6 Aralık 2013 Cuma

TÜRKİYE 2011

Bir Yılın Ardından Selendi Olayları 04/01/2011
Selendi'de yaşanan acı olayların üzerinden 1 yıl geçti. Selendi'den ayrılmak zorunda kalan mağdur aileler şimdi yaşamlarını Manisa'nın Salihli ilçesinde sürdürmeye çalışıyorlar. Selendi davası ise güvenlik gerekçesiyle Selendi'den Uşak'a alındı.

5 Ocak 2010 tarihinde Selendi'de meydana gelen acı olaylarda, sayısı 1000'i aşan bir topluluk Selendi'de yaşayan Çingene ailelerin evlerine saldırıda bulunmuştu. Güvenlik güçlerinin müdahalesi ile can kaybının önlendiği olaylarda mağdur aileler ciddi maddi kayba uğramışlar ve can güvenliklerinin Selendi'de sağlanamayacağı gerekçesiyle önce Gördes'e, ardından da Manisa'nın Salihli ilçesine nakledilmişlerdi.

Selendi Olayları Nasıl Başladı?
Selendi olaylarının başlangıcı ile ilgili 2 ayrı iddia bulunuyor. Bu iddialardan hangisinin doğru olduğu ise yürüyen dava sürecinin sonucunda netleşecek. Biz olaylarla ilgili her iki tarafın görüşlerine de yer vereceğiz.

Başlangıçta çeşitli basın kuruluşları tarafından fazlasıyla itibar edilen birinci iddiaya göre kavganın nedeni bir mahalle kahvesinde, kapalı mekanlarda sigara içme yasağına rağmen, B.U. isimli şahsın sigara içmekte ısrar etmesiydi. Buna göre B. U. isimli vatandaş girdiği kahvede sigara içmek isteyince kahve sahipleri tarafından kapalı mekanlarda sigara içmenin kanunen yasaklandığı gerekçesiyle uyarılmıştı. B. U'nun bu uyarıya küfürle yanıt vermesi üzerine kavga çıkmış, hızla büyüyen olaylar büyük bir trajediye neden olmuştu.

Olayın duyulduğu ilk gün tüm basın kuruluşlarından bu şekilde duyurulan habere, mağdur tarafın aksi yöndeki iddialarının da basına yansıması üzerine başka iddialar eklendi. Buna göre B. U'nun kahvede sigara içmesinin yanı sıra "Çingenelerin camiye, bayrağa, Allah'a ve devlete" küfretmesi de olaylara neden olmuştu. Ayrıca bu iddia sahiplerine göre Çingeneler Selendi'de aralarında tefeciliğin de bulunduğu çeşitli kanundışı işler yapmaktaydılar. Sigara olayı bardağı taşıran son damla olmuş ve "Selendili vatandaşların" tepkisi ortaya çıkmıştı.

Görüşlerine ancak olayların gündeme gelmesinden birkaç gün sonra başvurulan Selendili mağdur vatandaşların ise yaşananlara ilişkin başka iddiaları bulunuyordu. Şimdi gelin mağdurların iddialarını hatırlayalım.

Olayların Arka Planı
Mağdur aileler 1978 yılında Selendi'ye yerleşmişlerdi. Uzun yıllar geçimlerini tarım işçiliği yaparak sağlamışlardı. Olayların gerçekleştiği tarihten kısa bir süre öncesine kadar bölgede yaşayan ailelerin önemli bir bölümü hurda ve kağıt toplayarak geçinmekteydiler. Ayrıca az sayıdaki birkaç aile araba-alım satımı ve ticaret ile uğraşmaktaydılar.

Yaşanan olaylar sonucu evlerini terk etmek zorunda kalan mağdur ailelere göre olayın sigara yasağının ihlali ile hiçbir ilgisi yoktu. Olayda adı geçen B. U. ve yakınları söz konusu kahvede başkaları tarafından da sigara içilebildiğini ifade ediyorlar. Onlara göre sigara meselesi olayların bahanesi olarak öne sürülmekteydi. Mağdur aileler yaşanan acı olayların başlangıcının 3-4 ay öncesine kadar gittiği inancındalar.

Bu tarihlerde mağdur yurttaşlara çeşitli kimseler tarafından Selendi'de tehdit altında bulundukları, bir takım odaklar tarafından "Çingeneleri Selendi'den Sürmenin" planlandığı ifade edilir. Buna karşılık mağdur yurttaşlar bu iddiaları ciddiye almazlar. Onlarca yıldır birlikte yaşadıkları komşularının kendilerine karşı böyle bir planın içerisinde yer alabileceklerine inanmak istemezler.

Ne var ki kısa zaman içerisinde Selendi'de bir şeylerin değişmeye başladığının farkına varırlar. En yakın dostları dahi kendileri ile ilişkilerini kesmeye başlamıştır. Mağdur aileler bu dönemde bütün kapıların yüzlerine kapanmaya başladığını ifade ediyorlar. Bu döneme tanık olan bir şahıs yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: "Çocukluğumuzun bir yerde geçtiği arkadaşlarımız var. Düğününe gittiğimiz, beraber oynayıp güldüğümüz arkadaşlarımız; artık bize ters bakıyorlardı. "

Kısa bir süre sonra olaylar patlak verir. İddialara göre bir kahvede Çingene kökenli yurttaşlara bir saldırı olur. Bu sırada söylenen "Çingeneler buraya giremez." sözleri gerilimin boyutlarını ortaya koymaktadır. Bu dönemi acıyla anımsayan mağdur yurttaşlar ilk olay yaşandığında saldırganların cezalandırılması halinde Selendi olaylarının bu kadar büyümeyebileceğini ifade ediyorlar. Onlara göre saldırganların cüreti gittikçe daha fazla artmış.

İddialara göre ilk olaydan 5 Ocak tarihine kadar geçen süre içerisinde gerilim Selendi'de sessiz bir biçimde büyümeye devam etmiştir. Kimi kaynaklar ilçede bazı toplantıların yapıldığını, bu toplantılarda bölgede yaşayan diğer yurttaşların Çingeneler aleyhinde kışkırtıldığını ifade ediyorlar.

Yılbaşı Gecesi
Yılbaşı gecesi Selendi'de bir kahvede yaşanan tartışma büyük olayların fitili ateşlenmişti. Olayların başladığı iddia edilen kahvenin sahibi ve yakınlarına göre B. U'nun alkollü bir şekilde geldiği kahvede sigara içmek istemesi her şeyin başlangıcı olmuştu. Buna karşılık konunun diğer tarafının yılbaşı gecesi yaşananlara ilişkin farklı iddiaları var.

İddialara göre B.U. yılbaşı gecesi geldiği kahvede bir masaya oturmuş ve kahve sahibinden çay istemişti. Buna karşılık kahve sahibinin "Sen buraya giremezsin, A...a k...n Çingeni" şeklinde B.U'ya hakaret etmesi ve B.U'nun bu sözlere karşılık vermesi üzerine kahvede bulunanlar tarafından darb edildiği iddia edilmektedir. Olaydan haberdar olan B.U'nun babası M.U. ise yaşananları duyduktan sonra kalp krizi geçirerek vefat etmiştir.

Olaylar Büyüyor
Yılbaşı gecesini takip eden günlerde olaylar büyümeye devam etti. Olayın her aşamasında olduğu gibi burada da yaşananlarla ilgili farklı iddialar bulunuyor. Kahve sahibi ve yakınlarına göre B.U'nun yakınları kahveyi taşlayarak camlarını kırdılar ve kahve sahibini tehdit ettiler. Kahve sahibi ise bu durum üzerine kahvesini geçici bir süre için kapatarak olayların önüne geçmek istediğini ifade etmektedir.

B.U ve yakınlarına göre ise bu olay da farklı bir biçimde gerçekleşti. B.U'nun akrabaları olan birkaç kadının pazara gitmek için kahvenin önünden geçtikleri sırada kadınlara "Şunlara bak, dün o kadar dövdük, utanmadan hala burdan geçiyorlar." şeklinde laf atılması üzerine kahve sahibi ve yakınları ile kadınlar arasında kahvenin önünde bir gerginlik olmuş, bu gerginlik sırasında kahve sahibi başından yaralanmıştı.

Konuyla ilgili bilgi veren çeşitli kaynaklara göre bu yaşanan olaylardan sonra Selendi'de fısıltı gazetesi çalışmaya başlamış ve diğer yurttaşları Çingene kökenli yurttaşlara karşı kışkırtan bir takım söylentiler yayılmaya başlanmıştır. "Çingeneler cami bastı", "Çingeneler Allah'a, bayrağa küfretti." gibi iftiralarla yurttaşlar milli-manevi değerler kullanılarak kışkırtılmış, "Çingeneler kadınlara sarkıntılık yapıyor." gibi iddialarla gerilim daha da arttırılmıştır.

5 Ocak...
5 Ocak 2010 akşamında Selendili mağdur aileler yaşanacaklardan habersiz bir şekilde evlerinde oturmaktaydılar. Bu sırada 19.45 sularında evlerinin olduğu bölgede bir elektrik kesintisi oldu. Gittikçe yaklaşan bir uğultu duydular.

Olayların bundan sonrası Selendi Savcısı tarafından polis tutanakları, kamera tutanakları ve televizyon kanallarının kamera görüntülerinden yararlanılarak hazırlanmış olan Selendi Olayları İddianamesinde ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. İddianamedeki bilgilere göre evlerin bulunduğu alana gelen kalabalık topluluk; "Bunlar buradan gidecek, yoksa biz halk olarak gereğini yapacağız.", "Selendi bizimdir, bizim olacak. Burası Selendi, buradan çıkış yok.", "Çingeneler buradan gitsin. Saldıralım, bu Romanları sürelim.", "Çingeneler bizim camimize, dinimize, karımıza, kızımıza küfür ediyor, bunları burada istemiyoruz. Öldürelim. Evlerini yakalım.", "Bırakın bu şerefsizleri, bunları burada barındırmayalım. Bunlar Çingene, bunlara dersini verelim. Selendi halkı şerefsiz mi? Bunların yaptıkları yeter, Romanlar hırsızlık yapıyor. Bizi rahatsız ediyorlar." gibi söylem ve sloganları tekrarlayarak mağdur ailelere ait evleri taşlamaya ve yakmaya başladı.

Selendi İddianamesinde ayrıca kalabalığın önünde yürüyen bazı kişilerin güvenlik güçlerine "Halk sinirli, önümüzde durmayın, bize zor kullanmayın" diyerek E. Ç isimli vatandaşın evine zarar verdikleri bilgisine yer verildi. "Bunlar buradan gidecek. Terk etmezlerse biz halk olarak gereğini yapacağız, bunlar buradan gidecek, bunlara günlerini gösterelim" diye bağıran bazı şahısların kalabalığı "vurun Çingeneler'e" sloganıyla tahrik etmeye çalışmaları ise iddianamede dikkat çekilen noktalardan. 
Selendi İddianamesinde kaynak olarak kullanılan görüntülerde kuru sıkı tabancaya sahip olduğu anlaşılan bir başka sanığın "Ulan bunlar buradan gitsin, bunlar Selendi'ye zarar veriyor" sözlerinin ardından güvenlik güçlerine dönük olarak "elinde ki silah boş beni mi korkutuyorsun, önümüzde durmayın" şeklindeki sözleri ise olayın vahametini ortaya koyuyor. Görüntülerde yer alan bir başka sanığın ise, "Romanların buradan gitmesi gerekiyor. Bunlar bize zarar veriyor, değerlerimize küfür ediyor", güvenlik güçlerine de "Bırakın geçsinler, niye onları koruyorsunuz, Romanları atsınlar, vursunlar, öldürsünler, Çingeneler buradan gidecek" şeklinde sözler sarf ederek halkı kışkırttığı iddianamede yerini aldı.

Mağdur ailelerin verdiği bilgiye göre taş yağmuru ve evlerin ateşe verilmesi üzerine büyük bir panik başladı. Aileler çocuklarını taş yağmurundan koruyabilmek için sandıklara, dolaplara ve hatta buzdolaplarına saklamaya çalıştılar. Yaşananlara tanık olan bir yurttaş dehşet anlarını şu sözlerle anlatıyor: "Evleri taşlıyorlar. Kadının bir tanesi, benim dayımın gelini oluyor, çocuğun yüzüne taş geliyor diye buzdolabına saklamış. Çocuk buzdolabında, korkup kaçıyor. Çocuğu arıyoruz çocuk yok. Kadın ağlıyor çocuğum nerde diye."

Olaylar sırasında saldırgan grupla karşılaşan pek çok kişi o gün orada bulunan ve farklı kaynaklara göre sayısı 1000 ile 5000 arasında değişen kalabalığın önemli bir bölümünün Selendi dışından olduğunu ifade ediyorlar. Halk arasında dolaşan bazı söylentilerde kalabalığı oluşturanların Alaşehir'den, Uşak'tan, Demirci'den ve Turgutlu'dan olaya katılmak için geldikleri ileri sürülüyor. Bu iddiaları doğrulayan en önemli gösterge uzun yıllardır Selendi'de yaşamış olan mağdur ailelerin saldırgan kalabalığın arasında tanımadıkları çok sayıda insanla karşılaşmaları.

Mağdur aileler olay sırasında jandarma komutanını telefonla aradıklarını ve kendisinden yardım istediklerini belirtiyorlar. Sonrasında olay bölgesine gelen güvenlik kuvvetleri saldırgan grubu durdurmaya çalışıyorlar. Ayrıca yanan evlerden ve olayın yaşandığı bölgeden çıkarılan mağdur yurttaşlar korunmak amacıyla jandarma karakoluna götürülüyorlar. Saldırgan grubun jandarma karakoluna yönelmesi üzerine ise karakolda güvenlik önlemleri alınıyor.

Olaydan Sonra
Mağdur aileleler yaşanan olaylardan sonra can güvenliklerinin sağlanamayacağı gerekçesiyle önce Manisa'nın Gördes ilçesine naklediliyorlar. Geçici olarak Gördes'e yerleşen mağdur yurttaşlar bölgedeki Roman ailelerinin evlerinde ve yerel Roman derneğinde 2 gün kalıyorlar. Ayrıca ailelere yetkililer tarafından gıda yardımı yapılıyor.

Mağdur aileler daha sonra Gördes ilçesinden Salihli'ye gönderiliyorlar. Salihli Kaymakamı'nın kendilerine gösterdiği sıcak ilgiyi saygıyla anımsayan Selendili mağdur aileler yaraların sarılması noktasında onun katkılarını unutmayacaklarını ifade ediyorlar. Salihli'de kendilerine bölgenin Roman yerleşiminde ev tutulan mağdur ailelere 6 ay boyunca Kaymakamlık tarafından gıda yardımı yapılıyor. Daha sonrasında ise gıda yardımı 2 ay boyunca Kızılay tarafından sürdürülüyor.

Neleri Kaybettiler
Selendili mağdur ailelerin önemli bir bölümü Selendi'de kirada oturmaktaydılar. Buna karşılık az sayıda da olsa bazı ailelerin kendilerine ait evleri vardı. Bu aileler evlerini kaybettiler. Şimdi Salihli'deki yeni evlerinde kiracı olarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Selendili mağdur aileler geçtiğimiz yıl yaşanan acı olaylarda neredeyse eşyalarının tamamını kaybettiler. Yeni evlerinde zar zor bulabildikleri bir döşek ve ısınmak için başında toplandıkları sobaları ile yeni bir hayat kurmaya çalışıyorlar.

Selendi'de ticaret ve araba-alım satımı ile uğraşan ailelerin bütün ticari malları yaşanan olaylarda zarar görmüş. Bazı aileler evlerinde bulunan birikmiş paralarını da kaybettiklerini ifade ediyorlar. Sahip oldukları tüm birikimi kaybeden Selendili mağdur aileler Salihli'deki yeni hayatlarına sıfırdan başlamaya çalışıyorlar. Bölgeye geldiklerinde sanayide işçi olarak çalışmayı ve tarım işçiliğini denemişler. Bu sezon tarım işçisi ihtiyacının az olması ise beklediklerini bulamamalarına ve geçtiğimiz yıl boyunca geçim sıkıntısı çekmelerine neden olmuş.

Selendili mağdur ailelelerin önemli bir bölümü şimdi hurdacılık yaparak geçinmeye çalışıyor. Sürekli bir işleri ve hemen hemen hiçbir birikimleri olmadığı için ise Selendi olaylarından kaynaklanan zararlarını telafi etmeleri neredeyse imkansız gözüküyor. Selendili ailelerin yetkililerden en önemli beklentisi kendilerine mağduriyetlerini giderebilecek düzenli bir iş imkanının sağlanması.

Selendi Davası Devam Ediyor
16 Aralık 2010 tarihinde birinci duruşması yapılan 80 sanıklı Selendi davası devam ediyor. Davada mağdur ailelerin avukatı tarafından davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir şehre alınması için Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuştu. Buna karşılık sanıkların avukatı "Adil yargılama ve sanıkların savunma hakkının özgürce kullanılması" için daha uygun olduğu gerekçesiyle davanın Selendi'de görülmesini talep etmişti.

Dosya, savcılık tarafından Adalet Bakanlığı aracılığı ile Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne iletildi. Yargıtay tarafından yapılan değerlendirme sonrasında, mağdur ailelerin avukatının talebi haklı bulunarak güvenlik gerekçesi ile davanın Uşak Asliye Ceza Mahkemesi'ne alınmasına karar verildi. Uşak Asliye Ceza Mahkemesi dava için gün belirleyerek taraflara bildirecek.

Konu ile ilgili herhangi bir resmi açıklama yapılmamasına rağmen Selendi davasının Uşak'a alınmasında bir takım provokasyon hazırlıklarından haberdar olunmasının etkili olduğu ifade ediliyor. Halk arasında dolaşan kimi söylentilere göre bir takım provokatif gruplar halkı davada ifade vermek için Selendi'ye gelecek olan mağdur ailelere karşı kışkırtıyorlar. Bu gelişmelerden kaygılı olan mağdur aileler davanın Uşak'ta görüşülme kararını memnuniyetle karşıladı.

Selendi davasında "2911 Sayılı Gösteri ve Toplantı Yürüyüşleri Kanuna Muhalefet", "Mala Zarar Vermek", "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" suçlarıyla yargılanan sanıklar hakkında 3 yıldan 150 yıla kadar varan hapis cezaları isteniyor.


Roman Dernekleri İzmir'de Panel Düzenliyor 04/11/2011
9 Ocak 2011 Pazar günü çeşitli Roman derneklerinin ve siyasal parti temsilcilerinin katılımıyla "2011'de Romanlar Siyasetin Neresinde?" konulu bir panel düzenlenecek. Panel İzmir Fuarı İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde yapılacak.

Bazı Roman dernekleri adına konuyla ilgili basın duyurusu yapan Abdal Cıstır açıklamasında "Siyasi Partilerden Genel Başkan Yardımcısı Statüsünde katılım bekliyoruz,katılımcı misafirlerimizi sorunlarımızı ve beklentilerimizi dinlemeye davet ediyoruz. Bu anlamda sizleri aramızda görmek arzusundayız. Artık konuşuyor ve talep ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

9 Ocak 2011 saat 15.00'te başlayacak olan etkinliğin katılımcıları arasında İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Roman Kültürü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, İzmir Yenişehir Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği, İzmir Müzisyenler Derneği, Urla Roman Kültürü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Romanlar Gençlik Eğitim ve Kültür Derneği gibi kimi kuruluşlar yer alıyor.

Didim Romanları Dans Kursu Açtı 05/01/2011
Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Roman danslarını öğretmek amacıyla kurs hizmeti vermeye başladı. Derneğe bağlı Roman Dans Ekibinin hayranlıkla izlendiği ilçede kurslara da büyük ilgi var.

13 Aralık 2010 tarihinde başlayan kurslar Belediye Düğün Salonu'nda veriliyor. Pazartesi ve Çarşamba günleri 19.00-21.00 arası verilecek olan kurs hizmeti için 13-17 yaş grubundaki katılımcılardan herhangi bir ücret talep edilmiyor. Dernek yetkilileri kurslara katılmak isteyen Didimli vatandaşların etkinlik sırasında Belediye Düğün Salonu'na gelebileceklerini veya derneğe gelerek kayıt yaptırabileceklerini belirtiyorlar.

Birkaç yıldır çalışmalarını sürdüren Didim Roman Dans Ekibi ilçede Roman Çingenelerine ait çeşitli dansların tanıtımı konusunda önemli katkılarda bulunmuştu. Dans kurslarının ise bu yöndeki gelişmeyi daha da destekleyeceğine inanılıyor. Konuyla ilgili görüş belirten yetkililer ise gerek Dans grubunun gerekse yeni açılan kursların bölge turizmine önemli katkı yaptığı ifade ediyorlar.
Kaynak: İHA

Roman Dernekleri Ankara'da Toplandı 06/01/2011
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden gelen Roman dernek temsilcileri Ankara'da biraraya geldiler. Toplantıda Devlet Bakanı Faruk Çelik tarafından Roman çalıştaylarından bugüne kadar yaşanan süreç hakkında dernek temsilcilerine bilgi verdi.

Konuşmasında 2011'de Roman toplumunun sorunlarıyla ilgili önemli çalışmalar yapacaklarını vurgulayan Çelik, "Artık kimse Roman olduğu için utanmayacak." ifadesini kullandı. Konuşmasında 10 Aralık 2009 tarihinde derneklerle yaptıkları toplantıya atıf yapan Faruk Çelik, toplantının Roman sivil toplum kuruluşları ile devlet yetkililerinin biraraya gelmesi itibarıyla ilk olduğu noktasında görüş belirtti. Faruk Çelik Romanların sorunlarının boyutlarını vurgulamak içinse "Bir başka ifade ile adeta uçurumun kıyısındaki vatandaşlarımız şeklinde tanımlamanın doğru olacağı inancındayım." cümlesini kullandı.

Çalıştayların başladığı tarihten itibaren bütün sorunların ortadan kalkmadığını vurgulayan Çelik, önyargıların bir anda ortadan kalkmasının mümkün olmadığını ifade etti. "Ama düne göre, Aralık 2009'a göre, çok iyi bir noktadayız. Önyargılar açısından önemli mesafeler kat edildi." sözcükleriyle gelinen noktayı işaret eden Çelik özellikle çeşitli kanun maddelerinde yer alan kimi ifadelerin değiştirilmesine dikkat çekti. Türkiye'nin .çeşitli bölgelerinde Romanlar için inşa edildiği ifade edilen konutlarla ilgili olarak ise Çelik "8 ayda 8218 konut devreye girdi. Ancak bunu yeterli görmüyoruz. Bu sayıyı yükselteceğiz." ifadelerini kullandı.

Faruk Çelik'le yapılan toplantının ardından Roman dernek temsilcileri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi grup toplantısında yapacağı konuşmayı dinlemek üzere TBMM'ye geldiler. Erdoğan yaptığı grup toplantısında dinleyici olarak bulunan dernek temsilcilerine hitaben "Benim Roman kardeşim bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Ben çocukluğumu onlarla beraber geçirdim, aynı mahallede doğup büyüdük, aynı okulda okuduk. Bundan dolayı da rahatım." sözlerini kullandı. Romanlar için yapılacağı ifade edilen konutlara değinen Erdoğan, 10000 konutun projelendirme aşamasında olduğunu 8250 konutun ise yapımına başlandığını ifade etti. Erdoğan yapılan konutların "kademe kademe" sahiplerine teslim edileceğini vurguladı. Romanların nüfus kütüğüne kayıt olurken ve nüfus cüzdanı alırken kimi sorunlar yaşadıklarına değinen Erdoğan İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda çeşitli kolaylıklar getirdiğini ifade etti. Grup toplantısının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la sohbet eden dernek temsilcileri daha sonra TBMM'den ayrıldılar.

Özellikle Ege ve Marmara Bölgesindeki kimi Roman derneklerinin çoğunluğunu oluşturduğu sivil toplum kuruluşları ise bu hafta sonu (7-8-9 Ocak 2011) Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla Kuşadası'nda bir çalıştay düzenleyecek. İstanbul Milletvekili Çetin Soysal tarafından organize edilen toplantı Kuşadası Fantasia Otel'de yapılacak.

Kaynak: Cihan Haber Ajansı / Gazete 200

Kuşadası'nda Roman Çalıştayı Yapıldı 10/01/2011
Çeşitli illerden gelen Roman dernek temsilcilerinin katılımıyla Kuşadası Fantasia Otel'de "Türkiye Roman Platformu Çalıştayı" düzenlendi. Ege ve Marmara bölgelerindeki Roman temsilcilerinin katıldığı etkinlik 7-8-9 Ocak 2010 tarihlerinde yapıldı. Kuşadası Belediyesi'nin katkılarıyla gerçekleştirilen etkinliğe Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Kuşadası Belediye Başkanı M. Esat Altungün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP genel başkan yardımcıları Gürsel Tekin, Alaattin Yüksel, Umut Oran ve Hurşit Güneş gibi isimler katıldı.

Toplantıya ev sahipliği yapan Aydın Birleşik Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Cemal Erkasap Adalet ve Kalkınma Partisi ile başlattıkları çalıştay toplantılarına Kuşadası'nda Cumhuriyet Halk Partisi ile devam ettiklerini, daha sonrasında ise Milliyetçi Hareket Partisi ve diğer partilerle çalıştay toplantılarını sürdürmeyi planladıklarını ifade eden Erkasap "Türkiye genelinden gelen dernek temsilcileriyle genel bir durum değerlendirmesi yapacağız. Bugüne kadar ne yapıldı bundan sonra neler yapılabileceğini tartışacağız. Çalıştaya ülke genelinden 124 dernek katılıyor. Burada vereceğimiz en önemli mesaj her şeyden önce siyasi olmadığımızı ve sivil toplum örgütü olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Herhangi bir partinin mensubu değiliz." sözlerini kullandı.

Toplantıya Trakya Roman Dernekleri Birliği adına katılan Çingene Kültürünü Araştırma Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Taşçeviren ise özellikle istihdam alanındaki sorunlara değindi. "Tüm sorunlarımız, işsizliğin ortadan kalkmasıyla kendiliğinden çözülecek. İnsanlarımıza iş verilmesini istiyoruz. İşi olunca aşı olur eğitime ve konut edinmeye, kültüre katkısı olacak. Bir birey düzenli gelire sahip olursa yaşamında herşey iyi olacak." sözlerini kullanan Taşçeviren, dernek olarak tüm siyasi partilere eşit mesafede durmak istediklerinin altını çizdi.

Toplantıda konuşan Kocaeli Roman Derneği Başkanı Demir Duygun yerel yönetimlerin derneklerin görüşlerini dikkate almaları gerektiğini vurguladıktan sonra sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de biz saz çalmasak o sanatçılar okuyamaz. Biz kendimizi biliyoruz ama bizi ele alan medya, gerçek anlamda sorunlarımıza eğilsin. Benim zurnacı dedem var, onun tırnağı çizilirse benim beynim çizilir. Ben birinci sınıf insanım, ben çingene Demir'im"

Roman Dernekleri Federasyonu Üst Kurul Üyesi Ahmet İzgi ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun toplantıya katılımını değerlendirirken 1934 tarihli iskan kanununda Çingenelerin "anarşistler, casuslar ve memleketten kovulanlar"la birlikte ele alındığı kanunu anımsatarak tek parti iktidarı döneminde çıkarılan bu kanun için Kılıçdaroğlu'nun CHP adına özür dilemesini talep etti.

Konuşmasında Ahmet İzgi'nin sorusuna değinen Kemal Kılıçdaroğlu "1934'e gelince, o da soruldu bana. Tek parti iktidarının olduğu döneme denk gelen o yasanın çıkış gerekçeleri neler olabilir, bilmiyoruz. Bu yasanın değiştirilmesiyle ilgili ilk yasa teklifini milletvekilimiz Enis Tütüncü vermiştir. O da bizim partimizin milletvekili. O oy isterken Roman kardeşlerine gider." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmasında Roman toplumunun sorunlarına değinen Kılıçdaroğlu öncelikli problemin yerleşim sorunu olduğuna işaret etti. Konuyla ilgili olarak "Çağdaş mahalleler yaratarak birarada yaşamanızı sağlayacak modeller kurmanız lazım." ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu çok sayıda Roman derneğinin bulunmasını ise bir bölünmüşlük sorunu olarak değerlendirdi. 137 Roman derneği olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu "Ne kadar bölünürseniz o kadar parçalanırsınız, sizi birileri yönetir. Güçbirliği yaparsanız sesiniz gür çıkar. Siyasetçiler sizin söylediklerinize kulak asarlar." sözlerini kullandı.

Toplantıyı değerlendiren Milas Yöresi Davul Zurna ve Roman Kültürü ile Muğla Zeybek Kültürünü Araştırma Tanıtma ve Yaşatma Derneği Başkanı Dursun Girgin, toplantının herhangi bir siyasi partinin etkinliği olmadığını, toplantıya katılan derneklerin Roman dernek ve federasyonlarının daha koordineli bir şekilde çalışabilmeleri için bir üst kurul teşkil etmek amacıyla etkinliğe katıldıklarını ifade etti. Roman toplumunun ve genel olarak tüm Çingenelerin sorunlarının çözümü için derneklerin koordineli bir şekilde çalışmalarının şart olduğunu ifade eden Girgin, derneklerin siyasi gerekçelerle karşı karşıya gelmemeleri gerektiğinin altını çizdi.

Çeşitli Roman dernek temsilcilerinin görüşlerini paylaştığı çalıştayda önümüzdeki süreçte gerçekleştirilecek çeşitli çalışmaları koordine etmek üzere Roman Dernekleri Üst Kurulu oluşturuldu. Üst kurul üyeleri çeşitli alanlarda çalışmak üzere kendi aralarında iş bölümü yaptılar. Toplantıya katılan dernek temsilcilerinden oluşan bir denetim kurulu ise gerekli hallerde üst kurul üyelerinin çalışmalarını denetlemek üzere seçilerek çalışmalarına başladı. Üst kurul üyeleri en kısa sürede tekrar toplanmak üzere karar alarak toplantıdan ayrıldılar.

Kaynaklar: DHA / Çingeneyiz Aydın

Sakarya'da Büyük Acı 11/01/2011
Adapazarı Çamyolu Mahallesi'ndeki bir barakada çıkan yangında 2 çocuk hayatını kaybetti. Yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren ailenin yangında çocuklarını kaybetmesi büyük çoğunluğu Roman olan mahalleyi yasa boğdu.

Çamyolu Mahallesi Şehit İbrahim Güneş Caddesi'ndeki barakada bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın 2 çocuğun yaşamlarını kaybetmelerine neden oldu. Olay sırasında evin bahçesinde çamaşır yıkamakta olan anne İ. A evdeki çocuklarını kurtarmak için yanan eve girmeye çalıştı. Bu sırada üstündeki elbiselerin tutuşmasıyla yaralanan İ. A Yenikent Devlet Hastahanesi'ne kaldırıldı. Yangının söndürülmesinden sonra eve girenler İ. A'nın 2 yaşındaki kızı Hazal'ın ve akrabaları 4 yaşındaki Zeynep Sude'nin cansız bedenleri ile karşılaştılar. Cumhuriyet savcısının bölgede yaptığı incelemenin ardından çocukların naaşları İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Olayın duyulmasından sonra mahalleye gelen Balık Ayhan lakaplı Ayhan Küçükboyacı ve Bursa Milletvekili Ali Koyuncu mağdur aileye taziye ziyareti yaptılar. Yangında evleri yanan ve çocuklarını kaybeden aileye başsağlığı diledikten sonra konuyu değerlendiren Ali Koyuncu bölge halkına TOKİ tarafından yeni evler yapılacağını ifade etti.

Abdallardan Konservatuar Talebi 14/01/2011
Sokak düğünlerine kısıtlama getirilmesiyle geçim kaynakları büyük ölçüde ortadan kalkan Kırşehir Abdallarının belediyeden bir talepleri var. Geleneksel müzik kültürlerini yaşatmalarına imkan sağlayacak bir halk müziği konservatuarı.

Geleneksel geçim biçimleri müzisyenlik olan Kırşehir Abdalları kuşaklardan bu yana bozlak kültürünün taşıyıcılığını yapıyorlar. Günümüzde ise geçim alanlarının daralması bozlak kültürünün Abdal ustalar tarafından gelecek kuşaklara aktarılmasını zorlaştırıyor. Konuyu değerlendiren bir Abdal müzisyen taleplerini şöyle özetliyor: "Belediye Başkanımız Yaşar Bahçeci'nin bu isteğimizi kısa sürede programa alıp, özellikle Bağbaşı Mahallesi'nde uygun görülen bir bölgeye kültür merkezi yapıp, bizleri de burada istihdam etmesini bekliyoruz. Neşet Ertaş'ın dediği gibi 'türkü ve bozlak kültürümüz yok oluyor.' Çocuklarımızın bu konservatuvarda yetişmesini ve geleneği sürdürmesini istiyoruz."

Yakın dönemde Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından alınan bir kararla sokak düğünlerine kısıtlama getirilmesi çaldıkları sokak düğünleri en büyük geçim kaynakları olan Abdalların geçim darlığına düşmesine neden olmuş. Abdal müzisyenlerin bu koşullar altında son umudu ise belediye bünyesinde kurulacak bir konservatuar.

Orta Asya kökenli göçebe zanaatçı toplumlardan biri olan Abdallar yüzlerce yıl boyunca müzisyenliğin yanı sıra demircilik, sepetçilik, elekçilik, folklorik danslar, sünnetçilik, halk hekimliği, kan alma, doğal ilaçlar hazırlama, at alım-satımı, bakırcılık, kuyumculuk ve avcılık gibi geleneksel mesleklerle geçinmişler. Gelişen sanayi Abdal toplumunun geleneksel mesleklerinin büyük ölçüde ortadan kalkmasına neden olmuş.

Günümüzde geleneksel mesleklerini büyük ölçüde kaybeden Abdalların bir bölümü tarım işçiliği veya köylülerin hayvanlarına çobanlık yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Köylerinde geçim umudunu tamamen kaybeden bazı Abdallar ise yerleştikleri büyük şehirlerde zor şartlar altında geçim mücadelesi vermeye devam ediyorlar. İstanbul, Ankara, Konya ve İzmir gibi şehirler günümüzde oldukça kalabalık bir Abdal nüfusunu barındırıyor.

Kaynak: Cihan Haber Ajansı

Böyle Gitmez Bu Dizi 19/01/2011
"Öyle Bir Geçer Zaman ki" isimli dizide 2 hafta üst üste Çingenelerin son derece çirkin bir biçimde yansıtılması kamuoyunun tepkisini çekti. Dizide Çingene oldukları özellikle vurgulanan karakterler dizi izleyicilerine adeta canavar gibi yansıtılıyor.

Kanal D televizyonunda yayınlanan "Öyle Bir Geçer Zaman ki" isimli dizide yer alan bazı sahneler Çingene toplumunu derinden yaraladı. Dizinin bütünlüğü ile hiçbir biçimde uyuşmayan ve adeta araya parça girmiş hissiyatı uyandıran bu sahnelere her nedense büyük özen gösterilmiş. Öyle ki dizide insanlıktan çıkmış canavarlar olarak sunulan karakterlerin Çingene olduğunu özellikle vurgulamak için profesyonel Roman dansçılarına yer verilmiş. Hatta bu sahnelerden birinde kendisi de Roman kökenli olan bir dans eğitmenimiz rol alıyor. Çadırlar ve arka plandaki Roman havaları ise bu maksatlı dekoru tamamlıyor.

Dizinin 16. bölümünde dizideki Aylin isimli karakteri kaçırma kararı verdiğini öğrendiğimiz Çingene genç karakteri birkaç bölümdür gizemli bir şekilde ortaya çıkıp, gizemli bir biçimde ortadan kayboluyordu. Nedense sürekli at sırtında gördüğümüz bu genç şu ana kadar yayınlanan bölümlerde izleyiciye karanlık ruhlu bir psikopat olarak tanıtıldı. Dizinin 16. bölümünde zorla ikna ettiği arkadaşlarıyla birlikte başarısız bir kız kaçırma girişiminde bulunan bu genç, dizinin 17. bölümünde dizinin zengin esas oğlanlarından biri tarafından fena halde hırpalanıyor.

Dizinin esas oğlanının Çingene olduğu üstüne basa basa vurgulanan genci hırpaladığı bu sahneler ise çok ilginç bir biçimde kurgulanmış. Eli silahlı birkaç adam Aylin karakterini kaçırma girişiminde bulunan gencin yaşadığı Çingene kampını basıyorlar. Gecenin bir vakti çoluk çocuk, yaşlı genç demeden herkesi silah zoruyla ayağa kaldırıp karşılarına diziyorlar. İnsanlar korku içinde, paniğe kapılan çocuklarını sakinleştirmeye çalışıyorlar. Esas oğlanımız olayla en ufak bir alakası bile olmayan bu sıradan insanları karşısında korku içinde beklerken görmekten hiç rahatsız olmuyor. Anlaşılan o ki Çingeneler söz konusu olduğunda Yeşilçam'ın delikanlılık raconları bile kolayca unutulabiliyor.

Esas oğlan ve adamları Aylin karakterini kaçırmaya çalışan genci ve arkadaşlarını meydana topladıkları halkın içinden seçip öne çıkartıyorlar. Derken Esas oğlan ağır hakaretler yağdırmaya başlıyor karşısındaki gence, "Köpek, sen kimsin; sen nesin?"! Normal şartlar altında "Sen kimsin ki bu kızı kaçırıyorsun" repliği alıştığımız Yeşilçam geleneği içerisinde yeterli olacakken her nedense karakter Çingene olunca esas oğlanın malum repliğine "Sen nesin?" sözcükleri ekleniveriyor. Galiba dizinin senaryosunu yazan senaristlerimizin bilinçaltında Çingeneleri insan olarak dahi kabul etmeyen saçma sapan hurafeler güçlü bir etkiye sahip.

Daha önceki bölümlerde oldukça halim selim bir insan izlenimi veren esas oğlan karşısında Çingene genç karakterini görünce bambaşka bir kişiliğe bürünüyor. "Hangi elinle dokundun o kıza" diye soruyor Çingene genç karakterine beyimiz. Derken karşısında korku içinde debelenen, can derdine düşmüş dizi karakterinin eline ateş ediyor. "Burdan defolup gideceksiniz." diyor sonra. Çoluk çocuk, genç yaşlı gecenin bir vakti kamplarını basıp karşısına dizdirdiği insanları canının istediği gibi sürgüne gönderme hakkını da kendisinde görüyor esas oğlan!

Dizi senaristleri dizinin genel mantığı içerisinde son derece gereksiz olan bu sahnelerle bilerek ya da bilmeyerek Çingenelere dönük önyargıları güçlendiriyorlar. Sözkonusu sahnelere bu kadar özen gösterilmiş olması ve olumsuz karakterlerin Çingeneliğini vurgulamak için harcanan çaba dizinin bu sahnelerinden rahatsız olan yurttaşların endişelerini daha da arttırıyor. Konuyu değerlendiren iletişim uzmanları bu tarz yapımları izleyen çocukların ve yetişme çağındaki gençlerin bilinçaltına Çingene toplumuyla ilgili olumsuz imajların yerleşebileceğini ifade ediyorlar. Bu çocuklar büyüyüp yetişkin insanlar haline geldiklerinde ise Çingenelerle ilgili kafalarında yer eden önyargılar her fırsatta kendini gösteriyor

Geçmişte "Çingeneler çocuk kaçırır" gibi hurafe ve önyargılardan çok çeken Çingene toplumu bu kez de medya kanalıyla "Çingeneler kız kaçırır" gibi alternatif hurafelerin üretilmesinden büyük bir rahatsızlık duyuyorlar. Tüm duyarlı yurttaşların Kanal D televizyonundan ortak beklentisi ise sorumlu yayıncılık ilkeleri ile uyuşmayan bu sahnelerin devamının kesin olarak engellenmesi.

Hacı Evhat Mahallesi'nde Seçim Heyecanı 24/01/2011
Malkara Hacı Evhat Mahallesi Kalkındırma ve Dayanışma Derneği'nde başkanlık seçimi yapıldı. 3 adayın katıldığı başkanlık seçiminde eski başkan Göksel Fil 74 oy alarak yeniden başkan seçildi.

Sıkı bir rekabet havasında geçen seçim adayların kendilerini tanıtmak için yaptıkları konuşmalarla başladı. Eski dernek başkanı Göksel Fil'in yanı sıra diğer adaylar Nevzat Uzdur ve Dursun Kocabaş da yaptıkları konuşmalarda mahallenin geleceği ile ilgili düşüncelerini ve planlandıkları projeleri mahalle sakinlerine aktardılar.

Yapılan konuşmaların ve gerekli işlemlerin tamamlamasının ardından seçime geçildi. Dernek üyelerinin önemli bir bölümünün oy kullandığı seçim sonucunda Göksel Fil 74, Nevzat Uzdur 65 ve Dursun Kocabaş 64 oy aldı. Mahalle sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği seçime Gazibey Mahallesi'nden Malkara Romanlar ve Hamallar Derneği Başkanı Niyazi Güneş ve arkadaşları da konuk olarak katıldılar.

Çingeneyiz.org ailesi olarak Hacı Evhat Mahallesi Kalkındırma ve Dayanışma Derneği'nin yeni yönetimine başarılar diliyoruz.

Kaynak: Çingeneyiz Tekirdağ

Mustafa Aksu Anlatıyor 26/01/2011
Türkiye'nin önde gelen Çingene aydınlarından emekli bürokrat Mustafa Aksu Cuma akşamı saat 21.00'de Halk TV isimli televizyon kanalına konuk olacak. Aksu katılacağı programda Türkiye Çingene kültürü ve Çingenelerin sorunları hakkında kamuoyuna önemli bilgiler verecek.

1931 Düzce Çilimli doğumlu olan Mustafa Aksu binbir zorluğu göğüsleyerek tamamladığı eğitim hayatından sonra 1953 yılında girdiği Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında çeşitli kademelerde devlet memuru olarak görev yaptı. 1982 yılında görev süresini tamamlayarak emekli olan Mustafa Aksu bu tarihten itibaren kendini Çingenelerin sorunları ile ilgili çeşitli çalışmalar yapmaya adadı. Toplumda Çingeneler hakkında var olan yanlış bilgilendirme, hurafe ve önyargıların tespiti için çeşitli toplumsal kesimlerle görüşmeler yürüten Aksu, daha sonra 3 baskı yapacak olan "Türkiye'de Çingene Olmak" isimli bir kitap yayınladı. Kimi sözlüklerde Çingeneleri aşağılayan ifadelerin çıkarılması için ciddi bir hukuk mücadelesi yürüten Mustafa Aksu, Türk Dil Kurumu sözlüklerinden bu ifadelerin çıkarılmasını sağladı.

Mustafa Aksu'nun kitabının arka kapağında yer alan şu ifadeler onun hayatının ve mücadelesinin kısa bir özeti gibi: "Çingene olmak demek...; aşık olduğunuz kişiyle evlenebilmek ya da düzenli bir işte çalışabilmek için koca koca engellerle yüzleşmek, savaşmak demek..." Cuma akşamı 21.00'de yayınlanacak olan program Mustafa Aksu'nun kendi ağzından yaşam öyküsünü ve hayatı boyunca karşılaştığı koca koca engelleri dinlemek için iyi bir fırsat.

Not: Duyurusunu yaptığımız program Mustafa Aksu'nun rahatsızlığı nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmiştir.

Tekkeköy'e Ateş Düştü 28/01/2011
Tekkeköy ilçesinde yaşayan 2,5 aylık Kübra'nın hayatını kaybetmesi tüm Samsun'u yasa boğdu. Verilen ilk doktor raporlarında Kübra'nın beslenme yetersizliğinden öldüğü ifade edilirken kesin ölüm nedeninin tespiti için çalışmalar devam ediyor.

B. ailesi hayatları boyunca pek çok zorluğa göğüs germek zorunda kalmışlar. Oturdukları mahallede son derece zor şartlar altında yaşıyorlar. Tabiri caizse yoksulluk dizboyu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi baba M. B 2008 yılında çalıştığı fabrikada bir iş kazası geçirmiş. Kaza sonucunda bir bacağını kaybeden M. B 2008 yılından beri sakatlık raporu alabilmek için beklediğini ifade ediyor. Bu tarihten beri işsiz. Ailenin bugün için tek geçim kaynağı anne N. B'nin ele avuç açarak evine getirebildikleri.

İlk çocukları Kumru'yu 5 yaşında kaybeden aile şimdi de 2,5 aylık bebekleri Kübra'yı kaybetmenin acısını yaşıyor. Anne N. B lohusalık döneminde doğru düzgün beslenemediğini, bu yüzden de sütünün yeterli olmadığını ifade ediyor. Nitekim Kübra bebek öldükten sonra yapılan ilk incelemelerde bebeğin beslenme yetersizliği nedeniyle öldüğü yönünden raporlar verilmişti. Konunun kesinleşmesi için yapılan incelemeler halen sürdürülüyor.

Kübra bebeğin ölüm haberinin basında yer bulması üzerine çeşitli Roman dernek temsilcileri bölgeye gelerek incelemelerde bulundular. Ailenin diğer komşuları ile birlikte yaşadıkları zor şartları gözlemleyen Roman dernekleri konuyla ilgili çalışmalar yürütülmesi için yetkililer nezdinde çeşitli temaslarda bulunacaklarını ifade ettiler.

Kaynak: Haber Gazetesi, Çingeneyiz Samsun

Engin Ardıç Davası 8 Şubat'ta 01/02/2011
Çingene toplumunu ve çiçekçileri ağır ifadelerle aşağıladığı iddiasıyla Sabah yazarı Engin Ardıç hakkında açılan hakaret davası 8 Şubat 2011 saat 10.00'da Sultanahmet 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Çingeneleri temsil eden çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcileri dava günü Sultanahmet Adliyesi'nin önünde buluşacak. Konu ile açıklama yapan Kuştepe Roman Çiçekçiler Derneği Başkanı Metin Salih Şentürk : "Engin Ardıç hakkında açtığımız dava 8 Şubat günü Sultanahmet Adliyesi'nde görülecektir. Bütün Roman derneklerini konu ile ilgili duyarlı olmaya davet ediyoruz ve hepinizi oraya bekliyoruz." şeklinde konuştu.

Engin Ardıç'ın 22 Temmuz 2010 tarihinde Sabah Gazetesi'nde yayınlanan yazısı Çingeneler ve farklı kökenlerden gelen duyarlı yurttaşlar arasında büyük tepki yaratmıştı. Yazıda Engin Ardıç'ın Romanya'da karşılaştığı bir kadını örnek göstererek tüm Çingene kadınlarına fuhuş ithamı yaptığı iddiası başta Çingene kadınları olmak üzere ilgili tüm kesimleri rahatsız etmişti. Gazetede yazının yayınlanmasından kısa bir süre sonra bir araya gelen sivil toplum kuruluşları bir basın açıklaması yaparak Ardıç'ın yazısında kullandığı ifadeleri sert bir biçimde kınamış ve konuyla ilgili kanuni haklarını kullanacaklarını ifade etmişlerdi.

Çingeneyiz TV Geliyor 04/02/2011
Sitemiz üzerinden yayınlanacak olan Çingeneyiz TV 7 Şubat 2011 Pazartesi gününden itibaren yayına başlıyor. Bir internet televizyonu olan Çingeneyiz TV Çingene kültürünün çok yönlü olarak tanıtılmasına önemli katkılar sunacak.

Test yayınları önümüzdeki Pazartesi günü başlayacak olan Çingeneyiz TV'de kısa bir süre içerisinde programlı yayınlara geçilmesi planlanıyor. Çingeneyiz TV yayınları saat 00.00 / 18.00 arası sitemiz üzerinden yapılacak. 18.00 / 00.00 arasında ise daha önce olduğu gibi Radyo Çingene yayınları devam edecek.

Çingeneyiz TV sanatını, kültürünü, emeğini ve sorunlarını dile getirmek isteyen herkese açık olacak. Çalışmaları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek isteyen müzisyenlerimizin kendi çabaları ile çektikleri amatör klipler, araştırmacıların yayınlanması için sitemize öneride bulundukları belgesel çalışmaları, şiir klipleri, kısa film çalışmaları ve Çingeneyiz TV Ekibi tarafından hazırlanan çeşitli görsel malzemeler Çingeneyiz TV kanalıyla izleyicilerimizle bulaşacak. Çingeneyiz TV ekibi ayrıca ses kayıtları üzerine slayt ve klip çekimleri hazırlayarak müzisyen arkadaşlarımızın çalışmalarının yaygınlaşmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Çingeneyiz TV Ekibi'ne ulaşmak için: cingeneyiz@yahoo.com

Spor Salonu Evleri Oldu 08/02/2011
Silivri'de inşaatı tamamlanmasına rağmen açılışı gerçekleştirilemeyen spor salonunda şimdi 2 Roman aile hayatlarını sürdürüyorlar. Aileler bir yandan spor salonunun bakımını yaparken bir yandan da ücret almadan bekçilik yapıyorlar.

İstanbul Valiliği'ne bağlı İl Özel İdaresi tarafından 2008 yılında yapımına başlanan ve 2 milyon liranın üzerinde bir maliyetle tamamlanan spor salonunun açılışı çeşitli nedenlerle gerçekleştirilemedi. 2009 yılının Eylül ayında yaşanan sel felaketi sonrası tesiste meydana gelen hasar için yapılan tadilat masrafları maliyetleri daha da artırdı.

Yaşanan sel felaketi sonrasında spor salonunun temizliğini yapan iki Roman aile daha sonra spor salonunda yaşamaya başladılar. Spor salonunun bazı odalarını ihtiyaçlarına göre yeniden döşeyen aileler bir yandan da gönüllü bekçilik yaptıklarını şu sözlerle ifade ediyorlar: "Biz gidersek koltukları, parkeleri sökerler."

Silivri'de açılışı gerçekleştirilemeyen spor salonu ile ilgili tartışmalar çok boyutlu olarak sürdürülüyor. Konu daha ziyade hayli yüksek maliyetle tamamlanan spor salonunun neden bir türlü açılamadığı ekseninde tartışılıyor. Diğer taraftan gözden kaçırılmaması gereken bir nokta daha var. O da insanların karşı karşıya kaldığı konut problemlerinin onları böylesi ilginç çözümlere zorluyor oluşu.

Kaynak: Akşam

Roman Derneklerinden Basın Açıklaması 09/02/2011
İstanbul Roman Çiçekçiler Derneği'nin öncülüğünde bir araya gelen Roman dernek temsilcileri, Çingenelere basın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanmakta olan Engin Ardıç'ı basın açıklaması yaparak protesto ettiler. Çeşitli Roman derneklerinin temsilci göndererek desteklediği basın açıklaması İstanbul Roman Çiçekçiler Derneği Başkanı Metin Salih Şentürk tarafından okundu.

Sultanahmet Adliyesi'nde ilk duruşması gerçekleştirilen davada mahkeme heyeti davayı tekrar görüşülmek üzere Nisan ayına erteledi. Çingenelere "Basın yoluyla hakaret" suçlamasıyla yargılanan Engin Ardıç'ın 22 Temmuz 2010 tarihli yazısı önemli tepkilere neden olmuş ve kamuoyunda uzun süre tartışılmıştı. Savcılık iddianamesinde "alenen aşağılama" suçunun oluştuğu iddia edilerek Ardıç hakkında 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İşte Basın Açıklamasının Tam Metni:

"Sabah gazetesi köşe yazarı Engin Ardıç'ın 22 Temmuz 2010 tarihinde "Yemezler" başlığı altında Romanlara yönelik, ırkçı, hakaret dolu yazısına ilişkin bütün Romanlar adına "basın yoluyla hakaret" ettiği iddiasıyla 27 Temmuz 2010 tarihinde suç duyurusunda bulunmuştuk.

İstanbul Roman Çiçekçiler Derneği adına Sultanahmet Adliyesi'ne yaptığımız suç duyurumuz kabul edildi. Bugün ilk duruşması yapıldı bu dava bizim onurumuzdur.

Engin Ardıç yazısında demişti ki; Türkiye'de ne zaman birisi çıkıp Romanlar'ı "hizaya sokmak" istese boşunadır çabası"

Bizde diyoruz ki Romanları, kadınıyla, erkeği, çocuğuyla, aşağılayanları sadece ve sadece kimliği nedeniyle hakaret edenleri, önyargıyla bakanları, hukuk yoluyla hizaya sokmakta kararlıyız.

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a talebimizi Roman Çalıştayı'nda da söylemiştik. Yeni anayasa çalışmasında biz de sözümüzü buradan Sultanahmet Adliyesi'nin önünden söylüyoruz.

Yeni anayasa "ayırımcılığa karşı" olsun her türlü farklı kimliği, cinsiyet farklılığını, çocukları, sözlü, yazılı aşağılayan herkesi hizaya soksun bu anayasa. Hepimiz onurumuzla yaşamaya devam edelim. Bu yeni anayasa ile Romanları aşağılamanın kader olmadığını gösterelim.

Sayın Ardıç da, köşesine yeni bir pencere açıp Romanların hayatına farklı baksın. Romanları aşağılayan bir yazı üzerinden evine para götürmenin günah olduğunu, ayıp olduğunu öğrensin.

Sayın Ardıç, yazınızda sözünü ettiğiniz Romanların hayatı bizim yüreğimizi dağlar keşke köşe yazınızı da dağlasaydı. Gece yarılarına kadar soğukta kaldırımlarda çiçek satarak evine ekmek götüren çiçekçilerin hayatı kaleminizi de dağlasaydı keşke.

Sayın Ardıç kızaracak bir yüzünüz varsa eğer 3 milyon Roman sizden özür bekliyor diyor. Saygılarımızı sunuyoruz.

İstanbul Roman Çiçekçiler Derneği Başkanı Metin Salih Şentürk"

İzmir'de Roman Bandosu Kuruldu 15/02/2011
İzmir Konak Belediyesi ve Roman Müzisyenler Derneği'nin ortak çalışmaları ile tamamı Roman müzisyenlerden oluşan 18 kişilik bir bando ekibi kuruldu. İzmir Roman Bandosu sanatlarını ortaya koymak isteyen müzisyenler için önemli bir şans olacak.

Üniforma ve müzik aletleri İzmir Konak Belediyesi tarafından temin edilen Roman Bandosu çeşitli kurumların etkinliklerinde ve özel günlerde müzik yapacak. 31 Ocak 2011 tarihinde İzmir Roman Müzisyenler Derneği'nde yapılan seçmeler sonucunda İzmir Roman Bandosu'nda çalacak olan müzisyenler belirlendi. İzmir Roman Müzisyenler Derneği'nden yapılan açıklamaya göre bandoda çalacak müzisyenler için nota bilme şartı arandı. Dernek açıklamasında ayrıca bandoda tuba, trombon, kucak tenoru, yan fülüt, si bemol klarnet, trompet, alto saksafon, tenor saksafon, trampet, davul ve zil çalgıları icra edileceği bilgisine yer verildi.

İzmir Roman Bandosu ilk icraatı olarak dün (14 Şubat 2011) İzmir Konak Belediyesi'nde mini bir konser verdi. Konseri büyük bir ilgiyle izleyen dinleyiciler İzmir Roman Bandosu'nun etkinliklerine devam etmesi taleplerini dile getirdiler.

Roman Dernekleri Federasyonu Başkanını Seçti 17/02/2011
İstanbul Roman Dernekleri Federasyonu 1. Olağan Kurul Toplantısı Beylikdüzü Delta Plaza'da yapıldı. 2 adayın başkanlık için yarıştığı genel kurulda eski başkan Semih Makaracı yeniden federasyon başkanı seçildi.

İstanbul Roman Dernekleri Federasyonu'nun 1. Olağan Genel Kurul Toplantısı'na Esenyurt, Beylikdüzü, Çatalca, Yakuplu, Silivri Gazitepe, Büyükçekmece Karaağaç, Silivri Merkez, Avcılar Balıkyolu, Başakşehir Hoşdere, Fatih Sulukule ve Zeytinburnu bölgelerindeki Roman derneklerinin temsilcileri katıldı.

68 delegenin oy kullandığı seçimde eski başkan Semih Makaracı ve Roman müzisyen Ahmet İzgi başkanlık için aday oldular. Yapılan seçim sonucunda Ahmet İzgi 30, Semih Makaracı ise 38 oy aydı. Makaracı'nın yeniden federasyon başkanı seçilmesinin ardından federasyonun önümüzdeki dönem yapacağı çalışmalara dair bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Derneğin önümüzdeki dönem gerçekleştirmeyi planlandığı etkinliklerin arasında 8 Nisan Dünya Romanlar Günü'nde yapılacak büyük çaplı bir organizasyon da bulunuyor.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Onlar da Aile Hekimlerini İstiyorlar 18/02/2011
İstanbul Ataşehir'de çadır ve barakalarda yaşayan vatandaşlar ikametgah alamadıkları için aile hekimliği uygulanamasından yararlanamıyorlar. Acil rahatsızlıklar dışında devlet hastanelerinde de tedavi göremeyen yurttaşlar yetkililerden destek bekliyorlar.

Ataşehir Kaymakamlığı'nın arkasındaki çadır ve barakalarda zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren yurttaşlar aile hekimliği uygulamasından yararlanmak istiyorlar. Önemli bir bölümü Abdal ve Roman kökenli olan bu yurttaşlar geçmişte bütün çabalarına karşılık ikametgah alamamışlar ve bu nedenle de çeşitli hizmetlerden yararlanma noktasında sorunlarla karşı karşıya kalmışlardı. Aile hekimliği uygulamasının devreye girmesi ile birlikte çadır ve barakalarda yaşayan yurtttaşların dertlerine bir yenisi daha eklenmiş oldu.

Yurttaşlar daha önce kullandıkları Küçükbakkalköy Sağlık Ocağı'na tedavi ve teşhiş amacıyla gittiklerinde sağlık ocağının aile hekimliği kapsamında Küçükbakkalköy Aile Hekimliği'ne dönüştürüldüğünü öğrendiler. İkametgahları olmadığı için aile hekimliği hizmetinden yararlanamayan yurttaşlar diğer devlet hastahanelerine acil olmayan hastalıklar için başvurduklarında ise en yakınlarındaki aile hekimliği merkezine başvurmaları önerisi ile karşılaştılar. Bu durum yurttaşların fiilen sağlık hizmetinden yoksun kalması anlamına geliyor. Zira çadır ve barakalarda yaşayan yurttaşların uzun zamandır devam eden ikametgah sorunu çözülmeden aile hekimliğinden faydalanmaları mümkün gözükmüyor.

Uzun yıllardır çok zor şartlar altında ayakta kalmaya çalışırken şimdi de sağlık hizmetlerinden yoksun kalan vatandaşlar yetkililerden sorunlarına en kısa zamanda çözüm bulmalarını talep ediyorlar. Sağlık sorunlarının hem yaşadıkları koşullar hem de mevsim nedeniyle çok yoğunlaştığını belirten vatandaşlar durumun aciliyetine dikkat çekiyorlar.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Samsun'da Selanik Spor Coşkusu 22/02/2011
Samsun 200 Evler ve Yavuz Selim mahallelerinden Roman gençlerin spor yaptığı Selanik Spor'un Samsun 1. Amatör Futbol Ligi'ndeki 2. karşılaşması yaklaşık 200 Roman seyircinin coşkulu tezahüratları eşliğinde başladı.

Samsun 1. Amatör Küme Büyükler Ligi'nde Kavak Yaşar Doğu Spor ile karşılaşan Selanik Spor rakibini ikinci devrede gösterdiği etkili performans ile 4-3 mağlup ederek 3 puanın sahibi oldu. Kavak Yaşar Doğu Spor ile karşılaşan Selanik Spor nefesleri kesen mücadeleden 4-3'lük skorla galip ayrılarak altın değerinde bir 3 puanın sahibi oldu.

Maça hızlı başlayan konuk ekip Kavak Yaşar Doğu 28. dakikada Satılmış ile 1-0 öne geçti. Bu dakikadan itibaren beraberlik golü için yüklenen Selanik Spor 32. dakikada Ramazan'la aradığı golü buldu ve devre bu skorla tamamlandı (1-1). İkinci yarı ise adeta gol düellosuna sahne oldu. 58'de Anıl'la 2-1 öne geçen Selanikspor'a, Kavak Yaşadoğuspor 62'de Satılmış ile cevap verdi (2-2). 68'de Bülent'in ayağından bulduğu gol ile 3-2 öne geçen Kavak Yaşar Doğu Spor Selanik Spor'un baskısına boyun eğerek 82'de Ramazan ve 88'de Süleyman'ın attığı gollere engel olamadı.

4-3'lük galibiyeti seyircisiyle kutlayan Selanik Spor oyuncuları mahallelerinde de sevinçle karşılandılar.

Kaynak: Çingeneyiz Samsun

Dikili Roman Derneği'nden Basın Açıklaması 23/02/2011
Ümmetoğlu Otel önünden Atatürk Meydanı'na kadar yürüyen Dikili Romanlar Derneği üyeleri Dikili'de Romanlar için TOKİ tarafından toplu konut inşa edilmesi talebini dile getirdiler. Dernek başkanı Sitem Kara beklentilerini açıklayan bir basın açıklaması yaptı.

Dün (22 Şubat 2011) saat 12.00'de İzmir'in Dikili ilçesindeki Ümmetoğlu Otel önünde toplanan Dikili Romanlar Derneği üyeleri TOKİ tarafından Dikili'ye Romanlar için toplu konut inşa edilmesi taleplerini dile getirdiler. Çevrede bulunan yurttaşların da ilgiyle izlediği basın açıklamasında barınmanın en temel insan haklarından olduğu özellikle vurgulandı. Dernek adına basın açıklaması yapan dernek başkanı Sitem Kara yetkililerin Romanlar için toplu konut projesini mümkün olan en kısa sürede hayata geçirmelerini beklediklerini vurguladı. Kara derneklerinin toplu konut projesini tüm Dikili halkı için istediğini ifade etti: "İlçemizde yapılması planlanan bu proje derneğimiz tarafından sadece Roman vatandaşlara değil, tüm ihtiyaç sahibi vatandaşlara da talep edilmiştir. Dikili'de yaşayan tüm insanlar bir kültür mozaiği oluşturuyor, kardeşçe yaşıyor."

Dikili Romanlar Derneği Başkanı Sitem Kara açıklamasında Dikili Kaymakamlığı tarafından kendilerine bir evrak ulaştırıldığını ve evrakın içeriğinde ilçede 160 ada 40 parselde bulunan 93 dönümlük alanın TOKİ konutları için kullanılabileceği bilgisinin bulunduğunu belirtti.

Hacı Evhat Sakinleri Tekirdağ Valisini Ziyaret Ettiler 04/03/2011
Hacı Evhat Mahallesi Kalkınma ve Dayanışma Derneği üye ve yöneticileri Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek'i ziyaret ettiler. Hacı Evhat Mahallesi ihtiyar heyetinin de katıldığı görüşmede mahalle halkının sorunları değerlendirildi.

Hacı Evhat Mahallesi ihtiyar heyeti üyeleri, Hacı Evhat Mahallesi Kalkınma ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu başkanı Göksel Fil ve dernek yönetim kurulu üyesi Sami Adalı'nın katılımıyla gerçekleşen görüşmede başta mahallede yaşayan öğrencilerin sıkıntıları olmak üzere mahalle halkının karşı karşıya kaldığı çeşitli sorunlar hakkında Vali Zübeyir Kemelek'e bilgi verildi.

Hacı Evhat Mahallesi Kalkınma ve Dayanışma Derneği başkanı Göksel Fil hazırladıkları 2 sosyal proje hakkında Vali Kemelek'i ayrıntılı bir biçimde bilgilendirdi. Derneklerin böyle çalışmalara imza atmasından büyük mutluluk duyduklarını belirten Vali Kemelek, projelere destek sözü verdi. Hacı Evhat Mahallesi ihtiyar heyeti üyeleri ise mahalle sakinlerinin en önemli ihtiyaçlarından olan meslek kursu taleplerini Vali Kemelek'e ilettiler.

Bu arada geçtiğimiz günlerde Malkara'da Kaymakam Yunus Fatih Kadiroğlu'nun katkılarıyla bir okuma yazma kursu açıldı. Kurs yetkilileri haftada 4 gün devam edilebilen kurslarda okuma yazma öğrenenlerin çeşitli hediyelerle ödüllendirileceklerini açıkladılar.

Kaynak: Çingeneyiz Tekirdağ

Canik'te Roman Çalıştayı 09/03/2011
Samsun'un Canik ilçesinde ilçe belediyesine bağlı kent konseyi tarafından Roman toplumunun temsilcileri ve muhtarların katılımı ile bir Roman çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda Roman toplumunun sorunları masaya yatırıldı.

Kent Konseyi koordinatörü Reşat Kılınçarslan tarafından organize edilen Canik Roman Çalıştayı Canik Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Samsun Rehberlik ve Araştırma Merkezi Uzmanı Tuğba Yılmaz ve Emre Arman da toplantıya gözlemci sıfatıyla katıldılar. Çalıştayda, Romanlarda yaşam tarzı, durum belirlenmesi, gelecekte yapılabilirlik, üretime katkı koyma gibi başlıkların üzerinde duruldu. Planlanan sosyal sorumluluk projeleri etraflıca tartışılarak bunların hangilerinin öncelikle hayata geçirilebileceği üzerinde duruldu.

Çalıştayda, daha ileriki tarihlerde mahalle ziyaretleri yapılarak sorunların yerinde tespit edilmesi kararlaştırıldı. Kent Konseyi koordinatörü Reşat Kılınçarslan Canik Roman Çalıştayı'nı şu sözlerle değerlendirdi: "(Birlikte düşüneceğiz, birlikte karar vereceğiz, birlikte çözeceğiz) parolası ile hareket edeceğiz"

Kaynak: Çingeneyiz Samsun

Belgesel: "Saklı Tarihin Gizemli Çocukları: Romanlar" 11/03/2011
11 Mart 2011 Cuma günü saat 20.20'de TRT Türk ekranlarında "Saklı Tarihin Gizemli Çocukları: Romanlar" isimli belgesel yayınlanacak. Birinci bölümünde Deli Selim'in yaşam öyküsünün anlatılacağı belgeselin yönetmenliğini ve yapımcılığını Müjgan Taner üstlenmiş.

Danışmanlığı ve senaryosu Burçak Evren tarafında yapılan belgeselin ilk bölümünde Edirneli Deli Selim'in müzik kariyeri ve kişisel hayatı üzerinde durulacak. Yapımcı tarafından yapılan açıklamaya göre belgeselin ilk bölümünde Deli Selim'in hayatı ile ilgili daha önce açıklanmamış belgelere yer verilecek.

Belgeselin kısa tanıtımının yer aldığı TRT Türk internet sitesinde belgeselle ilgili olarak şu sözlere yer veriliyor: "Romanlar'ın vatan olarak seçtiği bir yer de Türkiye'dir. Biz de farklı olmalarının nedenlerini, kendilerine özgü yaşam biçimlerini, dünya görüşlerini anlatmaya çalıştık... Kökenlerini, tarihsel süreç içindeki değişim, dönüşümlerini tesbit etmeye çalıştık. Günümüzdeki konumlarını ve sorunlarını yorumsuz aktarmaya çalıştık.. "

Belgeselin çalışmaları sırasında Roman toplumunun kimi temsilcileri ile de görüşmeler gerçekleştirilmiş. Milas Yöresi Davul Zurna ve Roman Kültürü İle Muğla Zeybek Kültürünü Araştırma Tanıtma ve Yaşatma Derneği başkanı ve Milas Önder sitesi yazarlarından Dursun Girgin de belgesel kapsamında görüşlerine başvurulan Roman temsilcilerinden.

Didim'de Romanlar Bahar Şenliği'nde Buluştu 23/03/2011
Aydın'ın Didim ilçesinde bu yıl 3. üncüsü gerçekleştirilen Romanlar Bahar Şenliği ilçedeki Romanların yanı sıra diğer yurttaşların da büyük ilgisiyle karşılandı. Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği öncülüğünde gerçekleştirilen şenliğe Didim Kaymakamı Ali Katırcı, Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı, Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Metin Çakır ve diğer dernek yöneticileri de katıldılar.

Didim Belediyesi Amfi Tiyatro'da gerçekleştirilen şenlik kapsamında Aydın Romanlar Derneği Dans Grubu, Didim Akbük Halk Dansları Topluluğu ve Didim Romanlar Derneği Dans Grubu Roman danslarının en güzel örneklerinden hazırlanmış dans gösterilerini sundular. Ayrıca TRT İzmir halk müziği sanatçısı Hüseyin Yaltırı da şenlik kapsamında bir konser verdi.

Bahar şenliğini değerlendiren Didim Belediye Başkanı Mümin Kamacı şenliğin geleneksel hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Çingenenin Yemeği Yenmezmiş ! 25/03/2011
Tekirdağ'ın Malkara ilçesindeki Fevzi Çakmak İlkokulu Anasınıfı'nda yaşandığı iddia edilen bir olay kamuoyunun tepkisini çekti. Anasınıfına devam öğrencilerin velileri bir süredir dönüşümlü olarak çocuklar için yemek hazırlıyor ve okula getiriyorlardı. İddiaya göre sıra sınıftaki Çingene öğrencilerden H.B'nin velisine geldiğinde öğretmen G.K, H.B'nin velisine yemeği evde yapmamalarını dışarıdan almalarını önerdi. H.B.'nin velisi bunun nedenini sorduğunda ise öğretmen G.K'nın "Çingene olduğunuz için böyle." şeklinde bir yanıt verdiği ileri sürüldü. Anasınıfında H.B ile birlikte bir Çingene öğrencinin daha bulunduğu ve ailelerin yaşananlardan büyük rahatsızlık duyduğu ifade ediliyor.

İddialar doğruysa bu durum bir zamanlar halk arasında yaygın olan "Çingenenin yemeği yenmez" gibi önyargıların etkisini hala koruduğunu gösteriyor. Konuya sessiz kalmayacaklarını ve haklarını yasal yollardan sonuna kadar arayacaklarını ifade eden H.B'nin ailesi dün İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bir dilekçe vererek şikayette bulundu. Konuyu değerlendiren H.B'nin babası D.B "Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin bu çağda bu zihniyeti taşımaları bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Okul yönetiminden ve yetkililerden mağduriyetimizi giderecek bir adım atmalarını bekliyoruz. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız" şeklinde konuştu. Yaşananların Malkara halkında büyük rahatsızlık yarattığı ve okul yönetiminin konu ile ilgili en kısa zamanda açıklama yapması beklentisinin oluştuğu ifade ediliyor.

Kaynak: Çingeneyiz Tekirdağ

Malkara Kaymakamı'ndan Hacı Evhat Mahallesi'ni Ziyaret 06/04/2011
Malkara Kaymakamı Yunus Fatih Kadiroğlu beraberindeki kalabalık heyetle birlikte Hacı Evhat Mahallesi'ni ziyaret etti. Kaymakam Kadiroğlu mahallede yaşayan yurttaşların sorunları hakkında bilgi aldı. Malkara'da bir mahalle kahvesinde yapılan toplantıda mahalle sakinlerin dertlerini dinleyen Kaymakam Kadiroğlu sorunların çözümü için çalıştıklarını ifade etti.

İlçe Emniyet Müdürü, Jandarma Karakol Komutanı, Sağlık Grup Başkanı, İlçe Tarım Müdürü, Nüfus Müdürü, Hacı Evhat Mahallesi Muhtarı, Ticaret Odası Başkanı, Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü, Vakıf Müdürü, 3 köy muhtarı, yardımcıları ve heyeti ile Askerlik Şubesi Komutanı'nın da katıldığı ziyaret Kaymakam Yunus Fatih Kadiroğlu'nun talebiyle gerçekleştirildi. Bir saate yakın süren ziyaret sırasında yaptığı konuşmada Kaymakam Kadiroğlu, mahalle sakinlerinin özellikle eğitim alanındaki sorunları ile yakında ilgileneceklerini ifade etti. İşsizlik probleminin gündeme gelmesi üzerine Kadiroğlu mahalle sakinleri için gelecekte özelllikle tekstil sektöründe çeşitli iş imkanlarının oluşabileceğini ifade etti.

Toplantının sona ermesinden sonra Kaymakam Kadiroğlu ve beraberindeki heyeti Hacı Evhat Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile Malkara Romanlar, Maden ve Tarım İşçileri Derneği bürolarını ziyaret ederek dernek yöneticilerine çalışmalarında başarılar diledi.

Kaynak: Çingeneyiz Tekirdağ

8 Nisan Kutlaması Ertelendi 08/04/2011
8 Nisan 1971 tarihinde İngiltere'de yapılan 1. Dünya Çingeneler Kongresi'nin yıldönümü nedeniyle son birkaç yıldır Avrupa genelinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu kapsamda İstanbul Balat sahilinde yapılması planlanan 8 Nisan etkinliği hava muhalefeti nedeniyle 14 Nisan tarihine ertelendi.

8 Nisan etkinlikleri kapsamında geçtiğimiz yıl da Roman dernekleri ve yerel yönetimlerin katkılarıyla İstanbul Balat sahilinde yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği bir şenlik düzenlenmişti. Çeşitli sanatçıların ve Roman müzik gruplarının katıldığı şenliklerin geleneksel hale getirilmesi planlanıyor. Düzenleme komitesi tarafından verilen bilgiye göre hava muhalefeti nedeniyle 14 Nisan tarihine ertelenen bu yılki şenliklerin programına aynen sadık kalınacak.

8 Nisan 1971 tarihinde yapılan ve düzenleyiciler tarafından 1. Dünya Çingene Kongresi olarak adlandırılan kongreye çeşitli Balkan ve Avrupa ülkelerinden delegeler katılmıştı. Türkiye'den katılımcının bulunmadığı kongrede o zamana kadar kendi ülkelerinde birbirinden bağımsız bir şekilde çalışmalarda bulunan kurum ve kuruluşların nasıl koordineli bir biçimde çalışabileceği tartışılmış ve bu doğrultuda kararlar alınmıştı.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Çocuk Yardımı İzdiham Yarattı 11/04/2011
Edirne'de Edirne Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından PTT aracılığıyla yoksul ailelere dağıtılan "çocuk parası" Saraçlar Caddesi'ndeki PTT şubesi önünde izdiham oluşmasına neden oldu. PTT güvenlik görevlileri izdihamı önleyebilmek için ihtiyaç sahibi yurttaşları gruplar halinde içeri almaya başladılar.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yoksul ailelerin çocuklarının masraflarının kısmen de olsa karşılanması amacıyla iki ayda bir çocuk başına 40 lira ile 50 lira arasında değişen yardımlar dağıtıyor. Son olarak Edirne'de yapılan çocuk yardımı sırasında dağıtımın yapıldığı PTT şubesi önünde biriken vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Yardım almak için bekleyen ailelerden bazıları kimi zamanlı düzenli yardım alamadıklarını ve zaman zaman kesintilerle karşılaştıklarını ifade ettiler. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yetkilileri ise okula devamsızlık yapan ve belli günlerde Sağlık Ocaklarındaki kontrollere gitmeyen ailelere verilen yardımın kesilebildiğini ifade ettiler.

Kaynak: Doğan Haber Ajans

Ümraniye'de Çadır Yangını 18/04/2011
14 Nisan 2011 tarihinde Ümraniye Yukarı Dudullu'daki boş bir arazide bulunan çadırlarda yangın çıktı. Çıkış nedeni kesinleşmeyen yangın sonucunda daha önce bu bölgede çadırda yaşayan Arakara ailesinin eşyaları ve çadır malzemeleri tamamen yanarken, aile tarafından hurda-atık toplama için kullanılan araç da yangın sonucunda kullanılamayacak hale geldi. Olayda şans eseri aile üyelerinden ölen veya yaralanan olmazken, Arakara ailesi tarafından beslenen 2 köpek alevlerden kurtulamayarak can verdiler.

Daha önce Alemdağ Nişantepe'deki barakalarında zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren Arakara ailesi daha sonra Ümraniye Yukarı Dudullu bölgesine yerleşerek çadırda yaşamaya başladılar. Aynı bölgede yaşayan ve önemli bir bölümü hurda-atık toplayarak geçimlerini temin etmeye çalışan aileler hemen hemen tüm altyapı hizmetlerinden yoksun bir biçimde yaşıyorlar. Ümraniye, Ataşehir, Alemdağ, Küçükbakkalköy gibi bölgelerde çadırlarda yaşamak zorunda kalan Roman ve Abdal kökenli bu ailelerin durumu son yangın olayıyla bir kez daha gündeme gelmiş oldu. Yetkililer yangının çıkış sebebinin elektrik kontağı olabileceği belirtiyorlar. Buna karşılık mahalle sakinleri yangını Arakara ailesine husumeti olan kimi kişilerin çıkartmış olabileceğini ileri sürüyor.

Yangında tüm varlıklarını yitiren ve çaresiz kalan 4 çocuklu Arakara ailesi şimdi yetkililerin kendilerine uzanacak yardım elini bekliyorlar. Çadırlarda yaşayan tüm ailelerin ortak beklentisi ise karşı karşıya kaldıkları barınma sorununa en kısa sürede bir çözüm bulunması.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Teneke Mahallesi'nde Tapu Dağıtıldı 20/04/2011
Balıkesir'in Burhaniye ilçesindeki Teneke Mahallesi'nde 30 yıldan fazla bir süredir yaşamlarını devam ettiren yurttaşlara tapu dağıtımı yapıldı. Tapuları dağıtılan mahalle sakinlerinin yaşadığı bölgede organize sanayi bölgesi yapımının planlandığı ifade ediliyor.

Önemli bir bölümü Roman olan Teneke Mahallesi sakinleri Hükümet Konağı önünde yapılan törenle uzun yıllar sonra tapularını alma imkanı bulabildiler. Mahallede yaşayan 30 yurttaşa tapuları Kaymakam Ali Uslanmaz ve il genel meclisi üyeleri Hasan Küçükdereli ile Melih Ersezen tarafından verildi. Yerel Roman derneği başkanı Turhan Tartı Kaymakam Uslanmaz'a tapu dağıtımından dolayı teşekkür etti.

Mahalle sakinlerinin uzun yıllardır birlikte yaşadığı Teneke Mahallesi'nde önümüzdeki dönemde Zeytincilik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulacak. Tapu dağıtımı ile hak sahibi haline gelen mahalle sakinlerinin evlerinin istimlak edilmesi halinde istimlak bedeli alabilecekleri ifade ediliyor.

Kaynak: Balıkesir Ayna Gazetesi

Antalya Romanları Tarih Söyleşisinde 25/04/2011
Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından her ay düzenlenen Kent Müze Tarih Söyleşilerinin Nisan ayı konuğu Doç. Dr Mustafa Oral katılımcılara Antalya Romanları hakkında bilgi verdi. Büyükşehir Nikah Salonu'nda gerçekleştirilen söyleşide Antalya Romanlarının kültürel özellikleri, gelenekleri ve tarihleri ile ilgili tartışmalar gerçekleştirildi.

Kent Müze Tarih Söyleşilerinin Nisan ayı konuğu olan Mustafa Oral Romanların tarihin çok eski devirlerinden beri bilinen köklü bir toplum olduğunu vurguladığı konuşmasında Roman Çingenelerinin karşılaştığı kimi ayrımcı uygulamalara dair Antalya tarihinden örnekler sundu. Oral izleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanan konuşmasında Romanların Antalya kültürü içerisinde çok önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi.

Oldukça yoğun bir Çingene nüfusunun bulunduğu Antalya'da, çeşitli mahallelerde yaşayan Romanların yanı sıra özellikle Zeytinköy Mahallesi'nde yoğunlaşan Abdal grupları da yaşamlarını sürdürüyorlar.

Kaynak: Antalya Büyükşehir Belediyesi İnternet Sitesi

Çayırbaşı Romanlar Platformu Kuruldu 27/04/2011
Sarıyer Çayırbaşı'nda düzenlenen ve mahalle sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği şenlik sonrası Çayırbaşı Romanlar Platformu'nun kuruluşu ilan edildi. 2500 Romanın katılımıyla yapılan açılış sonrasında platform temsilcisi Yaşar Taşkent işsiz insanlara istihdam alanları yaratılması, Romanların toplumdaki ağırlıklarının arttırılması, eğitim gibi alanlarda çeşitli projeleri hayata geçirmeyi planladıklarını ifade etti. Taşkent özellike müzik alanında yetenekli Roman gençlerin konservatuarlara hem eğitmen hem de öğrenci olarak daha yoğun bir biçimde alınabilmeleri için çalışma yürüteceklerini ifade etti.

Çayırbaşı Romanlar Platformu'nu kuran mahalle halkı geçtiğimiz yıllarda Sarıyer Belediyesi ile ortak yürüttükleri çalışmalarda bölgede Hıdrellez eğlenceleri düzenlemişler ve Türkiye'nin her yerindeki Çingeneler tarafından büyük önem verilen Babaeski'deki Bolca Nine Türbesi'ne ziyaretler organize etmişlerdi. Şimdi platform çatısı altında bir araya gelen Çayırbaşı Mahallesi sakinleri çalışmalarını daha sistemli bir biçimde yürütmeyi planlıyorlar.

Kaynak: Sarıyer Haber


Hıdrellez Coşkusu Her Yerde 09/05/2011
5-6 Mayıs tarihlerinde yurt genelinde düzenlenen Hıdrellez kutlamalarına vatandaşlar yoğun bir ilgi gösterdiler. Edirne, Aydın, İzmir, İstanbul gibi illerde düzenlenen etkinlikler her yıl olduğu bu yıl da başta Çingeneler olmak üzere tüm toplum kesimlerini bahar coşkusunda buluşturdu.

Edirne'de belediye ve yerel kuruluşların katkılarıyla hazırlanan Kakava şenlikleri bu yıl da geçtiğimiz yıllardaki görkemi ve coşkusundan hiçbir şey kaybetmemişti. Edirne Valisi Gökhan Sözer, Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi ve yönetmen Osman Sınav'ın da katıldığı şenliklere Edirne halkı yağmura rağmen yoğun bir ilgi gösterdi. Geleneksel Kakava ateşinin tutuşturulduğu etkinliklere çevre illerden ve yabancı ülkelerden çok sayıda turist katıldı.

İstanbul'da hemen hemen tüm Çingene yerleşimlerinde Hıdrellez eğlenceleri düzenlenirken Ahırkapı ve Zeytinburnu Çırpıcı'da toplu kutlamalar gerçekleştirildi. Ateşlerin yakıldığı, geleneksel Hıdrellez adetlerinin yerine getirildiği kutlamalara çevre ilçelerden katılan vatandaşların ilgisi yoğundu. Zeytinburnu Romanlar Derneği tarafından Çırpıcı'da düzenlenen etkinliğe İlçe Emniyet Müdürü Yardımcısı Sühendan İzgi, Zeytinburnu Belediye Meclis Üyesi İlkay Biber ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi katıldı.

Bursa'da Hıdrellez tarihi Kamberler Parkı'nda düzenlenen etkinlikle kutlandı. Bu yıl 3. kez düzenlenen şenlikler yerel Roman derneğinin katkıları ile düzenlendi. Etkinliklerde Büyükşehir Roman Orkestrası Çalgıcı Mektebi, Pİyanist Göksel ve Popstar Sevda gibi sanatçılar sahne aldılar.

İzmir'de her yıl yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği Hıdrellez kutlamalarına bu yıl da ilgi yoğundu. Yurttaşlar fuar alanının etrafında piknik yaparak; davul, zurna ve darbukalar eşliğinde eğlenerek Hıdrellez bayramını kutladılar. Hıdrellez etkinliklerini değerlendiren Eski Konak Belediye Başkanı Ahmet Sarışın "Roman vatandaşlarımız için önemli bir gün. Onlara daha çok değer vermeli, onları yok saymamalıyız." şeklinde konuştu.

Lüleburgaz'da Hıdrellez Batı Trakya Roman Derneği'nin 5 Mayıs gecesi düzenlendiği etkinlikle kutlandı. Havai fişek gösterilerinin yapıldığı, Hıdrellez ateşinin yakıldığı etkinlikler daha sonra Lüleburgaz deresine gelen yurttaşların "Babafingo'yu çıkarma" isimli geleneği yerine getirmesi ile devam etti. Eskiden derede yıkandıklarını ifade eden yurttaşlar fabrika atıklarının dereyi kirletmesinden dolayı artık derede yıkanamadıklarını ifade ettiler.

Aydın'ın Didim ilçesinde düzenlenen etkinlikler Didim Rumelili Romanlar Derneği'nin öncülüğünde gerçekleştirildi. Etkinliklere dernek başkanı Metin Çakır, belediye meclis üyeleri Salih Bankoğlu, Ahmet Turan Özdemir, Belediye Başkanı Mümin Kamacı ve sayısı 1000'e yaklaşan yurttaş katıldı. Etkinliklerde konuşmaların ardından dernek tarafından hazırlanan slayt gösterisi sunuldu. Derneğin dans grubunun gösterileri ise izleyenlere renkli anlar yaşattı.

Kuşadası'nda belediyenin katkıları ile gerçekleştirilen etkinliklerde Tarık Mengüç ve çeşitli Roman dans grupları sahne aldılar. Yaklaşık olarak 6000 kişinin katıldığı etkinliklerde büyük bir coşku yaşandı. Söke'de belediyenin ve İsabey Mahallesi sakinlerinin birlikte organize ettiği şenliklere 5000 civarında yurttaş katıldı. Etkinliklere Roman Halk Dansları ekibinin gösterileri damgasını vurdu. Söke'de düzenlenen kutlamalar için Söke çayı etrafında toplanan vatandaşlar yerel müzik grubu Grup Melodi'nin ezgileri eşliğinde Hıdrellez bayramını kutladılar.

Kaynak: Yerel Gazetelerden Derlenmiştir

Romanlar İçin Eğitim Projesi 20/05/2011
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile yerel Roman derneklerinin birlikte düzenlediği ve geleneksel hale getirilmesi amaçlanan 1. Roman Şenliği büyük bir coşku ile kutlandı. Şenliğe Vali Ercan Topaca, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Büyükşehir Genel Sekreteri Ersin Yazıcı ile Kültür ve Turizm Müdürü Adnan Zamburkan katıldı. Ayrıca Antalya Roman Derneği, Ayvalık Roman Derneği, Düzce Roman Derneği ile Makedonya, Macaristan, Romanya ve Gürcistan'dan çeşitli Çingene kuruluşları da şenliğe temsilci yolladılar.

Çok sayıda yerli ve yabancı müzik grubunun sahne aldığı etkinliklerde ayrıca Roman gençlerden oluşan 1000 kişilik keman orkestrası da ilk konserini Seka Park alanında verdi. Ünlü Çingene müzik grubu Gypsy Kings ve Çingenelerin anası Esma Recepova'nın sahne aldığı etkinlikler son gün yapılan Kibariye ve Ciguli konserleri ile sona erdi. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği etkinliklerin her yıl daha da geliştirilerek tekrarlanması planlanıyor.

Kaynak: Çingeneyiz Kocaeli-Fotoğraflar: Serkan Şentürk

Romanlar İçin Eğitim Projesi 20/05/2011
Adana Yüreğir İlçesi'nde başlatılan Romanlar için Eğitim Projesinin tanıtım toplantısı Semerkant İlköğretim Okulu'nda yapıldı. 120 Romanın yararlanacağı projenin ilk adımı olarak Yüreğir'de yaşayan birkaç Roman aile İspanya'ya götürüldü. İspanyol Çingenelerinin yaşam şartlarını da yerinde gözlemleme şansı bulan aileler çeşitli uluslararası kuruluşların temsilcileri ile diyalog kurdular.

Projeyi değerlendiren Yüreğir Kaymakamı Abdullah Dölek özellikle Roman anne ve babalar için halk eğitim merkezlerinde çeşitli dallarda kurslar verileceğini açıkladı. İlk etapta 8 Roman anne ve genç Roman kadınlarına çocuk bakım eğitimi verileceğini belirten kaymakam Dölek, eğitimlerin günlük 6 saat olup 2 ay boyunca devam edeceğini belirtti. Proje koordinatörü İbrahim Ulusoy ise proje kapsamında Yüreğir'deki Romanların okul öncesi eğitimden yararlanabilmesi özel bir çaba harcayacaklarını ifade etti. Ulusoy projeyi şu sözlerle değerlendirdi: "Anne ve işsiz 15 bayana çocuk bakım elemanı meslek kursu veriliyor. Anne, baba ve işsiz 15 gencimiz galoş yapımı kursuna devam ediyor. Roman vatandaşlarımıza yönelik proje iştirakçileri tarafından anne baba eğitimi konulu seminerler düzenliyoruz. 3 makineli bir adet galoş yapım atölyesi kurduk. Bunun yanında 90 kursiyerimize harcırah veriyoruz ve kaza sigortalarını yaptık."

Kaynak: Cihan Haber Ajansı

Mersin'de Neler Oluyor 23/05/2011
Mersin'in yoksul mahallelerinden Çilek Mahallesi'nde henüz kesinleşmeyen bir nedenle vatandaşlar arasında kavga çıktı. 1 gazeteci ve 7 polis memurunun da aralarında bulunduğu 41 kişinin yaralandığı olaylarda Mehmet Zülfi Tuncer isimli bir vatandaş hayatını kaybetti. 10 evin ve araçların ateşe verildiği olaylar güvenlik güçlerinin müdahalesine rağmen uzun bir süre durdurulamadı. Kavgaya karışan taraflardan 14 aile kendi istekleriyle mahalleden ayrıldıklarını belirten bir belge imzaladıktan sonra güvenlik güçleri tarafından bir başka bölgeye nakledildiler.

Olayların bir internet kafe sahibi ile kafedeki çocuklar arasındaki süre tartışmasından çıktığı ileri sürülürken, yaşananların nasıl olup da bu kadar geniş bir çatışmaya dönüştüğü henüz tam anlamıyla aydınlatılamadı. Olaylar sırasında kavgaya karışan bir grup tarafından bazı vatandaşların eşyaları sokak ortasında kırıldıktan sonra evleri ateşe verildi. Kavgaya karıştığı iddiasıyla 7'si çocuk 15 kişi polis tarafından gözaltına alındı.

Medya Bunu Hep Yapıyor

Olayları aktaran kimi medya kuruluşlarının konuyu tek taraflı bir biçimde yansıtması ise gözlerden kaçmadı. Çilek Mahallesi sakinleri arasındaki kavga çeşitli basın kuruluşları tarafından "Cono aşireti ile Doğu ve Güneydoğu'dan gelen vatandaşlar çatıştı" başlığıyla kamuoyuna duyuruldu. Daha önce de benzer olaylarda taraflardan bir bölümünü vatandaş saymayarak ayrımcı bir dil kullanan medya kuruluşları bu seferde "Cono" olarak adlandırdıkları Çilek Mahallesi sakinlerini vatandaştan saymadı.

Kimi basın kuruluşlarının olayları "uyuşturucu ve fuhuşa karşı halkın tepkisi" olarak yansıtması ise Manisa'nın Selendi ilçesinde yaşanan ve 20 ailenin bölgeden ayrılmak zorunda kaldığı olaylarda medyanın kullandığı söylemleri hatırlattı. Kimi basın kuruluşları Selendi'de yaşanan olayları "vatandaşın suça tepkisi" olarak yansıtarak haklı göstermeye çalışmıştı. Daha sonra bölgeye gelen insan hakları kuruluşlarının raporları ise olayların arka planında başka gelişmelerin yattığını, Selendi'den ayrılmak zorunda kalan ailelerin aylar öncesinden itibaren ilçeden dışlanmaya başladığını ortaya koymuştu.

Yazarımız ve sitemizin editörü Ali Mezarcıoğlu Mersin'deki olayları şu sözlerle değerlendirdi:

"Yaşananlar çok taze. Henüz yaygın medyada dolaşanlar dışında sağlıklı bilgilere ulaşmak mümkün değil. Bunun yanında herhangi bir mahallenin, aşiretin, ailenin; şu veya bu toplum kesiminin suça karışmak gibi iddialarla hedef haline getirilmesi, yerinden yurdundan ayrılmak zorunda bırakılması doğru değil. Herkes bir diğerine karşı bu iddialarla ortaya çıkabilir. Herkes kendisine karşı işlenen bir suçun cezasını kendi vermeye başlarsa bunun sonucu sadece yeni kan davalarının başlaması olacaktır. Suç bireyseldir, bir kişinin suçunun bahane edilerek ait olduğu ailenin ya da etnik grubun cezalandırılmaya kalkılması vicdanın kabul edeceği bir şey değildir.

Türkiye'nin her yerinde yoksul mahallelerimiz suç örgütleri tarafından kullanılıyor, bu bir gerçek. Etnik kökeni ne olursa olsun yoksul insanlar suç örgütleri tarafından maşa olarak kullanılıyor. Ne var ki şu asla unutulmamalıdır, suçun çözümü şu veya bu toplumsal kesimin günah keçisi ilan edilerek hedef tahtası haline getirilmesi değildir. Bu olayda kimi medya kuruluşları her zaman olduğu gibi "Cono" olarak adlandırdıkları mahalle sakinleri üzerinden özellikle Çingenelerin adını kirletmeye çalıştılar. Yerel bir olay üzerinden Çingenelerin adının lekelenmeye çalışılması artık tehlikeli bir alışkanlık halini almış durumda. Hemen her vesileyle bu yanlışın tekrarlandığını görüyoruz.

Başta medya olmak üzere tüm kuruluşları, bu ve benzeri olaylarda daha sorumlu davranmaya, daha büyük toplumsal gerilimlere yol açabilecek sözkonusu tehlikeli dili kullanmamaya davet ediyoruz."

Kocaeli'nde Okuma-Yazma Kursu 24/05/2011
Kocaeli Roman Kültürü Araştırma ve Yardımlaşma Derneği öncülüğünde hazırlık çalışmaları gerçekleştirilen Roman yetişkinlere dönük okuma-yazma kursu hizmete açıldı. Açılışa çok sayıda mahalle sakininin yanı sıra Kocaeli Ford Otosan İlköğretim Okulu müdür yardımcısı Yalçın İlgün ile okulun öğretmenlerinden Aysel Timincioğlu da katıldı. Okul yönetimi ile dayanışma halinde çalışacak olan okuma yazma kursunun mümkün olduğunca fazla sayıda yetişkin Romanın okuma-yazma öğrenmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulduğu ifade ediliyor.

Kocaeli Roman Kültürü Araştırma ve Yardımlaşma Derneği yöneticisi Fehmi Acar kurs açılışını şu sözlerle değerlendirdi: "Hedefimiz okuma-yazma bilmeyen tüm kardeşlerimizin en kısa zamanda okur-yazar olmalarına katkı sağlamak. İlk etapta önceliği kadınlarımıza verdik. Kursun ilk döneminde ağırlıklı kadınlarımız eğitim alacaklar. Daha sonra farklı yaş grupları ve erkekler için de kurslar açılacak. Dernek olarak toplumumuz arasında okuma yazmanın yaygınlaştırılmasına özel bir önem veriyoruz."

Kaynak: Çingeneyiz Kocaeli

Ataşehir'de Gergin Bekleyiş 26/05/2011
Ataşehir Kaymakamlığı'nın yanı başındaki çadır ve barakalarında yaşam savaşı veren Roman ve Abdal kökenli aileler bugünlerde endişeli bir bekleyiş içerisinde. Zor koşullarda yaşadıkları çadırlarının tahliye edileceği kendilerine duyurulan mahalle sakinleri çocuklarının ve kendilerinin geleceklerinden kaygı duyuyorlar.

İstanbul'un Küçükbakkalköy bölgesi Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden beri önemli Çingene yerleşimlerinden biri olmuştu. Başlangıçta göçebe Çingenelerin kışları geçirdiği belli başlı birkaç bölgeden biri olan Küçükbakkalköy, daha sonra Orta Anadolu'nun çeşitli illerinden gelen Abdalların ve çevre ilçelerden gelen Romanların yerleşmesiyle birlikte büyük bir mahalleye dönüştü. Burada yaşayan mahalle sakinleri uzun yıllar hurda-atık toplayıcılığı, çiçekçilik ve müzisyenlik yaparak geçimlerini temin etmeye çalıştılar.

1990'ların sonunda bölgenin arazi değerinin yükselmesi ile birlikte yatırımcılar bu bölgedeki evlere yoğun bir ilgi göstermeye başladı. Bir kısmı tapulu olan evler sahiplerinden oldukça düşük bedeller karşılığı satın alınarak kısa zamanda bölgedeki arazilerin önemli bir bölümü yatırımcılar tarafından paylaşılmış oldu. Konu hakkında fazla bilgi sahibi olmayan ve geçim sıkıntısı içerisindeki mahalle sakinleri evlerini başlangıçta gönüllü olarak satarken kendilerini bekleyen gelecekten haberdar değillerdi.

Kısa bir süre sonra mahalledeki arazileri satın alan yatırımcılar ve belediyenin tahliye uyarıları mahalle sakinlerinin gerçekle yüzleşmesine neden oldu. Nereye gideceklerdi? Nerede yaşayacaklardı? Çingene aileleler için büyük Çingene yerleşimleri dışındaki bölgelerde yaşamak iki nedenden ötürü çok zordu. Birincisi Gaco mahalllerinde kira giderleri çoğunlukla Çingene ailelerin ödeyemeyeceği ölçüde yüksekti. İkincisi ise Çingene ailelere evlerini kiraya vermek istemeyen çok sayıda ev sahibi vardı.

Evlerini satan mahalle sakinlerinin sadece küçük bir kısmı Alemdağ, Dudulllu, Ümraniye gibi civar bölgelerdeki Çingene yerleşimlerine dağıldılar. Mahalle sakinlerinin önemli bir bölümü ise artık başkalarına ait olan evlerinde yaşamaya devam ettiler. Buna karşılık belediyenin ve bölgedeki arazileri satın alan yatırımcıların girişimleriyle mahalledeki evler defalarca yıkıldı. Gidecek başka yeri olmayan mahalle sakinleri tekrar bölgeye geri dönerek yıkılan evlerinin olduğu arazilerde çadır kurdular. Bu çadırlarda her türlü altyapı hizmetlerinden yoksun bir biçimde yaşamaya başladılar. İkametgah alamadılar, ikametgahları olmadığı için pek çok temel hizmetten yoksun kaldılar. Derme çatma evlerde, çadırlarda zorlu kışları geçirmeye çalıştılar.

Şimdi belediye ve yatırımcılar mahallenin bir kez daha tahliye edileceğini çadırlarında, barakalarında yaşam savaşı veren mahalle sakinlerine duyuruyorlar. Ne yazık ki onların gidecek başka yerleri yok. En iyi ihtimalle Alemdağ, Dudullu ya da Ümraniye'deki Çingene yerleşimlerine taşınacaklar. Buna karşılık bu bölgelerde de şimdiden söz konusu mahalleler için yıkım kararı verilmiş durumda. Yani eski Bakkalköylüler yeni mahallelerine daha tam yerleşmeden yeniden göç yolları gözükecek kendilerine.

Bundan 10 yıl önce evlerini satmaları teklifi getirildiğinde bunun sonuçlarının neye yol açacağı bilmeden kabul eden yoksul insanlar şimdi acı gerçekle yüzleşiyorlar. Eğer yaşanan insanlık dramına karar alma gücüne sahip olanlar tarafından herhangi bir çare bulunmazsa onlarca yıl önce geride bırakılan göçebelik eski Bakkalköy sakinleri arasında yeniden başlayacak.

Edremit Roman Derneği Belediye Başkanı'nı Makamında Ziyaret Etti 02/06/2011

Kadir İnanır, Mustafa Üstündağ ve Kadir Ece gibi sanatçıların rol aldığı STAR TV ekranlarındaki İzmir Çetesi adlı dizinin son bölümünde İzmir'deki bir Roman Mahallesinin suçlulara para karşılığı yardım ve yataklık yapan bir yerleşim alanı gibi gösterilmesi ve Çingene kadınlarının mizah kisvesi altında aşağılanması başta Çingeneler olmak üzere tüm duyarlı yurttaşların tepkisini çekti.

"İzmir Çetesi" adlı dizinin 28 Mayıs 2011 Cumartesi günü ekranlara gelen son bölümünde dizideki gangaster karakterlerinden biri cezaevi aracıyla nakil edildiği sırada adamları tarafından kaçırılıyor. Gangasterin güvenlik güçlerinden saklanmak için geldiği mahalle ise İzmir'in en çok bilinen Roman yerleşimlerinden bir tanesi. Mahalledeki bir aile para karşılığı gangasteri evlerinde saklamayı kabul ediyorlar. Dizide Roman aksanı ile konuşan evin kadınının para karşılığı evinde saklamayı kabul ettiği İsmail isimli gangsterle ilişkiye girdiği gösteriliyor. Böylelikle Çingene kimlikleri karakterlerin kullandığı Roman aksanı ve İzmir'in tanınmış Roman mahallelerinden birinin görüntüleri ile özellikle vurgulanan Çingene karakterler bir yandan suçlulara yardım ve yataklık yapan şahıslar olarak gösterilirken diğer taraftan tüm Çingene kadınlarına yönelik sinsice fuhuş ithamı yapılmış oluyor.

Daha önce bir başka TV kanalında yayınlanan "Öyle Bir Geçer Zaman ki" adlı dizide Çingeneler eşkıya gibi gösterilirken, dizinin esas oğlanına bir Çingene kampı bastırılmış; esas oğlanın masum insanları çoluk çocuk demeden dövmesi kahramanlık gibi gösterilmişti. Bu dizilerde Çingenelerle ilgili önyargıların güçlendirilmesi uzmanlar tarafından son derece tehlikeli bir durum olarak gösteriliyor. Zira belki de kişisel olarak tek bir Çingeneyi dahi tanımayan pek çok vatandaşın Çingene kültürü ile tanışmaları bu diziler ile gerçekleşiyor. Çingene kültürünü bu dizilerden öğrenen insanların ise Çingenelere karşı önyargılar taşımaması ise mümkün görünmüyor. Hayatları boyunca önyargılar nedeniyle büyük acılar çeken Çingeneler ise böyle dizilerle önyargıların pekiştirilmesine haklı olarak büyük tepki gösteriyorlar.

Dizide kullanılan dili STAR TV'ye ve dizinin deneyimli oyuncularına yakıştıramayan duyarlı yurttaşların ortak tepkisi kanal yönetiminin diziye müdahale ederek son bölümde yapılan gizli ırkçılığa bir son vermesi.

Edremit Roman Derneği Belediye Başkanı'nı Makamında Ziyaret Etti 02/06/2011
Edremit Roman Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Tufan Zımba ve beraberindeki dernek yönetim kurulu üyeleri Edremit Belediye Başkanı Tuncay Kılıç'ı makamında ziyaret ederek ilçelerindeki Romanların problemleri hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler. Dernek yöneticileri Belediye Başkanı Kılıç'a dernekçe düzenlenen Hıdrellez şenliklerine yaptığı katkı için teşekkür ettiler.

Edirne Roman Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Tufan Zımba belediye başkanı Tuncay Kılıç'ın kendilerine çeşitli alanlarda yardımcı olduğunu ifade etti. Hıdrellez dolayısıyla dernek tarafından düzenlenen şenliklerin büyük ölçüde belediyenin katkıları ile gerçekleştiğini ifade eden Zımba, gelecekte de benzeri çalışmalarda belediye başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarla dayanışma içerisinde olmak istediklerini ifade etti.

Kaynak: Körfez Gazetesi

Abdullah Cıstır: Roman Aileler Zor Durumda 06/06/2011
İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Cıstır İzmir'in Konak ilçesinden Çeşme ilçesine mevsimlik işçi olarak çalışmaya giden Roman ailelerin sorunları ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Çeşme'de barındıkları çadırlar yıkılan ailelerin dramını fotoğraflarla ortaya koyan Cıstır yetkililerden konuya eğilmelerini bekliyor.

İşte Abdullah Cıstır'ın Açıklamasının Tam Metni:

KAMUOYUNUN BİLGİSİNE

Her yıl İzmir'in Buca, Konak ilçelerinden yaklaşık 30-40 aile en az üç ay çalışmak üzere Çeşme ilçesine geçici olarak göç etmektedir. 01 Haziran 2011 tarihinde bahsekonu ailelere Çeşme Belediyesi Zabıtası'nın yaptığı uyarı üzerine arkadaşlarımız beni aradılar. Biz de Dernek olarak, hem Çeşme Belediye Başkanımıza hem de Çeşme Kaymakamımıza Dilekçeler yazdık. Roman ailelerimiz Görsel anlamda Turizm beldemizde sıkıntı yaratıyorsa bir yer gösterin orada konuşlandıralım dedik. Daha insani şartlarda yaşamaları için seyyar tuvalet - banyo imkanları sağlayın dedik. Biz katkı koymalarını beklerken Fen işleri zabıta polis işbirliğinde barındıkları yerleri yıktılar.

Yoksulluk sarmalında olan bu insanların ekmek parası kazanmaları için Çeşme'de konuşlanmaları ve insani yaşam şartları geliştirilmesi talebimizdir. Basınla Televizyonla bu kovalanmayı kamuoyu ile paylaşmak zorunda kalmak istemiyoruz. İnsanımız aç kalacaksa kovalanacaksa hiç kimse ya da kurum umrumuzda değil biz yaşam mücalesi verirken saygı görmeyi bekliyoruz kovalanmayı değil. 
Kamuoyunun konuya duyarlı olması Roman toplumu adına talebimizidir.
Arz Ederim.

Abdullah CISTIR 
İzmir Romanlar Sos.Yrd ve Day.Der.Bşk

İzmir'de 3. Geleneksel Sünnet Şöleni 20/06/2011
İzmir Roman Kültürü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile İzmir Roman Müzisyenler derneği tarafından bu yıl üçüncü kez düzenlenecek olan toplu sünnet şöleninden çocuklarını sünnet ettirme imkanı bulamayan yoksul ailelerin çocukları yararlanacak. Düzenleyici kuruluşlar 30 Temmuz 2011 tarihinde Fuar Açık Hava Tiyatrosu'nda yapılacak olan etkinlik için Roman sanatçılardan ve tüm hayırseverlerden destek bekliyorlar.

Geçtiğimiz yıllarda düzenlenen birinci toplu sünnet şöleninde 125 ve ikinci toplu sünnet şöleninde ise 85 çocuk sünnet ettirilmişti. Bu yıl yapılacak olan etkinlikte de mümkün olduğunca fazla sayıda yoksul ailenin katılımının sağlanması hedefleniyor. Dernek yetkilileri geleneksel hale getirmeye çalıştıkları bu etkinliğin mümkün olduğunca uzun bir süre yaşatılabilmesi tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışmaya açık olduklarını ifade ediyorlar.

Çocuklarının etkinlikten yararlanmasını isteyen aileler veya toplu sünnet şölenine katkıda bulunmak isteyen hayırseverler düzenleyici kuruluşlara aşağıdaki irtibat bilgilerinden ulaşabilirler:

Tel: 0232 445 27 65

Adres: Gazi Bulvarı Susuzlu İş Merkezi No 112 K 7 D 703 Çankaya İzmir

İzmir Çetesi Yayından Kaldırıldı 23/06/2011
14. bölümünde yayınlanan bazı sahnelerinde Çingene toplumunu aşağıladığı için kamuoyunda büyük tepki yaratan "İzmir Çetesi" adlı dizi STAR TV tarafından yayından kaldırıldı. Konuyla ilgili yapılan resmi açıklamada dizinin beklenen ilgiyi görmediği ve reyting oranlarının düşük olduğu için yayından kaldırıldığı ileri sürüldü.

10 Haziran Cuma günü yayınlanan final bölümüyle ekranlara veda eden dizide Kadir İnanır ve Mustafa Üstündağ gibi ünlü oyuncular rol olmaktaydı. Dizinin 28 Mayıs 2011 tarihinde yayınlanan bölümünde Çingene karakterler bir yandan suçlulara yardım ve yataklık yapan şahıslar olarak gösterilirken diğer taraftan tüm Çingene kadınlarına yönelik sinsice fuhuş ithamı yapılıyordu. Başta Çingeneler olmak üzere tüm duyarlı kamuoyunun tepkisinin çeken bu sahneler üzerine çok sayıda vatandaş STAR TV'yi arayarak dizinin senaryosunun Çingeneleri rencide etmeyecek şekilde değiştirilmesini talep etmişti.

Urla'da Gerginlik Tatlıya Bağlandı 27/06/2011
İzmir'in Urla ilçesinde aynı mahallede yaşayan vatandaşlar arasındaki gerginlik İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Cıstır'ın çabalarıyla tatlıya bağlandı. Olay sonrasında kendi istekleriyle mahalleden ayrılmak istediklerine dair imza vererek göç hazırlığına başlayan vatandaşlar gerilimin ortadan kalkması sonucu imzalarını geri çektiler.

Urla'da yaşanan ve 15 kişinin yaralandığı olaylar sonrasında mahalleye çevik kuvvet ekibi sevk edilmiş ve olaya karışan 50'ye yakın kişi gözaltına alınmıştı. Olaylardan sonra taraflardan bir bölümünün mahalleden ayrılmak istemesi üzerine yerel yöneticiler tarafından taşınma ve nakliye ücretlerinin ödenebileceği, bulundukları yerden ayrılmak isteyenlere taşınacakları yerde 2 aylık kira desteği yapılabileceği ve kavga eden gruplar için ayrı ayrı yerlerde çadırkentler kurulabileceği ifade edilmiş, bunun üzerine mahalle sakinlerinin bir bölümü bölgeden ayrılmak için imza vermişlerdi.

Olayları yerinde incelemek ve tarafları barıştırmak için mahalleye giden İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Cıstır yerel dernek yöneticileri ile birlikte taraflarla görüşmeler gerçekleştirdi. Daha sonra Urla Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Özdemir ile görüşen Cıstır ve yerel dernek temsilcileri mahalleden ayrılmak isteyen yurttaşların ikna edilmeleri için yetkililerden destek istediler. Belediye başkanı, emniyet müdürü, kızılay müdürü ve mahalle muhtarının da hazır bulunduğu bir toplantıda Urla Kaymakamı Şeyhmus Günaydın ile görüşen heyet görüşlerini aktarma fırsatı buldu.

Konuyla ilgili bilgi veren Abdullah Cıstır yaşananları şu sözlerle değerlendirdi: "Toplumumuzun asayiş sorunları olduğunu biliyoruz. Ama çıkan olayların ardından yerinden etmeye yönelik girişimlere anlam veremiyoruz. Biz mahalleden kimsenin ayrılmasından yana değiliz. Tarafları biz barıştırırız. Yetkililerden de çözümü mahalleyi dağıtmadan, yerindelik ilkesini elden bırakmadan bulmalarını istedik. Kültürel dokumuzu dağıtmadan, insanlarımız için istihdam olanakları yaratarak sorunlarımızı çözelim istiyoruz. Yetkililerden mahalle sakinlerinin kendi istekleriyle mahalleden ayrıldıklarına dair toplanan imzaları dağıtmalarını istedik. Sayın Kaymakamımız da bütüncül bir çözümü kendilerinin de istediğini ifade etti. Hali hazırda TOKİ ile birlikte yaptıkları konut projesi hakkında bizleri bilgilendirdi ve proje taslağını bizlerle paylaştı. Kavgada çıkan zararların bir kısmının da telafi edileceğini belirterek toplanan imzaları geri verdiler. Sonuç olarak bu olayda tarafların hoşgörüsü ile bir parçası olduğumuz sivil toplum girişiminin sonuç vermesi bizleri çok mutlu etti."

Yetkililerle yaptıkları görüşmelerden sonra taraflara ayrıntılı bilgi veren Cıstır ve yerel dernek yöneticileri mahalle sakinlerine gelişmelerle ilgili ayrıntılı bilgi verdiler. Şu anda mahallede gerginliğin büyük ölçüde dindiği ve yaşananların tekrarlanmayacağı ifade ediliyor. 
Kaynak: İz-Rom-Der Basın Bülteni Foto: Nurgül Saltık

Küçükbakkalköy'de Sabaha Karşı Yıkım Vardı 28/06/2011
İstanbul'un en eski Çingene yerleşimlerinden Küçükbakkalköy'deki Roman ve Abdal ailelerin yaşadığı baraka ve çadırlar sabaha karşı 06.00 civarında mahalleye gelen zabıta ekipleri tarafından yıkıldılar. Evleri yıkılan vatandaşlar arasında bulunan ve solunum cihazına bağlı olarak yaşamını devam ettiren bir mahalle sakini ise çalışamayacak durumda olduğunu belirterek yetkililerden destek istedi.

Yaklaşık bir ay kadar önce evlerinin yıkılacağı haberini alan Küçükbakkalköy sakinleri için gergin bekleyiş başlamıştı. Gidecek başka evleri olmayan ve İstanbul'un Çingene yerleşimleri dışında ev kiralama imkanlarının bulunmadığını belirten vatandaşlar bu süre içerisinde civar bölgelerdeki Çingene yerleşimlerinde kalabilecekleri bir ev ya da çadırlarını kurabilecekleri boş bir arazi arayışında oldular. Bugün sabah 06.00 itibarıyla yıkım ekiplerinin mahalleye gelmeleri ile gergin bekleyiş yerini hüzne bıraktı. Bölgedeki baraka ve çadırların önemli bir bölümü yıkılırken mahalle sakinlerinden bir kısmı civar Çingene yerleşimlerinde geçici olarak barınacakları yerlere gittiler. Tahliye işlemleri sırasında herhangi bir gerginlik yaşanmazken mahalle sakinleri solunum cihazına bağlı olarak yaşayan hayati tehlike altındaki evi yıkılan bir vatandaşa yetkililerin yardımcı olmasını talep ettiler.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Kaman'da Abdal Coşkusu 04/07/2011
Gelenelsel hale getirilmesi planlanan Abdallar Festivali'nin ikincisi bu yıl da Kırşehir'in Kaman ilçesinde gerçekleştirildi. Çok sayıda vatandaşın katıldığı coşkulu festival Kaman Kaymakamlığı, Kaman Belediyesi ve Kaman Abdallar Derneği'nin katkılarıyla gerçekleştirildi. Festival kapsamında Kaman Abdallar Derneği'nin açılışı da yapıldı.

Kaman Abdallar Derneği Başkanı Şair Mümtaz Boyacıoğlu ve Dernek Üyesi Adem Göçer'in yaptığı konuşmaların ardından dernek merkezi Kaymakam vekili Ramazan Kentüzler, Milletvekili Abdullah Çalışkan ve Belediye Başkanı ErkanTalu'nun katıldığı törenle açıldı. Açılışın ardından Kaman Abdallarından oluşan Kaman Mehter Takımı Cumhuriyet Meydanı'nda bir mehter gösterisi gerçekleştirdi.

Festival kapsamında yapılan konuşmaların ardından Abdal çocuklar dinleyenlerden yoğun ilgi gören bir davul-zurna gösterisi gerçekleştirdiler. Daha sonra sahne alan genç Abdal müzisyenler ve Kamanlı ses sanatçısı Tufan Altaş'ın konseri izleyicilerin coşkulu saatler geçirmesine neden oldu.

Kaynak: Kaman Belediyesi İnternet Sitesi

Samsun'da Dünya Romanlar Festivali 06/07/2011
Samsun yerel tarih grubunun organizasyonu ile dünyanın çeşitli ülkelerinden Roman temsilcilerin katılacağı bir festival düzenlenmesi planlanıyor. Konu ile ilgili açıklamada bulunan proje danışmanı Şeref Aydın 10 ay sonra gerçekleştirilmesi planlanan festivalin 5 gün süreceğini ve Samsun'da bayram çoşkusunun yaşanmasına neden olacağını ifade etti.

İspanya, Romanya, Macaristan, Arnavutluk, Bulgaristan, Makedonya, Slovakya ve Hindistan gibi ülkelerden katılımcıların yer alacağı festival için Samsun Doğupark alanına 5000 çadırın kurulacağı ifade ediliyor. Proje danışmanı Şeref Aydın Festival kapsamında Macar Çigan Orkestrası, Slovak Roman Orkestrası ve Gypsy Devils gibi ünlü Çingene müzik gruplarının da sahne alacağını ve festival dolayısıyla Samsun'a yoğun bir turist akınının beklendiğini vurguluyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Malkara'da Okuma-Yazma Seferberliği 11/07/2011
Malkara Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nün insiyattifi ile gerçekleştirilen "Ana-Kız Okuldayız Okuma Yazma Kampanyası" kapsamında kurslara katılan vatandaşlara belge ve ödüllerinin dağıtıldığı tören Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu'nda gerçekleştirildi. Tören sonrasında Hacı Evhat Mahallesi Kalkınma Derneği Darbuka-Davul grubunun gösterileri izleyenlere neşeli anlar yaşattı.

İlçe Kaymakamı Yunus Fatih Kadiroğlu'nun da aralarında bulunduğu yerel yöneticilerin ve okuma yazma kurslarına katılan vatandaşlarla yakınlarının katıldığı törende Malkara Hacı Evhat Mahallesi Kalkınma Derneği Başkanı Göksel Fil, okuma-yazma kurslarının açılmasındaki katkıları nedeniyle mahalle muhtarı Rafet Çıngar'a bir plaket sundu. Kurslarının açılması ve kursları katılacak vatandaşlara ulaşılması için büyük çaba harcayan Emine Menekşe, Zeynep Bakla, Nahide Keser, Sümer Keskinbaş, Hülya Çelik, Selahattin Demir, Erkut Meriç, Serdar Cezveci ve Yıldıray Pala'ya Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Eğilmez tarafından teşekkür belgeleri verildi.

Törende bir konuşma yapan Kaymakam Yunus Fatih Kadiroğlu okuma-yazma kurslarının önemine şu sözlerle işaret etti: "Her biriniz zamanında bizlere geldiniz iş istediniz. Ama okuma yazma belgeleriniz yoktu. Bu birinci aşamayı geçtiniz. Bundan sonra meslek edindirme kursları açacağız bunlara katılın. Pek yakında organize sanayi bölgesi fabrikalar ile dolacak. Buralara kalifiye işçiler lazım. Tekstil fabrikaları geliyor. Çorap fabrikaları geliyor. Buralara alınacak işçileri için İş-Kur ile beraber meslek edindirme kursları açacağız. Buralara katılın."

Kaynak: Malkara Saygın Gazetesi

Tepecik Hastanesi'nde Neler Oluyor 21/07/2011
İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Romanlara negatif muamele yapıldığı yönünde bir şikayetin kendisine ulaşması üzerine yaşananları yerinde görmek için hastaneye giden İzmir Romanları Fayton Kültürü Tanıtma Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gökmen Dunar, yazılı bir basın açıklaması yaparak konuyu kamuoyu ile paylaştı.

Gökmen Dunar açıklamasında iddiaların gerçekliğini kendi gözleri ile görmek için muayene olmayı bekleyen bir Roman hasta kimliğiyle hastaneye gittiğini ifade ediyor. Dunar hastanede ten rengi nedeniyle Roman kimliği anlaşılan hastaların hastane güvenliği tarafından her an hırsızlık yapacaklarmış gibi takip edildiğini, Roman hastalar yoğunlaştığı sırada "Lütfen eşyalarınıza dikkat edin, çalınması halinde biz sorumlu değiliz." anonslarının sıklaştığını ileri sürüyor. Kendisinin de bir hasta olarak doktor ve hemşeriler tarafından çirkin bir muameleye tabi tutulduğunu daha sonra durumu görüşmek için gittiği hastane başhekiminin de kendisiyle görüşmek istemediğini ifade eden Dunar yetkililere konuyla ilgili çok sayıda başvuruda bulunduğunu ve hastanenin Roman hastalara olumsuz muamele nedeniyle inceleme altına alınması gerektiğini vurguluyor.

Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşanan olayların duyulması başta Çingeneler olmak üzere tüm duyarlı yurttaşlarda bir tepki yaratmış. Vatandaşlar hastane yönetiminin konuyu netliğe kavuşturacak bir açıklama yapmasını bekliyor.

Konu hakkında ayrıntılı bilgi almak için

İzmir Romanları Fayton Kültürü Tanıtma Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı

Gökmen Dunar

Tel: 0535 650 98 79

Ödemiş'te Çingeneler İçin Kilim Dokuma Kursu 27/07/2011
İzmir'in Ödemiş ilçesinde yaşayan Roman Çingenelerinin meslek sahibi olmaları amacıyla ilçede kilim dokuma kursu açılacak. Kilim dokuma kursu Ödemiş Kaymakamı Abdurrahman Koçoğlu, İş-kur Torbalı Şube Müdürlüğü ve Ödemiş Romanlar Derneği'nin ortak çabaları ile hayata geçiriliyor. Kurs 25 Temmuz 2011 ile 23 Ocak 2012 tarihleri arasında faaliyette bulunacak.

Ödemiş'te açılacak olan kilim dokuma kursunun öncelikli hedef kitlesini ilkokul mezunu ve 16 yaşından büyük Roman kadınları oluşturuyor. 4 Nolu Sağlık Ocağı binasındaki kurs merkezinde yapılan eğitimlerin genel giderleri Ödemiş Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından karşılanıyor. Konu ile ilgili açıklamada bulunan Ödemiş Kaymakamı Abdurrahman Koçoğlu kurs ile Romanların meslek sahibi olarak aile ve ülke ekonomisine katkıda bulunmalarının amaçlandığını ifade etti.

Kaynak: Yerel Güç

Siviliz Dom Derneği İle Ropörtaj Yaptı 28/07/2011
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) tarafından 2 ayda bir yayınlanan Siviliz isimli bülten Hatay Dom Kabilesi Kültürünü Araştırma Geliştirme Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabulut ile bir ropörtaj yaptı. Karabulut ropörtajında Dom Çingenelerinin yaşamları ile ilgili bilinmeyenleri kamuoyu ile paylaşıyor.

Siviliz isimli 2 aylık bültenin Nisan 2011 sayısında kendisi ile ropörtaj yapılan Dom Derneği Başkanı Mustafa Karabulut Dom Çingenelerinin kültürel özelliklerini ve karşılaştıkları çeşitli sorunları dile getiriyor. Domların Türkiye'de ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşadıklarını ifade eden Karabulut, Domların geleneksel mesleklerinin demircilik, kuyumculuk ve dişçilik olduğuna işaret ediyor. Günümüzde ise Dom Çingeneleri ağırlıklı olarak gündelik işlerde, inşaat alanında ve hurdacılık yaparak geçimlerini temin ediyorlar. Karabulut Kökleri binlerce yıl öncesine giden Domari dillerinin günümüzde halen yaşatıldığını, bölgeden bölgeye kimi farklar göstermekle birlikte Dom Çingeneleri arasında iletişimi sağlayabildiğini ifade ediyor.

Mustafa Karabulut geçmişten bugüne Domların yüzleştiği temel sorunları şu sözlerle ifade ediyor: "Çiftçinin sabanını tarlasında, ziynet eşyasını ve dişini evinde yapan, hizmeti bekleyenin ayağına kadar sunan bir toplumdur Dom topluluğu. 1970'lerden sonra ise yerleşik hayata geçmiş olmanın getirileri nedeniyle bulundukları bölgelerdeki yaşam koşullarına ayak uydurmuşlar, dolayısıyla kültürlerini, hatta ve hatta zamanla dillerini bile unutmuşlardır. Bugünlerde ise Dom olmak deyince benim aklıma ilk gelen şey yoksulluk. Eskiden zanaatkâr, becerikli bir toplum olarak görülen Dom'lar günümüzde aşağılanan türlü çirkin yakıştırmalara layık görülen, önyargılara, ayrımcı tutumlara maruz kalan topluluklardır." Dom Derneği olarak yoksullukla, önyargılarla ve Domların yüzleştiği tüm sorunlarla mücadele ettiklerini vurgulayan Karabulut çalışmalarına devam edeceklerinin altını çiziyor.

Tekirdağ'da Meslek Edindirme Kursları Açılacak 03/08/2011
İŞKUR Tekirdağ İl Müdürü Şerafettin Küçük Tekirdağ'ın çeşitli ilçelerinde yaşayan Roman Çingeneleri için meslek edindirme kursları açılacağını ifade etti. Küçük basına yaptığı açıklamasında kursların açılması sürecinde öncelikle Tekirdağ'da yaşayan Romanların taleplerini anlamak istediklerini ve çalışmaların bu talepler doğrultusunda hayata geçirileceğini vurguladı.

İŞKUR Tekirdağ İl Müdürü Şerafettin Küçük bölgedeki işletmelerin günümüzde eleman yetiştirmek istemediğini ifade ederek bu ihtiyacın meslek edindirme kursları tarafından karşılanacağını ifade etti. Küçük daha önce işletme sahiplerinin talepleri üzerine Tekirdağ'ın Hayrabolu ilçesinde tekstil atölyelerinde çalışacak eleman yetiştirmek amacıyla 18 kişilik dikiş makinacılığı kursu açıldığını hatırlattı. Önümüzdeki dönemde Çorlu ve Çerkezköy'de de kursların açılacağını vurgulayan Küçük, bu süreçte bölgede yaşayan Roman Çingenelerinin talepleri doğrultusunda hareket edeceklerini ifade etti.

Tekirdağ genelinde 1000'in üzerinde işçi açığı bulunduğunu hatırlatan İŞKUR Tekirdağ İl Müdürü Şerafettin Küçük mesleki eğitimin bu alanda çok önemli bir rol oynabileceğine işaret ediyor. Meslek edindirme kurslarının açılacağı haberi Tekirdağ Çingeneleri arasında büyük bir heyecan yaratırken yurttaşların ortak beklentisi bu alandaki projelerin mümkün olan en kısa sürede mümkün olan en fazla ihtiyaç sahibini karşılayacak şekilde hayata geçirilmesi oldu. Kimi yurttaşlar ise meslek edindirme kurslarının yanı sıra çalışma koşullarının düzeltilmesinin de önemine dikkat çekiyorlar. Özellikle çalışanlar veya çalışanlarla-işverenler arasında toplumdaki kimi önyargılar nedeniyle ortaya çıkan sorunların iş hayatında sıkıntılara neden olduğu ifade ediliyor.

Kaynak: Çerkezköy Haber

Hacı Evhat Kalkınma ve Dayanışma Derneği'nde Yönetim Değişimi 11/08/2011
Mersin'in Çilek Mahallesi'nde diğer mahalle sakinleri ile yaşanan gerilim sonrası mahallelerinden ayrılmak zorunda kalan Cono ailelerin geçen zaman içerisinde Orta Anadolu'da bir bölgede çadırlarda yaşamaya çalıştıkları ortaya çıktı. Ankara'da çocukları ile birlikte başbakanlık binasına yürüyen Cono aileler kendilerine kalabilecekleri uygun konutların verilmesini talep ettiler.

Mayıs ayında Mersin Çilek Mahallesi'nde mahalle sakinleri arasında yaşanan gerilim sonucu 41 kişi yaralanmış ve mahallede yaşayan Cono aileler kendi istekleriyle mahalleden ayrıldıklarını ifade eden bir dilekçe imzalayarak Çilek Mahallesi'ni terk etmek zorunda kalmışlardı. Geçen süre içerisinde Orta Anadolu'da bir bölgede çadırlarda yaşayan yaklaşık 50 kişi dün öğle saatlerinde Ankara'da toplanarak taleplerini dile getirmek üzere Başbakanlık Merkez Binası'na yürümek istediler. Başbakanlık girişinde çevik kuvvet ekipleri tarafından durdurulan aileler kısa bir süre Başbakanlık önünde oturarak yaşananları protesto ettiler. Daha sonra Güvenpark'a getirilen Cono aileler burada basın mensuplarına yaşadıkları süreci ve ev taleplerini ileten bir açıklama yaptılar. Cono aşireti adına konuşan Aliye O. yetkililerin Mersin'de geride bıraktıkları evleri satarak buna karşılık kendilerine kalabilecekleri uygun konutlar vermelerini talep ettiler.

Kaynak: CHA

Hacı Evhat Kalkınma ve Dayanışma Derneği'nde Yönetim Değişimi 11/08/2011
Malkara Hacı Evhat Mahallesi Kalkınma ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu başkanı Göksel Fil'in dernek başkanlığından istifası üzerine yapılan başkanlık seçiminde yönetim kurulu üyelerinden Ercan Kınalı dernek başkanı oldu. Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde bulunan Hacı Evhat Mahallesi sakinleri geçimlerini daha ziyade maden ve tarım işçiliği ile temin ediyorlar.

Tekirdağ'ın en önemli Çingene yerleşimlerinden biri olan Hacı Evhat Mahallesi'nde çalışmalarını yürüten Hacı Evhat Mahallesi Kalkınma ve Dayanışma Derneği'ne eski başkan Göksel Fil'in istifası üzerine başkan seçilen Ercan Kınalı derneğin mahalle sakinlerinin ihtiyaçlarına somut çözümler getirebilmesi için elinden geleni en iyisinin yapmaya çalışacağını ifade etti. Kınalı önümüzdeki dönemde özellikle eğitim ve istihdam alanındaki sorunlara yoğunlaşacaklarını vurguladı.

Kaynak: Çingeneyiz Tekirdağ

Yahya Kemal Mahallesi'ne Erzak Yardımı 18/08/2011
Kağıthane belediyesi tarafından Yahya Kemal Mahallesi sakinlerine erzak yardımı yapıldı. Büyük bölümü hurda ve atık toplayıcılığı ile geçimlerini temin eden Yahya Kemal Mahallesi sakinlerinin yanı sıra daha önce bölgede ikamet ettiği halde yıkımlardan sonra mahalleden ayrılan vatandaşlar da erzak yardımından yararlandılar.

İstanbul'un köklü Çingene yerleşimlerinden olan Yahya Kemal Mahallesi sakinleri belediye yetkililerinin mahallede halen yaşamakta olan vatandaşların yanı sıra yıkımlardan sonra mahalleden ayrılan eski Yahya Kemal Mahallelilere de erzak yardımı yapmalarının mahalle sakinlerinin takdirini topladığını ifade ediyorlar.

Yaklaşık 60 yıl kadar önce Beyoğlu Dolapdere, Şişli Sıracevizler gibi çeşitli Çingene yerleşimlerinde yaşayan yurttaşların yerleşmesi ile kurulan Kağıthane Yahya Kemal Mahallesi geride bırakılan uzun yıllara rağmen özgün kültür özelliklerini ve mahalle ruhunu koruyarak ayakta kalmayı başarabilmiş durumda.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Paşaköy Suya Hasret 19/08/2011
Sancaktepe ilçesine bağlı Paşaköy Mahallesi'nde yaşayan büyük bölümü Roman ve Abdal kökenli yurttaşlar mahallelerine su ve kanalizasyon hizmetinin verilmemesinden dolayı büyük bir rahatsızlık yaşıyorlar. Kapı numaraları, sokak isimleri olmasına ve çöp hizmeti almalarına rağmen suya hasret kalan mahalle sakinleri yetkililerin sorunlarına çözüm bulmasını istiyorlar.

İstanbul'un en eski Çingene yerleşimlerinden biri olan Küçükbakkalköy'deki evleri yıkıldıktan sonra Sancaktepe'ye bağlı Paşaköy Mahallesi'ne yerleşen yaklaşık 55 aile yaz sıcağının altında suya hasret yaşıyorlar. Sakinlerinin önemli bir bölümünün çiçekçilik, hurdacılık ve müzisyenlik yaparak geçindiği mahallede evlerin tapuları, kapı numaraları ve sokak isimleri var. Pek çok evin elektrik tesisatı ve sabit hatları bağlanmış durumda. Ne var ki 2008 yılında mahalle sakinleri tarafından İSKİ'ye dilekçe verilmiş olmasına rağmen mahalleye halen su ve kanalizasyon hizmeti getirilememiş. Mahalle sakinlerinin çocukları okullarına yıkanamadan gidiyorlar. Hele sıcak mevsimde susuzluk ve kanalizyon sorunu mahalleyi sakinleri için tam manasıyla yaşanmaz hale getiriyor.

Paşaköy Mahallesi sakinlerinin karşı karşıya kaldıkları bir diğer sorun ise Nişantepe ve Paşaköy arasındaki Şile Otobanı'da üst geçit bulunmaması. Mahalle sakinlerinin okullarına gitmek isteyen çocukları ve alışveriş yapmak için Nişantepe tarafına geçmek zorunda olan mahalleli kadınlar karşıdan karşıya geçmek için hız sınırını zorlayan arabaların arasından engelli yarış yapıyorlar.

Zor koşullarda yaşam mücadelesi veren mahalle sakinlerinin yetkililerden ortak beklentisi su-kanalizasyon sorununun en kısa zamanda çözülmesi ve üst geçit inşaatının en kısa zamanda tamamlanması.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Sarıgöl'de Asfalt Çalışması 29/08/2011
İstanbul'un en önemli Çingene yerleşimlerinden Sarıgöl Mahallesi'nde Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne bağlı ekipler tarafından asfalt çalışması yapıldı. Yaklaşık 28-30 yıla yakın bir zaman mahallelerindeki sokaklara düzenleme hizmeti alamadıklarını ifade eden mahalle sakinleri Kanarya Sokak ve Dereyolu Sokak'ta asfalt çalışması yapılmasından memnuniyet duyduklarını ifade ettiler.

19/08/2011 tarihinde Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne bağlı yol düzenleme ekipleri tarafından Dereyolu mevkiinde asfalt çalışması yapıldı. Daha sonra 24/08/2011 tarihinde Kanarya Sokak'ta devam eden asfalt ve yol düzenleme çalışması hakkında yorum yapan mahalle sakinleri uzun yıllardır sokaklarının asfaltlanmadığını ifade ederken yapılan düzenlemenin kendilerini önemli ölçüde rahatlattığını belirttiler. Mahalle sakinleri mahalledeki yaşam koşullarının düzeltilmesini hedefleyen benzeri çalışmalarının çoğalması umudunu taşıdıklarını vurguluyorlar. Özellikle evlerin onarımı konusunda vatandaşlara belediye tarafından destek verilmesi halinde Sarıgöl Mahallesi'nin Türkiye ve Avrupa çapında ideal bir örnek olarak ortaya çıkabileceği hemen hemen tüm mahalle sakinlerinin ortak kanaati durumunda.

Gaziosmanpaşa ilçesine bağlı olan Sarıgöl Mahallesi 1950'li yıllarda Beyazıt ve Edirnekapı civarında evleri yıkılan vatandaşların bölgeye yerleştirilmesi ile kurulmuş. Farklı Çingene gruplarına mensup ve büyük bölümü Balkan göçmeni olan 6000'den fazla yurttaşa ev sahipliği yapan Sarıgöl Mahallesi'nde yaygın işsizliğe bağlı yoksulluk en büyük problem durumunda. Mahalledeki dayanışma ortamı sayesinde zor yaşam koşullarına göğüs gerebilen mahalle sakinleri başka bir yerde yaşamalarının neredeyse imkansız olduğunu ifade ediyorlar.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Saruhanlı Roman Derneği Feshedildi 09/09/2011
Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde geçtiğimiz yıl kurulan Çağdaş Romanlar Derneği yönetim kurulu kararı ile feshedildi. Derneğin tüzel kişiliğinin ortadan kalkmasına ilişkin karar ilçe kaymakamlığı tarafından Manisa Valiliğine gönderildi. Derneğin feshi Saruhanlı ilçesinde yaşayan Romanlar arasında üzüntüyle karşılanırken derneğin neden feshedildiği ile ilgili bir açıklama yapılmadı.

Geçen yıl Mart ayında Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde kurulan Çağdaş Romanlar Derneği'nin başkanlığına Hasan Eskici getirilmişti. İlçede yaşayan Romanları bir çatı altında toplamak iddiasıyla kurulan derneğin 1. Olağan Genel Kurulu'nda İbrahim Gönen isimli ilçe sakini dernek başkanı seçilmişti. Büyük ümitler bağlanan derneğin bir yılın ardından feshi ilçe sakinleri arasında şaşkınlık yarattı.

Türkiye genelinde sayıları 100'ü aşan Roman derneklerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Ne var ki bu dernekler arasında önemli bir bölümü maddi sorunlar ve benzeri nedenle çalışmalarını kuruluş amaçlarına uygun olarak yürütme imkanı bulamıyorlar.

Kaynak: www.saruhanli.gen.tr

Antalyalı Atık Toplayıcıları Geri Dönüşüm Tesisi İstiyorlar 15/09/2011
Geçimlerini hurda ve kağıt toplayarak sağlayan ve büyük bölümü Çingene kökenli vatandaşları temsil eden çeşitli kuruluşların temsilcileri Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'yü makamında ziyaret ettiler. Dernek temsilcileri Tütüncü'den atıkların depolanabileceği ve satış işlemlerinin yapılabileceği bir merkezin kurulması için destek istediler.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'yü makamında ziyaret eden Muratpaşa Romanlar Derneği Başkanı Hakan Gezer, Antalya Çağdaş Romanlar Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Ferhat Uçakdağ, Aydın Romanlar Federasyonu Başkanı Doğan Arkın bölgede yaşayan ve geçimlerini hurda ve kağıt toplayıcılığı ile sağlayan vatandaşların depolama ve satış işlemleri için bir merkeze ihtiyaç duyduklarını ifade ettiler. Belediye Başkanı Tütüncü geri dönüşüm tesisi için ellerinde uygun arazi bulunmadığını ve uygun bir arazi bulunması için en kısa zamanda ilgili kurumlarla iletişime geçeceklerini ifade etti.

Çeşitli Çingene gruplarından gelen yurttaşlar arasında hurda ve atık toplayıcılığı en yaygın mesleklerin arasında geliyor. Trakya, Marmara ve Ege Bölgesinde ağırlıklı olarak Romanlar, Orta ve Doğu Anadolu'da Abdallar, Güneydoğu Anadolu'da ise Dom gruplarına mensup vatandaşlar bu mesleği icra ederek zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Kaynak: CHA

Ekopolitik Ali Mezarcıoğlu İle Ropörtaj Yaptı 19/09/2011
Çeşitli alanlarda çalışma yürüten Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği'nin internet sitesi www.ekopolitik.org yazarımız ve sitemizin editörü Ali Mezarcıoğlu ile bir ropörtaj yaptı. "The Roma Community In Turkey" "Türkiye'de Romanlar" başlıklı ropörtajda Ali Mezarcığlu Türkiye'de yaşayan ve aralarında Romanların da bulunduğu çeşitli Çingene gruplarının sorunlarına değindi.

Ekopolitik adlı internet sitesinde yayınlanan Nina Carlsson imzalı ropörtajında Ali Mezarcıoğlu Türkiye'de dilleri ve kültürleri farklı Çingene gruplarının yaşadıklarına dikkat çekti. Farklı kültürleri olmalarına rağmen aynı yaşam koşullarını paylaşan ve benzer sorunlarla muhatap olan Çingene gruplarının Türkiye'nin hangi bölgelerinde yoğunlaştıkları da ropörtajda yer alan bilgiler arasında yer alıyor. Türkiye'de yaşayan Çingenelerin Balkanlar'daki Çingenelerle karşılaştırıldığında doğrudan ırkçı saldırılarla çok daha az karşılaştıklarına işaret eden Mezarcıoğlu buna karşılık işsizlik, eğitime ulaşma ve konut alanlarında Türkiye Çingenelerinin de çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduklarını işaret etti.

İzmir'de Romanların Durumu 23/09/2011
Hazırlayan Gökmen Dunar*

Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olan İzmir önemli bir ticaret ve liman kenti özelliklerine sahiptir. Çok önemli stratejik özelliklere sahip bir kenttir. Kuruluş yıllarından itibaren farklı uygarlıklara, milletlere ve kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Romanlar da bu kültürün bir parçasını oluşturmaktadırlar. İzmir Roman vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bir il durumunda olup, İzmir Romanlarının sayısı tahminen 400 bin civarındadır.

1873 yıllarında İzmir'in anlatıldığı bir çalışmada da nüfus başlığı altında şehirde yaşayanlar Türkler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Yörükler, Romanlar, Katolikler, Frenkler olarak tanımlanmış nüfus hakkında kesin bir bilği vermenin zorluğuna değinilmiştir. Aynı yerde Romanların sayısı Türkmenlerle birlikte alınmış ve ilde 200000 Türkmen / Romanın yaşadığı iddia edilmiştir. İlgili kaynakta Türkmen ve Romanların birlikte degerlendirilmesi Romanların nüfusu hakkında kesin bir rakam vermek mümkün olmadığı içindir.

İzmir'in Roman Yerleşimleri

İzmir'de 2000 ve 2010 yılları arasında yerleşik Romanların Konak ilçesinde yoğunlaştıkları ve bu ilçede çok sayıda mahallenin bulunduğu görülmektedir. Konak ilcesi'ndeki belli başlı Roman yerleşimleri Ege mahallesi (pilot mahalle), Kadriye, Barıs, Bogaziçi, Cengiz Topel, Emir sultan, Faikpaşa, Ferahlı, Güney, Halkapınar, Hilal, İsmetpaşa, Murat, Sakarya, Süvari,Tan,Tuzcu, Ulubatlı, Ülkü, Zeytinlik mahalleleridir. Konak ilçesi bu haliyle Türkiye'nin en çok Roman mahallesine sahip ilçesidir.

Diğer ilçelerdeki Roman mahalleleri ise şunlardır.
Buca ilçesi: Göksu (Sevgi yolu cıvarı) 
Torbalı ilcesi: Subaşı köyu, Çaybası köyu, Çırpı köyü,
Karsıyaka ilcesi: Dedebaşı, Örnekköy ve Yalı mahalleleri
Çigli ilcesi: Maltepe, Şirintepe mahalelerinde dağınık halde
Bornova ilcesi: Erzene mahallesi
Gaziemır ilcesi: Irmak mahallesi

Romanların Konut Meselesi

Romanların tarihinde görünen sokak kültürü ve marjinal ekonomik faaliyetleri modernleşme ve sanayileşmeye rağmen geçerliliğini korunmaktadır. Bu durum İzmir için de gecerlidir. Mülkiyet ilişkileri bakımından İzmir'deki mahallelerdeki yapıların genel olarak ruhsatı bulunmakla birlikte, gecekondu statüsünde olanlar da mevcuttur. Kentin rantı yüksek alanlarına teğet yerleşimlerde Roman yurttaşların yoğun olarak yaşadığı mahalleler bulunmaktadır. Kentin yenilenmesi çalışmaları çerçevesinde bu mahallelerde yaşayan Roman vatandaşlarımız mahallelerine ilişkin alınan kararlardan daha iyi sonuçlar beklemekte olup Roman mahallelerinin yerinde yapılanması ya da iyileştirilmesi gerekmektedir.

İzmir'deki Romanları inceledigimizde diger yerlerde yaşayan Romanlar ile benzer özelikleri olduğunu görürüz. Ekonomik ve sosyal bakımdan güçsüz olmaları bağlamında Romanlar tüm dünyada oldugu gibi İzmir'de de bir arada yaşamayı ve doğup büyüdükleri ortamda kalmayı tercih ederler. Bu onlara aynı zamanda dayanışmanın gücünü hissettirmektedir.Ancak vatandaşların önemli bir bölümü gelir artışı ile yer degiştirme eğilimine girmektediler.

İzmir'de Roman Aile Yapısı

Genel olarak Roman aile yapısının özelliklerini taşıyan İzmir'deki Roman aileleri incelendiginde Romanların kalabalık bir aile yapısına sahip oldugu, toplumsal ilişkilerde ve ailede kadınların daha fazla söz sahibi oldugu, anaç bir aile yapısın benimsendigi görülecektir. Geçmişte de anaerkil yasaların egemen olduğu bir toplumsal yapıya sahiplik temel özellik olarak görülmektedir. Burada anaerkil aile yapısın özelikleri evde reisliğin kadın-erkek kardesligi üstünden gitmesi; çoçukların anayla güçlü ilişkilerinin olması ve babayla ilişkilerinin daha sınırlı olmasıdır. Roman ailesinde kadın ve erkegin eşit oldugu ve hatta kadının statüsünün daha yüksek oldugu görülmektedir.

Ege Roman Dernekleri Federasyonu ve bir cok dernek Roman toplumunda erken yaşta evliliğin önüne geçilmesi için çeşitli çalışmalar yürütmüşlerdir. Roman dernekleri ve federasyonlar imkanları çerçevesinde Roman ailelerin küçük yaşta evlenme yerine çocukların eğitimine ikna edilmeleri için çalışmalar yürütmektedirler.Bir cok genc okumaya devam etmekte olup yine de egitim gördükleri yerlerde ayrımcılığa ugramaktadırlar.

Romanların Dini İnançları

Türkiye geneline bakıldığı zaman Roman toplumunun İslam inancına sahip olduğu görülmekte olup, Müslüman Romanların İslami mezheplerden olan alevi ve sünni olmak üzere iki gruba ayrıldığı görülmektedir. Sünni Romanların sayısının daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. İzmir'de bulunan Roman mahallelerinde İslamiyetin en yaygın dini inanç oldugu, Müslüman Romanların çoğunlukla Sünni mezhebinde bulundukları görülmektedir.

İzmir dini bakımdan zengin bir çeşitliliğe sahip olmasına rağmen eski dönemlerde Romanların hangi dine mensup oldukları ancak yazılı kaynaklardan öğrenilebilmektir. Bu konuda yeterli bilgiye ulaşmak mümkün olmamıştır. Yalnızca Anglikan kilisesinin kaynaklarında İzmir'deki Hristiyan Romanlardan bahsedildiği görülmüştür. Zamanla İslamiyetin yaygınlaşması ile birlikte Romanların büyük çoğunluğu Müslüman olmuştur.

Geleneksel Mesleklerin Yaşatılması

Mesleki alanlarda eskiye dönük yapılan sepetçilik, kalaycılık, demircilik ve şu anda İzmir'in simgelerinden olan faytonculuk gibi işler de zaman içerisinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Son meslek olan fayton kültürü halen yaşamasına rağmen bu mesleğin de tehlike altında olduğu derneğimiz çalışmaları ile ortaya çıkmıştır.

Roman toplumunun geleneksel mesleklerinden sepetçilik, kalaycılık, demircilik, hayvan terbiyeciliği ve fayton kültürünün şimdiki zamana uyarlanması için mesleki el sanatlarına ağırlık verilmesi ve geleneksel zanaatları yaşatanların mikro kredi ile desteklenmesi gerekmektedir.

Roman toplumu ile diğer toplumların entegre edilmesi icin federasyon ve hükümet işbirliğiyle ortak çalısmalar yapmak gerekmektedir. İzmir'de Roman toplumu geneline bakıldığında adeta akvaryum içerisinde kalmış diger toplumlarla entegre olmamıstır. Zaman icerisinde Roman kültürü korunmuş ama geleneksel mesleklerden ellerinde kalan sadece sepetçilik ve faytonculuk olmuştur.

Romanlar ve Eğitim

Romanlar çocuklarının okul ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü ekonomik yoksunluk ve yoksulluktan dolayı karşılayamamaktadırlar. Bu nedenle çocukların okula devam etme koşulları zorlaşmaktadır. Diğer bir taraftan da Romanların sürekli bir barınma adresleri olmamasından dolayı çocukların sekiz yıllık zorunlu eğitime katılmaları çoğu zaman gerçekleşememektedir. Okula giden Roman çocukları gerek öğretmenler gerekse diğer yurttaşların çocukları ve velilerinden kaynaklanan kimi ayrımcı tutumlarla karşılaşabilmektedirler. Ayrıca resmi kurumlar bu çocukların zorunlu sekiz yıllık eğitimini takip edememektedirler. Roman çocukları için ilköğretimin zorunlu olması ancak yasalarda kalan fakat fiilen uygulanmayan bir hak haline gelmiştir.

Roman mahalle ve köylerinde yaşayan yurttaşlarla yapılan çalışmalarımızda Roman çocukların eğitimde başarı oranları oldukça düşük gözükmekte olup, bu durumda Roman mahallerinde bulunan okullarda görev yapan hocaların eksikleri de rol oynamaktadır.

Roman okullarında verilen eğitim ve öğretimin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Ayrıca her Roman okulunda bir psikolojik danışman bulunması ve çocukların davranışlarının incelemesi gerekli görülmektedir. Roman toplumunun öncelikli eksiklerinin en başında eğitim gelmekte olup, öncelikle eğitime önem verilmesi gerekmektedir.

Peki okumayan Roman çocukları ve vatandaşlar için ne yapılmalıdır.Roman mahallerinde işkur ,belediye ,ticaret odası desteğiyle mesleki atölyeler kurulması ve bu atölyelerin vatandaşlara balık tutmayı öğretmesi lazımdır. Öncelikle roman mahallerinde kurulucak olan mesleki atölyelerin amaçları, imkanları ve nasıl bir fayda sağlayabileceklerini düşünmek gerekir. Burda İşkur çalışmalarına katılan Roman yurttaşların eğitimleri boyunca ücret almaları yararlı olacaktır.

Mevcut belediyeler burda üretilen ürünlerin pazarlarda sergilenmesi ve bunların satışından elde edilen kazancın mesleki atölyenin ihtiyaçlarının karşılanmasında yardımcı olabilirler. Ticaret odası ve buna yakın kuruluşlar da kendi bünyesinde olan iş adamlarını fabrikalarındaki eksik personel durumuna göre mesleki atölyede yetişen Roman vatandaşların istihdam etmeleri için teşvik edebilirler. 
*İzmir Roman Fayton Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği Başkanı

Cemil Akmaca: Irkçı Saldırıları Nefretle Kınıyoruz 30/09/2011
ROMDER Başkanı Cemil Akmaca Bulgaristan'da Türkleri ve Çingeneleri hedef alan ırkçı saldırıları kınayan bir açıklama yaptı. Cemil Akmaca yaptığı açıklamada Bulgaristan'da ve diğer Balkan ülkelerinde yaşanan saldırılar karşısında Avrupa Birliği yetkililerini tavır almaya ve yaşanan gerilime acilen müdahale etmeye çağırıyor:

İşte Akmaca'nın Açıklaması: 
"Sen ey İnsan Hakları'ndan bahseden Avrupa. Sen ey özgürlükler konusunda Türkiye'yi ırkçılıkla suçlayan Avrupa. Dünyanın en önemli ayrımcılıkla mücadele yasalarını çıkaran Avrupa. Türkiye'yi ırkçılıkla suçlayan, yıllarca Türk halkına barbar ismini takan sözde çağdaş Avrupa. Son zamanlarda dünyanın önde gelen ülkelerinden Fransa'da, Almanya'da, Macaristan'da, Bulgaristan'da, İtalya'da Roman halkına karşı yapılan ırkçı saldırılar karşısında bu saldırılar adeta normalmiş gibi susan Avrupa.

Ne oldu insan hakları, ne oldu azınlık hakları? "Türk halkını kılıçtan geçirin, Çingeneleri sabun yapın." sloganına karşı duyarsız kalan gözünü sevdiğimin çağdaş Avrupası. Durdurun bu ırkçı saldırıları. İçinizdeki kini, Hitler'in ruhunu canlandırarak; gençleri öne sürüp insanları evinden yurdundan ederek kendinizi küçük düşürüyorsunuz. İnsanlığın Avrupa'nın adını anmaktan utanır hale gelmesini istemiyorsanız durdurun bu savaşı! Size yakışanı yapın.

Ve bizler Türkiye'de yaşayan Romanlar olarak, Türk vatandaşları olarak, bu ırkçı saldırıları nefretle kınıyoruz. Balkan devletlerinin yöneticilerine sesleniyoruz; insan hakları konusunda, gelin Türkiye'den, Türkiye'nin yöneticilerinden ders alın. Türklere, Roman halkına ve göçmenlere yapılan bu ırkçı saldırıları nefretle kınıyoruz.

Romder Başkanı 
Cemil Akmaca"

Sarıgöl'de Yangın 05/10/2011
Gaziosmanpaşa Sarıgöl Mahallesi Cami Sokak'ta yer alan bir evde çıkan yangında evin çatısı tamamen yandı. Cami Sokak'taki evinde yalnız yaşayan astım hastası N. O. isimli kadın havanın soğuması üzerine evini ısıtmak amacıyla elektrik sobasını yaktı. Bu sırada meydana gelen elektrik kontağından çıkan yangın evdeki eşyaların tamamının hasar görerek kullanılamaz hale gelmesine neden oldu.

Elektrik kontağı nedeniyle çıkan yangında evinin çatısı tamamen yanan N. O. vakıflardan 3 ayda bir aldığı 150 tl geçinmeye çalışıyor. Yaşadığı maddi sıkıntılar yetmezmiş gibi bir de yangın sonrası evinin 2 odasının da eşyalarıyla birlikte hasar görmesi N. O'yu son derece zor bir durumda bırakmış. Yakınları da kendisi gibi zor durumda olan N. O'nun evini kendi imkanları ile onarması mümkün değil. Kışın bastırması ile birlikte ise bir astım hastası olan N. O'nun çatısız evinde yaşaması onun için hayati tehlike anlamına gelecek. Olaylara tanık olan mahalle sakinlerinin ortak beklentisi yetkililerin ve hayırsever insanların N. O'nun dramına bir çözüm bulması.

N. O'ya ulaşmak için: cingeneyiz@yahoo.com

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

2. Abdallar Festivali Gerçekleştirildi 11/10/2011
2. Abdallar Festivali Ankara'nın Mamak İlçesi'nde Mamak Belediyesi ve Hüseyin Gazi Kültür Derneği ve Vakfı'nın katkılarıyla 21 Eylül 2011 tarihinde gerçekleştirildi. Hüseyin Gazi Türbesi'nin bulunduğu alanda yapılan festivale Abdal müzisyenler tarafından hazırlanan davul-zurna gösterileri damgasını vurdu. Festival kapsamında Abdal kültürü ile ilgili bir panel düzenlendi.

Profesör Ahmet Taşkın ve Yazar Hamza Aksüt'ün konuşmacı olarak katıldığı "Abdallar Kimdir, Nereden Gelirler, Nasıl Yaşarlar" başlıklı panelde Abdal kültürünün çeşitli özelliklerine değinildi. Festivale Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcileri, Abdallar Derneği Başkanı Ali Emektar, çeşitli siyasi parti temsilcileri ve 2 bini aşkın yurttaş katıldı. Hakan Taşıyan ve çok sayıda Abdal müzisyenin sahne aldığı 2. Abdallar Festivali'nde büyük bir coşku yaşandı.

Anadolu ve Orta Asya'nın çeşitli bölgelerinde yaşayan Abdallar Türkiye'de Çingene olarak adlandırılan toplulukların en kalabalıklarından birini oluşturuyorlar. Geleneksel olarak sepetçilik, demircilik, müzisyenlik, halk hekimliği gibi mesleklerle geçimlerini sağlayan Abdal topluluklarının Abdaltili ya da Teber dili olarak anılan bir dili bulunuyor. Ural-Altay dillerinin gramer özelliklerine ve çeşitli dillerden alınmış bir kelime yapısına sahip olan Teber dili günümüzde çok az sayıda insan tarafından konuşuluyor. Orta Anadolu'da nüfusunun çoğunluğunu kendilerinin oluşturduğu mahallelerde yaşayan Abdallar, Türkiye'nin batı bölgelerinde genellikle Romanlar ve Lomlar gibi diğer Çingene toplulukları ile birlikte yaşıyorlar.

Kaynak: Mamak Belediyesi

Basında Çingeneyiz.org 14/10/2011
Çeşitli basın kuruluşlarında Çingeneyiz.org ile ilgili çıkan haberlerin önemli bir bölümünü sitemiz izleyicileri için derledik. Yıllar içerisinde ropörtajlarla, tanıtıcı yorum ve haberlerle, köşe yazarlarının değerlendirmeleriyle sitemize sayfalarında yer veren basın kuruluşları aynı zamanda Çingeneyiz.org'un gelişimine de tanıklık etmiş oldular. İşte basında Çingeneyiz.org!

Ece Temelkuran / Öteki Şehrin İnsanları 3 / Milliyet / 8 Mart 2007

Ali Mezarcıoğlu / Çingene Kadınlar / Radikal / 11 Mayıs 2008

Ali Mezarcıoğlu / Çingeneler ve Irkçılık / Radikal / 24 Mayıs 2009

Artık Çingenelerin de İnternette Bir Paylaşım Platformları Var: www.cingeneyiz.org / Yeni Aktüel / Sayı 189 Nisan 2009

Çingene Kültürünü Sanal Aleme Taşıdılar / Star Gazetesi / 12 Nisan 2009

Roma Group Addresses Prejudice Through Cingeneyiz.org Web Site / Todays Zaman / 19 Nisan 2009

Site Tanıtmaca: Çingeneyiz.org / Komünal İşkembe / 20 Ağustos 2009

Selahattin Duman / Bahriye Tokmak'ın Kızı, O da Olmazsa Avşar Kızı / Vatan Gazetesi 20 Mart 2010

Evrensel Millet Çingeneler / Evrensel / 27 Mayıs 2010

Belgin Cengiz / Artık Çingenelerin de Bir Kitabı Var / Birgün / 16 Haziran 2010

Yonca Karakemer / Abe Yes Abe No'da Öte / Derin Kulis / 16 Ocak 2011

Önyargıları Yıkmak İçin İnadına Çingeneyiz.org / Detay Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrenci Yayını / Haziran 2011

Nina Carlsson / The Roma Community In Turkey-Interview With Ali Mezarcıoğlu / Ekopolitik / 13 Haziran 2011

Çingene Yazardan Orhan'a İmzalı Kitap / Değişim Medya / 23 Eylül 2011

Yalova Çingeneleri Kağıt Yasağına Karşı 17/10/2011
Yalova Belediyesi'nin çevre kirliliğine neden olduğu gerekçesiyle toplanan kağıtların şehir merkezinde biriktirilmemesine ilişkin kararı bölgede yaşayan ve geçimlerini kağıt toplayarak sağlayan Roman Çingenelerinin tepkisine neden oldu. Belediye binasına kadar yürüyen vatandaşlar burada belediye başkan yardımcısı Hikmet Yavuz ile görüşerek taleplerini dile getirdiler.

Zabıtanın topladıkları kağıtları biriktirmelerine engel olduğunu ifade eden vatandaşlar kağıt toplayıcılığının tek geçim kaynakları olduğunu, araçları olmadığı için atıkları biriktirip araç bulduklarında nakliye ettiklerini ifade ettiler. Belediye yetkilileri ise şehir merkezinde biriktirilen çöplerle ilgili kendilerine çeşitli şikayetler ulaştığını ve bu şikayetleri göz önünde bulundurarak böyle bir karar aldıklarını ifade ettiler. Belediye yetkililerinin kağıt toplayıcılığı ile geçinen yurttaşların da mağdur edilmemesi için bir çözüm arayacaklarını ifade etmelerinden sonra tepkilerini dile getiren yurttaşlar sessizce dağıldılar.

Kağıt ve hurda toplayıcılığı Türkiye'deki çeşitli Çingene gruplarının mensupları için önemli bir gelir kaynağı durumunda. Geleneksel geçim yollarının ortadan kalkması ile birlikte geçimlerini hurda ve kağıt toplayıcılığı ile sağlamaya çalışan vatandaşlar zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyorlar.

Kaynak: Ajans Yalova

Ağva'da Roman Mahallesi İnşa Ediliyor 25/10/2011
Ağva Yeni Mahalle'de Roman Çingeneleri için TOKİ tarafından 2012 yılına kadar 88 konut inşa edileceği ileri sürüldü. Proje aşamasının tamamlanmak üzere olduğu ifade edilen Ağva'daki yeni Roman mahallesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ işbirliği ile inşa edilecek. Yeni Mahalle'de inşa edilecek olan konutların 2-3 katlı olarak tasarlandığı ifade ediliyor.

Hali hazırda Ağva girişinde bulunan Çingene yerleşiminin hemen her güçlü yağışta sel tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor. Bu sorunun çözümü için tasarlandığı iddia edilen proje kapsamında Yeni Mahalle'de 88 konutun yanı sıra dükkanlar ve sosyal tesisler de inşa edilecek. 15 dönümlük arazide kurulacak olan mahallede 3 bin metre karelik yeşil alan bulunacak.

Ağva'da yaşayan Roman Çingeneleri yeni konutların yapılacağı haberinden büyük heyecan duymakla beraber yeni evlere taşındıktan sonra hangi koşullarda ödeme yapacaklarının netleştirilmesini istiyorlar. Büyük çoğunluğu oldukça düşük bir gelire sahip olan mahalle sakinleri yeni evlerin taksitlerini ödemekte zorluk yaşayabileceklerini ifade ediyor ve bu konuda yetkililerin kendilerini aydınlatmalarını istiyorlar.

Kaynak: Emlaktasondakika.com

Selim Sesler Kalp Nakli İçin Bekliyor 28/10/2011
Geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle yaklaşık 15 gündür Alman Hastahanesi'nde yoğun bakım ünitesinde yatmakta olan Selim Sesler Siyami Ersek Hastanesi'ne nakledildi. Doktorları sağlığına tekrar kavuşabilmesi için Selim Sesler'e kalp nakli yapılması gerektiğini ifade ediyorlar. Şimdi Selim Sesler'in yakınları ve sevenleri Sesler'e kalp bulabilmek için seferber olmuş durumda.

Siyami Ersek Hastahanesi'nde yapay kalp takılma imkanı olmadığı anlaşılan ünlü Çingene müzisyen Selim Sesler'in yakınları ustanın Florance Nightingale Hastahane'sine sevki için hazırlık yapıyorlar. Bu arada Selim Sesler'in müzik dünyasındaki dostlar Orhan Gencebay, Serkan Çağrı, Yılmaz Morgül ve Fatih Akın gibi isimler de Sesler'e uygun bir kalp bulunması için bütün imkanları ile devreye girmiş durumdalar.

Türkiye'nin en ünlü Çingene müzisyenlerinden Selim Sesler'in rahatsızlığı yakınlarını üzüntüye boğarken tüm sevenleri bir an önce sağlığına kavuşması için dua ediyorlar.

Olmaz Olsun Böyle Deyim 31/10/2011
Çingeneleri aşağılayan deyimler günlük hayatta kullanılmaya devam ediyor. Son olarak Bursa merkezli Kent gazetesi yazarlarından S. T. genel eğitim sorunları ile ilgili yazısında "Çingeneye beylik vermişler önce babasını kesmiş" deyimine yer verdi. Düşüncelerini başka yollarla anlatma imkanı varken Çingeneleri aşağılayan bu deyimi kullanması Bursa Çingenelerinin büyük tepkisine yol açtı.

Benzerleri gibi yazısında sözkonusu deyimi kullanırken "teşbihte hata olmaz" özrüne başvuran S. T.'nin yazısı Çingenelerle ilgili değil. Yazar tamamen genel eğitim sorunlarına odaklanan yazısında eleştirmek istediği kesimlere dönük bir benzetme yapıyor. Konu ile ilgili değerlendirmede bulunan iletişim uzmanları "teşbihte hata olmaz" özrünün her zaman geçerli olmadığını, bir deyim eğer bir toplumsal kesimi topyekün aşağılıyorsa onun benzetme amacıyla dahi kullanılmasının derin sıkıntılar yaratabileceğini ifade ediyorlar. Nitekim S. T.'nin yazısında ilgili deyime yer vermesi Bursa'daki Çingeneler arasında büyük infial yaratmış.

Roman Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği Başkanı Efkan Özçimen hem Bursa Çingenelerinin tepkisini yansıtmak hem de yazardan özür dilemesini talep etmek amacıyla kendisini telefonla arayarak sıkıntılarını dile getirdi. Bunun üzerine bir sonraki yazısında yazar konuyla ilgili şu sözlere yer verdi: "Geçenlerde bu köşeden Milli Eğitim Bakanı'nın okul müdürleri ile ilgili garabet uygulamalarına isyan ederken "teşbihte hata olmasın" diyerek eski bir deyim kullanmıştım. İstemeden de olsa bazı dostları üzmüşüz. Bursa Roman Kültürünü Tanıtma Derneği Başkanı Efkan Özçimen arayarak hatayı fark etmemi sağladı. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu denli alınganlığı da abartılı bulduğumu belirteyim. Bu memlekette yıllarca Karadeniz, Kayseri fıkraları, yöresel deyimler hep kullanılageldi. Hiç kimse de bunu problem yapmadı."

Yazarın, özür metninin sonunda Çingenelerin kendilerini aşağılayan bir deyimin alenen kullanılmasına tepki göstermelerini abartılı bulduğu ifade etmesi bir başka deyimi akıllara getirdi: Özrü kabahatinden büyük. Zira Çingeneleri hedef alan sözkonusu deyimin bu şekilde yaygınlaştırılması yeni nesillerin zihnine Çingenelerin işe yaramaz, yöneticilik vasfından yoksun oldukları düşüncesini enjekte ediyor. Oysaki insanlık tarihi boyunca dünya Çingeneleri arasından büyük sanatçılar, büyük devlet adamları, büyük bilim adamları çıkmış ve bu insanlar katkılarıyla insanlık tarihine damgalarını vurmuşlardır.

Keşke değerli yazarımız bu deyimin köşesinde alenen kullanılmasına gösterilen tepkiyi abartılı bulmak yerine kendi ait olduğu etnik ya da sosyal gruba dönük olarak böyle bir deyim kullanıldığında neler hissedeceğini düşünerek özür metnini kaleme alsaydı. Ne de olsa en büyük maharet "kendisi için istemediği şeyi başkası için de istememektir."

Mikrokredi Bohçacıları Rahatlattı 03/11/2011
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı tarafından bohçacılıkla geçimlerini temin eden Çingene kadınlarına verilen mikrokredi çok sayıda aileye geçim kolaylığı sağlıyor. 2011 yılında yaklaşık 200 Çingene kadınının bohça malzemesi almak için yararlandığı mikrokredi uygulaması kapsamında bohçacılara 4-12 ay içerisinde geri ödemek şartıyla 100 tl'den 3500 tl'ye kadar nakit para yardımı yapıldı.

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Sakarya ve Düzce Saha Sorumlusu Nesrin Gümüş Çingene kadınlarının genellikle 500 ila 1000 tl arasında kredi aldıklarını ifade ediyor. Geçimlerini bohçacılıkla temin eden Çingene kadınlarının kredi borçlarını düzenli olarak ödediklerine işaret eden Gümüş, kredi borcunu ödeyen kadınların tekrar daha yüksek oranlarda kredi desteği alabildiğine işaret ediyor. Mikrokrediden yararlanan Çingene kadınları arasında bohçacılıkla uğraşanların yanı sıra, bakkal dükkanı işleten, örgü ipi pazarlayan ve çim üreten kadınlar da bulunuyor.

Kaynak: CHA

Kağıthane Belediyesi'nden Yahya Kemal'e Bayram Hediyesi 04/11/2011
İstanbul'un en eski Çingene yerleşimlerinden Yahya Kemal Mahallesi'nde yaşayan ailelerin çocukları Kurban Bayramı'nı Kağıthane Belediyesi'nin aldığı bayramlıklarla karşılayacak. Mahalle sakinleri belediye yetkililerinin bayram öncesi yaptığı bu jestin kendilerini çok mutlu ettiğini ifade ediyor ve uygulamanın tüm diğer belediyelere örnek olmasını diliyorlar.

Kurban Bayramı öncesi Yahya Kemal Mahallesi'ni ziyaret eden Kağıthane Belediyesi ekipleri mahalle çocuklarına takım halinde bayramlık giysi hediye ettiler. Büyük çoğunluğu katı atık toplayıcılığı ile geçinen mahalle sakinleri ekmeklerini taştan çıkarıyorlar. Geçim sıkıntısı çekerken çocuklarına bayramlık alamamanın hüznünü yaşayan aileler belediyenin uygulamasını büyük bir sevinçle karşıladılar.

Belediyenin yaptığı uygulamayı değerlendiren ROMDER Başkanı ve yazarımız Cemil Akmaca bir mahalle sakini olarak başta Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç olmak üzere uygulamaya emeği geçen tüm belediye yetkililerine teşekkür etti. Belediyenin uygulamasının çok önemli bir örnek olduğunu ifade eden Akmaca, karnını zor doyuran yoksul bir aile için çocuklarının bayramları hüzünle karşılamasının büyük bir acı olduğunu, bu bayram Kağıthane Belediyesi yetkililerinin bu hüznü sevince çevirdiklerini vurguladı.

Kaynak: Çingeneyiz İstanbul

Karagöz ve Çingeneler 10/11/2011
Ünlü gölge oyunu Karagöz-Hacıvat'ı sergileyen büyük ustaların önemli bir bölümü Çingeneydi. Çingene gölge oyunu ustaları ünlü oyun repliklerinin arasına adeta kendi varlıklarını ispat etmek istercesine çeşitli Çingene dillerinden sözcükler de yerleştirmişlerdi. Günümüze ulaşan "Hamam" isimli oyunda Karagöz Hacıvat'a Çingene olduğunu söylemekte, Çingene dillerinden biriyle konuşmaktadır.

Hamam Oyunu'nda Bir Bölüm

...

Hacıvat: Şu halde Çingenece bilir misin? 
Karagöz: Süt be süt 
Hacıvat: Öyleyse uclan 
Karagöz: (atlar) Soskiros 
Hacıvat: Ben ne diyeceğim? 
Karagöz: Somborloskeros 
Hacıvat: Bu ne din kelamı ve ne dil lisanı? 
Karagöz: Çingene işi 
Hacıvat: Anlamadım 
Karagöz: (hafifçe) Çingene 
Hacıvat: Çengelde mi? 
Karagöz: Hayır sırıkta asılı 
Hacıvat: Doğru söyle siz kimlerdensiniz? 
Karagöz: Biz Unkapanında elek yapar elek satarız 
Hacıvat: Siz Unkapanında börek yapar börek mi satarsınız? 
Karagöz: Sen de benden Zeyrek'te bir tokat yer misin (vurur) 
Hacıvat: karagözüm doğru söyle siz kimlerdensiniz? 
Karagöz: Çiinn..... gaaa...... neee..... (vurur) Bizim Çingeneliği meydana vuruncaya kadar uğraştı...

Kaynak: http://www.karagoz.net

Çingeneler Nasıl Kurtulur 15/11/2011
Yazarımız ve sitemizin editörü Ali Mezarcıoğlu "Çingenelerin Kitabı" isimli kitap çalışmasının son bölümünde "Çingeneler Nasıl Kurtulur?" sorusunun yanıtını veriyor. Çingenelerin en temel sorunlarının çözümü için yapılması için gerekenleri 5 madde halinde sıralayan Ali Mezarcıoğlu Çingenelerin sorunlarının çözümünün aynı zamanda bir insanlık meselesi olduğuna dikkat çekiyor. Dünya Çingenelerini temsil edebilecek ve Çingenelerin seslerinin duyurulmasını mümkün kılacak kurumlar yaratılmasının önemle üzerinde duran Mezarcıoğlu'nun önerileri aynı zamanda insanlığın tamamını ilgilendiriyor.

Çingenelerin Kitabı'ndan- Çingeneler Nasıl Kurtulur? Sayfa 146-147:

a- Çingeneler evrensel millet olduklarının farkına varmalı, Gacoların ve kendilerinin tarihlerini öğrenerek binlerce yıl içerisinde içlerinde yer eden son derece anlamsız eziklik duygusundan kurtulmalıdırlar.

b- Tüm dünya Çingenelerini temsil edebilecek nitelikte kurumlar oluşturulmalı ve bu kurumlar aracılığı ile Çingeneler seslerini dünyaya daha güçlü bir biçimde duyurmalıdırlar.

c- Savaşçı Gacoların kültürünün insanlığın ruhunda yarattığı büyük tahribat ortaya konulmalı ve Çingene kültürünün barışçı özellikleri bir ideal olarak işlenmelidir. Bu amaçla hem Gacolara hem de Çingenelere hitap edebilecek iletişim araçları oluşturulmalı ve Çingene kültürü ortak bir insanlık değeri olarak bu kanallardan işlenmelidir.

d- Çingenelerin sorunlarının ve tüm insanlığın problemlerinin yegane çözüm yolu hepimizin ortak atası olan tabiat insanlarının ruhunun yeniden canlandırılmasıdır. Bunun için insanlığın gerçekte bir soy olduğu, insanları asiller ve asil olmayanlar diye ayırmanın haksızlığı ve farklılıklar üzerinden yapılan her türlü ayrımcılığın büyük bir insanlık suçu olduğu tüm toplum kesimlerine kabul ettirilmelidir.

e- Tabiat insanlarının ruhunu yeniden hayata getirmek, insanlığın ve doğanın kötü gidişatını durdurmanın tek yolu olacaktır. Evrensel millet olarak Çingenelerin tarih sahnesine çıkması; tüm insanlığın Çingenelik köprüsü üzerinden Tabiat İnsanlarının kültürü ile bağ kurmasını sağlayacaktır.

Kaynak: Ali Mezarcıoğlu, Çingenelerin Kitabı; Cinius Yayınları

Çaybaşı'nda Kentsel Dönüşüm 17/11/2011
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çaybaşı'nda bulunan ve Roman Çingenelerinin ikamet ettiği 7 hektarlık alanı kentsel dönüşüm projesi kapsamına aldı. Belediye tarafından Bakanlar Kurulu'na sunulan proje şu an onay aşamasında. Mahalle sakinleri ise bölgede yapılacak yeni evlerin taksitlerini ödemelerinin mümkün olmadığını, zor şartlar altında yaşam savaşı verdiklerini ifade ediyorlar.

Hurda ve atık toplayıcılığı ile geçimlerini sağlayan mahalle sakinleri son dönemde kazançlarının giderek düştüğünü kimi zaman yiyecek ekmek dahi bulamadıklarını ifade ediyorlar. Büyükşehir Belediyesi'nin Çaybaşı'nda yapacağı yeni evler için kendilerinden herhangi bir bedel talep etmesi halinde bunu ödemelerinin mümkün olmadığını vurgulayan vatandaşlar sabit bir gelire sahip olmadan borç yükünün altına giremeyeceklerine işaret ediyorlar.

Konuyla ilgili değerlendirme yapan uzmanlar yerel yetkililerin kentsel dönüşüm projelerini hazırlarken etkilenecek yurttaşların geçimlerini, kültürlerini ve geleneklerini göz önünde tutmalarının çok önemli olduğunu ifade ediyorlar. Bu noktada yurttaşların geri ödeyemeyecekleri bir borç yükünün altına sokulmasının uzun vadede önemli sorunlara yol açabileceği ifade ediliyor.

Kaynak: Sondakika Haber

Ereğli'de İşportacılar Zor Durumda 18/11/2011
Ereğli'de yaklaşık 7 gündür başlatılan bir uygulama geçimlerini işportada çeşitli ürünler satarak devam ettirmek zorunda olan vatandaşları zor durumda bıraktı. Uygulama kapsamında işportada çeşitli ürünleri satan vatandaşlar önce uyarılıyor. Uyarıya rağmen çalışmaya devam eden vatandaşlar ise fotoğraflanarak cezaya tabi tutulduklarını ve belediyede kayıt altına alındıklarını ileri sürüyorlar.

Ereğli'de yaşayan çok sayıda vatandaş geçimlerini işportada çeşitli ürünler satarak karşılıyor. Minibüsle ilçe pazarına gelen Abdal Çingeneleri bulaşık süngerleri, fare ilaçları, iğne-iplik, lastik, basma yorgan gibi çeşitli ürünler satıyorlar. Roman Çingeneleri ise çorap, ucuz giyim, eldiven, basma, çeşitli el sanatları ve oyuncak gibi ürünlerin satışında uzmanlaşmışlar. Çingeneler dışında yine Ereğli'nin beldelerinden, köylerinden gelen ve merkezde yaşayan vatandaşlar da hırdavat, iç çamaşırı ve el arabalarında balık satışı ile geçimlerini temin ediyorlar. Sabit bir işe ve düzenli bir gelire sahip olmayan çok sayıda vatandaş geçimlerini zor koşullarda olsa da işportada bu ürünleri satarak karşılamak zorunda olduklarını ifade ediyor.

Yaklaşık 7 gün önce başlayan yeni belediye uygulamasından etkilenen bir vatandaş geçimini kendi imal ettiği oyuncak rüzgar güllerini satarak temin ettiğini anlatıyor. Bir bebek arabasında 1 metre kareyi dahi işgal etmeyen bir alanda satış yapmasına rağmen kendisine de müdahalede bulunulduğunu ifade eden vatandaş geçim için başka şansı olmadığını, belediye yetkililerinin işportayı tamamen kaldıracaklarsa vatandaşlara alternatif iş imkanları önermesi gerektiğini vurguluyor.

Ereğlili vatandaşların bir diğer sıkıntısı ise 4 yıl önce Pençes Deresi'nin ıslahı gerekçesiyle yıkılan lostra salonlarının dere ıslah edilmesine rağmen halen kullanıma açılmamış olması. Daha önce kapalı salonlarda ayakkabı boyacılığı yaparak geçinen vatandaşlar şimdi açık havada zor şartlar altında çalışıyorlar. Özellikle kışın sertleşmesiyle birlikte geçimlerinin iyice zorlaştığını vurgulayan vatandaşlar belediye yetkililerinin kendileri ile diyalog içerisinde bulunmasını ve sorunlarına çözüm bulmalarını bekliyorlar.

Kaynak: Çingeneyiz Zonguldak

Aydoğdu Mahallesi'nde Dernek Kuruldu 23/11/2011
Tekirdağ'ın ünlü Aydoğdu Mahallesi'nde Aydoğdu Mahallesi Esnaf ve Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kuruldu. Derneğin açılışına çok sayıda vatandaşın yanısıra Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Kocakundakçı, Tekirdağ Belediye Başkanı Adem Dalgıç, Kent Konseyi Başkanı Levent Gündoğdu ve çeşitli siyasi partilerin temsilcileri katıldılar.

Dernek açılışında konuşan dernek başkanı Salih Birbudak dernek olarak eğitime özel bir önem vereceklerini belirtti. Ekip olarak dayanışma içerisinde çalıştıklarını vurgulayan Birbudak "Hep birlikte Kültürümüzü yaşatacağız.Tekirdağ için çalışmaya hızla devam edeceğiz. Sizin de projeler üreterek halkımızı aydınlatacağınızı biliyoruz." şeklinde konuştu. Dernek açılışında Roman dans grubunun gerçekleştirdiği gösteriler izleyenlerin dernek coşkusunu paylaşmasını sağladı.

Kaynak: Kanal 59 Haber

Kireçocakları'nda 11 Baraka Yıkıldı 28/11/2011
Kireçocakları Mevkii Tavşantepe Mahallesi'nde bulunan Romanlara ait 11 baraka İzmit ilçe belediyesi'ne bağlı ekipler tarafından yıkıldı. Ev sahiplerinin eşyalarını dışarı taşımalarının ardından başlayan yıkımda zaman zaman ev sahipleri ile belediye yetkilileri arasında gerginlik yaşandı. Evleri yıkılan mahalle sakinleri yetkililerin kendilerine alternatif barınma imkanları sunmalarını bekliyor.

Uzun yıllardır bölgede yaşayan aileler barakaların özellikle kış aylarında yıkılmasının kendilerini zor durumda bıraktığını ve yetkililerden kışı geçirmeleri için alternatif barınma iimkanları beklediklerini ifade ediyorlar. Konuyu değerlendiren kimi mahalle sakinleri ise yaşanan en önemli sorunun yıkım öncesi mahalle sakinleri ile yeterli diyaloğun kurulmaması olduğunu vurguluyor.

Kentsel dönüşüm uygulamaları sırasında evleri yıkılan vatandaşlarla yeterli iletişim kurulmadan yapılan çalışmalar ciddi sorunlara yol açabiliyor. Daha önce İstanbul'un çeşitli ilçelerinde yapılan hatalı dönüşüm uygulamaları uzun yıllardır yerleşik olarak yaşayan vatandaşların yeniden göçebeliğe başlamalarına yol açmıştı. Şimdi hiçbir resmi kayıtları olmaksızın zor şartlar altında yaşayan bu aileler kentsel dönüşüm uygulamalarında yeterli titizlik gösterilmezse yaşanabilecek sorunların canlı örneklerini oluşturuyorlar.

Kaynak: Cihan Haber Ajansı

Kaymakamdan Mahalle Ziyareti 30/11/2011
Samsun Çarşamba ilçesinin kaymakamı Caner Yıldız 32 Çingene ailenin yaşadığı mahalleyi ziyaret etti. Mahalle sakinleri başta işsizlik olmak üzere temel problemleri hakkında Yıldız'ı bilgilendirdiler. Kaymakam Yıldız yakın gelecekte özellikle gençlerin iş bulmalarını kolaylaştırmak için Halk Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yaparak meslek edindirme kursu açacaklarını ifade etti.

Göğceli Mezarlığı'nın arkasında bulunan mahallenin sakinleri sabit bir gelire sahip değiller. Pek çoğu elektrik faturalarını ödeyemedikleri için icralık olmuşlar. Şu anda mahallenin önemli bir bölümünde elektrik hizmetinden yararlanılamıyor. Konuyu değerlendiren Çarşamba Kaymakamı Caner Yıldız mahalle sakinlerinin sorunlarına geçici de olsa bir çözüm bulmak için YEDAŞ yetkilileri ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonucunda mahalle sakinlerine yeniden elektrik verilmeye başlandı.

Pek çok ülkede Çingenelerinin büyük çoğunluğu için temel bir sorun teşkil eden işsizlik her geçen gün daha büyük bir tehlike haline geliyor. Sepetçilik, demircilik, müzisyenlik, tütün işçiliği, kalaycılık gibi geleneksel mesleklerin yaygınlığını kaybetmesiyle birlikte alternatif geçim yolları bulmakta zorluk yaşayan Çingene aileler çok ciddi bir yoksullukla karşı kalıyorlar. Çingeneleri hedef alan önyargılar nedeniyle düzenli işler bulmakta zorluk yaşayan vatandaşlar genellike düşük gelirli geçici işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar.

Kaynak: Ekip Gazetesi

Çingeneyiz.org Twitter'da 05/12/2011
Sitemizin Twitter hesabı kullanıma açılmıştır. Çingeneyiz.org haberleri her geçen gün daha fazla yaygınlaşan sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yayınlanmaya başladı. Sitemizde yayınlanan haberlerin İngilizce ve Türkçe olarak paylaşıldığı Twitter hesabımız üzerinden Türkiye ve dünya Çingenelerinin gündemi sosyal medyaya taşınacak.

Kalaycılar Mesleklerini Yaşatmak İçin Çalışıyor 06/12/2011
Yalova'da yaşayan kalay ustası Yaşar Tokgöz atalarından devraldığı mesleğini devam ettirmek için büyük bir mücadele veriyor. Geçmişte babası ile birlikte çalışmaya gittiği bölgelerde siparişleri yetiştirmekte zorlandıklarını ifade Tokgöz bugün ise zar zor geçinebildiklerini ifade ediyor. Kalay ustası Tokgöz her şeye rağmen ata mesleğini yaşatmakta kararlı.

Yaşar Tokgöz 12 yaşında babasından öğrenmeye başladığı kalaycılık mesleğini Yalova'nın Taraklı ilçesinde sokak sokak gezerek icra etmeye çalışıyor. Eşiyle birlikte kendilerini tanıyan müşterilerini dolaşan Tokgöz mesleğin bir gün yeniden eski popülerliğine kavuşacağına inanıyor.

Binlerce yıldır dünyanın farklı bölgelerindeki Çingene gruplarının önde gelen meslekleri arasında gelen kalaycılık günümüzde büyük ölçüde ortadan kalkmış durumda. Türkiye'de yaşayan kalaycı Çingenelerinin önemli bir bölümü Balkanlardan göç etmişler. Romanes dilinin kalaycı şivesini kullanan kalaycılar mesleklerinin ortadan kalkması ile birlikte başta hurda ve atık toplama olmak üzere çeşitli alanlarda çalışmaya başlamışlar. Özellikle büyük şehirlerdeki kalaycılar mesleksizlik ve kendilerini saran önyargılar nedeniyle çok ciddi bir yoksulluğun kurbanı oluyorlar.

Kaynak: AA

Osmanlı'nın Gizli Çingene Raporu 07/12/2011
Atlas Tarih dergisi, Serez Lisesi Osmanlıca ve Fransızca öğretmeni Said Bey'e Sultan Abdülhamid için hazırlatılan gizli Çingene raporunu yayınlandı. Çingenelerle ilgili belirlenecek devlet politikasının nasıl olması gerektiğinin tartışıldığı raporda, Çingenelerin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki tarihi hakkında son derece önemli bilgiler bulunuyor.

Raporda Çingenelerin tarihi adının "Kıpti", halk arasındaki isimlerinin ise Çingene olduğu ifade ediliyor. Bu durum Osmanlı arşivlerinde Çingene kavimlerinden bahsedilirken Çingene adının yanı sıra Kıpti kelimesinin de kullanılmasından ileri geliyor. Kıpti kelimesi Çingeneleri tanımlamak için daha önce Bizanslılar tarafından Agupti formunda kullanılmış daha sonra ise Batı dillerinde yaygınlaşarak Gypsy şekline dönüşmüştü.

Said Bey tarafından hazırlanan raporda halk arasında yaygın olan "Cin-Gan" hurafesine yer veriliyor. Çingenelerin "Cin" ve "Gan" adlı zina yapan iki kardeşin soyundan geldiğine ilişkin iftirayı Said Bey raporda şu sözlerle değerlendirmiş: "Bunun insanlık ve İslamlıkla hiçbir alakası olamaz. Bunun için yapılması gereken ilk iş hiç bir mantıklı açıklaması olmayan bu anlayışı kökünden değiştirmek." Said Bey'in "Cin-Gan" iftirasının ortadan kaldırılmasına yönelik son derece yerinde önerisine rağmen söz konusu hurafenin günümüzde varlığını koruması şüphesiz ki büyük bir utanç.

Raporda kimi nüfus bilgilerine de yer verilmiş. Buna göre dönemin Selanik vilayetinde yaklaşık 35000 Çingene yaşamını sürdürmektedir. Bunun yanı sıra Said Bey'in raporunda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Çingenelerin toplam sayısının 500.000'ine yakın olduğuna dair tahmini bir rakama da yer veriliyor.

Çingenelere dönük yanlış politikaları eleştiren Said Bey yeni Müslüman olan bir Yahudi ya da Hristiyan'ın nüfus cüzdanında sadece Müslüman yazarken Müslüman Çingenelere "Kıpti Müslim" kaydı düşülmesinin yanlış bir uygulama olduğunu ifade eder. Said Bey'e göre bu uygulama Müslümanlar arasında ayrım yapmaktır ve İslam'a uymaz.

Atlas Tarih dergisinin haberinde Said Bey'in raporunun devlet tarafından ciddiye alındığı ve kısmen uygulamaya geçirildiği iddia ediliyor. Buna göre Kudüs, Kalkandelen, Drama, Selanik Langaza, Manastır, Filibe, Lüleburgaz ve Ankara'da göçebe Çingenelerin yerleşik hayata geçirilmesi amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmış. Diğer taraftan İstanbul Beyoğlu ve Büyükdere'de Çingenelerin yaşadığı teneke evler izin verilmemiş. Osmanlı İmparatorluğu'nun yeni Çingene politikasının hazırlanmasında raporun gözönünde tutulmasına rağmen Çingenelerin nüfus kayıtlarında "Kıpti vatandaş" olarak sınıflandırılması uygulaması Said Bey'in karşı görüşüne rağmen daha uzun bir süre devam etmiş.

Haberdeki bir başka ilginç ayrıntı ise Osmanlı'nın ilk kadın cerrahlarından olan Saliha Hanım'ın Üsküdarlı bir Çingene olduğu bilgisi. Osmanlı Kadı Sicillerine göre Saliha Hanım evini bir hastane gibi kullanarak çok sayıda hastayı sağlıklarına kavuşturmuştu.

Kaynak: Atlas Tarih; Aralık 2011

Malkara Romanları Maden ve Tarım İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği 20/12/2011
Çingeneyiz.org Malkara Romanları Maden ve Tarım İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yöneticileri ile görüştü. Malkara'da yaşayan Roman Çingenelerinin önemli bir bölümünün geçimini sağladığı maden ve tarım işçiliğinden adını alan dernek bölgede yaşayan Çingenelerin sosyal ve ekonomik sorunlarına kalıcı çözümler bulunmasını amaçlıyor.

Derneğin amaçları hakkında bilgi veren dernek başkanı Zeki Atasoylu Malkara Çingenelerinin zor koşullar altında madenlerde ve tarım işçiliği yaparak geçimlerini temin etmeye çalıştıklarını ifade ediyor. Sepetçilik, demircilik, kalaycılık ve küçük çaplı tarım gibi eski mesleklerin artık büyük ölçüde yok olduğunu vurgulayan Atasoylu Malkara halkının önemli bir bölümünün geçinmek için madenlerde çalışmak zorunda olduğuna işaret ediyor.

Malkara Romanları Maden ve Tarım İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği

Kaynak: Haberler.com

Malkara Romanları Maden ve Tarım İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği 20/12/2011
Çingeneyiz.org Malkara Romanları Maden ve Tarım İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yöneticileri ile görüştü. Malkara'da yaşayan Roman Çingenelerinin önemli bir bölümünün geçimini sağladığı maden ve tarım işçiliğinden adını alan dernek bölgede yaşayan Çingenelerin sosyal ve ekonomik sorunlarına kalıcı çözümler bulunmasını amaçlıyor.

Derneğin amaçları hakkında bilgi veren dernek başkanı Zeki Atasoylu Malkara Çingenelerinin zor koşullar altında maden ve tarım işçiliği yaparak geçimlerini temin etmeye çalıştıklarını ifade ediyor. Sepetçilik, demircilik, kalaycılık ve küçük çaplı tarım gibi eski mesleklerin artık büyük ölçüde yok olduğunu vurgulayan Atasoylu Malkara halkının önemli bir bölümünün geçinmek için madenlerde çalışmak zorunda olduğuna işaret ediyor.

İlçede yaşayan Roman Çingenelerinin eğitim ve istihdam alanındaki sorunlarına çözüm bulmak için yerel yönetici ve yetkililerle ortak çalışmalar yürütmeyi planlayan dernek yöneticileri önümüzdeki dönemde önemli çalışmalara imza atacaklarını ifade ediyorlar.

Kaynak: Çingeneyiz Tekirdağ

200 Evlerde Endişeli Bekleyiş 22/12/2011
Daha önce yapılan kentsel dönüşüm projesi kapsamında eski evleri yıkılıp TOKİ konutlarına taşınan 200 Evler Mahallesi sakinleri hakkında taksitlerini ödemedikleri gerekçesiyle tahliye davası açılmıştı. Samsun Tüketici Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşması sonrası 200 Evler Derneği yöneticisi Saim Yarar mahalle sakinleri adına bir basın açıklaması yaptı.

Duruşma sonrası mahalle sakinleri ile birlikte basın açıklaması yapan 200 Evler Derneği yöneticisi Saim Yarar kendilerine eski evlerine karşılık verilen TOKİ evlerinden çıkarılmak istendiklerini, mahalle sakinleri olarak bu durumu kabul etmediklerini ve hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. Samsun'un köklü Çingebe yerleşimlerinden olan 200 Evler Mahallesi'nde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projesi sırasında mahalle sakinlerinin de rızası alınmıştı. Ne var ki daha sonra yapılan açıklamalarda kimi mahalle sakinleri başta geri ödeme olmak üzere kimi proje koşulları hakkında yeterince bilgilendirilmedikleri iddiasında bulunmuşlardı.

200 Evler Mahallesi'nde bugün gelinen durum kentsel dönüşüm sürecinde yapılan hataların çok ciddi sonuçları olabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle vatandaşların yeni evlerin taksitlerini ödeme güçlerinin olup olmadığı ayrıntılı bir biçimde hesaplanmadan yapılan projeler uzun vadede kent hayatı için büyük riskler barındırıyor. 200 Evler Mahallesi örneğinde mahkeme tarafından tahliye kararı verilmesi durumunda yüzlerce yurttaş evsiz kalmış olacak. Daha önce benzeri bir durum İstanbul'un kimi mahallelerinde görülmüş, yer gösterilmeden yapılan yıkımlar sonucunda 100 yıl önce yerleşik hayata geçen Çingene aileler zorunlu olarak yeniden göçebeliğe dönmüşlerdi.

Kaynak: Çingeneyiz Samsun-Denge Gazetesi

Yalova'da Pazar Yeri Taşındı 27/12/2011
Daha önce kapalı pazar yerinde Perşembe günleri kurulan ve çoğunlukla Roman Çingenelerinin 2. el ürünleri sattığı Roman Pazarı stadyum karşısındaki SSK Eski Prefabrik Hastane mevkiine taşındı. Başta Çingeneler olmak üzere çok sayıda yurttaşın geçimini temin ettiği 2. el ürün pazarları aynı zamanda gelir düzeyi düşük yurttaşlara ucuz alışveriş imkanı sunuyor.

Bu hafta 250'ye yakın tezgahın açıldığı pazara Yalovalı vatandaşlar yoğun bir ilgi gösterdiler. Kapalı pazar yerinde uygulanan proje çalışması nedeniyle yeri değiştirilen Roman Pazarı'nda satış yapan esnafın önemli bir bölümü kendilerine çalışabileceklerini yeni bir yer gösterildiği için memnun olduklarını ifade ediyorlar.

Çok sayıda Roman Çingenesinin yaşadığı Yalova'da Çingenelerin başlıca geçim kaynaklarından birini de pazarcılık oluşturuyor. Diğer bazı illerde 2. el ürün satışı yapılan pazarların tamamen kaldırılmasına karşılık Yalova'da bu uygulamaya gidilmemesi hem düşük gelirli tüketicinin hem de esnafın yüzünü güldürüyor.

Kaynak: Yalova Yaşam

Didim Romanlar Derneği'nde Görev Değişimi 28/12/2011
Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin genel kurulunda eski başkan Metin Çakır'ın yerine Mümin Var başkanlığa seçildi. Eski başkan Metin Çakır'ın aday olmadığı seçimde Mehmet Yücel, Bayram Demirci, Mehmet Çınar ve Behçet Kemal Pehlivan yeni yönetim kurulunda görev aldılar. Başkanlığa seçilen Mümin Var eski yönetime çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği önceki yönetim döneminde kurdukları dans grubuyla çeşitli etkinliklere imza atmış ve Roman Çingene kültürünün tanıtılmasına katkıda bulunmuştu. 2009-2010 yıllarında Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Roman Dans Grubu'nun katılımıyla düzenlenen etkinlikler sadece Romanların değil tüm Didim halkının beğenisini kazanmıştı.

Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin eski yönetimi özellikle 2010 yılında Manisa'nın Selendi ilçesinde yaşanılan acı olaylar karşısında aldıkları örnek tutumla kamuoyunun takdirini kazanmışlardı. İlçe belediye başkanı Mümin Kamacı'nın da katılımıyla Didim Merkez Camisi'ne kadar yürüyen dernek üyeleri burada yaşanan olayları kınayan ve kamuoyuna duyarlı olmaya çağıran bir basın açıklaması yapmışlardı. Yaşanan olayları dönemin dernek başkanı Metin Çakır tarafından şu sözlerle değerlendirilmişti: "Didim'de yaşayan Romanlar olarak Selendi'deki olaylardan çok rahatsızız. Yaşadığımız bu topraklarda ne bayrağımıza ne milletimize ne de devletimize mermi atmadık. Burada doğduk, burada öleceğiz. Türkiye hepimizin. Selendi'deki Romanlara yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz"

Çingeneyiz.org ailesi olarak Didim Rumelili Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin yeni yönetimine başarılar diliyoruz.

Kaynak: Aydın Güzelhisar


1 yorum: