup tarafından hazırlanan rapora göre, hem kadın olarak cinsiyet ayrımcılığıyla yüzleşiyorlar, hem de sınıf ayrımcılığıyla yüzleşmek zorunda kalıyorlar.
Dalit Hakları Merkezi ve Kadınların Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakları Programının, Dalitlerin Jaipur ve Dausa bölgelerinde yaşadıkları beş yerleşkede gerçekleştirdikleri saha araştırması, dalit kadınların yüzleştikleri “dışlanma ve ezilme”yi ortaya koydu. Rapora göre ; “Dalit kadınlar ülkenin vatandaşları olarak, toplumun en dibine itilmiş, yoksullaştırılmış ve görünmez kılınmışlardır.“
Meclis sözcüsü Sumitra Singh; dalit aktivistler, akademisyenler ve toplum liderleriyle raporla ilgili görüşürken, eğitim hakkının, toprak ve yaşam kaynaklarına ulaşma haklarının, bağımsızlık kazanıldığından beri, yani 60 yıldır “sistematik olarak inkar edildiği”ni ve bunun da dalit kadınların tüm sosyo-ekonomik ve politik alanlardan dışlanması sonucunu doğurduğunu itiraf etti. Singh, özellikle dalitlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerdeki dalit kadınlara, kendilerine sağlık hizmetleri, yiyecek ve diğer temel hizmetlerin sağlanması için hükümetin üzerinde baskı oluşturmaları yönünde çağrıda bulundu. “Eğitime girişin sağlanması, dalit kadınların haklarına sahip çıkmalarının ve yaşam koşullarını iyileştirmelerinin önünü açacaktır” diye ekledi.
39 sayfalık rapor, eyaletteki tüm dalit topluluklarının dokunulmazlık ve ayrımcılıktan mustarip olduklarını açıklıyor. Beş bölgeyi ziyaret eden soruşturma ekipleri dalitlerin, toplumun genelinin yaşadığı yerlerden kopuk, gecekondu benzeri yapılarda yaşadıklarını tespit etti.
CDR başkanı P. L. Mimroth, bu bölgede yaşayan dalitlerin eyalet programlarından, düzenlemelerden ve haklarından haberdar olmadıklarını söyledi. Dolayısıyla, bu kaynaklara erişimleri mümkün olmayan dalit kadın ve erkekler, devlet memurlarına ve uygulamalarına karşı ilgisizler.
Saha araştırmaları Jhalana Doongri Kachchi Basti, Jaipur; Bagarion Ki Dhani, Pachala; Kadwa Ka Bas, Dudu’daki (hepsi Jaipur bölgesinde) ve Raigar Mohalla, Gudalia; ve Raigar Basti, Dausa şehirlerindeki (Dausa bölgesinde) Dalitleri kapsadı.
.
PWESCR’den Preeti Darooka’nın belirttiğine göre dalit kadınların yerleşebildikleri yerler sadece başkaları tarafından tercih edilmeyen yerler olmakta. “Araştırma açığa çıkarmaktadır ki, dalitlere dair çok sayıdaki yasaya ve düzenlemeye rağmen, dalit kadınların gün içinde yüzleştikleri zorluğu ortadan kaldırmaya yönelik pek bir şey yapılabilmiş değil.” 



Rapor, eyalet yönetiminden, dalit kadınların, hayatlarının her aşamasında karşılaştıkları ayrımcılığı deşifre edecek bir gözlem sisteminin kurulmasını talep etmekte. Ayrıca, hak ihlalleriyle ilgili şikayetleri giderecek bir mekanizma kurulmalı ve dalit kadınlar, sahip oldukları yasal haklarla ilgili bilgilendirilmeliler.
Rapor, ayrıca, dalit kadınların, neredeyse gelenekselleşmiş bir şekilde, toplumdan dışlanmasını normal karşılayan zihniyette “radikal değişimler” gerçekleştirilmesi ihtiyacının da altını çizmekte. Buna göre, hükümet dalit çocukların ayrımcılığa uğramadan eğitim alabilmelerini garanti altına almak durumunda.



Fransa da Çingeneleri Fişlemiş 25/07/2008
İtalyan hükümetinin günümüzde uygulamaya koymaya çalıştığı, Çingenelerin parmakizlerini alarak fişleme işlemi 1912–1970 yılları arasında Fransa’da da uygulanmış. Bir çeşit nüfus kağıdı olarak değerlendirilebilecek cüzdanda Çingenelerin doğum tarih ve yerleri aile bilgileri, fotoğraf ve parmak izleri bulunuyordu. O dönemden kalan bir cüzdanın fotoğrafını sizlerle paylaşıyoruz.
Kaynak: http://www.a-part-entiere.org



Tecavüz Mağduru Kız İntihar Etti 30/07/2008
Hindistan’ın Ghaziabad kentinde, komşuları tarafından tecavüz edilen 13 yaşındaki Dalit kız kendisini yakarak intihar etti. Ölen Dalit kızın ailesinin verdiği ifadeye göre, yakınlarda bulunan komşularının evine ödünç pantolon almak için giden genç kız, komşularının oğlu ve bir arkadaşı tarafından tecavüze uğradı. Evine dönüp olanları ailesine anlatan talihsiz kız, anne ve babasının tecavüzcüleri yakalamak üzere evden ayrılmaları nedeniyle yalnız kaldı. Yaşadığı olayı gururuna yediremeyen Dalit kız kendisini ateşe vererek intihar etti. Ağır yaralı olarak hastaneye yetiştirilen talihsiz kız bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı.



Çingene Çocuklara Vatandaşlık Hakkı 04/08/2008
Gerçekleştirdiği çeşitli eylemlerle AB çevreleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirilen İtalyan Hükümeti yeni bir uygulamaya imza atmaya hazırlanıyor. Ülke genelinde yaşayan bütün Çingene çocuklara vatandaşlık hakkı verilecek. İçişleri Bakanı Roberto Maroni, 21 Temmuz 2008 tarihinde yaptığı açıklamada İtalya’da doğan bütün Çingene çocuklarına “insani” vatandaşlık hakkı tanınacağını belirtti. Ülke genelinde yaşayan Çingenelerin çok kötü koşullarda yaşadıklarını ve buralarda doğan çocukların büyük bir bölümünün nüfus kağıtlarının olmadığını söyleyen Maroni “insani” vatandaşlığın ne olduğu hakkında herhangi bir bilgi vermedi.
Daha önce bütün Çingenelerin parmak izlerinin “güvenlik” nedeniyle kaydedileceğini kamuoyuna duyuran Maroni’nin “insani” vatandaşlığının ne kadar insani olacağını önümüzdeki dönem gösterecek.
Kaynak: www.ansa.it



Avrupa Parlamentosu Irkçılığı Mahkum Etti 12/08/2008
Almanca'dan çeviri: Ali Ertem
Avrupa Parlamentosu İtalya’da Romanların parmak izleri alınarak fişlenmesi planını “ırkçı ayrımcılık” olarak mahkûm etti. Parlamento aldığı bir kararla, Roma’daki muhafazakâr hükümetin halk temsilciliğinin, Romanların parmak izleri alınarak fişlenmesinin derhal durdurulmasını talep etmektedir. Karar metni 220 “ret” oyuna karşın, 336 “kabul” oyu ile onaylanmıştır. 77 parlamenter ise çekimser oy kullanmıştır. Karara karşı bütün muhafazakarlar ve Hıristiyan Demokratlar “ret” oyu kullanmışlardır.
İtalya hükümeti ise, ırkçılık suçlamasını alışılmadık sertlikte ifadelerle reddetti. İtalya Avrupa Birliği Bakanı Anderea Ronchi, ırkçılığa karşı çıkan kararı, bir Avrupa Birliği kurumunun “en kötü tavrı” olduğunu ileri sürdü. İtalya dışişleri Bakanı Franco Frattini, kararı önyargıya dayanan “politik bir karar” olarak niteledi. Liga-Nord partisinden İtalya İçişleri Bakanı Roberto Maroni ise, kararı “hayretle” karşıladığını ve hükümetin parmak izli fişleme planını “sonuna kadar sürdüreceğini” belirtti. Maroni Roman çocukların parmak izleri ile fişlenmesindeki amacının onları “korumak” olduğunu, örneğin dilenmek yerine okula gönderilmelerini amaçladığı öne sürdü.
Kararın alınmasından bir gün önce 120 Avrupa Parlamentosu temsilcisi, fişlemeyi protesto amacı ile parmak izlerini aldırarak muhafazakâr İtalya Hükümeti Başkanı Silvio Berlusconi’ye göndermişlerdir. Fransalı Avrupa Birliği Adalet Komiseri Jacques Barrot, İtalya’dan soruna ilişkin bilgi vermesini rica ettiğini ve kendi bakış açısındansa, fişleme planının “riskli” olduğunu belirtmiştir.






İtalyan hükümetinin, suç oranlarının düşürülmesi ve suçsuz kişilerin suçlanmaması gerekçesiyle ülke genelinde Çingenelerin parmak izlerinin kayıt altına almak istemesi büyük bir yürüyüşle protesto edildi. Başkent Roma’da yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüş renkli görüntülere de sahne olurken, birçok Çingene ve sivil toplum örgütü, girişimin insan haklarına aykırı olduğunu belirtti.
Hükümetin bu uygulaması Avrupa Birliği parlamentosundaki çeşitli gruplar tarafından da protesto edilirken, İtalyan Hükümeti’ne konuyla ilgili olarak, bu ayın sonuna kadar cevaplaması için soru önergeleri verildi.



Çek Çingeneler Irkçı Siteye Karşı 20/08/2008
Çek Cumhuriyeti Parlamentosu Çingene Sorunları Komisyonu Başkanı ve Çingene Derneği Dzeno Başkanı İvan Vesely, aşırı ırkçı Milliyetçi Parti’nin internet sitesinin kapatılması için hükümete başvuruda bulundu. Sitede Çingeneleri aşağılayıcı ifadelerin bulunması nedeniyle böyle bir başvuru yaptığını söyleyen Vesely, partinin de sitedeki ifadeler nedeniyle cezalandırılması gerektiğini belirtti. Vesely, ayrıca Bohemya’nın batısında Çingenelere yönelik saldırıların arttığını, çocukların okula yalnız gidemediklerini ve mahallelerin korunması için Çingenelerin nöbet tuttuklarını belirtti. Irkçı partinin askeri kıyafetler giyen ve bıçak taşıyan paramiliter gruplar da örgütlediğini söyleyen Vesely, hükümeti acilen tedbir alması için uyardı.
Kaynak: www.romea.cz



Brüksel'de Çingene Zirvesi 24/08/2008
16 Eylül 2008 tarihinde Brüksel’de geniş katılımlı bir toplantı düzenlenecek. Toplantıya Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Fransa Komisyonu başkanlık edecek. Toplantıda yaklaşık 350 temsilcinin bir araya gelmesi bekleniyor. Toplantı, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin temsilcileri ile sivil toplum örgütlerini bir araya getirmesi itibariyle büyük bir önem arz ediyor. Özellikle son dönemde yaşanan saldırı, fişleme gibi ırkçı uygulamaların gündeme gelmesinin beklendiği toplantıda Çingenelerin, üye ülkelerdeki bütünleşme sorunlarının yanı sıra eğitim, sağlık, konut, istihdam gibi konular hakkında değerlendirmeler yapılacak.


Irkçılardan Saçma Teklif 28/08/2008
Daha önce birçok kez saldırıları ya da yürüyüşleriyle haber yaptığımız Çek ırkçılar bu sefer de son dönemde yaptıkları saçma bir teklifle gündemi işgal ediyorlar. Milliyetçi Parti, hazırladığı 150 sayfalık raporu kamuoyu ile paylaştı. “Çek Topraklarındaki Çingene Sorununa Çözüm” başlığı taşıyan rapora göre, parti 2010 yılındaki seçimlerde işbaşına gelirse Çingeneleri Hindistan’a sürme planları yapıyor. Irkçılar daha da ileri giderek ülkedeki Çingeneleri öldürmek istemediklerini hatta onlardan toprak satın almak istediklerini bile belirtmişler. Alman faşistlerin Yahudileri öldürdüğünü fakat kendilerinin böyle bir amaçları olmadığını belirten ırkçılar Çingenelerden toprak satın alıp, ülkeden kovacak kadar değer veriyorlar. Parlamento Çingene Komisyonu başkanı İvan Vesely, Çingenelerin 500 yıldan beri Çek topraklarında yaşadığını belirterek, raporu sert bir dille kınadı. Konunun Avrupa Birliği tarafından da dikkatle incelenmesi ve gerekli uyarıların partiye yapılmasının gerektiğini belirtti.

Irkçı Uygulamaya Tepkiler Sürüyor 02/09/2008
İtalya İçişleri Bakanı Roberto Maroni Roman çocukların parmak izlerini almak istiyor. Bakanın, İtalya medyasına yansıyan açıklamasına göre, başkent Roma’dan başlamak üzere, Romanların belli yoğunlukta yaşadıkları Milano, Napoli ve güney kentlerinde fişleme işlemine başlanacaktır.
Federalist Liga Nord Partisinden tanınmış politikacı Maroni şöyle diyor: “Mesele fişleme değil, etnik bir sayımdır. Biz hükümet olarak, sıkça dilenci olarak kullanılan Roman çocukları korumak istiyoruz. Biz, İtalya’da ikamet iznine sahip olanların insani yaşam koşullardan faydalanmasını sağlamak istiyoruz. İtalya’da ikamet iznine sahip olmayanlarınsa, sınır dışı edilmesini istiyoruz”.
Bu açıklamadan sonra İçişleri Bakanı sert eleştirilere hedef oldu. Önceki hükümet döneminin “Rifondazione Comunista“ Partisinden Sosyal İşler Bakanı Paolo Ferrero, Maroni’yi, faşist yöntemlere başvurmakla suçlamaktadır. “Parmak izlerimin alınması için bende sıraya gireceğim“ demektedir.
Maroni, İtalya Yahudi Cemaati başkanı Amos Luzzatto’nun da, sert eleştirilerine maruz kaldı. Amos Luzzatto, „Roman çocukların parmak izlerinin alınması, bir etnik diskrimine etme yöntemidir. Bu nedenle hiç bir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir. Hiç kimsenin, Roman çocukları, potansiyel hırsız ve ya adi suçlu göstermeye hakkı yoktur. Çocukları diskrimine bazda fişlemek kanunlara aykırıdır.“ demektedir.
Milano’da baraka gettolarda yaşayan bütün Romanların sayımına Milano Polis şefi Gina Valerio Lombardi başkanlığında başlanmıştır. Lombardi, illegal olarak “Lombardi Başkenti” çevresinde meydana gelmiş olan baraka yerleşim birimin tamamını boşaltmak istemektedir. İtalyan vatandaşı, ya da İtalya’da ikamet iznine sahip olan Romanlara legal yerleşim alanlarına girebilmeleri için bir izin belgesinin tanzim edilmesi gerekli görülmektedir.
Tahminlere göre İtalya’da, ekseriyeti Romanya’dan, bir kısmı da eski Yugoslavya’dan gelmiş olan, çoğunluğu İtalyan vatandaşı 150 000 Roman yaşamaktadır. Napoli’de, geçtiğimiz Mayıs ayında Roman yerleşim alanlarına karşı bir saldırı düzenlenmiştir. Bu saldırılar, bir İtalyan bebeği, güya kaçırmaya kalkışan Roman kadına ilişkin, bir takım haberlerin yayılması üzerine baş göstermiştir. Berlusconi hükümeti Roma’da, Milano’da ve İtalya’nın diger büyük kentlerinde, izinsiz kurulan Roman yerleşim alanlarının yıktırılıp dağıtılması için özel komserler görevlendirmiştir.

Almancadan çevri: Ali Ertem




Mayavati Başbakanlığa Hazırlanıyor 09/09/2008
Hindistan’ın Çingene politikacısı Mayavati, ülkenin başbakanı olmak istediğini belirtti. Ülkenin En büyük eyaletlerinden Utar Pradesh’in başkanı olan kadın politikacı, “Pradesh gibi önemli bir eyaletin dört kez ve hiç kimsenin desteği olmadan başkanı seçilebiliyorsam, neden ülkenin başbakanı olamayayım?” diyerek başbakanlığa hazırlandığını göstermiş oldu. Kendisiyle yapılan bir röportajda bu sözleri dile getiren Mayavati, “bu cümlelerimi duyan üst kast mensubu politikacıların, düşüncelerimin gerçekleşmesinin imkansız olduğunu söyleyeceklerdir çünkü onlar, bir kadının hele hele bir Dalit kadının bu kadar yükselebileceğini kabul edemezler ama ben bunu gerçekleştirebilirim” dedi. 
“Dokunulmazlar” olarak adlandırılan Hindistan Çingeneleri Dalitlerin, 1956 yılında yaşamını yitiren politik lideri Doktor Ambedkar’dan sonra en önemli temsilcisi olan Mayavati’nin arzusunu gerçekleştirebilmesi halinde ülkedeki Çingenelerin karşılaştıkları ayrımcılığın büyük darbe yiyeceği düşünülüyor.


Avrupalı Genç Çingeneler Buluşuyor 16/09/2008
Fransa’nın Strazburg kenti, 7-14 Eylül 2008 tarihleri arasında Avrupalı Genç Çingenelere ev sahipliği yaptı. Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelecek gençler, Çingenelerin hayatın birçok aşamasında karşılaştığı ayrımcılık ve temsil sorununa karşı stratejiler üretmek üzere bir araya geldiler. Bir hafta boyunca, Çingene gençlerin toplumsal hayata katkıları, hükümetlerin gençlik politikalarının üretiminde rol sahibi olabilme gibi çeşitli konularda toplantılar düzenlendi. Çingene gençlerin sorunları hem ülkeler bazında hem de Avrupa Birliği bazında ele alındı. Katılımcılar, ayrıca sorunlarının çözümü konusunda diğer aktörlerle ilişkilerinin nasıl olabileceği konusunda stratejiler geliştirmeye çalıştılar.



AB Çingeneler İçin Girişim İstedi 19/09/2008
Avrupa Komisyonu yoksulluk ve ayrımcılıkla karşı karşıya olan milyonlarca Çingenenin durumunu iyileştirmek üzere kıta genelinde bir girişim yapılması çağrısında bulundu.
Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso, Çingene toplumunun büyük bölümünün 21. yüzyılın Avrupası için kabul edilemez koşullarda yaşadığını söyledi. Barroso, bu kesimin diğer Avrupa vatandaşlarından daha fazla sıkıntı çektiğini kaydetti. Barroso bu açıklamayı Çingene toplumundan ve hükümetlerden 400 temsilcinin katılımıyla Brüksel'de düzenlenen bir toplantıda yaptı.
Komisyon Çingenelerin hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar, sağlıksız, işsiz ve eğitimsiz bir yaşam sürmek zorunda kaldıklarını kaydediyor. Komisyona göre "Çingene" yaftası bu halkın mensuplarının kemikleşmiş bir ayrımcılıkla yüzleşmesine yol açıyor.
Geçtiğimiz aylarda İtalya'nın Çingenelerin parmak izlerini bir veri tabanında toplama planı Avrupa Parlamentosu ve insan hakları gruplarınca kınanmıştı. 
İtalya'nın sağ kanat hükümeti, bu uygulamanın suç oranlarını azaltıp sokaklarda dilenciliğe zorlanan çocukların okumasını sağlayacağını savunuyordu. İtalya'da 150 bin kadar Çingenenin yaşadığı tahmin ediliyor. Brüksel'deki konferans, bu kesimin ihtiyaçlarını ve çözüm olanaklarını tartışmak üzere düzenlendi. Bu açıdan da, konu hakkında AB kapsamındaki ilk büyük girişim oldu.

Avrupa Komisyonu 2000-2006 arasında Çingenelere destek sağlamaya yönelik projelere 275 milyon euro harcadı. Bu kesimin de dahil edildiği 'dezavantajlı toplum kesimleri' başlıklı girşimlere ise aynı dönemde bir milyar euro daha ayrıldı.
Kaynak: BBC news



Fransa'da Yıkım 27/09/2008
Fransa’nın başkenti Paris’in varoşlarından olan Saint-Ouen’de 28 Ağustos 2008 tarihinde belediye tarafından yıkım gerçekleştirildi. Yaşayanların birçoğunu Çingenelerin oluşturduğu varoşlarda gerçekleştirilen yıkımlarda herhangi bir olay yaşanmadı. Bu durumun sebebi bölgede yaşayan Çingeneler için yıkımlardan önce sosyal entegrasyon projesi hazırlanmış olmasıydı. Proje kapsamında, Çingeneler Paris Belediyesi tarafından tahsis edilen bir alanda bulunan karavanlara yerleştirildiler.
Yeni evlerinde mutlu olduklarını belirten Çingeneler, Saint-Quen’de derme çatma barakalarda, sağlıksız koşullarda yaşadıklarını ve bu yüzden daha önce birçok yeni doğmuş çocuğun öldüğünü belirttiler. Ayrıca yaşadıkları bölgede, elektrik ve su bulunmadığını bunların yanı sıra çocuklarını da okullara kaydettiremediklerini söylediler. Çoğunluğunu Doğu Avrupa’dan göçen Çingenelerin oluşturduğu topluluk artık elektrik ve suyun bulunduğu yeni alana önümüzdeki günlerde tamamen yerleşmiş olacaklar.



Jess Hurd'un Objektifinden İtalya Çingeneleri 04/09/2008
İngiliz fotoğrafçı Jess Hurd İtalya’da geçtiğimiz aylarda kundaklanan İtalya’nın Napoli kenti yakınlarındaki Çingene kampına giderek kalanları fotoğrafladı. Büyük ölçüde kül olan kampta halen Çingeneler büyük sıkıntılar içerisinde yaşamakta. Diğer taraftan İtalyan hükümeti, daha önce bütün göçmenlerin parmak izini almak üzere harekete geçmesinden sonra aldığı yeni kararla 900 adet askeri, kentlerde polisin güvenliği sağlamasına yardımcı olmak üzere görevlendirdi. İtalyan hükümetinin, bu kararlarla da kalmayarak, ülkenin birçok kentinde bulunan Çingene kamplarının önümüzdeki dönemde yıkılacağını ve Çingeneler için “Dayanışma Kampları” adı verilen kamplar yapılmasını ve Çingenelerin bu kamplara yerleştirilmesini planlıyor.



Mario Maya Hayata Gözlerini Yumdu 10/10/2008
Ünlü flamenko sanatçısı Mario Maya 28 Eylül günü Fransa'da hayata gözlerini yumdu. 1937 yılında İspanya'da bir Çingene ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Maya, küçük yaşlardan itibaren Sacromonte's Zambras adlı flamenko dans grubunda dans etmeye başladı. Hayatı boyunca sayısız gösteriye imza atan ve birçok ödül alan Maya, birçok ülkede flamenko sevenlerle buluştu. Maya'nın ayrıca koreografilerini kendisinin yaptığı birçok gösterisi bulunuyor. Bunlar arasında “Camelamos Naquerar”(Sesimizi Duyurmak İstiyoruz) ve “Ay! Hando” gibi Çingenelerin yaşadıkları ayrımcılıkları konu alan gösterileri de bulunmakta.
Kaynak: Roma Daily News



Dalit Kuruluşları Birleşmeli 14/10/2008
Hindistan devlet eski bakanlarından Ramanath Rai, Bantwal kentinde yaptığın konuşmada, ülkede faaliyet gösteren bütün Dalit sivil toplum örgütlerinin biraraya gelmesi gerektiğini söyledi. 3 Ekim 2008 tarihinde, yeni bir Dalit sivil toplum örgütünün açılışında konuşan ve kendisi de bir Dalit olan Rai, ayrımcılıkla mücadele etmek için bütün Dalit kuruluşlarının bir çatı altında toplanarak mücadele etmelerini gerektiğini söyledi. Rai konuşmasında, her kuruluşun kendisine göre farklı bakış açıları olabileceğini ve bu durumun da gayet doğal olduğunu söyledi. Bütün farklı bakış açılarına rağmen önemli ve bütün örgütlerce kabul edilen gerçekliğin ise Dalitlerin şiddetli bir ayrımcılıkla karşı karşıya oldukları ve bu orta payda üzerinde kuruluşların bir çatı altında birleşmeleri gerektiğinin altını çizen Rai, ancak bu şekilde kalıcı çözümlerin üretilebileceğini söyledi.
Hindistan'daki kast sistemine dayalı ayrımcılık, kimi eyaletlerde kanuni düzenlemelerle tamamen yasaklandı kimilerinde ise Dalitler halen “dokunulmazlar” olarak yer almakta. Diğer taraftan ayrımcılığın yasaklandığı eyaletlerde dahi birçok saldırı, tecavüz vakası meydana gelmekte. Dolayısıyla kanuni düzenlemelerin, gündelik hayata yansıtılamadığı bir gerçek. Bu noktada, Dalit hakları adına çalışan sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşüyor. Rai'nin bu çağrısı, hakların elde edilmesi ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması bağlamında büyük bir önem arz ediyor.


Katil Alevler 17/10/2008
Hindistan'da yaşayan Dalit Çingeneleri üzerine yaptığımız haberlerin bir çoğunda Dalit toplumunu hedef alan vahşi cinayetler ya da tecavüzler konu ediliyor. Genellikle üst kastlardan gelen Hintlilerin faili olduğu bu cinayetler, kimi zaman silahla kimi zamansa kurbanı canlı canlı gömerek kimi zamansa bir Dalit'in yakılması gibi vahşice yöntemlerle geçekleştiriliyor.
Geçtiğimiz günlerde haber kaynaklarımızdan birisinde gördüğümüz başlık, Hindistan'da yaşanan bu olayları çağrıştırmıştı. Başlıkta “Çingene çocuk yanarak öldü” yazıyordu. Bu sefer haber Avrupa'nın göbeğinden geliyordu. İtalya'nın otomotiv ve moda sektörleri sayesinde zenginleşmiş Milano kentindeki bir varoşta, Romanya'dan göçen Çingene bir ailenin barakasında çıkan yangında 13 yaşında bir çocuk feci şekilde can vermişti.
Elektriği ve herhangi bir ısıtma sistemi olmayan barakada, aile soğuktan korunmak için tenekelerden yaptıkları sobayı kullanıyordu. Katliamın ilk faili işte bu teneke sobaydı. Aydınlanmak için kullanılan mum ise son cinayetin suç ortağı oldu. 13 yaşındaki çocuk uyuduğu sırada üzerine düşen mum, kısa sürede yorganın tutuşmasına sebep oldu. Küçük çocuk feci şekilde yandı. İtfaiye olay yerine geldiğinde ise küçük çocuk çoktan ölmüş, ailesi ise ağır yaralı olarak kurtulmuştu.
Bu durumu bir kaza olarak mı algılamalı? Diğer taraftan Hindistan'da karşılaştığımız, Dalit Çingenelerini kast dışı oldukları için öldüren zihniyetin kibarlaştırılmış bir versiyonu ile karşı karşıya olduğumuzu inkar edebilir miyiz? Bir kibrit çakıp tutuşturmakla sefaletin içinde yavaş yavaş kavurmak birbirinden çok da farklı olmasa gerek.


Romanya'dan Sosyal Konut Projesi 21/10/2008
Romanya hükümetinden 1 Ekim'de yapılan açıklamaya göre Çingeneler için 300 sosyal konutun yapımını kapsayan bir proje önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek. “Çingenelere Sosyal Konut” başlığı altında gerçekleştirilecek proje kapsamında Çingeneler için ülkenin değişik yerlerinde toplam sayısı üç yüz olan, sosyal konutlar inşa edilecek.
Projede ilk olarak, ülke genelinde sosyal konutlara en fazla ihtiyaç duyulan sekiz bölge belirlendi. Bu bölgelerde öncelik Çingenelere verilmek koşuluyla, düşük gelir gruplarındaki Romanya vatandaşlarına çok düşük ödeme koşullarıyla sosyal konutlar yapılacak. Hükümetin yaptığı açıklamaya göre, sosyal konut projeleri bütçe elverdiği sürece önümüzdeki yıllarda ülke geneline yayılacak.
Kaynak: www.divers.ro


Olsa Olsa Çingenedir 25/10/2008
Geçtiğimiz günlerde, dünyanın değişik ülkelerindeki Çingenelerin yaşam koşulları, yaşadıkları ayrımcılık vakaları ve kültür sanat etkinlikleri hakkında çeşitli iletilerin gönderildiği Uluslararası elektronik posta ağında değişik bir ileti dikkatimizi çekti. Bu ileti aslında, hepimize tanıdık gelen, değişik şekillerde ve koşullarda karşımıza çıkan ön yargıların ve sebep oldukları uygulamaların somut örneklerinden bir tanesiydi. İletiyi yollayan Jeanne Gamonet isimli bir Fransız Çingenesiydi ve iletisini, mutlaka bu duruma bir tepki vermeliyiz diye bitiriyordu.
Gamonet, geçtiğimiz günlerde Fransa'da yaşanan bir tecavüz girişimini anlatmış. 60 yaşlarında bir Fransız kadın, evine dönerken saldırıya uğramış ve kendisine tecavüz edilmek istenmiş. Kadının bağırmasıyla birlikte, saldırgan amacını gerçekleştirmeden olay yerinden uzaklaşmış. Polise giden yaşlı kadın ise, ifadesinde saldırganı teşhis edemediğini belirtmiş ve olay yerine giden polis de, herhangi bir görgü tanığına ulaşamamış. Olay daha sonra basına yansımış ve birkaç gün sonra, Fransız ulusal gazetelerinden bir tanesinde olayla ilgili bir haber yayınlanmış. Yapılan haberde, tecavüzcünün, mağdur tarafından teşhis edilemediği ve herhangi bir görgü tanığı olmadığı halde, zanlının Çingene olabileceği belirtilmiş!
Suçlu konumda olan kişinin ait olduğu sosyal grubun isminin haberin öznesi haline getirilmesi gazetecilik ilkelerine aykırıdır. Hiçbir kimsenin ya da kurumun yaşanan münferit olayları, zaten çok zor koşullarda yaşayan Çingene toplumunun bütününe mal etmeye hakkı yoktur. Herhangi bir teşhis ve görgü tanığı olmamasına rağmen suçlu “olsa olsa Çingenedir” gibi önyargı ve suçlamaların ne gibi toplumsal olaylara neden olduğunu yaptığımız haberlerde defalarca gösterdik. Geçtiğimiz aylarda İtalya'da bir çocuk kaçırma vakasının hiçbir kanıt olmaksızın Çingenelere mal edildiğini ve galeyana gelen halkın Çingene kampını yaktığını belirten bir habere yer vermiştik. Yine İtalya'da suçla mücadele etmek için, ülkedeki bütün Çingenelerin zan altında bırakıldığını ve hepsine potansiyel suçlu muamelesi yapılarak yaşlı genç demeden bütün Çingenelerin parmak izlerinin alınarak fişlendiğini haber yapmıştık. Basına haber yaparken büyük sorumluluklar düşmekte, günümüzde önemli bir etki alanına sahip medya, duyurduğu haberlerin ne gibi sonuçlar ortaya çıkartabileceğini düşünerek görevini yerine getirmelidir.



Savaştan Kalanlar 8/11/2008
Kosova'da 1999 yılında yaşanan savaştan sonra geri de karmakarışık bir bölge ve mülteci durumuna düşmüş birçok insan kaldı. Kosova'nın geçtiğimiz aylarda bağımsızlığını ilan etmesiyle geri dönüşler başladı fakat bu sefer de Müslümanlar topluluklar ile Sırplar arasında yer yer çatışmalar yaşanmaya başladı. Birleşmiş Milletler bu çatışmaları durdurmaya çalışırken, kurşun zehirlenmesi sorunu mülteci kamplarında yaşayan insanları tehdit ediyor.
1999 yılında en fazla 90 gün kalmaları planlanarak Mitrovica kampına yerleştirilen Çingeneler, şimdiye kadar ne kendi topraklarına dönebildiler ne de yeni bir mülteci kampı yerleştirilmeleri sağlandı. Sırp ve Arnavut halkları arasında bölünmüş olan Kosova şehri Mitrovica'nın kuzeyinde bulunan mülteci kampında yaşayan Roman Çingeneleri hem geri dönememenin hem de kurşun zehirlenmesinin acılarını yaşıyorlar. Bölgede bulunan kurşun kalhanesi artık kullanılmasa da çevre yüksek oranda zehirli kurşunla kirlenmiş durumda. Özellikle çocuklarda görülen hastalık nedeniyle, hafıza kaybı, sürekli olarak kusma, dişlerde kurşun birikmesi, yürüme ve konuşma yetilerinde kayıplar görülüyor. Birçok çocuk ya doğmadan ya da altı yaşına gelmeden ölüyor.
Kampta bulunan 500 Çingene çocukta görülen kurşun zehirlenmesi nedeniyle Birleşmiş Milletler geç de olsa harekete geçti. 17 Kasım tarihinde İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılacak toplantı ile mülteci kampında yaşayan çocukların tedavisi ve kampın yerinin değiştirilmesi konusunda gerekli kararların alınması öngörülüyor.
Kaynak: www.setimes.com
Fotoğraf: AFP




Irkçı Uygulama, Irkçı Karar 12/11/2008
1997 yılında bir Çingene kadınının kendi rızası dışında, ikinci çocuğunu doğurduktan sonra kısırlaştırılması üzerine, yerel mahkeme işlemi gerçekleştiren hastahaneyi tazminat ödemeye mahkum etmişti. Hastane avukatlarının başvurusu üzerine konuyu yeniden görüşen bir üst mahkeme önceki kararı bozdu.
Iveta Cervenakova, 11 yıl önce ikinci çocuğunu doğurduktan sonra, kendi rızası olmadan kısırlaştırıldı. 2003 yılında konuyu mahkemeye taşıyan Cervenakova, hukuk mücadelesini 12 Ekim 2008 tarihinde kazandı. İlk derece mahkemesi, hastanenin yaklaşık 30 bin Euro tazminat ödemesine ve Cervenakova'dan özür dilemesine karar verdi. Hastane avukatları ise kararı bir üst mahkemeye taşıdı. Geçtiğimiz çarşamba günü yapılan oturumda tazminat ödeme cezasının bozulması yönünde hüküm verdi. Çek kanunlarına herhangi bir olay meydana geldikten sonra 3 yıl içerisinde mahkemeye intikal etmesi gerekiyor. Üst mahkeme bu maddeden yola çıkarak olayın, mahkemeye intikalinin geç kalması nedeniyle kararı bozdu. Bu karar hukukçular arasında tartışmaya neden olurken, birçok avukat bahsi geçen maddenin bu olayda uygulanmama yolunun açık olduğunu söylediler. Cervenakova'nın bu karardan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurması bekleniyor.
Ülkedeki sivil toplum örgütlerine göre kişinin rızası dışında kısırlaştırılması da yeni bir durum değil. Çek Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını kazandığı 1989 yılından önce ki süreçte de Çingene nüfusunun kontrol edilebilmesi amacıyla uygulamanın yaygın olduğu belirtilirken yaklaşık 250 bin Çingene kadının habersiz bir şekilde kısırlaştırıldığı düşünülüyor.
Kaynak: AP


Yine Irkçı Saldırı 15/11/2008
Macaristan'ın kuzey doğusunda bulunan Nagycsecs köyünde 3 Kasım pazartesi günü bir ırkçı saldırı yaşandı. Yaşları 43 ve 40 olan Çingene bir çift tabanca ile öldürüldü ve sonrasında evleri yakıldı. Çingene hakları savunucusu ve politikacı Viktoria Mohacsi'nin yaptığı açıklamaya göre Macaristan güvenlik güçleri öldürülen çiftin Çingene olmadığını belirtse de kendisi de bir Çingene olan Mohacsi, olayın meydana geldiği yerde Çingenelerin yaşadığını ve köydeki Çingene olanlar ile olmayanların yaşadıkları yerler arasında uzun bir mesafe olduğunu söyledi.
Aynı zamanda Macaristan'ın Avupa Konseyi'ndeki temsilcilerinden birisi olan Mohacsi, İçişleri Bakanlığını sürekli olarak ülkede ırkçılığın son yıllarda yükseldiği ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiği yönünde uyardığını fakat uyarılarının dikkate alınmadığını söyledi. Mohacsi durumu birçok kez Avrupa Konseyi'nde de dile getirmişti.
Kaynak: Reuters


Bu Sefer Saldıramadılar 19/11/2008
16 Kasım günü Çek Cumhuriyeti'nin eski adıyla Bohemya olan Usti nad Labem kentinde bulunan Litvinov kasabasında ırkçılarla polis arasında çatışma yaşandı. Kasabada bulunan Çingene mahallesine saldırmak üzere yürüyüşe geçen 500 kişilik gruba polis müdahale etti. Grubun önünü kesen polis, dağılmaları yönünde yaptığı anonslara direnen ırkçı grubu dağıtmak üzere harekete geçti. Taş ve sopalarla polise direnen ırkçılar, Çingene mahallesine giremediler. Böylece Çingenelerle ırkçılar arasında yaşanabilecek olası çatışma, polis müdahalesi sayesinde engellenmiş oldu. Çatışmalar sırasında yedisi polis olmak üzere on dört kişi yaralanırken, bir polis arabası da ırkçılar tarafından ateşe verildi.Yaklaşık bin polisin görev yaptığı olaylarda on beş ırkçı gözaltına alındı.
Kaynak: news.bbc.co.uk



Romanya'da Sosyal Konut Toplantısı 22/11/2008
Avrupa Birliği'nin, Romanya'ya Çingelerin konut sorununu iyileştirmesi için hibe ettiği 300 milyon Euro, 2009 yılı itibariyle devlet kasasına girmiş olacak. Hibe, ülkede yapılacak sosyal konutlar için kullanılacak. Sosyal konutların yapımına başlanmadan sivil toplum örgütleri ve ilgili devlet kurumları arasında 28 ve 29 Ekim başkent Bükreş'te tarihlerinde bir toplantı yapıldı. Sivil toplum örgütleri, projenin ülkedeki Çingene gerçekliği ile uyuşmadığını savundular. İlk olarak Romanya Ulusal Çingene Ajansı'nın verileri sunuldu. Sivil toplum örgütleri ve akademisyenler bu verilerden ve projenin uygulanma aşamaları hakkında düşüncelerini belirttiler. Ajansın hazırladığı rapora göre:
*Ülkedeki Çingenelerin %31'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor,
*%43'ü kerpiç evlerde yaşıyor,
* Evlerin %36'sı 1990 yılından önce yapılmış,
*Evlerin %17 tek odadan, % 42'si iki odadan, evlerin % 59' nda mutfak aynı zamanda oda olarak kullanılıyor,
*Evlerin % 87'sinde doğal gaz, %13'ünde elektirik, % 85'inde atık su sistemi yok ve % 85'i soba ile ısıtılıyor,
*Evlerin % 10'nunda tuvalet bulunmuyor, % 81'inde tuvaletler evlerin bahçelerinde bulunuyor,
*Evlerin sadece %13'ünde içme suyu bulunuyor,
*Evlerin %24.7'sinin tapusu bulunmuyor, varolan tapuların ise sadece % 4'ü Avrupa Birliği'ne giriş sonrası değişen mevzuatla uyumlu.

Sosyolog Nicolae Gheorghe, veriler dikkate alındığında sosyal konut projesinin bu sorunları aşmaya odaklanmadığını ayrıca projenin Romanya genelini kapsamadığını ve uygulamanın sadece yerel otoritelerin insiyatifine bırakılmasının zaman ve kaynak israfina sebep olacağını belirtti. Gheorghe'ye benzer bir şekilde, sivil toplum örgütü Ruhama temsilcisi Marian Daragiu ise ayrılan kaynakların kullanımının merkezi otoriteye değil yerel yönetimlere bırakılmasının zararlı olduğunu çünkü yerel yönetimlerin Çingene sorunlarına eğilmediğini söyledi. Kalkınma Bakanlığı Konut Politikaları sorumlusu Bogdan Suditu'da eleştirileri kabul ederek, yerel yönetimlerin merkezi yönetim tarafından zorlanmadığı takdirde hiçbir gelişmenin kaydedilemeyeceğinin altını çizdi. Devlet Bakanı Victor Giosan ise projenin gerçekleştirilebilmesi için merkezi yönetimin gerekli tedbirleri alacağını ve merkezi yönetimin buradaki görevinin yerel yönetimlerle koordinasyonu sağlamak olduğunu belirtti. Sivil toplum örgütleri temsilcileri ve akademisyenler ise bu söylemin yeterli olmadığını ve proje kaynaklarının kullanımı konusunda kontrolün merkezi yönetimde olması gerektiğinin altını çizdiler.
Kaynak: www.divers.ro




Macaristan El Bombalı Saldırıyla Sarsıldı 27/11/2008
12 Kasım günü AB ülkesi Macaristan'ın, başkent Budapeşte'nin 250 km güneyinde bulunan Pecs kentinde Çingenelere yönelik bir saldırı meydana geldi. Bu saldırıyı diğerlerinden ayıran ise daha vahşice olmasıydı. Saldırı akıllara durgunluk verecek bir yöntemle gerçekleştirildi. Bir Çingene ailenin evine el bombası atıldı. Meydana gelen patlamayla ev savaş alanına dönerken, anne ve baba öldü iki çocuk ise ağır yaralandı. Polis sözcüsü Peter Zsobrak yaptığı açıklamada saldırının ırkçılar tarafından yapılmış olabileceği ihtimali üzerinde durduklarını fakat şu ana kadar bu savlarını destekleyecek herhangi bir kanıta ulaşamadıklarını belirtti. Zsobrak, olayın polis teşkilatı bünyesinde özel bir bölüm tarafından araştırıldığını da sözlerine ekledi.
Olay ülke çapında büyük yankı uyandırırken, etnik grupların haklarından sorumlu kamu denetçisi Erno Kallai yaptığı açıklamada, olayın ırkçı bir saldırı olup olmadığı konusunda bir karara varabilmek için erken olduğunu fakat saldırının şekli ve hedef aldığı insanların Çingeneler olması nedeniyle ırkçı saldırı ihtimalini arttırdığını söyledi. Kallai, son dönemde ülkede yaşanan ırkçı saldırıların kaygı verici olduğunu, Çingenelerin tarihten gelen önyargılar nedeniyle hedef konumuna geldiğini söyledi.
Ülkede faaliyet gösteren düşünce kuruluşlarından Political Capital , geçtiğimiz Ekim ayında yayınladığı bildiride, ülkenin en ciddi sorununun Çingene olmayanların Çingenelere karşı önyargıları ve ırkçı saldırılar olduğu belirtilmişti.
Kaynak: Reuters



Mohacsi Avrupa'yı Uyardı 10/12/2008
Avrupa Parlamentosu'nun Çingene vekili Viktoria Mohacsi, 26 Kasım günü son dönemde yükselen ırkçı dalgaya karşı tedbir alınması ve derhal harekete geçilmesi için vekilleri uyardı. Avrupalı parlamenterleri ırkçı saldırıları kimlerin gerçekleştirdiklerini ve bu kişilerin rahat hareket edebilmelerinin nedenleri düşünmeye çağıran Macaristan temsilcisi Mohacsi, son 1 yılda ırkçı saldırılarında büyük bir artış olduğuna işaret etti.
Irkçıların her an yeni bir saldırı gerçekleştirebileceklerini ifade eden Mohacsi, Avrupa'nın çeşitli ülkerinde faaliyet gösteren aşırı milliyetçi partilerin bu grupların örgütlenmesine katkı sağladıklarını söyledi. İtalya, Çek Cumhuriyeti gibi son dönemde ırkçı saldırıların gerçekleştiği ülkelerde, hükümetlerin büyük zaafları olduğunu ve gerekli tedbirleri almadıklarını ve bu durumun yeni saldırılara zemin hazırladığının altını çizdi.
Ekonomik krizin Avrupa'daki Çingenelere üzerindeki etkilerine değinen Macaristan temsilcisi, zaten kötü koşullarda hayatta kalmayan çalışan Çingenelerin krizle birlikte yaşamlarının daha da zorlaştığını sözlerine ekledi. Mohacsi son olarak, hem ırkçı saldırılara son verilmesi hem de ekonomik ve toplumsal bütünleşmenin sağlanması için Avrupa Birliği'nin geniş kapsamlı bir Çingene stratejisi oluşturması gerektiğini belirtti.
Kaynak: www.javno.com



Göçebelik Bitti Göçmenlik Başladı 16/12/2008
Slovakya Çingeneleri arasında göçebelik tamamiyle ortadan kalktı. Çekoslavakya'nın dağılmasından önce ki dönemde Çingene nüfusunun denetlenebilmesi amacıyla devlet, 1950 yılında aldığı bir kararla göçebe Çingenelerin hareket etmesini yasaklamıştı.Çekoslavakya dağılmasına rağmen bahsi geçen kanun ancak dört yıl önce kaldırıldı fakat Çingeneler göçebe yaşam tarzına geri dönmediler. Artık onlar için göçmenlik dönemi başladı.
Trnava Üniversitesi öğretim üyesi Rene Luzina, göçebeliği yasaklayan kanunun, Çingenelerin sadece küçük bir bölümü etkilediğini çünkü o dönemde zaten ülkedeki Çingenelerin büyük bir bölümünün yerleşikleştiğini söyledi. O dönemde bölgede yaşayan Çingenelerin %10 ila12'sinin bir kısmının tarımla uğraştıkları için mevsimlik olarak göçtüklerini bir kısmının ise zanaatları gereği sürekli hareket halinde olduklarını, bahsi geçen kanunla birlikte bu Çingenelerin bulundukları yerlere yerleştirildiğini kaydetti. Günümüzde geleneksel zanaatların kaybolmasıyla artık göçebe yaşama geri dönülmesi gibi bir durumun sözkonusu olamayacağını belirten Luzina, Çingenelerin hayatın artık yeni bir dönemin, göçmenlik döneminin başladığını ifade etti.
Günümüzde birçok Çingene daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için çeşitli ülkelere göçmen olarak gidiyorlar. Artık, Çingeneler göçebe değil göçmenler. Ülkenin 2004 yılında Avrupa Birliği'ne girmesiyle birlikte birçok Çingene Avrupa'nın değişik bölgelerine, daha iyi bir yaşam hayaliyle yerleşti. Avrupa Birliği üyeliği öncesinde de Çingenelerin büyük bir bölümü Kanada'ya yerleşmişti.
Kaynak: www.romea.cz


Duyun Bu Çığlığı: Dikhen Ande İtalia
Avrupa'da son 2 yılda Çingenelere yönelik birçok ırkçı saldırı meydana geldi. Avrupa, yaşadığı soykırım gerçeğinden ders almamış olacak ki şu ana kadar herhangi bir somut tedbir alınmadı. Avrupa'nın çeşitli bölgelerinde yaşayan Çingeneler her an yeni bir saldırının endişesiyle hayatlarına devam ediyorlar. Hal böyleyken, İrlandalı genç bir Çingene bu tehlikeli gidişatı anlatan bir şarkı yazdı. Kerieva, şarkısında yükselen ırkçılığa karşı genç Çingeneleri melodileriyle uyarıyor.
Kerieva, 34 yaşında bir keman virtüözü, kökenleri Manuşlara(Fransız Çingenesi) ve İngiliz Çingenelerine dayanıyor. Aynı zamanda Avrupa'nın değişik ülkelerini dolaşarak Çingenelerin sorunlarının aşılmasına yönelik çalışmalara katılıyor. İnsan hakları üzerine yüksek lisans eğitimini tamamlamış olan Kerieva, “Dikhen Ande Italia”(İtalya'ya Bakın) adlı şarkısıyla ırkçı saldırılara karşı Çingeneleri uyanık olmaya çağırıyor. Aşağıdaki linke tıklayarak dinleyebileceğiniz şarkının sözleri şöyle:
http://www.blog.travellerstimes.org.uk/wp-content/uploads/2008/11/dikhen-ande-italia-6-oct.mp3
İtalya'ya Bakın
Çingeneler dinleyin bu mesaj size,
Gözlerinizi açın, etrafınıza bakın
Duyuyor musunuz?
Sesimizi kesmek, çocuklarımızı almak için
Bıçaklarını bileyliyorlar...
Çingeneler dinleyin,
60 yıl sonra yeniden uyandılar,
Avrupa'yı fethediyorlar, 
İtalya'ya bakın!
Genç Çingeneler uyanın ve kalkın yerlerinizden.
Kendinizle gurur duymanın ve dur demenin vaktidir...




Uluslararası Çingene Yazarlar Birliği 25/12/2008
Finlandiya, Çingene dili ve kültürü için çok önemli bir kuruluşa ev sahipliği yapıyor. Uluslar arası Çingene Yazarlar Birliği (IRWA) 2002 yılında Finlandiya'nın Karjaa kentinde kuruldu.
Birliğin kuruluş amacı internet sitesinden yapılan açıklamaya göre Çingene edebiyatının, dünya edebiyatının önemli bir zenginliği olduğunu göstermek ve Çingene dilinin gelişmesine katkıda bulunmak olarak belirtiliyor. IRWA, amacının ayrıca dünyanın her yerinde bulunan Çingene yazarlarla iletişim kurmak ve kendi dillerinde yazmış oldukları eserleri biraraya getirmek olduğunu belirtiyor.
Birlik, 2000 yılında Veijo Baltzar, Irka Cederberg ve Mariella Mehr'in bir Çingene kütüphanesi kurma fikrinden yola çıkılarak yeşerdi. Bu fikir, 2001 yılında Almanya'nın Köln kentinde 20 Avrupa ülkesinden gelen Çingene yazarların katılımıyla yazarlar birliğine dönüştü. Birlik 2002 yılında resmen kuruldu ve kurulur kurulmaz Romani Kitaplığı adıyla bir projeye imza atıldı. Projenin kapsamında Romani dilinde yazılan eserleri biraraya getirerek, Çingene kültürünün tanınması ve gelecek nesillere aktarılması amaçlandı.
Halen faaliyetlerine devam eden birlik, Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen eserlerin toparlanması, Romani'ye çevrilmesi ve basılması için çalışıyor. Bu yolla, Çingene kültürünün tanıtılması ve Çingenelerin yaşam koşullarının anlaşılması amaçlanıyor.


2. Dünya Savaşı'nın Acıları Unutulmuyor 29/12/2008
21 Aralık günü Belin'de 2. Dünya Savaşı sırasında soykırıma uğrayan Çingeneler için anma töreni düzenlendi. Naziler tarafından katledilen yaklaşık beş yüz bin (500.000) Çingene için yapılan törenlerde konuşan, Çingene Merkez Konseyi başkanı Romani Roze, soykırımın hatırlanması için büyük bir anıtın yapılacağını belirtti.
Soykırıma uğrayan Çingeneler için yapımına başlanan anıtın 2009 yılı içinde tamamlanması bekleniyor. Anıt, Belin'de bulunan Tiergarten Parkı'nda bulunacak. Yaklaşık 16 senedir yapımı gündemde bulunan fakat bir türlü tamamlanamayan anıtın 2009 yılında bitirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Kaynak: www.romaworld.ro


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder