6 Aralık 2013 Cuma

DÜNYA 2007

Çingene Parlementere Irkçı İfadeler 19/01/2007
Dimitar Kinov Stoyanov 1983 doğumlu genç bir Bulgar siyasetçisi. Sofya Üniversitesinde Hukuk okurken radikal sağ parti Ataka’ya katılıyor. 2005 seçimlerinde birkaç ufak milliyetçi partinin de yer aldığı Ataka koalisyonu içinde milletvekilliği görevini üstleniyor. Aynı yılın ağustos ayında ise Avrupa Parlementosu gözlemcisi sıfatını yükleniyor. Adıyla anılan tek icraatı ise Çingenelere karşı kullandığı ırkçı ifadeler. 2006 yılının Avrupa Parlamentosunun “ Adalet ve İnsan Hakları Dalında En Başarılı Parlamenteri” unvanı için Çingene kökenli Macar vatandaşı Livia Jaroka’nın aday gösterilmesi üzerine Stoyanov, tüm Avrupa Parlamentosu üyelerine Çingeneler aleyhinde ırkçı ifadeler dolu bir e-mail attı. Bu emailde şunları diyordu Stoyanov: Benim ülkemde ( Bulgaristan) bu itibarlı olanından ( Jaroka’yı kastediyor) daha güzel on binlerce Çingene kız var. Doğru zamanda doğru yerde olursanız sizin sevgili karınız olmak üzere bu kızlardan ( 12-13 yaşlarında ) bir tane satın alabilirsiniz. En iyileri çok pahalı – bir tanesi 5000 euro’ya yükseliyor. İnanın bana bir sürü Çingene kadın gördüm ama onun yaşındakilerin hepsi ondan daha çelimsizdi. Acaba o bütün Avrupa’da yoksulluktan, işsizlikten ve içler acısı koşullardan acı çeken insanlarının sıkıntılarını paylaşmıyor mu ? üçüncü olarak bu yıl zaten bir ödül aldı. Ama durun peki bir genç lider için. Allah aşkına Bu itibarlı hanımefendi daha 32 yaşında “ Bu sözler üzerine Avrupa Parlamentosu, Bulgar Parlamentosundan gölemci sıfatını kaldırmasını istedi. Ama bunu yapacak bir mekanizma yoktu. Stoyanov’un Bulgaristan 2007 Mayıs seçimlerinde Avrupa Parlamentosu için Ataka listesinin lideri olacağı medyada geniş yer buldu.
Stoyanov’u bu denli sinirlendiren Livia Jaroka ise Avrupa Parlamentosu’nun 1994-1999 yılları arasında görev yapmış olan İspanyol vatandaşı Juan de Dios Ramirez-Heredia’dan sonra ikinci Çingene kökenli parlamenteri. Jaroka Varşvadaki sosyoloji eğitiminden sonra İngiltere’de Çingene sorunları ve kültürü üzerine odaklanarak burada antropoloji eğitimi gördü. 2004 yılında parlamenter olan Jiroka 2006 yılında 2006’nın Parlamenteri ödülünü kazandı.
Jaroka, Avrupa Roman Hakları Merkezi ve Avrupa Roman Bilgi Merkezi ile birlikte çalışmalar yürütüyor ve Çingene halk temsilcileriyle temas etmeye çabalıyor. Bu ırkçı nefretin hedefi haline gelen Jaroka Çingene halkının başarılı bir temsilcisi olarak öne çıkıyor.



Doğu Avrupa'dan Hayırlı Haberler 20/02/2007
Sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları iki ülkede meyvesini verdi. 30 Ocak 2007 Salı günü Atina Valisi Yannis Sgouros Atina’nın önemli Çingene yerleşimlerinden biri olan Votanikos bölgesini ziyaret etti. Buradaki içler acısı durumun kimseyi memnun etmediğini belirten Vali’nin bu ziyaretinde bu konuyla ilgili çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarının yoğun çabalarının etkisi var. valinin durumla ilgili yaptığı saptamaların doğru olduğunu belirten STK aktivistleri, ayrıca çocukların okula devam edememesinin de üzerinde durdular.
İkinci olumlu gelişme ise Çek Hükümetinin 12 Şubatta açıkladığı ayrımcılıkla mücadele kampanyası. Kampanyadan sorumlu koordinatör Csezlaw Walek Çingenelere karşı gelişen önyargıları kaldırmak ve tüm vatandaşlara eşit yaşam koşulları sunabilmek için Çek devletinin bu yıl 8 milyon Çek kronu ( yaklaşık 504 bin YTL ) ödenek ayırdığını belirtti. Aynı hükümet geçen yıl da ırkçılıkla mücadele için 4 milyon kronluk ( 252 bin YTL ) bir fon ayırmıştı.



İş Hayatında Ayrımcılık Araştırması 08/03/2007
Kadınların iş hayatında yaşadığı ayrımcılığa karşın mücadele edenlerin kullandıkları bir tabir vardır: Cam tavan. Bu tabir kadınların yönetici olarak belli bir düzeye çıkabildiklerini gösterir. Çingeneler düşünüldüğünde ise bu kavramı “cam kutu” olarak kullanabiliriz. Komünizm sonrası Çingenelerin istihdam konusunda sıkıntılı konumda oldukları Doğu Avrupa ülkelerinde kısıtlanmış Çingene meslekleri Çingenelerle ilgili sorunların başında gelen bir problemdir. İstihdam konusunda Çingenelerle Çingene olmayanlar arasında bir bariyer söz konusudur. Çingeneler ekonominin önemli sektörlerinde iş bulma şanslarına sahip olamamışlardır, özellikle beyaz yakalı olma şansları yoktur. 
Bu gerçeklerden hareket eden Avrupa Roman Hakları Merkezi’nin yapmış olduğu “Cam Kutu: Çingenelerin Çalışma Hayatından Dışlanması” isimli çalışma 2005 yılında Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da yapıldı. Çalışma Şubat ayının sonlarında kamuoyuna sunuldu. Çalışma Çingenelerin çalışma hayatından dışlanmasının bölgeye özgü ve çok bariz olduğunu kanıtlarıyla ortaya koyuyor. İş fırsatları Çingenelere açık değil. Bir çok durumda işverenler Çingenelerin sırf Çingene oldukları için işe alınmadıklarını inkar etse de Çingeneler iş hayatının dışında tutuluyorlar. 
2005 ve 2006 yılında çalışma yaşına gelmiş 402 Çingene ile yapılan derinlemesine görüşmelere dayanan çalışma, çalışma yaşına gelmiş Çingenelerin yüzde 64’ünün işe alınma konusunda ayrımcılık yaşadığını ortaya koyuyor. “Bu ayrımcılığın sizin kimliğiniz yüzünden olduğunu nereden biliyorsunuz” sorusuna görüşmecilerin yüzde 49’u bunun işveren ya da başvurulan şirket bünyesinden biri tarafından açıkça yüzlerine söylediklerini belirtiyor. Yüzde 5 ise bunun iş bulma kurumu yetkilileri tarafından kendilerine ifade edildiğini belirtiyor. 
Bir çok durumda Çingeneler fiziksel olarak rahatlıkla tanındıklarında iş başvuruları kabul edilmiyor. Çok sayıda başvurunun olduğu işlerde işveren ya da şirket yöneticisinin iş arayan Çingene kimliğine sahip kişi için red cevabı vermesi çok büyük bir olasılık olarak gözüküyor. 
Bu beş ülkede faaliyet gösteren bir çok şirket Çingeneleri iş hayatından dışlama konusunda toplam bir politikayı tetkik etmiş ve bu politikaya bağışlanamaz bir şekilde başvurmuşlardır. Sonuç olarak iş arayan Çingeneler eğitimleri, nitelikleri ve söz konusu iş için uygun olan yeteneklerine bakılmaksızın iş arama sürecinin başında dışlanmış ve elenmişlerdir. 
İstihdam alanında dışlanmayı anlatan kişilerin anılarında ortaya çıkan durumlar Batı Avrupa’daki bazı ülke mahkemelerinin bulguları tarafından da doğrulanmıştır. 
Ayrımcılığın çeşitli biçimleri eğitimli Çingenelerin seçme şanslarını ellerinden alıyor. Kalifiye Çingeneler kendilerini çalışma hayatında ne yatay ne de dikey olarak hareket edebilecekleri bir cam kutu içerisinde hissediyorlar. Ki bu kutuda yer almak çok zaman Çingenelerin hepsi için de geçerli olmuyor. 
Çalışmada Doğu Avrupa’daki iş bulma kurumlarında yaygın bir ırkçı anlayışın olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunuyor. Çingenelerin işsizliğinin önde gelen sebeplerinden olan bu kamu kurumlarındaki olumsuz,sabit ve önyargılarla dolu manzaraların bu kurumların tarafsız ve etik ilkelere uygun hizmet verip vermediği konusunda soru işaretlerine yol açıyor. 
İşe giren Çingenelere yönelik ayrımcılık ise işe girmeden önce uygulanan ayrımcılık kadar sık uygulanmıyor. Fakat şunu da dikkate almak gerekiyor. İşyerinde uygulanan ayrımcılık kolaylıkla kanıtlanamıyor ya da bir çok ayrımcı eylem bildirilmeden geçiştiriliyor. Bunun sebebi Çingene kimliğine sahip kişilerin iş statülerini ve iş arkadaşlarını tehlikeye atmak istememesidir.
Bununla birlikte çalışma hayatında rastlanan ayrımcılık çok ciddi bir problem. Çingene kimliğine sahip her 4 çalışandan biri çalışma ortamında Çingene olmayanların sahip oldukları haklardan daha azına sahip olduklarını bu kişilerin Çingenelerden daha uygun çalışma koşullarına sahip olduklarını belirtiyor. En çok rastlanan ayrımcı uygulama ücret konusunda gerçekleşiyor. Çalışma bünyesinde bu konuda görüş bildirenlerin yarısından çoğu diğerlerinden daha az miktarda ücret aldıklarını ve daha çok çalıştıklarını belirtiyorlar. 
Araştırma, çalışmanın gerçekleştiği beş ülkede çalışma hayatında eşitlik anlayışının olmadığını gözler önüne seriyor. Eşitliği sağlayacak hukuki düzenlemelerin olmasına rağmen hükümetlerin bu düzenlemelerin yaptırım gücünü kullanarak, bu eşitliği sağlamak adına girişimde bulunmadıkları görülüyor. 
Çingenelere karşı çalışma hayatında uygulanan ayrımcılık Çingenelerin çalışma hayatı için majör bir belirleyici olarak düşünülmemiştir. Sonuç olarak Doğu Avrupa’da eşit çalışma koşulları yoktur ve bunun üstesinden gelecek politika araçları herhangi bir sonuç vermemiştir. 
Çalışma yaşına gelmiş olan Çingenelerden oluşan işsiz kitle çalışma hayatının arz tarafındaki bir sorun olarak algılanıyor ve yüksek işsizlik oranları Çingeneler arasında yaygın olan eğitimsizlik, yeteneklerinin günümüz ekonomisine uygun olmaması gibi meselelerle el ele gidiyor. Çalışmada altı çizilen bir diğer önemli iş kaybı faktörü bu ülkelerde komünizmden kapitalizme geçerken yaşanan ekonomik dönüşüm. 
Bunlara karşı bu ülkelerde her şeye rağmen bireylere karşı ayrımcılık karşıtı politikalar uygulanmaktadır. Ama bu politikalar grupların sorunlarını çözmede etkin bir yöntem olamıyor. 
Bu ülkelerde en büyük işveren olan kamu sektöründe -özellikle bakanlıklarda da- çalışma koşullarında eşitliği savunan bir anlayışın izleri görülmemiştir. Bu ülkeler yine Avrupa’da uygulanan iş ve rekabet koşullarına da bu anlamda uyumlu değillerdir. En iyisi kalifiye Çingeneler için birkaç olumlu pozisyon açmış durumdadır. 
Bunun yanında özel sektörde yer alan bir çok şirkette bu konuda gerekli hassasiyeti göstermemiştir. Etnik komposizyonu ve iş yerinde eşit çalışma koşullarını çalışma esaslarında kabul eden Avrupa ve Amerika menşeyli çokuluslu şirketlerde bile bu hassasiyet yeteri kadar dikkate alınmıyor. Görüşme yapılan işverenlerden yüzde 70’i bu konuda eşit çalışma koşularının kendi şirketlerinde sağlandığını belirtiyorlar. Ama bunlardan hiç biri şirketlerinin bu politikalarıyla ilgili açıklayıcı fikirler sunamadılar. Çünkü esasında hiçbir şirket bu hassasiyet doğrultusunda herhangi bir gözlem girişiminde bulunmuyor.




Avrupa Parlamentosu Çiçek Bahçesi Değil! 14/03/2007
Avrupa Parlamentosu’nda 27 üye ülkeden 785 parlamenter var ve bunların sadece 15’ü beyaz değil; bir başka değişle parlamenterlerin sadece %1.1’i beyaz değil. Parlamentonun 492 milyon insanı temsil ettiği düşünülecek olursa %1.1’lik oranın ne kadar az olduğu görülecektir. Diğer taraftan bu 13 temsilcinin 2 tanesi de çingene; resmi rakamlara göre Avrupa Birliği sınırları içerisinde 8 milyon çingene bulunmakta.
2000 yılında “Irk Eşitliği” yasasını geçiren Avrupa Parlamentosu’nda sayısal dengesizliklerin yanında beyaz olmayan temsilcilerin çalışmalarının dikkate alınmadığı, konuşmalarının gülüşmeler eşliğinde izlendiği yönünde çeşitli bilgiler bulunmakta. Bu haliyle kültürlerin kaynaşması, çok kültürlülük temalarını öne çıkaran Avrupa Birliği’nin parlamentosunun bu yaklaşımla çelişen bir yapısı olduğu gözükmekte.
Parlamentodaki 2 çingene temsilciden birisi Livia Jaroka; Macaristan’ın merkez-sağ milletvekili ve bir çingene, geçtiğimiz yıl her yıl parlamenterlerin yaptıkları çalışmalar doğrultusunda aday gösterildikleri “Parlamenter Ödülü”ne aday gösterildi fakat adaylığı “layık olmadığı” gerekçesiyle Bulgaristan tarafından reddedildi. Bulgaristan’ın tam üye olmadan yaptığı ilk icraat Jaroka’nın aday gösterilmesine muhalefet etmek oldu. Bu muhalefeti de Bulgaristan temsilcisi Dimitar Stoyanov diğer parlamenterlere e-posta yazarak yaptı. E-postada şunlar yazıyordu: Jaroka’yı kastederek, “benim ülkemdeki çingene kızları daha güzel, hatta 12–13 yaşlarında evlenebileceğiniz bir çingene kızı alabilirsiniz, güzellerinin fiyatları 5000 Euro’ya kadar çıkıyor.” Bu e-posta parlamentoda yankı uyandırsa da Stoyanov, Bulgaristan’ın tam üye statüsüne geçmesiyle parlamenter koltuğuna oturdu ve aşırı sağcılara yakın durmakta. Diğer çingene temsilci ise yine Macaristan’dan Viktoria Mohasci. Onun ifadeleri ise ciddiye alınmamanın bir göstergesi: “kimsenin yüzüme karşı “evine dön” diyeceğini düşünmüyorum fakat çingenelerle ilgili sorunları açtığımda birçok insanın gülümsediğini görüyorum. Çingene çocuklarının eğitimle ilgili sorunlarını anlattığımda, bu çocukları çingenelerin ürettiğini ve kabahatin onlarda olduğunu söylüyorlar.”
Parlamento’daki Beyaz Olmayan Temsilciler
İngiltere: 78 temsilciden 5 tane
Almanya: 99 temsilciden 3 tane 
Fransa: 78 temsilciden 3 tane 
Macaristan: 24 temsilciden 2 tane 
Hollanda: 27 temsilciden 1 tane
Belçika: 24 temsilciden 1 tane

Kaynak: http://www.erionet.org/




Göç ve Kimlik 16/03/2007
Yol İnsanları: Göç Kararı Almada Etnik Kimliğin Rolü, 1998-2006 Yılları Arasında Çek Cumhuriyetindeki Slovak Asıllı Göçebe Çingeneler Üzerine Bir Çalışma” (People of the Road: the Role of the Ethnic Origin in Migration Decisions, A Study of Slovak Roma Asylum Seekers in Czech Republic in 1998-2006) isimli araştırma Prag Charles Üniversitesi, Sosyal Bilimler Fakültesi, İktisadi Araştırmalar Enstitüsü’nden Wadim Strielkowski tarafından 2006 yılının Aralık ayında tamamlandı ve enstitünün web sitesinde Şubat ayının sonunda yayımlanmaya başladı. Çalışma göç ile etnik köken arasında bulunması olası olan karşılıklı bağımlılık durumunu inceliyor. Çalışmada yer alan bulgular, etnisitenin, göç ile ya da ulusal,bölgesel ve uluslararası düzeyde gerçekleşen göç akımlarıyla ilgili açıklamalar yapılmaya çalışıldığında ihmal edilmemesi gereken güçlü sosyal ve sosyo-demografik niteliklerin kişiliksizleştirilebileceğini ortaya koyuyor. Çalışmanın ampirik boyutuyla 1998-2006 yılları arasında Slovak vatandaşı göçebe Çingenelerin yaşamlarını araştırıldı. Buradaki amaç göç üzerinde etkili olan etnik faktörleri ortaya koymaktı. Ayrıca çalışma Çingenelerin ekonomik nedenlerle mi yoksa etnik kimliklerine özgü olan motivasyonlarla mı göçebe davrandıklarını ölçmeye çabalıyor.



Avrupa Ev Verir mi? 16/03/2007
Türkiye Avrupa Birliği ile sıkıntılı bir müzakere sürecinde. Bu süreçte başımızdaki insanlara yönelik çok çeşitli müzakere taktikleri veriliyor, daha önce yaşanmış olan müzakere tecrübelerinden örnekler çıkarılıyor. Ancak Avrupa Birliği’ne sadece bu insanlar girmeyecek herhalde. Toplumun da bu süreci iyi okuması ve bu birliğe katılma yönünde beyan belirtene kadar kendini ilgilendirdiği alanlarda sadece yönetsel değil,toplumsal tecrübelere de ulaşması gerekir. Burada az aşağıda akan satırlar işte Çingene toplumunun bu yönde değerlendirebileceği bir tecrübeye ait. Bulgaristan’da yaşayan bir Çingene, yaşadığı iki dönemi birbiriyle karşılaştırıyor: Komünist Bulgaristan ve Avrupa Birliği’ne yeni katılmış Bulgaristan. Bu mukayeseyi yukarıda anlattığımız çerçevede değerlendirmek gerekiyor. İşte size Avrupa yollarında düşe kalka ilerleyen Türkiye’de okunması gereken bir başka tecrübe Roma Network’ten Mihailo Georgiev’in makalesini kısaltarak dikkatlerinize sunuyoruz.
Çingenelere Karşı Irk Ayrımını Kaldıran Komünizm Örneği
Avrupa Birliği İçinde Irk Ayrımcılığına Başvuran Demokratik Girişime Karşı

Bu okuduğunuz cümleleri 2005 yılında kaleme almıştım. Ama şimdiye kadar hiç yayınlamadım. Çünkü Çingenelerin barınma haklarıyla ilgili sorunların çözülme aşamasında olduğuna inanıyordum. Fakat şimdi bunları yayınlayıp, kapsamını daha da genişletiyorum. Çünkü bu sorun yalnızca Bulgaristan’ın değil, tüm Avrupa’nın genel sorunudur. Avrupa’nın bulduğu çözüm – karavanlar,ucuz park yeri sağlama – tekerlekler üzerinde yer alan bir çözümdür ve doğası gereği geçicidir. Bu arayışı Çingeneler çok uzun yıllar önce zaten uygulamışlardı. “ JELEM, JELEM – LUNGONE DROMENDE”
1970 VE 1980’lerde Bulgaristan hükümeti Çingeneleri Fakulteta,Filipovtsi ve Hristo Botev’deki izole edilmiş mahallelerden modern apartmanların yer aldığı mahallelere taşıdı. 10 yıl sonra Bulgaristan’a demokrasi geldi. Demokrat yönetimin belediyeler düzeyinde dile getirdiği ilk şey “ Buradan gidin Çingeneler, ev sorununuzu kendi başınıza çözün. Her özgür yurttaş gibi siz de barınmak için kendi başınızın çaresine bakın” oldu. Bunun sonucunda eskinin izole Fakulteta mahallesi 20 bin kişiden 30-35 bin kişiye çıktı 2000 yılında. 18 yıl sonra ise bu sefer bu insanların yaşadıkları bölgelerden çıkarmaya başladılar. Aslında sorunlardan korkmamız lazım. Ne de olsa biz de Avrupalı olduk. Şimdi bu göçmenler sınır boylarında konumlanmış durumdalar. Çingeneler burada sabırla bekliyorlar. Şu an Bulgaristan yönetimi de Avrupa’dan gelecek çözümü bekliyor. Ama çözümü bizzat kendi içimizde aramamız lazım. Hem Çingeneler, hem de Çingene olmayanlar karşılıklı hoşgörü ile çalışıp bu problemi çözmek zorundadır. Bu konuda yüklenilecek sorumluluk detaylı ve radikal olmalıdır



Çingeneler İçin Eğitim Konferansı 29/03/2007
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de 2-3 Nisan tarihlerinde Çingenelerin eğitim sorunlarını için bir konferans toplanıyor. Çingene Eğitim Fonu tarafından düzenlenen konferans bu konuda yapılmış en büyük toplantı olacak.
250 katılımcının bulunacağı konferans ile son zamanlarda Doğu Avrupa ülkelerinde aciliyetini dayatan Çingenelerin eğitim sorunlarını çözebilmek için verimli çözüm önerilerinin sunulması amaçlanıyor.
Konferansın açılış konuşmasını Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsány ve Dünya Bankası Avrupa ve Asya Başkan Yardımcısı Shigeo Katsu yapacak.
Konferansta ayrıca kültürel etkinlikler de düzenlenecek. “Çingene Gerçeklikleri” başlıklı fotoğraf sergisi İsviçreli fotoğrafçı Yves Leresche tarafından İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Örgütü prodüktörlüğünde sunulacak. Ayrıca akşam resepsiyonunda Parno Grast the Hungarian Roma grubu katılımcılara bir performans sergileyecek.
Konferans katılımcıları arasında önemli isimler bulunuyor:
Marko Bela, Romanya Başbakan Yardımcısı
Dusan Caplovic, Slovakya Başbakan Yardımcısı
Viktoria Mohacsi, Avrupa Parlamentosu Macar Üyesi




Bulgaristan Mahkum Oldu 11/02/2007
Bulgaristan, Pozitif Yükümlülükler Ahdini sistematik olarak ihlal etmesi dolayısıyla, Avrupa Sosyal Şartına muhalefetten suçlu bulundu.
Avrupa Sosyal Haklar Komitesi, Bulgaristan’ın Romanlar’ın uygun barınma koşulları hakkını sistematik olarak yadsıdığı için Avrupa Sosyal Şartı’na ihlal ettiği hükmüne vardı. Karar Cuma günü açıklandı. Varılan karar Bulgaristan’daki Romanların barınma hakları konusu üzerinde çalışan sivil toplum örgütleri koalisyonunca memnuniyetle karşılandı..
Avrupa Roman Hakları Merkezi - Bulgaristan davasında, Avrupa Sosyal Haklar Komitesi Bulgaristan’ın Romanlar’ın barınma ve yerleşme politikaları ile ilgili olarak Avrupa Sosyal Şartının 16. Fıkrasını (ailenin sosyal, kanuni ve ekonomik korunma hakkı) ve E Fıkrasını (ayrım gözetmeme üzerine odaklı ) aşağıdaki nedenlerle ihlal ettiği sonucuna vardı:
Roman ailelerin, illegal yapılara ruhsat verilmesi olanağını kısıtlayan yasama sürecinden orantısız olarak etkilenmesi;
•Roman ailelerin yüzleşmek zorunda olduğu yetersiz barınma koşulları ve gerekli tesislerin yokluğu;
•Romanların, kendilerine alternatif barınma olanakları sağlanmadan, sürekli (ya da “sistematik olarak”) evlerinden tahliye edilmeleri

ARHM idari müdürü Vera Egenberger, kararı memnuniyetle karşılarken, şunları söyledi , “ Komitenin, Avrupa’daki Romanlarla ilgili olarak aldığı bu üçüncü karar, şimdiye kadar alınan en önemli (ya da kelime anlamıyla “güçlü”) karar. Kararın içeriği, Avrupa Sosyal Şartınca büyük önem verilen haklarla ilgili düzelemelere yeni standartlar getirmekte. ARHM, bulgaristan hükümetini, kararı uygulama sürecinde yakından takip edecek.”
Komite, Hükümet’in Bulgaristan’daki Romanlar’ın barınma koşullarıyla ilgili olarak aldığı önlemlere dair şunları söyledi: “hükümetin, roman ailelerin barınma koşullarıyla ilgili olarak dile getirdiği net politikalara rağmen, hükümet programları ve 1999-2005 sürecinde geliştirilen uygulamalar , şimdiye değin, beklenen sonuçları vermedi” ve “esasında bu altı yıllık süre zarfı..hatrısayılır bir gelişme kaydetmek için yeterli bir süreydi.”
Bulgaristan Helsinki Komite Başkanı Krassimir Kanev şöyle söyledi : “Bu karar Bulgaristan Hükümeti’nin Bulgaristan’da yaşayan Romanların barınma ve eşit muamele haklarının garanti altına almasını sağlama çabamıza işaret etmekte. Umarız karar, Bulgaristan Hükümeti’nin, Romanlar’ın Bulgaristan Toplumuna Eşit Entegrasyonu için Çerçeve Programı başlığı altında üstlendiği yükümlülükleri görmezden gelmesine bir son verir.”
Bulgaria lives.” Cenevre merkezli Barınma Hakkı ve Tahliye Merkezi Savunma Birimi Başkanı Claude Cahn şöyle söyledi, “ bu karar, Roman hakları konusunda, bir Avrupa hükümetinin tüm siyasi tutum ve uygulamalarını illegal bulması bakımından bir ilktir. Bu yüzden, Avrupa’daki Romanlar’ın insan haklarının sistematik ihlaliyle mücadele konusundaki çabalarımızda da bir dönüm noktasıdır. Bulgaristan’da yaşayan Roman halkının büyük bir bölümünün yaşadığı korkunç şartları iyileştirmek adına acil önlemler gerekmekte.”
İletişim:
Avrupa Roman Hakları Merkezi: (36 1) 41 32 200, savelina.danova@errc.org

Barınma Hakları ve Tahliye Merkezi: (41 22) 734 1028, cohre@cohre.org
Bulgaristan Helsinki Komitesi: (359 2) 9434876, krassimir@bghelsinki.org
Fırsat Eşitliği İnsiyatifi: equal_opportunities@abv.bg
Background information

The European Committee of Social Rights supervises implementation by States of the European Social Charter and Revised European Social Charter. Further information on the Committee and the Charters is available at: http://www.coe.int/T/E/Human_Rights/Esc/.
Dava, Avrupa Roman Hakları Merkezi Bulgaristan’a karşı 31/2005 nolu Kollektif Şikayet adını aldı. Komite, ekim 2005 te dilekçenin kabul edildiğini açıkladı. Şikayetnamenin tamamı şu linkte bulunabilir:
http://www.errc.org/db/02/20/m00000220.zip 
Bu kararın bir sonucu olarak, Bulgaristan hükümeti, konuyla ilgili sorunlar çözülene kadar, komiteye rapor vermek zorunda. 
Avrupa Sosyal Haklar Komitesi, 31/2005 Nolu Kollektif Şikayet kararının tamamına aşşağıdaki linkten ulaşılabilir. http://www.errc.org/db/02/22/m00000222.zip 
Avrupa Roman Hakları Merkezi (www.errc.org ), Barınma Hakları ve Tahliye Merkezi (www.cohre.org), Bulgaristan Helsinki Komitesi (www.bghelsinki.org ), ve Fırsat Eşitliği İnsiyatifi, Bulgaristan’daki Romanların barınma haklarının güvence altına alınmasına dair kanuni her türlü işlemde yerlerini almaktadırlar.

Barınma Bakkı ve Tahliye Merkezi, kendini barınma hakkını korumaya ve geliştirmeye adamış bir uluslararası insan hakları örgütüdür. Barınma Hakkı ve Tahliye Merkeziyle ilgili daha fazla bilgi için :www.cohre.org 

Avrupa Roman Hakları Merkezi, Romanların haklarını gözeten ve insan hakları ihlallerine karşı hukuki savunma sağlayan, kamu yararı gözeten uluslararası hukuki bir kuruluştur. Avrupa Roman hakları merkezi ile ilgili daha fazla bilgiye aşağıdaki linkten ulaşılabilir.
http://www.errc.org




Çek Başbakanı'na STK Tepkisi 12/02/2007
Avrupa Roman Hakları Merkezi, Irkçılığa Karşı Avrupa Örgütlenmesi, ROMODROM( Roman Hakları ve toplumsal olarak zayıf grupların korunması amacıyla oluşturulmuş bir sivil örgüt); Çalışma, Sosyal Haklar ve Fırsat Eşitlikleri Komisyonu Çek üyesi Vladimir İpidla'a ithafen bir mektup yayınladılar. Mektupta Çek Başbakanının fırsat eşitliği aleyhinde son dönemde ileri sürdüğü görüşler eleştiriliyor.


Ayrımcı Bar Sahibi Mahkum Oldu 17/4/2007
Slovakya mahkemesi, 28 mart 2007 tarihinde, etnik kökene dayalı bir başka ayrımcılık davasını daha yeni Slovakya Ayrımcılığın Önlenmesi Kanunu ışığında karara bağladı. Karar, Kosice-Okolie’deki Federal Mahkemece yayımlandı. Söz konusu mahkeme, Slovakya’da, hali hazırdaki bir kaç mahkemeden biri. Dava, Medzev Kasabası’ndaki yerel bir barda görevlilerin servis yapmayı reddettiği bir Çingene tarafından açıldı.
Olay, Aralık 2005’te, mağdurun bir arkadaşıyla birlikte Medzev’deki “Gasthaus Zuka” adlı bara gitmesiyle patlak verdi. Şahıs, bara girdikten sonra, A., kendisine servis yapmayı reddetti. A., bar sahibinin kendisine, romanlara hizmet etmemesi talimatını verdiğini iddia etti. Ayrımcılığa uğrayan şahıs, olayın ardından, Kosice merkezli sivil toplum örgütü Yurttaş ve İnsan Hakları Merkeziyle ortak çalışması sonucu, barın sahibinin ayrımcı muamelesine karşı, Slovakya Ayrımcılığın Önlenmesi Kanunu ışığındaki hukuk mahkemesi sürecini başlattı.
Kosice’deki Eyalet Mahkemesi, bar sahibinin, barın “özel bir klüp” olduğu ve sadece üyelerin girebildiği şeklindeki iddialarını dikkate almadı ve şahıs lehinde karar verdi. Bar sahibi, bar personeline, Çingenelere hizmet edilmemesi talimatını verdiğini dahi reddetmedi. Ayrıca Mahkeme karar verirken, Çingenelerin geçmişte de, aynı barda, ayrımcı muameleye maruz bırakıldıklarını gözönünde bulundurdu. Mahkeme, bar sahibinin söz konusu şahsa, etnik kökeni dolayısıyla, ayrımcılık yaptığına hükmetti. Mahkeme, bar sahibinin, ayrımcılığa maruz bıraktığı Çingenelerden özür dileyen bir mektup yazmasına ve bu mektubu 30 gün boyunca barının kapısına asarak halka duyurmasına karar verdi. Ayrıca mahkeme, bu tür bir muamelenin maliyetini de bar sahibine yükledi.
Yurttaş ve İnsan Hakları Merkezi 


Katalonya Günah Çıkarıyor 20/4/2007
Katalonya Parlamentosu, 20.yy’da Katalonya’da Romanlara karşı gerçekleştirilmiş olan baskıların varlığını 29 Mart 2007’de tanıdı. Bütün siyasi partiler Katalonya Parlamentosundan çıkan bildiride ortak karar aldılar. Bu siyasi uzlaşma, Katalonya Roman Organizasyonlarının, özellikle de Katalonya Roman Organizasyonları Federasyonu’nun (FAGIC) yoğun faaliyetleri sonucu başarılmıştır. İspanya Parlamentosu; bu kararla, İspanya’daki Romanların karşılaştıkları ayrımcılığı ilk kez kabul etmiş oldu.
Katalonya Parlamentosunun yayınladığı bildiride:
1)İspanya’da ve özellikle Katalonya’da yaşayan Romanların, tarih boyunca süregelen baskıların kurbanları olduklarını kabul ediliyor;
2) Katalon kurumlarında geçerli olan ırkçı ve Çingene karşıtı kanunlar ile tarih boyunca Çingene toplumuna karşı ayrımcılığa, kötü muameleye sebep olmuş her türlü olay kınanıyor
3) Katalonya’da yaşayan Çingeneler için fırsat eşitliği amacı güden verimli, etkili ve kararlı politikaların uygulanmasına çalışılacağı, ve hükümetin uygulamaya koymayı taahüt ettiği Parlamentonun 1045/VI ve 1046/VI başlıklı yasa tasarıları gereğince, 2000/43/CE Avrupa Birliği Konsey Önergesinin 42.7 NO’lu maddesinin belirttiği üzere, ırk ya da etnik köken ayrımı gözetmeksizin herkese eşit muamele edilmesi ilkesi doğrultusundan çalışılacağı taahüt ediliyor.
Daha fazla bilgi için: 



Yeni Konut Yasası 22/04/2007
Avrupa Roma Hakları Derneği avukatı Constantin Cojocariu, Divers ile yaptığı bir röportajda, kamuda tartışma yaratan konut yasa tasarısının Çingene topluluklarını ve diğer dezavantajlı kişileri olumsuz etkileyebileğini belirtti.
Cojocariu konu ile ilgili olarak şu yorumu yaptı: “Romanya, yasanın söylediği gibi sosyal konut sektörünü tamamen yok etmek yerine, bu sektörde bir devrim yapmalıdır. Bu yükümlülük, Romanya’nın imzalamış olduğu Avrupa Birliği Lizbon Stratejisi, Avrupa Sosyal Şartnamesi ve BM Uluslaslararası Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Haklar Paktı gibi uluslararası sorumluluklarına dayanmaktadır. Yasa tasarısını sosyal konut konusundaki devrim üzerinden eleştirdim. Pazar talebi karşılamaya yeterli konutu sağlamamaktadır; mevcut konutlar fakir nüfus için çok pahalıdır; ve mevcut sosyal konut yapım ve dağıtım sistemi anlamsız ya da çalışmamaktadır. Yasa tasarısı, arsa problemini kabul etmekte ancak sosyal konutun kendiliğinden feshini ve sosyal konut yerine düşük gelirli aileler için kiralar konusunda bir sübvansiyon sistemi önermektedir. (...) Bu yasa, muhtemelen sosyal konut sektörünü yokoluşa götürecek ve fakit aileleri pazar güçlerinin insafına terkedecektir.”


Çek Cumhuriyeti Yanlış Yapıyor 24/04/2007
Volker Beck, Alman Parlamentosu Alliance 90/Yeşiller Meclis Grubu Avrupa Hakları Politikası sözcüsü, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki Romanların sosyo-ekonomik durumuyla ilgili bilgi toplamak için 12-15 Mart 2007 tarihlerinde bu iki ülkeyi ziyaret etti. Roman meselesi, Çingenelerin Avrupa’daki Durumu üzerine büyük bir gensoruda kendi partisi tarafından Alman Parlamentosuna sunulmuştu.
Bulgular, Romanlara karşı yapılan ayrımcılığın örneklerinin mevcut olduğunu göstermektedir. Vsetin örneğinde de görüldüğü gibi, hükümet görevlileri, Romanların düzenli olarak sınırdışı edilmeye benzer gerçekleşen tahliyelerinde görev almaktadır. Okulda ayrımcılık devam etmekte ve Roman çocukların okul öncesi eğitimi ile ilgili sivil toplum teşvikleri devletten destek alamamaktadır. Zorla kısırlaştırılmış kadınlar için henüz bir tazminat temin edilmemiştir. Volker Beck, AB ve üye ülkeler tarafından tutarlı ve etkili entegrasyon stratejilerinin gerçekleştirilmesini ve çoktan tamamlanmış olması gereken Irksal Eşitlik Talimatının yürürlüğe geçirilmesi işlemlerinin tamamlanmasını önermiştir.


Doğu Avrupa'da Eğitim Ayrımcılığı 27/04/2007
ERRC (Avrupa Roman Hakları Merkezi), “Çingene Çocukları İçin Ayrı Okul Politika ve Mevzuatlarının Etkisi” adlı bir çalışma yayınladı. Çingenelerin sadece Çingenelere ayrılmış okullarda okumaları; Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya ve Slovakya eğitim sistemlerinde karşılaşılan yaygın bir uygulama. Bu durum, insan haklarını gözlemleyen ulusal düzeydeki resmi kuruluşlar tarafından olduğu kadar uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından da kınanmaktadır.
Avrupa Roman Hakları Merkezi; 2006 yılında, ülkelerin, Çingenelere karşı eğitim alanındaki ayrımcı uygulamalarını belgelemeye başlamıştır. Yapılan çalışma, eğitim alanındaki ırk ayrımcılığını kaldırmaya yönelik uygulamalar ya da bu konuda etkisi bulunan mevzuat ve politik yaklaşımlar konusunda genel bir görüntü sunmayı amaçlamaktadır.


Çingene Çocuklar Aşılandı 30/04/2007
Salaj Kamu Sagligi Yönetimi, Romanya'nin Salaj'daki Pusta Vale bölgesinde, çocuk felcine karsi asi seferberligi baslatti. Bu bölge 1 milyondan fazla nüfusuyla Romanya'nin en fazla Çingene nüfusun yasadigi bölgesi.
Salaj ASP yönetici yardimcisi Sandra Stanca'nin bildirdigine gore Çocuk Felci Asisi uygulamasi, Avrupa Asi Haftasi programinin bir parçasi.
Sanda Stanca'nin belirttigine göre, Pusta Vale'deki 6 yas üzeri 120 Çingene çocuk asilandi


Çingene Kadın Hakları Hareketi 06/05/2007
Çingene Hakları’nın gündemdeki konusu Çingene kadınların, zaman zaman yüzleşmek zorunda kaldıkları insan hakları ihlallerine verdikleri tepkiler. Ataerkil gelenekleri Çingene kimliğinin ve kültürünün içsel bir parçası olarak gören ve kadın sorununu görmezden gelen erkek ağırlıklı “liderler”e bir tepki olarak Çingene kadın hakları hareketi zaman içinde, Çingene kadın ve erkeklerin de içinde yeraldıkları daha geniş anlamda bir Çingene hakları arayışına evrilmekte.
Çingene kadınların attığı ilk adım, kadın olarak sahip oldukları hakları yüksek sesle telafuz etmek, duyurmak ve eleştirilen ya da reddedilen kimi bazı pratiklerin, alışkanlıkların Çingene kültürüne içkin olduğu fikrine meydan okumak.
Aslında kadın hakları üzerine yürütülen tartışmaların sonuç verebilmesi için ırk, etnisite, cinsiyet merkezcilik gibi kavramların da tartışmaya dahil edilmesi gerekmekte. Bu konuda Çingene kadınların hali hazırda yürüttükleri çalışmaları ve olaylara tepkilerini ortaya koyan örnekler mevcut.


Avusturalya Çingenelerinin Sitesi 06/05/2007
Site; kültürel aktiviteler; Avrupa, Amerika ve Kanada'daki Çingene grupları arasında bilgi alışverişi; dünyanın her yanındaki Çingeneler arasında etkileşim; Avusturalya'daki Çingeneler için sunumlar; üç aylık gazeteler ve sosyal toplantılar hazırlamayı amaçlıyor. Sitede Çingenece kelimelerin İngilizce sözlük karşılıklarını ve Çingenelerin tarihi ile ilgili bilgileri bulabilirsiniz. 





AP Başkanı Çingeneleri Ağırladı 07/05/2007
8 Roman STK sözcüsü Avrupa Parlamentosu başkanı Hans-Gert Pottering ile özel bir görüşme yaptı. Pottering tarafından başlatılan toplantı 20 Nisan’da Bulgaristan Parlamentosunda gerçekleştirildi. Toplantıyı, Avrupa Parlamentosu üyesi Bulgar Atanas Paparizov ile Etnik ve Demografik Konularda İşbirliği Ulusal Konsey Başkan Yardımcısı Miroslav Popov düzenlediler.
Nikolay Kirilov, Deyan Kolev ve Zlatko Mladenov en önemli alanlarda Roman entegrasyon süreci hakkında konuştular. “Roman-Lom” Vakfı’ndan Nikolay Kirilov merkezi kurumlar arasındaki işbirliğinin ve Roman entegrasyon stratejilerinin uygulamaya geçirilmesinde yerel gücün öneminin altını çizdi. Bu konu için özel olarak geliştirilmiş ve yerel hassasiyetlere uygun entegrasyon etkinliklerinin olduğu bir yaklaşımın gerekliliğini savundu.
Amelipe” Merkezi’nden Deyan Kolev Bulgaristan’daki Romanların eğitimde karşılaştıkları sorunları anlattı. Bulgar kurumlarda tutarlı ve uygulamaya geçirilmiş bir eğitim entegrasyon politikasının eksikliğine dikkat çekti. Aynı zamanda bu konuda Avrupa Birliği kabul sürecindeki başarılı örnekleri sundu. 1 Ocak 2007’den sonra gerçekleşen iki karşı girişimin önemine dikkat çekildi: Bulgar kurumlar tarafından Roman entegrasyonuna yönelik girişimler konusundaki taahhütlerin hızla düşüşe geçmesi ve Phare programına ayrılan bütçenin Avrupa fonlarının Roma entegrasyonu için kullanılacağına kesin kanıt getirmeksizin sona ermeye yüz tutması. Deyan Kolev, bilhassa Roman eğitim entegrasyonu için Avrupa Parlamentosu destek kararının (28 Nisan 2005 de alınan Romanların Avrupa Birliği’ndeki konumu konusundaki kararla ilişkili olarak) alınmasını önerdi. Ayrıca Roman eğitim entegrasyonu konusunda projeleri uygulamaya koyacak olan STKlar için Avrupa fonları tarafından finanse edilen bir döner sermaye oluşturulmasını teklif etti. Son olarak da, Avrupa Parlamentosu’nun ulusal kurumların tutarlı Roman entegraston politikaları oluşturmaları ve uygulamarı konusunda ısrarcı tutumunu sürdürmesinin gerekli olduğunu belirtti.
Kupate” Roman Halk Konseyi’nden Zlatko Mladenov Romanların yaşam koşulları ve Roman gettolarının sorunları üzerine konuştu. Bu sorunları çözmek için Sofya Belediyesi ve Roman STK’ların oluşturdukları karşılıklı etkileşimlerden örnekler verdi. Ayrıca bu süreçte Roman STK’larının çok önemli bir rol oynadıklarını anlattı.
Pottering somut fikirler ve öneriler için teşekkür edip Roman teşkilatlarının çabalarını tebrik etti. Avrupa Parlamentosu’nun hem Avrupa genelinde hem de ulusal düzeyde tutarlı Roman entegrasyon politikalarını destekleyeceğini belirtti. Başkan, toplantı sırasında sunulan önerileri dikkatlice inceleyip Bulgaristan’daki Roman teşkilatları ile ilişkisini sürdürecek.


Nepal Çingenelerine Güzel Haber 08/05/2007
Nepal, Hindistan ve Güneydoğu Asya Çingenelerinin karşı karşıya kaldığı kast ayrımcılığını bundan sonra tanımayacağını dünyaya ilan etti.
Devlet radyo istasyonu Radyo Nepal tarafından Pazartesi günü yapılan yayında, Nepal’in Pazar günü itibariyle; Çingenelere kast temelli ayrımcılık yapmayan bir ülke olduğu beyan edildi.
Radyoda yapılan yayında; “Temsilciler Meclisi (TM) ya da parlamentoda yapılan toplantıda oy birliği ile kabul edilen teklife göre Nepallilerin kasta dayalı ayrımcılık yapmayan bir topluluk oldukları” belirtildi.
Tüm Nepal için önem taşıyan teklif masaya Parlamento Üyesi (PÜ) Parshuram Meghi Gurung tarafından yatırıldı. Teklifte, yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfusun eğitim, sağlık ve istihdamı ile ilgili özel ekonomik programlar ile kasta dayalı ayrımcılık yapmayan bir ülke oluşturulması için çağrıda bulunuldu.
Teklifte, aynı zamanda, baskı altında yaşayan Nepal Çingenelerinin seçim yasalarında ve yasaların oluşturulmasında da eşit şekilde temsilini ve böylelikle bu kesimin toplum içine entegre edilerek eşit bir toplum yaratılması çağrısında bulunuldu.
Teklifi masaya yatıran Grugun nüfusun %16’sına henüz insanca bir yaşam statüsü verilmediğini ve bu tür uygulamalara bir son verilmesi gerektiğini belirtti.
Teklifi destekleyen PÜ Hari Acharya, bu beyanatın ardından uygun kanun ve kuralların oluşturulması ve uygulamaya geçirilmesi gerekliliğinin altını çizdi.
Teklifle ilgili görüşler alındıktan sonra, Kanun, Adalet ve Parlamento işlerinden sorumlu Bakan Narenda Bikram Nemwang, hükümetin ilgisinin, Nepal Çingenelerinin haklarını, refahını garantileme ve çeşitli kurumlara katılımlarını sağlama konularına yöneldiğini söyledi


Ambedkar'ın Anısına Saygısızlık 09/05/2007
Bhandara bölgesi Tumsar şehrinde Pazar öğleden sonra Dr.Babasahed Ambedkar heykeline hakaret edildi. Ancak çevik kuvvet polisi tansiyonun yükselmesini engelledi.
Polis kaynaklarına göre adı açıklanmayan biri heykele yapılan saldırı ile ilgili şikayete bulundu. Derhal Tumsar polis merkezinden memurlar bölgede toplanan büyük kalabalığı sakinleştirmek için olay yerine intikal ettiler.
Heykel itfaye araçları ile getirilen suyla temizlendi ve gül suyu ile yıkandı.Ayrıca bir rahip dua etti.Yerel yetkililerden Shishupal Patle and Madhukar Kukade bölgeyi ziyaret ettiler ve insanları sağ duyulu olmaları konusunda uyardılar.Yerel polis yetkililerince barış komitesi acil olarak toplantıya davet edildi.Henüz bir gelişme sağlanmadı ancak polis zanlıların yakalanması için soruşturma başlatı.
Dr. Ambedkar Hindistan Çingenelerinin diğer Hindistan yurttaşları ile eşit haklar kazanmaları için uzun yıllar zorlu bir mücadele yürütmüştü.


Erovizyon'da Bir Çingene Kızı 10/05/2007
Marija Serifoviç Eurovision tarihindeki ilk Çingene sanatçı(şarkıcı) olacak.Bu yıl Helsinki Finlandiya'da yapılacak olan 2007 Eurovision şarkı yarışmasında,10 Mayıs(yarı final) ve 12 Mayıs(final), Marija Sırbistan'ı temsil edecek. "Moltiva” isimli parçayı seslendirecek.
Marija 14 Kasım 1984 te Kragujevac'ta müzisyen bir ailede doğdu.Marija nın annesi etnik folk türünde şarkılar seslendiriyor,büyükbaba ve büyükannesi hayatlarının büyük kısmını eski şehre ait şarkıları seslendirerek geçirdiler.
Marija Mart 2007'de Sırbistan ulusal yarışmasını kazandı.Hem yarı finalde hem de finalde en yüksek puanları aldı.Bugün Sırbistandaki en iyi kadın şarkıcılardan biri olarak kabul edilmektedir.Sesi güçlü duygularla dolu ve inanılmaz bir yoruma sahip.
Yarışmaya ülkemizi temsilen Kenan Doğulu katılacak. Türk Pop müziğinin artık markalaşmış isimlerinden biri olan Kenan Doğulu "Shake It Up Şekerim" isimli şarkıyı seslendirecek. Başta Doğulu olmak üzere, yarışmaya katılan tüm sanatçılara başarılar diliyoruz

Avrupa Parlamentosu'nda Toplantı 12/05/2007
Avrupa Parlamentosu Üyesi Katalin Levai, Avrupa Parlamentosu’nda, dijital dünyanın bir hizmetler rakamı sunması amacıyla, sosyal hareketlilik aracı olarak bilginin işlevini tartışmak üzere bir öğle yemeğine ev sahipliği yaptı.
Müzakere Romanlar’ın ‘internet’ten daha iyi bir eğitim aracı ve bilgiye ulaşmadaki bir kolaylık olarak istifade edebilmesinin önündeki engelleri kaldırma ihtiyacını belirtmiştir. Toplantıya Komisyon üyeleri ve diğer Avrupa Birliği kuruluşlarından katılım oldu.



AK Çingeneler İçin Toplandı 14/05/2007
Avrupa Komisyonu Üst Düzey Grubu, Etnik Grupların Sosyal Entegrasyonu ve Pazar Ekonomisiyle Entegrasyonu üzerine yürütülen çalışmayla ilgili gelişmeleri takip etmek üzere, bir araya geldi. Komisyon, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesine (AESK) “Etnik grupların , özellikle Çingeneler’in entegrasyon sürecine daha fazla katkıda bulunmak ve hali hazırda bu amaçla sarfedilen çabaların etkisini arttırmak için neler yapılabilceğini” ne dair fikir danıştı.
Çalışma Grubunun araştırması üzerine gerçekleştirilen tartışmalar ve onay, müzakerelerin ardından çalışmayı açıklayıcı bir beyanata dönüştürüldü.
Grup, sivil toplumdan temsilciler, AESK, Avrupa Komisyonu ve Parlamentosu ile OSCE ve Avrupa Konseyini içermekte. ERIO idari yöneticisi Ivan Ivanov, Grubun atanmış uzman kişisi olarak katıldı toplantıya.
Belge, etnik azınlık kavramını tanımlarken, Çingeneleri fakirliğin çirkin kısır döngüsüne hapseden ve marjinalleştiren önyargı ve fırsat eşitsizliğini tarif ediyor. Çalışma Grubu ayrıca, somut öneriler geliştiriyor ve “bu önerilerin nasıl hayata geçirileceğine dair çalışmalarını da çoğunluğun bilgisine sunuyor”.


Çocuklar Kasabaya Akın Etti 15/05/2007
Ingiltere'nin Berks kasabasina 90 kadar Çingene çocuk yanlarinda aile büyükleri olmaksizin akin ettiler. Çevre sakinlerinden ihtiyaçlari için yardim isteyen çok sayida çocuk kasabalilari sasirtti.
Bölgelerinde yabancıları görmeye alışık olmayan kasabalılar için çoğunluğu Romanya göçmeni olan kalabalık çocuk grubu gerçek bir süpriz oldu. Sosyal güvenlik uzmanları çocukların ihtiyaçlarının tespiti için bir ekip oluşturdular. Çocukların nasıl olup da birden bire ortaya çıktıkları halen araştırılıyor


Hoşgörüsüzlüğe Karşı Konferans 16/05/2007
10-15 Nisan tarihleri arasinda Madrid'de irkçilik ve hosgörüsüzlüge karsi birlik sempozyumu düzenlendi. Avrupa'da yükselen irkçiligin tartisildigi sempozyumda Çingene düsmanliginin önemle üzerinde duruldu.
Madrid’teki konferans boyunca, Avrupa’da ırkçılık, hoşgörüsüzlük ve bunlara karşı alınacak önlemler, grup çalışmaları ve toplu oturumlar halinde tartışıldı.Avrupa’nın dört bir yanından gelen Irkçılık karşıtları ve insan hakları aktivistleri biraraya gelerek ırkçılık ve ayrımcılıkla savaşmanın yollarını tartıştılar. Valery Novoselsky, ERIO delegesi, aşırı sağ ve neo-Nazi organizasyonların siyasette artan etkisi üzerine çalışan gruba katılarak, benzer durumların Rusya ve İsrail’de de yaşandığına dair örnekler verdi. Bir İspanyol Çingene kuruluşunda iletişim memuresi olarak çalışan Luz Patricia Cajiao ise dikkatleri Çingene düşmanlığına çekti

Çingeneler İçin Eğitim Merkezi 17/05/2007
18 Nisan, Çarşamba günü Oradea Üniversitesi kampüsünde Roman Eğitim Merkezi açıldı. Merkez, Oradea’adaki Ruhama Vakfı tarafından, bölgedeki Roman topluluklarının gelişimini sağlamak için, okul öncesi eğitimden akademik eğitime kadar uzun bir dönemi kapsayacak şekilde kuruldu.
Vakfın başkanı Marian Daragiu’nın söylediğine göre, merkezin en önemli görevlerinden biri Romanların kendi kimliklerini, hak ve yükümlülüklerini üstlenmelerini sağlamak olduğu kadar bu kültürel grupta bir orta sınıf oluşturulmasına önayak olmak.
Uzmanlar, vakıf, Roman kültüründen kişiler ve gönüllüler tarafından geliştirilen projeler 20 Roman topluluğu arasında değişik programlar şeklinde yürütülecek. Programların ilk dönemi 2008 yılında başlayacak.


www.romadecade.org 19/05/2007
Roman gelisim ofisi, yeni web sitesi “Roman Katiliminda 10 yil 2005-2015”in www.romadecade.org adresindeki yayinina başladı. On yillik süreç hakkinda Ingilizce ve Romanca bilgi sunan site, süreç ortaklari ve halk için kaynak olmayi amaçliyor. Etkinlikler bölümünde Çingeneler hakkinda egitim, çalisma, saglik, barinma, ayrimcilik, cinsiyetçi görüs ve yoksulluk alanlarindaki etkinlikleri içeren bir takvim sunuluyor. Site, ayrica, kisilerin ya da organizasyonlarin Çingenelerle ilgili yeni yayinlari, konferanslari ve diger etkinlikleri, basvuru duyurularini, açilan is pozisyonlari gibi haberleri duyurabilecekleri bir ilan tahtasi sunuyor. Ek olarak, ziyaretçilerin “Roman katiliminda on yil” konusunda kisisel görüslerini yazabilecekleri bir ziyaretçi defteri de sitede bulunuyor



"Çingeneler İçin Sağlık Reformu Şart" 22/05/2007
Macaristan sağlık bakanı: “sağlık reformlarında romanlar için programlara ihtiyaç var..” dedi
Budapeşte-Macaristan sağlık bakanı cumartesi Nagykanizsa da Çingene kültürü günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte Çingenelerin yaşam sürelerinin avrupa birliği ortalamalarına erişebilmesi için sağlık reformu paketinde romanlar için de programlar olması gerektiğini belirtti.

Agnes Horvath Macaristan’da ortalama insan ömrünün avrupa birliği ortalamalarından altı yıl daha düşük olduğunu ve romanlar arasında bu rakamların daha da kötü olduğunu ifade etti.Hükümetin bu nedenle sağlık reformuna romanların yaşam koşullarının,sağlık eğitiminin ve sağlık bilincinin geliştirilmesi için komplike programlar eklemesinin gerekli olduğunu belirtti.

Norvath önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Avrupa Birliği fonlarından1,62 milyar avronun sağlık yatırımları ve iyileştirme programları için hibe edileceğini ve Çingene halkının da bundan istifade etmesi gerektiğini belirti.
Macaristanda roman nüfusun 450,000 -600,000 arasında olduğu tahmin ediliyor.



Fransa'da Çingene Bayramı 22/05/2007
Fransa'nın güneyindeki Camargue bölgesinde düzenlenen şenlikler, her yıl Avrupa'nın çeşitli bölgelerinden gelen binlerce Çingeneye ev sahipliği yapıyor. 24-25 Mayıs tarihlerinde düzenlenen bu etkinlikler Avrupa'da yaşayan bazı Çingene grupları tarafından "Azizelerin Bayramı" olarak kabul ediliyor. 2 gün boyunca çok sayıda etkinliğin yanısıra boğa güreşleri ve at yarışları da yapılıyor. Buradaki boğa güreşlerinin İspanya'daki boğa güreşlerinden farkı ise Çingene kültürünün barışçılığına uygun bir şekilde boğaların öldürülmemesi



Dazlaklardan Saldırı Girişimi 23/05/2007
Beta haber ajansı Salı günü,Belgradın 45 mil kuzeyinde Zrenjaninde, Çingeneler tarafından ırkçı dazlaklar olarak tanımlanan altı kişinin gecekondu mahalesinin duvarına tırmanmaya çalıştıklarını bildirdi. Afız Ahmetov gazetecilere dazlakların duvarı aşıp yerleşim alanlarına girmelerini engellediklerini söyledi.
Zrenjanin polis sözcüsü Zeljko Strbac polis ekiplerinin iki defa Çingene mahallesine çağrıldığını ve polis memurları ile bir ekip otosunun Salı sabahına kadar bölgede kaldığını söyledi. İnsanlar kendilerini güvende hissetmedikleri için roman çocukları okula gitmedi ve birçok insan da işe gitmedi. 350 kişi adına konuşan Ahmetov yetkililerden yerleşim yeri ve çevresindeki güvenlik önlemlerinin arttırılmasını ayrıca yaşam şartlarının iyileştirilmesini talep etti



Filistin Çingeneleri Sıkıntıda 26/05/2007
Batı Şeria’da bir mezarlıkta yaşayan fakir Dom Çingeneleri, uzun süredir yaşadıkları yerden zorla çıkarılmaya çalışıldı. Bunu üzerine, kendisi de bir Dom olan Yerel Dom Araştırmaları Merkezi temsilcisi, halka yeni yer bulabilmeleri için ancak bir kaç hafta tanıyan 30 günlük mühlet üzerinde anlaşma sağladı. Nablus yerleşimi, yaklaşık 400 kişiden oluşan Dom halkını, çadır ve eğreti yapılardan oluşan evlerini izin alarak kurabilecekleri küçük bir bölgeye yönlendirdi. Bu durum üzerine, Dom halkı, 8 yıllık kalma izni için gerekli meblağ 6,600 $ ve yerleşim ve ev için gerekli 5,400 $ için Dom Araştırma Merkezi’nden yardım istedi.
Dom Araştırma Merkezi’nin bu işlemler için ayırdığı 8,300 $ sayesinde yerleştirmeler 9 Aralık 2006’da başladı. Kalma izinlerinin sağlanmasına ek olarak, 1,500 $ harcanarak yeni yerleşim bölgesine tuvalet kanalizasyon sistemi kuruldu.
Yerleşme işlemlerinin tamamlanmasıyla iki yeni girişimde daha bulunuldu. Bunlardan birincisi, Dom Araştırma Merkezinin ayırdığı fon ile tıbbi yardımın sağlandığı sağlık kliniğinin kurulması. 2007 yılı itibariyle Dom Araştırma Merkezinin sağladığı bu servisin 3 yılına girilmiş bulunuluyor. Nisan 2007 ile ise, Dom araştırma Merkezi dikiş makineleri ve dikiş araçlarının alınmasını sağlayarak küçük iş girişimleri yarattı. Bu sayede, şuanda birçok kadın dikiş dikerek aile bütçelerine katkıda bulunuyor.


İngiliz Çingeneleri'nden Haber Var 27/05/2007
Doğu İngiltere Bölge Meclisi (EERA) tarafından, bölgedeki Çingeneler ve gezginler için fazladan karavan alanlarının sayısı ve dağılımı üzerine bir kamu müzakeresi bugün başlatıldı. Belediye Departmanı ve yerel yönetim Doğu İngiltere’nin Çingeneler ve gezginler için 2011’den itibaren 1220 karavan alanına daha ihtiyacı olduğunun ortaya çıktığı bağımsız bir araştırma yayınladı. Ayrıca alan eksikliğinin resmi olmayan karavan alanlarının da ortaya çıkmasına neden olduğu belirtildi. Bu müzakere 2006’da hükümetin çıkardığı idare planlamasının bir sonucu olarak meclis tarafından üstlenilen incelemenin bir bölümü.
Görüşler 2 belirli seçeneği araştırıyordu:
1- Alanlar yerel meclis bölgelerine dağıtıldı (Araştırmanın belirlediği ihtiyaç olan Doğu İngiltere’deki 1216 ekstra karavan alanı)
2- Birinci seçeneğe dayanarak Çingeneler ve gezginler için daha geniş dağılım ve yatacak yer seçeneği sağlamak üzere her yerel komisyon alanında en az 15 alan (Doğu İngiltere’deki ekstra karavan alanları)

Bu kamu müzakeresi ayrıca bu ilave alanların nasıl teslim edilebileceği ve kısa süreli yerleşim alanlarının hazırlanması konusunda da sorular soracak.
Meclis üyesi John Reynolds: ‘Yasal karavan alanlarının mevcudiyetini arttırmak şu anda ve gelecek yıllarda Çingeneler ve gezginlere yaşamaları ve problemlerle başa çıkmaları için daha uygun yerler sağlayacak’ dedi.
Bu müzakere yerleşik ve gezgin tüm toplumlar için seçenekler hakkında daha fazla bilgi edinebilmeleri ve bu alanların dağılımı üzerine görüş belirtmeleri için büyük bir şans.’ Kuruluşlar ve halk 12 haftalık müzakerenin üyeler tarafından cevaplandırılması için davet edildi. (Daha fazla bilgi ve cevap formlarına www.eera.gov.uk adresinden ulaşabilirsiniz. Tüm cevaplar 31 Haziran 2007 Salı günü saat 17.00’den itibaren EERA’ya boyun eğmek zorunda).
Cevapların neticelerini takiben meclis 2007/8 kışında her yerel komisyon bölgesinde ihtiyaç duyulacak alanların sayısı için bir öneri yayınlayacak. Bu, sonunda hükümet tarafından 2009’da belirlenecek olan başka bir kamu müzakeresine bağlı olacak.
Yerel yetkililer, kendi bölgelerindeki Çingene ve gezgin alanları için yine kendi yerel halklarıyla müzakereleri takiben planlar geliştirme ve daha uygun mevkilere yönelik kararlar verme sorumluluğu altındalar. Alanlar belki Çingeneler ve gezginler, geliştiriciler ya da yerel yetkililer tarafından sağlanır. Yerel haber sonuçları bölgenin karşısında tutuluyordu. Kurul üyeleri burada müzakeredeki sunumları dinleme ve meclis temsilcilerine sorular sorma fırsatı buldular.






Çingene Gençleri İçeri Sokmadılar 29/05/2007
Moda Ticaret Sirketi SRL ile Sosyoloji ve Sosyal Çalismalar Fakültesi arasinda imzalanan bir anlasma sonucu gelistirilen projenin, 6 Aralik 2006'da, klüp R 2 EXCES'de yapilan hazirlik sinifi balosu ile sonuçlandirilmasina karar verildi. Sosyoloji ve Sosyal Çalismalar fakültesi ögrencisi 3 Roman gencinin 6 Aralik'ta klüp eglencesine girislerine ise izin verilmedi. Ögrencisi olduklari egitim kurumlarinin düzenledigi bu eglenceye, giris biletleri olmasina ragmen gençlerin katılmalarına korumalar tarafindan mani olundu. Korumalar, klübün müsterilerilerini seçebilme hakkı oldugunu iddia ederek, gençlerin girisine izin vermedi. Ögrencilerden biri polis ekibinden duruma müdahele etmesini isteyince, ögrenci grubu da klüpten sikayetçi oldu. Ögrencilerin kimlikleri kontrol edilerek klübe girisleri saglandi.
Bütün bunlar sonucunda, Roman CRISS dayanismasi, Ayrimcilikla Mücadele Ulusal Konseyine, 3 gencin halka açik alana girislerinin engellenmesiyle ilgili sikayette bulundu.


Bravo Mayawati 29/05/2007
Bir Hindistan Çingenesi, güçlü bir kadın Mayawati; Uttar Pradesh'te eyalet başbakanı olarak seçildi. Konu ile ilgili Sudip Mazumdar'ın Newsweek İnternational'da yayınlanan makalesinin bir bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.
Sudip Mazumdar Benzersiz İttifak
Aklında olanı, seçimlerden kısa bir süre önce, destekçilerine açıklayan Mayawati şöyle söylemişti: “ Uttar Pradesh’ i kazandık, şimdi Delhi için hazırlanalım.” Ama Mayawati mucizesi ulusal ölçekte de gerçekleşebilir mi? Dalitler Hindistan nüfusunun yüzde 22sini oluşturmasına rağmen, bir çok ana akım partisi bu kesime hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptılar.
Mayawati, alt düzey bir memurun ve eğitimsiz karısının sekiz çocuğundan biri olarak dünyaya geldi ve hayatı boyunca bu yoksunlukla mücadele etti. Üniversitenin ardından öğretmen oldu ve 1984’te BSP’ye katıldı. Kafiyeli konuşmaları, kelime oyunlarıyla Brahmanlar üzerindeki baskıyı iğneleyen Mayawati, Dalitleri de “onları ayakkabıyla dövmeye” çağırmıştı.
1990larda, birçok Dalit Kongre Partisince yüzüstü bırakılmaya başlanmış, Hindu milliyetçilerinin önünü kesmek amacıyla da bazı yoksul Müslüman kesimler BSP ye doğru çekilmişti. 1995’ten itibaren, Myawati birçok kez UP bakanı oldu ancak her seferinde istikrarsız ve dolayısıyla kısa sürede çökmeye mahkum bir koalisyonun başı olarak. Bir süre sonra, Yeni Delhi Kamu işleri sorumlusu Ajay Mehra’nın söylediğine göre, sadece Dalitleri içeren dar bir tabanla uzun süreli iktidar sağlayamayacağını anladı.
Mayawati’nin yaptığı en doğru şey, 1990lerde bölge politikasını şekillendiren bir konu olan üst sınıf Brahmanlar’ın da orta kastlar tarafından görmezden gelindiğini kabul etmesi oldu.
Bu orta kastların toprakları vardı, Hindistan’ın cömert kota sistemi içerisinde bulunan mesleklerin bir çoğu onlarındı ve UP ve Bihar gibi büyük eyaletlerdeki seçim sistemlerinin kontrolü ellerindeydi. Hindistan’daki kast sistemi üzerine bir çok kitap yazmış olan Dipankar Gupta’nın söylediğine göre, “köylerdeki Dalitleri korkutup rahatsız ediyorlardı” ve “şehirlerdeki hükümet işlerini gaspedip Brahman’ları dışlıyorlardı”. Örneğin, orta kast Samajwadi partisi UP nin üç yıllık iktidarı süresince, ortalama 12,000 yeni polis göreve alındı ancak bunların çok azı Brahman ya da Dalit idi.
Böylece "Behenji" (“saygın kız kardeş" anlamına geliyor) sağlam bir yüksek-alçak ittifakı oluşturmaya başladı. Brahmin bir avukat olan Satish Mishra’yı ve onun kastından olan arkadaşlarını da en yakın müşavirleri olarak atadı. Bu durumu “BSP’nin geleneksel dikey hiyerarşik toplum yapısını sarsma misyonunun başlangıcı olarak” adlandıran Miahra, köylerde ve kasabalarda yüzlerce toplantı düzenleyerek küskün Brahmanların şikayetlerini dinledi. Mayawati, kendi kızgın anti-Brahmancı üslubundan vazgeçti. Ve Brahmanlarla Müslümanları yerel konsey seçimlerinde bir araya getirmeye başladı.
Kaynak: Newsweek İnternational



Kosova Çingenelerinin Sitesi 31/05/2007
Artık Kosova Çingenelerinin bir internet sitesi var. Site Kosova Çingenelerinin insan hakları ve özellikle yaşanan iç savaş döneminde karşılaştıkları sorunlarla ilgili bilgileri yayınlayacak.
Siteyi hazırlayan dostlarımız kendilerini böyle tanıtıyorlar: "Bu site Kosova’daki Romanlar için insan hakları hakkında bilgi vermek üzere tasarlanmıştır. En son haberlere sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz. Üstelik 1999’daki Kosova Savaşı’nın kötü bir sonucu olan Romanlar’ın Kosova’dan kovulmalarına dair inceleme ve araştırmaları da sitemizde yayınlıyoruz.



UNİCEF Çingeneleri Araştırdı 01/06/2007
UNİCEF Güneydoğu Avrupa'da yaşayan Çingene çocukların karşılaştığı sorunları ortaya koymak amacıyla 8 ülkede ayrıntılı bir araştırma yaptı. Çalışmada Çingene çocukların sosyal ve ekonomik problemleri anlatılıyor.
Araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlara göre Çingenelerin dörtte üçüne yakını yoksulluk sınırının altında yaşıyorlar. Çingene çocukları yeterli beslenemiyor ve gereğince hastalıklara karşı aşılanamıyorlar. Eğitim sözkonusu olduğu Çingene çocukları diğer çocuklardan çok daha şanssız durumdalar.


Amerikan Çingenelerine Büyük Ayıp 03/06/2007
Milwaukee polis departmanı dedektiflerinden Dennis Marlock yayınladığı bir kitapta Romani dilini bir suç aracı gibi gösteriyor. Kitapta Çingene kültürünün sadece bir suç kültürü olduğu fikri işlenirken, Romani dilinin de bunun aracı olarak kullanıldığı iddia ediliyor. Kitapta Romani dili çok sayıda yanlış bilgi yeralıyor. Sözkonusu kitap yayınlandıktan sonra Amerikan Çingene aydınlarının büyük tepkisi ile karşılaştı.


Romanya Cumhurbaşkanı'ndan Küfür 03/06/2007
19 MAYIS 2007 de Romanya cumhurbaşkanı Traian Basescu gazeteci Andreea Pana yı kastederek "Seni yosma bugün yapıcak başka işin yokmu…”dedi ve ardından “.bu kokuşmuş çingene ne de saldırgan “ diye ekledi.
Daha sonra Traian Basescu Andreea Pana’dan bu haksız önyargısı için özür diledi ve kullanılan kelimelerin kesinlikle ülkesinde yaşayan çingenelere karşı Cumhurbaşkanı’nın bakış açısını yansıtmadığını ekledi.
Romani CRISS, Romanya Cumhurbaşkanını bu ırkçı sözlerinden dolayı kınadı,bu tür demeçlerin ülkede insanlar arasındaki hoşgörüsüzlüğü artıracağını vurguladı. Romani Criss temsilcisi sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanının basın açıklamasına göre kendisi söylediklerinden pişman olmamaktadır ancak böyle uygunsuz bir ifadenin kamuya yansımasından dolayı rahatsız olmuştur. Böyle uygunsuz bir dille aşağılanan Roman kadınlarından özür dilememiştir, kullandığı ifade ile Çingene ve Roman toplumunda neden olduğu rahatsızlığı görmezden geliyor.
Hiçbir şey Romanlara yada bir kadına karşı böyle bir dil kullanımını haklı çıkarmaz. Eğer Çingene sözcüğü hala bir insanı aşağılamak için kullanılıyorsa, tüm yapıcı konuşmaların ve politik söylevlerin ötesinde o ülkede yaşayan insanların Romanlara karşı önyargılara sahip oldukları açıktır.”


Çingene Gazeteciye Ödül 04/06/2007
Jarmila Balazova(35), ÇEK Edebiyat vakfı tarafından Karel Havlicek Borovsky Ödülü ile ödülendirilen Çingene asıllı gazeteci ünvanını elde etti. Balzova gerek çingene medyasında gerekse ulusal medyada televizyon,radyo ve basın alanlarında faaliyet göstermektedir. Balzova ödül töreninde yaptığı konuşmada “..Umarım kimliğim bu ödülün bana verilmesinde asıl sebeb olmamıştır..” dedi. Onyedi yaşından beri gazeteci olmak istediğini ve hiçbir zaman bu isteğinden vazgeçmeyeceğini belirtti. Balzova ödülün yarısını (50000 kron) UNICEF e bağışlama kararı aldığını ifade etti


Bihar Köyünde Korkunç Cinayet 05/06/2007
Bihar köyünde bir Dalit (Hindistan Çingenesi) kadını sadece bir inek çaldığı şüphesiyle dövülerek öldürüldü. Bu ölüm toplumdan yüzlerce insanın protestolarını başlattı.
Kari Devi, 45, Bihar'a yaklaşık 100 km uzaklıktaki Gaya bölgesi’ndeki Dhansir köyünden. Cuma günü daha önce bahsedilen köyün başı Saroj Singh’in ve onu ineklerini çalmakla suçlayan akrabalarının yanında dövüldü. Gaya polis amiri Amit Jain Pazar günü ‘durumu kritik olarak hükümet hastanesine kaldırıldı ve Cumartesi günü öldü’ diye konuştu.
250’nin üzerinde Dalit bu ölümü ulusal anayolu kapatarak ve sanıkların tutuklanmasını talep ederek protesto ettiler. Kocası Kurchi Manjhi ‘Onun masum olduğunu iddia ettik ama Singh ve akrabaları ona saldırdı ve bilincini kaybedene kadar dövdüler’ dedi. Köylülere göre Singh’in ineklerinden biri tarladan kayboldu ve Kari Devi’yi hırsızlıkla suçladı. Olayı gerçekleştiren sanıklar izlerini kaybettirmeyi başardılar



Zoraki Çingene Köyü 06/06/2007
Hrabusice belediye başkanı Stefan Labuda’nın anlattığına göre, Çingenelerin gecekondu bölgelerinden uzaklaştırılarak kendi yerleşim yerlerine yakın bölgelere yerleştirilmelerini protesto eden Slovak belediye başkanları, Çingeneler için yeni bir yerleşim mekanında karar kıldılar. Plana Letanovce, Hrabusice, Spissky Stvrtok ve Spisske Tomasovce sakinleri karşı çıktı. Labuda "Daha önce de üzerinde durulan, Dobosky adında, yeni bir yerleşim yeri bulduk ancak hükümetin onayını bekliyoruz” dedi.
Bulunan yeni mekanın, Spissky Stvrtok’a, önceden planlanan yer olan Strelniky kadar yakın olmayacağını sözlerine ekledi. Ancak ilk 500 ev Strelniky’ de inşa edilmeye başlandı bile. Spissky Stvrtok yakınlarındaki yerleşimin alt yapısı Avrupa Birliği'nce karşılanırken, evler devlet bütçesiyle inşa edildi.
Doğu Slovakya, Spisska Nova Ves yakınlarında Letanovce kenarındaki yerleşim Slovak Çingenelerin yoksulluğunun bir sembolü haline geldi. Tahminlere göre, beş milyonluk Slovakya nüfusunun 400,000’ini Çingene. Doğu Slovakya’nın en kötü yaşam koşullarına sahip nüfusunu Çingeneler oluşturuyor


Belçika Çingenelerinin İnternet Sitesi 11/06/2007
Site şimdilik sadece Hollanda dilinde ancak kullanımı çok kolay. Site Avrupa Roman ve Göçebeleri Forumunun dört belçikalı üyesinin ortak çalışmalarının sonucu olarak geliştirildi.
Opré Roma ngo, Onafhankelijk Roma Initiatief (O.R.I.), Bachtale Chave (Genç haraket) and Romane Dzuvja isimli dernekler bir yıl boyunca beraber çalışarak iş,eğitim,sağlık ve genç iş gücü konularında dersler ve kurslar organize ettiler ayrıca yerel çingene toplumu için iş ve eğitim konulu kurslar düzenlediler. Proje Federal Implus FFr kurumu tarafından finanse edildi.


Hindistan Çingenesine Zulüm 12/06/2007
Agra’daki korkunç olayda, kalabalık bir grup bir Dalit gencini soydu, ağaca bağladı, kafasının bir bölümünü kazıdı, suratına tükürüp 1 saatten fazla saldırdı.
Tüm bunlar Agra bölgesindeki mahkeme sarayının kampüsünde meydana geldi. Bu olayda yer alan insanların büyük kısmı avukattı.
Hindistan’ın Bar Konseyi olayla ilgili ciddi bir açıklama yaptı. Bar Konseyi’nin yardımcı başkanı Rajendra Raghuvanski ‘Bu olayla tam manasıyla ilgilenilecektir. Kimse kanunları kendi eline alamaz.’ şeklinde konuştu



Yunanistan'da Yeni Bir Parti 13/06/2007
Çingeneler’in sorunlarına çözüm bulma iddiasını taşıyan Yunanistan’daki ilk siyasi parti, partinin gayri resmi sözcüsünün dediğine göre yaklaşık 2 hafta içinde Avrupa Komisyonu’ndaki yerini alacak.
ASPIDA partisini temsil eden Christos Lambrou, parti memurlarının komisyon başkanı Jose Manuel Barroso’nun vekili ile Yunanistan’daki Romanlar’ın problemlerini tartışacaklarını söyledi.
Lambrou ASPIDA’nın gelecek yerel seçimde (Ekim’de) en az bir çift yerel idare ile temsil edileceğini açıkladı. Partinin temel hedef olarak ‘kalın kafalı olmayan ve camdan bir baloncuk içine hapsolmamış’ politikacıları yetiştirmeye çalıştığını bildirdi.
Lambrou ASPIDA’nın taktiksel nedenler için yerel seçimler zarfında bu ana partilerden biriyle –Yeni Demokrasi ya da PASOK- çalışma ihtimalini incelediğini söyledi.



Avrupa'da Siyasal Katılım 14/06/2007
Avrupa Roman Haber Ofisi(ERIO) ve Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı birlikte, Mayıs 2007’de Çingenelerin Siyasal Katılımı üzerine bir çalışma hazırladı.
Çalışmada kullanılan mantığa göre ideal bir dünyada politik kuruluşlar tamamıyla temsil ettikleri toplumun bir kompozisyonunu yansıtmalıdır. Bu mantığa göre Avrupa Birliği’nde 10 milyondan fazla olduğu tahmin edilen Roman nüfusu göz önüne alındığında, Avrupa’daki siyasi temsilcilerin %2’sinin Çingene toplumundan olması bekleniyor. Yine aynı mantıkla Avrupa Parlamentosu’ndaki 785 üyeden 16’sının Çingene toplumundan gelmesi gerekiyor. İdeal mantıkla kurgulanan bu veriler henüz gerçek değil. Çingenelerin siyasal katılım düzeyi Avrupa’da halen çok düşük.



Rusya Çingeneleri 15/06/2007
Coğrafi olarak ülkenin geneline yayılmış; Rusya’daki Roman Çingeneleri kültür, dil ve gelenekle ilgili olarak, çoğunluk Rus nüfusundan farklılık göstermektedir. Başka yerdeki bir olay gibi, grup tarihe göre, farklı biçimlerde resmi/resmi olmayan ayrım ve önyargının yaygın hedefi oldu. Diğer Doğu/merkez Avrupa ülkelerindeki kendi akrabalarının ayrım ve önyargılarının derecesine nazaran Rusya’daki Romanlar biraz daha iyi bir konumda gözüküyorlar.
Romanlar ilk olarak Rusya’ya, 10. yüzyılda geldiler. O zamandan itibaren, pek çok Roman diğer Doğu Avrupa ülkelerinden Rusya’ya göç ettiler. Rus Devrimi’nden sonra (1917) Romanlar, ilk defa olarak, diğer etnik gruplar eşliğinde yurttaşlık haklarını aldılar. Bu, eğitici ve kültürel Roman faaliyetlerinin önemli bir kısmını harekete geçirmiş oldular. Komünist hükümet ayrıca göçebe Romanlar’ı sınırlı sayıda başarıyla düzene sokmayı da denedi. Bu 1930’larda Stalin’in sindirme politikası izlediği dönemlerde sona erdi. 1937’den sonra 1989’a kadar Roman dilinde hiçbir şey basılmadı. 1956’da Khrushchev aşiret hayatını yasakladı. Buna rağmen yeni yasa yanlış uygulandı ve Romanlar göçebe yaşamlarını devam ettirdiler. 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Ruslar’ın Romanlar’a karşı tutumu karışık bir hal aldı. Bazı araştırmalar Romanlar’a Ruslar tarafından alınan tavrı doğru bulurken bazıları da bulmuyordu. Buna rağmen çöküşten sonra, milliyetçi faşizmin yükselişi Ruslar’a yeni bir ırkçı ayrım dalgası getirdi. Bu, Romanlar’a karşı etnik Ruslar tarafından uygulanan öldürücü toplumsal çatışmaları da kapsıyordu. Özellikle de son yıllarda.
Romanlar Rus toplumu içinde en yoksul kesim arasında yer alıyor. Bazıları evsiz, bazıları da gelir kaynağı sağlamaları için yalvarıyor. Cehalet oranları, nüfusun genelinden çok daha yüksek ve çoğu Rusça’yı yerel dil olarak konuşmuyor. Her ne kadar bu konu üzerine çok az bilgi olsa da, çalışma yerlerinde ya da eğitimlerinde ayrımcılıktan dolayı zarar görüyor olmaları muhtemel.
Gerçek şu ki, Romanlar yoksulluk ve ekonomik stresten zarar görüyorlar ve grup haksızlıkları başarısız eklemlemeleri durdurdu. Buna rağmen son on yılda Romanlar’ı temsil eden kuruluşların sayılarında bir patlama yaşandı. Bunlar kültürel merakları teşvik ve himaye etmekle kaldı. Romanlar’ı temsil eden en eski ve muhtemelen en aktif NGO, Roman dilini ve genel kültürünü kurtarma ve genişletme hedefleriyle Romano Kher(1991)’ye dayanan Moskova’ydı. Romanlar’ı toplumla bütünleştirmeyi ve kültürlerini korumayı hedeflemiş olan Roma Ural (1997) gibi başka çeşitli bölgesel kuruluşlar da vardı. İç grup çekişmelerine dair delil yoktu.
www.erionet.org



Çek Cumhuriyeti'ne Çingene Tepkisi 16/06/2007
Nazizim kurbanlarını savunma amaçlı oluşturulmuş uluslararası birlikler; Çek Cumhuriyetini, Nazi döneminde Bohemya ve Morava’da yaşanan Çingene soykırımını hatırlamaya çağırarak, Prag’ın Çingene toplama kampının üzerine domuz çiftliği kurulmasına izin vermesini eleştirdi. Birlikler, Almanya başbakanı ve Avrupa Topluluğu üye başkanı Angela Markel’den bu konuyla ilgilenmesini istedi.
Bahemya’nın Pisek yakınlarındaki Lety bölgesinde kurulan domuz çiftliği, savaş dönemi zamanı yüzlerce Çingenenin öldüğü ve bir o kadarının da imha kamplarına yollandığı bölge üzerinde bulunuyor. Almanya’daki, Auschwitz ve Buchenwald toplama kamplarında bulunmuş Roman ve Sintiler tarafından Berlin’de yapılan itiraz, sadece Merkel’e değil Çek Başbakanı Mirek Topolanek’e de sesleniyor.
İtiraz, Katliam Kurbanı Çingeneleri Koruma Çek Komitesi başkanı Cenek Ruzicka tarafından sunuldu. İtirazda, Lety’de yaşanan bu durum, Çek Cumhuriyeti gibi demokratik bir ülke için utanç verici olduğu ve soykırımda hayatını kaybeden ve kurtulmayı başarmış kişilere karşı büyük saygısızlık olduğu yer alıyor. Sunulan itirazda, ayrıca, Güney Bohemya’da, kesinlikle kabul edilemez domuz çiftliğinin yakınına bir anıt kurulmasını öngörüyor. Domuz çiftliğinin mümkün olduğunca çabuk kaldırılması gerektiği sözlere ekleniliyor.
Uluslararası Auchwitz Komitesinin başkanı Noah Flug, imza sahiplerinin bu durumu protesto ettiklerini ve geçmişte büyük ölümlerin yaşandığı bu yerde domuz çiftliğinin kurulmasının imkansız olduğunu söyledi. Buchenwald tutsakları komitesi temsilcisi Guenther Pappenheim ise, bu durumu inanılmaz bir skandal olarak yorumladı. Birlikler, ayrıca, eski başka bir toplama kampı bölgesi üzerine kurulmuş olan spor merkezinin kaldırılmasını talep etti.
Tarihsel verilere göre 1308 insanın alıkonulduğu Lety kampında 327 kişi öldü, 500 kişi Aucshwitz kampına gönderildi. Kunstat yakınlarındaki Hodonin’de ise, 1375 kişi alıkonuldu ve bunlardan 207’si öldü ve 800’ü Auschwitz’e gönderildi. Ruzicka; Çek Devletinin bu soruna, ülkedeki Çingeneleri rahatlatacak bir çözüm getirmediğinden yakındı. Çek yönetiminin; domuz çiftliğinden sağlayacağı geliri, katledilen Çingenelere duyulması gereken saygıdan üstün tutmasını da eleştirdi.
2005’te; Avrupa Parlamento’su, Çek Cumhuriyeti’nden Lety’deki domuz çiftliğinin kaldırılması teklifinde bulundu. Geçen yaz; Çek Cumhuriyeti Çingene konseyi, Lety’deki domuz çiftliği ve belki Hodonin’deki spor merkezinin satın alınabilmesi için bir bütçe oluşturulması önerisinde bulundu. Yönetimin, kaynak eksikliğini sebep göstermesi nedeniyle şimdiye kadar hiçbir çözüme ulaşılamadı. Bir önceki sol eğilimli yönetim, onlarca baş hayvandan oluşan çiftliğin kapatılması için araştırmada bulunmuştu.



Klein Çingeneleri Savunuyor 17/06/2007
Makedonya Dışişleri Bakanı Miloshoski ile yaptıkları toplantıdan sonra Vaya Con Dios’un lideri Ms. Dani Klein’nın yaptığı konuşma:

"Yakın bir zaman önce; Avrupa Parlamentosunun bazı üyerinden, Avrupa’daki Çingenelerin durumlarının düzeltilmesi konusunda kurdukları çalışma birliklerine davet almış olmaktan mutluluk duydum. Verdiğim her konserde, Avrupa’daki Çingenelerin bulundukları zor duruma ve özellikle Avrupa’daki Çingenelere karşı olumsuz düşüncelere dikkati çekmeye çalıştım.

İlk çingene dostlarımla, müzikleri sayesinde tanıştım. Ve, maalesef, gördüm ki; bu çok yetenekli dostlarımın yaşadıkları hayat, müzikleri kadar güzel değil. Avrupa’daki Çingeneler; kamu hizmetlerinde eşitsizlik, eğitim hakkından faydalanamama, insalık dışı koşullarda yaşama ve medyanın Çingeneleri kötüleyen yayınlarına maruz kalma gibi durumlarla toplumsal hayata yansıyan bir ırk ayrımcılığıyla karşı karşıya.

Dün Skopje’de konser verdim ve bugün, dışişleri bakanı Antonio Miloshoski ile, ülkenizin Çingenelerin durumunun düzeltilmesi için sarfettiği çaba hakkında görüştüm.

Bana göre; devletiniz, Çingenelerin içinde bulundukları sorunu oldukça dikkate alıyor ve bu durumun iyileştirmesinde de oldukça kararlı. Umarım; Makedonya ve bütün Avrupa ülkeleri Çingenelerin yaşam koşullarını geliştirmek için sadece kağıt üzerinde kalmayan, Çingene yerleşimlerinde birebir görülebilen, somut adımlar atacaktır.
Gördüğüm kadarıyla, Çingeneler, anayasada tanındığı kadar devlet yönetiminde yer alamıyorlar.

Umarım, yaptığımız bu görüşme, Başkan Miloshoski’yi ve Makedonya yönetimini Çingenelerle daha çok yakın çalışmaya iter.”




Ağustos'ta Gençlik Kampı 19/06/2007
Avrupa Genç Çingeneler Forumu Ağustos ayı içerisinde bir gençlik kampı düzenleyecek. Kampa Çingene gençler, aktivistler, Avrupa Genç Çingeneler Forumu üyeleri ve genç Çingene sanatçılar katılabilecek. Etkinlik düzenleme kurulu tarafından dağıtılan materyallerde şu şekilde tanıtılıyor:
"Bu proje, bir Avrupa Gençlik Kampanyası olan “farklı ama eşit” anlayışı çerçevesinde ve Avrupa Konseyi kampanyası “DOSTA!” ile işbirliği içinde gerçekleşmekte.
Proje, 2005’te yürütülen “Çingene Genşliği – RAXI Kampanyasından 10 yıl sonra durum ve perspektifler” çalışmasının ve “Çingene-fobi ve Çingene karşıtlışı – eski fenomen, yeni itirazlar “ Konferansı ve “Çingene Hakları ve Fırsat Eşitliği” çalişmalarının devamı niteliğinde.
Proje, AGÇF’nin Avrupa’da yürüttüğü kampanya kapsamındaki en büyük aktivite. Proje boyunca önceki üç projede tartışılan konulara da yer verilecek. Aktivitenin sadece yerel değil, Avrupa çapında bir etki doğurması bekleniyor.
Projenin hazırlığına ve gerçekleştirilmesine katkı sunmaları üzere bir çok ortak davetli"



Son Ayılar da Gitti 20/06/2007
Bulgaristan'da ayıcılıkla geçinen Lovara Çingenelerinin ayıları ellerinden alındı. Geçmişte benzer bir olay uluslararası hayvan hakları cemiyetlerinin çabalarıyla Türkiye'deki ayıcıların da başına gelmişti.
Bulgaristan'da Çingene ailelerden alınan ayılar Avrupa'da son kalan 3 dansçı ayıydı. Yetkililer bu uygulamalarını ailelerin hayvanlara kötü davranmasına dayandırırken aileler bu iddiaları kabul etmediler. Lovaralar, bu ayıları kendi ailelerinden ayrı görmediklerini söylüyorlar



Göçebelerin Konut Sorunu 20/06/2007
Hackney Belediyesi ile Londra Belediyesi işbirliği halinde, Hackney'de yaşayan Çingenelerin konut sorunu ile ilgili bir çalışma başlattılar. Özellikle göçebelerin yaşadığı bölgelerin nasıl daha iyi hale getirilebileceği tartışılıyor.
Bu bölgede yaşayan göçebe Çingeneler ciddi konut problemleri yaşıyorlar. Belediye hem sorunlar hakkında bilgi toplamak hem de göçerlerin düzenlemeye nasıl yaklaştığını anlamak için bir anket düzenliyor.


Irkçı Saldırıya Karşı AİHM Kararı 21/06/2007
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 31 Mayıs tarihli Hırvatistan davasında, Hırvat otorilerinin, Çingene bir vatandaşa yönelik ırkçı saiklerle gerçekleştirilmiş saldırıya dair soruşturmayı gereğince yerine getirmemiş olduğunu da gözönünde bulundurarak, emsalleri içinde dönüm noktası sayılabilecek bir hükme vardı. Mahkemeye göre, Hırvat otoriteler soruşturmayı yeterli ve gereğince hızlı yerine getirmediği gibi, saldırının ardında yatan muhtemel ırkçı saikleri de gözardı ettiler.
Olayla ilgili dava için mahkeme, bireylerce gerçekleştirilen ırkçı saldırılar konusunda özel olarak hazırlanmıştı ve karar Avrupa’da hızla artmakta olan bu tür nefrete dayalı suçlarla ilgili kovuşturmaların acilen ve hızla yerine getirilmesi için bir çağrı niteliğindeydi. Bu karar sadece kısmi bir adalet sağlamakta çünkü gerçekleştirdikleri insanlık dışı saldırıdan sekiz yıl sonra bile saldırganlar hala serbest. Bu karar Hırvatistan otoritelerini, failleri adalet karşısına getirmeye ve kurbana karşı görevlerini yerine getirmeye zorlayabilir.


Bulgaristan'da İşsizlik Sorunu 22/06/2007
Bulgaristan'da faaliyet yürüten Kubate adlı Çingene kuruluşu, Bulgaristan'da yaşayan Çingenelerin işsizlik problemi ile mücadele edebilmek için bir "Zanaatlar Merkezi" oluşturuyor.
Kupate” kuruluşundan projeyi yöneten Milen Milanov:
Bu proje fikri, iki yıl önce, çingene kökenli işadamları klübünü oluşturduğumuzda doğdu. O zaman onların nitelikli kadro sorunu yaşadıkları anlaşıldı. Buna bağlı olarak azınlık temsilcilerinin istihdamı ile ilgili “Zanaatlar Merkezi” Projesi fikri yaygınlık kazandı. Projeyi uygularken çabalarımız, çingenelerin iş piyasasında rekabet gücünü artırarak, çeşitli mesleklerde eğitilmesine yönelik olacak.”



AB Sürecinde Çingenelerin Entegrasyonu 23/06/2007
Bulgaristan Başbakanı Sergey Stanişev, Bulgaristan'ın AB'yle bütünleşmesi sürecinde Çingenelerin toplumsal entegrasyonunun çok önemli olduğunu dile getirdi. Stanişev, çeşitli Avrupa Birliği ülkelerini Çingenelerinin sorunlarına daha büyük ilgi göstermeye ve bu sorunlara daha geniş bir kaynak ayırmaya davet etti




Sofya'da Çingeneler İçin Toplantı 24/06/2007
Çingeneler için Uyum Programı 10. Uluslararası Yönetim Komitesi toplantısı Sofya'da başladı. Çeşitli Balkan ülkelerinden temsilcilerin katıldığı toplantının açılış konuşmasını Bulgaristan Başbakanı Stanişev yaptı.
Bulgaristan, Macaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Karadağ ve Romanya olmak üzere 9 ülkeden hükümet yetkilileri toplantıya katıldılar.
Stanişev, hükümetinin 2008-2015 dönemine ait, Çingenelerin topluma entegrasyonu alanında yeni bir çalışma projesini hazırlamak üzere olduğunu bildirdi.


Yolun Hayalleri 27/06/2007
Martin Levinson ve Avril Silk tarafından hazırlanan "Yolun Hayalleri Batı Ülkesinde Çingene Yaşamı" isimli kitap Birlin Ltd isimli yayınevi tarafından basıldı. Kitap Güneybatı İngiltere'de yaşayan Çingeneleri anlatıyor.
Kitap yazarları tarafından şu sözlerle tanıtılıyor:
" Kitabı övmeye çalışmıyorum; ne ben ne de yardımcı yazarım bunun için telif hakkı kabul etmedik. Bunu yapmamızda maddi hiçbir kazanç söz konusu değil. Sadece Çingeneler’in kendi seslerine dayalı olmasının Çingene olmayanlar tarafından yazılmasına nazaran daha anlamlı olacağını düşündük.
Avril de ben de uzun yıllar Çingene aileleriyle çalıştık. Bu kitabı yazma güdümüz de son zamanlarda medyamızda karşılaştıkları saldırgan propagandalardan doğdu. İnsanlara onların mirasımızın önemli bir bölümünü oluşturduklarını hatırlatmak ve bu bölgede yaşamaları için temel bir hak sahibi olmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Ben Exeter Üniversitesi’nde çalışıyorum; bütün araştırmalarım Çingeneler’in eğitimleri, kültürleri ve kimlikleri hakkında yayınlara dayanıyor. Bu konu üzerine de birkaç akademik makale yazmıştım. Avril de Somerset Yolcu Eğitim takımıyla yıllarca çalıştı"



Çingene Mahallesinde Fotoğraf Atölyesi 28/06/2007
İstanbul'da geçtiğimiz aylarda düzenlenen Genç Roman Fotoğrafçılar sergisine katılan Yunanistan Çingeneleri, 8 yıla dayanan bir fotoğraf atölyesi projesi sayesinde kendilerini geliştirme fırsatı bulmuşlar.
1999 yılında Yunanistan Kültür Bakanlığı genç Çingeneler için 4 yıl sürecek bir fotoğraf eğitimi projesi başlatmış. Bu kapsamda Atina'nın ünlü bir Çingene mahallesi olan Agia Varvarada bir atölye oluşturulmuş. Atölyede Yunan fotoğrafçı Stelios Efstathopoulos öğretmenlik yapmış.
Stelios Efstathopoulos bu süreçte yaşadığı deneyimi şöyle aktarıyor: Sadece Yunanistanda değil tüm Avrupada çingeneler hep bir problem, pislik hatta hırsız olarak görülürler. Ama ben çingeneleri aşkla dolu görüyorum, hatta bazen sahip oldukları özgürlük duygusu nedeniyle kıskanıyorum da.


Çingene Zanaatları Sergisi 29/06/2007

Prag’daki sergi olumsuz klişeleri gidermek için alışılmadık bir yol buldu. Çingene toplumuna mensup olanlar genellikle işsizler ve devlet kazancından da yoksunlar. Günümüzdeki sergi ve unutulan Roman zanaatları, Çekoslovak ve Slovak Çingeneler’in çok ağır kol işçiliği ile çalıştığını gösteriyor.
Roman aktivisti Jan Rac 30 yıldan beri Çingene zanaatlarından örnekler topluyor. Doğu Slovakya’da bir Çingene yerleşkesinde doğdu, toplumda el yapımı zanaatların yaşamak için nasıl takas edildiğine şahit oldu. Sergi eşyalarının çoğu ailesinin yaşadığı alanlardan:
Bu kazan büyüdüğüm Roman yerleşkesi Caskovice’de kullanıldı. Kazan orada yaşayan nerdeyse tüm Romanların işine yaradı. İnsanlar yemek, temizlik ve banyo gibi ihtiyaçları için suya muhtaçlardı. Ama herhangi bir su tedariği olmuyordu. O yüzden biri şehre gidiyor, yanında götürdüğü şeyi dolduruyor ve yerleşkeye geri getiriyordu. Böylece yerleşke sakinleri tarafından sabit su tedarik ediliyordu. Kazan her zaman yanan ocağa devredildi ve böylece hiç su kıtlığı yaşamadık.’
1893’te Macaristan’da pek çok Çingenenin sanatçı ve müzisyen olduğunu gösteren bir nüfus sayımı gerçekleştirildi. Jan Rac bu talebi geniş bir sanat karışımı örnekleriyle desteklemeyi umuyor- tamircilerin işlerinden, halı dokumalarından ve fırça yapımlarından…
Sergi ayrıca artık üretimi olamayan oklavaları ve basit evlerin yapımında kullanılan kerpiç tuğlaları, son zamanlarda Slovak Çingeneler tarafından İtalyan müşteriler için yapılan hasır mobilyaları da gösteriyor.
Bir diğer ilginç sergi eşyası da 1814’e dayanan bu örs. Çingeneler hiç ayakta demircilik işi yapmadılar. Bu iş için hep oturuyorlardı. Bu nedenle çok küçük ve taşınabilir. Hep toprağın içine yerleştirilirdi. Ayrıca artık hiç göremeyeceğiniz tamirci sanatından örnekler de var. Çan yapımı da gittikçe yok olmakta. Tekne yapımıyla alakalı olarak, Slovakya’da hala tekne yapan işçiler bulabilirsiniz. Ama sadece doğu bölgesinde.
Jan Rac bir keresinde kendisi sepet üreticiliği yaptı. Pek çok Roman’ın yapmasına rağmen o bu konuda daha modern bir yaşama ilerledi. Ama geleneksel sanatların Roman toplumunda giderek geliştiğini, giderek daha belirgin bir hale geldiğini söylüyor…
Çek Cumhuriyet’inde yaşayan Romanlar 1950’lerde Slovakya’dan buraya iş bulmak amacıyla geldiler. Bu insanlar bu zanaatları bilmemelerine rağmen bir canlanma var gibi gözüküyor. Şu anda sepet yapımını ve tekstil işçiliğini görüyoruz.’
Unutulmuş ve Geleneksel Çingene sanatları’ sergisi halen Ulusal Müze’de görülebilir



Çingene Aileye Molotoflu Saldırı 06/7/2007
Çek Cumhuriyeti’nin Kuzey Moravia bölgesinde geçtiğimiz cumartesi günü 5 kişinden oluşan bir çingene ailenin evine Molotof kokteyli atıldı. Saldırı sonucunda ölen ya da yaralanan olmazken evde maddi hasar meydana geldi. Saldırıyı kimin yaptığı konusunda halen herhangi bir bilgi elde edilemedi. 1996 ve 1998 yıllarında benzer saldırılar meydan gelmiş, saldırılar sonucunda biri çocuk olmak üzere 3 çingene hayatını kaybetmişti. Yapılan araştırmalar sonucunda faillerinin neo-nazi gruplar olduğu anlaşılmıştı.


Çingene Gettolarındaki Sorunlar 07/7/2007
Çek Cumhuriyeti hükümeti çingene gettolarındaki sorunları çözmek üzere geliştirme planları hazırlıyor. İşsizlik, eğitim ve konutların iyileştirilmesi konularını içeren planlar 80.000 çingeneyi kapsıyor.
Eğitim bakanı, eğitim konusunun geliştirme planlarının merkezinde olduğunu belirtirken, çingenelerin topluma entegre edilişinden eğitimin önemini vurguladı ve gerekirse ülke genelinde uygulanan eğitim-öğretim programından daha farklı bir program geliştirebileceklerini belirtti.


6 Temmuz günü, Hindistan’ın MANSİNGHPUR bölgesinde bir ağaca tırmanan 1’i çocuk 3 dalite ateş açıldı. Polis raporuna göre ateş açanlar üst kast mensupları ve ateş açma nedenleri ise; alt kasttan olan Hindistan Çingenelerinin üst kast mensuplarından ağaca çıkarak daha yüksekte olmaları!
Açılan ateş sonucu çocuğa herhangi bir şey olmazken, diğer çingene burnundan yaralanarak hastaneye kaldırıldı.




Avrupa Temel Haklar Merkezi’nin temmuz ayında yayınladığı rapora göre, İtalya’da 50 bin tane çocuk dilencinin olduğu belirtiliyor; bu çocukların büyük çoğunluğunu 12 yaş altındaki çingene çocukları oluşturuyor. Çeşitli Balkan ülkelerinden yasadışı yollarla İtalya’ya gelen çingene çocukları, yetkililer tarafından sokaklardan toplanıp, geçici olarak rehabilitasyon merkezlerine yerleştiriliyor ve ailelerine ulaşılmaya çalışılıyor fakat bu süreçte çocukların bir çoğunun bu merkezlerden kaçarak sokaklarda dilenmeye devam ettiği düşünülüyor. 
Ailelerine ulaşılamayan çocuklar ise, kalıcı yurtlara yerleştiriliyor ve eğitim süreci başlıyor.

Kaynak: www.upi.com


AB Komisyonu Uyardı 14/7/2007
Avrupa Komisyonu etnik ve kültürel ayrımcılıkla mücadele konusunda gerekli kanuni düzenlemeleri yapmayan 14 üyesini bu düzenlemeleri acilen yapmaları için uyardı. İspanya, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Fransa, İrlanda, İngiltere, Yunanistan, İtalya, Litvanya, Polonya, Slovenya ve Slovakya’ ya 17 Haziran 2000 tarihinde kanunlarında etnik ve kültürel ayrımcılıkla mücadele konusunda gerekli değişiklikleri yapmaları gerektiği bildirilmiş ve 2003 yılına kadar süre tanınmıştı; aradan yaklaşık 7 sene geçmesine rağmen herhangi bir değişikliğin yapılmaması sebebiyle bu üyeler uyarıldı. Uyarılan ülkeler 2 ay içinde mazeretlerini bildirmek zorundalar.
Kaynak: ERRC


Romanya’nın başkenti Bükreş’in 50 km kuzeyinde yer alan Barbuleşti’de yapılan belediye başkanlığı seçimlerini ilk defa bir çingene kazandı. 21 milyon nüfusu olan Romanya’da 2 milyon çingene bulunmakta. Ion Cutitaru, 2 milyon çingene nüfustan çıkan ilk belediye başkanı olma özelliğini taşıyor.
Göreve başlar başlamaz çeşitli sosyal yardımlar yapmaya başlayan Ion Cutitaru’nun en önemli hedefleri, Barbuleşti’ye karakol, veteriner kliniği, postane ve çingene kültür merkezi yaptırmak ve iş olanaklarını arttırmak olduğunu belirtiyor. Hedeflerini gerçekleştirirken, Avrupa Birliği’nin çingeneler için ayırdığı 10 milyon euro’dan faydalanmak için elinden geleni yapacağını belediye başkanı, insanlardan devletlerin bir şey isteyebilmeleri için her şeyden önce insanlara bir şeyler kazandırmak gerektiğini düşünüyor.
Kaynak: www.tol.cz


Çek Cumhuriyeti’nde çingenelerden oluşan bir rap grubu kuruldu ve ilk konserlerini Prag’da verdiler. Gipsy.cz isimli grup çingene ezgileriyle, rap müziği harmanlayarak hoş bir karışım ortaya çıkarmışlar. 
Grup şarkı sözlerinde kültürel ayrımcılık konusunu işliyor. 
Konserde ilk söyledikleri şarkının bir bölümünün çevirisi şöyle:

Çingene olup olmaman önemli değil ritme kendini bırak
Herkes bilsin ben bir çingeneyim,
Bu adamlar benim grubum ve onlar da çingene!



Madonna Çingeneler İçin Söyledi 13/7/2007
Ünlü pop şarkıcısı Madonna, İngiltere’de Gogol Bordello ile konsere çıkıp sevilen şarkılarının bir kısmını çingenece söyledi.
Londra’da, küresel ısınmanın boyutlarına dikkat çekmek üzere yapılan Live Earth konserinde çingenece olarak şarkılarını yeniden düzenleyen Madonna, bu şarkıları ünlü çingene grup Gogol bordello ile seslendirerek, izleyicilere hoş bir tecrübe yaşattı.



Irkçı Senatörden Yüzeysel Yorum 18/7/2007
Çek Cumhuriyeti Senatörü ve Çek Cumhuriyeti’nin en büyük 3. şehri Ostrava’nın belediye başkanı Liana Janackova, geçen yıl gizli olarak kaydedilen bir kasette sarf ettiği ırkçı söylemlere bir yenisini daha ekledi; çingenelerin birçok sorunun sebebi olduğunu, bu sorunların çözümünde iş birliği yapmadıklarını ve kanunlara uymadıklarını belirten bir mülakat verdi. Geçen yıl da ırkçı söylemlerde bulunan Janakova, ırkçı olmadığını da üstüne basarak belirtti.
Çekilen gizli kayıtta; “ ne yazık ki ırkçıyım ve göçebe yaşamak istedikleri için çingenelerin toplumla kaynaşmasına karşıyım… çingeneler ülkedeki refahtan faydalanıyorlar fakat bunun karşılığında hiç bir şey yapmıyorlar, onlar topluma adapte olamazlar, görevlerinden çok haklarını biliyorlar.” gibi cümleler sarf etmişti.
Kaynak: www.romea.cz


Yargıç" Belgeselinin Gösterimi Yapıldı 19/7/2007
Daha önce duyurduğumuz, 2. Dünya Savaşı sırasında Romanya’dan sınırdışı edilen çingeneleri konu alan, “Yargıç” belgeselinin gösterimi 12 Temmuz 2007 tarihinde İsviçre’nin başkenti Zürih’te “Çingene Kültürü” başlıklı etkinlik kapsamında, gerçekleştirildi.
Etkinlikler kapsamında birçok toplantı ve panel gerçekleştirildi; dünya coğrafyasındaki çingenelerin durumu tartışıldı ve yapılabilecekler konusunda, Avrupa’nın birçok ülkesinden gelen insanlarca fikir teatisinde bulunuldu. Çingenelerin, dünyanın ayrılmaz bir parçası olduğu ve bunun anlatılması, bu konuda mücadele etmenin gerekliliği konusunda karara varıldı




"Çek Senatöre Soruşturma 24/7/2007
Daha önce duyurduğumuz, 2. Dünya Savaşı sırasında Romanya’dan sınırdışı edilen çingeneleri konu alan, “Yargıç” belgeselinin gösterimi 12 Temmuz 2007 tarihinde İsviçre’nin başkenti Zürih’te “Çingene Kültürü” başlıklı etkinlik kapsamında, gerçekleştirildi.
Etkinlikler kapsamında birçok toplantı ve panel gerçekleştirildi; dünya coğrafyasındaki çingenelerin durumu tartışıldı ve yapılabilecekler konusunda, Avrupa’nın birçok ülkesinden gelen insanlarca fikir teatisinde bulunuldu. Çingenelerin, dünyanın ayrılmaz bir parçası olduğu ve bunun anlatılması, bu konuda mücadele etmenin gerekliliği konusunda karara varıldı


Kadınlar Güzellik Yarışmasına Karşı Çıktı 26/7/2007
Makedonya'da düzenlenen Çingene güzellik yarismasi, Uluslararasi Çingene Kadinlari Birligi (IRWN) tarafindan, Çingene kadinlarini asagiladigi gerekçesiyle protesto edildi. Birlik, bir protesto mektubu hazirlayarak dünyanin dört bir tarafindaki kadin gruplarini yarismadan haberdar etti ve bu konuya muhalefet edilmesini istedi. Protesto mektubunda, Çingene kadinlarinin hepsinin güzel ve güçlü oldugunun, tarih boyunca hem ailesini hem de çingene kültürünü korudugunun alti çizildi ve bu tür yarismalarin kadinlari erkeklere sunmanin yollarindan birisi oldugu belirtildi. Protesto mektubunun tamamini okumak için asagidaki linki kullanabilirsiniz: http://www.idebate.org/discussion/view_topic.php?id=1459&forum_id=54
kaynak: 
International Romani Women Network (IRWN)



Çingene Çocuklar Koruma Altında 28/7/2007
Dublin’nin en işlek otoyolu çevresinde kamp yapan Romanyalı Çingene çocuklarından üçü elverişsiz yaşam koşullarından dolayı devlet tarafından koruma altına alındı. Nem oranının çok yüksek olduğu yaz döneminde 30’dan fazla yetişkin ve çocuk, sağlıksız ve özel bir barınağa sahip olmadan anayol kenarlarında yaklaşık 2 aydan beri ikamet ediyor.
İrlanda Çingene Koruma Derneği, 20’den fazla İrlandalı yardım kuruluşuyla birlikte, ırkçı saldırılara maruz kalan bu yerleşimcilere devlet tarafından uygun barınaklar sağlanması için çalışıyor. Sorun; Romanyalı ve Bulgar vatandaşların, Avrupa’da serbest dolaşım hakları bulunmasına rağmen, çalışmaları için izin almaları gerekmeleri ve devletlerin sosyal hizmetlerinden ya da kamu barınaklarından yararlanamıyor olmaları.
Sağlık Hizmetleri yönetiminin üç çocuğu koruma altına aldığını doğruladı ancak bu konuda başka bilgi verilmedi.
Çingene Dayanışma Grubu "Barınma planı konusunda görevli Dublin’de dört tane yerel yönetim bulunuyor ve sağlık hizmetlerinden sorumlu birimler barınak sağlamanmasından da sorumlu” diyor."Bu idareler, ilgili ailelere yeterli yaşam koşullarını ve barınma imkanlarını çok çabuk sağlamak durumunda.” "İdareleri, acil yardıma ihtiyacı olan bu ailelere destek olunması için yardıma çağırıyoruz.
İrlanda Çocukların Şiddetten Korunması Birliği göre, bu durum toplumsal bir mesele haline gelmiştir. Romanyalı gruptaki kişilerin birçoğu Nisanda uçak yoluyla ülkeye giriş yaparak kuzey-batı otoyolunun çevresine kamp kurdu. Ancak buradan kovulmaları nedeniyle, saklanmak amacıyla etrafı gür yeşillik alanla çevrili M50 otoyol çevresine yerleştirler. Kağıttan çadırları, yabani otların üzerine kurulu. Çevresi çöp, dışkı ve çamurla çevrili bu çatırlarda, yaşları 0,6 ile 9 arasında değişen 15 kadar çocuk bulunuyor.
Kötü hava koşulları, atıklar için bir sistemin olmaması ve çadırların elverişsizliği yerleşimcilerin sıkıntılarından en önemlileri.
Laura, 25, İrlanda’ya iş bulup kendisine iyi bir hayat kurmak için gelenlerden biri. “Sadece kalabileceğim bir ev, çalışabileceğim bir iş istiyorum. Yollardaki arabaları durdurarak para kazanabiliyorum ancak.” diyor. "Ama evde olmaktan daha iyi çünkü burada umutlarımız var.” Kampın karşısında bir kartonun üzerinde, yanında oynayan sarı saçlı mavi gözlü 3 yaşındaki oğlu Christen ile birlikte 24 yaşındaki Alexander oturuyor. İrlanda Çingene Dayanışma grubu çevirmeni yardımıyla "iş yok, ev yok” diyor. "Bütün gün boyunca uyuyorum. Christen de oynuyor. Bazen de dışarı para bulmaya gidiyorum.”
İrlanda yerleşim destek departmanı Pavee Point yerleşimcilere gıda ve ihtiyaç yardımında bulunuyor ancak devlet yardımı olmadan barınak sağlanması mümkün değil. Focus İrlanda, Çocuk Hakları Birliği, İrlanda Çalışanlar Birliği ve Pavee Point’i de içine alan birçok kuruluş devletin bu konuda yardım eli uzatmasını bekliyor. 
Sözcünün söylediğine göre; "Sağlık Servisi, yerel ve ulusal kuruluşlarla çalışarak M50 otoyolundaki Roman ailelerinin ihtiyaçlarının karşılanması için çalışmaya devam ediyor.”

"Bu durum sosyal yardım uzmanlarını, sağlık çalışanlarını ve bakıcıları gerekli kılıyor. Esas mesele ise bu aileler için güvenli ortamın sağlanması. Bu sorunun çok çabuk çözülebilmesi için yerel yönetimin çalışmasını sağlamaya gayret ediyoruz.”


Hindistan Çingenelerinin Acı Haftası 31/7/2007
Geçtiğimiz hafta Hindistan’da biri 14 yaşında olan kız çocuğuna, diğerleri 25 ve 30 yaşında olan kadınlara tecavüz edildi. Polis, failleri aramaya devam ediyor. Tecavüze uğrayan insanların Hindistan Çingeneleri olmaları önemli bir ayrıntı çünkü birkaç sene öncesine kadar düşük kast mensuplarının karşılaştığı kötü muameleler Hindistan’da cezalandırılmıyordu.
Kaynak: www.hindu.com


Çingene Müzik Festivali 03/08/2007
Bu yıl 12.si yapılacak olan Uluslararası Çingene Müziği Festivali, 7–9 Eylül 2007 tarihleri arasında Finlandiya’nın Porvoo kentinde gerçekleştirilecek. Festival, Çingene Sanat Merkezi gönüllülerince düzenleniyor ve kapsamında geleneksel çingene şarkıları ve dansları, fotoğraf sergileri ve dünyada ve Finlandiya’da yaşayan çingenelerin yaşam koşulları hakkında toplantılar bulunuyor. Bu sene, Festivalin Finlandiya’da yapılması nedeniyle, programa Fince tango gösterileri de eklendi


Çingene Karavanı 04/8/2007
Jasmine Dellal'ın “Çingene Karavanı” filmi çingene ruhunu yakaladı.
Çingene kelimesi , hep olumsuz anlamda kullanılır; serseri, avare, falcı, ve hırsızlar için... Hani Cher diyo ya “Gezici show vagonunda doğdum”. İste onlar!
Çingenelerin tarihini açıklamak için kullanılan söylenceye göre binlerce yıl önce Hindistandan’dan göç eden Çingeneler Avrupada’ki çingenelerin kökenini oluşturuyor. Onlarsa şimdiye kadarki karaçalma faaliyetlerine cüretkar bir gururla karşı koyuyor. Son dönem yapımlarından biri Çingene Karavanı da Çingene kültür ve müziğini Amerikalı seyircilerin alkışlarıyla buluşturuyor.
Yapımcı Jasmine Dellal, bu zengin konu için 2001 sonbaharında Albert Maysles (Gimme Shilter ve Grey Gardens) gibi ünlü isimlerden oluşan bir grupla proje turuna başladı. Sonuç, çingene müzisyenlerin günlük heyecan ve acılarını aynı şekilde yansıtan heyecan verici bir çalışma.
Film çingene atasözüyle başlıyor: Yolun virajlıysa düz gidemezsin”. Bundan olsa gerek, dört ülkeden 5 farklı müzikal performansın izlendiği 6 haftalık Kuzey Amerika yolculuğu gayet zordu. Performanslar ve yolculuk düğün ve cenaze gibi hayatın dramatik anlarını da içeriyor.
Konserde ön sıralara oturtmak yerine Dellal seyircileri provaları izlemeye, otobüse, otellere ve nihayetinde sanatçıların evlerine davet ediyor. Romanya, Makedonya, İspanya ve Hindistandan seslenen 5 farklı grup, ilk bakışta birbirinden farklı gibi görünse de aslında aynı ritim ve temaların faklı dillerde sunulması.
Turun başında gülünç bir kakafoni görüntüsü turun sonunda iyi bir işbirliğine dönüşüyor. Andalucia’dan İspanyol flamenko grubu Antonio el Pipa’nın tutkulu dansı, haylaz, delişmen Uçan Karamazov Kardeşler ve fiyakalı genç Rolling Stones grubu ile geleneksel Hindistan tiyatro grubu Maharaja aynı sahnede buluşuyor. Çingene bandosu Fanfare Ciocarlia yol boyunca Makedonya divası Esma Redzepova’yla yarışıyor. Çingene keman virtüözleri grubu Taraf de Haïdouks (hayranları arasında Johnny Depp var) sihirli bir etki yaratıyor.
Esas zorluk, müzisyenlerin tabiatları itibariyle böyle bir belgesele sığdıramayacak performans ve konserin uzunluğu oldu. Hiçbir oyuncu, Çingenelerin Kraliçesi adı verilen ve kendisine kocasının ve 47 çocuğunun eşlik ettiği Redzepova gibi karizmatik bir karakter yaratamadı. Çingene hakları konusunda verdiği mücadeleden dolayı Nobel Barış ödülünü alan, güç timsali tam bir kadın olarak gösteriyi kendisi yönlendiriyor.
Aynı şekilde anılabilecek diğer bir isim, Taraf’ın kurucu üyelerinden Nicolae Neacsu. Görünüşte yaşlı olan Neacsu, çenesini kemanına dayayıp çalmaya başladımı 20 yıl gençleşiyor. Sahnede yaydığı etki, sahne dışında yalnızlık ve yaşlılığı üzerine oluşan kanıyı tamamen ortadan kaldırıyor.
Müzisyen ve dansçıların turda sergiledikleri performansların yanında Dellal sanatçıları ülkelerine de götürerek onların profillerini ayrıntılı sergiliyor. Onları aileleriyle birlikte günlük mütevazi yaşamları içinde görmek, röportajlarında bunu görmeye çalışmaktan çok daha fazla işe yarıyor.
Film sürmekte olan yüzyıllık ayrımcılığı da sergiliyor. Çalışmada yer alan kişilerin gösteremeye çalıştığı tek şey bu saçma kalıplar.
kevin.crust@latimes.com
"Gypsy Caravan" İngilizce, Romanca, İspanyolca, Rumence, Makedon dilinde, Hintçe, Marvadi dillerini içeriyor. İngilizce altyazılı. Bedelsiz. Süre: 1 saat, 51 dakika. Sadece Los Angeles’ta sergilendi. Yönetmen Jasmine Dellal gösterimlere katıldı



Temsilciler Meclisi'nden Önemli Karar 05/8/2007
Amerikan Temsilciler Meclisi, sesli oylama yöntemi ve oy çokluğuyla Hindistan’da sürmekte olan Hindistan Çingenelerinin dokunulmazlık sorunuyla ilgili bir kararnameyi onayladı.
Kararname, Amerikan Millet Meclisi’nin bu türde aldığı ilk beyannamedir. Yirmüç önde gelen insan hakları savunucusu tarafından desteklenen kanun tasarısı, dokunulmazlığın ve kast suistimalinin Hindistan’da toplum dışı bırakılmış kimseler üzerindeki etkileriyle ilgili bulgular içeren bölümünde kritik bir dil kullanmaktadır.
Kararname, Amerikan hükümetinin, kast ayrımcılığı konusunu diplomatik kanallar aracılığıyla gündeme getirerek, Dalitlerin entegrasyonu için her önlemin alınması ve ayrımcılığa uğramamaları için Amerikan işletmeleri, Dışişleri Bakanlığı, ve diğer Amerikan programları ve kurumlarını Hindistan ile çalışma konusunda cesaretlendirerek dokunulmazlık sorununa yönelmesi için Hindistan ile işbirliği yapmasını talep etmektedir.
Kararname, yakında senatoda oylanacak.



25 Kaçak Bina Yıkıldı 06/8/2007
Bulgaristan’ın Lozenet bölgesindeki Stara Zagora kasabasında devlet arazisi üzerine kurulmuş 25 kaçak bina yıkıldı. Binaların orman içinde olması ve yetkililerin çıkan orman yangınlarının sorumluluğunu çingenelere yüklemelerinden dolayı yıkımların hızlı bir şekilde gerçekleştirildiği belirtildi. Evleri yıkılan çingeneler çadırlarda yaşamaya başladılar.
Kaynak: http://www.sofiaecho.com


Geç Gelen Adalet 08/8/2007
Hindistan'in Andhra Mahkemesi 1991 yilinda 8 Hindistan Çingenesinin öldürülmesinde rol oynayan 21 kisiyi ömür boyu hapis cezasi ile cezalandirdi. Hindistan'in Guntur bölgesinde olan Tsundur köyünde, 1991 yilinda üst kast mensuplari Çingenelerin evlerini basmis, evlerini atese vermis ve köylerini terk etmeleri için tehdit etmislerdi. Çikan çatismalarda birçok Hindistan Çingenesi yaralanmis, sekiz tanesi de öldürülmüstü. Olaylardan sonra 123 kisi gözaltina alinmisti ve yargilama sürecinde sayi 35'e düsmüstü. 16 yildir süren davanin son durusmasinda, 35 kisinin 21'i ömür boyu hapse mahkum edilirken, 14 kisi ise en az 5 yil olmak üzere çesitli sürelerle hapis cezasina çarptirildilar.



Apartmanda Yangın 09/8/2007
Geçtiğimiz Cuma günü Slovakya’nın Bratislava kentinde, Çingenelerin yaşadığı bir apartmanda yangın çıktı. Olay sonucu 6 kişi hayatını kaybederken 9 kişi de yaralandı, bina yangından ötürü çöktü. Apartmanda 80 kişi yaşıyordu, yaşamını kaybetmeyen 74 kişi ise yangın sonucu evsiz kaldılar. Yetkililer yangının neden çıktığını halen araştırıyorlar; soruşturmada şu ana kadar herhangi bir ilerleme kaydedilemezken, yangının ırkçıların saldırısı sonucu ortaya çıkmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
Kaynak: Roma Daily News


Çocuklara Kıymayın Efendiler 10/8/2007
İngiltere’de, 9 Çingene çocuğunu zorla para karşılığı cinsel ilişkiye zorlayan bir şebeke çökertildi. Kurtarılan 9 çocuğun ailelerinden koparılıp, yasadışı yollarla İngiltere’ye getirildiği anlaşıldı. Örgütün başındaki kişinin yapılan sorgulama sonucu, Çingene olduğu ve çocukların Slovakya’dan getirildiği anlaşıldı. Soruşturmayı sürdüren yetkililer, sömürülen çocukların sayısının artmaya başladığını ve operasyonların kapsamının genişletileceğini bildirdiler.


Çingenelere Ölüm 14/8/2007
Bu yazı Belgrad’da bir Çingene ailenin evinin duvarına yazıldı. Olayın olduğu gece büyük bir düğünün olduğunu ve düğünün bitiminden sonra meydana olaydan dolayı Belgrad’ın Borca adlı varoşunda yaşayan Çingeneler korkmaya başladıklarını belirttiler. Bu olayın ilk olay olmadığını daha önce defalarca buna benzeyen olaylarla karşılaştıklarını belirten Çingeneler, kanunların bu tür konularda yetersiz olduğunu ve başlarına her an her şeyin gelebileceğini düşünüyorlar.
Kaynak: Roma Daily News


Sri lanka'da Güzel Gelişmeler 15/8/2007
Sri Lanka’nın başkenti Colombo’da Sosyal Hizmetler bakanlığı ülke genelinde yaşayan Çingeneler için yaşam ve iş şartlarına uygun sosyal konutlar yapılacağını duyurdu. Kötü koşullarda yaşayan Çingenelerin bu konutlar sayesinde daha sağlıklı ve rahat yaşayabileceği belirtildi. Ayrıca Sosyal Hizmetler bakanı Çingenelere nüfus kağıdı çıkarılacağı ve çocukların okuyabilmesi için bakanlığın seferber edileceği sözünü de verdi. Bu hizmet karşılığında Çingenelerden çok az miktarda para alınacağı ve ödeme koşullarının konut sahibinin yıllık ortalama kazancına göre ayarlanacağı belirtildi.


Tehlikeli Gelişmeler 16/8/2007
Bulgaristan'ın başkenti Sofya'nın Krasna Polyana semtinde iki gündür tırmanan etnik gerginlik sonucu Çingeneler ile dazlaklar arasında çıkan sokak kavgasında 5 kişi yaralandı.
İçişleri Bakanlığından edinilen bilgiye göre, olay yerine sevk edilen jandarma timi, sopa ve kesici aletlerle eyleme geçen 200 Çingene ile sayısı belirlenemeyen dazlaklar arısındaki kavganın büyümesini engelledi.
Pazartesi gecesi aynı semtte 30 kişilik bir dazlak çetelerin Çingenelere saldırmaları üzerine biri ağır 3 Çingene yaralamıştı.


Çingene Kampında Yangın 17/8/2007
İtalya’da Toscana otobanı yakınındaki Çingene kampında geçtiğimiz cumartesi günü yangın çıktı. Çıkan yangında yaşları 4 ile 10 arasında değişen 4 çocuk yaşamını kaybetti. Kamptaki çadırların büyük bir kısmının yandığı gelen bilgiler arasında. Yangının yemek yapmak üzere yakılmış ateş sonucu çıkmış olabileceği düşünülüyorsa da olayla ilgili olarak değişik senaryolar ortaya atılmakta ve yangından ailelerin sorumlu olduğu konusunda yaygın bir eğilim söz konusu. Olay sonrasında Çingene kampının sınırları içinde bulunduğu Livorno’da yas ilan edildi. Olayla ilgili gelişmeleri takip edeceğiz.
Kaynak: www.iht.com



Başbakandan Çatışma Açıklaması 19/8/2007
Daha önce haberini yaptığımız, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da 30 ırkçının 3 Çingeneyi dövmesi üzerine patlak veren olaylarda son gelişmelere göre en az 1 Çingene hayatını kaybetti. Ülkedeki Çingene ve insan hakları dernekleri, olayı kınayarak hükümeti göreve çağırdılar.
Bulgaristan başbakanı Sergei Stanishev önemli açıklamalarda bulundu. Olaylarla ilgili olarak geniş kapsamlı bir soruşturma başlattıklarını ifade eden başbakan, Çingenelerin ırkçılar yüzünden kendilerini güvende hissetmediklerini belirtti. Ayrıca Olaylar sonrasında durumu normalleştirmek amacıyla gerekli önlemlerin alındığını fakat sorun yaratacak durumların ortadan kalkabilmesi için uzun soluklu çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti. Başbakan açıklamasını şu sözlerle bitirdi:
Bu ülkede yaşayan herkesin çeşitli hakları ve sorumlulukları vardır, bu haklar ve sorumluluklar onların etnik kökenlerinden değil vatandaş olmalarından kaynaklanır. Kimse etnik kökeni nedeniyle üstün ya da aşağı değildir. Herkes kamu huzurunu korumakla mükelleftir.”




Hindistan Çingenesi Doktor Olacak 21/8/2007
Hindistan’da ilk defa bir Çingene doktora yapabilecek. 28 yaşındaki Deelip Mhaske
Amerika Birleşik Devletleri Pensilvanya Üniversitesi’nde sosyal bilimler üzerine doktora yapacak. Yaptığı açıklamada kendisi gibi bir çok gencin olduğunu belirten Mhaske, uygun koşullar yaratılamadığı için birçok Çingenenin okuyamadığının altını çizdi. Doktoraya kabul edilmenin bir mucize olmadığını ve gerekli şartlara sahip olan herkesin bunu yapabileceğini söyledi.




İtalya'da Kültürel Ayrımcılık 22/8/2007
Geçtiğimiz hafta haberini yaptığımız, 4 Çingene çocuğun ölümüyle sonuçlanan İtalya’nın Livorno kentindeki kamp yangını olayı, aşırı ırkçı bir grubun kundaklaması sonucu meydana geldiği anlaşıldı. Olay, Toscana otobanı kenarında kurulu bir Çingene kampındaki yangını konu alıyordu. Olay sonrasında yapılan araştırmada yangının sebebinin ya yemek yapılmak üzere yakılan ateşin çadırlara sıçraması ya da kundaklama olduğu düşünüyordu. Görgü tanıkları olayın hemen sonrasında kamp alanından koşarak uzaklaşan bir kadın ve erkek gördüklerini belirtmişlerdi. Buna rağmen, olayın gerçekleştiği hafta İtalyan televizyonları bu konu üzerine kundaklama ihtimalini görmezden gelen haberler yapmaya başladılar, olay çeşitli programlarda psikologlar eşliğinde, Çingenelerin çocuklarını öldürdüğü tartışıldı fakat kimse “bir aile çocuklarını neden öldürsün?” sorusunu sormadı. Çingene aileler yerden yere vuruldu ve bu olay üzerinden İtalya’daki bütün Çingeneler zan altında bırakıldı. Çingeneleri suçlayan televizyon programları 18 Ağustos tarihine kadar sürdü. 18 Ağustos günü medya kuruluşlarına gönderilen bir mektup İtalya’daki Çingenelere uygulanan kültürel ayrımcılığı kanıtlar nitelikteydi. Kendilerini Silahlı Etnik Temizlik Grubu olarak adlandıran aşırı ırkçı grup, olayı üstlenmiş ve kundaklamanın çingenelere gözdağı vermek amacıyla gerçekleştirildiğini belirtmişti. Mektuptaki en çarpıcı tehdit ise, Çingenelerin İtalya’yı terk etmemeleri halinde bu tür saldırıların yine gerçekleştirileceğinin belirtilmesiydi.
Bu olay üzerine hiçbir medya kuruluşu özür dilemedi. İtalyan medyası Çingenelere bir özür borçlu.



Belgrad'da Bir Çingeneye Saldırdılar 23/8/2007
Sırbistan’ın başkenti Belgrat’ta, ırkçılar Femija Bajrami isimli 45 yaşındaki Çingeneye geçtiğimiz Perşembe günü saldırdılar. Görgü tanıklarının ifadesine göre, akşam saat 22:00 sıralarında 3 kişilik ırkçı grup Bajrami’ye saldırarak ağır yaralanmasına sebep oldular. Polis raporlarına göre geçtiğimiz hafta buna benzer 5 saldırı daha gerçekleşti. Olaylarla ilgili olarak yaşları 17 ile 21 arasında değişen 5 ırkçı gözaltına alındı. Şehirde yaşayan Çingeneler bu olaylardan ötürü korku dolu günler geçirmekteler. Son dönemde Avrupa’da ırkçılığın yükseldiğini tanık olmaktayız, yaşanan ırkçı saldırıların önlenmesi konusunda gerekli tedbirlerin alınmasını umuyoruz.
Kaynak: Roma Daily News


Çiçekçilerin Eylemi 24/8/2007
Romanya’nın başkenti Bükreş’te çiçekçiler yürüyüş yaptılar. Çoğunluğu kadınlardan oluşan, 300 kişilik çiçekçiler, sokakta çiçek satışını yasaklayan düzenlemeyi, “çiçek satmak istiyoruz ayrımcılık değil!” sloganıyla protesto ettiler. 1 Ocak 2007 itibariyle Avrupa Birliği’ne giren Romanya’da, AB normları sonucu artık sokakta çiçek ve gazete satılamayacak. Çiçekçiler Birliği, 2 milyon nüfuslu Bükreş’te sokaklarda çiçek satan 700 kişi var ve bunların % 90’nın Çingene olduğunu belirtti. 36 yaşındaki Mariana Ionita, bu uygulamanın birçok insanın işlerini elinden alacağını belirtti ve “8 yaşından beri sokaklarda çiçek satıyorum, 3 çocuğum var, bundan sonra ne iş yapacağım?” dedi.


Çingene Genç Öldürüldü 26/8/2007
Bulgaristan’da geçen hafta meydana gelen 200 kişinin çatıştığı kavgadan sonra Sofya’nın Somokov kasabasında geçtiğimiz Salı günü, 17 yaşındaki bir Çingene çocuk, ırkçılar tarafından feci şekilde dövülerek öldürüldü. Olayları protesto etmek için 1000 kişilik Çingene grubu kasabada gösteri yaptı. 
Avrupa Çingene Partisi başkanı Tsvetelin Kanchev, yaptığı açıklamada bu olayın, son yedi yıldaki Çingene ölümüyle 5. olay olduğunu belirtti. 
Ayrıca ırkçı parti Bulgaristanlılar Birliği, geçtiğimiz hafta Çingenelere karşı örgütlü bir grup kurduklarını ilan edip, televizyonlarda Nazilerin kıyafetlerine benzer kıyafetler giyip, toplumu Çingenelere karşı koruyacaklarını söylediler.
Bulgaristan nüfusunun % 9’u yani 650.000’i Çingenelerden oluşmakta ve bunların %80’i işsiz.

Kaynak: FOCUS News Agency 




Biraz Daha Yemek 27/8/2007
Bu soruyu soran çocuk bedelini gözüyle ödedi. Hindistan’ın Bihar kentinde, 9 yaşındaki Dalit Navin Kumar Paswan, öğle tatilinde okulunun yemekhanesinde biraz daha yemek istediği için feci şekilde dövüldü. Yemekhane görevlileri feci şekilde çocuğu döverken bir yandan da Çingenelere hakaret ettiler. Hastaneye kaldırılan çocuğun, aldığı darbeler sonucu bir gözü kör oldu. Paswan’ın babası görevlilerden şikâyetçi oldu.
Kaynak: http://www.indiaene ws.com



Hitler'in Ruhu Çek Cumhuriyeti'nde 29/8/2007
Avrupa’da esen ırkçı rüzgar ve Çingene saldırıları bu sefer kendini Çek Cumhuriyeti’nde gösterdi. Hitler bu sefer yaşları 18 ile 23 arasında değişen gençlerin bedenini ve aklını ele geçirdi. Geçtiğimiz cumartesi günü Olomouc kentinde bir yazlık sinemanın çıkışında 2 Çingene, ırkçı dazlakların saldırısına uğradılar. Gençleri yere yatırıp tekmeleyen ırkçılar, “kara domuzlar” gibi ifadelerle de hakaretler yağdırdı. Beyin sarsıntısı geçiren gençler hastaneye kaldırıldı. Yerel kaynakların haberine göre Gençlerin hayati tehlikesi bulunmamakta.

Kaynak: http://www.romea.cz




Çingene Kampı'na Tahliye 30/8/2007
La Herrera kenti yakınlarındaki, 300 Çingenenin yaşadığı kamp tahliye edildi. Gazete haberlerine göre, polisin oturma izni kontrolü yaptığı ve birçok Çingenenin oturma izni bulunmadığı ortaya çıktı. Bundan sonra ise kampın zorla boşaltıldığı belirtiliyor. İspanyol yetkililer yaptıkları açıklamada, Çingene kampının, kente su sağlayan kaynağın yakınında olduğu ve Çingenelerin yıkandıkları ve çamaşırlarını yıkadıkları suyun daha sonra kente ulaştığını belirttiler fakat yerlerinden edilen 300 çingenenin şimdi ne yapacaklarına dair herhangi bir açıklamada bulunmadılar.


Hindistan Çingenelerinin Gazetesi 31/8/2007
Hindistan Çingenelerinden Gaurishankar Rajak, tam 21 yıldır her hafta Hindistan Çingenelerinin (Dalitler) sorunlarını ve yaşadıkları ayrımcılığı, kendi imkânlarıyla hazırladığı 4 sayfalık gazeteyle insanlarla paylaşıyor. Her hafta hazırladığı gazetenin 100 fotokopisini çekip bir kısmını satıyor, bir kısmını ise şehrin çeşitli yerlerine yapıştırıyor. Daha çok savaş karşıtı ve ayrımcılık karşıtı haberler yazan 45 yaşındaki Rajad, ekonomik şartları uygun olmasa da ölene kadar bu gazeteyi çıkartmaya devam edeceğini belirtiyor. 1986 yılından beri her hafta çıkan gazete Hindistan Gazeteciler Birliği tarafından ülke gazeteleri arasına kabul edildi.
Kaynak: www.bbc.co.uk



Bulgaristan'da Tehlikeli Gidiş 02/9/2007
Doğu Avrupa’da geçtiğimiz haftalardan itibaren başlayan ve birçok Çingenenin ölmesine sebep olan olaylara bir yenisi daha eklendi. Geçtiğimiz Salı günü Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da 21 yaşında bir çingene daha ırkçılar tarafından öldürüldü. Bu olaylardan sonra Bulgaristan’da yaşayan ve sayıları 313.000’e yaklaşan Çingeneler kendilerini korumak için öncelikle gerekli mercilere başvurdular fakat herhangi bir iyileşme sağlanmaması ve saldırıların devam etmesi sebebiyle silahlanmaya başladılar. Çingene mahallelerinde koruma grupları oluşturularak, gruplar geceleri nöbet beklenmeye ve çocukları ve yaşlıları korumaya başladılar.
Kaynak:www. ipsnews.net


Dazlaklar Çeşmeye Saldırdı 02/9/2007
Irkçı gruplar Dikenlik köyünde anıt olarak yaptırılan çeşmeye saldırdı. 1986 idam edilen Abdullah Çakır, Saffet Recep ve Emin Mehmedali tarafından yaptırılan çeşmeye saldırının görüntüleri ırkçılar tarafından youtube'da yayınlandı.
Görüntüleri YouTube'a 'BulgAryans' adlı bir kullanıcının yüklediği belirtiliyor. 
Sofya'da rejim değişikliğinden sonra yaptırılan anıt çeşme, ırkçıların tepkileri üzerine 1998'de savcılık kararıyla yıkılmış ama Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin (DPS-HÖH) girişimiyle bir yıl sonra yeniden onarılmıştı.

Kaynak: Radikal


Uyuşturucu Belası 04/9/2007
Çingenelerin en büyük sorunlarından birisi olan uyuşturucu bağımlılığı ciddi boyutlara ulaşmaya başladı. Bulgaristan’da yapılan bir araştırmaya göre uyuşturucuya başlama yaşı 15’in altına düştü. Uyuşturucu kullanan gençler arasında yapılan araştırmaya göre Çingeneler 15 yaşına geldiklerinde mutlaka esrar kullanmış oluyorlar, 15-19 yaş arasında ise kimyasal uyuşturucularla tanışmaya başlıyorlar. Araştırmanın detayları ise önemli bir noktayı açığa çıkartıyor çünkü kullanıcı Çingenelerin %90’lık kısmının ifadesine göre, Uyuşturucuya başlama süreci şöyle: Ailelerin yaşam koşullarının çok ağır olması sebebiyle okuyamıyorlar ve çalışmak zorunda kalıyorlar fakat iş bulunamıyor; işsiz kalmaları sebebiyle uyuşturucu satmaya başlıyorlar ve zamanla kullanıcı oluyorlar.


Lübnan Çingeneleri: Navarlar 05/9/2007
Lübnan’da yaşayan Çingenelere halk, fakir, pis ve seçkin olmayan anlamına gelen Navar adını takmıştır. Navarlar genellikle dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi yol kenarlarında ve kentlerin dışında yaşamaya mahkum edilmişlerdir. Lübnan Çingeneleri de Şam yolu üzerinde ve Batı Bekaa bölgelerinde yaşamaktalar.
Kaynak: http://landandpeople.blogspot.com/2007/08/first-article-i-have-ever-encountered.html


Nepal'de Kadınlar Fuhuşla Savaşıyor 06/9/2007
Nepal'de yaşayan Badi Çingene kadınları yoksulluğa ve fuhuşa zorlanmalarına karşı protesto yürüyüşü yaptılar. Badi Çingeneleri Nepal'de yaşayan en yoksul topluluklardan. Badi sankritçe'de müzisyen anlamına geliyor.
Nepal'in başkenti Katmandu'da gerçekleştirilen protesto yürüyüşüne 400 Badi kadını katıldı. Fuhuşa zorlandıklarını ve buna karşı sessiz kalmayacaklarını belirten kadınlar, Nepal Hükümet Koalisyonunda yer alan bazı siyasetçilerin fuhuş karşılığı para ödedikleri belirttiler. Eğer taleplerine kulak verilmezse bu isimleri yakında açıklayacaklarını ifade ettiler.
Badi Çingeneleri etnik olarak Hint-Avrupa kökenli bir topluluk. Genel olarak müzik ve eğlence alanında çalışan Badi Çingeneleri yerel mafya grupları tarafından fuhuşa zorlanıyorlar. Son protesto yürüyüşü Badi kadınlarının fuhuşa karşı savaşta son derece kararlı olduklarını ortaya koydu.


Sığınma Evinde Yangın 07/9/2007
Slovakya’da çoğunluğu Çingene 80 kişinin kaldığı bir sığınma evinde çıkan yangında 5 kişi hayatını kaybetti. Polonya sınırında bulunan tek katlı sığınma evinde çıkan yangında 9 kişinin yaralandığını 6 kişininse kayıp olduğu belirtildi. Yangın sırasında binada kaç kişinin olduğu ise henüz tespit edilebilmiş değil.
Polisin verdiği bilgilere göre şüphelerin aksine yangının ırkçı bir saldırı olmadığı ancak tam nedeninin tespit edilemediği ve de araştırmaların sürdüğü belirtildi.


Çek Başkandan Çingenelere Övgü 10/9/2007
Çek Cumhuriyeti'nin başkanı Vaclav Klaus, Çingeneleri övdü. Hitler’in öldürdüğü Çingeneleri konu alan bir serginin açılışına katılan Klaus, Çingenelerin yaşadıkları topraklarda 600 yıldan beri var olduğunu ve Çingenelerle birlikte yaşamaktan dolayı mutlu olduğunu belirtti. Çingene kültürünün kendi özgü, çok önemli ve eşsiz bir kültür olduğunu ifade eden Başkan, tarihi kaynakların araştırılmasını ve Çingenelerle ilgili bilgilerin gelecek kuşaklara taşınmasının bir gereklilik olduğunu kaydetti. Bu tür çalışmaların yapılabilmesi için elinden gelen herşeyi yapacağını da sözlerine ekledi.
Kaynak: www.romea.cz


Çingene Kampı Boşaltıldı 11/9/2007
Fransa'nın başkenti Paris'te uluslararası bir spor turnuvasının yapılacağı alanın yakınında yer alan ve yaklaşık 400 Çingenenin yaşadığı kamp, görüntü kirliliğine sebep olduğu gerekçesiyle boşaltıldı. Dünya Doktorlar Birliği bu uygulamayı protesto ettiler. Hükümetin, böyle bir uygulamayı gerçekleştirmek yerine kamptaki Çingenelerin yaşam koşullarını iyileştirmesi gerektiğini belirten birlik sözcüsü, yaptıkları sağlık kontrolünde özellikle kadın ve çocukları ciddi sağlık sorunları olduğunun altını çizdi. Dünya Doktorlar Birliği ayrıca, bu tür uygulamaları Çingenelerin yaşam koşullarının AB üyesi bir ülkede dahi çok kötü olduğunun gizlenmeye çalışılması olarak niteledi.
Kaynak: Roma Daily News


Çingeneler İçin Eğitim Konferansı 12/9/2007
10-11 Eylül 2007 tarihlerinde, Fransa'nın başkenti Paris'te eğitim uzmanları Çingene çocuklarının eğitimi konusunda çözüm üretmek üzere biraraya gelecekler. Toplantı UNESCO tarafından da desteklenecek. Çingene çocuklarının eğitim alabilmesi, eğitim koşullarının iyileştirilmesi ve onlara özgü eğitim şekillerinin oluşturulabilmesi amacıyla yapılacak çalışmalar için Birleşmiş Milletler'in fon oluşturacağı belirtildi. Bu toplantı da oluşturulacak fonun verimli bir şekilde kullanılabilmesi için gerçekleştiriliyor.
Kaynak: www.romea.cz


Türk Karşıtı Irkçılık AB Raporunda 13/9/2007
AB'ye üye ülkelerde yürütülen bir çalışma; bu ülkelerde çalışan Türklere dönük ırkçılığın "Afrikalılara karşı" gösterilen ırkçılıkla aynı düzeyde olduğu iddiasını taşıyor. 172 sayfalık raporda ayrımcılık ortaya konuluyor.
Rapora göre en yüksek işsizlik oranına Türklerle Faslılar arasında rastlanıyor. Ayrıca Almanya'da işe alım sürecinde Türklere karşı önyargıların etkili olduğu iddia ediliyor. Benzer bir durum Hollanda'da gözleniyor. Hollanda'da iş başvuruları reddedilenlerin %60'ını Türkler ve Fas kökenliler oluşturuyor.



Fırsat Eşitliği Derneği Girişimi 16/9/2007
Son Dönemde Bulgaristan’da Çingenelere karşı gerçekleştirilen ırkçı saldırıların bir daha yaşanmamasını için çalışmak ve gelecekte ortaya çıkabilecek saldırılara karşı hukuki mücadele yürütebilecek bir dernek girişimi çalışmalarına başladı. Fırsat Eşitliği Derneği Girişimi (The Equal Opportunities Initiative Association), Bulgaristan’da faaliyetlerine başladı. Dernek girişiminin merkezi başkent Sofya’da bulunan Çingene mahallesi Fakulteta’da. Dernek girişimi ilk yaptığı açıklamada, Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne girişiyle birlikte Çingenelere karşı gerçekleştirilen saldırıların arttığını, kaygıyla izlediklerini belirttiler. Dernek girişimi amaçlarını şöyle açıkladı:
· Çingenelerin karşılaştığı kötü muameleler ve ırkçı saldırılarla mücadele etmek ve vuku bulan saldırılarda sivil toplumu bilgilendirmek, harekete geçmesini sağlamaya çalışmak,
· Çingenelere karşı bu tür saldırıların gelecekte yaşanmaması için her türlü hukuki mücadelenin yapılamasını sağlamak,

Derneğin şimdiye kadar yaptığı çalışmalar, bilinmeyen birçok saldırıyı da günyüzüne çıkarttı. 5 Haziran 2007 tarihinde, Sofya’da polis 20 yaşında bir Çingeneye kimlik sordu, kimliğinin yanında olmadığını fakat evinden hemen getirip kimliğini gösterebileceğini söyleyen genç polisler tarafından feci şekilde dövüldü ve gözaltına alındı. Gencin ailesi, dernek girişimine haber verdi, dernek girişimi bir avukatla karakola giderek, gencin serbest bırakılmasını sağladı. Gencin sağlık kontrolleri yapıldı ve dernek girişimi tarafından olayla bir rapor hazırlanarak ilgili bakanlığa teslim edildi. 31 Temmuz 2007 tarihinde, 22 yaşında bir Çingene çalıştığı otelde saldırıya uğradı ve burnu kırıldı. Kimse saldırıya müdahale etmedi ve birkaç gün sonra gencin işine son verildi. Dernek girişimi, gencin sağlık kontrollerini yaptırdı ve rapor tuttu ve olayı yargıya taşıdı.
Kaynak: Roma Virtual Network


Rusya'da Katliam 16/9/2007
Rusya’nın güneyinde yer alan İnguş Cumhuriyeti’nin Ordzhonikidzevskaya köyünde Çingene bir ailenin evi basılarak 3 kişi öldürüldü. Katliamı hiçbir grup sahiplenmezken, polisten de herhangi bir açıklama yapılmadı. Ayrıca olayın gerçekleştiği köyde, 16 Temmuz tarihinde Çingene bir kadın ve çocuğu öldürülmüştü.
Kaynak: www.romea.cz



Kiliseye Saldırdılar 17/9/2007
Geçtiğimiz ay İtalya’da, ırkçılar tarafından gerçekleştirilen kamp kundaklamasında masum çocuklar ölmüş, kamptaki çadırların çoğu da yanmıştı. Daha sonra kamptaki Çingeneler, bölgedeki Katolik kilisesinin çağrısıyla kilisede kalmaya başlamışlardı. Bu sayede Çingenelere kalacak yer ve yemek verilmeye başlandı fakat ırkçılar bu sefer de Çingenelere kucak açan kiliseye saldırdılar! Hedefte Çingeneler değil Çingenelere kucak açan kilise vardı. Amaç, Avrupa’daki diğer kiliselere mesaj vermekti. Mesajın anlamı ise, Çingenelere yönelik saldırıların devam edeceği ve herhangi bir şekilde bu saldırılar sonucunda hayatta kalacak Çingenelere kucak açan başka bir kilise olursa, onun da aynı akıbete uğrayacağıydı.
Kaynak: www.romea.cz


Hindistan Çingeneleri Açlık Grevinde 18/9/2007
Hindistan’ın Patna bölgesinde Dalit öğrenciler, okullarında kendilerine verilen bayat ve kalitesiz yemekleri protesto etmek için 3 günlük açlık grevine başladılar. Okulda eğitim gören 250 Dalit’ten büyük bir kısmı geçtiğimiz ay okulda yedikleri yemeklerden zehirlenerek hastaneye kaldırılmıştı. Yoksulluklarından dolayı insan yerine konmadıklarını belirten Dalitler, okuldaki şartlar düzeltilene kadar protestolarına devam edeceklerini kaydettiler.
Kaynak: www.hindu.com



Çingene Piyanist Hayatını Kaybetti 19/9/2007
Çek ve Çingene kökenli ünlü piyanist Joe Zawinul hayatını kaybetti. Viyana'da kanser tedavisi gördüğü bir klinikte yaşamını kaybeden ünlü sanatçı 1960'larda ünlü trompetçi Miles Davis'le ortak albümler çıkarmıştı.
Daha sonra 1970`de Wayne Shorter , Miroslav Vitous , Jaco Pastorius , Airto Moreira ve Alphonse Mouzon gibi müzisyenlerin yer aldığı Weather Report grubunu kurmuş ve bu grupla `Heavy Weather`, `Black Market` ve `I Sing the Body Electric` gibi albümler yapmıştı. 2004`den beri Viyana `da caz kulübü işleten Zawinul, Weather Report dağıldıktan sonra `Zawinul Syndicate` adlı grubu kurmuştu.
Kaynak: AA



Dalit Kız İntihar Etti 20/9/2007
Tecavüze uğrayan 16 yaşındaki Hindistan Çingenesi intihar etti. Olay, 17 Eylül 2007 tarihinde meydana geldi. İntihardan, 2 hafta önce okula gitmek için yola çıkan talihsiz kıza, yolda 2 sınıf arkadaşı tecavüz etti. Yaşadığı köyde orta öğretim kurumu bulunmaması sebebiyle, okula gitmek için her gün 2 km yürüyordu, tecavüz olayı da bu yol üzerinde gerçekleşti. Kızın ailesi ise sosyal baskı sebebiyle, olayı polise bildirmedi. Yaşadığı krizi aşamayan Dalit kız ise olayın gerçekleştiği tarihten 2 hafta sonra intihar etti. İntihar olayından sonra ortaya çıkan olayın failleri olan 2 erkek öğrenci ise tutuklandı.


Slovakya Çingeneleri Zor Durumda 20/9/2007
Slovakya bugünlerde Çingeneler için kötü gelişmelere sahne oluyor. İlk olarak ülkenin güneyindeki Nova Zamky kasabasında Çingenelerin yaşadığı arazinin el değiştirmesi üzerine, Çingeneler kiraladıkları evlerinden zorla tahliye edildiler. Çingeneler, yakınlardaki başka bir köyde elektriği, suyu ve tuvaleti bulunmayan barakalara yerleştirildi. Tahliye işlemleri, İnsan Hakları Bakanlığı tarafından ırkçı olarak nitelendirildi. Ayrıca ülke kanunlarına göre, tahliye için tanıması gereken 3 aylık süre dolmadan, Çingeneler zorla yerlerinden edildi.
Diğer taraftan bir başka kötü haber de doğu Slovakya’dan geldi. Yerel kaynakların haberine göre bölgede yaşayan 7000 Çingene için hepatit salgını riski söz konusu; hükümet bu konuda çalışmalarına başladı. Çalışmalar kapsamında riskli bölgelerde Çingeneler ücretsiz aşılanacak.
Kaynak: www.romea.cz


Çingene Kültürü Günleri 21/9/2007
Transilvanya’da 11 Eylül 2007 tarihinde, Çingene Kültürü Günleri adlı organizasyon düzenlendi. 1 hafta süren etkinlikler süresince, Çingene kültürü tanıtan çeşitli toplantılar, sergiler ve film gösterimleri düzenledi. Ayrıca, son dönemde Avrupa’da yükselen ırkçı saldırılarda toplantılarda protesto edildi ve bu olayların sebepleri hakkında çeşitli tartışmalar düzenlendi. Etkinlik ışık gösterileri ve konserler eşliğinde sona erdi.

Kaynak: www.divers.ro



Dalitlerin Canına Tak Etti 23/9/2007
Hindistan'in Muzaffanagar kenti geçtigimiz hafta Dalitlerin protestosuna sahne oldu. Dalitler, 30 yasinda bir Hindistan Çingenesinin, geçtigimiz hafta polisler tarafindan kaçak oldugu süphesiyle öldürülmesini protesto etmek için Delhi-Dehradun otobanini trafige kapattilar. Basindan vurulan Çingenenin aranilan kisi olmadigi ortaya çikti. Protesto olaysiz bir sekilde sona ererken, Hindistan polisinden herhangi bir açiklama gelmedi.


Çeklerden Büyük Atılım 24/9/2007
Avrupa’nın birçok bölgesinde Çingenelere karşı gerçekleştirilen saldırılarda etkisiz kalan hükümetlere karşın Çek Cumhuriyeti hükümeti büyük bir atılıma imza attı. 2008 yılının Ocak yılından itibaren, hükümet belediyelerle işbirliği yaparak gettolarda yaşayan Çingenelerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için çalışmalara başlayacak. Çalışmalara belediyelerle birlikte sivil toplum kuruluşları da katılacak. Çalışmalar, ülke çapında 80.000 kişiyi kapsıyor.
Kaynak: www.romea.cz


On Kişiden Biri Çingene 24/9/2007
Ağustos ayı sonunda yayınlanan bir araştırmaya göre Bulgaristan’da yaşayan ve yaşları 15-35 arasında değien her 10 kişiden birinin çingene olduğu belirtilmiş. Sosyoloji uzmanı Kolyo Kolev’in iddiasına göre gelecek 25 yıl içinde Bulgaristan gençliğinin yarısını çingeneler oluşturuyor olacak.
Bu durum kimileri tarafından kendi içinde ciddi sosyal farklılıkları barındıran Bulgaristan için bir risk olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar Bulgaristan'ın Çingenelerin sosyal problemleri için çözüm üretmesi gerektiğini belirtiyorlar.


Tahtacıların Sergisi 25/9/2007
Sofya’da yaşayan Tahtacılar, yaptıkları ürünleri sergilediler. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının destekleriyle gerçekleştirilen sergiden elde edilen gelirler mahallelere aktarılacak. Geçtiğimiz haftalarda haberini yaptığımız, ırkçı saldırıların meydana geldiği Fakulteta bölgesinde yaşayan Tahtacıların sergisi, 10-18 Eylül tarihinde gerçekleştirildi. Sergiye medya kuruluşları büyük ilgi gösterirken, serginin yapıldığı salonda Roman müzik grupları konser verdiler.
Kaynak: Romani Baht Fondation


Hindistan'dan İyi Haber 27/9/2007
Nepal’de, Hindistan Çingenelerine (dalitler) karşı ayrımcılık yapmak yasaklandı. Kast sisteminin en altında yer alan ve “dokunulmazlar” olarak adlandırılan Dalitlere uygulanan ayrımcılık yasaları kanunlardan çıkartıldı. Bu uygulamanın, Hindistan’daki kast sisteminin sona erdirilmesi yolunda çok önemli bir adım olduğu düşünülüyor. Bundan sonra Dalitlere karşı uygulanacak her türlü ayrımcılık, suç olarak nitelendirilecek ve cezalandırılacak. Daha önce Dalitlere karşı işlenen suçların cezalandırılması uzun yıllar sürüyor ve çoğu zaman birçok suç cezalandırılmıyordu. Diğer taraftan Bihar eyaletinde ise Meclis’te Dalit Komisyonu kurularak, Dalitlere karşı işlenen suçlar araştırılmaya başlandı. Bu uygulaması ile Bihar eyaleti, Dalit Komisyonu kuran ilk eyalet olma özelliğini kazandı. 
Hindistan’da eyalet sistemi bulunması sebebiyle her eyaletin kast sistemine yaklaşımı farklı ve yapılan kanuni değişikler sadece kanunun geçerli olduğu eyaletlerde uygulanabiliyor.



Başbakan Ayrımcılığı Kabul Etti 28/9/2007
Moldova’da Çingene Ulusal Merkezi, ülke genelinde yaşanan ayrımcılık ve kötü muamelenin sona erdirilmesi için 18 Eylül 2007 tarihinde ülkenin başbakanıyla görüştü. Çingenelerin yaşadığı ayrımcılığın boyutlarının, eğitim ve sağlık sorunlarının aktarıldığı toplantıda, ayrımcılığa karşı yeni kanuni düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtildi. Merkezin sözcüsü, Ana Lepadatu, kanuni düzenlemelerin yapılmasının şart olduğunu ayrıca bu düzenlemelerin yapılmasını zaten Avrupa Birliği’nin de şart koştuğunu hatırlattı. Toplantı sonrasında başbakan yaptığı açıklamada sorunların çözümlenmesi için komisyonların kurulacağını ve bu komisyonlarda Çingene derneklerinin aktif rol alacaklarını belirtti.
Kaynak: Roma Daily News



Diri Diri Gömdüler 30/9/2007
Daha önce birçok kez haberini yaptığımız ve temelinde kast sistemi bulunan, insanlık dışı suçlara bir yenisi daha eklendi. Hindistan’ın Utar Pradesh kentinin batısında, bir Çingene kadın canlı canlı gömüldü. Oğlunun, üst kasttan bir kızı kaçırması nedeniyle, kızın ailesi tarafından canlı canlı gömülen kadın, olayın fark edilmesi üzerine gömüldüğü yerden çıkartılarak hastaneye kaldırıldı fakat yapılan bütün müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olayla ilgili olarak 2 kişi yakalandı.
Kaynak: www.ndtv.com


İtalyan Çingenelerinin Durumu 01/9/2007
Avrupa Birliği’nin eski üyelerinden, İtalya’da geçtiğimiz ay yaşanan ve 4 çocuğun ölümüyle sonuçlanan ırkçı saldırıdan sonra İtalyan Çingenelerin yaşam koşulları hakkında çeşitli bilgiler gün yüzüne çıkmaya başladı. Cingeneyiz.org olarak İtalyan Çingenelerin bir kısmı hakkında edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşıyoruz. 
Bolzana kenti yakınlarında kurulan Castel Firmiano, yaklaşık 100 Çingenenin yaşadığı bir baraka köy; burası kentin herhangi bir semti ya da ilçesi değil. Yerleşim yerinin statüsü, “göçebe kampı” olarak geçiyor. “Göçebe Kampı”nda yaşayan Çingeneler ise göçebe değil, burada yaşayan Çingeneler Makedonya göçmeni ve yaklaşık 100 yıldır yerleşik. Hepsinin oturma ve çalışma izni var.
Yerleşim yeri, sanayi bölgesinin hemen yanında ve buna bağlı olarak, burada yaşayan Çingenelerin sağlık durumları çok kötü; yapılan araştırmalara göre ölüm doğum ve bebek ölüm oranları çok yüksek. Bölgenin bağlı olduğu belediye, sanayi atıklarının ıslahı konusunda iyileştirme çalışmalarına başlamış durumda. Bölgeyle ilgili hazırlanan raporlara göre, havadaki zehirli gaz oranları, kentin diğer bölgelerine göre normalden 2 kat fazla. Ayrıca, su eski bir kaynaktan filtre edilmeden yerleşim bölgesine ulaşıyor. Buradaki Çingenelerin, daha sağlıklı ve insanca yaşayabilecekleri bir yere yerleştirilmeleri konusunda 2006 yılından beri çalışmalar yapılsa da herhangi bir ilerleme kaydedilmiş değil.
İtalya, 1978 yılında imzaladığı, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Anlaşmasına göre, sınırları içinde yaşayan bütün vatandaşlarının ekonomik, kültürel ve sosyal haklarını ve vatandaşının sağlığını korumak için gerekli olan konut, yiyecek ve su kaynaklarının altyapısının sağlanmasını garantiliyor!



Adalet Yerini Buldu 05/9/2007
Geçtiğimiz aylarda peş peşe yaşanan ırkçı saldırılarda birçok Çingene ya hayatını kaybetmiş ya da ciddi şekilde yaralanmıştı. Bu olaylardan bir tanesi de Slovakya’da 13 Eylül’de yaşanmış ve sandılar sonucunda birisi 13 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere 2 Çingene ağır bir şekilde yaralanmıştı. Olayın failleri olan 21 yaşındaki 2 ırkçı ise adalete teslim edilmişti. Mahkeme geçtiğimiz günlerde kararını açıkladı ve 21 yaşındaki 2 ırkçı 30 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yerel kaynakların verilerine göre Slovakya’da her yıl ortalama 200 ırkçı saldırı gerçekleştiriliyor fakat faillerin büyük bir çoğunluğu yakalanamıyor.
Kaynak: www.romea.cz



Yine Tecavüz 10/10/2007
Hindistan Çingenelerinin yaşadığı zulüm bitmek bilmiyor. Her gün ya bir Dalit kadınına tecavüz ediliyor ya da Dalit olduğu yani Çingene olduğu için öldürülüyor. Çeşitli eyaletlerde bu zulmün ortadan kalkması için çeşitli kanuni düzenlemeler yapılıyor ya da komisyonlar kuruluyor fakat görünen o ki, bu yeni düzenlemeler olayları engellemeye yetmiyor. Son olarak, Utar Pradesh eyaletinin Muzaffarnagar kentinde 30 yaşında bir Çingene kadına tecavüz edildi ve dövülerek öldürüldü. Katiller halen yakalanamadı.


Çingeneler Tartışılıyor 11/7/2007
Geçtiğimiz ay bir Çingene kampının, ırkçılar tarafından kundaklanmasıyla gözlerin üstüne çevrildiği İtalya, Çingenelerle ilgili sorunlar çözümlemek için bazı çalışmalar başlattı. Bu çalışmalar kapsamında 26 Eylül’de Romanyalı ve İtalyan komiteler bir araya geldi. İtalyan İçişleri Bakanlığı, Romanya’dan kaçak olarak ülkelerine gelen Çingenelerin kontrol altına alınmasını istedi. Diğer taraftan her iki ülke Çingenelerin toplumlarla bütünleşmeleri ve suçun azaltılması için işbirliği yapmaya karar verdiler.
Kaynak: www.divers.ro


İtalyan Çingenelere Sahip Çıktılar 12/10/2007
10 Ağustos günü İtalya’nın Livorno kentindeki ırkçı saldırıda bir Çingene kampı kundaklanmış, 4 çocuk yanarak can vermişti. Olaydan sonra İtalyan yetkililer yangının Çingenelerin ihmali sonucu çıktığını belirtip, ölen çocukların ailelerini gözaltına almışlardı. Olayın üstünden 1 hafta geçtikten sonra ırkçı bir grup kundaklamayı sahiplenmiş ve yaptıkları açıklamada İtalya’da Çingene kalmayıncaya kadar saldırılarına devam edeceklerini belirtmişlerdi. Bu tür bir gelişme olmasına rağmen, İtalyan yetkililer olayın bir kundaklama olduğunu gösteren herhangi bir kanıt olmadığı gerekçesiyle aileleri halen serbest bırakmıyor. 

Olayla ilgili araştırma yapan Gruppo Everyone isimli sivil toplum kuruluşu, aslında bir kanıtın bulunduğunu fakat yetkililerin bu kanıtı görmezden geldiğini belirttiler. Sivil toplum kuruluşunun yaptığı açıklamaya göre, yangından sonra kamp alanında erimiş bir şişeden kalan parçaların bulundu. Bilimsel verilere göre, herhangi bir ihmal sonucu ortaya çıkan yangında sıcaklık en fazla 500 dereceye ulaşabiliyor ve bu sıcaklık cam şişenin eriyebilmesi için yeterli değil. Bir şişenin eriyebilmesi için o şişenin Molotof kokteyli olarak hazırlanmış olması gerekiyor, bu koşullarda sıcaklık 2200 dereceye kadar ulaşabiliyor; şişe ise 1200 derecede eriyor. Bu koşullar altında kampta çıkan yangın sonucu sıcaklığın en az 1200 dereceye çıktığı kesin ve sıcaklığın en az 1200 derece olması ise ırkçı saldırının kanıtı. Gruppo Everyone ekibine göre bu deliller bilerek saklanıyor ve yangının ihmal sonucu çıktığı fikri insanlara kabul ettirilmek isteniyor. Diğer taraftan ekibin sözcüsü, cezaevinde bulunan Çingenelerin suçsuz olduklarını fakat insanlık dışı muamelelere maruz kaldıklarını ve adalet yerini bulana kadar mücadele edeceklerini belirtti. Olayla ilgili olarak kamuoyu yaratmak için Gruppo Everyone, internet adresinde bir imza kampanyası başlattı. Aşağıdaki sayfayı ziyaret ederek kampanyaya siz de katılabilirsiniz.
www.petitiononline.com/everyeng/petition-sign.html



Entegrasyon Projesi 15/10/2007
İtalya’daki kamp kundaklamasından sonra Çingenelere destek olan sivil toplum örgütü Gruppo Everyone, yeni bir projeye hazırlanıyor. Projenin temel amacı, İtalya’da yaşayan Çingenelerin, her İtalya vatandaşının sahip olduğu temel haklara sahip olabilmeleri için çalışmak. Proje kapsamında, Çingenelerin yaşadığı kamp ve evlerin iyileştirilmesi, çocukların eğitimi ve sağlık konuları ele alınacak. Ayrıca Çingenelerin tarihi, sanatı ve geleneklerinin tanınması, göçebe kültürünün tanıtılması, göçebe zanaat sergileri, 2. Dünya Savaşı’nda öldürülen Çingeneler anıt yapımı ve anma etkinliklerinin düzenlenmesi için çeşitli çalışmalar yapılacak. Gruppo Everyone internet sayfasında yaptığı açıklamada, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadelenin ancak bu tür faaliyetlerle başarıya ulaşabileceğini belirtiyor.


Çingene Olmakla Gurur Duyuyoruz 16/10/2007
Bu sözler, İskoçyalı genç Çingenelere ait. İskoç Çingeneler ırkçılık ve ayrımcılığa karşı yaptıkları mücadeleyi Brüksel’e taşıdılar. Kurdukları grupla Avrupa Birliği Parlamentosu’na giden Genç Çingeneler yaşadıkları sorunlar hakkında parlamenterleri bilgilendirdiler. İskoç hükümeti tarafından da desteklenen genç Çingeneler, ziyaretleri kapsamında, “Biz Kimiz?” başlıklı bir de atölye çalışması gerçekleştirdiler. Grubun üyelerinden, göçebe bir ailenin çocuğu olan 15 yaşındaki Shantelle Johnstone, okuduğu okullarda birçok kez Çingene olduğu için aşağılandığını ve kendisini aşağılayan arkadaşlarının birçoğunun Çingene kökenli olduğunu fakat onların bunun farkında olmadığını belirtti. İnsanların çok çeşitli etnik kökenlerden gelebileceğini ve bunun bir ayıp olmadığını belirten Johnstone, Çingene olmaktan gurur duyduğunu da sözlerine ekledi. Grubun bir başka üyesi, 17 yaşındaki Justine Wilson ise, yaptıkları çalışmalardan dolayı çok mutlu olduğunu, İskoçya’daki okullarda arkadaşlarıyla birlikte Çingene kültürünü tanıtıcı çalışmalar yaptıklarını ve ileride Çingenelerin sorunları üzerine çalışan bir gazeteci olmak istediğini belirtti.
İskoç kaynaklara göre İskoçya’da yaklaşık 2000 tane Çingene yaşamakta. İngilizce dışında Cant adı verilen bir Çingene dili konuşuyorlar.



Çingeneler İbadet Edemezmiş 17/10/2007
Hindistan’da Çingeneler sadece saldırı, cinayet ya da tecavüz gibi olaylarla karşılaşmıyorlar. Gündelik hayatın birçok kısmında Dalitler, en alt kastta olmaları nedeniyle çeşitli ayrımcılıklara maruz kalıyorlar. Bu ayrımcılıklar ise Hindistan’ın neredeyse bütün eyaletlerinde cezasız kalıyor, kimi eyaletlerde Dalitlere karşı yapılan ayrımcılığın cezalandırılması için çeşitli kanuni düzenlemeler yapılsa da bu çalışmaların şu ana kadar başarıya ulaştığını söylemek çok güç. Dingidul bölgesinde yaşanan olaylar ayrımcılığın ne kadar tehlikeli boyutlarda olduğunu gösteriyor. Bölgede bulunan bir köyün ibadethanesine 40 yıldır Çingeneler alınmıyor. İnsan hakları dernekleri bu konuyla ilgili olarak yargıya başvurmuş ve hukuk mücadelesini kazanmış olsalar da köy halkı Çingenelerin ibadethaneye girmelerini engelliyor. Geçtiğimiz günlerde 150 kişilik polis grubunun koruması altında, Çingenelerin ibadethaneye girmesi köyde küçük çaplı olayların yaşanmasına sebep oldu; çıkan olaylar sonucu 5 kişi yaralandı.


Ağustos ayında Bulgaristan’da yaşanan ırkçı saldırılardan sonra Çingene dernekleri harekete geçmeye başladı. Başta İtalya’daki dernekler olmak üzere, yaşanan ırkçı saldırıları araştıran ve gerekli mercilere başvurularda bulunan derneklerden birisi de Sofya’daki Romani Baht Derneği’nin hukuki işler bölümü. Derneğin, Bulgaristan’daki saldırıların meydana geldiği Fakulteta’da yaşayan sözcüsü Natasha Aleksandrova Ljubenova, 12 Ağustos’ta 3 Çingene gence saldırılarak, yaralanmalarına sebep olan ırkçı saldırılardaki devlet kanallarının tutumunun ırkçılığı koruduğunu belirtti. Yapılan yayınlarda Çingenelere karşı, Çingene olmayanların kışkırtıldığını, kanıtlarıyla gösteren Ljubenova, ülkedeki medya kuruluşlarının denetiminden sorumlu kuruma gerekli başvuruların yapıldığını ve hukuki mücadelenin sürdürüleceğini açıkladı. Ağustos ayında yaşanan diğer bir saldırıda, 20 yaşında bir Çingene vurularak öldürülmüştü. Bu olayla ilgili olarak da dernek gerekli çalışmaların tamamlandığını ve failleri bulunup, yargıya teslim eline kadar araştırmalarını sürdürecekleri belirtildi.
Kaynak: Roma Daily News


Yoksulluğa Karşı "Ayağa Kalk" 19/10/2007
"Yoksulluğa Karşı Küresel Eylem Çağrısı" ve BM Milenyum Kampanyası dünya genelinde yoksulluğa karşı bir eylem düzenledi. Kampanyaya 90 ülkeden çeşitli temsilciler katıldı. 24 saat süren kampanyada mesajlar verildi.
Katılımcılar kamu alanları, okul, iş yerleri, ibadethane, spor ve kültür merkezleri gibi yerlerde toplanarak, Birleşmiş Milletler'in belirlediği, ciddi yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısının 2015'e kadar yarıya indirilmesi hedefine ulaşmada yeterince yol alınamamış olmasını protesto ettiler ve kendi hükümetlerine harekete geçme çağrısında bulundular. Geçen yıl da, '-"Uluslararası Yoksulluğu Giderme Günü"nde düzenlenen bu küresel eyleme 23,5 milyon kişi katılmıştı.
Kaynak: BBC


Kırgızistan Çingeneleri: Lyuli'ler 23/10/2007
Dünyanın her köşesine yayılmış, dünyanın bütün renklerini mükemmel bir uyumla yaşamlarına taşımış biz Çingenelerin, Kırgızistan’daki kardeşlerimizi tanıtıyoruz! Lyuliler yani Kırgızistan Çingenelerinin yaşadıkları koşullar orda da zor, orda da sefalet kol geziyor. Lyulilerin büyük bir çoğunluğu Müslüman ve kökenleri Hindistan’a dayanıyor. Yapılan araştırmalara göre sayıları 3500 kadar ve nüfusun %90’ı işsiz. Sovyetler Birliği yıkılmadan önce Lyuliler, devletin kurduğu çiftliklerde çalışıyorlarmış fakat 1991 sonrasında çalıştıkları çiftlikler satılmış ve Lyuliler işsiz kalmışlar. Şu anda genellikle, falcılık, dilencilik ve metal, kağıt, plastik toplayıcılığı işleriyle uğraşıyorlar. Eğitim, sağlık ve su çok büyük bir sorun, evlerin büyük bir çoğunluğu tapusuz ayrıca nüfus kağıdı olmayanların sayısı da çok fazla. Sovyetler Birliği dönemine ait nüfus kağıtları olanlar ise şu anda Kırgız vatandaşlığına geçemiyorlar çünkü yeni nüfus kağıdı alacak paraları yok! Mahalle sakinlerinin verdikleri bilgilere göre nüfus kağıdı olmayan 3. kuşak oluşmaya başlamış.
Lyuliler, Kırgızistan’ın güneyinde yer alan Osh kentinin ücra köşelerinde yaşıyorlar ve yaşadıkları mahalleler için herkes “oralar tehlikeli” diyip girmiyor fakat gerçekten girmek isteyenler, girebiliyor ve başlarına hiçbir şey gelmiyor. O insanlardan birisi olan doktor Nina Kadryan, “mahalleye gitmek istediğimi söylediğimde arkadaşlarım orada başıma bir şeyler gelebileceğini söylediler. Gitmeye karar verdiğimde ise bana deli dediler. Mahalleye gittiğimde şoka uğradım, yoksulluk ve hastalık ciddi boyutlardaydı. Artık haftada bir gün mutlaka mahalleye gidiyorum, elimden geleni yapıyorum.” diyor.


Çingene Müziğinin Acı Kaybı 23/10/2007

Tuşlu çalgılar üstadı Joe Zawinul 11 Eylül günü doğduğu şehir Viyana’da 75 yaşında cilt kanseri yüzünden öldü. Ailesinden genetik olarak devraldığı Çingene ve Doğu Avrupalı müzikal mirasını dünya cazına aşılayan, sadece “Stories of the Danube” senfonisinde diğil, tüm çalışmalarına Tuna nehrinin ruhunu katan müzisyen 50’lerin sonunda yerleştiği ABD’de yıllar içinde Miles Davis’ten Arto Tunçboyacıyan’a pek çok isimle çalıştı, saksafoncu Wayne Shorter’la son caz efsanesi Weather Report’u oluşturdu, sendika ekibiyle caz-rock’u üç kez İstanbullularla paylaştı.



Toprak ve Su İstiyoruz 24/10/2007

25 bin Hindistan Çingenesi bu sloganla başkent Delhi’ye doğru yürüyor. En alt kastta olmaları nedeniyle, tecavüze, faili meçhul(!) cinayetlere maruz kalan, her çeşit zulme yüzlerce yıldır boyun eğen Dalitler artık yeter diyorlar. Erkekler, sırtlarında çocuklarıyla kadınlar bu gidişata dur demek için yürüyorlar. Ellerinde bayraklar, ağızlarında sloganlarla hükümetlerin gerçekleşmeyen vaatlerini gerçekleştirmeleri için yollara düştüler. Yürüyüşü, sivil toplum örgütleri de destekliyor, Chhattisgarh adlı sivil toplum örgütünden bir gönüllü yaptığı açıklamada, yürüyüşün amacının Dalitlerin temel haklarını elde etmeleri olduğunu belirtti. Yüzlerce yıldır çalıştıklarını fakat suyun bile Hindistan’da Dalitlere çok görüldüğünü, hakları olan toprakları elde etmek için yürümeye devam edeceklerini söyleyen gönüllü, ülkedeki su kaynaklarının kontrolünün topluma bırakılmasını ve doğal kaynakların yağmalanmasına son verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.




Çingene Kadının Hukuk Mücadelesi 25/10/2007

İspanya bugünlerde bir Çingene kadını konuşuyor. İspanyol sosyal güvenlik kurumu INSS, kocası ölen kadına resmi nikahı olmadığı gerekçesiyle maaş bağlamıyor. María Luisa Muñoz, 1971 yılında Mariano Jiménez ile Çingene usullerine göre evlendi ve çift resmi nikah kıydırma gereği duymadılar çünkü O dönemin anayasasına göre bir çiftin aile sayılabilmesi için resmi nikah kıyılmasına gerek yoktu. Çift, evlendikleri 1971 yılından itibaren sosyal güvenlik kurumuna, aile statüsünde primlerini yatırdılar. 1978 yılında yapılan anayasal değişikliklere göre aile statüsünün geçerli olabilmesi için resmi nikah zorunlu kılındı. Fakat sosyal güvenlik kurumu, çifti bu değişiklik hakkında bilgilendirmedi ve çift primlerini ödemeye devam etti. 200 yılında kocasını kaybeden Munoz, kendisine maaş bağlanması için INSS’ye başvurdu fakat resmi nikahları olmadığı gerekçesiyle kendisine maaş bağlanmadı. Yargıya başvuran Munoz, 7 yıl boyunca hukuk mücadelesini sürdürdü fakat herhangi bir gelişme kaydedilemedi. İç hukuk yollarının tümünü tüketen Munoz, davayı şu günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımaya hazırlanıyor. Hukuk mücadelesinde Munoz’u yalnız bırakmayan Çingene Derneği, Fundación Secretariado Gitano sözcüsü María Luisa, yaptığı açıklamada yaşanan olayın kültürel ayrımcılığın açık bir kanıtı olduğunu, insan haklarına hareket niteliği taşıdığını ve olayda devlet kurumunun açıkça ihmali olduğunu belirtti.




Çingene Mahallesine Dönüş 26/10/2007

Kosova’da 100 Çingene 1999 yılında Arnavutların zorlamasıyla terk etmek zorunda kaldıkları evlerine geri döndüler. Birleşmiş Milletler mülteci komisyonun gerçekleştirdiği “Roman Mahallesine Geri Dönüş” başlıklı proje kapsamında, 1999 öncesinde yaklaşık 8000 Çingenenin yaşadığı Kosova’nın kuzeyine geri dönüşler başladı. Proje kapsamında yeniden yapılan müstakil ev ve apartmanlara ilk olarak 100 Çingene yerleştirildi. 2008 yılının Mart ayına kadar bu sayının 462’ye çıkması planlanıyor. Proje, evlerine dönen Çingenelerin toplumla bütünleşmesini sağlamak üzere de çeşitli aktivitelerin yapılmasını öngörüyor.

Kaynak: Roma Daily News


Geç Kalınmış Özür 30/10/2007
Romanya başbakanı Traian Basescu, Çingenelerden özür diledi. 2. Dünya Savaşında ölüm kamplarına gönderilen 25 bin Çingene için özür dileyen başbakan, “Devletimiz, 2. Dünya Savaşında Çingeneleri açlığa ve ölüme gönderdi. Kardeşlerim bunun için sizden özür diliyorum” dedi. Yapılan törende ölüm kamplarından kurtulan 3 Çingeneye devlet madalyası verildi. Romanya, 2. Dünya savaşında ölüm kamplarına 25 bin Çingene göndermiş ve bunların en az 11 bini yaşamını yitirmişti. Bu geç kalınmış özürden sonra çeşitli açıklamalar yapan sivil toplum örgütleri, bu olaya ders kitaplarında yer verilmesi gerektiğini ve günümüzde de kültürel ayrımcılığın devam ettiğini, hükümetin bu konuda gerekli tedbirleri alması gerektiğini belirttiler.


Irkçı Saldırılar ve Çingene Dernekleri 31/10/2007
Merkezi Bulgaristan’ın Sofya kentinde bulunan, Fırsat Eşitliği Derneği Girişimi, geçtiğimiz aylarda yaşanan ırkçı saldırıların faillerinin bulunması ve bu konuda kamuoyu oluşturulması çalışmalarına devam ediyor. 21 Ağustos günü dövülerek öldürülen 17 yaşındaki gencin faillerinin bulunması için görgü tanıklarıyla ve polisle görüşen dernek görevlisi avukatlar olayın yargıya taşınmasını sağladılar. Diğer taraftan yükselen ırkçılıkla ilgili kamuoyu yaratmak amacıyla bir belgesel çekilerek medya kuruluşlarına gönderildi. Ayrıca medya kuruluşlarından olaylarla ilgili programların yapılması ve toplumun bilgilendirilmesi çağrısında bulunuldu. Derneğin çektiği belgesel Bulgaristan Ulusal Kanal’ında önümüzdeki günlerde yayınlanacak.
Kaynak: equal_opportunities @abv.bg



Paramiliter Birlik Kurdular 01/10/2007
Avrupa’da kendini tekrar göstermeye başlayan Hitler bu sefer kuzu postuna büründü. Çek Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren Ulusal Parti’nin yetkilileri, Ulusal Muhafızlar adını verdikleri paramiliter bir grup kurduklarını belirttiler. Bu grubun amacının sadece parti çalışmalarına yardım etmek olmayacağını bunun yanında doğal afetlerde de halka yardım etmek olacağını belirttiler. Yapılan toplantıda göçmenler için “bütün Avrupa’yı sardılar, Çek halkının işlerini ellerinden çaldılar” gibi ifadelerin bulunduğu pankartlar açıldı. Ayrıca toplantıda, Çek Cumhuriyeti’nde çıkarılması planlanan ayrımcılığa karşı tedbirler paketinin gereksiz olduğu belirtildi.
Kaynak: http://www.romea.cz
Paramiliter: askeri niteliği olup orduya bağlı olmayan.


Hitler Macaristan'da 02/10/2007
Macaristan siyasal partilerinden birisi olan ırkçı Jobbik’in Ağustos ayında, 56 kişiyle kurulan paramiliter grubuna, geçtiğimiz günlerde yapılan törenle yüzlerce kişi daha katıldı. Siyah elbiseler giyen ve gamalı haç işlemelerinin bulunduğu bayraklar taşıyan grup yemin etti. Macar muhafızları adını taşıyan grubun sözcüsü, halkın kendilerini desteklediğini, şu ana kadar 5000 kişinin gruba katılmak için başvuruda bulunduğunu belirtti. Kendilerini Yahudi karşıtı olarak nitelendiren grup, Macar kültürünü yaymak istediklerini belirtiyorlar. Olayı yorumlayan analistler, Macaristan’da Yahudilerle kimsenin sorunu olmadığını, Yahudi karşıtı kendilerini niteleyen grubun ileri Çingene karşıtı olabileceğini belirtiyorlar.
Kaynak: www.romea.cz/


Çocuk Gelişim Merkezi 05/11/2007
Romanya’nın Tarneveni kentinde, belediye ve Buckner International isimli sivil toplum örgütünün işbirliğiyle çocuk gelişim merkezi açıldı. Çingene çocuklarının eğitim görmesi için açılan merkeze şimdilik 20 öğrenci kayıt yaptırmış. Yetkililer, merkezin kapasitesinin 60 olduğunu ve bu sayının yıl sonuna kadar yakalanabileceğini belirtiyorlar. Çocukların ücretsiz olarak kabul edildiği merkezde, aileler de merkezin temizliği gibi basit ihtiyaçlarını karşılayacaklar. Merkez, 7:30 ile 15:30 arasında hizmet verecek ve çocuklara sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilecek.
Kaynak : Roma Daily News


Çingenelere 1.6 Milyar Euro 06/11/2007
Bulgaristan’a, sivil toplum kuruluşları aracılığıyla kullanılmak üzere, Avrupa Birliği tarafından ayrımcılık ve sosyal entegrasyon projeleri için 1,6 milyar Euro aktarılmasına karar verildi.
Bulgaristan’da yaz aylarında yaşanan ırkçı saldırılarda 1 genç ölmüş, birçok kişi de yaralanmıştı. Sayıları 650 bine yaklaşan Bulgaristan Çingeneleri, kimi mahallelerde, ırkçı saldırılara karşı kendi kendilerini savunmak amacıyla gönüllü birlikler kurmak zorunda kalmışlardı.
Bulgaristan’a aktarılan bu paraların gerçekten Çingeneler için kullanılmasını umuyoruz.
Kaynak: FOCUS News Agency


Yürüyüşe Devam 07/11/2007
Geçtiğimiz hafta duyurduğumuz, belki de Hindistan Çingenelerinin hayatını etkileyecek en kapsamlı yürüyüş devam ediyor. Yürüyüşe şimdiye kadar 18 eyaletten insanlar katıldı. Başkent Delhi’ye doğru yürüyüşe geçen Dalitlerin sayısı yol boyunca artmaya devam ediyor. Yürüyüşün başladığı günden beri 300 km yol alan Çingenelerin sayısı 28 bine yaklaştı. 25 sivil toplum kuruluşunun da desteklediği yürüyüşün amacı, toprak ve su haklarını elde etmek. Çalıştıkları topraklarda hiçbir haklarının olmamasına itiraz eden Dalitler, şimdiye kadar herhangi bir hak talep ettiklerinde toprak sahiplerinin saldırılarına uğradıklarını belirttiler.


Çingeneler İlerleme Raporunda 08/11/2007
Avrupa Komisyonu dün Türkiye hakkında İlerleme Raporunu yayınladı. Raporda Çingenelerle ilgili saptamalarda var. Raporda Çingenelerin yaşadıkları bazı temel sorunlara değiniliyor. Raporda genel olarak geçen yılla benzer ifadeler var. "Romanlar yeterli seviyede barınma, eğitim, sosyal koruma, sağlık ve istihdama erişim alanlarında sorun yaşamaya devam ediyor.” ifadeleri raporda yer alıyor.
Kentsel dönüşüm sürecinin Çingenelere etkilerinin değerlendirildiği raporda konu ile ilgili şu bölüm yer alıyor. "Bakanlar Konseyi'nin Nisan 2006 tarihli bir kararının aldından, bir şehir yenileme programı uygulamaya konuldu. Bu bağlamda Roman mahalleleri başta İstanbul olmak üzere birçok ilde yıkıldı. İstanbul belediyeleri bu yıkımlar sonrasında Romanlara barınak, temel sıhhi hizmetler veya diğer sosyal ve ekonomik hizmetleri sunmak için hiçbir adım atmadı. İstanbul Sulukule semt sakinleri ve sivil toplum örgütleri İstanbul İdare Mahkemesi'ne, semtin istimlak ve tahliyesinin durdurulması için başvuruda bulundu."
Bu yılki ilerleme raporunda Türkiye'nin 2005-2015


İtalya Yanlış Yolda 11/112007
Romanya’nın Avrupa Birliği’ne girmesiyle birlikte, birçok Çingene Avrupa’nın değişik ülkelerine göç etmeye başladı. Romanyalı Çingenelerin büyük bir çoğunluğu da İtalya’ya göç etti. İtalyan yetkililer, ülkelerinde son dönemde artan hırsızlık, gasp gibi olayları bu göç dalgasıyla bağlantılı gibi göstermeye çalışıyorlar.
Yetkililer bu olayların önüne geçebilmek için bir dizi tedbirin alınması gerektiğini belirtiyorlar fakat önerilen tedbirler Çingenelerin yaşam koşullarını iyileştirmekten ziyade suç ve suçlu oranının daha da artmasına sebep olabilecek nitelikte.
Gündemde olan tedbirlerden en çok göze çarpanlar, sınır dışı etme ve özel vatandaşlık statüsü. “özel vatandaşlık” statüsünün içeriğinin nasıl olduğu ise belli değil. Çingeneler ise işlenen suçların, Çingenelerin hepsine mal edilmesinden büyük rahatsızlık duymaktalar. İtalya’da, çoğunluğunu Çingenelerin oluşturduğu bir milyon Romen yaşıyor ve bunların 600 bin kadarının ne çalışma ne de oturma izni var.


Yunanistan Sınıfta Kaldı 12/11/2007
Avrupa Birliği İnsan Hakları Komisyonu’nun ekim ayında hazırladığı rapora göre, Yunanistan, Çingenelerin sağlık, eğitim, konut ve politik yaşama katılmaları konusunda son yıllarda hiçbir gelişme gösteremedi. Hazırlanan rapora göre, Çingeneler neredeyse hiçbir partide görev almıyor ve politikacılar Çingenelerin düşünce ve isteklerini dikkate almıyorlar. Ülkedeki, Çingene mahallelerinin alt yapı sorunları halen devam etmekte, birçok çocuk eğitim ve öğretim olanaklarından mahrum kalmakta. Diğer taraftan Çingenelerin birçoğunun sosyal güvenlik sisteminden yararlanamadığı raporun en dikkat çekici kısımları olarak göze çarpıyor.


Irkçı Politikacı 13/11/2007
Çek Cumhuriyeti parlamenterlerinden Petr Paulczynski, Çingeneleri aşağılayan şakaların ve ırkçı söylemlerin bulunduğu bir takım metinleri kendisine ait internet sayfasında yayınladı. Ülkedeki Çingene dernekleri bu olayı kınayarak, parlamenteri ırkçılıkla suçladılar. Bu tür tepkilerin yoğunlaşmasıyla bir açıklama yapan Paulczynski, ırkçı olmadığını ve o yazıları, Çingene sorununun kamuoyunda tartışılmasını sağlamak için sitesine koyduğunu belirtti.
Kaynak: www.romea.cz


Yine Irkçı Saldırı 14/11/2007
Çek Cumhuriyeti’nin Bratislava kentinde 20 aşırı ırkçı, 2 göçmene saldırarak hastanelik ettiler. Geçtiğimiz Cuma günü meydana gelen olay, polis merkezi ve hastanenin birkaç yüz metre uzağında gerçekleşti. Hastaneye getirildiklerinde baygın olan göçmenler, ilk ifadelerinden isimlerinin ve geldikleri ülkelerin bilgisinin basına verilmemesini istediler. Polis kaynaklarına göre, gençlerden birisi Yunanistan diğeri ise Libya’dan göç etmişler.
Kaynak: www.romea.cz


Çingene Yemeği Yemezlermiş 19/11/2007
Hindistan’ın Andhra Pradesh's Nalgonda bölgesindeki bir okulda öğrenciler öğlen yemeklerini protesto ediyorlar. Okulun aşçılarının Dalit olmaları sebebiyle, yemekleri yemeyeceklerini belirten öğrenciler, aşçıların görevine son verilinceye kadar öğlen yemeklerini protesto edeceklerini belirttiler. Öğrencilerden bir tanesi, ailesinin yemekleri yemesine izin vermediğini söyledi. Okul müdürü ise kimseyi yemek yemesi için zorlayamayacaklarını belirten Çingene aşçıların işten çıkarılıp çıkarılmayacaklarıyla ilgili olarak herhangi bir açıklama yapmadı.
Okul öğrencilerinin birçoğu üst kastlardan birisi olan Reddy kastına mensup ailelerin çocukları. Bölgedeki toprakların büyük bir kısmına sahip Reddy kastı mensupları, topraklarında Çingene çocukları çalıştırıyorlar.


Irkçılar Kan Dökmeye Devam Ediyor 20/11/2007
Geçtiğimiz pazartesi günü, İtalya’nın Milan kentinde, bir Çingene kadının içinde bulunduğu baraka yandı. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre yangın, barakadaki gaz lambasından kaynaklanmış. Barakadan çıkarılan Çingene kadının cesedine yapılan otopsi sonrasında, ölümün yangından değil sert bir cisimle vücudunun muhtelif yerlerine vurulmasından kaynaklandığı kesinleşti. Yaz aylarında Livorno’da yaşanan kamp yangınının da yemek ateşinin çadırlara sıçraması sonucu gerçekleştiği söylenmişti. Olayın, ırkçılar tarafından gerçekleştirilen bir saldırı olduğu daha sonra ortaya çıkmıştı. Bu olaylar son yaşanan baraka yangınında olayın ırkçı bir saldırıdan kaynaklandığı ihtimalini güçlendiriyor.


Önce Kendinize Bakın 21/11/2007
Son dönemde İtalyan hükümetinin Romanya’dan gelen Çingenelerle ilgili aşırı tedbirler almasını ve bunun sebebi olarak da Avrupa Birliği’nin sınırlarını kontrolsüz biçimde açmasına bağlaması üzerine, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, İtalya’nın her şeyden önce kendi içindeki yabancı düşmanlığını yok etmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği’nin, göçmenlerle ilgili bütünleşme politikaları olduğunu ve bu politikaların AB’nin, üye ülkelere dağıttığı fonlarla uygulandığını belirtti. Ayrıca AB’nin Çingenelere özgü bir entegrasyon projesi olduğunu ve proje kapsamındaki fonlardan faydalanmak için İtalya’nın herhangi bir başvurusunun olmadığının altını çizen Barroso, Çingenelerin de AB’nin vatandaşları olduğunu vurguladı.


İrlanda'da Yürüyüş 23/11/2007
Dublin’de Çingeneler evlerinin yıkılmasını protesto etmek için yürüyüş yaptılar. Birleşik Krallığın en büyük Çingene yerleşim bölgesi Dale Farm’daki 86 evin yıkımı için karar alan hükümeti protesto eden Çingeneler, bu uygulamanın insan haklarına aykırı olduğunu ve mücadelelerinin devam edeceğini belirttiler. Ayrıca önümüzdeki hafta Salı, Ulusal Çocuk Hakları gününde Çingene çocuklar, okullarda yaşadıkları ayrımcılıkları ayrımcılığı ve evlerinin yıkılmasını protesto etmek için yürüyüş düzenleyecekler. Sivil toplum kuruluşları temsilcileri, sene de bir günün “Ulusal Çingene Günü” olması ve o günün tatil ilan edilmesini hükümetten talep edecekler.
Kaynak: Roma Virtual Network


Korkunç İddia: Katliam! 24/11/2007
Hindistan Çingeneleri (Dalitler) hakkinda arastirmalar yapan ve yasanan ayrimcilikla ilgili çalismalar yürüten, Dr. Udit Raj'in iddialarina göre Bati Bengal'de bulunan Nandigram bölgesinde 600 kadar Dalit öldürüldü. Raj, yaptigi açiklamada sivil toplum örgütlerinin ve medya kuruluslarinin bölgeye girisinin yasaklandigini belirtti. Bölgenin “Özel Ekonomik Bölge” ilan edildigini ve burada yasayanlarin büyük çogunlugunun Dalitler ve Müslümanlar oldugunu belirtti. Bölgeden haber alinamamasi ve giris-çikislara izin verilmemesinin, burada büyük bir katliam yasanmis olabileceginin isareti oldugunu belirtti. Iddianin dogruluguyla ilgili gelismeleri sizlere duyurmaya devam edecegiz.


Bükreş’te 50 kişilik bir grup, İtalya’da son dönemlerde Çingenelere karşı gerçekleştirilen saldırıları protesto etmek için yürüyüş yaptı. Medyanın büyük ilgi gösterdiği yürüyüşte, katılımcılar mahkum kıyafetleri giydiler ayrıca taktıkları maskelerle de yüzlerini gizlediler. Yapılan basın açıklamasında, uygulanan ayrımcılık politikaları nedeniyle dünyanın hapishaneye dönüştüğünü, insanların ise dünyanın mahkumları olduğunu belirttiler. Avrupa’da ırkçılığın yükseldiğinin fakat hükümetlerin bu durum karşısında hareketsiz kaldıklarının altını çizen protestocular, ırkçıların bu tür gösterilere katılanların fotoğraflarını çekip, forumlarında hedef gösterdikleri için yüzlerini gizlemek zorunda kaldıklarını belirttiler.
Kaynak: www.divers.ro


Polonya Çingenelerinden olan ve “Popuzsa”(koyun) lakabıyla tanınan Bronisława Wajs’in (1908-1987), Gorzow kentinde heykeli törenle açıldı. 2. Dünya Savaşı sırasında Polonyalı çocuğu ölümden kurtaran Çingene kadın, yazdığı şiirlerle de ülkenin önemli şairlerinden birisi olarak kabul ediliyor. Şiirlerini Romani’den birçok dile çevrilen şair, şiirlerinde en çok doğa ve Çingeneleri anlattı.
Kaynak: www.polskieradio.pl


İtalyan hükümetinin, ülkede suç oranlarının artması ve bu artışı Çingenelere bağlaması büyük tepkilere sebep olmuştu. İtalyan yetkililer bununla da kalmayarak Çingeneleri sınırdışı etmek için çalışmalara başladı. Bu durumu protesto eden sivil toplum kuruluşları geçtiğimiz hafta bir yürüyüş düzenlediler. Yürüyüşte, yabancı düşmanlığının bu tür kılıflarla Çingenelere yansıtılmasının modern demokrasilerde olamayacağı belirtildi. Göçmenleri sınırdışı etmenin hiçbir zaman çözüm olmayacağı ayrıca yaşanan adli vakaların sorumluluğunun bütün Çingenelere yıkılamayacağının yetkililerce anlaşılması istendi.
Kaynak: Roma Virtual Network



Bulgaristan'da Yerel Seçimler 03/12/2007
Bulgaristan’da 28 Ekim 2007 tarihinde yapılan yerel seçimler, Doğu Avrupa’da son dönemde gelişen Çingene karşıtı hareketlerin ve başarıya ulaşamayan sosyal bütünleşme projelerinin bir göstergesi gibiydi. 1993 yılında yapılan yerel seçimlerde belediye meclislerinde 126 adet Çingene temsilci bulunmaktaydı; bu sayı son seçimlerde 93’e düştü. Bulgaristan’da Evroroma, Roma, Drom ve yeni kurulmuş olan Solidarnost isimli dört tane Çingene partisi bulunmakta. Bu partiler, ülkedeki 264 belediyenin 183’ü için aday çıkarttılar.
Son yerel ve genel seçimlerde alınan oyların karşılaştırmasına bakılacak olursa, 93 temsilcinin seçilmesini sağlayan 76236 oy, 2005 yılında yapılan genel seçimlere giren tek Çingene partisinin oylarının toplamı olan 45637’den fazla olmasına rağmen bu artışın temsilci sayısına yansımadığı görülmektedir. Bu çelişkinin kaynağında Bulgaristan parlamentosunun, temmuz ayında yasalaşan ve yerel seçimler için %9 barajını içeren kararı bulunmakta. Baraj uygulaması, küçük partilerin belediye meclislerinde temsil edilmesini imkansız hale getirdi.
Kaynak: Roma Virtual Network



"Ana" Avrupa Turunda 04/12/2007
Çingenelerin Anası” lakabıyla tanınan, Makedonyalı sanatçı Esma Redzepova, Avrupa Konseyi’nin finanse ettiği Dosta isimli bilinçlendirme kampanyası kapsamında Avrupa ülkelerinde çeşitli konserler verecek. Avrupa turuna, Strazburg’daki Avrupa Konseyi’nde verdiği konserle başlayan Redzepova, konserlerine orta ve doğu Avrupa ülkelerinde devam edecek.
Kampanyanın amacı, Avrupa Birliği ülkelerinde varolan Çingeneler hakkındaki önyargıların ortadan kaldırılması. Bilinçlendirme kampanyası kapsamında, kültürel etkinliklerin yanı sıra Çingenelerle ilgili çeşitli eğitim çalışmaları da düzenlenecek.




Srilanka'da Irkçı Saldırı 05/12/2007
Irkçılık, dünyada sınır tanımadığını bir kez daha gösterdi. 28 Kasım günü, Sri Lankalı bir Çingene ırkçılar tarafından saldırıya uğradı. 22 yaşındaki üniversite öğrencisi, Pradeep Mano Hara, evine gitmek için otobüs beklediği sırada 3 ırkçı tarafından fena şekilde dövüldü. Hara, üniversitelerinde göçmen öğrencilerin sürekli olarak ırkçıların sözlü saldırılarına maruz kaldıklarını ve saldırı sırasında da, ırkçıların göçmenleri aşağılayıcı sözcükler kullandıklarını belirtti. Saldırı sonuncunda vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar oluşan genç hakkında, polisler, olayın soruşturma aşamasında olduğunu, bu yüzden herhangi bir bilgi veremeyeceklerini belirttiler.
Kaynak: www.romea.cz



Çingene Olmak Zor Zanaat 06/12/2007
Slovakya’da ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı çalışmalar yürüten sivil toplum örgütü People Against Racism (Irkçılığa Karşı İnsanlar), Çingenelerin Slovakya’da, yaşadığı ayrımcılığı bütün çıplaklığıyla kanıtlayan bir çalışma gerçekleştirdiler. Kamusal alanda yapılan bir dizi test, Çingeneler için hayatın ne kadar zor olduğunu gösteren küçük kanıtlardı.
Çalışma, restoran, berber, bar gibi alanlara birisi Çingene olan 2 kişinin gönderilmesi üzerine kurgulandı. Gönderilen 2 kişinin de giyimleri ve kullandıkları cep telefonu, kol saati gibi aksesuarlar eşit düzeydeydi. Fakat bu iki kişinin birbirlerinden ayrıldıkları nokta, Çingene olmayan kişinin beyaz tenli olmasıydı. Çingene olan kişiye berberde hizmet verilmedi, barda ise servis yapılmadı. Çingene olmayan, beyaz tenli denek ise bu alanların hepsinde sorunsuz bir şekilde hizmet aldı.
Yaptıkları çalışma hakkında bilgi veren dernek görevlisi Jaroslava Farkasova, çalışmalarını kent ve köylerde sürdürdüklerini ve köylerde yaşanan ayrımcılığın kentlere oranla daha yüksek olduğunu belirtti. Yaptıkları 90 testten 80 tanesinde ayrımcılığın açık bir şekilde yaşandığını söyleyen Farkasova, ayrımcılık vakalarının gizli bir şekilde gerçekleştiğini sözlerine ekledi. Farkasova yaşanan gizli ayrımcılığı şu sözlerle açıkladı: Çingene deneğin, berberde hizmet alamamasının sebebi randevusuz gitmesiydi fakat Çingene olmayan denek randevusuz gitmiş ve biraz bekledikten sonra hizmet alabilmişti. Barda da benzer bir durum yaşandı, Çingene deneğin oturduğu masanın daha önceden başka birisi için ayrıldığı gerekçesiyle kibarca, bardan kovuldu. Çingene olmayan denek ise daha sonra aynı masaya oturarak sipariş verdi ve siparişi kısa bir süre sonra getirildi.
Kaynak: www.romea.cz


Irkçılar Heykellere Tırmanıyor 07/12/2007
22 Kasım’da Prag kent merkezi, ırkçıların gövde gösterisine sahne oldu. kent merkezindeki güvenlik kameralarının kaydettiği gösteride, 30 kadar ırkçı, St Wenceslas heykeli etrafında toplanarak çeşitli sloganlar attılar. Daha sonra grup içinden birkaç kişi heykele tırmanarak, nazi selamı verdi. Görgü tanıkları, ırkçı gruptaki birçok dazlağın, almanca konuştuklarını belittiler. Görgü tanıklarının, polise haber verdiklerini gören ırkçılar, güvenlik görevlileri gelmeden alanı terk ettiler. Yetkililer, yüzlerini çeşitli maskelerle kapatan ırkçıların teşhis edilmesinin zor olduğunu fakat soruşturmanın devam ettiğini belirttiler.
Kaynak: www.romea.cz



100 Ev Kundaklandı 09/12/2007
Geçtiğimiz günlerde, Hindistan’ın Bhubaneswar kentinde bulunan Dalit köyündeki evler, üst kast mensuplarınca ateşe verildi. Olay sonucunda 100 ev tamamen yandı. Üst kast mensubusu 2 genç, bir kavşakta geçiş üstünlüğü olmamasına rağmen, içinde 2 Dalit gencin olduğu arabaya yol vermediler. Tartışma kavgaya dönüştü bir süre sonra yatıştırılan gençler olay mahalini terk ettiler. Fakat yaklaşık 400 kişilik bir grupla Dalit köyüne geri dönen kişiler Dalitlere saldırmaya başladılar ve evleri ateşe verdiler. Olaylarda ölen olmazken, birçok insan yaralandı, polis kavganın büyümesini engelleyemedi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre polisler evlerin yakılmasına engel olmadılar.


Dalitler Eşitlik İçin Yürüdü 10/12/2007
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de kastlar arası eşitsizlikler ve bu eşitsizliklerden kaynaklanan ayrımcılığa son verilmesi amacıyla yaklaşık 5000 kişi büyük bir yürüyüş düzenledi. 5000 kişilik grubun içinde Hindistan Çingeneleri Dalitler, Sintiler ve Müslümanlardan oluşan alt kast mensupları bulunmaktayd. Yürüyüş başkentte bulunan meclis binasına kadar sürdü ve kast sisteminin yarattığı eşitsizlikler üzerine çeşitli konuşmalar yapıldı. Kast sisteminden kaynaklanan, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanamama, toprak ve doğal kaynakların kullanımındaki adaletsizlikleri içeren konuşmaları, eşitlik için atılan sloganlar kesti.
Dalitlerin yaşam koşullarının insan hakları ile bağdaşmadığını belirten konuşmacılar, bu kötü şartların düzeltilmemesinin ana sebebinin Hindistan’da bulunan kast sistemi olduğunun altı çizildi.


Çingenelere Sormadan Olmaz 11/12/2007
Bulgaristan’da Çingenelerin kurduğu 50 sivil toplum örgütü, başbakan Sergei Stanishev’e bir mektup göndererek, yaptıkları çalışmaların politikacılar tarafından dikkate alınmamasını ve çalışmalarını yürütürken devlet görevlilerince oluşturulan baskıları protesto ettiler. Mektupta öne çıkan eleştiriler şunlar:
· Çingene derneklerinin, Çingenelerin toplumla bütünleşmesine yönelik projelerde etkisiz bırakılması ya da yok sayılması,
· Devletin, Çingenelerle ilgili düzenlemelerinde, derneklere danışılmaması,
· Çingene temsilcilerin, Çingeneler ile ilgili komisyonlarda görev alamaması.

Bulgaristan’ın Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden, Dushana Zdravkova, bu eleştirilere tamamen katıldığını belirterek, Çingene derneklerini desteklediğini belirtti. Hükümetin, Çingene derneklerine çocukmuş gibi davranıldığının altını çizen Zdravkova, hükümetin 1 ay içerisinde mektuba cevap vermemesi durumunda konuyu Avrupa Parlamentosu’na taşıyacak.
Kaynak: Roma Virtual Network


Hindistan Çingene Mezarlığı Oldu 12/12/2007
Hindistan, her gün yeni bir Çingene saldırısına sahne oluyor. Tecavüzlerin, cinayetlerin, kundaklamaların ardı arkası kesilmiyor. Bu vahşice saldırıların failleri ise yakalanamıyor ya da yakalanmıyor. Saldırıların nedeni ise ne hırsızlık ne de suç teşkil edebilecek herhangi bir hareket! Saldırıların tek nedeni, Çingenelerin en alt kastın mensubu olmaları ve üst kastların Çingenelerle birlikte yaşamak istememeleri. Bu durum, Çingene ölümlerini ya da tecavüzlerini ülkenin gündelik hayatının bir parçası haline getiriyor ve ülkeyi belki de dünyanın en büyük Çingene Mezarlığına dönüştürüyor.
Bu “olağan” olaylara 1 Aralık günü bir yenisi daha eklendi. Daha önce birçok tecavüz ya da cinayet haberi verdiğimiz Muzaffarnagar kentinde, bir Dalit ailenin evi basıldı ve 50 yaşında bir kadın vahşice öldürüldü. Öldürülen kadının 2 çocuğu ise saldırıda ağır biçimde yaralandı. Olayın failleri ise yine yakalanamadı.



Mayawati'nin Çağrısı 13/12/2007
Hindistan’ın en büyük beşinci eyaleti Uttar Prades’in başvekili, Hindistan Çingenelerinin gururu Mayawati Kumari, yaptığı çağrıyla, ülkedeki bütün kastların birlik olmasını; kast sisteminden kaynaklanan eşitsizliklerin son bulmasını istedi. Hindistan’da eşitlikçi bir toplumun oluşabilmesi için her şeyden önce kastlar arasındaki ayrımın ortadan kalkması gerektiğini belirten Mayawati, bunun ancak kastların kendi verecekleri kararla mümkün olabileceğine inandığını söyledi. Mayawati, kastlar arasında ayrımın ortadan kalkabilmesi için, siyasal partilere ve sivil toplum örgütlerine büyük sorumluluklar düştüğünü ve yapılacak ortak çalışmalarla sosyal kardeşliğin temellerinin atılacağının altını çizdi. Ülkedeki en alt kast mensupları olan Dalitlerin, kastlar arasındaki acımasız ayrımlar sonucu insanlık dışı muamelelere maruz kaldığını ve Dalitlerin yaşadığı zulmün üst kastların sorumluluğunda olduğu belirten Mayawati, çağrısına Dalitlerden önce üst kastların cevap vermesini istedi.


Çingene Yoksulluğu Sınır Tanımaz 14/12/2007
Moldova Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu’nun yaptığı yoksulluk araştırması, dünyanın değişik ülkelerindeki Çingenelerin ortak paydalarından birisinin de yoksulluk olduğunu gösteren önemli bir çalışma. 7 Aralık’ta sonuçları açıklanan araştırmaya göre Moldova Çingeneleri, büyük bir yoksulluk içinde yaşamaya çalışıyorlar. Araştırmanın sonuçlarını, basın mensupları ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda açıklayan, komisyon üyesi Stefan Secareanu, yoksulluğun, eğitim, sağlık, güvenlik ve konut durumu gibi özellikler üzerinden tanımlandığını belirtti.
Araştırma, ülke genelinde yaşayan Çingenelerin, yoksulların 1/3’ni temsil ettikleri ve aylık gelirlerinin yoksulluk sınırının 2 kat altında olduğunu gösterdi. İşsizlik oranı, diğer yoksullara oranla 2 kat fazla, dolayısıyla ülkede yaşayan Çingeneler aylık gelirlerini, katı atık toplayıcılığı, falcılık, dilencilik, uyuşturucu satıcılığı gibi marjinal sektörlerden elde ediyorlar. Bu durumun doğal sonucu olarak, ülkedeki Çingenlerin hiçbirisinin sosyal güvenliği yok. Araştırmanın gösterdiği bir başka önemli sonuç ise, konutlardaki yaşam koşullarının çok kötü oluşu; Çingenelerin yaşadığı bölgelerde altyapı sorunları var. Konutların %80’ni banyo, tuvalet, temiz su gibi zorunlu ihtiyaçlardan yoksun.
Araştırmanın eğitimle ilgili sonuçları da çok tanıdık. Çingenelerin neredeyse tamamı okuma ve yazma bilmiyor. Nüfusun sadece %4’ü eğitim olanaklarına sahip. Ülkede ortalama yaşam süresine göre Çingenelerin durumuna bakıldığında ise durum yine çok kötü. Ülkede ortalama yaşam süresi 68 yılken, bu rakam Çingenlerde 65 seneye düşüyor.
Araştırma sonuçları, bütün dünyada olduğu gibi Moldova’da da Çingenelerin yaşam koşullarının, yoksulluk nasıl tanımlanırsa tanımlansın, sınırların çok altında olduğunu gösteriyor. Birçok ülke kendisini “sosyal devlet” olarak tanımlasa da Çingeneler, sosyal devletin ne olduğunun farkında olamayacak kadar yoksullar.



Kaynak: /www.info-prim.md


Romenlerden Garip Talep 17/12/2007
Romanya hükümetinin yaptırdığı araştırmaya göre, Romenlerin %76’sı, Romanlarla kendilerinin karıştırıldığını düşünüyor.
Romenler, İngilizcede kendilerini tanımlamak için kullanılan “Romanian” sözcüğünün, ingilizcede “Çingene” kelimesinin karşılıklarından birisi olan ve “politik doğru” olarak kabul edilip, kullanılan “Roma” ile karıştırılmasından rahatsızlar. Bu gibi karışıklıklara mahal vermemek amacıyla “Gypsy” sözcüğünün “Roma” sözcüğü yerine kullanılmasını istiyorlar.
Kaynak: www.idebate.org



Çingeneler Apartmanlara Yerleşecek 18/12/2007
Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da 237 Çingene ailenin oturduğu, baraklardan oluşan Gazelle mahallesi, çevredeki insanların rahatsız oldukları ve mahallenin üzerinden geçen köprünün artan araç yoğunluğuna karşı güçlendirileceği gerekçeleriyle yıkılacak. 30 yıl önce inşa edilen Gazelle Köprüsü altında oluşan Gazelle Çingene mahallesinin kanalizasyon, elektrik ve suyu bulunmuyor. Yıkımına başlanan mahallede Çingeneler için bölge belediyesi yapımını üstlendiği şehrin dışındaki apartmanların yapımı ise tamamlanmak üzere. 237 aile önümüzdeki günlerde konutlara yerleşmeye başlayacaklar. Gazelle mahallesinde yaşayan Çingeneler bu uygulamadan memnun olduklarını, buradaki yaşamlarının çok kötü olduğunu belirtirken, yetkililer Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde buna benzer birçok bölge bulunduğunu ve bu gibi yerleşim yerlerinin, çağdaş konutlar yapılarak kademeli olarak ortadan kaldırılması gerektiğini söylediler.
Kaynak: www.romea.cz



Çek Başbakan Sorun Etnik Değil Sosyal 19/12/2007
Slovakya Cumhurbaşkanı Ivan Gasparovic, geçtiğimiz Salı günü, İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen bir toplantı sonrası yaptığı açıklamada, ülkesindeki Çingenelerin yaşadığı sorunların temelinde ırkçılık değil sosyal politikaların yetersizliği olduğunu belirtti. Özellikle Çingenelere karşı gerçekleştirilen saldırıların bir kısmının ırkçılık temelinde olduğunu kabul etti. Saldırıların büyük çoğunluğunun daha farklı nedenlerden kaynaklandığını belirten Gasparovic, bu farklı nedenlerin neler olabileceği konusunda ileride çeşitli toplantılar yapılabileceğini sözlerine ekledi.


Gettoların Oluşumu Engellenmeli 20/12/2007
Çek Cumhuriyeti, muhalefet partisi sosyal demokrat CSSD’nin başkanı Jiri Paroubek, Kuzey Bohemya’da yaptığı konuşmada ülkede yeni gettolar oluşmaması ve varolan gettolardaki yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu açıkladı. Çoğunluğunu Çingenelerin oluşturduğu gettolardan birisi olan Litvinov’u ziyaret eden Paroubek, buralarda yaşayan insanların sosyal güvenlikten yoksun olduklarını, çocukların eğitim olanaklarından büyük ölçüde yararlanamadığını ve suç oranlarının çok yüksek olduğunu altını çizdi. Yaşam koşullarının kötülüğü ile suç oranları arasında ilişki olduğunu dolayısıyla bu sorunların bütün ülkeyi etkilediğini belirtti.
10 milyon nüfusu olan Çek Cumhuriyeti’nde 80.000 insan gettolarda yaşıyor ve bu insanların büyük bir kısmını Çingeneler oluşturuyor.
Kaynak: www.romea.cz


Hindistan'da Yemek Boykotları Yayılıyor 21/12/2007
Bazı okulların yemekhanelerinde çalışan Çingenelerce yapılan yemeklerin, üst kast üyesi öğrenciler tarafından Çingenenin yemeği yenmez önyargısıyla boykot edilmesi sonucu gelişen olaylar, giderek ülke geneline yayılmaya başladı.
Son olay geçtiğimiz Cuma günü Lucnow kenti, Bibipur İlköğretim Okulu’nda yaşandı. 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinden oluşan 70 kişilik grup, imza kampanyası başlatarak okullarında aşçılık yapan Dalit kadının, hijyen koşullarına uymadığı gerekçesiyle işten çıkarılmasını istediler. 1 haftadır yemek yemeyen öğrenciler, Dalit aşçının işine son verilene kadar protestolarına devam edeceklerini söylediler. Öğrencilerden bazıları, böyle bir eylem yapmaları için ailelerinin kendilerine destek olduklarını ve ailelerin Dalit aşçının yaptığı yemekleri yememeleri konusunda kendilerine telkinlerde bulunduklarını söylediler. Okul yöneticileri ise, sorunun aşçının alt kasttan olmasından değil, yemeklerin kötü olmasından kaynaklandığını ve gerekirse aşçının işine son verebileceklerini iddia ettiler.

Hindistan Kadın Birliği (AIDWA)temsilcileri okulu ziyaret ederek, aşçılarla ve okul görevlileriyle görüştüler. Yemekhane ve mutfağı gezen sivil toplum örgütü temsilcileri aşçıların ve mutfağın hijyen koşullarına uyduklarını, yemeklerin lezzetli olduğunu ve protestonun temelinde Hindistan’daki kast sorunu olduğunu belirttiler. Bu soruna çocukların alet edilmesinin de çok düşündürücü olduğunun altını çizdiler.





Fransa Çingeneleri Sınırdışı Etti 23/12/2007
12 Aralık günü Fransa yüz yirmisi Çingene olmak üzere yüz elli Romen’i, 3 aylığına Fransa’ya dönmeyeceklerini belirten bir belge imzalatarak sınırdışı etti. Her bir yetişkin için 300 ve her bir çocuk için 100 Euro veren Fransız Hükümeti, aileleri uçağa bindirerek ülkelerine gönderdi. Hiçbir medya kuruluşunun haberini yapmadığı olay 2 Çingene sivil toplum örgütü sayesinde dünyaya yayıldı. Olayın Fransa’ya yayılmasından sonra sivil toplum örgütleri bağımsız medya kuruluşlarını kullanarak, olaydan bir hafta sonra başkent Paris’te bir protesto gösterisi organize ettiler. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı yürüyüşte, Fransız hükümetinin daha önce de buna benzer uygulamalar yaptığı belirtildi. Protestocular, ne sınırdışı edilme olayının ne de yürüyüşün Fransa’nın yaygın medya kuruluşlarınca haber niteliği taşımamasını da tepkiyle karşıladıklarını söylediler.
Kaynak: Roma Virtual Network


Yine Tecavüz 24/12/2007
Hindistan yine vahşi bir tecavüz olayına sahne oldu. Yine bir Dalit kadınına tecavüz edildi. Batı Godavari bölgesinde bulunan Kamavarapukota kentinde geçtiğimiz Perşembe günü bir Dalit kadınına akşam evine döndüğü sırada feci şekilde dövülerek tecavüz edildi. Tecavüz olayında sonra yaklaşık 200 Dalit olayı protesto etmek için sokaklara döküldü. Dalitler, hemen hemen her gün bir kadına tecavüz edildiğini ve faillerin yakalanamadığını belirterek tecavüz olaylarına tepki gösterdiler. Protestocuların sözcüsü, “kast sistemine göre bizler dokunulmazız, yaptığımız yemekler yenilmiyor, kullandığımız eşyalara diğer kastlar dokunmak bile istemiyorlar, peki kadınlarımıza neden tecavüz ediliyor?” sorusunu sorarak tepkisini dile getirdi.


Irkçılık Alarm Veriyor 25/12/2007
Çek Cumhuriyeti’nde ilkokul ve lise öğrencileri arasında yapılan bir araştırma, ülkede ırkçılığın küçük yaşlardan itibaren oluşmaya başladığının önemli bir göstergesi oldu. Araştırma sonuçları ülkenin ırkçılık konusunda alarm verdiğini gösteriyor.
Yaşları 12-20 arasında değişen 1685 öğrenciye uygulanan anket çalışmasına göre, öğrencilerin büyük bir çoğunluğu, Çingeneler, evsizler ve fahişelere karşı kötü hisler beslerken; yaşlılar ve engellilere karşı iyi hisler beslediklerini ve ülkelerinde hiçbir etnik ya da sosyal ayrımcılık örneği görmediklerini belirtmişler.
Araştırmayı yapan kuruluşun temsilcisi Michaela Bernardova, sonuçların ülkenin ırkçılık konusunda alarm verdiğini söyledi. Bu sonuçların ortaya çıkmasında en büyük rolü medyanın oynadığını söyleyen Bernardova, medyanın tek taraflı yayınlarına son vermesinin ve devletin çeşitli sosyal programlarla ırkçılık eğilimini ortadan kaldırmasını gerektiğini belirtti. Ülkede benzer bir araştırma 5 yıl önce yapılmıştı ve 5 yıl öncesinin sonuçlarına göre ırkçı eğilimlerin daha da artmış olduğunu gördüklerini söyleyen temsilci Çingenelerle ilgili şu önemli sonuçları basınla paylaştı:
· Gençlerin %75’i Çingenelere karşı negatif hisler beslerken, %14’ü Çingeneler hakkında iyi hisler beslediklerini belirtirken, %11 herhangi bir görüş belirtmemiş,
· %50’lik bir grup Çingenelerle birlikte eğitim görmek istemiyor ve Çingenelere özel okullar açılmasını istiyor,
· Araştırmaya katılan öğrencilerin %80’i ise, Çingenelerin karşılaştıkları sorunların, topluma uyum sağlayacak kapasitelerinin olmamasından kaynaklandığını düşünüyorlar,
· %30 oranında ise öğrenciler, Çingenelerin Çek Cumhuriyeti’nden gönderilmesini istiyorlar.

Kaynak: www.romea.cz


Çingene Düşmanı Yürüyüş 26/12/2007
Çek Cumhuriyeti’ndeki ırkçı gruplar 19 Ocak 2008 tarihinde Plezen’de yürüyüş yapmayı planlıyorlar. Büyük bir gövde gösterisine dönüşme olasılığı olan yürüyüşte, ırkçıların silahlanabileceği konusunda çeşitli endişeler var. Plezen Belediyesi, yürüyüşçülerin silahlı olma olasılığını da göz önünde bulundurarak, polisle işbirliği içinde ve yürüyüşün engellenebilmesi için çeşitli çalışmalar yapıyor.
Yürüyüşü düzenleyen ırkçı grupların başında ve neo-nazi gruplarla sıkı ilişkileri olan Vaclav Bures, 19 Ocak’ta yapılması planlanan yürüyüşün, 10 Kasım 2007 günü başkent Prag’da polis tarafından engellenen yürüyüşleri gibi olmayacağını, bu sefer kendilerini korumak ve yürüyüşlerini gerçekleştirmek için ruhsatlı silahlarını da yanlarına alacaklarını ifade etti.
Kaynak: www.romea.cz


Geçtiğimiz Salı günü Hindistan’ın Bihar eyaletinde bulunan Maura Kaviyati köyünde, 45 yaşındaki Dalit Nago Rishidev linç edilerek öldürüldü. Toprak sahipleri ve kahyalar tarafından ürünlerden çaldığı gerekçesiyle fena şekilde dövülen Dalit yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Köylülerden alınan bilgilere göre, öldürülen Dalit, herhangi bir hırsızlık olayına karışacak birisi değildi. Ayrıca, köylüler olayın neyden kaynaklandığı konusunda herhangi bir bilgilerinin olmadığını da belirttiler. Polisler olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini fakat şu ana kadar kimsenin yakalanmadığını belirttiler.
Kaynak: http://www.earthtimes.org



Nazi Soykırımını Anma Günü 28/12/2007
Bundan böyle her 27 Ocak günü, 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından öldürülen Çingene ve Yahudileri anma günü olacak. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Sovyet Ordusunun, en büyük Nazi toplama kampı olan Auschwitz-Birkenau kampını ele geçirip faaliyetini durdurduğu 27 Ocak 1945 tarihine atfen, her Ocak ayının 27. gününü savaşın kurbanlarını anma günü olarak ilan etti.
Avustralya’da faaliyet gösteren Yahudi Soykırım Müzesi ve Araştırma Merkezi bu sene yapılması planlanan anma etkinliklerine ülkede faaliyet gösteren Çingene Derneğini de davet etti. Anma etkinlikleri kapsamında, 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafında soykırıma uğratılan Çingene ve Yahudiler çeşitli etkinliklerle anılacak. Ayrıca soykırımdan kurtulan insanlara da madalya takılması bekleniyor.
Kaynak: http://www.geocities.com/sani1574/Romani-Assoc-Australia



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder